• 1
    --- alıntı ---

    yılların efes pilsen’i tapdk’nın kararıyla anadolu efes oldu. bazı gazeteler haberi efes pilsen kendine önerilen isimlerden anadolu efes’i seçti şeklinde verdi ama sağlık olsun, biz onları böyle sevmedik zaten. çok acaip geliyor gönül verdiğim efes pilsen’e anadolu efes demek, dilim dönmüyor. malum yasa ilk çıktığında twitter’dan kendi çapımda isim önersinde bulunmuştum, ilk aklıma gelen isim anadolu efes’ti. hatta ben olayı daha da ileri taşıyarak kulübün merkezini izmir’e taşımasını, ülke çapındaki bütün sponsorluklarını çekmesini falan da yazmıştım. bu tip tepkilerle belki efes pilsen’in ülke basketboluna kattıkları gözle görünür hale gelirdi. milli takım bazında ilk büyük turnuva başarımız ülkemizde düzenlediğimiz 2001 avrupa basketbol şampiyonası ikinliği. o takımın temeli efes pilsen alt yapısı ve orda parlamış oyuncular. biraz daha geriye gidersek erman kunter’in fransa’daki avrupa basketbol şampiyonasında çeyrek final oynamış takımını görürüz ki, bu takımın da temel yapı taşları efes pilsen kaynaklıdır. geriye dönüp baktığımızda milli takım ne zaman başarılı olduysa efes pilsen’in de başarılı olduğu dönemlere denk gelir, son dönem hariç. son dönemin günahları ortada, başka zaman değiniriz o konuya.

    takip edenler bilir yasa çıkınca efes pilsen’e ismini değiştirmesi konusunda tebligat çekildi. kulübün önünde iki seçenek vardı ya ismini değiştirecek yada 40 yıllık gelenek kapısına kilit vuracaktı. efes pilsen tapdk’ya 2 isim önerdi, yine takip edenler bilir tapdk bu isim önerilerine tam 2,5 ay önce dönmeliydi ama resmen salladılar. sonunda anadolu efes isminde karar kılındı. bu süreç ne kadar uzarsa o kadar kötü çünkü ortada bir belirsizlik oluyor. oyuncular sahaya konsatre olamıyor, yöneticiler önlerini göremiyor. amaç yasanın gereğini yerine getirmek olsa, amaç üzüm yemek olsa isim mevzusu 1 haftada çözülürdü. aslında amaç türk basketboluna katkı olsa isim mevzusu ortaya bile çıkmazdı ama neyse.

    bazen düşünüyorum, tuncay özilhan olsam napardım? ben ya kulübü farklı bir lige taşımanın yolunu arardım, yada bütün faaliyetlerimi sonlandırıp yurt dışında bir kulübe sponsor olurdum. mesela efes pilsen partizan gibi bir yapıyla euroleague’de yine yer alırdım. bir insan düşünün hayali olan bir takım kuruyor. bu takım ilk 3 yılında betonda antrenman yapıyor, tahta potalarla! bir klisenin bahçesini kiralıyorlar ve bütün zorluklara göğüs gerip imkansızlıklarla, rakiplerle mücadele ede ede bugünlere geliyor. geçmişten bugüne rakiplerine göz atalım, müessese kulüplerine bakalım. eczacıbaşı, paşabahçe, tofaş, ülker.. hangisi var bugün? herkes kolayı seçti, tuncay özilhan ve ekibi ülkeye koraç kupası ve avrupa’nın en büyük kupasında 2 final four getirdi. bütün bunların karşılığı kapatılma tehditli isim değişikliği mi? sevdiğim gazeteci bir arkadaşımla konuştum ilk yasa çıktığında, şirketlerinin her sene futsal ligine katıldığını ama efes pilsen’in bu sene sponsorluğunu çekmesiyle turnuvanın düzenlenemediğini söyledi. bu küçücük bir tepkiydi, devamı gelse gerçekten ülke sporu ağır darbe alır. 2 genç arkadaş bundan 40 yıl önce bir hayal kuruyor, gidip dünyayı izliyorlar takım yapılarını ele alıyorlar ve daha sonra evlatları gibi emek verdikleri efes pilsen’i kuruyor. bu adamlara kurdukları takımın bir taraftarı olarak teşekkür ediyorum, teşekkürler sayın tuncay özilhan ve sayın pano natof.

    herkes 95 olaylı aris finalini, 96 koraç kupasını, 2000 ve 2001 final four üçüncülüklerini unutmuş olabilir ancak biz gerçek taraftarlar unutmadık. efsane efes pilsen’i unutmadık ve asla unutmayacağız. adı ne olursa olsun bizim için efes pilsen, artık daha yüksek sesle efes pilsen.

