• 1827
    --- alıntı ---

    10 eylül ->> karabük - beşiktaş
    13 eylül ->> porto - beşiktaş (cl)
    17 eylül ->> beşiktaş - konya
    24 eylül ->> fenerbahçe - beşiktaş
    26 eylül ->> beşiktaş - leipzig (cl)

    1 ekim ->> beşiktaş - trabzonspor
    15 ekim ->> gençlerbirliği - beşiktaş
    17 ekim ->> monaco - beşiktaş (cl)
    22 ekim ->> beşiktaş - başakşehir
    29 ekim ->> alanya - beşiktaş

    1 kasım ->> beşiktaş - monaco (cl)
    5 kasım ->> göztepe - beşiktaş
    19 kasım ->> beşiktaş - akhisar
    21 kasım ->> beşiktaş - porto (cl)
    26 kasım ->> malatya - beşiktaş

    3 aralık ->> beşiktaş - galatasaray
    6 aralık ->> leipzig - beşiktaş (cl)

    --- alıntı ---

    50 yaş ortalamalı beşiktaş'ı izlemeyi heyecanla bekliyorum. bakalım büyük filozof, hocaların hocası, andalların ve ilk insanların kraliçesi, 3 ejderha annesi, su molası düşmanı, maçlardaki pozisyonları işine geldiği zaman net bir şekilde gören işine gelmediği zaman 'hakemin kararıdır, saygı duymak lazım' diyen harika hocaları nasıl hikayeler üretecek bize.
  • 1833
    şampiyonlar liginde yaş ortalaması yüzünden en zorlanacakları takım olan leipzig karşılaşmaları ki onların avrupa macerasının tamam mı devam mı olayını belirleyecek tek ekip...
    fikstür olarak her şampiyonlar ligi dönüşü kafaya oynayan ekipler var ki tahmini olarak erteleme talebi bile isteyebilirler bazı karşılaşmalar için...
    sezon sonuna kadar 3 kulvaraı kovalamaları imkansıza yakın onlar adına...
    türkiye kupasını erken gözden çıkartırlarsa lig yarışı için olan şanslarını %5 gibi bir oranda yükseltebilirler...
  • 1837
    fikstürü oldukça zor olan takım. hele ki eylül ayı dert ayı. sırasıyla karabük deplasmanı, porto, içerde konya, kadıköy deplasmanı, içeride leipzig ile karşılaşacaklar. karabük deplasmanından 3 puan çıkaramazlarsa diğer maçları da kötü etkiler. hele ki bruma içlerinden geçecek daha önce yaptığı gibi. ,

    şampiyonlar ligi'nde porto, monaco, leipzig ile eşleştiler ya. kolay grup, lokum gibi kura diyeni ıslak odunla dövmek lazım. asıl tehlikelisi herkesin çıkma şansının olduğu gruplar. kağıt üstünde monaco ve porto bir üst tura, leipzig uefa'ya, beşiktaş da sonuncu olacak denebilir fakat hiç belli olmaz. yine de menemencilerin uefa'ya gitmesi bile kendileri açısından iyi olur. bunlar geçen seneki napoli, dinamo kiev ve benfica'nın grubundan çıkamadılar. bu seneki gruplardan çıkmaları da zor.
  • 1838
    şampiyonlar ligi grubunda elit bir takım olmamasının zararını fena çekecek takım. grupta monaco, porto, leipzig var ve kimin kimi yeneceği belli değil. halbuki bir real madrid bir bayern olsa ikincilik için çok gerçekçi bir hedefle daha hırslı olurlardı. mesela 12-13 sezonunda bizim grupta manchester united vardı, kura şansıyla da onları rahat bir anda yakalayıp yenip çıkmıştık, 13-14'te mesela real madrid grubun abisiydi ve juventus arayı açamamıştı, arenada koyup geçmiştik, bu kamillerin işi çok zor. herkes birbirini düdükleyecek grupta.
  • 1839
    17/18 sezonunda gidecekler konusunda bizden daha sıkıntılı olduğunu düşündüğüm takım.

    bir kere çok fazla yabancısı var:

    fabri
    boyko
    mitrovic
    pepe
    tosic
    pedro franco
    milosevic
    adriano
    beck
    medel
    hutchinson
    talisca
    babel
    lens
    quaresma
    negredo

    tam 16 yabancıları var. en az 4 tanesini göndermeleri gerekecek. gönderilme adayları şunlar diye düşünüyorum:

    boyko
    pedro franco
    milosevic

    buraya en az 1 isim daha yazılacak. görünen o ki bu isim tosic ya da mitroviç'ten birisi olacak.

    en büyük avantajları ellerinde yerli çöpün az olması. futbol hayatı muhtemelen biten veli, müzmin sakat ve muhtemelen yine bir yerlere kiralanacak olan gökhan töre ve bir başka müzmin sakat mustafa pektemek dışında ellerindeki yerliler bir şekilde değerlendirilecektir.

    ancak burada bu oyuncuların maaşları giriyor devreye. biz yeni oyuncularımıza çok yüksek maaşlar verdik. bu bizi ekonomik olarak zorlayacak. kabul ediyorum. keza fener de ciddi maaşlar verdi. bunun yanı sıra bjk de yeni oyuncularına üst sınırdan maaşlar dağıttı.

    ancak takımda maaşı güncellenmeyen ancak takıma doğrudan etkisi olacak olan oyuncular mevcut:

    talisca
    oğuzhan
    cenk tosun

    bu adamların ben ilerleyen dönemlerde sorun çıkartabileceğini düşünüyorum. zira medel, negredo, pepe, lens gibi oyuncular iyi para alıyorlar. rotasyon kalitesi artmış olsa da quaresma hala bu takım için çok önemli bir oyuncu. onun yedek kalması ya da oyundan çıkartılması sorun teşkil edebilir.

    bir de yaş sorunu var. yaşlı bir takımları var. talisca ve oğuzhan dışında dinamik oyuncuları yok. biraz ens belki katkı verecektir. ama o da devamlı değil. geçen sezonlardaki tempoları olacağını düşünmüyorum. zira geçen sezon da önceki sezon gibi bir tempoları yoktu. hakemler sayesinde en az 10 puan kopardılar geçen sezon ligde. bu sezon da velhasıl fena başlamadılar hakemler konusunda. hem yaş ortalamaları arttı hem de bu sezon daha çok koşmalarını gerektirecek takımlarla oynayacaklar şampiyonlar ligi'nde.

    kısaca bjk'yi bence sorunlu bir sezon bekliyor. umarım işler bu şekilde ilerler de biz sezonun ilk yarısında farkı açarız.
  • 1841
    bu sezon gerçekten kötü bir kadro mühendisliğiyle sezona başladılar. kalan sürede de düzeltmeleri çok zor gözüküyor.

    lig için konuşursak ortasahaları alarm veriyor. talisca bir forvet gibi rakip cezasahasına yakın oynamayı seviyor, atiba ciddi manada yaşlandı, medel de eskisi gibi dinamik oynayamıyor (zaten oynayabilse inter bırakmazdı). iki cezasahası arasında gidip gelen tek oyuncu oğuzhan ve oğuzhan'ın tek numarası olan pas özelliğini kullanamıyorlar. çünkü atiba hariç kimse oğuzhan'a yakın oynamıyor. babel de quaresma da ortasahaya yaklaşmayan, taç çizgisi civarında bekleyen kanat oyuncuları. hatta babel neredeyse bir kanat forvet. üç hafta boyunca kanatlardan kale duvarı yıkar gibi orta yapmak dışında bir hücum aksiyonları olmadı. duran toplar imdada yetişmeseydi halleri haraptı.

