• 151
    1. hoş geldin.
    2. boş mukavele için tebrikler. (bkz: #2930584)
    3. önünde 30 yıllık bir galatasaray dönemi olması için yalandan değil gerçekten çok çalışarak, acı çekerek, sürekli ve durmaksızın çalışman getektiğini sakın unutma.
    4. ilk maçın prekazi gibi hagi gibi veya okan buruk gibi olsun.
    5. son dansı bir kez daha seyret günün 24 saatini yaptığın işe ayır. 7 gün 24 saat galatasaray için çalış.
    6. rahmetli anneannem için en büyük kupayı kazanmadan futbolu bırakma.
    7. şansın bol olması için fatih hoca gibi çalışman gerektiğini bir saniye unutma. asla seni sevenleri mahcup etme. siyasi işlere alet olma. arkadaşların sadece galatasaray kadrosundan oluşsun. kendini kimseye meze etme.
    8. olurda başarırsan sakın havaya girme. barlardan, yemeklerden uzak dur. ispanya'da nasıl çalıştığını unutma bol bol not al.
    sevgiler
    çok merak ediyorum neler yapacaksın???
  • 152
    yanlayıcı arkadaş;

    seni sevmiyorum. özel hayatında temsil ettiğin hiçbir değeri de sevmiyorum. içinden messi dahi çıksa umrumda değil. zerre hak etmediğin bir formayı giyecek ve genç çocukların süresinden çalacak olman nedeniyle senin kadar, seni kulübe getirenlere de kızgınım.

    futbol anlamında en ufak bir katkı beklentim yok. karakter anlamında da düzelmeyeceğini ikimiz de biliyoruz. gözümde değil kötü oynama, pas hatası dahi yapma kredin yok. tek dileğim siyasal islam demeci verip canımdan çok sevdiğim kulübümü rezil etmeden, egonu tatmin edip dönmemek üzere gitmen. ne kadar erken, o kadar iyi.

    antrenmanda “sakatlanıp”, hiç sahaya çıkmazsan üzülmem, kızmam. hatta sana bahşedilen forma hakkını hiçbir zaman kullanmayarak son cukkanı yapıp gidersen, o forma ile sahaya çıkmazsan sana karşı olan düşüncelerim bir tık düzelir.

    burada boş mukaveleye imza attığın için seni övenler olacak, oysa sanıyorum bu kişiler, galatasaray tarihinde boş mukaveleye imza atan herkesin hak ettiğinden fazla para aldığını bilmiyorlar; olabilir. para almayacağını sanıyorlar; olabilir. sana karşı en ufak bir sevgi kırıntısı beslemediğimden inşallah ben yanılıyorumdur. bunları söylerken düşündüğüm sana karşı olası bir mahcubiyet değil, kulübümün cebine koyarak çöpe atacağı para.

    gece kulüplerinde takımın şampiyonluğa oynarken kaybettiği maçtan 1.5 saat sonra karşılaşmalarımızın sayısı azalsın bir zahmet.

    bu kadar.
  • 156
    sevgili arda,

    belki burada hakkında yazılan entry'leri okuyorsundur, belki de okumuyorsundur bilemem.

    ama şunu bilmeni isterim ki gelişinle taraftarlar ikiye bölündü. taraftarlarımızın bir kısmının geçmişi skandallarla dolu birisini tekrar parçalı forma altında görmek istememesi gayet olağan bir durum. sen zaten bunun farkındasın. galatasaray'a geri dönerek bunları da kabul ettin. nasıl bir sorumluluğun içine girdiğini, fatih terim'in seni tekrar buraya getirmek uğruna taraftarın bir kısmını ve yönetimi nasıl karşısına aldığını biliyorsundur. bilmesen belki de şu cümleyi kurmazdın.

    --- alıntı ---
    zaman çok fazla yorum yapma ve konuşma zamanı değil, benim için bir an önce sahaya çıkıp mücadele etme zamanı.
    --- alıntı ---

    bazı kardeşlerim gerçekten de sana çok öfkeliler, onları affettirmen kolay olmayacak. bunun için çok çalışman gerekecek. muslera'nın sakat hâliyle nasıl çalıştığını belki izlemişsindir, senin muslera'dan 3-4 kat daha fazla çalışman gerekecek.

    madem ki seni sen yapan kulübe geri döndün, o zaman lütfen dilini ve hareketlerini kontrol et arda. artık kendini futboluna ver, acun ılıcalı denen heriften uzak dur. senin hünerlerini magazin programlarında değil, futbol sahalarında görelim artık.

    bitik bir hâldeyken, bir daha futbol oynayamayacak durumdayken fatih hoca ve galatasaray sana ikinci bir şans verdi. lütfen sana o şansı veren fatih hocana ihanet etme. dezavantajlı bir durumdasın ki sen zaten bunların farkında olarak bu kulübe geri döndün. eminim ki çalışıp bu formanın hakkını verirsen, futboluna odaklanırsan taraftarlar seni, koca kafa'sını da bağrına basacaktır.

    en önemlisi de seni istemeyen kadar, senin geri dönüşünü destekleyen taraftarlarımız da vardı. lütfen onları mahcup duruma düşürme. lütfen utandırma bizleri.

    allah sana kolaylık versin.
  • 158
    atletico madrid'e gitmeyeceğim diyip 1 hafta sonra imza atıp ortaköy'de bir kafede sırıta sırıta yaptığın basın toplantısını unutmuyorum. saçma sapan yorumların, komik teklifin, silahın, hastanen ve magandalığına sıra gelmeden önce o basın toplantısı geliyor benim için. fatih hoca yaşlandı, biraz da babacan tavrı ile seni affeder ama ben daha gencim ve duygularım onun kadar kolay yumuşamıyor. hadi kolay gelsin, çok çalışman lazım. bu saatten sonra ne yapabileceksen gerçi.
  • 159
    sevgili arda,
    seni ilk izlediğimde 16 yaşındaydın. yalan yok diğerlerinden çok da farklı olduğunu düşünmemiştim. aklımda kalan en önemli özelliğin topa sahip olma konusunda özel bir yeteneğin olduğuydu.
    o malum mlada boleslav maçını eminim sen de unutamıyorsundur. orada da yaptığın üç şeyi unutamıyorum. her zamanki gibi topu tutabilme, oyunu doğru açıyla yönlendirme ve doğru alanda pozisyon alma.
    dedim ki bu çocukta özel bir şey var. sonra seni izlemeye devam ettikçe sendeki özel durum konusunda emin oldum. sen oyunun içinde bizler gibi oyunu tutkuyla izleyen bir adamsın. gözlem yeteneğin o kadar gelişmiş maç esnasında kenarda burnunu karıştıran top toplayıcı çocuğa bile hakimsin. ama seni özel kılan şey izlediklerini yorumlayıp en doğru haliyle tatbik edebilmek. yaptığın taklitler bu anlattıklarımın sağlamasıdır aslında..

    oyunu bu kadar iyi izleyen, izlediklerinin en doğrusunu tatbik edebilen iletişimi güçlü futbol adamlarından çok iyi teknik direktörler çıkar. hocayı düşün yönetici tokatladığını bile yazmış zamanında gazeteler. bu denli çalkantılı futbolculuk hayatından sonra yakaladığı ivmeyi, teknik adamlık kariyerini düşün. bizim onu koyduğumuz yeri gör. takma kafanı hiç bir şeye. yaşandı bitti de önüne bak. hocanın kulüp başkanı olduğu zaman takımın hocası kimler olabilir bir hayal et..

    arda, ailenin yaramaz çocuğu biz seni seviyoruz. sana güveniyoruz. senden şahsım adına tek bir ricam var; 66 numaranın bizdeki yerini kirletme.
  • 160
    canım kaptanım benim. mleda maçı ile başlayan bir serüven. benim yaşlarımda olup seni sevemeyen çok azdır. sana kırılmayanda. ama kalp kırılsada sever. gittiğin zaman bir hafta yemek yiyememiştim. hep geri dönüşünü bekledim. daha iyi halin ile daha iyi bir takım ile olmanı çok isterdim ama her ne olursa olsun burda bırak kırılma, içimizde ukde olarak kalma diye gel dedik iyi ki geldin. iyi ki varsın. canım kaptanım beraber nice galibiyetlere ve şampiyonluğa. ruhun yeter.
  • 161
    adam bey...

    içine sıçtığın her şey senin sıfatını görünce silüet gibi önde beliriyor hala. tıpkı bir şekilde bunu okursan gevşek gevşek sırıtıyor olacağın gibi. "fatih terim affetmiş siz kimsiniz" demiştin bir röportajında, daha doğrusu seni allayıp pullamak için yaptırılan röportajda. nadiren de olsa aynı fikirde olduğumuz noktalardan biri. bir kupa, iki kupa, ya da on kupa. ruhumuzu satarız bunlara karşılık, ağzımıza huniyi dayayıp içine sıçsa "ne güzel sıçtın be hocam tadı damağımızda kaldı" deriz. demezsek de hain ilan ederler. arada seni de rehabilite etmek, topluma kazandırmak, evlat kontenjanından bol sıfırlıdan mahrum bıraktırmamak için himayesine alması solda sıfır bile değil. biz neler neler gördük, neler yaşadık, ne kazıklar yedik; hala fatih terim diye sayıklıyoruz. sen kimsin ki?

    diyeceksin ki madem solda sıfır, bu neyin alerjisi? öylesine bir alerji işte. senin gibilere, seni bu hale getirenlere, senin gibileri kıymete bindirenlere karşı bir alerji. biz ne yaparsak yapalım temiz sayfa açamazken sana bir rezalet ansiklopedisini çöpe attırıp tertemiz sayfa açtıran(!) hayata karşı bir alerji. fatih terim affetmiş, biz kimiz ki kimin umurunda olacak? nick altına gelip bir iki yazarlar, moderasyona "editör bile böyle yazıyorsa bize niye estiriyorsunuz" mesajları gelir, başlıklar açılır falan. sosyal medyada bir yerde üstü çizilmiş sıfatının çizimi olan pankartı yorum atınca "ne gerek var" mesajları gelir. sonra herkes hayatına devam eder.

    maç biter ağlarsın edersin, şovunu yaparsın. yeter zaten bizim millete. arada gol falan atar armayı da öpersen on numara beş yıldız. sövdüğü taraftarın taptığı, senin kafadaki topçularla makara yaparsın, videoları izleyip takımın ağabeyi derler. fatih hoca sever zaten senin gibileri, en çok da kendi gençliğini gördüğü için muhtemelen.

    covid-19'u atlatmışsın bu arada, geçmiş olsun. ne kadar laf etsek de hayat işte, bir ortak nokta yaratıyor...

    gittiğin zaman haber ver, belki galatasaray'ı izlerken içi rahat edebilecek olanlar olur sen gidince..
  • 162
    merhaba arda,
    ben futbolu takip etmeye 96 senesinde başlamış bir galatasaray taraftarıyım. taraftar derken şöyle tarif edeyim.

    çocukluk yıllarımın başlarında babam bir süre işsizdi, durumumuz pek yoktu. maçları izlemeye mekanları bırak kahveye bile gidemezdim para isterler diye. halbuki babam o meşhur eskişehir maçında 14 senelik hasreti dindiren taraftar olmak için bir gün önce bilet kuyruğunda yorgan atıp uyuyup sabah biletini alan bir adam. öyle gaaassaraylı.

    97 senesinde 4 yıllık serinin ilk şampiyonluğunu aldığımızda, bir forma almıştı bana önünde vakıfbank yazan. iki yıkayınca yazısı silinenlerden. üniforma gibi taşırdım onu sokakta.

    bak arda,
    bizim evde cine 5 yoktu, star tv'den yayınlandığında avrupa maçları, gözlerim acıyana kadar uykuya direnip maçları izlerdim. sonra cine 5, tele on vs. şeylerde maçların hatırladığım kadarıyla ilk 1-2 dakikası gösterilirdi, sonra ekran karartılırdı. gözümü kısarak kararan ekranda topu seçmeye çalışırdım.
    evimizin yan sokağında galatasaraylılar lokali vardı, soğuk kış akşamlarında gocuğumun kapşonunu kafama geçirip o cama yaslanıp kartal gözlerim ile topu elinle gönderemeyeceğin yere gönderen hagi'yi izledim.

    babam işini gücünü yoluna soktu, eve cine 5 aldı.
    ben para vererek hagi'yi izledim. attığı golden sonra ayakkabısının tozunu almak isteyen takım arkadaşına mahçup bir şekilde teşekkür eden,
    ben para vererek taffarel'i izledim, barçanın eski kaptanı popescu'yu. uefa kupasını kazandıktan sonra bülent korkmaz'ı. hiç biri senin gibi konuşmasa ölecek hastalığında değildi.

    ardacım, ben televizyonda para vererek 11-12 senesi anka kuşu gibi küllerinden doğan gaassarayı izledim. hani senin transferin son günlerine kadar kalacağını söyleyip sonra bi anda gittiğin.

    biz parasını vererek senin bu kulüpten apar topar gittiğin takımlardaki başarını izledik.

    evet avrupa'ya gittin çok başarılı oldun ama bilmediğin bir şey vardı. büyürken küçülmek.
    sen büyüdükçe egolandın. neden hagi olamadın? belki burada saklı.

    başarıların daim olsun, ailenle hep mutlu ol,
    ama hasan şaş ile necati'nin kavga ettiği o günü sikeyim dedirtme bize.

    sus biraz, konuşma. ölmezsin konuşmasan.
    halbuki bilsen sen konuştukça içimizdek 10 değil 66 da ölüyor.

    bilmem farkettin mi?
    sokakta galatasaray formalı çocuklar sneijder diyor, hagi diyor, drogba diyor ama arda demiyor.

    illa konuşacaksan gel bunun hakkında konuşalım eleme turlarını şifreli kanaldan izlediğim.
  • 166
    buraları okuyor mudur bilmiyorum ama yazmak istedim. candaş tolga ışık'ın programını baştan sona izledim.

    -türkiye'de yetişmiş en kariyerli türk futbolcusun. eyvallah. peki kariyerinin düşüşe geçme evresi üzerine kafa yoruyor musun? psikoloğunun söylediğinin aksine senin çok iyi bir insan olduğunu düşünüyorum(kamuoyuna yansıyan hikayelerin dahil, herkesin onlarca hatası günahı var seninki kameralarla seyrediliyor sadece). seninle şahsen tanışıp seni sevmeyen insan duymadım. asıl sorununun kendini dönüştürmek istediğin insan olduğunu düşünüyorum. kendine bir imaj çizmek istiyorsun ısrarla ve o kalıba girmeye çalışıyorsun. bunu nereden mi çıkarıyorum? sürekli "bizde şu olmaz", "bizde bu olmaz", "delikanlılık bunu gerektirir"... insan böyle bir şey değildir. sen kendin gibi yaşarsın ve yaptıklarınla varolursun. yaptığın yanlışları kabullenmek seni küçültmez. kariyerli olman da tek başına kıymetli değildir.

    - zeki bir futbolcuydun. çok iyi bir teknik direktör olabilirsin. ama kendini öğrenmeye kapatmış bir imaj çiziyorsun. "ben bilirim" tavırların senin gelişimine en büyük engel olabilir. gerçekten de futbol anlamında bilgilisin ama her geçen gün yeni bir şeylerin öğrenilebileceği bir ortamda kendini öğretmen değil de öğrenci havasında hissedersen başarılı olabilirsin. aksi halde en fazla saman alevi başarıların olabilir.

    yolun açık olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın