• 351
    1964 yılı.. sezon sonunda galatasaray türkiye birinci profesyonel ligi 3.’sü olur. ali sami yen stadı henüz inşaat halindedir. başında baba gündüz olan takım açılıştan kısa bir süre önce stadı ziyaret eder. kapalı tribün henüz bitmemiş.

    http://4.bp.blogspot.com/...yinaathalindecv3.png

    tam 46 yıl sonrası.. 2010-11 sezonu galatasaray futbol takımı yeni mabedini ziyaret ediyor.

    http://i.sabah.com.tr/...adim_atildi/20_d.jpg

    edit: linkler düzeltildi.
  • 354
    --- alıntı ---

    "eskişehir maçında gelin gibi süslenmiş halini kim unutabilir ki...

    sabahlarken sırtımızı dayadığımız soğuk tuğlalarının sıcaklığını kim bilebilir ki...

    evim gibiydin, evimiz gibi...

    hani rahat hisseder ya insan kendini evinde, tamda öyle bir şeydi işte sana gelmek... ait olduğumuz yerde olmak...

    şimdi gideceksiniz diyorlar... nasıl giderim ki ben seni oylece tek başına bırakıp...

    sen nasıl bizsiz, sessiz, sarısız, kırmızısız kalırsın ki ?

    köhneymiş, yıkılacakmış, bakımsızmış dediler senin için, oysa ki en modern, en rahat sendin bizim için...

    endüstriyel futbola inat biz hala, maç köftesi, zor girilen tribünler, omuz omuza, kol kola girilen sıralar, fırlatılarak dağıtılan konfetiler, el emeğiyle acılan pankartlar ve hatta kafaya fırlatılan tokmaklar istiyoruz.

    tribünlerde ısıtma değil, nefesle, tezahuratla ısınmak istiyoruz.

    aralarında rahatca dolaşacağımız koltuklar değil, yürüyemeyecek kadar sıkışık olduğumuz tribunler istiyoruz.

    baca tarafının maç öncesi tezahuratlarını duymak, eski açığın rutinden sıkılıp bir anda dinamizm getirmesini, kapalının rakibin üstüne doğru yıkılmasını, numaralının sadece "kırmızı" diyebilmesini istiyoruz.

    ama gel gör ki öyle olmuyor işte... zorla ayrılıyoruz senden, ayırıyorlar...

    arenaymış, paraymış, locaymış, devre arası karides kokteyliymiş...palavra....

    sendeki bizi saran ruh olmadıktan sonra, neyleyim ben aslantepeyi....

    ah be ali sami yen,

    seni yıkacak dozerin ben..

    --- alıntı ---

    *
  • 356
    bir kere bile gidemedim. allah kahretsin benim gibi taraftarı. hep direkten döndü gitme planlarım. hep çok önemli bir şeyler çıktı. ondandır, her ay en az bir kere rüyama girer. yine girdi dün gece.

    sözlükte son kez ali sami yen'i görmeye gidebilecek olanların yazıları, veda yazıları çok duygulandırdı. ondan olsa gerek dün akşam rüyamda sami yen'deydim. i.ne telefon alarmı uyandırmasa, nevizadeyi bile ben başlatacaktım.

    .mna koyayım ulan keşke gelebilsem şu şekerspor maçına! allah kahretsin.
  • 357
    hani bazı yerler için derler ya ikinci evim diye. askerliği ve üniversiteyi çık, abartısız evimden sonra en fazla vakit geçirdiğim yerdir.

    ilk hatırladığım - dikkat!!! gittiğim değil hatırladığım- 7 haziran 1987 galatasaray eskisehir maci ile başlayan uzun yıllar aralıksız devam eden, şu sıralar ise pire için yorgan yakma eylemim nedeni ile gitmediğim stadımızın son günleri gittikçe yaklaşmakta. millet tt arena sevdasında, yeni heveslerde ama -bir çoğumuz gibi- benim nedense veda zamanı yaklaştıkça içimde bir şeyler sancı yapıyor bünyeye. bir önceki kapanışında bir beste vardı ya elveda sami yen, bir gün geri geleceğiz yeniden.. diye biten. maalesef bu ayrılığın geriye dönüşü de yok.