    tolgay bu sezon daha fazla şans bulacaktır ama seviyesi belli bir oyuncu. "lens'i devreye sokalım" deseler babel'i kesemezler, çünkü bu sefer iki kanat da gol pozisyonuna girmeyen taşıyıcı kanat olur. tek şansları quaresma'yı kesmek ama iki sezondur kapanan savunmaları hep quaresma'yla açtılar. takımın quaresma'sız bir hücum planına alışana kadar uzun süre bocalaması muhtemel. bununla beraber geçen sene aboubakar'ı kanada çekerek rakibi boğabiliyorlardı. şimdi negredo'yu oynatmanın tek yolu cenk'i oyundan almak, bu da aynı kapıya çıkıyor zaten.

    şampiyonlar ligi'ne gelirsek, düzgün bir stoper transferiyle beraber sabırlı bir defans takımı gibi oynayabilirlerdi, eğer kalede fabri olmasaydı. tek şansları 11 kişi topun arkasına geçip tempoyu düşük tutarak 0-0 oyunu oynamak ama fabri kapanarak oynayan bir takım için uygun kaleci değil. ayrıca geçen sene napoli galibiyetinde de, 3-0'dan çevirdikleri benfica maçında da başrolde aboubakar vardı. artık negredo gibi çok daha statik bir forvete mahkumlar.

    "ucuz olsun, kariyerli olsun" mantığıyla adam ala ala yaş ortalamaları 30'un üstüne çıktı. 12 yabancı hakkının 12'sini de kullanıyorlar ve alacakları stoper de yabancı olacak. bu durumda beck'in tribüne çıkması ve gg iyileşinceye kadar bekleri necip'in yedeklemesi gerekecek. bu sezon işleri zor.
  • 1842
    geçen sene de öyle aman aman futbol oynamıyorlardı. fakat rakipleri öylesine kötüydü ki, şampiyonluğa ulaştılar. hatta başakşehir neredeyse ellerinden şampiyonluğu alacaktı. bu sezon ciddi anlamda güçlenmiş bir galatasaray var karşılarında. ayrıca başakşehir ve trabzonspor da güçlendi. işleri hiç de kolay olmayacak. özellikle şampiyonlar ligi maçları başladıktan sonra, çok puan kaybederler. duran toplar olmasa zaten ligin 3 maçında galibiyet bile alamayacaklardı. kısacası, onlar eski yerine yavaş yavaş geri dönüyor, biz de eski yerimize.
  • 1843
    önlem alması çok basit bir takım olduğu halde şu ana kadar oynadıkları rakipler olan antalyaspor, kasımpaşaspor ve bursaspor'un kalitesizliği nedeniyle yeterli önlemler alınamamıştır. beşiktaş takımının iki yıldır en iyi yaptığı şey rakip ceza sahası ile orta yay ucu arasındaki bölgeyi iyi doldurmaları ancak bu avantajın yanında başka hemen hemen hiçbir hücum aksiyonları ve artılarının olmayışı nedeniyle de büyük bir zaaf. bahsettiğim bölgeyi iyi kapatan her takıma puan kaybetti beşiktaş ve hala daha ligimizin çok kaliteli(!) antrenörleri bunu fark edemediler. (bahsettiğim bölge şu: https://i.hizliresim.com/YNXNRa.png)

    26 ağustos beşiktaş bursaspor maçında bursa takımı o bölgeyi inanılmaz boş bıraktı. beşiktaş'ın kondisyonunun düşük olması, bir hücum şablonlarının olmayışı nedeniyle de bursaspor'un kendilerine altın tepside sunduğu bu hediyeyi geri çevirdiler. kasımpaşa bu bölgeyi en iyi dolduran ekipti ve onlara puan kaybettiler. yine aynı şekilde ligin savunması en kötü takımlarından antalyaspor maçında da rakiplerinin bölgeyi iyi kapatamaması nedeniyle pek zorlanmadılar. halbuki o bölgeyi iyi kapatan ve hızlı, teknik oyunculara sahip rakipler karşısında beşiktaş takımının ne kadar aciz kaldığını geçtiğimiz seneki maçlarında da görmüştük. hatta vodafone park'ta oynanan riekerink dönemi beşiktaş maçımızda da pozisyonlarımız ayağa hızlı çıkılan aksiyonlarlaydı.

