• 45
    şu mecrada bir süre sonra yazdıklarımı açıklama gereği duymak hoşuma gitmiyor ancak sevdiğim yazar arkadaşlarımdan ve abilerimden twitterda ve burada bazı dönüşler aldım ki, bu bir yerde yanlış olduğunu gösterdi. genel hatlarıyla başlığa yazdığım entry beğenilmedi, zaten beğenilsin diye yazmadım; aksine herkese anlamanızı beklemiyorum dedim. böyle dedim çünkü ben de yıllardır içimde iki takıma karşı varolan duyguları bir yerlere oturtmaya çalışırken iyice çorba oldum. bu entryi yazmamdaki asıl amaç ilk cümlenin biraz eksik kalması ve yanlış anlaşılması. burada kimse bilemez nasıl galatasaraylı olduğumu yada ne zaman olduğumu. hatırlamıyorum ama yazmadım heralde hiç. galatasaray'ı elbette çok seviyorum, en az sizler kadar; bundan zerre şüpheniz olmasın. evimde en az sizin kadar lisanslı ürün, forma vs var.

    ilk cümleyi neden yazdığımı biraz açıklamak istiyorum. aylardır dikkat ediyorum (bu başlık özelinde değil genel olarak), sürekli o galatasaraylı değil bu şekilde yazan adam galatasaraylı olamaz gibi entryler yazarların nick altını süslüyor. buna en çok kızanlardan birisi benim, gerek özelden yazıştığım arkadaşlarım gerekse arada bu entrylere verdiğim tepkilere denk gelenler bilirler durumu. kimse kimsenin takım sevgisini sorgulama mercii olamaz burada. bu başlıkta da aynı olay olunca dikkat çekecek, insanların gözüne girecek bir başlangıç yapmak istedim. o cümlenin tek başına bir paragraf şeklinde olması da dikkat çekmesini istememden kaynaklanıyordu. bu birinci neden, bir de ikinci nedeni var.

    şu hayatta tanıştığım ilk spor basketbol. ilk naumoskili efes kadrosuna vurulmuştum ben. bir ara büyük usta gitti sonra geldi falan, ama işte ben ilk varolduğu senelerin efeslilerindenim. basketbol > futbol diye her yere yazarım, benim için öncelikli spor sevgisi basketboldur. hatta futbolla hiç alakam olmazdı heralde ailem ve arkadaş çevrem bu kadar fanatik insanlardan örülü olmasaydı. galatasaray'dan önce efes pilsen ile tanıştım. bunu daha önce eğer yamulmuyorsam feanor'a twitter'dan yazmıştım. evet efes pilsen'in futbol takımı olsa, galatasaray ile bağım olmazdı; çünkü ilk gönül verdiğim takım efes pilsen'di. sonrasında formasını giydiğim dsi - troy falan oldu sevdiğim takımların içersinde ama efes hep baki olandı. takımdaşlıktan ziyade basketbolseverim. yıllarca izmir takımı diye göztepe tribünlerine gittim geldim. ancak aynı yıllarda daha ksk arena yokken ve pınar ksk maçlarını alsancak'ta oynarken onların tribününe gidip babalar gibi basketbol takımlarını da destekledim. hatta play off'ta ksk - efes maçında ksk tarafında 10numara, bodom ve x factor ile ksk marşları söylemişliğimiz bile var. (tabi ki içten değil, çok kalabalıklardı) ben bu sporu seviyorum, basketbolla alakalı bir şeyler yapmayı, okumayı, yazmayı, kim olursa olsun maçlara gitmeyi seviyorum. bu sporu bana sevdiren efes pilsen'i ise çok seviyorum. o ilk cümle vurucu görünebilir dostlar ama biraz tepkiyle biraz da ilk tanınanın efes pilsen olmasıyla yazılmıştır. hepinizi kucaklarım.

    özel not: iş bu entry captano, gsimas, feanor, barfly, bodom*, filip*, x factor*, vay acondios* gibi dostlara ithafen yazılmıştır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın