248
takımın fizik kalitesini gözümüzün içine soktuğu, üzerine koymanın ne demek olduğunu iliklerimizde hissettiren bir karşılaşma oldu. ilk yarıdaki tempolu oyuna, bursa çok güzel cevap verdi. karşılıklı bir maç oynandı. ancak ikinci yarıda fizik kalite bursa'nın bu oyunu daha fazla sürdüremeyeceğini gösterdi.
her şey yolunda, skor kötüydü. şu maçı 1-0 kaybetmiş olsak üzülmezdim. olması gereken oldu, futbolun olmayan adaleti tecil etti. skor da lehimize döndü. oyun olarak zaten kazandığımız maçı, skor olarak da kazanmış olduk.
bu maçın önemini anlamak lazım. aklı başında, ne yaptığımızı bildiğimiz maç oldu. sezon başındaki coşkulu fakat "ham" oyunumuz, olgunlaşma evresine bu maçla girdi.
oyuncu değişikliklerine gelince...
tudor 3'lü savunmaya dönmeye meyilli bir hoca. fakat sorun şurada. antalya'da* felakete sürüklenen bir oyun varken, müdahale etme gereksinimi hissetmeyip; bu maçta adeta gol geliyorum derken kökten bir değişiklik anlayışı enteresan değil mi? bu gariplik sahaya da yansıdı. rakibi boğduğumuz anda yapılan bu iki değişiklik (mariano, lato) takımı 5 dakikalık bir komaya soktu. kim, nerede, ne yapıyor, n'oluyoruz durumları bariz bir şekilde sahaya yansıdı. sonra goller geldi, ama bu yeni planın bir parçası gibi değildi sanki.
öte yandan,
bahsedildiği gibi bu değişikliklerle kumar oynadığını düşünmüyorum. kafasındaki planı ortaya koydu. ama bunu oyunu okuyarak değil, kafasında olduğu için yaptı tudor. takımın ilk planı da gayet işliyordu. genel olarak kendisi, adım adım doğru organizasyonlar kurmaya devam ediyor. fakat bu b planı, c planı meselelerine çok takılmaması lazım. önemli olan, takımın ilk planıdır. sahaya koyduğu plan da gayet güzel işliyor.
bu maçın berabere bitmesi bile önemli iken, bu kadar sağlam bir galibiyet için teşekkürler galatasaray...
her şey yolunda, skor kötüydü. şu maçı 1-0 kaybetmiş olsak üzülmezdim. olması gereken oldu, futbolun olmayan adaleti tecil etti. skor da lehimize döndü. oyun olarak zaten kazandığımız maçı, skor olarak da kazanmış olduk.
bu maçın önemini anlamak lazım. aklı başında, ne yaptığımızı bildiğimiz maç oldu. sezon başındaki coşkulu fakat "ham" oyunumuz, olgunlaşma evresine bu maçla girdi.
oyuncu değişikliklerine gelince...
tudor 3'lü savunmaya dönmeye meyilli bir hoca. fakat sorun şurada. antalya'da* felakete sürüklenen bir oyun varken, müdahale etme gereksinimi hissetmeyip; bu maçta adeta gol geliyorum derken kökten bir değişiklik anlayışı enteresan değil mi? bu gariplik sahaya da yansıdı. rakibi boğduğumuz anda yapılan bu iki değişiklik (mariano, lato) takımı 5 dakikalık bir komaya soktu. kim, nerede, ne yapıyor, n'oluyoruz durumları bariz bir şekilde sahaya yansıdı. sonra goller geldi, ama bu yeni planın bir parçası gibi değildi sanki.
öte yandan,
bahsedildiği gibi bu değişikliklerle kumar oynadığını düşünmüyorum. kafasındaki planı ortaya koydu. ama bunu oyunu okuyarak değil, kafasında olduğu için yaptı tudor. takımın ilk planı da gayet işliyordu. genel olarak kendisi, adım adım doğru organizasyonlar kurmaya devam ediyor. fakat bu b planı, c planı meselelerine çok takılmaması lazım. önemli olan, takımın ilk planıdır. sahaya koyduğu plan da gayet güzel işliyor.
bu maçın berabere bitmesi bile önemli iken, bu kadar sağlam bir galibiyet için teşekkürler galatasaray...