• 1
    peşin peşin "bir böyle bölünmediğimiz kalmıştı:(" diyecek olanlara söyleyeyim;
    2 yılı aşkın bir süredir takımın altında tnt'ler patlatan, formaya ve arkadaşlarına en ufak bir saygı kırıntısı göstermeyen, buna rağmen formsuz olduğunu falan kesinlikle kabullenmeyen ve üstüne kaymaklı ballı sözleşmelere imza atmaktan da imtina etmeyen galatasaray sözleşmeli personelini (futbolcusu, oyuncusu falan diyemeyeceğim) gayet medenice bir tepki olan ıslıkla protesto edenleri "taraftar değil", "aptallar" vb. gibi hakaretengiz ifadelerle tanımlayanlar bu "bölünme"nin sebebi olup, tepki adresiniz kendileridir.
    tıpkı neden-sonuç ilişkisini yanlış kurarak, takımını baltalayan futbolcusunu, takımını baltaladığı ve bununla ilgili en ufak bir pişmanlık dahi göstermediği için taraftarın protesto etmesi olayını, taraftar protesto ettiği için takımını baltalıyor şeklinde yorumlamak ve lanse etmeye çalışmak gibi, burada da bu bölünmeyi yaratan, dibine kadar haklı olarak ve son derece medenice yalnızca ıslıkla tepkisini gösteren insanlara hakaretengiz ifadeler kullananlar yüzünden bölünme olmuştur, bu bölünme olduğu için hakaretengiz ifadeler kullanmamışlardır.
    genelleme yapmaktan da nefret ediyorum ama kesin olan bir şey var ki, takımını baltalayan futbolcusuna, ona katlanan hocasına, onu ısrarla kesmeyen hocalarına, ona zam yapan yönetimine, takıma ve kulübe zarar veren isimlere, geçmişte x yaptı, x - x+1 sezonunda çok büyük işler başardı, aldığımız a şampiyonluğun a/3'ü onun falan gibi gerekçelerle inatla sahip çıkanlar, malesef ve malesef bu renklere en büyük zararları verenlerdir.

    bu tamlamada `"takımını baltalayan futbolcu"` kavramını sanırım açıkladım ama spesifik olarak tekrar üzerinde durayım; 2-3 hafta veya hadi ben çok daha sabırlıyımdır, bir yarım sezon formsuz oynayan oyuncular ve hatta uzun süre formsuz olmalarına rağmen bunu kabul eden, bunun üzerinde çalıştığını gösteren, gerçekten mücadele eden oyuncular, bu kavramın dışındadır.

    valla bezginlik geldi.
    siz şimdi takımınıza destek olduğunuzu falan zannediyorsunuz ya, tam tersine zarar veriyorsunuz.
    hele hele o kullandığınız hakaret içerikli ifadeler var ya, insan okuyacağı varsa da okumuyor.
    ve bu ifadeleri kullanmak zorunda kalıyorsanız, demek ki düşünceleriniz normal yollarla savunulamayacak kadar saçma ve altı boş.

    motto basit;
    galatasaray'a zarar veren kötüdür; galatasaray'a bilerek zarar verense düşmandır.

    galatasaray'a bu zararı bilerek vermediğinizi düşünüyorum ama bir gün aynada bir galatasaray düşmanı görmek istemiyorsanız, yol yakınken takımını baltalayan futbolcunuzu inatla savunmaktan vazgeçin kardeşlerim.
  • 2
    bunun bir de "bilet parası verdi diye kendini takımın sahibi sanan tipler" diye kraldan çok kralcı olan kesimi var. kafasına göre 150 tl bilet yapsa dahi alıyorsun, her yıl tasarımını çok da beğenmediğin ama kendini sevmeye zorladığın formalara 140 tl bayılıyorsun, maça gidişin gelişin esnasında ne eziyetler çekiyorsun, tv başında izleyeceksen digiturk'e ayrı, dsmart'a ayrı kazıklanıyorsun, işinden okulundan ailenden taviz veriyorsun çokça, takımının olumsuz bir durumu seni günlerce, bazen haftalarca mutsuz gezdiriyor dışarda, ama halen daha senden olan, bu hayatı yaşayan adamlar bütün bunların seni kulübün sahibi yapmadığını söylüyor. futbolcuya saldırmayla bir tutuyorlar hatta bazen, rüştü'ye saldıran fenerlilerden ne farkınız kaldı diyorlar, el insaf.
  • 4
    kendi başlığına yazan antika yazar izlenimi vereceğim ama yıllar geçse de bazı şeyler değişmiyor.
    en azından şimdi dönüp bakınca bu arkadaşlarımızı da anlıyorum. ama anlaşmamız da olası gözükmüyor. ama olsun, onlar kozmozun sisteminde kendilerine düşeni yapıyorlar; biz de kendimize düşeni. bu çarpışmalarımız normal ve hatta faydalı. tribünler de sonuçta yaşayan organizmalar gibidir ve evrime ihtiyaçları vardır. evrim için de mücadele gerekir. sonuçta kazanan camia olacaktır.
    son söz: son tahlilde bizim haklı ve kazanan olarak çıkacağımıza inanıyorum :)
  • 5
    şunu anlamak çok güç; yılda yaklaşık 50 60 milyon euro yatırım yapılan ve bunu babasının hayrına değil, sevdiği takımın adını, armasını en güzel yerlere götürmesi için terinin son damlasına kadar mücadele etsin diye taraftarının 3 kuruşluk maaşından harcayıp bilet, ürün vs. alıp, sıcak soğuk demeden arma uğruna stadyum her hafta boğazı patlayıncaya kadar desteklenen bir takım,

    buna rağmen umursamazca, 5 milyon tl seviyelerinde maaş almıyormuş da hayrına oynuyormuş gibi, son 2 sezondur sahada gezinmekten başka hiç bir şey yapmayan, takım oyununu bozan, takım içinde çeteleşme yapan, takım ruhunu bırak kendisi dışında gol olduğunda sevinmeyip yaşça küçük gördüğünü "bana niye pas atmadın" diye azarlayan, kendini takımdan armadan yüksek gören, buna rağmen yüzsüzlükten, aymazlıktan geri kalmayıp taraftara sanki kendisi olmasa o 4. yıldızı takamayacakmışız gibi penaltıdan attığı bir golden sonra yıldızı gösterip "bunu ben aldım" demeye çalışan-ki o sezonlarda takımda olup, sahada olan bunu söyleyecek son kişi-, o sahada olmasının yegane sebebine kendince "posta" koyan, artık kanserli bir hücreden daha fazla zarar veren oyuncuyu, bütün bunları görüp buna tepki amacıyla ıslıklamam nasıl oluyor yanlış oluyor? nasıl takımın morali bozuluyor? ligde liderin arkasından bakmayı bırak şampiyonlar ligi'ne katılman bile mucizelere kalmışken, bu kötü gidişin hesabının sorulmaması, yatırımın karşılığını vermeyen daha da pişkin pişkin eli belinde gezen oyunculardan ne yaptın sen bile diyemeyecek olma saçmalığın daniskası değil mi?

    bitti 90'lardaki gönülden oynayan oyuncular, takımlar. bugün ölümüne savunduğunuz adamlar bundan 2 3 sezon önce sözleşmeyi kapmak için menajerleri üstünden "bak yabancı sınırı var istediğimiz parayı vermezseniz ezeli rakibinizle anlaşırız" restini çekmedi mi? spor gazetelerinde boy boy selçuk fenere burak fenere haberleri yaptırmadılar mı? 1 sezon para almasın uefa'ya fifa'ya cas'a gitmeyecek mi? gitsin hakkı elbet, ama işini yapmadığında benden müsamaha bekleyemezler artık. 2 3 yıldır güç bela kişisel performanslarla ittire kaktıra takım oyunsuz yalpalaya yalpalaya giden futbol takımı çöktü. ama beylerimizin umrunda değil. paramı alırım, canım sıkılır çıkmak istersem foul yapar çıkarım kafasındaki adama mı morali bozulmasın diyeceğim. bozulsun. morali bozulsun, gerekirse saha içinde ağlasın. 5 milyon tl alan adamın moralinin bozuk olması gibi bir mazareti olamaz! sahada oynanan daha doğrusu oynamayan kötü oyunu geçtim, 3 yıldır süren performans düşüklüğünü geçtim, bu küçük dağları ben yarattım, umrumda değil takımın kazanıp kazanmaması tavırları yetti artık.

    sanki liderle aramızda 2 puan fark var da sondan 3. haftadayız gibi, "ıslıklamayın moralleri bozuluyor" gibi bir argüman üretmek nedir ya? atı alan üsküdarı geçti. şimdi ara transfer döneminde hesap soramayacağım da sene içinde mart nisan mayıs gibi mi hesap soracağım? "ama napalım transfer sezonu değil, elimizde bu var sene sonuna kadar desteklemek zorundasın" gibi bir argüman sunmayacak mısınız sanki?

    "ıslıklamak bir işe yaramaz" diyenler ıslıklandığında girdiği triplerden kimin ne kadar takım oyuncusu olduğunu, ne kadar karaktere sahip olduğunu herkesin görmesini sağlamak öyle bir işe yarıyor ki! kendini bu takımdan bu armadan üstte görenler ay gibi parlıyor ki.

    ha diyorsan "ben ultraslanım mamalanmama bakarım soran olursa biz destekledik deriz" ya da "ben fatih terim'i tutuyorum onun yönlendirdiği yerli oyuncuların takımda olması, yerli çetesinin üstünlüğü benim için önemli" ya da "ben menajerlerin ve çetelerin hükmünün sürdüğü bu takım yapılanmasını ve gençlere yapılan baskının devamını istiyorum, reisler yönetsin istiyorum, burak yılmaz'ın morali galatasaray'ın geleceğinden daha önemli benim için", benim sana diyecek hiç bir sözüm yok. sen devam "buurak buurak" diye bağırmaya. sene sonunda çetenin her hocaya yaptığı gibi mustafa denizli'nin suçuydu der fatih terim ya da hamza hamzaoğlu gelsin diye yazarsın buralarda.

    taraftarlığı takımına değil futbolcuya olan taraftar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın