resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Eyüpspor
Yaş:37
Uyruk:Türkiye
  • 15427
    layık olduğu seviyeye geç de olsa gelmiştir. bayrampaşa'da, esenler'de doğup, mahalle kültürüyle büyümüş olabilirsin arda ama önce galatasaray sonra altetico madrid ve barcelona gibi kulüplerde bulunmuş olmana rağmen, onca imkana rağmen kendini insan olmak ve futbolcu olarak geliştiremeyişin aksine sürekli uçurumdan yuvarlanırcasına düşüşün sonuna kadar senin suçun, bu geldiğin nokta da senin suçun.

    (bkz: #623821)

    hey gidi hey.
  • 15431
    içinde bulunduğu durum bizler için adeta bir hayat dersi niteliğinde olan başakşehirli futbolcu. hiçbir zaman "ben oldum!" demeyeceksin*, hayatı para-şöhret odaklı değil, öğrenme odaklı yaşayacaksın, geldiğin yeri, seni bulunduğun noktaya getirenleri asla unutmayacaksın, asla kibre kapılmayacaksın ve hep bir sonraki adımı düşüneceksin. mutlaka senin bulunduğun konumdan daha iyisi vardır, mutlaka bilmediğin ve öğrenmen gereken şeyler vardır ve bir gün kötü, zor durumlara da düşebilirsin. şöhret-para aslında bir tuzak, görünen o ki arda turan da bu tuzağa düşmüş durumda.
  • 15432
    türkiyede son yıllarda görülmemiş bir çıkış ve bir bitişi herkese izleten kişi. bir taraftarın en sevdiği oyuncuyken en istenmez oyuncu haline geldin. galatasaray taraftarı kolay kolay birini silmez ama bu şahıs bunu başardı. bir insan nasıl bu hale gelebilir benim aklım almıyor. emre abisinden bile çok nefret ettirdi kendinden. yalnız futbolculuğu bir kenara koyalım, bir insanın hayatında bu gidişat çok iyi değil. çok ciddi şeylere sebep olacak veya kendisi yaşayacak bu gidişle. umarım yanılırım. her kim olursa olsun, bu hallere düştüğünü görmek insana dokunuyor.
  • 15434
    galatasaraylıların tek meselesi galatasaray'dır.

    2011 ağustosunda transferin bitmesine çok az bir zaman kala gittiğinde ilk kıvılcımı attı aslında. yerine alelacele riera alındı. kendisinden gelen para, riera'nın bonservisini ve maaşına anca yetti yetmedi. kağıt üstünde para kazandırdı ama kulübe bir faydası olmadı. barcelona'da transfer yasağı nedeniyle oynayamadığı dönemde galatasaray'ın teklifini 'komik' buldu. o teklifini komik bulduğu takım onu ''adam'' etti.* top toplayıcı olduğu takımda kaptan oldu. kendi hayat tecrübemdir; ekmeğini yediği yere haksız yere kötülük eden kimseden iyi insan çıkmıyor. arda'yı o günden sonra istemedim takımda. iyi ki de gelmedi. gelemedi.

    kendisini evladı gibi gören fatih hocaya terbiyesizlik etti. acun abilerinin, emre abilerinin peşinden gitmeyi tercih etti. barça'da istenmeyen adam oldu. büyük takım. kimler kimler gelmiş geçmiş. hiç gözünün yaşına bakmadılar defettiler başlarından. en son kimse istemeyince türkiye'ye çevirdi rotayı. adına besteler yazan, bir zamanlar kendilerinden biri olarak gördükleri arda'yı istemedi galatasaray taraftarı. belediye takımına gitti. orada da yemediği herze kalmadı. gazeteci dövmekten hakeme saldırmaya kadar her vakaya karıştı.

    üstte yazdığım her şey bir kenara bırakalım. çıkarcılık, sinir, açgözlülük, şöhreti kaldıramamak, vefasızlık vs. hepsi insani hasletler. hepsi var hayatta. bunların hepsini bir yere kadar affedebilir insanlar. ama gidip bir kadına,üstelik evli bir kadına terbiyesizlik yaparsan bunun izahı yok. başta sinirleniyordum görünce. artık acıyorum. zavallı halde, oradan oraya sürükleniyor. bize de ders olsun. kimseyi gözümüzde büyütmeye gerek yok. öyle kolay değil metin olabilmek.

    neyse; aslolan galatasaray.
  • 15438
    (bkz: bitti demediniz mi lan)*

    şu an bulunduğu duruma bir insan olarak üzülüyorum.
    bu adam çok iyi galatasaraylı, çok iyi bir futbolcu ve sempatik biriydi* gelgelelim yanlış tercihler, yanlış insanlar ve kibirin bir insanı ne hale getirebileceğinin gösterdi bize.

    umarım yakın zamanda futbolu bırakır, ekranlardan uzaklaşır kendiside kurtulur bizde.
  • 15439
    kariyerinde sayısız dönüm noktası vardır. biz bazılarını sayalım.

    biri ağustos 2011'de galatasaray'dan ayrılıp o efsane ekibin parçası olamaması. galatasaray kaptanı olarak saraçoğlu'nda kupa kaldırabilirdi.

    biri barcelona'ya imzayı attığı gün. gitmeyecekti, 6 ay futbol oynamamanın kariyerine yapacağı etkiyi düşünecekti.

    biri, galatasaray'ın "komik" teklifini reddetmeyecekti. camia her şeye rağmen onu kucaklar, pamuklara sarardı. türkiye'nin en büyük, içinden yetiştiği camiasını karşısına almayacaktı.

    biri, fatih terim gibi sadece türk futbol değil türk tarihinin en büyük figürlerinden biriyle papaz olmayacaktı.

    sonuncusu da başakşehir. dünyada tepe noktasındaki 5-6 takım dışında her takım barcelona'da 12. adam olmuş futbolcuyu kadrosuna katardı. arda bir kez daha en alakasız, en gereksiz seçimi yaptı.

    beş ayrı olaydan bahsettik burada, beşinde de beyimiz en vizyonsuz, en pespaye, en yanlış, kendisine ve kariyerine en çok zararı verecek seçimi yapmış. sadece birinde doğru seçim yapsa bugün hala en kötü şampiyonlar ligi futbolcusuydu. şimdiki hali ise malum. acaba kendisine butterfly effect filmindeki güçten verilse bunların hangisini değiştirirdi merak ediyorum. bence hiç birini.
  • 15440
    arda turan’ın son davranış şekillerini görüyoruz ki artık adli vaka haline gelmiş durumdadır. * galatasaray’ın önemli bir grup taraftarı bunları baştan tahmin etti. bunlar ve buna benzer olaylar olacak dediler. (bakınız ocak 2018 arda turan entrylerine) tüm bu ileri görüşlülükten ve bu şahsın galatasaray’a gelmemesinde emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım. işte arda turan bu. kavga, dövüş, mafya, tehdit, taciz, kumar vs
  • 15444
    şut atmasını bilmediği gibi destekli atmasını da bilmeyen elmalı nargile. en basitinden silahın ateş alması konusunda suçu silaha atabilirdi. "komserim bu silah bozuk sadece bugün hastane haricinde 4 kere kendiliğinden ateş etti. bütün suç glock firmasının." diyebilirdi. komiser "o zaman ne bok yemeye taşıyon lan bunu yanında?" derse "messi'nin hediyesi komserim. sen söyle ben o yüce insanın hediyesini nasıl yanımda taşımayayım?" diyebilirdi. şahsen messi'nin eli elime değse bi daha o elimi yıkamam. komiserin de benim gibi messici olma ihtimali az ama bence yukarıda verdiğim taktik denemeye değer.
  • 15445
    türk futbol ailesi denen gevşek de olsa hiyerarşiye dayalı yapının önde gelenlerinden olan adam.

    10 sene önce bugün tüm ülkenin tartışmasız şekilde en sevdiği futbolcu idi. üstelik galatasaraylı olduğunu çekinmeden ifade etmiş olmasına, "kadıköy'e giderim ama deplasmanda" muhabbetlerinin yayılmaya başlamış olmasına rağmen. 10 sene sonra bugün ise gelinen noktada kusura bakmasın ama bir abimin hakkındaki haberleri okurken tereddütsüz verdiği tepkiyle milyon dolarlık it haline gelmiş bir adam...

    bir dönem türk futbolunun dönemindeki en yetenekli oyuncusu olarak fenerbahçe kapısını kariyerinin başında kapatınca fenerbahçeli saha dışı unsurların aklını çelip delirttiği bir karakter olarak görürdüm onu. hatta koca galatasaray camiasının 2 tane akıl hocası bulup sahip çıkamadığından falan dem vururdum. yıllar içinde hem yaşananlar, hem sonradan ortaya çıkanlar, hem de o günlerde duygusal yaklaşımla gözden kaçanları birleştirince aslında galatasaray'daki ilk yıllarında yaratılan imajın çok sağlam bir halkla ilişkiler çalışması olduğu sonucu daha akla yakın geliyor...

    ali ece'nin arda turan'a dair bir hikayesi var. artık sayısı tutulamaz haldeki vukuatlarından birinin tartışıldığı bir programda anlatmıştı. arda'nın henüz "galatasaray altyapısında bir çocuk var" cümlesiyle sınırlı olduğu dönemler. ali ece de sektöre yeni yeni girmiş henüz bu kadar tanınmayan biri ve bayrampaşa'da oturuyormuş. "galatasaray altyapısında oynayan bayrampaşa'lı bri çocuk varmış" cümlesinin üzerine çıkıp dolaşıp arda ismini öğreniyor, bir halı sahada görüp tanışmaya çalışıyor. "arda hanginiz" diye sorduğu zaman "arda benim birader hayırdır sen kimsin" diye etrafındaki veletlerle üzerine yürüdüklerini falan anlatmıştı. şimdikine göre ufak ama o zamana göre sansasyonel bir icraatine denk gelmişti arda'nın sanırım pek üzerinde durulmadı o hikayenin...

    bugün gelinen noktada tekrar tekrar arda turan külliyatı dökmenin alemi yok. ancak benim nazarımda su götürmeyen bir gerçek var ki arda yaşamak istediği hayatı yaşıyor. bayrampaşa-florya yollarını arşınlarken bir şekilde hikayenin sonunu tamamlayamamış olsa bugün yine çok da büyük bir aşkın üzerinde yükselmeyen klasik türk evliliği olacaktı, yine bir sürü milletin karısına kızına yavşama hikayeleri olacaktı, yine yaşına başına ya da olaya aldırmadan bir sürü kavgası birikecekti. tek farkı bütün gün bir işte çalışıp akşam da mahallede arkadaşlarıyla köhne bir kahvehanede takılacak, ara sıra meyhane masalarında "beni de galatasaray altyapısında yediler işte" diye lafa girip kafa sikecekti falan. tabi o zaman glock değil kurusıkıdan bozma dandik bir silah taşırdı herhalde, malum para durumları bu kadar iyi olmazdı...

    cevad prekazi galatasaray dergisi'ne verdiği bir röportajda demişti "zenginler manyak mı her gün kilometrelerce koşup futbol oynayacak. onlar golf falan oynar, futbol fakirlerin işi" diye. ağdalı lafların, osuruktan felsefenin falan alemi yok. ortalama bir türk futbolcunun süper ligde 1(bir) sezonluk maaşı sıradan bir çalışanın skalasıyla falan algılayamayacağı türden paralar. bugün ülkenin dört bir tarafında okul-tesisler-ev arası koşturan, evini barkını ailesini bırakıp x kulübün tesislerinde yaşayıp tutunmaya çalışan 100 futbolcu adayının 95 tanesinin amacı ailesini rahat ettirebilmektir. çünkü bu ülke insanların hayallerinin peşinden koşabileceği, koşmayı geçtim hayal bile kurabileceği bir ülke değil. 6 kardeşin bir yeni pabuç için kavga ettiği, 10 kişilik mülakat için 350 kişinin boğuştuğu, 1 araçlık park yeri için 3 aracın şöförlerinin levyeyle birbirine girdiği bir ülke. bu ülkenin insanları için hayatta kalabilmek için savaşmak mecburiyeti hayalleri çok çok uzaklara öteliyor...

    arda bu 95 çocuğun en yetenekli ve şanslı olanıydı işte. maddi konuları erken yaşlarda halledince malesef geriye çok fazla bir hedef de kalmayınca sonu ne yazık ki böyle oldu. entry tarihi itibarı ile en son şarkıcı berkay'ın karısına sarkıp adamı dövüp bir de belinde silahla hastaneye dayanması hatta silahın hastanede ateşlenmesi konularına kılıf uydurulmaya çalışılma aşamasında. bir milli sporcunun belinde silahla gezmesinin satıraralarında kaybolan bir detay olabildiği bir ülke burası. durumumuz ne yazık ki biraz da bu. her seferinde çıtayı öyle bir oynatıyor ki, kariyer finalini kestirebilmek her seferinde imkansızlaşıyor...

    günümüzün enformasyon çağında kendini geliştirmek isteyene kapılar hiç olmadığı kadar açıkken, hatta mesleki açıdan işin zirvesine çıkmış adamlarla aynı ortamda bulunsa bile insanın bir gram dahi ilerleyemeyebileceğinin ispatı oldu arda. türk futboluna, futbolcusuna, insanına ispatlayabileceği tonla şey varken elinden gele gele bu geldi. yanında ırmak çağıl çağıl akarken o evden getirdiği pet şişedeki suyu tercih etti...

    biz de galatasaray camiası olarak kutsal dediğimiz parçalıyı ve kaptanlık pazubandını "metin'in forması" diyerek bu insana takdim ederek tarihteki yerimizi almış olduk. allah affetsin günahımız çok büyük...
  • 15448
    beline koyunca otomatik patlayan silahı ruhsatsız çıkan şehir eşkiyası.

    https://twitter.com/.../1050655059229327362

    sade bir vatandaşın silahı sakladığı şüphesiyle götüne kadar kontrol eden devlet (?)

    taciz ,kasten yaralama ,silahla tehdit ,ruhsatsız silah taşıma ,silahla hastane basıp ateş açma suçları sabit olan zengin bir eşkiyayı salıverebiliyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın