• 29
    şimdi bu başlıktan kendi kendimi tenzih ediyorum. ben kendimi bildim bileli galatasaraylıyım ve galatasaray basketbol takımını da paul dawkins, michael scearce, nihat izic, turgay demirel, cihat levent, mehmet baç ve mehmet altıoklar'dan mütevellit şampiyon kadrosu zamanından beri takip ederim. o zamandan beri yenilmez armada'dan şampiyonluk bekler dururum, hem de en güçsüz, oyuncuların paralarının ödenmediği, hangi yabancının gelip gittiği belli olmayan zamanlarda dahi bekledim. bu sene de çok yaklaştık ve inancım hiç bitmedi nihai sona. demem o ki asla ve asla galatasaray futbol takımının başarısız olması beni ilgilendirmedi. uefa kupasını aldığımız, fatih terim ile birlikte başarıdan başarıya koştuğumuz zamanlarda bile benim için futbol ve basketbol takımlarının anlamı aynıydı. bir spor kulübünun taraftarı iseniz, hele ki fanatik taraftarı iseniz bunun böyle olması icap eder zaten ancak basketboldan hazzetmeyen, bu oyunun ilgi alanı dışında olanları da anlarım.
  • 31
    efesi tutarak ''sevinmek için sevmedik'' mesajını buradaki galatasaray arması sevdalılarına verme terbiyesizliğinde bulunan şahısların yaptığı hareket..

    şampiyon bak, soru basit.. ülkerli olsaydın, fenerbahçe ile birleşseydi tutmaya devam edecek miydin , nickinde annelerine küfür ettiğin adamlarla. koy kenara efes'i bi. soruda efes yok. ille de efes diyorsan , efes eğer fenerbahçe ile birleşseydi devam mıydı tam destek hep destek *

    edit : özelden aldığım cevap neticesinde soru sorup muhattap olduğum için kendimi sikicem birazdan. iyi bayramlar.
  • 32
    benim yaptığıma benzer bir iş bu. başka bir takım tutmaktan ziyade kendimi takım tutar gibi hissedemiyorum çünkü basketboldan hiç anlamıyorum. ha sorsan galatasaray şampiyon olsun tabii ama gerek basında futbolun çok parlatılması gerekse de anadolu'nun küçük bir ilçesinde yetişmiş olmanın verdiği yoksunluk yüzünden basketbolla belli bir yaşa kadar hiç ilgilenmedim, ilgilenemedim. sonra liseyi okumak için il merkezine gittim, orada topu birkaç kere elime aldım ama "ohoo öyle steps mi olur?", "yuh yaptığın faule bak..." falan derken bütün oyunlardan siktir edildim, bir allah'ın kulu da çıkıp neyin ne olduğunu öğretmedi. sonra iyice soğudum tabii. ben de isterdim ateşli bir şekilde takımdaki düzeni yorumlayıp sonunda "3 numara pozisyonunda x oynamalı yoksa olmaz o iş..." falan demeyi ama o 3 numaranın ne iş yaptığını hiç bilmiyorum mesela. şu saatten sonra her bi şeyi öğrenip bir basketbol taraftarı olabileceğime de ihtimal veremiyorum.
  • 33
    burada yer alan saçma başlıklardan bir tanesi. cnyvz adlı yazarında bu konu hakkındaki düşüncelerine saygı duymakla birlikte onları saçma bulduğumu belirtmek isterim.bu tezi bir örnekle değerlendirecek olursak;
    mesela ben de semtimin takımını tutarım. amatör kümedeki maçlarına falan giderim. o takımın süperlige çıkma ihtimali yok denecek kadar az * ama ben o takımı başırılı olduğu için sevmiyorum* ben onu sadece seviyorum. olurda bir gün galatasaray'la karşılaşırsa ne yaparım diye hiç düşünmedim.
    işte aynı yukarıdaki örnekte olduğu gibi saçma bir konu bu.* yani bu tamamen subjektif bir durum. benim x amatör kulübüne ya da başka bir spor dalında y kulübüne sempati duymam normal bir durum. ama bu sempatimi burada alenileştirmek galatasaray'la karşılaşsa onu tutarım falan filan demek saçma. bana ne yahu. istersen bunyodkor taşkent ile galatasaray karşılaştığında özbek köklerinden dolayı onu destekle. bu benim ilgi alanıma girmez ki. bu senin kişisel durumun.
    bak şimdi akşam akşam ne kadar saçma bir konu hakkında kafa yorduğumu düşündüm. soğuk bir bira açıp yudumlamalıyım hemen.
  • 36
    bana ters gelen bir olaydır. taraf olmak tutku işidir ve ben bu tutkuyu hayatım boyunca galatasaray ile aynı seviyede hiçbir şeyle yaşayamadım. çocukluğumdan beri futbolda barcelona, liverpool, dortmund gibi takımlara sempati duyarım, basketbolda nba'de chicago bulls sempatim vardır, lakers-boston eşleşmesinde boston'ı tuttum falan fişmekan. fakat hiçbirinin bana yaşattığı his, galatasaray'ın yaşattıklarıyla boy ölçüşemez, ölçüşemedi. liverpool'un şampiyonlar ligi'nde attığı bir gol ya da chicago'nun galibiyeti getiren bir son saniye basketi yüzümde bir mutluluk ifadesi yaratıyor fakat hiçbiri galatasaray'ın 3-0 önde olduğu kıytırık bir lig maçında attığı 4. golün verdiği hissi veremiyor. ben akşam kafamı yastığa koyduğumda "ulan barcelona da niye yenildi ya" dediğimi hatırlamam. ama galatasaray'la ilgili en ufak bir şey rüyama girer, sabah kalktığımda aklımda ilk beliren yine o olay olur. ben tutkumu bölemiyorum. sempatizanı olduğum herhangi bir şey galatasaray'ın karşısına gelsin, düşman muamelesi bile yaparım gerekirse. çünkü benim için olay galatasaray ve diğerleridir.

    galatasaray tuttuğum bir şey değil; galatasaray ait olduğum yer.
  • 42
    sadece galatasaraylilik degil hayatta her konuda ne yaptigin onemlidir. lafla peynir ekmek gemisi yurumez. her sene orjinal formasini, kombinesini alan, hatta gsbonus la alisverislerini yapip tribunde sesi kisilincaya kadar galatasaray futbol takimini destekleyen adamin galatasaraylilik miktari tartisiliyor! ama suada da havuza girecek diye lise mezunu 3kurus paraya galatasaray kongre uyesi(galatasaray yoneticisi) olanlar klubu kendi avuclarindan disari cikmasina izin vermeyenlerin galatasarayliligi tartisilmiyor ben bunu anlayamiyorum arkadas.
  • 43
    galatasaray'lı olmak; herhangi bir spor müsabakasında galatasaray'ı tutmak veya tutmamak üzerine kurulu bir kavram değildir. itiraf ediyorum ki ben sporsever değilim. galatasaraysever'im. milli maçta bile galatasarayda oynayan bir oyuncu yoksa kadroda, o maçı seyredesim gelmez. iki yabancı takım maç yaparken seyrediyorsam ya galatasaray sahadahilerden biri ile ilgileniyordur, ya da daha önce galatasaray'da oynamış biri sahadadır. onun dışındaki bir müsabaka bana keyif vermez.

    şimdi kimse benim gibi olsun demiyorum ama mantık yanlışı ile gezen arkadaşların bir de bunu burada savunmaya kalkması garip kılıyor durumu. biri demiş "efes'in futbol takımı olsa futbolda da onu tutardım" biz sana efes'i tutma demiyoruz ki ama efes'in futbol şubesi açmama gibi bir terbiyesizliği yüzünden galatasaray'ı tutmuş olma diyoruz. sokakta galatasaraylıyım deme de efes pilsenliyim de. futbnolda da galatasarayı destekliyorum hasbelkader dersin.