    --- alıntı ---

    http://boyalialan.com/2011/05/12/anadolu-efes/
  • 4
    olmayan taraftarını çok güzel yüceltip, onore etmişler. yalnız 1.94'lük kerem tunçeri'den nasıl o tiz ses çıkmış anlamadım. basçı seçimi çok iyi ve de anlamlı (bkz: tarence kinsey), gitarsitler de başarılı (bkz: sinan güler) ve (bkz: saşa vuyaçiç), davulcu seçimi ise başarısız, çok tırt, (bkz: cenk akyol), davulcu olarak doğuş balbay cuk otururdu oysa. cenk akyol'dan en fazla back vocal olur.

    işte bu da reklam. http://www.youtube.com/watch?v=_NjuPpNmQJM
  • 5
    http://www.youtube.com/watch?v=_NjuPpNmQJM

    ulan yıllardır tutuyorum galatasaray'ı bir kere şöyle bir kliple teşekkür etmediler. adamlar olmayan taraftarlarına klip yapmışlar. çok da güzel olmuş bence. merak ettiğim mesele ise, o enstrümanları hakikatten oyuncular mı çaldı ve o ses hakikatten kerem tunçeri'ye mi ait? eğer öyleyse büyük tebrik ediyorum anadolu efes oyuncularını.
  • 9
    http://gss.gs/1189716

    demiştim. aynı fikirdeyim final oynarız efesle süpürür geçeriz. neden sevilmediğini gerçekten anlamıyorum. mahmuti düşmanlığından dolayı sevilmiyor sanırım. gerçi efesi mahmuti var diye seven sevmesin zaten.

    çocukluğumda maçlarına gittiğim avrupa başarılarıyla gurur duyduğum takım. bu sezon ligde maçlarını izlemedim ama avrupa da tabi ki izledim bence başarılı bir sezon oldu efes için.bu takımın ne yönetiminin ne aklı başında taraftarının bizimle bir sorunu yoktur. bizim de olmaması lazım bizim hakkımızı çalma gibi bir durumları yok bu takımın nedense ülker ile karıştırılıyor. fener gibi rakibim olacağına efes olsun rakibim onla çekişme içinde olayım. rekabet başarı getirir. bu ülkenin ve bizim efese ihtiyacımız var.

    of butonu sağ alt tarafta.
  • 15
    kazandığı koraç kupasını eurochallenge ile karşılaştırmak ancak o günü bilmeyenler tarafından yapılır. çünkü o kupaya lig sıralamasına göre katılım olur. 1 numaralı kupaya ancak şampiyonlar katılır saporta federasyon kupası galipleri ve koraç'a da lig sıralamasından hak edenler.
    http://www.fibaeurope.com/...eID_1372-19-B-2.html
    http://www.fibaeurope.com/...eID_1371-18-A-1.html
  • 16
    96 yılında kazandığı koraç kupası zamanın üç numaralı avrupa kupası olarak kabul edilirdi. bu bir gerçek. organizasyon fiba tarafından düzenlenip yerel lig sıralamasına göre takımlar belirlenirdi. avrupa kupası (c1) ve saporta'yı (c2) yerel liglerinde hak etmeyenler c3 olarak geçen koraç kupası'na katılırdı. kupa isimleri belirli yıllarda değişiklik göstermiştir. eklemeden geçmeyelim. lisans sistemi o zaman piyasada olsaydı efes'i c1'de mutlaka görürdük. efes biraz da sistem dolayısıyla c3'te yer almıştır. yine de sistem açıklığından dolayı koraç kupasında güçlü takımlar yer alabiliyordu. dönemin şampiyonlarına bakarak bunu görebiliriz.

    günümüzden geçmişe 2 ve 3 numaralı kupayı kazananları şurada listelemişler. sezon bitince galatasaray olarak c2'de yerimizi alırız.
    http://www.allcompetitions.com/bk_ecm.php

    ayrıca efes'in yıllardır ortaya koyduğu bütçeye rağmen başarısız olmasının ardında yatan en önemli sebep taraftarsızlıktır bana göre. taraftar zümresi çok şey değiştiriyor. kupayı bile tek başlarına kazandırabilirler. öyle bir güç. efes'in bu yönden eksikliği önünde engel olmaya devam edecek.
  • 18
    tahincioğlu basketbol süper ligi'nde cumartesi günü deplasmanda oynayacakları afyon belediyespor maçından galip gelmeleri halinde ligi fenerbahçe beko'nun üstünde lider tamamlayacaklar. son maçlarda 4 veya 5 yabancıyla son periyoda kadar rakibi 20'ye 30'a yatırıp gençlerle bitiriyorlar. iyice azıttılar bu ara...

    form grafiği: https://gss.gs/hIc.jpeg

    final four öncesi takımdan kendini iyice soyutlayan rodrigue beaubois ve james anderson'u çarkın içine dahil ederlerse euroleague kupasına uzanmaları hiç sürpriz olmaz.

    edit: averajla değil 1 galibiyet farkla lider olacaklar.
  • 19
    shane larkin'i de resmi olarak açıklayarak transfere noktayı koyan* takım.

    https://twitter.com/.../1153866653714780160

    yıllar sonra ilk kez kadro istikrarı yakaladı efes. geçtiğimiz sezonun kendileri adına çok başarılı bir yıl olması bunda elbette büyük etken ancak iyi işler yapan çekirdeği bozup sil baştan yaptıklarına da sıkça şahit olunmuştu. ergin hoca önderliğinde bu açıdan sıfır riskle girecekler yeni sezona; aynı oyun planı, aynı kurgu, aynı setler, aynı oyuncular, aynı aynı aynı...

    brock motum <-> alec peters
    metecan birsen <-> tolga geçim

    yukarıdaki iki değişiklik dışında kadro korundu. geçtiğimiz sezon banvit'te şahane bir sene geçiren tolga'nın kadroya dahliyeti efes adına kesinlikle ciddi bir artı, özellikle türkiye ligi için. metecan'dan büyük beklenti vardı fakat oyuncu bir türlü o bariyeri kıramadı. ergin hoca bazı röportajlarında buğrahan tuncer ile sertaç şanlı'dan memnun olduğunu fakat metecan'da o gelişimi bir türlü göremediğini dillendirmişti açıkça. sonuç olarak da efes, metecan'ın kontratındaki +1'lik opsiyonu kullanmadı ve oyuncuya yol verdi. yerine de tolga'yı monte ederek bu noktada niteliği artırdı.

    peters'a gelirsek; transfer döneminin başlangıcında efes için adı yazılan oyuncular arasında derrick williams, johnny o'bryant gibi isimler vardı. beklenti farklıydı. ben dahil birçok basketbolsever, efes'in motum'un yerine daha atlet, daha ribaunt özelliği olan, daha sert bir oyuncuya yöneleceğini düşünmüştü ki bizzat koç ataman'ın beyanıydı zaten "williams'ı istiyoruz" söylemi. adı dillendirilen söz konusu figürlerden sonra peters'la sözleşme yapılınca tabii ki hayal kırıklığı oldu. oyuncu her ne kadar kötü bir isim olmasa da beklenen başkaydı. açıkçası ben ergin hocanın peters hamlesiyle risk almak istemediğine, geçtiğimiz sezonun başarılı olan oyun kurgusunu aynen devam ettirmek istediğine ve her şeyden önce hocanın mental açıdan soru işaretli oyuncuları takımdan uzak tutmaya çalıştığına inanıyorum. hatta tibor pleiss'la kontrat yenilemelerinin altında yatan bir sebep de -büyükçe bir neden hatta- bu. ergin hoca, efes'in derrick brown'la yaşadığı problemi yaşamak istememiş olabilir?

    peters'a değinirsem; motum'a çok çok çok az daha savunma sertliği ekleyin, solak ve mengeneyi yavaş kuran avustralyalı oyuncuyu sağlak ve seri bir şutöre dönüştürün, işte size peters. ha bir de screen çıkışlarından skor üretebilme özelliği iliştirin. kısacası, jon diebler'ın 3-4 hali bu açıdan. fena transfer olmadı aslında, en azından ergin hocanın pick and pop'tan ve pick and roll'dan ziyade isolation ve transition temelli oyun kurgusuna cuk oturan bir parça. geçtiğimiz senenin başında adrien moerman transfer edildiğinde birçok kişi burun kıvırmıştı fransız oyuncuya lakin sezon katkısı ortada, kesinlikle avrupa'nın en iyi 4 numara performansıydı. bir benzeri de peters'tan gelir mi? neden olmasın.

    bence efes'in sorgulanması gereken tek bir hamlesi oldu bu yaz, o da pleiss. tibor'la yola devam edildiğini öğrenen bryant dunston evinde yastığa kapanıp hüngür hüngür ağlamış olabilir, ciddiyim. :( adam yine koca 1 sezon boyunca pota altındaki tüm yükü tek başına çekecek gibi. sertaç'ın sezonun sonlarına doğru ciddi bir ritim yükselmesi olmuştu, koç acaba ona daha fazla mı güvenecek yeni sezonda bilemiyorum fakat dunston'ın yüz hürmetine daha sert bir 5 numaraya gidilmeliydi, bence. açıkçası tibor hamlesini üç gerekçeye bağlıyorum ben; tutan kurguyu bozmamak (sert bir 5 olan dunston'ı şut özellikli bir 5'le yedeklemek), mental sıkıntısı olmayan oyuncu ve bütçe (tibor 900k $ alıyor sanırım, 1'in üstüne çıkmak istememiş olabilirler).

    en başa dönüyorum; sugar shane'in resmileşmesi büyük önem arz ediyordu (çeska sulanmış fakat larkin'in kapalı kontratı ve oyuncunun efes'i avrupa'da ilk seçenek olarak değerlendirmesi sebebiyle vazgeçmiş). basketbolda, özellikle avrupa basketbolunda guard'ları tek başına değerlendirmemek lazım, rotasyonlar ikililer üzerinde yorumlanmalı daima. vasilije micic'le kontrat yenilemişti efes ama bu hamlenin efektif olabilmesi için larkin'in de takımda kalması elzemdi. bir konuda iddialıyım; shane larkin vasilije micic ikilisi avrupa'nın en verimli, en çok yönlü, en birbirini tamamlayan ikilisi. sağda solda okuyorum, "de colo-sloukas, aman be karşim" falan yazılıyor. evet, iyi ikili ancak defoları var; de colo'nun kısmi savunma yumuşaklığı ve de colo'nun topu sağa vurarak, sloukas'ın da topu sola vurarak ivmelenme aşkı. rakip guard'lar için gedik hep bunlar. larkin-vasa'nın son halinde bu yok örneğin (fb beko'nun uzunlar konusunda ağır basan taraf olduğu bir gerçek).

    ergin hocanın oyun planı larkin-vasa ikilisinin deliciliği ve asist özelliği üzerine kurulu. yan parçaların alayının şutör isimler olarak tercih edilmesi (tibor bile yeri geldiğinde 3 sayı bulabilen bir uzun, hatta dunston bile bu sezon 3-4 kez 3 attı) bu kurgudan ötürü. koç ataman, efes için golden state warriors benzetmesi yapmıştı euroleague final four'undaki fb beko maçından sonra, fazla söze gerek yok. ^^

    efes bu sezon da f4'u zorlayacak fakat bir gerçek var, euroleague bu sezon fazla güçlendi. çeska, fb beko ve real madrid'e barca ve milano da eklendi. maccabi de kötü geçen sezonların akabinde güzel isimlere yöneliyor. hakeza saras'ın zalgiris'i. bu sene f4 aslanın ağzında.
  • 20
    (bkz: ne dediler/#2888594)

    fırsattan, koşullardan istifade etmeyen, sportif açıdan doğru olan neyse onu dillendiren bir koçu olan lokomotif.

    https://twitter.com/.../1242526969444675584

    anadolu efes grubu olarak da şöyle bir girişimde bulunulmuş. 1 milyon liralık miktar anadolu efes grubu için büyük bir para olmayabilir ancak bu durum biraz cedi osman'ın elazığ depremi için ön ayak olduğu kampanyaya benziyor. anadolu efes grubu'nun ve/veya diğer büyük şirketlerin benzer hamleler yapması birçok açıdan katkı sağlar. neticede desteğe asıl ihtiyacı olan insanlar emekçiler.
  • 21
    https://www.anadoluefessk.org/...-kulubu-aciklamasi-1

    türkiye basketbol federasyonunun beyaz sezon* kararı sonrası gayet naif bir şekilde "emek", "lider" ve "yatırım" mesajını vermiş olan kulüp.

    pandemi sürecinde her fırsatta dile getirdikleri bir şey vardı, "biz hakkımız olanı sahada kazanmalıyız, beyaz sezon ihtimaline karşıyız fakat ligin devam edemeyeceği kesinleşirse şampiyon olarak tescil edilmek isteriz" şeklinde. bu durumda istekleri en çok dikkate alınması gereken organizasyonlar anadolu efes'le pınar karşıyaka'ydı, muhtemelen (?) kale bile alınmadılar. en kötü senaryoda dahi anadolu efes'le pınar karşıyaka tek maçlık bir finalde kapıştırılır ve bir şekilde sarf edilen* emekler ödüllendirilirdi. tbf kolaya kaçtı, tabii lider fenerbahçe beko olmayınca kararı almak da o biçim kolay oldu, bence.

    euroleague sezonunun çok kritik bir dönemecine girilmeden önce vasilije micic'i kaybetmek pahasına sırp guard'ı 5 ocak 2020 karşıyaka anadolu efes basketbol maçında sahaya sürdüler. işin ucunda liderlik vardı ve bu ilerisi için playoff'ta saha avantajı anlamına geliyordu. takım maçı shane larkin'le kazandı ama vasa'yı sakatlığa kurban verdi (bileğindeki sıkıntı nüksetti), oyuncudan euroleague'in en kritik süreçlerinden birinde faydalanılamadı. tbf bu gibi fedakarlıkları ödüllendirmeliydi, tarihi silmemeliydi. bence müthiş kere müthiş bir heves kırıcı hamle oldu, yazık.
  • 22
    yalnız bizimle değil kimseyle birleşmek istemeyen takım. sahibi tuncay özilhan fanatik beşiktaşlı. birleşseydiler çoktan onlarla birleşirlerdi. adamlar biz bir ekolüz, gidip kimsenin yanında durmak istemiyoruz diyorlar. ben de bizimle birleşmelerini isterim ama sanki yola tek başlarına devam etseler daha iyi gibime geliyor. üç sene önce fiko gelin birleşelim demiş. tuncay özilhan istemem gardaş demiş.

    https://www.google.com/...denini-acikladi/amp/
  • 24
    geçtiğimiz sezonların aksine yeni transfer dönemine sessiz mi sessiz giren organizasyon. planlamayı sezon biter bitmez yapmak, transferde geç kalmamak efes organizasyonunun alametifarikalarındandır. bu sefer ise durum daha başka. bütçe anlamında devasa bir belirsizlik hali olmadığını biliyorum, birtakım tasarruflara gidilecek elbette ama bu öyle %50'ler olmayacak. e o zaman ne bekleniyor? cevap için:

    (bkz: shane larkin vasilije micic ikilisi)

    her iki oyuncunun da kontratı devam ediyor ancak nba çıkış maddeleri mevcut ikisinin sözleşmesinde de. oyuncuların çıkış haklarını kullanıp kullanmayacaklarını temmuz'un 31'ine kadar bildirmeleri gerekiyor yönetime. bildirirler mi? 2 gün önce bu soruyu kendime sorsaydım "%75+ bildirirler" derdim; ancak dün itibarıyla nba'in şimdisi ve geleceği netleşince düşüncem değişti. nba sezonu 31 temmuz'da kaldığı noktadan devam edecek, yeni sezon* ise 1 aralık'ta başlayacak. shane'le vasa'nın nba tercihini kullanması demek bu oyuncuların tamı tamına 9,5 ay boyunca maç yapmamış olmayı göze almaları demek. bu kadar uzun bir süre üst seviye rekabetten uzak kalmak shane için de vasa için de ciddi risk. olay sadece bu ikilinin tercihleriyle de alakalı değil tabii, bakalım nba takımları bu oyuncuların uzun süre basketboldan uzak kalmış olmalarını tolere eder bir fikir birliği içerisinde olacaklar mı? ilaveten 2021'e ertelenen tokyo 2020 de var; shane vatandaşı olduğu türkiye'yle, vasa ülkesi sırbistan'la tokyo 2020'de olmak isteyecektir ki bunun için de olabildiğince hazır olmalılar. bu faktör biraz daha yan faktör gibi kalıyor elbette. kısacası efes, larkin'le micic'i bekliyor.

    6 oyuncunun sözleşmesi bitti; alec peters, buğrahan tuncer, james anderson, rodrigue beaubois, sertaç şanlı ve tibor pleiss. 2 oyuncu için ise 1 yıllık opsiyon mevcut ve bu opsiyonlar kulübün inisiyatifinde; chris singleton ve tolga geçim. efes'in buğrahan'la, sertaç'la ve tibor'la yeni sözleşme yapacağını düşünüyorum. chris'in +1'lik opsiyonunu da çok yüksek ihtimalle kullanacaklar. alec (banko), james ve tolga gidici, bobua muamma. ek bir bilgi: krunoslav simon birkaç gün önce superbasket'e verdiği röportajda, "kulübün sözleşmemi 1 yıl daha yenileme hakkı var ancak bunu 30 haziran'a kadar yapmalılar. dolayısıyla şu anda kimse ne olacağını kesin olarak söyleyemez." şeklinde bir söylemde bulunmuştu. ben kruno'nun sözleşmesinin opsiyonsuz olarak 2021 sonunda biteceğini biliyor(d)um.

    https://www.anadoluefessk.org/...mon-ile-iki-yil-daha

    kim gelecek?

    genel menajer alper yılmaz yabancı sayısını 10'dan 8'e hatta 7'ye düşürmek istediklerini söylemişti 10 gün kadar önce. shane'in kalması halinde yerli statüsünde oynayacağını hesaba katarsak efes'in 2 yabancı hamle hakkı var. bunlardan biri muhtemelen* ryan broekhoff'a gidecek, diğeri ise sürpriz. :( yerli olarak da bir şehmus hazer beklentim var efes'ten ama bakalım.

    shane'le vasa'nın takımda kaldığı senaryoda gerçekleşecek olanlar üç aşağı beş yukarı bundan ibaret. efes'in yolu berrak bir anlamda. amma velakin bu ikili ayrılırsa ya da en azından biri nba hakkını kullanırsa her şey bambaşka olur.
  • 25
    basiretsiz ve bir o kadar korkak, tırsak türkiye basketbol federasyonunun; para harcayacak diye ödü kopan euroleague yönetiminin kurbanı olan türk basketbol devi.

    hidayet türkoğlu "biz avrupa'nın en iyi iki liginden biriyiz" komedisini dillendiredursun, adamlar*** her türlü önlemi alarak liglerini yeniden modelleyip rekabeti çatır çatır devam ettirdiler, ettiriyorlar. euroleague yönetiminde ise bok gibi para var ama sorumluluk alacak yürek yok. basketbolu biraz düşünseler şu işi bir şekilde yeniden organize edip sezonu sonuca bağlayabilirlerdi. her takım uygun değil mi? o zaman o takımlara feragatname tarzı bir şey imzalatılırdı ve yola, devam etmek isteyen takımlarla (efes dahil 7 takım istiyordu) devam edilirdi.

    ergin ataman o kadar haklı ki:

    --- alıntı ---

    ispanya basketbol ligi (acb) muhteşem bir final maçı ile sonlandı ve barcelona'yı 69-67 yenen baskonia şampiyon oldu. benim gibi bu maçı izlerken vicdanı sızlayanlar oldu mu acaba? tebrikler baskonia, tebrikler barcelona. tabii ki en büyük tebrik ise geri adım atmadan ülkede basketbol heyecanını son saniyeye kadar yaşatan acb organizasyonuna.

    --- alıntı ---

    https://www.eurohoops.net/...sizlayanlar-oldu-mu/
App Store'dan indirin Google Play'den alın