hiç şüphesiz, tartışmaya gerek olmayacak şekilde 2005-06 şampiyonluğudur. 2011-12 şampiyonluğu beni çok fazla sevindirmemiştir, zira biz normal sezonu zaten 9 puan önde kapatmıştık. bunun üzerine, içeride, fenerbahçe'yi o güne dek hayatımda görmediğim bir oyunla paramparça etmiş, ama rakip kaleyi, hakkını yemeyelim, ilahlarla beraber koruyan volkan demirel performansı ile 2-1 mağlup olmuştuk. son maça böyle bir coşkuyla değil, kimse yalan söylemesin gerginlik ve korku ile çıktık. o içerideki maç sebebiyle de pek tadım yoktu. orada şampiyonluğu kaybetsek bugün ülke futbolunda birçok şey çok değişik yerlerde olabilirdi. dolayısıyla biz oraya elimizde olan bir şampiyonluğu kaybetme gerginliğiyle gittik. meşhur taraftar videosunda olduğu gibi insanlar gerginlikten, şehri terk etmiş, dağa taşa çıkmıştı. anlamsız bir stres vardı. son saniyelerde top kalemize şişirilirken cidden kalbim dakikada 180 kere falan atıyordu herhalde.
2005-06 şampiyonluğu ise bambaşkaydı. elimizde şampiyonluk falan yoktu. son maçtan 3 hafta önce, 22 nisan 2006 fenerbahçe galatasaray maçı'nda
fenerbahçe'den kadıköy'de 4 gol yemekle kalmamış, 6-0'dan daha beter bir hezimetten kurtulduğumuza dua etmiştik. fenerbahçe son golü üst üste 30-35 pas sonrası atmış,
nicolas anelka bizim defansla kedinin fareyle oynadığı gibi oynamıştı. sondan ikinci hafta, 7 mayıs 2006 beşiktaş galatasaray maçı'nda 80. dakika bittiğinde fenerbahçe şampiyondu. oradan
hasan kabze ile dönüp işi son haftaya taşıdık ama pek umut yoktu. bakın bunun önemli sebeplerinden birisi de, fenerbahçe'nin 2003-04 sezonunda da son hafta, şampiyonluk için kazanmak zorunda olduğu denizli deplasmanına gitmesi ve 4-0 kazanmasıydı.
bütün kadıköy şampiyonluğa hazırlandı. gazeteler manşetlerini attı. ben mi? ben şampiyonluktan emin fenerbahçeli arkadaşımla maslak'ta
blind guardian konserine gittim. ne kaybedecektim ki. kaybetsek zaten ligi kafamda bitirmiştim, kazanırsak da konser üzerine deli gibi sevinecektim. konser alanında futboldan uzak metalciler arasında sadece 2 kişi maça arada bakıyordu. en son artık galatasaray şampiyon oldu dediler ama o gürültüde kimse emin olamadı. çıktığımızda bütün olayı ve hikayeyi öğrendiğimde buna canlı tanık olmak yerine bir konserde olduğuma şükrettim, zira stresten ölebilirdim, ben kaymağını yedim ve stres yaşamadan sadece sevindim diyebilirim. maslaktan metroya bindik, mecidiyeköy'e geldiğimizde herkesin elinde stadyumdan aldığı koltuk vardı. koyu fenerbahçeli arkadaşım için taksim'e gelene kadarki o 2 durak zindan oldu. insanlar taksim metro çıkışlarında merdivenlere oturmuş, o sezonun meşhur
tuncay şanlı ve hindi muhabbetine gönderme yapıp "bir baba hindi" çekiyordu oturup kalkarak. birileri bağdat caddesindeki arkadaşını sessizce arıyor, insanların halini aktarıyordu. hakikaten imkansız bir şampiyonluktu.
düşünün, denizli'de 16 dakika uzatma oynanırken,
ali sami yen stadyumu'nda futbolcuların, başkanın, seyircilerin, hocanın tırnaklarını yiyerek beklediği nice video var. o anlarda bir gol gelse, mesela
stephen appiah o meşhur pozisyonda topu içeri atsa, bugüne kadar kaç dalga videosu üretilirdi. o videolar sevincin videoları oldu, geriye de "kalk appiah kalk allah'ın dediği olur" kaldı....