• 54
    altı yedi ay kadar uğraştığım dövüş sanatı.
    anlatayım.

    2005 yılında üniversiteyi kazandık gittik. kayıt haftası bütün topluluklar stand açıyor . tutuşturdular elimize bir broşür. baktım ege dolphins yazıyor. okulun amerikan futbolu takımı. eee üniversiteye gittik ya, sosyalleşeceğiz hemen tabi. cılız halimle yazıldım bu topluluğa. o zaman için marjinal bir spor. dikkat çekeceğiz ya! yurttaki, sınıftaki bütün arkadaşlar gülüyor bana. o kiloyla nasıl oynayacaksın, iri yarı adamlar seni yer orada diye.

    ilk antremana gittim. işte ekipmanları tanitmalar, kuralları öğretmeler falan. ortam gayet neşeli başladı. yarım saat falan koştuk derken coach geldi. herkes nasıl saygı duyuyor adama. kendisi türkiyeye amerikan futbolunu getiren adammış. 90lı yıllarda ya boğaziçi ya da hacettepe olması lazım. ismi de serdardi galiba. 10 kadar olan biz caylaklarla tanıştı, tavsiyeler verdi. takım hakkında ilk izlenimlerim şahane. resmi bir lig yok ama üniversiteler kendi arasında lig oluşturmuş ve bizim okul her sene şampiyon olmuş. oyunun hiçbir zorluğu yok. arkadaşlık ortamı güzel. kesin antremanlara devam edeceğim.

    haftada iki gün antrenman oluyordu. ben derslerin son bölümlerine girmeyip antrenmana gidiyordum. o derece seviyordum bu işi. antrenmanlar inanılmaz zordu, hani bildiğimiz futbol sahasının etrafında 10 tur kosardik, bir arkadaş geç kaldı mı hoca "ee onun canı sıkılmasın, onunla da koşun" derdi, bizim 10 tur 20 tur olurduk. zaten orada pestilimiz çıkardı. ama çok sağlam kondüsyon yüklemiştim. haftada iki gün kyk nin futbol takımında, haftada iki gün fakültenin futbol takımında, haftada iki gün de amerikan futbolu takımında antrenmanım vardı. yurdun yanında halısaha var. haftada iki üç gece de halısaha maçları olurdu. koşarken yorulduğumu hatırlamam hiç ama okulla alakam yoktu. hazırlık sınıfını sorumlu geçtim o sene.

    neyse, amerikan futbolu takımında her şey yolunda gidiyordu. baya baya kondüsyon yüklendik. kuralları öğrendik. ben hücum takımında running back pozisyonundayim. hani fena da oynamıyorum. tabi eskiler as takımda oynuyor. takımın o eskileri aynı zamanda yeni yeni kurulan milli takımda da oynuyor. kesmek mucize gibi bir şey. biz yine elimizden geleni yapıyorduk. bu süre zarfında bir kez normal maç oynadım. hazırlık maçında boğaziçi takımıyla oynamıştık. 36-0 mı ne yendik adamları.

    zamanla antrenmanlar çok sert geçiyordu artık. takım arkadaşlarinin ne çektiğini görmemiz için defans takımının önüne gecirdiler bizi. qb yi koruma görevi verdiler de karşıdaki 150 kiloluk adamı nasıl tutacağız ki. paramparça olduk.

    bayramı tatili için memlekete gittim. bir gün evde üstümü değiştirirken babam gördü. omuzlar mosmor olmuş. çürüyecek neredeyse. nasihat veriyor bana. sakin gitme diye. bayramdan önce de evrakları verdik. lisans çıkacak bize. heyecan dorukta. iple cekiyoruz tatil dönüşü ilk antrenmanı.

    ilk antreman. her şey normal başladı. koşmalar ısınmalar derken defans takımıyla antrenman yapıyoruz. ömrü hayatında beni yakalama ihtimali olmayan defans kaptanı, diğer çocuklara ben topla koşarken beni nasıl durduracağını gösterecek. üstüme atlayarak tackle yapacak. hayır yani karşımdaki adam bunu yapsa bana hiç bir şey olmaz. hemen hemen aynı kilodayız. en az 120 kilo kendisi. beni yakalama şansı yok. ağır koşmam istendi. uygulama yapacak üstümde. sol tarafımda topla ağır ağır koşuyorum. ismi resuldu galiba. resul abi sağ tarafımdan üstüme doğru uçmuş. hiç hatırlamiyorum.

    gözlerim kapalı. sesler geliyor ama duymuyorum. gözümü acmak istiyorum açamiyorum. açtığımda herkes başıma toplanmış ama dönüyorlar. kusarak uyandım resmen. saatlerce kendime gelemedim. o gün sondu benim için. bir daha ne antrenmana gittim ne de topluluğun kapısının önünden geçtim. normal futbolda, mart ve nisandaki fakülteler turnuvasını kaçırdım. hoca (6-0 fb maçının yan hakemi münir takpak, 4 gol onun kaleye atılmış.) beni oynatmayı çok istese de ben yetişemedim. yurt takımında türkiye şampiyonası için trabzona (denizlispor'un fb ye koyduğu sezonki 3-2lik ts-fb maçında avni akerdeydim) ancak yetiştim. okul zaten yalan olmuştu.

    amerikan futbolu altı yedi aylık sürede bana böyle bir tecrübe yaşattı. neredeyse felç geçirecektim. ondan sonra bıraktım zaten. artık sadece futbol kaldı geriye. bir de arada tenis. amerikan futboluyla ilgili böyle bir anım vardı. paylaşmak istedim
App Store'dan indirin Google Play'den alın