    bu bahsettiğim bölgenin önemli olmasının bir başka nedeni de takımlarının maç içinde sürekli denediği ortaların hemen hepsinin o bölgeye sekiyor olması. quaresma ortalıyor sekiyor, caner ortalıyor sekiyor, adriano ortalıyor sekiyor ve neredeyse top hep aynı bölgeye düşüyor. oraları iyi kapattığın zaman da topu alıp doğrudan hücuma çıkabiliyorsun.

    kısa kısa notlar çıkartmak gerekirse:

    1) tosic- caner bağlantıları çok zayıf, ikisinin arasına ve üzerilerine yapılan ani baskılarda hata yapıyorlar, topu kaybediyorlar.

    2) fabri cepheden gelen toplarda sık sık topu elinden kaçırıp sektiriyor. akıllıca bir maç analiziyle bu zaaftan çok iyi şekilde faydalanabilir rakipler.

    3) quaresma'ya iki kişi press yapıldığı zaman takımın hücumsal yaratıcılığı yarı yarıya düşüyor. yedek bir planları da yok.

    4) anderson talisca şu an için özel önlem gerektirecek bir formda değil, bahsettiğim bölgeyi iyi kapatan bir rakibe karşı zaten talisca'nın muhtemel etkinliği de önlenmiş oluyor.

    5) orta sahaları iki sene öncesinin aksine zayıf karınları, atiba da oğuzhan da inanılmaz derecede top kaybı yapıyorlar. atiba fiziki açıdan yetersiz kalıyor, oğuzhan da pozisyon bilgisi eksikliğinden dolayı açıklar veriyor. hücum dönüşlerinde bu iki oyuncu da rakip hücumcular karşısında tır gibi kalıyor dolayısıyla gerek hücumda gerek savunmada beşiktaş takımını taşıyamıyorlar. yedek olan medel iyi bir futbolcu değil. parselizasyonda büyük zaafları var. boyunun kısa olmasından dolayı inter'de mancini onu stopere kaydırmıştı çünkü orta sahada yeterli hacme sahip değil ve sürekli ikili mücadele kaybediyordu. kariyeri boyunca da hiçbir zaman iyi bir orta saha olamadı. ilginçtir iyi bir stoper de olamadı. kısacası medel orta sahalarına monte edilse bile daha iyi olmayacaktır. her ne kadar atiba'nın kondisyonu düşük olsa da hiç değilse ikili mücadele ve hava toplarını kazanarak takımının yükünü sırtlıyor. medel bunları yapabilecek biri değil. kondisyonunun da iyi olduğunu söyleyemem. hem şili'de hem inter'de 30 metrekarede futbol oynamayı alışmış bir isim. orta sahanın temposuna alışması çok zor olacak.

    6) psikolojik olarak bitik durumdalar. galatasaray korkusu teknik heyetten başlamak üzere sahadaki her futbolcularına yansımış. maç berabere giderken sürekli panik ve telaş havası hakim. kenarda duran teknik direktörleri de bu paniği önleyemiyor zira teknik direktörleri futbolculardan da panik ve korku durumunda. dolayısıyla psikolojik olarak çok büyük problemleri var. özgüven kayıpları var.

    7) kondisyon olarak çok kötü durumdalar. transfer dönemi bitmeden uyanmazlarsa sezon içinde şenlik yaşanacaktır. bu kondisyonla şampiyon olmaları mümkün değil.

    son olarak, futbolda neyin ne olacağı pek kestirilemese de galatasaray futbol takımının yarısı kadar bile top oynamayan beşiktaş'ın bu sene şampiyon olamayacağını düşünüyorum. yaz kampını kötü geçirdikleri için fiziken toparlanmaları da epey bir zaman alacaktır. o zamana kadar yapacakları puan kayıplarının da ligi zaten çoktan kopartacağını, en azından lige belli bir şekil vereceğini düşünüyorum. daha şampiyonlar ligi periyoduna girmeyen bir beşiktaş bile sahada böyle bezmiş eşek gibi takılıyorsa o periyota girdiklerinde takımlarının halini görmeyi çok istiyorum. gerçekten kötüler.
  • 1846
    http://www.milliyet.com.tr/...2511026-skorerhaber/

    tabii oğlum, siz manyak mısınız?

    mesela, talisca parasına "hemi de beş taksitle" kaç futbolcu alacaklar merak ediyorum!

    yahu birader, beşiktaş'ı güzelleyecekseniz güzelleyin de, az tutarlı olun, kendi içinde iyisiyle kötüsüyle güzelleyin.

    ha olay galatasaray'ı kötülemekse, orada dur. galatasaray transferlerinin maliyetlerini en çok biz eleştiriyoruzdur da, elma ile armudu da kıyaslamayız. galatasaray'ı kötülemek istiyorsan, zaten malzeme bol, konu başlıklarını bir torba içine koy, çek tombalayı, birinci çinkoyu zınk diye yaparsın.

    burada galatasaray veya beşiktaş değil de, yönetimlere yapılan güzelleme veya kötüleme olduğunu söyleyebiliriz sanırım. neyse...

    muhasebeci futbol yorumculuğu işin içine karşılaştırmalı yorumculuk da giriyorsa zor zanaattır. o yüzden şu kulüpleri birbirinden ayırın! her kulübün kendi dinamikleri var. takımların kimyası var.

    bir kere bonservisli oyuncu ile kiralık oyuncuyu ayıracaksın birbirinden. ikisinin de avantajlı ve dezavantajlı olduğu noktalar vardır ama ayrı konular.

    ulan bir önceki sezon takımında bir sezon oynasın diye en azından 5,800,000 avro verdiğin vincent aboubakar'ı alamadığın için negredo'yu almadın mı sen? ee, aboubakar'ı alsaydı da, onu konuşsaydık, aboubakar parasına beşiktaş kaç transfer yapabilir diye!? galatasaray'ı, fenerbahçe'yi bir kenara bırakın da, siz şu mitrovic parasına kaç topçu alınıyor onu bir deyiverin!

    ha illaki kıyas yapacağım diyorlarsa, nacizane önerim şudur: belhanda ile talisca ile giuliano isimlerini kıyaslasınlar. kıyaslayacaksanız, lens ile feghouli ile nabil dirar isimlerini kıyaslamalanız makbuldür. kıyaslayacaksanız, fernando ile medel ile kucka isimlerini kıyaslayacaksınız ki bir ortak nokta olsun. kıyaslayacaksanız, gomis ile soldado ile negredo isimlerini kıyaslayacaksınız ki ortada tutarlı bir yaklaşım olsun.

    belhanda'ya verilen paraya, medel + negredo + caner + orkan + lens + atınç transferlerini yaptı diye müthiş bir saçmalığa imza atmayacaksın. aynı şeyler mi! elma ile armut kıyas kabul eder mi? ha bak, bir de lens'in de kiralık parasını eklemiş çakal, satın alma opsiyonunu eklememiş. üstelik zorunlu satın alma opsiyonu!.. o sözleşme detayları, finansal fairplay'den kaçma ve zorunlu satın almaya dairdir.

    madem olayın güzel ve alımlı tarafı bu, kulüpler atınç nukan ayarında sürüyle adamı kiralasın da, "negredo parasına 11 transfer!" diye güzelleme haberleri yapılsın. bütün kulüpler on numara beş yıldız yönetiliyor olsun, her şey güllük gülistanlık diye kulüplerimize methiyeler düzülsün.

    kendi dilinde okuduğunu anlama konusunda 60 ülke arasında 45. sırada olan bir memlekette bu tür haberler demek ki rağbet görüyor da yapılıyor.

    ne yapalım? biz de anladığımızı okumadık mı sayalım?

    not: şimdi yazarken farkına vardım da, allah, fenerbahçeli arkadaşlara sabır versin. nabil dirar nedir arkadaş? lens'ten vazgeçerek almak ayrı bir facia da, feghouli ile hemen hemen aynı maliyete gerçekleşen bir transfer olduğu konuşuluyor ya... aman aman... bonserviste, zaten 3,500 + 1,000 milyon eur nabil dirar, feghouli'yi geçmiş! yıllık maaşta fenerbahçe ketum davrandığı için bilemiyoruz ama az buz bir para olmadığı söyleniyor. üstelik biri 27 yaşında, bir diğeri 31... birader, siz hayırdır?

    türk futbolunun aziz yıldırım gibilerden kurtulması gerektiğine inanan bir futbolsever olarak, bu gibi durumlarda galatasaraylı yanım tutuyor, bir gülme alıyor, "destur ver!" diyor. ortada kalıyorum.
  • 1847
    andreas beck ve cenk tosun'un ayrılmak üzere olduğu takım. beck'i 2 milyon euro'ya satmışlar. https://twitter.com/...s/902989048855367681

    şimdi de yine fırat günayer'in haberine göre cenk tosun için 14-15 milyon euro civarında bir teklif var. tabi işin doğrusu 12.5 milyon pound. çok iyi para be abi. bedavaya alıp etinden, sütünden, yününden faydalandıkları adamı en az 14 milyon euroya satacaklar. cenk'in yerine aboubakar, demba ba, gomez veya mitroglou'dan biri alınacak deniyor. umarım demba ba'yı alırlar. en zayıf halka o görünüyor. yoksa gomez de abou da tehlikeli isimler.

    edit: ayrıca mario gomez'e etmedikleri küfür, beddua kalmayan tinercilerin gomez gelsin diye ağlamalarını izlemek çok zevkli.
  • 1848
    fikonun transfer stratejilerini hep beğenmişimdir.
    fakat takıma bakınca özenilecek o kadar az oyuncusu var ki beşiktaşın.

    kaleciler ortalama. muslera ile boy ölçüşemezler asla.

    defans ortasında pepe ve diğer oyuncular diye ayırmak lazım. pepe worldclass bir oyuncu olsa da lige başlangıçta frank de boer gibi idi. bitik halde olabilir. diğerleri zaten çöp.

    bekler: genel olarak kaliteliler. adriano 32 yaşında. geçen sene iyiydi ama büyük fark yaratamadı. bir sene daha yaşlandı. gökhan gönül de öyle. ayrıca devamlı sakat. iyi performans beklemiyorum ondan bu sene. çünkü kendisine bakmayan bir oyuncu.
    tek elle tutulur caner. ama o da formsuz ve her an kart almaya müsait bir adam.

    orta saha: atiba harika ama 34 yaş ile daha ne kadar sürdürebilir aynı işi yapmayı? medel süper transfer. lakin şenol güneş istemediği oyuncuyu oynatmaz bitirir diyorlar (boyko gibi)
    oğuzhan iyi ama büyük maçlarda iş yapamıyor. tolgay iyi ama sık sakatlanıyor.

    kanatlar: babbel kalburüstü. gökhan sürekli sakat. quaresma beyinsiz ayrıca yaşlandı. lens iyi ama istikrarsız.

    forvet: cenk tosun milli takımın ilk forveti. negredo soru işareti. iyi ki almamışız.

    genel olarak cenk haricinde soru işareti olmayan bir kişi bile yok takımda.

    edit: talisca'yı unutmuşum. o da zaten kiralık :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın