161
adam bey...
içine sıçtığın her şey senin sıfatını görünce silüet gibi önde beliriyor hala. tıpkı bir şekilde bunu okursan gevşek gevşek sırıtıyor olacağın gibi. "fatih terim affetmiş siz kimsiniz" demiştin bir röportajında, daha doğrusu seni allayıp pullamak için yaptırılan röportajda. nadiren de olsa aynı fikirde olduğumuz noktalardan biri. bir kupa, iki kupa, ya da on kupa. ruhumuzu satarız bunlara karşılık, ağzımıza huniyi dayayıp içine sıçsa "ne güzel sıçtın be hocam tadı damağımızda kaldı" deriz. demezsek de hain ilan ederler. arada seni de rehabilite etmek, topluma kazandırmak, evlat kontenjanından bol sıfırlıdan mahrum bıraktırmamak için himayesine alması solda sıfır bile değil. biz neler neler gördük, neler yaşadık, ne kazıklar yedik; hala fatih terim diye sayıklıyoruz. sen kimsin ki?
diyeceksin ki madem solda sıfır, bu neyin alerjisi? öylesine bir alerji işte. senin gibilere, seni bu hale getirenlere, senin gibileri kıymete bindirenlere karşı bir alerji. biz ne yaparsak yapalım temiz sayfa açamazken sana bir rezalet ansiklopedisini çöpe attırıp tertemiz sayfa açtıran(!) hayata karşı bir alerji. fatih terim affetmiş, biz kimiz ki kimin umurunda olacak? nick altına gelip bir iki yazarlar, moderasyona "editör bile böyle yazıyorsa bize niye estiriyorsunuz" mesajları gelir, başlıklar açılır falan. sosyal medyada bir yerde üstü çizilmiş sıfatının çizimi olan pankartı yorum atınca "ne gerek var" mesajları gelir. sonra herkes hayatına devam eder.
maç biter ağlarsın edersin, şovunu yaparsın. yeter zaten bizim millete. arada gol falan atar armayı da öpersen on numara beş yıldız. sövdüğü taraftarın taptığı, senin kafadaki topçularla makara yaparsın, videoları izleyip takımın ağabeyi derler. fatih hoca sever zaten senin gibileri, en çok da kendi gençliğini gördüğü için muhtemelen.
covid-19'u atlatmışsın bu arada, geçmiş olsun. ne kadar laf etsek de hayat işte, bir ortak nokta yaratıyor...
gittiğin zaman haber ver, belki galatasaray'ı izlerken içi rahat edebilecek olanlar olur sen gidince..
içine sıçtığın her şey senin sıfatını görünce silüet gibi önde beliriyor hala. tıpkı bir şekilde bunu okursan gevşek gevşek sırıtıyor olacağın gibi. "fatih terim affetmiş siz kimsiniz" demiştin bir röportajında, daha doğrusu seni allayıp pullamak için yaptırılan röportajda. nadiren de olsa aynı fikirde olduğumuz noktalardan biri. bir kupa, iki kupa, ya da on kupa. ruhumuzu satarız bunlara karşılık, ağzımıza huniyi dayayıp içine sıçsa "ne güzel sıçtın be hocam tadı damağımızda kaldı" deriz. demezsek de hain ilan ederler. arada seni de rehabilite etmek, topluma kazandırmak, evlat kontenjanından bol sıfırlıdan mahrum bıraktırmamak için himayesine alması solda sıfır bile değil. biz neler neler gördük, neler yaşadık, ne kazıklar yedik; hala fatih terim diye sayıklıyoruz. sen kimsin ki?
diyeceksin ki madem solda sıfır, bu neyin alerjisi? öylesine bir alerji işte. senin gibilere, seni bu hale getirenlere, senin gibileri kıymete bindirenlere karşı bir alerji. biz ne yaparsak yapalım temiz sayfa açamazken sana bir rezalet ansiklopedisini çöpe attırıp tertemiz sayfa açtıran(!) hayata karşı bir alerji. fatih terim affetmiş, biz kimiz ki kimin umurunda olacak? nick altına gelip bir iki yazarlar, moderasyona "editör bile böyle yazıyorsa bize niye estiriyorsunuz" mesajları gelir, başlıklar açılır falan. sosyal medyada bir yerde üstü çizilmiş sıfatının çizimi olan pankartı yorum atınca "ne gerek var" mesajları gelir. sonra herkes hayatına devam eder.
maç biter ağlarsın edersin, şovunu yaparsın. yeter zaten bizim millete. arada gol falan atar armayı da öpersen on numara beş yıldız. sövdüğü taraftarın taptığı, senin kafadaki topçularla makara yaparsın, videoları izleyip takımın ağabeyi derler. fatih hoca sever zaten senin gibileri, en çok da kendi gençliğini gördüğü için muhtemelen.
covid-19'u atlatmışsın bu arada, geçmiş olsun. ne kadar laf etsek de hayat işte, bir ortak nokta yaratıyor...
gittiğin zaman haber ver, belki galatasaray'ı izlerken içi rahat edebilecek olanlar olur sen gidince..