resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Eyüpspor
Yaş:37
Uyruk:Türkiye
  • 1102
    canımız ciğerimidir. eyvallah. ama 4 ekim 2009 ankaragücü galatasaray maçı'nda yapmış olduğu bencillikler ile çıldırtmıştır. en az üç kere arkadaşına pas vereceği pozisyonları şut ile harcamıştır. umarım düşündüğüm şeyleri yapmıyordur. yabancı oyunculara tavır almak gibi. bu maçta kötü oynaması gözümüzde değerini elbette düşürmeyecek. ama biraz daha dikkat be arda.
  • 1103
    bugünkü şutlarıyla sabri'yi aratmamıştır hatta bencilliğiyle saç yoldurtmuştur. oysaki sahaya çıkmadan önce koridorda arkadaşlarıyla yaptığı motive edici konuşmaları ve inanmış hali ne kadar da hoştu. o esnada kendisinin söylediklerini anlamasalar bile yüzlerinde tebessümle pür dikkat dinleyen bir baros ve elano mevcuttu. sahada neredeydi bu tablo? rijkaard'ın her zaman söylediği bir şey var, takımca yenip takımca kaybediyoruz, suçu bireyselleştirmenin anlamı yok. takımı takım yapan herkesi tek tek eleştirmek gerekiyor tabii ki ama çok net pozisyonlarda boşta olan elano ve baros'a pas vermemesini anlayamamakla birlikte, topu ayağında neden o kadar oyaladığına da bir anlam veremiyorum artık. ankaragücü'nün kontratağa dayalı bir futbol oynadığı, kanatlardan açtığımız gol yollarını çözdüğü aşikarken neden aynı hataları yapmakta ısrar ettiğini de anlayamadım. evet, aşırı motivasyon söz konusu olabilir. evet, fazla sorumluluk yüklenmiş de olabilir ama hiçbir şey mazeret değil. eski mütevazi arda'yı göremiyorum ben artık. topluca hepimizin suçu mudur bilemiyorum ama duygusallığı falan bir kenara bırakıp, baştan aşağı silkelenip, düşünmesi gerektiğine inanıyorum. biz yine sonuna kadar onun arkasındayız ama az daha gayret bekliyoruz, takım gibi takım olması gereken kadronun kaptanı olduğunu unutmayarak...
  • 1105
    4 ekim 2009 ankaragucu galatasaray maci'nda sol kanatta oynadigi ilk yari boyunca defansa cok aktif katki yapmasi disinda bir tek olumlu hareketini görmedigim galatasaray futbol takimi kaptani. su anda karsisinda dikilen psikolojik bariyeri asarsa dünya capinda superstar klasmanina girecek yetenek barindirmaktadir. ama futbol mantigini degistirmedikce ancak turkcell super lig'in süper dribbler'i olarak kalir ve söner. bu konudaki en iyi referansi bence yillarca formasini terlettigi takimin taraftarindan kafasina cep telefonu yiyen hasan sas agabeyi olmalidir. burayi okuyorsa bunu bir kenara yazsin.
  • 1108
    bugünkü maçta şayet formasının arkasında 55 sabri yazıyor olsa idi muhtemelen hava alanında tartaklanacak, forumlarda ve sözlüklerde bilimum hakaretlere uğrayacaktı.

    her futbolcunun formsuz olmaya, kötü olmaya hakkı vardır. ama takıma ihanet etmeye kimsenin hakkı yoktur.

    arda gazetelerde yazılanlara ciddi ciddi inanmaya başlamış ve kendini messi olduğuna iyice inandırmış.

    son sozüm de galatasaray taraftarına. ikiyüzlü olmayın. sabri de bizim evladımız ve ona da en az diğer oyuncularımız gibi sahip çıkın. sabri ve keita olmadığında takımın ne halde olduğunu görün.

    arda'yı çok seviyorum, ama çevresindekilerden* bir an önce kurtulmaz ise ahmet çakar'ı haklı çıkaracaktır.
  • 1110
    --- alinti ---

    düzen, arda’yı kendisine benzetiyor. üzülüyorum.
    ankaragücü maçı öncesi koridorda, baros, kewell, elano, leo, servet gibi uluslararası oyunculara klasik türk usulü bir kaptanlık diskuru atıyor. “hadi beyler! dikkatli olalım, basalım. kornerle dikkat”. sesinde zoraki bir kurtlar vadisi tonlaması... pusu!
    güleryüzlü ve sempatik genç adamın asla yüzüne yakışmayan bir asık surat maskesi oturtmuş. hani gollerinden sonra da gördüğümüz ifade bu. ifadesiz, zorla yapıştırılmış bir yüz. gülse halbuki, rahat bıraksa yüz kaslarını... kendisi olsa, böyle sevildiğini, hatta aslında bu yüzden sevildiğini bilse... basit olanı, kendine ait olanı yapsa çok daha kolay olacak iş.
    elano’yla ve baros’un ellerini yüzlerine götürüp gülüşleri onaysa ne kötü... hayranlık uyandıracak bir kişiliği niye değiştirmek istersin ki!
    belki çoğunuza garip gelmeyecek, ama beni en çok şaşırtan geçen hafta yaptığı bir ziyaret. emniyet müdürü’ne gidiyor. ağalık kültürünün uzantısı bu... 22 yaşındaki bir çocuk bilmediğimiz bir sebep yoksa emniyet müdürü’nü niye ziyaret eder? böyle görmüş çünkü. bunu yapması gerektiği öğretilmiş. emniyet müdürlüğü yerine bianale gitmesini beklemiyorum tabii. ama ne işi var orada? anlamıyorum. bu yöneticilerin işi, kaptanlık yöneticilik değildir. takımın liderliğidir. bir genç adamın kısıtlı izin zamanında emniyet müdürlüğünde ne işi olur?
    bunlara çok kolay bir cevap verebilirsiniz, o da verebilir; “sana ne?” ya da “ne var ki bunda? niye abartıyorsun”.
    şundan... arda sıra dışı bir adam...başka türlü bir adam...başkalığı futboluna da yansıyan bir adam. vücut yapısı farklı, kişiliği farklı. en kabul etmeyeceğiniz davranışları, kavgaları dahi ona daha çok yakışıyor. bu klişelerse onu eritiyor. diğerlerinden biri yapıyor.
    ve bu durumun oyunundaki yansımalarıyla aynı anda ortaya çıkması da düzenin kişiliğini erimeye başladığını gösteriyor.
    arda’nın farkı en basit olanı farklı bir mükemmellikle yapabilmesi... sorduğunuz bir soruya verdiği cevapta da bunu görebilirsiniz. attığı bir pas ya da çalımda da... ve kendisi olabildiği sürece bunu ortaya koyabiliyor.
    onun gülümsemesini kurtlar vadisi tavrıyla değiştirmesi, farklı ve ekstra oyununu klasik türk yıldızı tarzıyla değiştirmesi kendisini değiştirmesi demek.
    ve böylece bir klişeler yumağına dönüşme yolunda hızla ilerliyor.
    şunu bilmeli. karşılaştırıldığı galatasaray efsaneleri hep bambaşka adamlardı. misal metin oktay da, bülent korkmaz da...
    onun için yazılan yazılar, yapılan eleştiriler hep bildik yolları klişeleri gösteriyor. bunlardan etkilenmemeli. farklı olmaya, farklı olarak herkesi şaşırtmaya başka bir adam olmaya devam etmeli.
    olduğu gibi...
    klişelerden korkmalı, yanlış yapmaktan değil. sahada da hayatta da...

    --- alinti ---

    mehmet demirkol - milliyet - 6 ekim 2009
  • 1111
    mehmet demirkol'un bahsettiği ses tonu benimde dikkatimi çeken kaptanımız. maç sonrası bahri havadır ile röportaj yaparken o kadar kasıntı bir duruşu vardı ki, bu böbürlenmek olarak kasıntı değil, bildiğin kasılıyordu çocuk. sesim kalın çıksın, surat ifadem sert olsun, cümlelerim ağır ve oturaklı olsun diye. o kadar yabancı geldi ki bana gelip sözlükte yazacaktım ama maç üzüntüsü stress derken unutmuşum. bu yazıyı görünce aklıma geldi. hiç konduramadım arda'ya, hoşuma gitmedi yani. acaba bunun sorumlusu bizler miyiz? çok şey mi bekledik? daha 22 yaşında olduğunu unuttuk mu?

    yapma arda, özüne dön. senden metin oktay ol, hagi ol istemedik. senden arda olarak onlarla eş değer ol istedik. sen zaten bunu başarıyordun, omuzlarındaki yükün farkındayız. bunda da müsebbip bizleriz. nolur yüzüne, sesine, futboluna yansımasın bu sorumluluklar. o zaman sen arda olmazsın ki?
  • 1114
    artık ne kadar gerçeği yansıtır bilemeyeceğim lakin ingiliz basınında şöyle birkaç detay ile gündeme getirilmiştir. oluşturulan gündem ise arsenal- genç oyuncular- arsene wenger üçlemesi kapsamında arda turan'ın sezon sonunda ada'ya gitmesi. ilginç bir hikaye çizilmiş. geçen haberde ahmet bulut'un ağzından birkaç cümle de görebilirsiniz.

    http://www.sport.co.uk/...Turkish_delight.aspx
  • 1116
    http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=16982366

    linkinde kensine cok agır ithamlarda bulunulan futbolcumuz. kendi adıma konusucak olursam verdigi her röportajda galatasaray sevgisinden, galatasaray hayranlıgından bahseden birisi* kalkıpta galatasaray'ın kötü gitmesi pahasına takım arkadaşlarını kayırmaz. bu analizi yapan eksi sozluk yazarına sunu da sormak istiyorum. arda degil midir elano'nun kayseriye caktıgı füzeden sonra lotoda 100 milyon lira kazanmış gibi onun tepesine atlayan. ayrıca arda bu takımdayken galatasaray'ın yıldızları iş yapmaz tezide tamamen fiyaskodur. gecen sene baros gol kralıyken arda'nın cok sevdigi nonda neden kayıplardaydı o zaman ?
    bir oyuncunun, hele hele arda gibi bi oyuncunun şahsi cıkarları icin galatasaray'ı satacagına inanmak istemiyorum.
    allah askına arda'nın kornerden attırdıgı gollere bakın. utanmasanız korneri de bilincli olarak türk'lere dogru kullanıyor diyeceksiniz.

    edit: http://www.youtube.com/...;amp;feature=related

    *
  • 1117
    ekşideki yazıyı sanıyorum hıncal uluç'un yeğeni yazmıstır. öküz altında buzağı arama olayının tavan yaptığı bir yazı olmus acıkcası. arda lincoln gibi karaktersiz bir oyuncu varken bile yeri eldiğinde arkaplanda kalmayı kabullenmişti. kewell'la da sag kanat sorununu olaysız bir sekilde çözmüşlerdi. galatasaray'ın bu sezon oynadığı (ıvır zıvırhazırlık maçları dahil) her maçı izleyen biri olarak diyebilirim ki söz konusu yazıda iddia edilen argümanlara dair hiçbir sey görmedim bu güne kadar.

    tüm basının ilgisi ister istemez insanın egosunu da şişirir ama arda'da bu egonun hiçbir zaman takım sevgisinin önüne geçebileceğini düşünmüyorum ben.bu çocuğun takım sevgisini görmek istiyorsanız geçen seneki hamburg maçından sonra verdiği ropörtajı bir kez daha izleyin.

    http://www.youtube.com/...;amp;feature=related
  • 1118
    arda'nın geçen sene lincoln ile yakaladığı uyumu henüz elano ile yakalayamadığı bir gerçek. birbirlerinin dillerinden anlamıyorlar henüz. bunu aşabilmeleri için de birlikte daha çok maç oynamaları gerekecektir. top ikisinden birine geldiğinde eğer ikili oyun yapacaklarsa takımın hücumu bir nebze de olsa yavaşlıyor. aralarındaki uyum arttıkça hücum gücümüzün daha da artacağından bir şüphem yok.

    ama bundan dolayı arda'nın galatasaray sevgisine veya takıma ne kadar zararlı olduğuna dair yazı yazan kişilerin kesinlikle galatasaraylı veya iyi niyetli olmadığı aşikardır. adam daha ne yapsın sevgisini göstermek için.

    ey hıncalın ruhu, geldiysen bi .iktir git lütfen...
  • 1119
    son yazacağım cümleyi ilk önce yazıyorum.

    arda turan bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusudur.

    bu yaşına kadar ki verdiği imaj, çizdiği rota dikkate alınırsa eğer, galatasaray tarihinin metin oktay'dan sonraki en büyük adamıdır da.

    arda turan bleslov maçında sami yen'de boy gösterdiğinde, güzel olan ne varsa onun düşmanı büyük türk spor medyası'nın katırlarını ürkütmemişti. sıradan bir genç futbolcunun, ilk çıktığı maçta bütün galatasaray taraftarı tarafından tanınması ilgiyi çekmemişti. korkulacak ne vardı ki, ne futbolcular görmüşlerdi onlar. bir iki maç oynayıp, kaybolup giden. arda turan'da onlardan biri olurdu en fazla.

    ne var ki her geçen maç, hiç hesapta olmayan bir futbolcu, galatasaray adına büyüyordu. önce galatasaray'ın sonra milli takım'ın bankosu oldu. maçlara ağırlığını koymaya başladı. tek başına maç alır duruma geldiğinde de spor medyasının hedefi haline geldi. en başta da galatasaray'lı olduğunu söyleyenlerin.

    ve bu düşmanlık bu sezon tavan yaptı. koskoca galatasaray'ın 10 numarası, kaptanlık bantı arda turan'daydı. taraftarlar onu şimdiden metin oktay ilan ettiler. dünyanın en elit 10 hocasından biri, oyunu arda üzerine kuruyor, brezilya milli takım futbolcusuna takımda yer bulmakta zorlanıyordu. 2 hafta öncesine kadar ki durum vahimdi. gol olan topların çoğunda son ya da sondan bir önceki krampon izi arda turan'ınkilerdi.

    sülükler, istinye park'ta gezerken yakalıdılar çocuğu. sanki pürtelaş sokak'ta gördüler. aziz yıldırım'la bastılar. galatasaray tesislerinin kilitlerini teslim ediyordu sanki. hakan şükür'e söylettiler, bir an önce adnan polat'ın himayesinden kurtulsundu. bir yere gitsin de galatasaray beter olsundu. çünkü arda turan büyüdükçe, hakan şükür küçülüyordu. hakan ünsal'a sövdürdüler, bu genç yaşta kaptan olamaz dedirttiler. önlem alınmalıydı, arsenal'e gönderdiler arda'yı. kuyruk acıları vardı arsenal'leriyle. sarı kırmızılı destan arsenal'e karşı yazılmıştı.

    nonbertarafus erketeye yatmış maç sayıyordu. galatasaray son 3 maçını yenememişti. cezayı önce surinam'lıya sonra arda turan'a kesti. hasan şaş'ırmıştı arda. gölgesine bile çalım atmaya kalkıyordu. kaptanlığı kaldıramamıştı, yorulmuştu, takımda birileriyle arası kötüydü. bir kaç maç dinlendirilse iyi olurdu. hatta mümkünse fener maçını yatak istirahatlisi olarak geçirse ne güzel olurdu.

    ne güzeldi herşey, futbol adına ülkemizde. resmi takımları tulum çıkarıyordu, el birliğiyle galatasaray'ı tökezlettirmişlerdi. taraftarın gözbebeği arda turan'da bir an evvel gözden düşürülebilse hiç bir korkuları kalmayacaktı.

    strum graz maçını seyredemedim, diğer maçların birinde tribünde, birinde televizyon başındaydım. arda turan'ı dikkatle izledim. eskişehir maçının son dakikasında o kadar adamın arasından keita'ya kestiği topu, kara şimşek mıhlasa, strum graz maçının daha ilk dakikasında elano'ya yaptığı orta gol olsa, son maçta manda yiyici'si arda'nın defansı maymuna çevirip verdiği pası dağlara taşlara vurmasa, aynı arda düşüşte olmayacaktı henüz.

    büyük galatasaray taraftarı, kendi gördüğünüz dışında hiç bir şeye inanmayın. arda'da düşüş falan yok, yorgunluk hele hiç yok. 22 yaşında adam 90 dakikada 10 km koşmayla asla yorulmaz geçin bunları. sadece şu var son maçta arda'nın vurduğu toplar girmedi, attığı pasları gol yapamadılar. son maçtaki ruhsuz oyunda bile farklı galip gelebilirdik. sistemle uğraşıyoruz, derwall zamanındaki sülükler aynısını yapmışlardı. ilk sene maskara yaptılar koca derwall'i, direndik o sistemle devam edip avrupa şampiyonu olduk. sistemsiz son iki şampiyonluğumuzun sancılarını çekiyoruz şimdilerde.

    arda turan bu sistemin bir numaralı aktörüdür. futbolunda her maç ilerleme olacaktır. örnek olursa, son maçta iki kişiye birden attığı çalımı daha önce hiç görmemiştik. bir rüyası varmış onu da öğrendik. bir maçta 5 gol birden atacakmış. bu sezon atar mı atar?

    galatasaray kaptan'ı büyük arda turan; sen büyürsen dertlerde büyür seninle birlikte, çocukluk edipte çabuk büyüme hemen. gerek yok, şimdiden taktın omuzuna apoletleri. büyük galatasaray'ın büyük evladı nişanlarını.
  • 1120
    galatasaray'da en az 1-2 sene daha kalması gerektiğini düşündüğüm aslan parçamız.

    manisaspor'un fenerbahçe'yi 5-3 yendiği maçta yıldızı parlamıştı arda'nın. sağ bek ile orta sahanın sağı arasında gidip geliyordu. sol kanadı komple kullanıyordu anlayacağınız. çok da güzel bir maç çıkarmıştı ve asist de yapmıştı. kiralık oynadığı manisaspor'dan galatasaray'a gelince de oradaki performansının üstüne koya koya yükseltti çıtayı..

    galatasaray'da gelebileceği en yüksek noktaya geldi. 'kaptanlık'.. çok genç yaşta kaptan oldu. çoğu kişi şımarır dedi, bilmem ne dedi ama tam tersine oyununu daha da geliştirdi, kaptanlık onu daha da bir motive etti. son zamanlarda biraz fazla çalım yapmaya kalkışsa da, topla fazla oynasa da kötü oynadığı zaman çok ama çok azdır arda'nın..

    arda'nın yeteneklerinden bahsetmeyeceğim tabii.. herkes biliyor arda kimdir, nedir. gelelim 'arda avrupa'ya gitmeli mi, gitmemeli mi?' bölümüne..

    arsenal arda'yı menajeri aracılığıyla istemiş, nabız yoklamış. arda gitmeye can atıyor ama gitmemek için de can atıyor. çünkü galatasaray'ı gerçekten çok seviyor ve genç yaşta kaptanlığa kadar yükselmiş durumda. bir yanda kalıp metin oktay gibi olmak var, bir yanda da avrupa'da şansını deneyip, dünya yıldızı olma yolunda ilerlemek var. gidecekse arsenal'e gitsin bence arda. çünkü wenger gençlere çok değer bir hoca, tam arda'ya göre. arda gibi bir oyuncunun performansını daha da yükseltebilir wenger. ama kesin tutunacak diye bir şey yok tabi.. birazcık da kısmet işi. karar ardanın tabi ama bana göre 1-2 sene daha kalsın galatasaray'da. sonrası allah kerim..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...paya-gitmeli-mi.html *
  • 1121
    dünyada futbol oynayan en iyi türk futbolcusu arda turan.onu eleştirmek onun doğru yolda olan ilerlemesini hızlandıracak.son zamanlardaki en büyük eksisi magazine fena halde daldı basına fazla malzeme veriyor.belki eskiden yaşadığı hayatını devam ettiriyor olabilir ama daha dikkatli olup magazin sayfalarından kaçarsa son haftalardaki performans düşüklüğü ortadan kalkar ve kafasını daha net bir şekilde ara paslarına çalıştırır.biraz benci futbol oynamaya başladı etrafını temizlemesi gerekiyor snob kültürü kendine benimsemiş insanlardan uzak durduğu taktirde messi den hiç bir farkı kalmıcak belki biraz son vuruş..
  • 1122
    galatasaray'ın hücumda organize olmasını sağlayan bir numaralı adamdır. takım kötüye gittiğinde hem taraftarlar hem de takım arkadaşları tarafından insiyatif alması beklenen oyuncudur arda turan. o yüzdendir ki puan kayıpları sonrası, hücum hattıyla ilgili yapılan eleştirilerde sıkça adı geçmesi normaldir. bir futbolcu her zaman iyi oynayacak diye bir kural yoktur elbette, ama kaptan son zamanlarda hiç eleştirilmediği kadar eleştirilmektedir. ayağında çok fazla top tutması, çok çalıma girmesi, arkadaşlarına pas atacağı yerde kaleye vurması gibi nedenlerle eleştiri oklarının çevrildiği adam olmuştur. ama orta saha ile forvet arasında takımın hemen hemen tüm yükünün arda turan'ın omuzlarında olduğu unutulmuştur. unutulmasının nedeni de arda'nın yaptığı işi çok kolaymış gibi göstermesidir, bu yükü öyle kolay taşımıştır ki ara sıra meydana gelen aksaklıklar hemen göze batmaktadır. göze batan noktaların bir kısmı da anlamsızdır. şöyle ki; arda kendi yarattığı pozisyonlardan birkaçında arkadaşlarına pas vermemiştir, kendi vurmayı denemiştir, gelin görün ki pas verdiği pozisyonlar değerlendirilse o maç farka gidecektir.

    bir de topla fazla oynaması eleştirilmektedir ki benim de hemfikir olduğum bir konudur. ama bu olay gereksiz yere büyütülmekte ve kronik bir problem gibi gösterilmektedir. öyle bir beklenti içindeyiz ki arda her topu aldığında takımı hızla hücuma kaldırsın, çalım atsın, asist yapsın. bu her zaman mümkün değil. arda şimdiye kadar bunu çok yaptı ve öyle kolay yaptı ki bizleri alıştırdı. o yüzden yaptığı olağan hatalar insanların gözüne çok batıyor.

    galatasaray'da hücuma dönük diğer orta saha oyuncularının da arda'nın yükünü hafifletmesi gerektiği bir gerçek. keita bunu yapabileceğini gösterdi ama devamlılık gerekiyor. takım oyunu oturdukça arda'ya daha az yük binecek, arda'nın işi kolaylaşacak. ama ne zaman işler yolunda gitmese yine sazı eline alması beklenen arda turan olacak.
  • 1124
    galatasaray olarak kimleri basmadık ki engin yüreğimize.. umarım arda da yüreğimize bastıktan sonra izini bırakanlardan olur.. iz bırakmadan kastım ise; sözünün eri olması, rakibi olsun olmasın büyüklerine saygılı küçüklerine sevgi dolu bir lider olması, giydiği formanın hakkını vermesidir.. arsenal ile ilgili çıkan haberlerden sonra aklıma arda'nın " aslantepe'ye kaptan olarak çıkmadan avrupa'ya gitmem.. " dediği bu cümle geldi.. umarım diğer yazdığım 2 güzelliği yapmaya devam edip bu sözünü gerçekleştirir de öyle gider avrupa'ya.. işte o vakit 10 numara iz bırakır yüreğimize..
  • 1125
    en az bizler kadar iyi bir galatasaray taraftarı olduğuna inandığım tek futbolcu.

    2009 galatasaray-fenerbahçe maçında, maçtan önce ısınmaya çıktığında tribünlere teker teker koşup "oley, oley, oleey" üçlemesinin 3. oley'ini fenerbahçe tribününe kolunu sallayarak gerçekleştirmiş büyük kaptan. (sektirmeden her tribünün önünde aynı eylemi gerçekleştirmiştir.)
App Store'dan indirin Google Play'den alın