    yani konu başlığı biraz yanlış. başka takım taraftarı olup futbolda gs'ı tutanlardan bahsediyoruz aslında burada...
  • 44
    portakalda vitaminken gerek galatasarayın basketbolda orta sıra takımı olması, gerek türk telekomun hem türkiyede hem de avrupada oynaması, hem de tt maçlarında daha çok taraftar olması nedeniyle türk telekoma sempati duyarak gerçekleştirdiğimdir.

    he, şimdi hem aklımız başımıza geldi, hem de armanın değerini öğrendik. kombine almayı düşünüyoruz inşallah.
  • 45
    şu mecrada bir süre sonra yazdıklarımı açıklama gereği duymak hoşuma gitmiyor ancak sevdiğim yazar arkadaşlarımdan ve abilerimden twitterda ve burada bazı dönüşler aldım ki, bu bir yerde yanlış olduğunu gösterdi. genel hatlarıyla başlığa yazdığım entry beğenilmedi, zaten beğenilsin diye yazmadım; aksine herkese anlamanızı beklemiyorum dedim. böyle dedim çünkü ben de yıllardır içimde iki takıma karşı varolan duyguları bir yerlere oturtmaya çalışırken iyice çorba oldum. bu entryi yazmamdaki asıl amaç ilk cümlenin biraz eksik kalması ve yanlış anlaşılması. burada kimse bilemez nasıl galatasaraylı olduğumu yada ne zaman olduğumu. hatırlamıyorum ama yazmadım heralde hiç. galatasaray'ı elbette çok seviyorum, en az sizler kadar; bundan zerre şüpheniz olmasın. evimde en az sizin kadar lisanslı ürün, forma vs var.

    ilk cümleyi neden yazdığımı biraz açıklamak istiyorum. aylardır dikkat ediyorum (bu başlık özelinde değil genel olarak), sürekli o galatasaraylı değil bu şekilde yazan adam galatasaraylı olamaz gibi entryler yazarların nick altını süslüyor. buna en çok kızanlardan birisi benim, gerek özelden yazıştığım arkadaşlarım gerekse arada bu entrylere verdiğim tepkilere denk gelenler bilirler durumu. kimse kimsenin takım sevgisini sorgulama mercii olamaz burada. bu başlıkta da aynı olay olunca dikkat çekecek, insanların gözüne girecek bir başlangıç yapmak istedim. o cümlenin tek başına bir paragraf şeklinde olması da dikkat çekmesini istememden kaynaklanıyordu. bu birinci neden, bir de ikinci nedeni var.

    şu hayatta tanıştığım ilk spor basketbol. ilk naumoskili efes kadrosuna vurulmuştum ben. bir ara büyük usta gitti sonra geldi falan, ama işte ben ilk varolduğu senelerin efeslilerindenim. basketbol > futbol diye her yere yazarım, benim için öncelikli spor sevgisi basketboldur. hatta futbolla hiç alakam olmazdı heralde ailem ve arkadaş çevrem bu kadar fanatik insanlardan örülü olmasaydı. galatasaray'dan önce efes pilsen ile tanıştım. bunu daha önce eğer yamulmuyorsam feanor'a twitter'dan yazmıştım. evet efes pilsen'in futbol takımı olsa, galatasaray ile bağım olmazdı; çünkü ilk gönül verdiğim takım efes pilsen'di. sonrasında formasını giydiğim dsi - troy falan oldu sevdiğim takımların içersinde ama efes hep baki olandı. takımdaşlıktan ziyade basketbolseverim. yıllarca izmir takımı diye göztepe tribünlerine gittim geldim. ancak aynı yıllarda daha ksk arena yokken ve pınar ksk maçlarını alsancak'ta oynarken onların tribününe gidip babalar gibi basketbol takımlarını da destekledim. hatta play off'ta ksk - efes maçında ksk tarafında 10numara, bodom ve x factor ile ksk marşları söylemişliğimiz bile var. (tabi ki içten değil, çok kalabalıklardı) ben bu sporu seviyorum, basketbolla alakalı bir şeyler yapmayı, okumayı, yazmayı, kim olursa olsun maçlara gitmeyi seviyorum. bu sporu bana sevdiren efes pilsen'i ise çok seviyorum. o ilk cümle vurucu görünebilir dostlar ama biraz tepkiyle biraz da ilk tanınanın efes pilsen olmasıyla yazılmıştır. hepinizi kucaklarım.

    özel not: iş bu entry captano, gsimas, feanor, barfly, bodom*, filip*, x factor*, vay acondios* gibi dostlara ithafen yazılmıştır.
  • 46
    nereden tutarsanız tutun elinizde kalıyor bu olgu, tavır, artık her neyse;

    *başlıkta ''galatasaraylı'' ibaresi var, yani sarı kırmızı renklere gönül vermek ile açıklayabileceğimiz bir kavram.
    *basketbol, su topu, yüzme, kürek, branş ayırt etmeksizin galatasaray'ın olduğu spor dalında galatasaray'ı tutmayan galatasaraylı ? hönk.
    *geç bunu da, efes pilsen - galatasaray maçında efes'i tutan galatasaraylı ? dumurlardan dumur beğen. harbiden yok artık lebron james.

    arda ile akran olanlarımızın gençlik çağlarında basketbolda efes - ülker çekişmesi vardı. efes pilsen çekici gelmiş olabilir fakat aynı ligde, amcanın, dayının, halanın, teyzenin seni gördüğünde ''hangi takımlısın sen bakayım?'' diye sorduklarında cevap olarak adını söylediğin takım da var. efes ile ülker ile filan karşılaşıyordu. başarı için varolduk sürekli, bu zamana kadar yapılan yanlışlar mı desek veya basketbola gereken önemin ve katkının verilmemesi daha doğru olacak, bu sebepten ötürü 2010-2011 sezonuna kadar ağırlığımızı koyamıyorduk. ilk kez 14 veya 15 yaşımda gitmiştim galatasaray'ın basketbol maçına. ahmet cömert'te fenerbahçe ile oynuyorduk ve maçın ilk yarısında çıkan olaylardan dolayı seyirci olarak salondan atılmıştık. yakında bulunan atrium alışveriş merkezi'ne gidip orada bir televizyon bulup maçı takip etmeye çalışmıştım. popüler kültürün getirisi olarak düşünüyorum efes pilsen'i desteklemeyi. hele ki efes pilsen - galatasaray maçında efes pilsen'i tutmak, galatasaray'ın her soktuğu(!) atış sonrası sevinmemek, belki de üzülmek... bilemedim, çok ilginç bir durum.

    galatasaray'ı sadece futbol takımı ile sınırlamak belki de yapılacak en büyük hatadır. galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımımız avrupa'nın tozunu atıyor, galatasaray'ın asıl yerinin ve hedefinin avrupa olduğunu gözler önüne seriyor; aynı şekilde galatasaray kadın basketbol takımımız 2009'da avrupa şampiyonu oldu.

    bunlar önemli şeyler. engelsiz aslanlarımız, kadın basketbol takımımız daha önce bizleri gururlandırdı bu başarıları ile, galatasaraylı'yım diyen insanları sevindirmek, mutlu etmek için yaptılar bunları. diyeceğim o ki galatasaray adı sadece futbolda yok, bunun farkına varmak gerek.

    yazarın notu: 2011 - 2012 sezonu için basketbol kombineleri ne zaman çıkıyor ? bilen beri gelsin lütfen.
  • 47
    ilkokula giderken okulun yeri dolayısıyla servislerle gidip gelirdik. her ne kadar ilkokul olsa da takım muhabbetleri, arabalar ve kızlar en gündem yaratan konulardı serviste. arkadaşlarım efes'i, ülker'i, tofaş'ı tutardı. o zaman da bir anlam veremezdim, şimdi de bir anlam veremiyorum. galatasaraylılık bir inançtır, sevdadır. nasıl olur da bu armayı branşlara ayırıp, sevdalanırsın ki ? 8 yaşımdayken böyle düşünüyordum, 22 yaşındayım ve düşüncem aynı çok şükür.
App Store'dan indirin Google Play'den alın