• 9563
    2014'e yeterli sayida turk oyuncusu olmayan, yerli yabanci yedek katkisi az olan, defansif problemleri olan, gol yollarinda bireysel performansa ve tek oyun setine bagli olan, deplasman karnesi cok kotu olan, suan ise deplasmanda mac kazanamadigi icin yerden yere vurulan bir teknik direktore sahip cok sevdigimiz galatasaray'in futbol takimi.

    tanimi uzatmamin sebebi takimi ve yaptiklarini elestirirken ne kadar adaletli davraniyoruz bunu biraz acmak icin. simdi galatasaray'in yakin tarihindeki problemlerine bakalim. ilk akla gelen kadro planlamasi ve 6-0-4'e karsi hicbir tedbir alinmadan lige baslanmasiydi. yonetim yerden yer vuruldu, terim yerden yere vuruldu, eldeki kalburustu turk oyunculari bile begenmemeye, yenisini istemeye basladik.

    simdiki halimize bakalim; ara transferde ilerisi icin umit vaad eden bir cok yerli oyuncunun yaninda eldeki atil durumda bekleyen bir cok yerli oyuncu rotasyona katildi. 6-0-4 artik galatasaray icin cok buyuk bir sknti olmaktan cikti, aksine yabanci oyuncularindan izet'in turk olma ihtimali de bu sacma kurala karsi elimizi daha da guclendirebilir.

    defansif anlamda sorunlari olan bir takimdi galatasaray. blok savunmasi cok kotuydu, bireysel olarak takima katki veren dogru duzgun bir oyuncu da bulamiyordu. bunun yaninda defansin oyuna ofansif anlamda katkisi da neredeyse sifirdi. bu nedenle sozluk yazarlari tarafindan surekli elestiriliyordu. simdiki duruma bakalim. begenilmeyen ve futbolcu degil denilen dany kiralik verilmis, semih'ten (son antalya maci haric, onda da oynadigi yer buyuk skntiydi) her zamankinden daha iyi verim alinmaya baslanmis, gokhan zan sakat olmasina ragmen yerli rotasyonundan giren hakan balta cok iyi maclar cikarmis (maalesef sakatlandigi icin sistemin isleyen carkina baska oyuncu girmek zorunda kalmis), bireysel olarak henuz istenilen noktada olmasa da takim ustuste maclarda gol yemeden iyi maclar cikarmis durumda. bunun yaninda savunmanin kurgusunun oturmaya basladigini da soyleyebiliriz.

    gol yollarinda cok buyuk sorunlar yasayan bir takimdi galatasaray. hatta defanstan daha onemli oldugu vurgulandi bir cok kez. hakli bir serzenisti bu. takim bireysel performans ve fiziksel mucadele ile gol atip dogru duzgun set hucumu yapamiyordu. bitiricilik konusunda onemli bir ozguven eksikligi de soz konusuydu.

    simdiki haline bakalim; bursaya 6 eskisehire 3 atmis bir takim galatasaray. antalya deplasmaninda da 2 atmis ancak biri ofsayttan iki sacma gol yedigi icin berabere kalmis. antalya maci cok iyi ornek olmayabilir cunku hucum setlerini asla istedigi gibi kuramadi galatasaray ancak bunun cevabini yazinin devamini da verecegiz.

    bir genel analiz yaparsak galatasaray son 2 ay icerisinde en onemli 4 sorunundan 3unu cozmus gibi gorunuyor. geriye sadece deplasman karnesinin zayifligi kalmis. mancini'nin elinde sihirli degnek olsa eminim bunu kullanir herseyi gulluk gulistanlik yapardi bir gunde. masallara kaciniz hala inaniyor bilmiyorum fakat gelisim ve ilerleme caba ve emek ister. caba ve emek ise zamanla oturan, sonucunu ancak calismanin zamana yayilmasiyla gorebileceginiz seyler. bu kadar kisa surede takimda bu kadar degisiklik yapabilmek bence basaridir. ben daha fazlasini istemez miyim? saka mi yapiyorsunuz, tabi ki her insan gibi ben de ac gozlu davranip elimde olsa hepsinin bir anda halledilmesini isterim. gercekler ise biraz daha tatsiz.

    simdi gelelim galatasaray'in deplasman sorununa. sanirim 6-0 ve 3-0'lik bursa eskisehir galibiyetleri mancini'nin de gozunu boyadi. takimin yeni sisteme hazir oldugunu ve bu sistemin bir sorunla karsilastigi anda refleks gosterebilecegini dusunmus olabilir. maalesef takim deplasmanda daha cekinik oynarken en buyuk sorunu anadolu takimlarinin merkezdeki ana enerji kaynagimiz olan 4'luye inanilmaz sert bir pres uygulamasi. daha onceki maclarda da o sert presle karsilastik ancak antalyaspor macinda samet aybaba dersini iyi calismis ve bu baskiyi ozellikle ceyhun'le selcuk ve melo'nun arasini acmak icin kullandi. basarili da oldu. mancini eger ceyhun yerine aninda emre colak ya da yekta gibi cevik oyunculardan birini koymus olsa o maci 1-0'da da tutabilirdik ya da 2-3 de olabilirdi. o 6-0lik ve 3-0lik galibiyetler takimina ve reaksiyonuna guvenini arttirmis olabilir. degisiklik yerine kurdugu sistemin adapte olmasini bekledi. olmayinca zaten once tandeme dondu, sonra da emre'yi oyuna alarak ileride top tutma oranimizi da yukseltmeye calisti. gol de son dakikalarda geldi ancak 3 puan icin yeterli olmadi haliyle.

    mancini zeki adam. kapris ya da ego yapip benim dedigim olur ve benim dedigim sekilde olur mantigiyla yaklasmiyor futbola. bugune kadar bunu anlamisizdir sanirim. cozumsel davraniyor. eger deplasman sorununu da cozecegiz demisse mutlaka ustunde duracaktir. en onemli sorun mancini'nin suan uzerinde durdugu stratejide top tutmak yerine oyunu rakip alanda hizli gecirip sonuca direkt gitmeye calismak oldugundan deplasmanda sert baskiya karsi top tutarak oyunu yavaslatarak rakibin cozulmesini bekleyen bir takim olamiyoruz. bunun cozumu icin elinde bir cok deger var. zaten bunun denemelerini defans onune emre ve yektayi koyarak daha once yapti. center half kullanmak yerine cevik bir oyuncuyu deep lying playmaker yapmasi cozum icin onemli bir adim olacaktir. diger bir sorun selcuk'un ileriye daha yakin oynadiginda eger topu hareketli degil duragan alirsa etrafini kontrol edememesi. bu nedenle cok top kaybediyor. bu nedenle mancini selcuk'a yeni gorevler vermeli. ya daha geriden topu almali, ya da selcuk'u ayni seijder gibi katlarin icinde kullanmali.

    drogba'nin statikligi biraz da pas alisverisinden kaynaklaniyor. burak'la anlasamamasi ise ikisinin de sucu. drogba'ya kizip burak'i savunmayi acikcasi anlamsiz buluyorum. burak o kadar savruk oynuyor ki bazen kendisi de sahada nerede oldugunu unutuyor muhtemelen. ayrica yaptigi hucum fauller topu rakip sahada tutup aktif dinlenme yapmamizi da engelliyor. bir duvar gibi her hucum eriyip bizim sahaya atak olarak geri donuyor. eboue'nin oldugu maclar drogba daha iyi oynuyor, belki de ikisini birlikte dusunmek daha yararli olabilir.

    deplasmanda oyun akiskanligi kazanamadigimiz icin simdilik topu ayagimizda tutup burak'in defans arasi kosulari ya da drogba'nin fiziksel ustunlugunu kullanabiliriz. bunun icin telles ve hajrovic cok onemli. bunlarin hepsi yapilabilecek cozumun parcasi olabilir.

    lafi bu kadar uzattiktan sonra kisaca toparlarsak karsimiza su cikar; takimdaki en onemli sorunlarin 3 tanesi buyuk oranda cozulmus durumda. dogru yolda ilerlerken kisisel tatmin icin "ben size demistim basarisiz iste, basarisiz olacak" gibi bir yaklasimi dogru bulmuyorum. ozellikle eskiyle kiyaslayarak yapilan tamamen sacmalik. cunku zamani grei alamayiz, daha onemlisi gidenin 5 sene boyunca geri gelmesi imkansiz. neden kendimizi olmayacak seyler icin yoralim ve yipratalim?

    elestiriyi dogru yaparsak bu takim icin de faydali olur. ceyhun'u gerard'la kiyaslayarak en kibar tabirle yakisiksiz hiciv yapmak uzgunum ama cok cirkin. ceyhun oynadigi mevki itibariyle de gerardla kiyaslanamaz zaten. oldu olacak cruyff'la kiyaslayalim, ceyhun bir cruyff da degil. mancini'yi terim'le kiyaslamak da sacma. evet ikisi de galatasaray teknik direktoruydu ancak ikisinin de ugrastigi seyler birbirinden farkli. mancini suan gunu kurtarma derdinde degil. yaptigi seyin bir sisteme donusmesi ve takimin baska etkenlere ihtiyac duymadan saha icinde herseye karsi refleks gostermesi pesinde.

    elimizde un, su, seker, krema ve daha bir suru malzeme var ve taraftar ac. mancini unu suyla birlestirip size iki dakikda hamur kizartmasi yapabilir. sekilli olsun diye ustune toz seker de atar aninda karniniz doyar. peki sonra? her seferinde bu sekilde karninizi doyurarak nereye kadar yasayabilirsiniz? mancini elindeki malzemelerden en dogru yemegi yapmaya calisiyor. once unu mayaladi, kabartmaya basladi. kremasini hazirladi bu sirada. yavas yavas pasta olusuyor ve biz acip diye isyan cikarmanin hic zamani degil.

    biraz sabirla cok guzel doyacak karnimiz.

    saygilar
App Store'dan indirin Google Play'den alın