shane larkin'i de resmi olarak açıklayarak transfere noktayı koyan
* takım.
https://twitter.com/.../1153866653714780160 yıllar sonra ilk kez kadro istikrarı yakaladı efes. geçtiğimiz sezonun kendileri adına çok başarılı bir yıl olması bunda elbette büyük etken ancak iyi işler yapan çekirdeği bozup sil baştan yaptıklarına da sıkça şahit olunmuştu. ergin hoca önderliğinde bu açıdan sıfır riskle girecekler yeni sezona; aynı oyun planı, aynı kurgu, aynı setler, aynı oyuncular, aynı aynı aynı...
brock motum <->
alec peters metecan birsen <->
tolga geçimyukarıdaki iki değişiklik dışında kadro korundu. geçtiğimiz sezon banvit'te şahane bir sene geçiren tolga'nın kadroya dahliyeti efes adına kesinlikle ciddi bir artı, özellikle türkiye ligi için. metecan'dan büyük beklenti vardı fakat oyuncu bir türlü o bariyeri kıramadı. ergin hoca bazı röportajlarında buğrahan tuncer ile sertaç şanlı'dan memnun olduğunu fakat metecan'da o gelişimi bir türlü göremediğini dillendirmişti açıkça. sonuç olarak da efes, metecan'ın kontratındaki +1'lik opsiyonu kullanmadı ve oyuncuya yol verdi. yerine de tolga'yı monte ederek bu noktada niteliği artırdı.
peters'a gelirsek; transfer döneminin başlangıcında efes için adı yazılan oyuncular arasında derrick williams, johnny o'bryant gibi isimler vardı. beklenti farklıydı. ben dahil birçok basketbolsever, efes'in motum'un yerine daha atlet, daha ribaunt özelliği olan, daha sert bir oyuncuya yöneleceğini düşünmüştü ki bizzat koç ataman'ın beyanıydı zaten "williams'ı istiyoruz" söylemi. adı dillendirilen söz konusu figürlerden sonra peters'la sözleşme yapılınca tabii ki hayal kırıklığı oldu. oyuncu her ne kadar kötü bir isim olmasa da beklenen başkaydı. açıkçası ben ergin hocanın peters hamlesiyle risk almak istemediğine, geçtiğimiz sezonun başarılı olan oyun kurgusunu aynen devam ettirmek istediğine ve her şeyden önce hocanın mental açıdan soru işaretli oyuncuları takımdan uzak tutmaya çalıştığına inanıyorum. hatta
tibor pleiss'la kontrat yenilemelerinin altında yatan bir sebep de -büyükçe bir neden hatta- bu. ergin hoca, efes'in derrick brown'la yaşadığı problemi yaşamak istememiş olabilir?
peters'a değinirsem; motum'a çok çok çok az daha savunma sertliği ekleyin, solak ve mengeneyi yavaş kuran avustralyalı oyuncuyu sağlak ve seri bir şutöre dönüştürün, işte size peters. ha bir de screen çıkışlarından skor üretebilme özelliği iliştirin. kısacası, jon diebler'ın 3-4 hali bu açıdan. fena transfer olmadı aslında, en azından ergin hocanın pick and pop'tan ve pick and roll'dan ziyade
isolation ve
transition temelli oyun kurgusuna cuk oturan bir parça. geçtiğimiz senenin başında adrien moerman transfer edildiğinde birçok kişi burun kıvırmıştı fransız oyuncuya lakin sezon katkısı ortada, kesinlikle avrupa'nın en iyi 4 numara performansıydı. bir benzeri de peters'tan gelir mi? neden olmasın.
bence efes'in sorgulanması gereken tek bir hamlesi oldu bu yaz, o da pleiss. tibor'la yola devam edildiğini öğrenen bryant dunston evinde yastığa kapanıp hüngür hüngür ağlamış olabilir, ciddiyim. :( adam yine koca 1 sezon boyunca pota altındaki tüm yükü tek başına çekecek gibi. sertaç'ın sezonun sonlarına doğru ciddi bir ritim yükselmesi olmuştu, koç acaba ona daha fazla mı güvenecek yeni sezonda bilemiyorum fakat dunston'ın yüz hürmetine daha sert bir 5 numaraya gidilmeliydi, bence. açıkçası tibor hamlesini üç gerekçeye bağlıyorum ben; tutan kurguyu bozmamak (sert bir 5 olan dunston'ı şut özellikli bir 5'le yedeklemek), mental sıkıntısı olmayan oyuncu ve bütçe (tibor 900k $ alıyor sanırım, 1'in üstüne çıkmak istememiş olabilirler).
en başa dönüyorum; sugar shane'in resmileşmesi büyük önem arz ediyordu (çeska sulanmış fakat larkin'in kapalı kontratı ve oyuncunun efes'i avrupa'da ilk seçenek olarak değerlendirmesi sebebiyle vazgeçmiş). basketbolda, özellikle
avrupa basketbolunda guard'ları tek başına değerlendirmemek lazım, rotasyonlar ikililer üzerinde yorumlanmalı daima. vasilije micic'le kontrat yenilemişti efes ama bu hamlenin efektif olabilmesi için larkin'in de takımda kalması elzemdi. bir konuda iddialıyım;
shane larkin vasilije micic ikilisi avrupa'nın en verimli, en çok yönlü, en birbirini tamamlayan ikilisi. sağda solda okuyorum, "de colo-sloukas, aman be karşim" falan yazılıyor. evet, iyi ikili ancak defoları var; de colo'nun kısmi savunma yumuşaklığı ve de colo'nun topu sağa vurarak, sloukas'ın da topu sola vurarak ivmelenme aşkı. rakip guard'lar için gedik hep bunlar. larkin-vasa'nın son halinde bu yok örneğin (fb beko'nun uzunlar konusunda ağır basan taraf olduğu bir gerçek).
ergin hocanın oyun planı larkin-vasa ikilisinin deliciliği ve asist özelliği üzerine kurulu. yan parçaların alayının şutör isimler olarak tercih edilmesi (tibor bile yeri geldiğinde 3 sayı bulabilen bir uzun, hatta dunston bile bu sezon 3-4 kez 3 attı) bu kurgudan ötürü. koç ataman, efes için golden state warriors benzetmesi yapmıştı euroleague final four'undaki fb beko maçından sonra, fazla söze gerek yok. ^^
efes bu sezon da f4'u zorlayacak fakat bir gerçek var, euroleague bu sezon fazla güçlendi. çeska, fb beko ve real madrid'e barca ve milano da eklendi. maccabi de kötü geçen sezonların akabinde güzel isimlere yöneliyor. hakeza saras'ın zalgiris'i. bu sene f4 aslanın ağzında.