• 51
    amerikan basınına göre chris paul ve dwight howard aynı takımda oynamak istiyorlar. gidebilecekleri ve salary capleri uygun olan takımlardan biri de dallas. hatta bu dedikodu sorulan nowitzki, howard ve paul gelmesi durumda alacağı ücreti indirmeye hazır olduğunu söylüyor...

    http://www.ajansspor.com/...tzki_feda_dedi_.html

    nowitzki basketbolu bırakmadan bir şampiyonluk daha mı? hımm.. kulağa hoş geliyor. *
  • 52
    dwight howard'a güvenip yola çıkmaması gereken takım.

    nash-bryant-artest-gasol-howard 5'i de çok dominant gözüküyordu.
    elbette gasol'ün çözmesi gereken mental sorunlar vardı ama onun dışında duman edecek bir 5'ti bu 5. ancak berbat bir benchimiz ve koçumuz* vardı.

    ilk başta nash sakatlandı, o düzeldi; sonra howard sakatlandı, kronik gibi gözüküyordu. bazen ikisi aynı anda sakattı.
    tam gasol toparlandı, howard da iyi; playofflara giderken kobe'nin aşil tendon gitti. ne olacağı belli olmuyor... her zaman başa gelebilir. ama benchimiz ve koçumuz iyi olsaydı takım kobe'nin sakatlığı dahil hepsini daha az hasarla atlatırdı. playofflarda 2. turu görürdü. bir tek kobe'nin sakatlığı tolere edilemeyecek düzeydeydi.

    değinmek istediğim nokta, bir takımı şampiyon yapabilecek kadro kurmanın yolu sadece ilk 5'ini çok sağlam oyunculardan değil de benchini de sağlam oyunculardan kurmaktan geçiyor. hele ki bu ilk 5'te howard gibi sırt ve omuz sakatlıkları kronik sayılabilecek düzeye gelmiş bir oyuncu varken.

    onun dışında ben chris paul'ün yeterince lider bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. çok iyi bir pg ancak oyuna hükmedemiyor. zaten o takımın lideri yine nowitzki olacak muhtemelen. ancak marion'un artık eski günlerden uzak olduğunu, carter'ın istikrarsızlığını, mayo'nun mental olarak kendisini iyi hissetmeyişiyle beraber bazen saldığını düşünürsek nowitzki-paul-howard üçlüsünün birinin sakatlığı durumunda mavs'ın işi çok zor olur.
  • 53
    takımınızda nowitzki gibi bir liderle oynuyorsanız ona pozisyon hazırlayacak onu doğru yerde topla buluşturacak bir oyun kurucu ihtiyacınız vardır. chris paul de bu ihtiyacı tam olarak karşılayabilecek yetenekte harika bir oyun kurucu.ama dwight howard her zaman büyük risktir. onu alıp takımın el freni olmasını da acı bir şekilde izleyebilirsin ya da onun takım için savunma ve hücumda yaptığı işlere şapka çıkartacak kadar muhteşem oyununu izleyip orgazm da olabilirsin. ama ben chris paul nowitzki gibi adamlarla (u: yani takım ne ihtiyaç duyuyorsa onu yapan yeri gelip 10 sayı atan yeri gelip 40 sayı atan takım oyuncularıyla) birlikte dallasın dwight howard için en iyi takım olduğunu düşünüyorum.

    gerçi geçen senede kobe nash howard üçlüsüyle lakersı şampiyonluk favorilerimden biri görüyordum patladı ama takaslar gerçekleşirse bu üçlünün daha uyumlu bir üçlü olduğunu düşünüyorum.
  • 54
    houston'la girecekleri paul&howard savaşından galip çıkamayacak olan takım. neden mi? tam bilmiyorum ama houston'ın açıkta 55 milyon dolar cap'i var. bu da howard ve paul'un ikisini de max kontrat önerebilecekleri anlamına geliyor. ayrıca 8 milyon dolarlık kontratlara sahip lin ve ömer'i takas edip 3 ve 4 numaradaki açığı kapatma pesindeler. yani ben olsam houston'ı seçerdim.
  • 57
    rajon rondo ile ilgilendiğini açıkça ifade etmiş takımım. ama bu transferin olabilmesi için çok fazla şartın yerine getirilmesi gerekiyor. iş biraz daha kızışsın tüm detayları cap salary ayrıntılarıyla anlatırım. yalnız kafama takılan bir şey oldu. espn'in usta muhabirlerinden mark stein'e göre boston'ın rondo için dallas'tan istediği tek bir oyuncu varmış: dirk nowitzki!

    müsadenizle bunu paylaşmadan edemeyecem.

    http://www.oyunpaketim.com/...oads/2012/12/nah.png
  • 58
    dallas mavericks mark cuban takımı aldığından beri hep playofflara katılmış ve daha ilerisini zorlamış bir takım olmuştur. 2011 yılında gelen şampiyonluktan sonra takımın dağıtılması tam bir felaket senaryosu idi koca franchise adına. şimdi cuban hatasını düzeltmek adına sınırları sonuna kadar zorlayacak. çok sıkı bir takipçi olduğum için bir çok taraftarın ve takıma yakın muhabir kesimin düşünceleri doğrultusunda ne yapılmaya çalışıldığını ve bunun için nere gerekli olduğunu anlatayım.

    öncelikle birinci heder dwight howard. dh olarak kısaltacağım. dh'nin lakers'tan ayrılacağı gün gibi aşikar. takımların sahip oldukları maaş boşluğuna cap space göre şu an için (farklı takaslarla boşluk oluşturulmadığı sürece) 3 takım var. bunlar houston rockets, dallas mavericks ve atlanta hawks.muhtemelen 10 temmuz 2013 tarihi itibariyle dh'yi bu 3 takımdan birinde göreceğiz. şu an için elindeki değerli oyuncularla houston hepsinden önde duruyor peki dallas ve cuban kendini houston'ın önüne geçirebilmek için ne yapmaya çalışıyor?

    öncelikle kimsenin beklemediği üzere garnett ve pierce boston'dan ayrıldı. rondo da sap gibi ortada kaldı. hemen akabinde zaten playofflara katılmayacak bir takımda oynamak istemediğini açıkladı. nispeten problemli bu adamı gençlerle aynı takımda tutmak büyük hata olurdu. boston'da bir anlamda rondo için teklifleri dinlemeye başladı. dallas ilk açıkça ilgiyi belirten takım oldu. peki neden rondo? çünkü chris paul artık sadece bir hayal. doc rivers'ın clippers'ın başına geçmesiyle paul'ın takımda kalması artık kesin ki bu gece çıkan söylentilere göre 1 temmuzda başlayacak moratoryum*'da menajeri kimse görüşmeye gelmesin paul takımda kalacak açıklaması yapmış.

    cp, dh ikilisini aynı takımda oynatma artık bir hayal. bu bağlamda nba'de alınabilecek en iyi guard'ların biri olarak hem de howard'ın sistemine müthiş uyacak pass first bir guard olan rondo'nun peşine düşüldü. peki rondo'yu boston bu kadar ucuz verir mi? adamlarda haklı, onunla beraber ellerinde patlamış büyük kontratlardan da kurtulmaya çalışacaklar. bunun için en büyük aday courtney lee. rondo'yu alacak takım aynı zamanda lee'nin kontratını da kabullenmek zorunda kalacak. dallas'ın lee'nin kontratını kabullenmesi demek dh'nin başka bahara kalması demek :(

    bunun için çözüm yok mu? olmaz mı? david stern yavşağı burnunu sokmazsa harika bir çözümü var. çok sinsice hem de. :)) bu gece yani oyuncu serbest bırakmak için son tarih olan 30 haziran'ın son dakikalarında dirk nowitzki serbest bırakılacak ve 1 temmuz'un ilk dakikalarında kimsenin ruhu duymadan tekrardan yeni anlaşma sağlanacak. tabi bu anlaşma şu anda kazandığı 20m+ değil de 12m civarı olacak. oldu mu size yeni bir 8-9 milyonluk boşluk? bu yapılacak şey yasal mı peki? pek ala yasal ki daha önce bir çok takım aynı şeyi yapmış. salary cap açısından bakıldığında bir oyuncunun maaşında indirime gitmek istemesi de gayet uygun bir durum. ama bu kadar büyük bir oyuncuda bu risk hiç alınmadı. stern'in durumu veto etmesi demek dallas'ın dirk'i kaybetmesi anlamına gelebilir :(

    değer mi bu riski almaya? e ne yapsın adamlar daha geçen hafta reyizin 35. doğumgününü kutladık adamın kariyer su gibi akıyor son demleri artık bıraksınlar oj.mayo'lar darren collison'larla mı oynasın. bence alınması zaruri bir risk bu.

    peki rondo ve lee geldi 1 ve 2 numara tamam. howard için ne gerekecek. tabi dh için shawn marion, vince carter gibi oyuncuların serbest bırakılması ya da olası bir takasta elden çıkarılması gerekecek. bu şekilde eğer howard da kandırılabilirse güzel bir takım kurulabilir. takımın 3 numarasında bir boşluk göze çarpıyor bunun için de 2 çok iyi aday var aslında. birincisi andre iguadala ikincisi josh smith. bu oyunculardan herhangi birinin alınması için de 3. bir takımın devreye sokulup sign and trade yoluyla alınması gerekecek. tabi bu ekstra oyuncu lüks vergisinin anasını ağlatacak ama sorun değil cuban hatasının ceremesini ödeyecek bir şekilde.

    rondo
    lee
    iguadala
    dirk
    howard

    saf şutör olarak bir tek dirk reyiz göze çarpsa da güzel bir kimya ile kısa vadede karşılık verebilecek bir beş gibi duruyor.

    bu tahminlerim gerçekleşmese bile cuban'dan çok deli hamleler bekliyorum. yarın moratoryum başlıyor. 10 gün boyunca çok sular akacak.

    not: aynı yazının eksisozlukte ya anlamadim simdi biz ne yapiyoruz kullanıcı adıyla yayınlanan kopyası da bana aittir. iki hesap da benimdir. bie sorun teşkil ediyorsa moderasyonun talep etmesi durumunda diğer sözlükten silebilirim.
  • 59
    takımı sıfırdan alıp şampiyonluğa kadar götüren bir sahibi vardır: mark cuban.

    şampiyon takımı alıp sıfıra doğru sürükleyen bir sahibi de vardır: o da mark cuban.

    2011 yılında gelen şampiyonluktan sonra takımı dağıtıp süper yıldızlar peşinde koşma hayalleri götünde patladı. 2 yıl göz göre göre dirk nowitzki'nin kariyerinden çalındı, çalınmaya da devam edilecek.

    an itibariyle cuban howard yarışından çekildiklerini açıkladı. b planına geçiyorlarmış güya. ulan b planı c planı mı kaldı? etrafta oyuncu kalmadı lan! sen howard'ın peşinde koşacağım diye uyurken millet serbest herkesi topladı be.

    koş şimdi eric gordon'ın, andrew bynum'ın, jose calderon'un peşinden. gelirlerse tabi.

    o kadar sinirliyim ki sözlük, sinirlenme duvarına gelsem kafamla yıkabilirim.
  • 60
    2013-2014 sezonun en keyifli basketbolunu oynayan takımı. 2000'li yılların başındaki steve nash, dirk nowitzki ve michael finley üçlüyle hiç savunma yapmayan ama göze mükemmel gelen hücum oyununa endeksli takıma benzer bir takım var şu anda. bunda da tabi ki en önemli etken takıma yeni katılan jose calderon ve monta ellis.

    19 kasım 2013 dallas mavericks houston rockets maçında houston oynayabileceği en iyi oyunu oynamasına, dwight howard'ın mükemmel performansına rağmen muhteşem bir geri dönüş yaparak maçı kazandı dallas. bu maçta dirk ve ellis toplamda 72 sayı attılar. bu ikili şu an çok formda. nazar değmesin.
  • 61
    takımım.

    2014 playofflarında kendi taraftarları dahi, bana göre ligin en iyi takımı olan, normal sezonu lig birincisi olarak bitiren spurs karşısında şans verilmeyen takım.

    ama başlarında öyle bir koç var ki.. rick carlisle'in san antonio serisinde yaptıklarını her basketbol severin izlemesi gerekiyor. san antonio gibi bir hücum makinesini sürekli switchlerle ne hale getirdiğini herkesin görmesi lazım..

    dallas-san antonio serileri içinse sadece şapka çıkartmak lazım. emeğe, efora, mücadeleye...
  • 62
    2014 playofflarında bu gece itibariyle hayati bir maça çıkacak takımım.

    kendi taraftarları dahi hiç kimse dallas'ın seriye tutunmasını dahi beklemiyordu, bu bir gerçek. serinin ilk maçına felaket bir başlangıç yapmıştı dallas ve bu adeta serinin devamına işaret ediyordu.

    ama özellikle :devin harris önderliğinde çok iyi bir geri dönüş yaptılar ve son çeyrekte bitime 8 dk civarı kala 81-71 öndeydiler. gerçekten de bu maçı alacağımızı ve çok büyük bir sürpriz yapabilme ihtimalimizin belireceğini düşünmüştüm. ama işte o andan sonra 19-4'lük san antonio serisi geldi ve eldeki maç uçup gitti. bu maçta dirk, özellikle son çeyrekte, felaket bir oyun sergiledi. monta ellis de ona katılınca devin harris'in neredeyse tek başına tutmaya çalıştığı maç uçtu gitti.

    ikinci maçta ise rick carlisle'in takımı maça nasıl hazırladığı takdire şayandı. müthiş bir koç becerisi ile makine gibi işleyen san antonio hücumlarını paçavraya çevirdi. nedir bu savunma taktiği? continual switch. savunmada sürekli yardımlar, sürekli adam değiştirmeler gördük. bu savunmanın en önemli zaafı 3 sayı bölgesinde kalan oyuncuların üzerinde uzun oyuncuların kalabilmesi. ama san antonio'da ne danny green, ne kawhi leonard ne de belinelli ya da diaw bu durumu kullanamadı. bu oyuncular üzerilerinde kalan oyuncuların ağırlıklarını ve pota altının daha kısa kalmasını içeri penetre ile değerlendirebilirlerdi ama hiçbiri bu tarz bir oyuncu değil. hep şut atmaya çalıştılar ki üçlükler zaten bu oyuncuların ve san antonio takımının en büyük silahı. dallas müthiş bir efor göstererek hem maçı farklı aldı hem de san antonio'yu savunmayı nasıl geçebileceği üzerine düşünmek üzere sersemlemiş bir şekilde bıraktı.

    3. maça geldiğimizde dallas'ta aynı mücadele devam ediyordu. ilk maçta etkisiz olan nowitzki bu sefer daha efektif oynuyor ama yine bilindik dirk değil. ilk iki maçın dallas adına kahramanı harris ise bu sefer tamamen kayıp. üstelik san antonio tam da yukarıda bahsettiğim şekilde dallas savunmasında bir gedik bulmuştu bile: manu ginobili sürekli mismatchleri değerlendirmeye çalıştı, sürekli potaya gitti ve dallas'ı hem kısa sürede faul problemine soktu hem de kazandığı serbest atışlar ile takımının hücumunda neredeyse tek opsiyon haline geldi. dallas ona çare olabilmek için ara ara denediği pota altına gömülü savunmayı genele de yayamadı zira bu dışarıda çok büyük silahları olan san antonio için altın madeni anlamına gelirdi. maç gitti geldi gitti geldi ve sonunda şans dallas'ın yüzüne güldü. gino ile 1.7 saniye kala giden maç vinsanity 'in mucizevi basketiyle dallas'a geldi.

    dallas hala, 2-1'e rağmen bu serinin favorisi değil. bu geceki 4. maç o kadar kritik ki. eğer olur da dallas kazanırsa işte o zaman artık bu serinin favorisi dallas diyebileceğiz. ama ancak 3-1'e rağmen sadece favori diyebiliriz çünkü gerçekten bu sene maç sonlarında çok kırılgan oynadılar ve rakip san antonio son 2 maça kadar dallas'a karşı oynadığı son 10 maçı kazandı.

    serinin geneline bakarsak aslında durumu özetleyen çok iyi şeyler var. mesela dirk için kötü oynadığı söylenebilir. sadece boxscore'lara bakıp şu şut yüzdesine bak gene sıçmış diyenler için şunu söyleyim. dirk bu seride tam anlamıyla decoy konumunda. yani san antonio savunmasına atılmış bir yem gibi. splitter hiçbir şekilde nowitzki'den ayrılmıyor. bu yüzden dallas pivotları hem sammy dalembert hem de brandan wright pota altında çok iyi verimle oynuyor. çünkü bunlara karşı dirk tarafından ekarte edilmiş splitter olmayınca ya ağır duncan ya da boris diaw kalıyor. pivot verimliliğine ek olarak hem monta ellis, hem de devin harris sürekli potaya penetre etmeye çalışıyor ki san antonio'nun ne olursa olsun dirk dışarıda kalsın savunma düzeni bu oyunculara çok iy potaya gitme fırsatı veriyor.

    gregg popovic benim takımı dirk yenmesin diyor. splitter'ı üzerinden hiçbir şekilde almıyor. ama onun hesaba katmadığı bir şey var. monta ellis müthiş bir patlama gücüne sahip ve 3. maçta olduğu gibi tek başına takımı alıp götürebilir. calderon çok efektif bir şutör olabilir, dalembert de pota altında bir kuleye dönüşebilir. yani dirk dışındakiler san antonio'yu yenebilir. popovic ilk üç maçta bunu görmedi ve dallas 3 maçta da daha etkili ve ne istediğini ne yapmaya çalıştığını bilen taraftı.

    daha da önemli bir nokta da şu. san antonio hücumlarının merkezi tony parker. yıllardır dallas savunmasını kevgire çevirip durmuştur. bu seride de ilk yarılarda attığı sayılara bakar mısınız? bir de ikinci yarılarda attığı sayılara bakın! parker maç ilerledikçe fiziksel olarak çöküyor. bunun en büyük sebebi devin harris'in savunmada ona uyguladığı büyük baskı ve hem harris hem de ellis'in hücumda onları savunan parker'ı çok ama çok zorlamaları. parker zaten üst düzey bir savunmacı değil ama takımda onlarla hız olarak eşleşebilecek tek oyuncu ve bu savunma mücadelesi parker'ı ikinci yarılarda adeta bitiriyor.

    dallas bu seriyi almak istiyorsa aklıyla alacak. carlisle sayesinde alacak. bunun başka yolu yok. ha ola ki bu seri mastermind bir şekilde kazanılırsa dallas'ın yolu daha da açılır.

    her şey serinin 4. maçında ortaya çıkacak. popovic dirk beni yenmesin demeye devam edecek mi? nowitzki bir decoy olmaya devam edecek mi? dallas spurs'ün en büyük silahı olan üçlükleri dış savunmayla kilitlemeye devam edecek mi? basketbol görünümlü satranç maçı izlemek isteyenler bu sabaha karşı ayakta olsun.

    başarılar dallas mavericks.

    not: ekşi sözlükteki ya anlamadim şimdi biz ne yapiyoruz kullanıcı ismi yine şahsıma aittir.
  • 63
    yılın ilk takasını gerçekleştirmis takımdır. takasa göre tyson chandler ve raymond felton dallas' a; jose calderon, samuel dalembert, wayne ellington, shane larkin ve ikinci tur draft hakkı new york knicks' e gitmiştir.

    takasa bakıldığında dallas hem pek süre almayan oyunculardan kurtulmuş oldu hem de calderon'un uzun süreli yüksek maliyetli kontratı itelenmis oldu. tabi tyson chandler'in kontratı da az buz değil ama chandler hem dallas'in sistemini bilen hem de nba'de uzun sıkıntısı çekilirken elde olabilecek en iyi oyunculardan biri.

    shane larkin uzun vadede ümitli olduğum guardlardan biri. kaybedilmesi kötü oldu bence. ama takasta en önemli madde draft ikinci tur hakkının new york'a gönderilmesi. bu sene çok iyi bir draft var ve her ne kadar 34. sıra olsa da çok iyi oyuncu bulunabilirdi. hatta draft tahminlerine göre o sıraya bogdan bogdanovic düşüyor.

    genel olarak iki takım da memnun ama bence new york avantaj olarak bir tık önde.
  • 64
    sezonun ilk büyük takasına imza atarak çok akıllı bir işe imza atmış takım. sanıldığı gibi de new york tek kazançlı taraf değildir. takası ve parçalarını tek tek açıklayacağım, sabırla okuyunuz efendim.

    nba'de uzun kısırlığı olduğu bir gerçek. tyson chandler bu kısırlık içerisinde sahip olunabilecek en iyi uzunlardan biridir. 2011 yılında dallas'ın şampiyonluğunun en önemli parçalarından biri olan chandler mı değil onu hep beraber göreceğiz ama nihayetinde dallas'ın her türlü hücum ve savunma sistemini çok iyi bilen, gelir gelmez anında takımı etkili bir parça olarak monte edilecek bir oyuncu chandler.

    chandler'ın dalembert ile kıyaslanması son derece yanlıştır. chandler, sammy'den en az iki gömlek üstün bir pivottur. sezon boyunca hemen hemen her dallas maçını izlemiş biri olarak hücumda kısıtlı, eski orta mesafe şutundan bir hayli uzak ve savunma da blok dışında hiçbir özelliği olmayan, hızlı guardların yanından parkta yürür gibi geçtikleri bir oyuncu dalembert. düşünün ki san antonio spurs serisinde sırf bundan dolayı kendisinden 20 cm kısa dejuan blair'i daha fazla tercih etti koç carlisle.

    chandler ise hem dirk'i tamamlayacak hem de dallas'ın şampiyon olurken oturttuğu ama chandler gider gitmez bir türlü tekrar yerleştiremediği sıkı savunmayı tekrar getirmiş oldu.

    dallas'ın verdiği diğer oyunculara bakarsak jose calderon ismi dikkat çekiyor. calderon benim de yıllardır sevdiğim bir oyuncu. çok iyi bir şut yeteneği ve pasörlüğü var. ama hızlı guardlardan kurulu batı konferansında maalesef ki ciddi bir savunma zaafiyeti yarattı sezon boyunca. skor katkısı olarak da üst seviyelere çıkamayınca daha 3 yıllık kontratı varken kendisini göndermek çok akıllıca bir iş oldu.

    wayne ellington'ın gönderilmesi dallas adına komple bonus. takımda neredeyse hiç süre almadı ve yaklaşık 3 milyonluk yıllık kontratından kurtulmuş ve biraz daha cap space açmış oldu dallas.

    shane larkin için gerçekten üzüldüm diyebilirim zira bu çocukta bir ışık vardı ve çok iyi bir guard olabilirdi. ama sezon başında geçirdiği sakatlık ve sezonu kapatması, nowitzki'nin son demlerinin yaşandığı bu zamanlarda daha etkili ve direk katkı yapacak bir oyuncuya yönelmeyi zorunlu kaldı. takımının daha önce * denemesi vardı bu şekilde ve ciddi şekilde takım bundan zarar görmüştü. larkin de her ne kadar zamanında ümitli olsaydım da elden çıkarılabilecek parçalardan biriydi.

    en çok üzüldüğüm ve gereksiz / fazla bulduğum şey draft 34. sıra seçme hakkı oldu. gerçekten hiç gereği yoktu ve bu hak new york'a komple bonus oldu. belki de takasın en dikkat çekici yanı burası oldu. new york kazançlı çıktı diyenler hep işin bu tarafına bakıyorlar. çünkü 2014 draftı gerçekten çok iyi ve derin bir draft olacak. o sıradan bile iyi bir oyuncu seçilebilirdi ki düşünün mock draft'lara göre 34. sırada bogdan bogdanovic var.

    raymond felton dallas'a gelen oyuncular arasında ama onun da takımda tutulacağına pek ihtimal vermiyorum.

    şimdi neden akıllı bir takas oldu ona bir bakalım.

    dallas bir kere bildiği tanıdığı ve yukarıda detaylıca bahsettiğim bir pivotu tekrar almış oldu. üstelik chandler kontratının son yılında ve bu yılki kontratı 15 milyonun biraz üstünde. bu da gelecek yılki free agency döneminde dallas'a müthiş bir cap space ve rahatlık demek. nereden baksanız chandler ile yeni sözleşme imzalansa da (ki imzalanacaktır) 7-8 milyonluk bir rahatlık olacaktır. bu çok büyük bir artı.

    dallas toplamda 15 milyon kontrat verdi ve 18 milyon geri aldı. yani -3 milyon toplam cap space'ten yemiş oldu. bu da 30 milyonluk boş salary cap'in 26-27 milyon civarına düşmesi demek. bu da ayrıca carmelo anthony veya lebron james'in takıma kazandırılabilmesi için yeterli miktarın sağlanmış olması anlamına geliyor. üstelik bunu elinizde geçen sezon potansiyelini kullanması halinde nasıl bir patlama gücü olduğunu gösteren ve koç carlisle'in elinde çok iyi bir parçaya dönüşen monta ellis ve tyson chandler varken yapıyorsunuz. bu her takımın sağlayabileceği türden bir cap space değil.

    şimdi ne olacak? takım carmelo ve ya lebron'ın peşinden koşacak. lebron'ın zaten ne yapmaya çalıştığı belli. bosh ve wade'in de kontratlarındaki maddeyi kullanıp serbest kalmalarını ve daha düşük maaşla yeni bir oyuncuya boşluk açmalarını bekliyor. şu an diğer iki oyuncunun ne yapacakları henüz belli değil ama lebron büyük ihtimalle miami'de kalacak. ha dallas'a gelir mi? bu ihtimal muhtemelen yüzde 1 bile değil.

    lebron gerçekçi bir hedef değil. takım da öyle olmadığını biliyor. asıl gerçekçi hedef carmelo anthony. ki carmelo ile tyson chandler'ın çok yakın arkadaş olduğu ve chandler hamlesinin carmelo'yu çekmek için bu kadar erken yapıldığı söylentileri de az değil. peki carmelo gelir mi? gelir. en azından ihtimaller fazlasıyla arttı diyelim.

    gelmesi iyi mi olur? bence hiç de iyi olmaz. bana göre carmelo bir franchise'ı üstüne kurabileceğiniz bir oyuncu değil. üstelik yaşı da artık buna müsait değil. ama carmelo iyi ve dengeli bir takımda şampiyonluğa taşıyacak bir oyuncu olabilir. peki dallas'ta o dengeli takım var mı? şu anda o takımın nasıl olacağını tam olarak bilemesek de kesin olan bir şey var; o da ellis, carmelo ve dirk aynı sahada olduğunda savunma 0 (yazıyla sıfır) olacağından ne chandler verimli olur ne de savunma sistemi. dallas savunmada bildiğiniz delik deşik olur. dallas muhtemelen carmelo'nun peşinden koşacak ve her detayı illa ki mark cuban düşünecektir. hayırlısı olsun.

    dallas elinde bulunan 26 milyonu nasıl kullanabilir? bir defa şunu söyleyeyim. artık yan yana getirilen yıldızlar değil takım olabilen takımlar daha başarılı oluyor. önümüzdeki birkaç yıl içerisinde de bunun değişmeyeceği inancındayım. dallas'ın ise yıldızları bir araya getirmek yerine takım oluşturması onları ciddi bir aday haline getirir.

    bu oyuncular kim olabilir. tabi ki 3 numara pozisyonu için luol deng ve guard pozisyonu için kyle lowry. bu parçalar 26 milyonluk cap space'te pek ala getirilebilecek oyuncular ve hem savunmada hem de hücumda müthiş dengeli bir takım oluşturulur. dilerim dallas da bu yolu izler.

    şu şekilde bir ilk 5'i ve derinliği olan takım bana göre şampiyonluğa oynar.

    kyle lowry
    monta ellis
    luol deng
    dirk nowitzki
    tyson chandler

    tabi bunların yanına dallas'ın tekrar anlaşma sağlayabileceği vince carter, shawn marion, devin harris gibi oyuncuların yanına derinlik katacak ek parçalar ile savunma yönü çok güçlü, derinliği olan ve müthiş dengeli çok sağlam bir takım oluşturulabilir.

    bekleyip göreceğiz.
  • 65
    2014-2015 sezonu öncesinde transfer dönemini mükemmel şekilde geçirmiş takımım. öncelikle hiç kimsenin beklemediği bir anda 4 yıla yayılan jose calderon'un yüklü kontratından kurtulup new york knicks ile tyson chandler takasına gittiler. tyson'ın maaşı 15 milyon dolar civarında ama kontratının son yılı olduğu için de çok sorun değil hatta değerli bile sayılabilir. dallas 2011 yılında şampiyon olduğu zaman tyson kadrodaydı ve dirk ile beraber mükemmel bir uyum sağlamışlardı. dirk'in savunma yönünün çok iyi olmadığını hepimiz biliyoruz. işte bu yüzden yanında çemberi koruyan bir uzun ihtiyacı tyson gittiğinden beri dallas'ı kemirdi durdu. yerine denenen hiçbir oyuncudan verim alınamadı. tyson 2011 yılındaki tyson mı bilmiyoruz tabi ama en azından eğer o yıla yakın bir performans gösterirse, dallas'ın da hücum va savunma sistemini zaten bildiği için takıma direk katkısı olacak bir ekleme oldu. dallas için çok büyük artı.

    sonra dirk nowitzki önceki sene kazandığının yaklaşık %60'ından vazgeçerek takımına iyi bir oyuncu almak için rahatlık sağlamaya çalıştı. tam da bu sırada houston rockets'ın nowitzki'ye max kontrat teklif ettiğini de belirteyim ama tabi ki dirk'in nba'de oynamak isteyeceği başka takım yoktu. bu dallas'a carmelo anthony'e max kontrat teklif edebilme şansı verdi ama carmelo'nun görüştüğü takımlar arasında en cüzi ama gerçekçi teklifi yapan dallas olunca haliyle başarı(!) isteyen carmelo kabul etmedi. ama dallas'ın b planı çoktan hazırdı. houston rockets'ta restricted free agent olan chandler parsons'a hemen sağlam bir kontrat teklif ettiler ve parsons kabul etti. transfer döneminin başladığı ilk gün kontrat imzalandı ve houston'ın karşılayabilmek için 3 günlük süresi başladı.

    houston ise chris bosh'un peşinde koşuyordu ve gelen haberler bosh'un houston'a gelmesi durumunda parsons'a yapılan teklif her ne olursa olsun, lüks vergisi ödeme pahasına karşılanacaktı ve harika bir ilk 5 kurulacaktı. dallas sahibi mark cuban elinden geldiğince houston'ı köşeye sıkıştırmaya çalıştı chandler'a verdiği teklif ile ama yine houston kabul edecek gibi duruyordu.

    ve bosh kararını verip miami heat'te kaldı. bu houston için tam bir felaket senaryosuydu. bosh, dallas için her şeyi tersine çeviren oyuncu oldu bir anlamda. eğer houston bosh olmadan parsons'ı karşılamış olsaydı hem geçen yıldan daha kötü bir takım hem de takımın geleceği adına sağlam bir darbe indirilmiş olacaktı.

    3. gün geldiğinde parsons'a yapılan teklifin karşılanmayacağı açıklandı ve parsons artık dallas'ın yeni 3 numarası. parsons 2.06 boyunda ama fiziği ve boyuna göre gayet hızlı ve çevik bir oyuncu. dış şutu ise mükemmel. boyuna rağmen hareketli oluşu ona defansif anlamda da artılar kazandırmakta. tam da rick carlisle'ın takımında ve oyun sisteminde oynatmak isteyeceği türden bir oyuncu. geçtiğimiz sezon 16.6 sayı, 5.5 ribaunt ve 4 asist ortalamalarıyla oynadı. dallas için mükemmel bir hamle diyebiliriz. parsons'ın dış şut yeteneğini kırdığı bir rekor eşliğinde izlemek için;

    https://www.youtube.com/watch?v=wwZdoevq3E4

    şimdi dallas'ın 3-4 ve 5 numara oyuncularının boyu 2.06, 2.13 ve 2.16. tam bir 3 başlı canavar oluşmuş durumda. üstelik bunların ikisinin dışarıda müthiş bir şut tehdidi var.

    parsons'a yedek olarak da minimum ücrete 34 yaşındaki richard jefferson alındı. her ne kadar rolü çok fazla olmayacak olsa da geçtiğimiz sezon utah jazz'de %42 üç sayılık isabet oranıyla oynamış. bu nba standartlarında gayet iyi bir ortalama ve eğer dallas'ta da benchten gelip bir iki üçlük sokabilirse bekleneni fazlasıyla karşılamış olur.

    geçtiğimiz sene dallas'ın 3 numarası shawn marion ve yedeği vince carter'dı. marion savunmada çok kısıtlı ama çok iyi bir savunmacıydı. bu sene marion'ın savunma gücü aynı ama hücum gücü kat kat fazla olan parsons ile değiştirildi. yedek olarak da vince carter'ın 39 yaşında oluşu ve çok fazla para istemesi üzerine ondan hem daha genç hem de benzer bir katkıyı verebilecek jefferson getirildi. geçen yıla göre yine çok büyük bir artı.

    2 numarada geçen sezonu 20 sayının üzerinde ortalamayla geçiren ve o eski patlama gücüne kavuşmuş görünen monta ellishala takımda ve hücumun en önemli parçalarından biri olacak yine. ellis'in yedeği olarak da çok iyi bir üç sayı atıcısı olan mo williams takıma katılmak üzere. geçtiğimiz sene ellis'in bir yedeği yoktu ve kimi zaman vince kimi zaman da bir guard olan devin harris iki numara pozisyonunda oynuyordu. dış şut tehdidi çok iyi olan mo'nun takıma katılması yine önemli bir artı olacak.

    takımın şu anda en sıkıntılı görünen yeri oyun kurucu bölgesi. geçtiğimiz sezon takımda olan, savunma ve hızı iyi olan, özellikle hızlı guardları savunmada önemli katkı veren devin harris ile yeniden anlaşıldı. tyson chandler takası ile gelen raymond felton da o bölgenin oyuncusu olarak duruyor. ikisi de şampiyonluğa oynayacak bir takımın guardı olarak görünmüyor zira. harris çok iyi bir yedek olabilir ama takımın bir şekilde, saha dışı sorunları fazla olan felton'dan kurtulup yerine iyi bir guard alması gerekiyor. eğer olur da şapkadan tavşan çıkarıp iyi bir guard alınabilirse...

    dallas geçtiğimiz sezon şampiyon takımı elemenin kıysına getirip zaten çok iyi bir takım olduğunu göstermişti. bu sezon büyük artılarla geliyor ve batının ilk 4'ü içinde yer alacak takımlardan biri olacak. eğer rick carlisle önderliğinde takım kimyası oluşturulabilirse, final neden olmasın?
  • 66
    2014-2015 sezonuna deplasmanda ezeli rakibi san antonio spurs karşısında başlayan takım. maçı 101-100 kaybetti dallas belki ama sezon için bana çok ümit verdi. sadece biraz takım kimyası için zaman gerekli ama birbirleriyle mükemmel uyumlu ve rick carlisle'ın sitemine cuk oturacak oyunculardan kurulu bir takım olmuş.

    bu sezon batı konferansının en iddialı takımlarından biri olmasının yanı sıra izlemesi en zevkli nba takımı olacağını düşünüyorum.
  • 67
    2014-2015 sezonunun ilk 11 maçında 2. sıradaki takımın açık farkla önünde 115.5 offensive rating tutturmuş, muazzam bir hücum gücüne sahip takım.

    hele ki maçların ilk yarılarında müthiş bir hızla rakiplerini sersemletiyorlar. oynadığı 11 maçın 5'inde ilk yarısını 24 sayı ve üzerinde farkla bitirdi. bir maçta da 24 sayı geriden gelerek galip geldi.

    işin defansif yönünde ise henüz istenilen sertliğin olmadığı aşikar ama bu takımın cleveland'tan sonra ligin en yeni oyunculardan kurulu 2. takım olduğunu unutmamak gerek. kadrodaki 15 oyuncunun 10'u bu sezon takıma katıldı ve daha zamanla takım kimyası oturacak ve çok daha iyi bir takım haline gelecektir.

    basketbol'dan zevk almak isteyenler dallas maçlarını izlesin.

    not: 22 kasım 2014 cumartesi gecesi chandler bowl * maçı nba tv'de olacak.
  • 71
    2016 transfer sezonunda çok da büyük bir hüsran yaşadığı söylenemeyecek takım. evet yine çok büyük bir ismi kadrolarına katamadılar belki ama aslında en başından beri zaten az sayıda olan iyi free agent olan oyuncuların dallas'a pek gelmek istemeyecekleri biliniyordu. zaten dallas'ın kimi alacağından çok bu sene nasıl bir takım kurulacağı daha çok merak ediliyordu. alınan, daha doğrusu avuçlarına düşen oyuncularla nowitzki sonrası için aslında fena bir kadro oluşturulmadığı da söylenebilir. en azından takım iyi savunma yapabilecek ve yıllarca takımın en büyük eksikliği olarak bahsedilen atletik yapıya iyi bir derecede sahip olmuş oldu.

    yaz sezonunda bütün oyuncular bir bir giderken bir anda kevin durant'in golden state warriors'a gitmeyi tercih etmesi dallas'a büyük bir şans oldu. çünkü gsw durant'i alması durumunda takımın restricted free agent'ı olan harrison barnes'ı hiçbir şekilde elinde tutamayacaktı ve o da dallas'tan gelen teklifi direk kabul etti. gsw'nin bir başka oyuncusu ve sakat olmadığı zamanlarda nba'in en iyi defansif-ofansif dengeyi tutturabilen pivotlarından andrew bogut da oyuncunun isteği doğrultusunda dallas'a gönderildi. bir anda takımın en önemli ihtiyacı olan iki bölgeye piyangodan iki sağlam oyuncu düşmüş oldu.

    transfer dönemi açılır açılmaz dallas'ın peşinden koştuğu düşünülen guard mike conley'nin 150 milyon doları bırakıp dallas'a gelmesine çok da ihtimal verilmiyordu. geçen sezon takımda gayet de iyi bir performans gösteren ve tamamiyle koç rick carlisle'ın oyun sistemine bilen deron williams ile yeniden anlaşıldı. guard rotasyonuna da önceki sene sonunda çok iyi bir grafik yakalayan ve bir reclamation project olan seth curry kadroya katıldı.

    son olarak da takımın 37 yaşında da olsa süperstarı olan dirk nowitzki ile de yeni yayın sözleşmesi sayesinde 2 yıllık 50 milyon dolar karşılığında anlaşıldı ama herkes gelecek sene dallas'ın takım opsiyonunu kullanıp nowitzki'yi serbest bırakacağını ve minimum kontrat ile onu tekrar takıma katacağını biliyordur herhalde. sırf gelecek sene salary cap'e 12.5 milyon dolar yansımasın ve takım transfer esnekliğine sahip olabilsin diye nowitzki'ye 2 yılda ödenecek para bir yılda ödenecek şekilde bir kontrat yapılmış oldu.

    takımın şu anki ilk 5'i kağıt üzerinde hiç de fena durmuyor. wesley matthews eğer hücum anlamında eski formunu yakalayabilirse ve takımın çok şey beklediği justin anderson da gelişimine devam ederse harrison barnes'ın başını çekeceği yeni bir dallas kadro çekirdeği gelecek açısından ümit veriyor.

    bu sene evet beklenti çok yüksek değil ama harrison barnes eğer farklı dallas sisteminde kendini bulur ve bir yıldız oyuncu seviyesine çıkabilirse dallas senenin sürpriz takımı olmaya aday.
  • 73
    bu sabah portland'ı deplasmanda yenerek peş peşe dördüncü galibiyetini almış takımım. 2000'lerdeki en kötü kadrolarından biri olmasına rağmen imparator rick carlisle beyefendi hazretleri bir şekilde takımı hayatta tutmayı başarıyor. deron williams'tan yoksunlar ama nowitzki, matthews ve seth curry inanılmaz formda. ve tabi 10 günlük kontratla gelmesine rağmen mükemmel bir sürpriz olan yogi ferrellı da unutmamak gerek.
  • 74
    son gerçekleşen takasla yıllardır kanayan yarası olan pivot bölgesine nerlens noeli katmış takımım. giden parçalardan bogut, sağlıklı olduğu sürece ligin en iyi pivotlarından ancak ilerleyen yaşı ve sakatlık karnesi dallas'a fazla geldi. giden diğer parça justin anderson'u ise carlisle hocam arayabilir. 2 yıl önce de benzer hamleyle eldeki en iyi dış savunmacısı jae crowder'ı göndermiş ve rakip skorerleri savunma seviyesi iyice düşmüştü. justin de iki yıldır bu roldeydi, umarım bu durum harrison ve matthews üzerindeki savunma yükünü fazla artırmaz.

    noel de potansiyelli bir oyuncu, nowitzki sonrasına hazırlık yapan geçiş dönemindeki bir takımda kendisini gösterebilir. villanueva, felton, deron gibi bitik adamları tekrar dirilten carlisle hocam, noel'den de maksimum verimi alabilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın