1119
son yazacağım cümleyi ilk önce yazıyorum.
arda turan bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusudur.
bu yaşına kadar ki verdiği imaj, çizdiği rota dikkate alınırsa eğer, galatasaray tarihinin metin oktay'dan sonraki en büyük adamıdır da.
arda turan bleslov maçında sami yen'de boy gösterdiğinde, güzel olan ne varsa onun düşmanı büyük türk spor medyası'nın katırlarını ürkütmemişti. sıradan bir genç futbolcunun, ilk çıktığı maçta bütün galatasaray taraftarı tarafından tanınması ilgiyi çekmemişti. korkulacak ne vardı ki, ne futbolcular görmüşlerdi onlar. bir iki maç oynayıp, kaybolup giden. arda turan'da onlardan biri olurdu en fazla.
ne var ki her geçen maç, hiç hesapta olmayan bir futbolcu, galatasaray adına büyüyordu. önce galatasaray'ın sonra milli takım'ın bankosu oldu. maçlara ağırlığını koymaya başladı. tek başına maç alır duruma geldiğinde de spor medyasının hedefi haline geldi. en başta da galatasaray'lı olduğunu söyleyenlerin.
ve bu düşmanlık bu sezon tavan yaptı. koskoca galatasaray'ın 10 numarası, kaptanlık bantı arda turan'daydı. taraftarlar onu şimdiden metin oktay ilan ettiler. dünyanın en elit 10 hocasından biri, oyunu arda üzerine kuruyor, brezilya milli takım futbolcusuna takımda yer bulmakta zorlanıyordu. 2 hafta öncesine kadar ki durum vahimdi. gol olan topların çoğunda son ya da sondan bir önceki krampon izi arda turan'ınkilerdi.
sülükler, istinye park'ta gezerken yakalıdılar çocuğu. sanki pürtelaş sokak'ta gördüler. aziz yıldırım'la bastılar. galatasaray tesislerinin kilitlerini teslim ediyordu sanki. hakan şükür'e söylettiler, bir an önce adnan polat'ın himayesinden kurtulsundu. bir yere gitsin de galatasaray beter olsundu. çünkü arda turan büyüdükçe, hakan şükür küçülüyordu. hakan ünsal'a sövdürdüler, bu genç yaşta kaptan olamaz dedirttiler. önlem alınmalıydı, arsenal'e gönderdiler arda'yı. kuyruk acıları vardı arsenal'leriyle. sarı kırmızılı destan arsenal'e karşı yazılmıştı.
nonbertarafus erketeye yatmış maç sayıyordu. galatasaray son 3 maçını yenememişti. cezayı önce surinam'lıya sonra arda turan'a kesti. hasan şaş'ırmıştı arda. gölgesine bile çalım atmaya kalkıyordu. kaptanlığı kaldıramamıştı, yorulmuştu, takımda birileriyle arası kötüydü. bir kaç maç dinlendirilse iyi olurdu. hatta mümkünse fener maçını yatak istirahatlisi olarak geçirse ne güzel olurdu.
ne güzeldi herşey, futbol adına ülkemizde. resmi takımları tulum çıkarıyordu, el birliğiyle galatasaray'ı tökezlettirmişlerdi. taraftarın gözbebeği arda turan'da bir an evvel gözden düşürülebilse hiç bir korkuları kalmayacaktı.
strum graz maçını seyredemedim, diğer maçların birinde tribünde, birinde televizyon başındaydım. arda turan'ı dikkatle izledim. eskişehir maçının son dakikasında o kadar adamın arasından keita'ya kestiği topu, kara şimşek mıhlasa, strum graz maçının daha ilk dakikasında elano'ya yaptığı orta gol olsa, son maçta manda yiyici'si arda'nın defansı maymuna çevirip verdiği pası dağlara taşlara vurmasa, aynı arda düşüşte olmayacaktı henüz.
büyük galatasaray taraftarı, kendi gördüğünüz dışında hiç bir şeye inanmayın. arda'da düşüş falan yok, yorgunluk hele hiç yok. 22 yaşında adam 90 dakikada 10 km koşmayla asla yorulmaz geçin bunları. sadece şu var son maçta arda'nın vurduğu toplar girmedi, attığı pasları gol yapamadılar. son maçtaki ruhsuz oyunda bile farklı galip gelebilirdik. sistemle uğraşıyoruz, derwall zamanındaki sülükler aynısını yapmışlardı. ilk sene maskara yaptılar koca derwall'i, direndik o sistemle devam edip avrupa şampiyonu olduk. sistemsiz son iki şampiyonluğumuzun sancılarını çekiyoruz şimdilerde.
arda turan bu sistemin bir numaralı aktörüdür. futbolunda her maç ilerleme olacaktır. örnek olursa, son maçta iki kişiye birden attığı çalımı daha önce hiç görmemiştik. bir rüyası varmış onu da öğrendik. bir maçta 5 gol birden atacakmış. bu sezon atar mı atar?
galatasaray kaptan'ı büyük arda turan; sen büyürsen dertlerde büyür seninle birlikte, çocukluk edipte çabuk büyüme hemen. gerek yok, şimdiden taktın omuzuna apoletleri. büyük galatasaray'ın büyük evladı nişanlarını.
arda turan bu ülkenin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusudur.
bu yaşına kadar ki verdiği imaj, çizdiği rota dikkate alınırsa eğer, galatasaray tarihinin metin oktay'dan sonraki en büyük adamıdır da.
arda turan bleslov maçında sami yen'de boy gösterdiğinde, güzel olan ne varsa onun düşmanı büyük türk spor medyası'nın katırlarını ürkütmemişti. sıradan bir genç futbolcunun, ilk çıktığı maçta bütün galatasaray taraftarı tarafından tanınması ilgiyi çekmemişti. korkulacak ne vardı ki, ne futbolcular görmüşlerdi onlar. bir iki maç oynayıp, kaybolup giden. arda turan'da onlardan biri olurdu en fazla.
ne var ki her geçen maç, hiç hesapta olmayan bir futbolcu, galatasaray adına büyüyordu. önce galatasaray'ın sonra milli takım'ın bankosu oldu. maçlara ağırlığını koymaya başladı. tek başına maç alır duruma geldiğinde de spor medyasının hedefi haline geldi. en başta da galatasaray'lı olduğunu söyleyenlerin.
ve bu düşmanlık bu sezon tavan yaptı. koskoca galatasaray'ın 10 numarası, kaptanlık bantı arda turan'daydı. taraftarlar onu şimdiden metin oktay ilan ettiler. dünyanın en elit 10 hocasından biri, oyunu arda üzerine kuruyor, brezilya milli takım futbolcusuna takımda yer bulmakta zorlanıyordu. 2 hafta öncesine kadar ki durum vahimdi. gol olan topların çoğunda son ya da sondan bir önceki krampon izi arda turan'ınkilerdi.
sülükler, istinye park'ta gezerken yakalıdılar çocuğu. sanki pürtelaş sokak'ta gördüler. aziz yıldırım'la bastılar. galatasaray tesislerinin kilitlerini teslim ediyordu sanki. hakan şükür'e söylettiler, bir an önce adnan polat'ın himayesinden kurtulsundu. bir yere gitsin de galatasaray beter olsundu. çünkü arda turan büyüdükçe, hakan şükür küçülüyordu. hakan ünsal'a sövdürdüler, bu genç yaşta kaptan olamaz dedirttiler. önlem alınmalıydı, arsenal'e gönderdiler arda'yı. kuyruk acıları vardı arsenal'leriyle. sarı kırmızılı destan arsenal'e karşı yazılmıştı.
nonbertarafus erketeye yatmış maç sayıyordu. galatasaray son 3 maçını yenememişti. cezayı önce surinam'lıya sonra arda turan'a kesti. hasan şaş'ırmıştı arda. gölgesine bile çalım atmaya kalkıyordu. kaptanlığı kaldıramamıştı, yorulmuştu, takımda birileriyle arası kötüydü. bir kaç maç dinlendirilse iyi olurdu. hatta mümkünse fener maçını yatak istirahatlisi olarak geçirse ne güzel olurdu.
ne güzeldi herşey, futbol adına ülkemizde. resmi takımları tulum çıkarıyordu, el birliğiyle galatasaray'ı tökezlettirmişlerdi. taraftarın gözbebeği arda turan'da bir an evvel gözden düşürülebilse hiç bir korkuları kalmayacaktı.
strum graz maçını seyredemedim, diğer maçların birinde tribünde, birinde televizyon başındaydım. arda turan'ı dikkatle izledim. eskişehir maçının son dakikasında o kadar adamın arasından keita'ya kestiği topu, kara şimşek mıhlasa, strum graz maçının daha ilk dakikasında elano'ya yaptığı orta gol olsa, son maçta manda yiyici'si arda'nın defansı maymuna çevirip verdiği pası dağlara taşlara vurmasa, aynı arda düşüşte olmayacaktı henüz.
büyük galatasaray taraftarı, kendi gördüğünüz dışında hiç bir şeye inanmayın. arda'da düşüş falan yok, yorgunluk hele hiç yok. 22 yaşında adam 90 dakikada 10 km koşmayla asla yorulmaz geçin bunları. sadece şu var son maçta arda'nın vurduğu toplar girmedi, attığı pasları gol yapamadılar. son maçtaki ruhsuz oyunda bile farklı galip gelebilirdik. sistemle uğraşıyoruz, derwall zamanındaki sülükler aynısını yapmışlardı. ilk sene maskara yaptılar koca derwall'i, direndik o sistemle devam edip avrupa şampiyonu olduk. sistemsiz son iki şampiyonluğumuzun sancılarını çekiyoruz şimdilerde.
arda turan bu sistemin bir numaralı aktörüdür. futbolunda her maç ilerleme olacaktır. örnek olursa, son maçta iki kişiye birden attığı çalımı daha önce hiç görmemiştik. bir rüyası varmış onu da öğrendik. bir maçta 5 gol birden atacakmış. bu sezon atar mı atar?
galatasaray kaptan'ı büyük arda turan; sen büyürsen dertlerde büyür seninle birlikte, çocukluk edipte çabuk büyüme hemen. gerek yok, şimdiden taktın omuzuna apoletleri. büyük galatasaray'ın büyük evladı nişanlarını.