    insanın içi acıyor be sözlük. kaç gece sabahlamışsın, o mekana girmek için joplar yemiş, izdihamlardan çıkmışsın. evde hatun "şu kanepenin yerini değiştirelim" derken kılını kıpırdatmaz iken orayı süslerken yorgunluktan koltuklarda uyumuşsun.

    belki de alışkanlıklarımdan kolay vazgeçemediğim için bana böyle geliyor ama orası benim evim be sözlük. her karışını gözüm kapalı gezebileceğim, burası benim ulan! diyebileceğim başka bir yer olabilir mi? yok yok olamaz. şimdi veda gecesi düzenlenecekmiş ali sami yen'e, nasıl gidilir nasıl o ortamda durulur tahayyül edemiyorum halen.

    galatasaraylı olmanın en keyifli yanlarından biriydi ali sami yen'in havasını koklamak. oradaki enerjiyi hissetmek, zaferlere şahitlik etmek ve hatta yenilgilerden sonra mecidiyeköy şişli arasını beş dakikada yürümek.

    şimdi teknoloji harikası aslantepeye gidiyoruz. her şey çok güzel olacakmış orada. stadın herşeyi varmış. ısıtmalı tribünler ve saha, localar, restaurantlar, cafeler v.s. ali sami yen'de olan herşeyin çok daha fazlası orada olacakmış. benimse hiç biri umurumda değil. çünkü hiç bir stat bana orada doğmuşum hissi veremeyecek artık. hiç bir stadı burası benim evim diyerek sahiplenemeyeceğim. ve biliyorum ki ali sami yen'de -son yıllar hariç- yaşanan o coşkuyu, oluşan o sinerjiyi hiç bir teknoloji üretemeyecek.

    hoşcakal ali sami yen...

    galatasaray'a dair anılarımın çoğunluğuna yaptığın ev sahipliği için, bana seninle ilgili muhteşem anılar bıraktığın için ve bunca zaman bizi sahiplendiğin için binlerce teşekkürler sana.

    sen sadece bir stat değil bizim için hayatın gerçeğisin.

    ve gerçekleri en güzel şekilde sadece tarih yazar...
  • 361
    öyle güzel öyle unutulmazsın ki.. 5 yaşında beni lunaparka götürmeyip sana getirdi diye ağladığım abime minnettarım.
    merdivenlerinden çıkıp çimleri gördüğüm günden beri hayatımdasın.
    şimdi hepimiz heyecanlıyız yeni stad geliyor diye. vefasızlık diye düşünme ne olur.
    çünkü biliyorum sen de galatasaraylısın, sen galatasaray'sın.
    elveda.

    seni yıkacak dozerin...
  • 363
    mecidiyeköy istanbul'un en boktan yeridir. kalabalık, çamurlu,gürültülü, havası bile pistir oranın.

    işte tam istanbul'un en boktan yerinde benim kabem durmaktadır. her tribününde maç izlediğim. numaralı hariç heryerinde ağladığım. i love you hagi çektiğim, lincolne taptığım, kral hakan şükür dediğim, frank rijkaard oleylerle inlettiğim yer.

    seni sevmeyen ölsün'ü söylerken kız arkadaşımın burnuna dirsek bile atmıştım farketmeden.

    yeni açık önündeki tünellerden takım çıkarken kapalı girer,

    "şampiyon cimbombomum ne istersen iste benden"

    işte o an kapalıda olmak güzeldir. ama daha güzeli eski açıktan yumrukların inip kalkışını izlemek. sahaya çökmek deyimini tam anlamıyla görmek.

    sonra ne biliyim.

    koreografi yaparken kartonları tutmak. o kartonların altında sigara içmek, ulan kimbilir ne yapıyoruz lan demek. akşam eve gidince heyecanla koreografiye bakmak.

    sözlük pankartlarına uzaktan bakıp gururlanmak.

    pankartın hemen arkasına bakıp wasabiyi görmek.

    kızıyorsunuz biliyorum ama ben ali sami yeni yıkacak dozerin anasını değil sikmek bütün sülalesini elden geçiririm ulan!!!!!
  • 365
    dünyanın en iyi atmosfere sahip statları' listesinde ali sami yen 13., şükrü saracoğlu ise 28. sırada yer aldı. maçlarda yapılan şovlarla dikkat çeken bjk inönü stadı ise ilk 50 stat arasında kendine yer bulamadı.
    ingiliz basını, türkiye'de çok tartışılacak bir liste daha yayınladı... 'bir stattan daha çok mabedi andıran' başlığıyla yayınlanan ve yaptıkları listeyle 'dünyanın en iyi atmosfere sahip 50 stadı'nı belirleyen ingilizler'in, geçmişte ali sami yen stadı'nda gördükleri ortamın etkisinden kurtulamadığı açıkça ortaya çıktı. milliyet.

    tapınak; en ürkütücü stadyumlarda yerini almış. yani stadyum olarak çok kötü olmasına karşın babaocağı dillere destan olmaya devam edecek. kolay değildi, yıllara yayılan büyük mücadelelerden, devrilip giden nice takımlardan, tribünlere akıtılmış göz yaşlarından, kanlardan serpilip gelişerek büyütmüşüz tapınağı. avrupa da ismini söyleyemeyen yok. maç be maç ibadete gider gibi gittik. ne var ki 11.12.2010 tarihinde, çimlerinde son lig maçına çıkıyoruz. biz de gelişen teknolojiye, endüstriye feda ediyoruz tapınağımızı. bizim ömrümüz, sami yen'in adını dünya'ya duyurmaya yetti, görev sizin çocuklar, artık aslantepe'nin adını sanını en azından sami yen'in yarısı kadar duyurmamıza ömrünüz yeter mi bilinmez.

    ne kadar duygu katılacak yeni stadyuma, mabetten stadyumda oynamak nasıl bir şey. tapınak ta bağırmakla, ağlamakla stadyumda bağırmak, ağlamak aynı mı? kimler gelecek aramıza, biz 20.000 kişiydik bu takımın dünya üzerindeki öncü birliğiydik. kontenjan arttı iki misli taraftara daha ihtiyaç var. gelenlerin asimile olması ne kadar zaman alacak. kaç ömür geçecek, kaç nesil bitecek aslantepe efsanesinin dünya'ya yayılması için. sadece galibiyet yetermi? o tribünlere duyguları, desibel desibel gırtlakları kimler yırtacak. haykıranlar seslerini duyurabilecekler mi?

    ali sami yen'den uzaklaşma menzili yaklaştıkça, takımla aram açıldı çocuklar. nerde o eski şevk o heyecan, sıradan maçlara bakar gibi bakıyorum artık maçlarımıza. hiç şüphem yok ki yeni stadyumda eski ben olamayacağım. bunu olimpiyat stadında 1 sene boyunca yaşadım. o stadyumda dolu dolu hiç bağıramadım. ne kadar görkemli olursa olsun yeni stadyuma benim alışmam çok zor. yıllarını geçirdiği gecekondusunu müteahhite vermiş de modern bir binaya taşınmış bir baba gibi olurum herhalde.

    ben kapalının koltuklarının yaslandığımız incecik plastiklerinde omuz omuza çekmeyi çok ararım. elveda sami yen diyen en son galatasaray'lı ben olmak istiyorum.
  • 369
    http://www.groundhopping.de/galagr3.jpg

    beş yıl önce tanışmıştım mabedimizle, heyecanlıydım, ali sami yen'e gelmeden önce çok kez stadyuma girmiştim, maç izlemiştim. galatasaray'ım izmir'e geldiğinde kaçırmazdım hiç bir maçını. hangi maç olduğunu hatırlamıyorum tam olarak... zira o günden sonra hep geldim, senede 3-5 maça geliyordum bir kaç arkadaşımla birlikte. bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum tam olarak... bir kez gelmek yetmemişti bana... bir kez görmek.

    o hissi anlatmaya gücüm yok. belki bugünün etkisiyle fazlaca bir duygusallık yaşıyor olabilirim ama hayatında bir kez dahi mabedi gören insan bu hissi fazlasıyla yaşayacaktır buna eminim. ilk geldiğimde eski açıktaydım. heyecan üst seviyede, coşkuyla bütün tezahüratlara katılıyordum, sesimin kısılmasını istiyordum, boğazımın acımasını...

    acıyordu nihayet boğazım... derken, bir uğultu patladı mabette... başımı sağ tarafa doğru çevirdiğimde o muhteşem kapalı ile tanışmıştım... herkes ayaktaydı ve herkes bir şekilde hareket halindeydi, muhteşem bir sesti, gözlerim dolmuştu.

    şimdi ise veda vakti. türkiye futbol tarihinin en büyük başarılarını yaşamış stadımıza veda ediyoruz. değil 50 bin küsürlük yeni stad, uzay çağında bir stad yapsalar dahi ali sami yen'in yerini hiç bir zaman tutamayacaktır. ali sami yen mirastır, emektir, başarıdır, güvendir...

    ali sami yen stadı galatasaray'dır.
  • 371
    işte sözlüğe fırsat. evet hanımlar, beyler anıları görelim. *

    --- alıntı ---

    türk telekom'un düzenlediği organizasyonla, ali sami yen stadı'yla ilgili en beğenilen anısını paylaşan 36 taraftar, yıkılacak tarihi statta futbol oynama şansını bulacak.türk telekom, galatasaray kulübü'yle, sporseverlere vedaya hazırlanan ali sami yen stadı'nda futbol oynama şansı sunuyor.
    futbolculardan oluşan jüri, ''www.futbolsenbizimherseyimizsin.com'' adresindeki internet sitesinde, 31 aralık 2010 tarihine kadar anısını hikaye veya fotoğrafıyla paylaşan taraftarlar arasından 36 kişiyi seçecek. sonuçlar 3 ocak 2011 tarihinde açıklanacak. bu kişilerden oluşturulacak takımlar, 13 ocak 2011 çarşamba günü özel hazırlanan formalarla, profesyonel hakemlerin yöneteceği bir maç yapacak.

    --- alıntı ---
  • 374
    şanlı zaferleri, en büyük mutlulukları yaşadık beraber,en büyük gururları, yaşanmamış hisleri paylaştık.şimdi son kez beraber olacağız ve sen yıkılıp gideceksin. ama biz sana yakışan vedayı yapamadık ya, bu hallere düştük ya... hoşçakal iki gözüm, hoşçakal ali sami yen'im.... gözüm yaşarıyor,yüreğim yanıyor, olmasaydı sonumuz böyle. olmasaydı sonumuz böyle...

    sakin göllerin kuğusuyduk
    salınarak suyun yanağında
    yarılan ekmeğin buğusuyduk.
    gözüm yaşarıyor,
    yüreğim yanıyor
    olmasaydı sonumuz böyle.

    “biri saksımızı çiğneyip gitti
    biri duvarları yıktı
    camları kırdı
    fırtına gelip aramıza serildi
    biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri
    her şeyi kötüledi
    bizi yaraladı
    biri şarabımızı döktü
    soğanımızı çaldı
    biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu
    ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor
    olmasaydı... olmasaydı sonumuz böyle”

    gözüm yaşarıyor
    yüreğim kanıyor
    olmasaydı sonumuz böyle

    dağlarda çoban ateşiydik
    dolanarak mavzer yatağında
    ceylanın pınara inişiydik
    göğsüm daralıyor,
    yüreğim kanıyor,
    olmasaydı sonumuz böyle.

    “birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş
    aynı çıtırtıyla uyanan birer serçe
    hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu
    birer tomurcuktuk hayatın kollarında
    birer çiğ damlasıydık
    bahar sabahında gül yaprağında
    dedim ya;
    hiç yoktan susturuldu şarkımız
    yüreğim kanıyor yüreğim kanıyor
    bitmeseydi... bitmeseydi bizim öykümüz böyle”

    göğsüm daralıyor
    yüreğim kanıyor
    olmasaydı sonumuz böyle.

    söz: yusuf hayloğlu...
  • 375
    birilerinin kişisel çıkarları ve galatasaraylılıkyoksunluğu uğruna yıkılmasına çanak olduğu stadımızdır. şimdi yine birilerinin karşılığında türk telekom arena adı altında verilen sus payını sahiplenme yarışına şahit oluyoruz ki aynı kişiler takım renklerinden ödün vermeyi bile büyük bir başarı olarak görmektedir.

    nice güzel anıların ve üzüntülerin olduğu sevgiliden ayrılırken akan göz yaşları, bu kirli oyunları planlayanlarla alet olanları hep lanetle anacaktır.

    şimdi o gözyaşları galatasarayali sami yen'den çıkarıp ismini bile veremediği üvey stada geçirenlerin iki yakaları bir araya gelmesin diyor.

    http://facebookvideoindir.gen.tr/...ne-veda-bestesi.html
    http://facebookvideoindir.gen.tr/...yen-olsun-dedik.html

    (bkz: seni dozere yıktırtanın...)
App Store'dan indirin Google Play'den alın