• 26
    şu zamanda türkiye'de yapılmasının hiçbir haklı yanı olmayan yasaktır. desen ki çok büyük olaylar yaşanıyor, insanlara zarar veriliyor, hadi yine bir nebze. inönü'ye galatasaray taraftarının gidişinden yola çıkmak gerekirse, deplasman tribününe girerken beşiktaşlılarla muhattap olmanıza imkan bile olmuyor örneğin. bu kararın alınması fiyaskodur, aynı şekilde bu yasağın sezon ortasında alınması daha büyük bir fiyaskodur.
    yasak duyurulduktan sonra her tribün kendince tepki verdi. beşiktaşlılar kısmen tepki verdi, fenerliler yasak konulduktan sonraki ilk maçlarında tepki olarak kısa süreliğine tribünü boşalttılar. bu kararın en çok etkilediği galatasaray taraftarı ise, ultraslan vasıtasıyla önce kınama yayınladı. daha sonra ultraslan aldığı bir kararla 20 kasım 2011 beşiktaş galatasaray maçından önce takımı florya'dan uğurlamaya karar verdiklerini açıkladı. böyle bakınca ne kadar güzel, takım uğurlanıyor falan diyorsunuz tabii. durum öyle değil ama. sen galatasaray taraftarının sesi olduğunu iddia eden bir taraftar grubuysan yasaktan sonra takımı florya'dan uğurlayarak bu yasağa boyun eğdiğini gösteren bu hareketi yapmazsın. istesen şu güne kadar oldukça ses getirecek bir tepki verebilecekken, insanları bak biz tepki veriyoruz diye kandırarak böyle bir işe imza atmazsın.
    senin derbinden 3 gün önce böyle bir şey açıklanıyor. fenerbahçe kendileri inönü'ye gitmeden önce böyle bir olay yaşandığında tepki verip, deplasman haklarını geri alıyorlar. sense ilk önce seni etkileyen bu karar için sadece kınama yazısı yayınlayıp bir de yasağı kabul ettiğini gösteren uğurlamaya imza atıyorsun.
  • 27
    böyle kararlar şiddeti düşürmüyor, o yüzden saçma bir karar. bir de deplasman tribünlerinde yaşanan şiddet var ki, bu karşı takım taraftarıyla pek alakalı değil. çevik kuvvet ile baştan savaş havası oluşturuluyor bir kere. bence deplasman tribününe girmek isteyen bazı taraftarlar bu şiddeti kendileri istiyor. oluşan adrenalin her ne kadar hoşlarına gitse de, kafasında polis jopu veya karşı tribünden gelen bir cisim patlayınca basıyor veryansını. e hani şiddet istiyordun? aslında istenen sadece adrenalin ve bunun bizim memlekette gerekli dozda olması bugün mümkün değil. ölüm için değil adrenalin için deplasmana gidildiğini unutmayarak davranışlara dikkat edilmeli bu yüzden. defalarca ali sami yen'de fener maçı izlemiş birisi olarak deplasman tribününde gördüğüm manzaralar bu tezimi hep ispatlar. oraya gelen taraftar takıma destekten çok rakip tribünü taciz amacı güdüyor. kendini parçalayanı mı dersin, çükünü çıkarıp göstereni mi dersin, hiç normal davranışlar görmedim ben orada. fenerbahçe taraftarından örnek verdiğim için diğer tribünleri akladığım düşünülmesin, diğerlerinin de çok farkı yoktur eminim. ancak dediğim gibi deplasman taraftarı önlenecekse bu ya birkaç yıllığına dönülmeyecek biçimde kaldırılmalı, ya da taraftar rehabilite edilmeli. ikincisi uğraş istiyor ama bence daha olumlu sonuç verir. nasıl yapılacak derseniz, her şekilde yapılabilir. deplasmana gitme potansiyeli olan adamlar belli insanlar aslında, sayıları nüfusun içinde çok az. onlara ulaşılabilecek mecralar da belli. mesela bu site olabilir, forumlar olabilir, spor gazeteleri olabilir, gazetelerin spor sayfaları olabilir, radyo olabilir, televizyon olabilir, hepsi olabilir. kamu spotu başlığıyla yayınlanan videolar gibi videolar hazırlanabilir mesela. ya da forumların, sözlüklerin en üst başlığı öfke kontrolü üzerine olabilir. bunlar yeterli olmaz tabii, sorumlu olan ve kendisini sorumlu hisseden herkes söylemlerini bu yönde geliştirmeye çalışabilir. bunları bir düşünün derim, daha da çeşitlendirilebilir bu fikirler. önerilerim adrenalini düşürür ama tribün şiddetini sıfıra yaklaştırır. kaliteli bir öfke yönetimi sağlarsak, adrenalin yolunda ilerlerken şiddetten önceki son çıkıştan çıkarız ve bu herkesin yararına olur.
  • 29
    kulüpler birliğinin ve tff'nin ürünüdür. üstelik marka değeri dedikleri lafların ne kadar yalan olduğunun başka bir belgesidir.

    mahalle takimiisimli yazarın (bkz: taraftar/#829539) yazısında 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı ile ilgili derbi maçlarına rakip taraftar alınmaması konusuna farklı bir açılımı vardır.

    yazara aynen katılıyorum. 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı başlığında da bu konuda 2 yorum vardı. ancak büyük tepki verildi. örneğin;
    (bkz: kafan çok güzel canım güle güle kullan) veya (gbkz: yine taraftarlarımızın bir kısmı tarafından saçma sapan centilmenlik mesajlarının verilmeye başlandığı maç).

    onlar arena'ya gelsin ve bizde kadıköy'e gidebilelim. ön önemlisi bu hareket kendimize güvenimizi gösterir. kendimize her daim güvenelim. galatasaray türkiye'dir.
  • 35
    tedbir olarak böyle bir yasak konması tam anlamıyla faşistliktir. tamamen ortadan kaldırmak nasıl bir çözümdür anlamak çok güç. dünyada benzeri var mı?

    yapılan holiganlıklar olarak ingiltere bizden daha vahim durumdadır belli takımlarda. ama öyle bir cezalar veriliyorki, yapmaya yeltenemiyorlar bile. kişileri tespit edip onlara çok ağır cezalar vermek bu kadar zor olmasa gerek.

    galatasaray'ın maçı var ve o maça alınmıyoruz. böyle zorbalık olmaz.

    lütfen bundan sonraki senelerde #deplasmanimadokunma
  • 36
    kulüplerin aralarında anlaşarak aldığı en saçma karar. derbilerin güzelliği burada, gol atınca rakip taraftarların surat ifadelerini görmek istiyoruz. onu da geçtim de stadyumda rakip taraftar da varken ev sahibi taraftar daha bir ateşli oluyor daha etkin itici güce sahip oluyor. mantıklı bir kaç açıklaması olabilir bu kararın ama genel hatlarıyla saçmalıktan hallice bir karardır.
  • 37
    bu sene de devam edecek mi yoksa eskiye dönülecek mi diye merak ettiğim skandal karardır.

    hayatında futbol taraftarlığı nedir bilmeyen yalı çocuklarının, iş adamlarının, locasında puro & viskiyle beraber maç izleyenlerin verememesi , üzerinde söz hakkı dahi alamaması gereken bir konuda, paraya sahip olmaları sebebiyle hakkında hüküm verebildiği saçmalığın daniskasıdır.

    bu karar geçen yıl şike soruşturması kapsamında aziz yıldırım'ın tutuklanması üzerine fenerbahçe taraftarının sokaklara dökülmesi, yakıp yıkması gibi şiddet hadiselerinden sonra alındı.
    bu durumda şunu sormak lazım: fenerbahçe taraftarı özelinde futbol taraftarları nasıl galeyana geldi?

    spor yöneticilerinin en itidalli davranmaları gereken zamanlarda, saçma sapan açıklamalarıyla, ortamı devamlı gererek taraftarları kışkırtmaları sebep olmadı mı buna?

    olur olmadık deli saçmalıklarını haber yapan sözde gazeteci, duyumcu, avukat, hukukçu, işin aslında ise eline iki kitap alıp okumamış bayraklı götverenlerin camiaları ve taraftarları birbirine düşürüp hem kendi popülaritelerini hem de kurumlarının reytinglerini artırma kaygısı sebep olmadı mı buna?

    ee o zaman be ibneler, iki dakika adam gibi susun, kendi çıkarınız uğruna gencecik insanları maşa yapmayın, gerisi hallolur zaten.
    futbolda şiddeti yöneticiler ve medya körüklemedikçe, gerçek taraftarlar (paralılardan bahsetmiyorum) birbirlerini anlarlar.
  • 38
    beşiktaş derbisine sadece ve sadece 6 gün kalmasına rağmen konu hakkında hala net bir bilgi yoktur. en son 16 temmuz'da http://www.aksam.com.tr/...alksin--127585h.html suat kılıç'ın tabir-i caizse ''ihale bize kalmasın da naparsanız yapın amk'' tarzı söyleminden başka herhangi bir haber çıkmadı. güzide basının da bu konu üzerinde hiç durmaması hatta ufak tefek haber bile yapmaması kıllandıran diğer bir mevzu.

    neyse ben olayı biraz kişiselleştireyim;

    amına koyim seviyoruz lan o adrenalini. ne diye alıyosunuz elimizden? geçen seneden önceki son 5 sezondur kadıköy'de ve inönü'de hiçbir deplasman kaçırmamış biri olarak geçen seneki efsanevi şampiyonluk bile biraz buruk oldu benim için. kadıköy'de 12 mayıs'ta 55.000 ibnenin yanında şampiyonluk kutlamanın hazzını bir düşünsenize? yada 17 mart'ta hakan balta'nın skoru 2-2'ye getiren golü attığında tribündeki sevinci? gol sonrası heyecandan boğazı kurumuş 2.500 cengaverin üçlüsünü? harbiden tarifi olmayan büyük mutluluk bunlar be.

    geçen sene normal sezonda oynanan derbilere malumunuz gidemeyince en sonunda heyecanıma dayanamayarak süper final'deki beşiktaş maçına münferit gittim. seneler sonra inönü'de bir galatasaray galibiyeti gördüm. tek başıma. gollerde 3-4 sıra birden aşşağı uçmadan, hayatımda ilk kez gördüğüm bir adama 20 yıldır görmediğim kardeşimmiş gibi sarılmadan, gol sonrası çekilen pınarbaşında inönü'yü inletemeden ve en kötüsü de son 5 dakika galibiyet kesinleştikten sonra beşiktaşlılar stadı terketmeye başlarken ''nolur gitmeyin biraz taşşak geçelim'' diye bağıramadan... en iyisi daha fazla uzatmadan sadede geleyim;

    olm bırakın gidelim lan işte!
  • 42
    şiddet sadece stadın içinde olduğundan dolayı uygulanması gayet doğru olan yasaktır.

    zaten maç günleri galatasaray - fenerbahçe - beşiktaş taraftarları arasında türkiye'nin dört bir yanında hiç kavga çıkmaz.

    zaten bizim spor yöneticilerimiz, asla çıkıp taraftarlar arasında ayrımcılık yapmaz, şiddete ve vandalizme sebep olmaz.

    zaten bizim medyamız yalan haberlerle kulüpleri birbirine düşürmeye çalışmaz, nefreti körüklemez.

    zaten bizim bürokratlarımız stad açılışına gelip ölmüş bir başkanın ardından aciz demez, dese bile özür dilemez, buna tepki olarak sadece ıslıklayan taraftara da internet üzerinden orospuçocuğu demez.

    yayıncı kuruluş, reklamdan para kazanalım diye heyecanı artırmak için ayak oyunlarıyla ligi uzatıp, rating uğruna taraftarların ölümlerine sebep olmaz.

    zaten biz millet olarak şiddeti hiç sevmeyiz, bir türkler var böyle bir de iskandinavlar. düğünlerimizde kalaşnikoflar ortaya çıkmaz, törelerimizde namussuz(!) kız kardeşlerimiz de öldürmeyiz, sevinmesini biliriz, maçlardan sonra balkona çıkıp salyalarımızı akıta akıta rahat rahat sıkabilmemiz için güzel ve yalnız ülkemizde silah ruhsatı alma yaşı 16'dır, muasır medeniyetlerdeki gibi.

    bu şiddet olayları var ya, bunları hep deplasmana giden üç beş bin çapulcu yapıyor. gitmesiner.
  • 45
    her türlü abukluğun yaşandığı futbolumuzda, bazı temel çarpıklıklar giderilmeden bu şekilde kalması en hayırlısıdır. herkes her yerde maç izlesin, takımını desteklesin vs romantizmi çok güzel de işin iç yüzü ve gerçekler öyle değil ne yazık ki.

    birincisi, her kulübün içerisinde, taraftar grubu adı altında, ekonomik çıkar amaçlı oluşturulmuş suç örgütleri var. taraftar grubu falan değil bu adamlar futbol teröristi. ve malesef ki, yönetimlerin içerisinde bunların ağaları, babaları var ki, onlar da terörist başı rollerini hakkıyla oynuyorlar. derbilerde deplasmanlara giden taraftarın da önemli bir yüzdesini bu acayip yapının tayfası oluşturuyor. kurunun yanında yaş da yanıyor elbet, herkesi aynı kalıbın içerisine sokmanın manası yok tabi, ancak deplasman tayfasının yarıdan fazlasını it kopuk, serseri, keş vs ne idüğü belirsiz abuk tipler oluşturuyor. toplumdan bile izole edilmesi gereken çoğunluğunun ıslahı bile mümkün olmayan bu tiplerin stadyumlara girmemesi için getirilecek her uygulama yanlış ya da eksik de olsa hayırlıdır. bahsedilen türün örneği için http://www.youtube.com/watch?v=9LcSw74RHEA

    ikincisi, derbi maçlardaki saha olaylarının gayet pratik bir çözümü var, ancak mesele şurada ki, bu sorun zaten çözülmek istenmiyor. futbolumuz bir çok açıdan bu kaostan ve bir takım çarpık ilişkilerden basleniyor çünkü. hangi maçta kimin taraftarı bir olaya karışırsa, cezasını yine söz konusu maçın tekrar(lar)ında çekerse, o tribünler gayet de muma döner. mesela inönü'deki beşiktaş-galatasaray maçına deplasman seyircisini de alırsın. eğer gelişi, gidişi ve maç sırasında bir vukuatı olursa galatasaray seyircisinin, eylemin şiddetine göre, hem inönü'ye deplasmana gitmeyi belirli bir süre yasaklarsın, hem de arena'daki ilk beşiktaş maçını seyircisiz oynatırsın, bu kadar basit. tam tersi beşiktaş için de geçerli tabi. ama ne var ki, o basiretli ve adaletli yönetim henüz ülkenin topraklarında mevcut olmadığından bunları konuşmanın da pek fazla bir anlamı yok aslında. şikeyi örtbas eden, ırkçılığa iki maç ceza veren bir yapı, stadyum terörünü zaten çözemez.

    deplasman maçlarına rakip takım taraftarının gidememesi aslında acizliğin ispatı da olsa, çok büyük bir felaketin önlenmesi anlamında şimdilik tek çözümdür. daha doğrusu çözüm değildir, günü kurtaracak tek uygulamadır.
  • 46
    şike davasi sonrasinda anarşizmin tavan yaptiği, taraftarlarin polisle çatişmaya girdiği, renk uğruna insanlarin kalp krizi geçirip dünyadan göçtüğü şu ortamda alinabilecek en önemli radikal kararlardan biridir.

    kafasina, rakip tribünden atilan cam şişenin isabet etmediği insanlar rahat rahat konuşmakta haklilar. hayatlarinin bir çilginlik, bir kendini bilmezlik anina bağli olduğunu bilmemeleri de gayet normal. çünkü onlarin da rakip tribüne bir şeyler firlattiği anlar olmuştur ve yine onlarin yüzünden üzerinde sari-lacivert ya da siyah-beyaz olan birileri yaralanmiştir. alti üstü bir derbiyi izlemek amaçli cebinden yüzlerce lirayi çikarip tribüne gelen adam, belki de maçin 15. dakikasindan sonra hastaneye kaldirilmak durumunda kalmiştir.

    alinan kararin hakliliğiyla ilgili birçok örnek verilebilir ancak elbette ki kabul görmeyecektir. biz değişmeyeceğiz değil mi renktaşlar? evet, değişmeyeceğiz. öyleyse: ''ya allah, bismillah, allahuekber!''
  • 48
    (bkz: sene olmuş 2012 daha derbiye rakip taraftar almayan ülke mi kaldı) *

    bu uygulama kesinlikle fenerbahçe, beşiktaş ve trabzonspor'un işine gelen bir uygulamadır.

    her derbide rakibi ezdiğimiz için deplasmana giden taraftarımıza yapmadıklarını bırakmayacak olan taraftarları yüzünden sezonun yarısında çoluk çocuğa maç oynarlardı.

    biz sezonun en kritik maçlarının birinde 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçında ve sonrasındaki hayvani sevinişlerinde bile olay çıkarmamışız hala gak guk...
App Store'dan indirin Google Play'den alın