yine badem gözlü olmuş.
adnan polat'ın, dursun özbek'in, duygun yarsuvat'ın kötü olması demek bu adamın iyi olması demek değil, önce bunu anlayalım.
kendisi normalde iyidir, bunu da itiraf edelim.
fakat kendisi maalesef ilk sezonundan sonra aziz yıldırımlaştığı için, başarıyı sahiplenmeye kalktığı için felakete sürüklenmiş, kendisiyle birlikte galatasaray'ı da zor durumlara götürmüştür. yaptıklarını öyle saçma sapan komplo teorileriyle açıklamak yerine önce gerçeklere bi bakalım, gerçekler bize bir şey anlatmıyorsa teoriler üretelim.
ne mi o gerçekler?
-uzun soluklu bir itibarsızlaştırma çabasıyla, ki bunun içersinde eleman demeler, başına bülent tulun'u getirmeler falan yer alıyor, fatih terim'i kulüpten koparmak.
-ali dürüst, abdürrahim albayrak gibi yöneticileri tasfiye edip vasıfsız yöneticilerden oluşan bir ekip kurarak tek adam olmayı seçmek.
-macera arayarak mancini'yi takımın başına getirmek, sonrasında da devre arası oyuncu göndermeden yaptığı transferlerle kulübü borç batağına saplamak.
-mancini'yi gönderip daha kötüsünü, prandelli'yi takımın başına getirmek, üstelik mancini döneminde gerçekleşen transferlerin hiçbirinden para kazanamamak, takımın mali yükünün altında ezilmeye başlamak, en son basketbolcuların da parasının ödenememesiyle topukları bi tarafına vura vura kaçmak.
evet, bu adam muslera'yı, sneijder'i getirdiği dönemde iyi başkandı, ona lafımız yok zaten. fakat adam başarıyı sahiplenmek isteyince aslında başarının kendisinin olmadığı da ortaya çıkmış oldu.
bu arada bir devre arasında takım nasıl dibe batırılır sorusunun cevabı şu entry'de gizli;
(bkz:
#1708912)
hamza hamzaoğlu da dursun özbek de derhal istifa etmeli, o ayrı. ama buradan çıkarılacak sonuç "ünal aysal bizim piremsesimiz"değil.
edit: bu arada yukarda şey yazıyor ya, sadece 1.5 senede. neden 1.5 sene bebişim, hiç düşündün mü? neden sonrasında serbest düşüşe geçtik başımızda hala ünal başgan olmasına rağmen?