resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 4036
    bana göre çok net bir şekilde adnan polatvari bir kurumsallaşma sendromuna yakalanmış başkanımız. adnan polat'tan daha güçlü olduğu ve kaliteli malzeme kullanmayı işlerinde de şiar edindiği için yıkılmıyor muhtemelen.

    sendrom şu ki, ikisinde de kurumsallaşma denilen illet şey şirket yönetmek anlayışı gibi zuhur ediyor. büyük sıkıntı, önünde çok büyük iki engel var ki, bir tanesi dünyanın futbol dinamiklerinde de yerini alır, ikincisi türkiye'nin futbol dinamikleri içinde.

    birinci engel futbolda sürekli var olması gereken amatör ruh. şöyle düşünelim, bir futbol oyununda kariyer modu oynuyorsunuz mesela. çok güzel. gittiniz roma'yı seçtiniz atıyorum. kurumsallaşacaksınız ya, tuttunuz totti çok yaşlı çok yakın zamanda futbolu bırakacak dediniz, bari 1 milyon 1 buçuk milyon getirisi olsun dediniz satışa çıkardınız. transferin son gününde totti'ye lazio'dan teklif geldi diyelim, başka da kimse teklif vermedi. oldu ya totti de kabul etti lazio'nun teklifini, hiç bakmaz çat diye satarsınız, oyunda da gayet başarıya ulaşırsınız, takım etkilenmez falan. neden? çünkü taraftar çok simule var bu oyunlarda. ama gerçek hayatta öyle değil işte. gerçek hayatta taraftar simule değil, gerçek. bu yüzden kulüp içi başarının, kenetlenmenin sağlanması için amatör ruhu korumak zorundasınız. manchester'dan ryan giggs'i satmazsınız, alex ferguson'u kovarak uzaklaştırmazsınız mesela. liverpool'dan gerrard'ı çat diye gönderemezsiniz kendisi istemedikçe. kendisi istese bile sıkıntı çıkar hatta büyük ihtimalle, tutmanın yollarını ararsınız. işte bizim başkan bu amatör ruhu kaçırdı. şirket yönetir gibi yönetmeye kalkıyor ama işte şirkette de bi taraftar olgusu yok. futbolda var, var oğlu var hem de.

    türkiye eksenine ise fazla derin girmeyeceğim, hepimizin bildiği şeyler. adalet sistemi doğru dürüst işlemiyor, şikeden hüküm giymesi gereken bir başkan federasyon başkanlığı koltuğunda oturuyor, siyaset futbolun en derinlerine kadar tesir ediyor, başbakan çok kritik zamanlarda platini'yle görüşüyor, başbakan çıkıp fatih terim galatasaray'ı bırakmalı gibi bir cümle bile kullanabiliyor. bütün bunlarla işin mutfağına girmeden, profesyonel ölçülerde baş edemezsiniz. bazen fatih terim gibi bir fedai gerektirir bu durumlar mesela. geçen sene şampiyonluk yolundaki en kritik noktada hakkının yendiğini düşününce ortaya çıkıp ortalığa korku salacak bir cesur yüreğe ihtiyaç duyarsın ki bir daha hakkın yenmesin.

    öyle işte.
  • 4758
    kimseyi yenilgi sonrası düşünemiyor, aklı başında değil, yok efendim hakaret ederim gibi argümanlarla eleştirmeyin abi. açık söylüyorum.

    fatih terim fanboyu muyum? belki de öyleyimdir. he tamam, ergenim.

    bak şimdi, kimse ünal aysal'a bi bok yapmadın demiyor. bi sürü şey yaptın, bi sürü iyi şey de yaptın. eyvallah. fakat sen en başından, fatih terim'i bu takıma getirirken bülent tulun gibi çapsızlarla çalışmayacağını bilmiyor muydun? egosunun üst seviyede olduğunu bilmiyor muydun? biliyordun, bilmiyorsan da bileceksin abi. şimdi bana fatih terim egosu yüzünden demeyin yani. neden biliyo musunuz? çünkü abi fatih terim'de ego varsa ünal aysal'da fazlası var. sanki amk ünal aysal sürekli alttan aldı da sonunda dayanamadı falan. net söyleyeyim, tamamen başkan olmasının verdiği imkanla fatih terim'i antrenmandayken, yüzüne bakamadan kovdu. yani tamamen mevki abi. düşün, koltukları değiştir. terim başkan, aysal teknik direktör olsaydı o da onu kovacaktı. neden, aysal'da da ego tavan çünkü.

    şimdi ikinci olay. bu iş türkiye'de o seviyede değil abi, anlatabiliyo muyum? avrupa'da başarılı olmanın yolu türkiye'de başarılı olmaktan geçer. bunun başka yolu yok. liverpool premier lig'de 10. olur belki ama sonra gider uefa avrupa ligi'ni alır. ama sen alamazsın. alamazsın abi, net kere net alamazsın yani. çünkü o vizyonun yok henüz. o planlaman yok. diyeceğim şu, diyorsunuz ya iki senedir şampiyonlar ligi gruplar bilmemne. şimdi bi düşünün, ünal aysal'ın geldiği ilk sezondan beri mancini olaydı takımın başında.

    söyleyeyim mi ne olurdu? belki o grupları bile göremezdin. hadi gördün, uefa avrupa ligi hayal olurdu. hem de öyle sneijder'siz drogba'sız falan. ohooo.

    türkiye'deki bi takımın avrupa'da -haliyle türkiye'de de- başarılı olması için tek bir yol var abicim. ne biliyo musun? türk oyuncular. neden? çünkü kaliteli olanları çok az ve takımdan kesme olasılığın yok. süreklilik kazanmış yabancı 11 adam elde edemezsin yani türkiye'de. yani ne yapacaksın? süreklilik kazanmış en az 5 6 tane kaliteli türk adamı olabilecek en iyi seviyede tutacaksın, onların organizasyonunu iyi yapacaksın. sonra da yabancıları o organizasyonun içine katacaksın.

    bu 15 sene önce en az 7 8 türk oyuncu gerektiriyordu, şimdi biraz yabancı sınırlaması esneyince bu sayı 5 6 ya düştü.

    türk oyuncu organizasyonunu iyi yapabilecek yabancı teknik adam bulabilirsin. adam evrenseldir mesela, herkesle iyi anlaşabiliyordur, liderdir, takım içi dengeleri korumayı biliyordur, olur.

    kim mi bu adam? örnek mi istiyorsun? rijkaard değil mesela. mancini değil. erik gerets olabilir. hagi de değil mesela. ama lucescu olur.

    şimdi gelelim ana mevzuya, bu işi türkiye'de en iyi yapan adam kim biliyor musun? kime sorsan, eğer özel bi düşmanlığı yoksa tek bir cevap vermeli bana göre: fatih terim.

    şimdi ben net olarak şunu söylüyorum: sneijder'i almasan da olur. drogba'ya gerek yok. ortalama birkaç tane yabancı al, sneijder kadar kaliteli olması şart değil. ujfalusi'yi al, elmander gibi adamları al örneğin. melo'yu al.

    ama sonra en kaliteli, parlayan türk oyuncuları al. mesela selçuk inan'ı al, burak yılmaz'ı al, efendime söyleyeyim arda'yı takımda tut, ya da semih gibi bir türk defans daha al.

    sonra koy takımın başına fatih terim'i, bitti abi senin görevin. git kulübün ekonomisiyle, kurumsallığıyla ilgilen. yaparsın, o konularda başarılısın biliyoruz. ama fatih terim'e dokunma abi. biliyoruz hepimiz, dokunursan sıkıntı çıkar. fatih terim de sıkıntılı adam çünkü.

    ama madem başarı istiyorsan, madem bana diyorsun ki oktay mahmuti'yi başarılı olmadığı için kovdum, başarılı adama dokunma o zaman abi. fatih terim'e dokunma.

    sneijder, drogba, iyisin başkan, büyüksün başkan, fakat fatih terim?

    guti gibi adamlar getirme bize başkan, ruhumuzu koruyacak adamları takımda tut.

    eyvallah.
  • 4775
    tek bir şey umuyorum, yakalandığı adnan polatvari kurumsallık sendromunu hemen atlatsın.

    forever rijkaard vardı hatırlarsınız, istikrar da istikrar demiştik. olmaz başkan, sen de mancini de mancini deme.

    yoksa olacaklar şunlar, gelecek yıl sezon başı faciası, mancini'nin gönderilip yerine 99 2000 neslinden birinin getirilişi(ki en muhtemel aday tugay, olmazsa arif falan olabilir), rezalet bir sezon, sonrası malum.

    yapma lütfen.

    not: tugay'ın takımdan erken ayrıldığını biliyorum, o neslin efsanelerinden sayılabileceğini düşünüyorum.
  • 5178
    iyi başkandı. eskiden. bilmediği işe çok karışmazken. işi bilene devredip gerisine karışmazken. başarılı adama dokunmazken. profesyonelken.

    sonra noldu? alttan alttan kuyu kazdı. yönetimle imparator'un bağını kopardı. ali dürüst'ü, abdürrahim albayrak'ı gönderdi. yönetimdeki muhalifleri gönderdi, galatasaray'ın kültüründe muhalefet olduğunu bile bile. adnan öztürk'ü gönderdi.

    tane tane yazıyorum ki anla.

    sonra noldu? yaz döneminde başka teknik adamla görüşüyor diye haberler çıktı. imparator takımının başındayken. başarının tillahını yakalamışken. iki senedir şampiyonken.

    sonra noldu? bütün bu kuyu kazmalarına fatih terim tepki koyunca, sözleşme konusu çetrefilleşince, tff ve başbakan planı devreye sokunca fırsatını buldu. nasılsa burdan ben suçlu çıkmam dedi. fatih terim'i yüzüne bakamadan kovdu.

    tane tane yazıyorum ki anla.

    evet fatih terim'i kovunca tu kaka oldu.

    evet öyle oldu.

    yine profesyonel olursa, kendisinden nefret etmiyorum. nihayetinde galatasaray başkanı, benim başkanım. yine desteklerim.

    ama şu an kültürümün gereğini yapıyorum. gerektiğinde muhalif oluyorum. bu haliyle muhalifim.
  • 5588
    şimdi bu entry'yi yazdığımda yine linç falan edileceğim, biliyorum fakat çekinmeden yazacağım.

    ünal aysal dediğimiz adam kurumsal iletişimi çok iyi beceren bir insan. fatih terim hariç bütün teknik direktörlerle, bütün futbolcularla arası iyi olan bir yönetim oluşturmuş. herkese olabildiğince yakın, herkes geldiğinde de gittiğinde de saygı çerçevesinde, galatasaray kültürüne yakışır bir şekilde davranmış. bunu hepimiz görebiliyoruz, ve belki de ünal aysal'ın "iyi yönetim" imajının arkasında yatan en önemli gerçek bu.

    fatih terim'de bu neden tutmadı peki? burada fatih terim fanboyluğu yapmıyorum açıkçası, "galatasaraylı" olarak baktığımda hataları var. fakat buradaki en büyük aymazlık, fatih terim galatasaraylı diye, ona yapmaman gereken şeyleri yapıp, aynı zamanda da ondan bizim için her şeyi yapmasını beklemen.

    başka bir hocayla fatih terim arasındaki fark şudur sevgili arkadaşım(galatasaray için); başka hoca florya'da yatmaz, başka hoca oyunculara baba gibi davranmaz, başka hoca galatasaray'ın hakkı yendiğinde dosttan düşmandan korkmayıp dosta düşmana korku salmaz, saha dışına haksız yere atıldığında o kadar sinirlenip gazetecilere federasyondan bahsetmez, oyuncusunu o denli korumaz, takımını o denli korumaz. ama fatih terim bunları yapar. bunun karşılığında da, başka hoca'ya eleman dersin ses etmez, başına sevmese bile bülent tulun'u getirirsin ses etmez, yaz kampındayken başka hocalarla görüşürsün ses etmez, hakkını vermezsin ses etmez. ama fatih terim eder.

    fatih terim 40 yıllık galatasaraylıdır, galatasaray'ın başındaysa galatasaray için elinden geleni yapar. ama kendisine yapılan muamele bu kadar sikkoysa nerede kaldı bizim galatasaraylılığımız deyip, madem yönetim bana profesyonel davranıyor ben de profesyonel davranırım deyip çekip gitmesini de bilir.

    işte olay burada kopuyor. kurumsal yapıda, kurumsal iletişimde, profesyonellikte belki kimse ünal aysal'ın eline su dökemez şu s.kik futbol camiasında. fakat ünal aysal sürekli ve sürekli yanlış kararlar veriyor. ve bu yanlış kararlar bizi çok ama çok sıkıntıya düşürüyor.

    bunun sebebi, ünal aysal'ın kötü başkan olması falan değil, kendisinin de belirttiği üzere futbolu ya da diğer branşları bilmemesi. ilk sezonunda olduğu gibi işi bilenlerin eline bıraktığında da çok sıkıntı yaşamıyoruz. fakat şu ülkedeki futbol ortamında muhtemelen takımı korumak adına işlere karışmaya çalışıyor, iyi niyetle. ve kararları kendisi vermeye başladığında sıkıntılar oluşuyor.

    şu an cesare prandelli'nin teknik adamlığını falan eleştirecek düzeyde değiliz. fakat bana kalırsa, başkan artık ilk sezonda olduğu gibi bu işlerin başına bilen insanları getirip, herkese bildiği işi verip, kulüpten haketmediği halde para alanları defedip, sonra elini eteğini çekmeli, ekonomiyle falan ilgilenmeli. unutmamalı, bize aziz yıldırım lazım değil. kararları profesyoneller vermeli.

    ancak o zaman doğru kararlar gelebilecektir.
  • 5638
    her gün biraz daha batıyor.

    amk ülkede şike yapılıyor, cezasız yırtıyor herifler. bi de bizim halimize bak, ota boka ceza alıyoruz. sonra da galatasaray.org'dan bi açıklama, hop, çözüldü her şey.

    bir de siz fatih terim düşmanlığını bırakıp galatasaray'ı ne hale soktuğunu düşünseniz anlayacaksınız sapı samanı da, yemiyor.
  • 5639
    bana biriniz, sadece biriniz ünal aysal'ın sırasıyla;

    *ali dürüst'ü ve abdürrahim albayrak'ı neden tasfiye ettiğini,
    *40 yıllık galatasaray efsanesi fatih terim'e, ite köpeğe taşak malzemesi yapacağını bile bile, neden eleman dediğini,
    *bir yıllık sözleşmeleri neden 2 yıla çıkarmaya çalıştığını,
    *bülent tulun'u neden fatih terim'in başına getirdiğini,

    "başka hiçbir konuya girmeden" anlatabilir mi?

    bilmiyorum çünkü, lütfen politika yapıp kafa s.kmeyin. sadece bu soruların cevabını verin.

    bir de bonus olarak şike sürecinde en önemli rakibinin gereken cezayı alması için ne yaptı, bunu yazabilirseniz sevinirim. ama bu bonus.

    edit: bekliyorum sevgili kamuoyu açıklaması fanboyları, gözüm yolda bekliyorum.

    edit2: cevab veremedi sanırım?
  • 6109
    milletin düşündüğünün aksine duruşunu bozduğu için gitmek zorunda kaldı. ilk yılındaki gibi futboldan anlamadığını kabul eden, avrupai, bildiği işi yapan gerisine karışmayan başkan olarak kalsaydı, doğru noktalara müdahale etmek yerine müdahale edecek o noktalardan anlayacak profesyonelleri tutsaydı bugün gitmek zorunda kalmazdı. gitmek zorunda çünkü bırakıp kaçmazsa takımı soktuğu berbat durumu herkes anlayacak. biraz daha kalırsa kendisini sevenler de saf değiştirecek, o yüzden bırakıp kaçmayı tercih ediyor.

    dik duruşmuş, en ezeli rakibin şike yapıyor, federasyon ağzına s.çıyor resmen o şike yapmış olmasına rağmen ve sen pasif kalıyorsun, türkiye'de en ufak ceza aldıramıyorsun. bu mu politika, bu mu dik duruş?

    biri demiş ki fatih terim'i gönderdiği için kuduruyorsunuz. hayır güzel kardeşim, o fatih terim'i gönderdiği için gitmek zorunda kaldı, sen o yüzden kuduruyorsun. biri de demiş ki 40 ayda 27 kupa kazandı. bırakın bu işleri. futbol için konuşuyorum, o kupaların kazananı ünal aysal değil fatih terim. ne kadar itiraf edemeseniz de hepiniz biliyorsunuz bunu.

    hadi geçmiş olsun galatasaray'ım. belki yine işini doğru yapan bi başkan bulursun.
  • 6160
    bunu sana kimse söyleyemiyor eminim. çünkü çok güzel hedef saptırdın. o kadar sinirliyim ki sana, 40 yıllık galatasaray efsanesini uzun, yorucu ama başarılı bir operasyon sonunda galatasaray'dan kopardığın için, iki yıldır tek başına şampiyonlar ligine giden takıma mali kriz yaşatmayı başardığın için, mancini, prandelli gibi çapsız herifleri takımın başına getirdiğin için, transferin son gününe dek bekleyip pandev, dzemaili gibi bi sike yaramayacak adamları takıma doldurduğun için, futbolculara milyon euroları saçıp üstüne bi de takımdaki hayvani ve gereksiz şişkinliği boşaltamadığın için, futbol şubesini bir sürü çapsız yöneticiyle doldurup tek adam olmaya çalıştığın için, hem açıklamadan başka hiçbir şey yapmayıp, o kadar pasif kalıp hem de bütün kurumlarla, ne kadar kötü niyetli olurlarsa olsunlar, kavga halinde olduğun için, kısacası 1 senede fatih terim'in 8.'likten alıp çağ atlattığı takımın diğer 1 senede anasını bellediğin için o kadar nefret ediyorum ki senden anlatamam.

    o kocaman egonla umarım bi daha buralara uğramazsın.
  • 6166
    aylar önce söyledik ne olduğunu. fatih terim'e eleman demeler, bülent tulun'u başına getirmeler, ali dürüst'ü abdürrahim albayrak'ı tasfiye etmeler. fatih terim'in şu an yaptıklarından da nefret ediyorum fakat onu bu hale getiren ünal aysal'dır, aylardır söylüyorum. fatih terim'in egosunu, karakterini bildiği için olabildiğine üstüne gitti, elinden geleni ardına koymadı. durup dururken gönderemezdi çünkü, taraftar baskısı vardı, yemezdi. ama bi şekilde bitirmeliydi onu, başarılı olan kendisi olmalıydı.

    sonunda başardı. ama ne olduğunu şimdi şimdi anlayacaksınız. en ofsayt entrylerim bunlar, gurur duyuyorum bununla da. hala inatla yazıyorum, ne olduğunu yeni anlayabileceksiniz. açıkça söylüyorum, ben demiştim. fatih terim nefretinden gözünüz kör oldu, takımı para için sattı gitti dediniz, bunun karşısında da ünal aysal'ı ilahlaştırdınız. alın size ünal aysal. görün ne olduğunu, başarısız olacağını anlayınca topukları bi tarafına vura vura nasıl kaçıp gittiğini.
  • 6230
    (bkz: #1603453)

    bazı elitist arkadaşlar anlamak istememiş fakat üç yıl üstüste şampiyonlar ligi'ne tek başına katılan bir galatasaray var. şampiyonluk hasılatından bahsetmiyorum, kapiş? şampiyonlar ligi geliri. bak, alttaki iki tabloda görebilirsin, sadece iki yılda toplam 45.854.000 "euro" şampiyonlar liginden gelmiş. sadece şampiyonlar ligi'nden. ve bu parayı türkiye'de alabilen başka bir takım yok. ve sen hala maaş falan ödeyemeyecek durumdasın.

    tablolar:

    http://www.uefa.com/...1975297_DOWNLOAD.pdf

    http://www.uefa.org/...2119544_DOWNLOAD.pdf

    bu para nerde başkan?

    edit: bu arada juventus'un market-pool'u neymiş amk öyle!
  • 6260
    vay amk. bi çelenkle eğilinmiyormuş, bunu gördük bugün. kendisi aynı zamanda "benim akp'ye oy veren 20 milyon taraftarım var" da demiştir, ama bu diplomasi tabi.

    kendisi yerlere kadar eğilmiştir. sadece bunu şu an yeni türkiye'de muhalefetin yaptığı yolla yapmıştır. berkin'imize bi boka yaramayacak çiçekleri gönderirken hiçbir haksızlığa ses etmemiş, aksiyon almamıştır. şike yapılmış, resmi siteden bikaç açıklama yapıp susmuştur. şike yapan başkan federasyon başkanı olmuş, desteklemiştir. şike yapan başka bir başkan türkiye'nin en büyük ikinci kulübünün başkanı olmaya devam etmiştir, çıkıp rezaleti konuşturmamıştır. uefa'ya, fifa'ya, cas'a gidip rezaletleri engelleme çabası göstermemiştir. hakkını aramamıştır. trabzonspor'a destek olamamıştır.

    bu ülkede başbakan şikeciler ceza almasın diye uefa başkanı'yla görüşmüş, ünal aysal bu konuda çıkıp tek kelam edememiştir.

    varsa yoksa resmi siteden açıklama yapmıştır.

    ve evet, sonuç olarak eğilmemiştir öyle mi?

    en hafif ifadeyi kullanıyorum; hadi ordan!
  • 6286
    türk mantalitesiyle baya baya başarılı görünen başkandır.

    lakin olay o değil işte. türk mantalitesinde nasılsa adalet yok deyip susmak varsa tamam, ama değil abicim. akp'ye, fenerbahçe-federasyon çetesine direnebildiği kadar direndi kendisinin ve kendisini savunanların ana savı. hayır abicim. yapmadı. yalan söylemeye gerek yok. bunda şikeli senenin olduğu sene hiç tribün cezası almama rezaletini gerçekleştiren ve bununla övünen ultraslan'ın da payı büyüktür. ünal aysal'ı iteklemedi taraftar, daha fazlasını yap, isyan et demedi. ve ünal aysal sadece birkaç açıklama yapıp sustu.

    bakınız, resmi siteden kimseye faydası olmayan açıklamalar dışında şike sürecinde attığı hiçbir somut adım yok. bunu şu anki yönetim de yapmıyor, bi önceki de yapmadı. şu olsaydı da yapmazdı demenin galatasaray'a bi faydası yok. çünkü galatasaray'ın en temel genlerindendir muhalefet, isyan, haksızlıklara karşı haklı yollarla mücadele.

    ne yapabilirdi? uefa'ya gidebilir, türk basınını olmuyorsa yabancı basını ayaklandırabilir, uefa'nın bile katıldığı şikenin üstünü örtme rezaletinde hem federasyonu hem uefa'yı rezil rüsva edip gereken cezaları vermelerini sağlayabilirdi. bakın, aziz yıldırım rezalet bi başkandır, ama bi düşünün aynı durumun tam tersini. cemal nalga olayında bile ne kadar ortalığı ayaklandırdıklarını hatırlayın. göreceksini ünal aysal'ın pasifliğini.

    bugün herkes fatih terim hükümet yancısı, tayyip'in uşağı olduğu için konuşmuyor diyor. haklı, herkes haklı. peki ünal aysal neden konuşmuyor? bu eğilmek değil de nedir, neden açıklamıyor çat çat olanları? bilmiyor mu yoksa? gerçekten bunu düşünüyorsanız zaten meftunsunuzdur adama, değiştiremez kimse fikrinizi. ama bilmiyor olamaz. bilmiyorsa, bu da bi sorundur zaten.

    gidersin cas'a dava açarsın, havuzdan çekilmekle tehdit edersin, böyle bi rezalette gerekirse maça çıkmazsın. ama bildiğin, federasyon bizi susturmak için ünal aysal'ın ilk sezonunda cezalardan bahsetti, fenerbahçe'ye göstermelik bikaç ceza verdi ve biz şampiyonluğu o kadar özlemiştik ki sustuk.

    bugün birçok arkadaşımız 50 sene onurluca mücadele etmeyi fatih terim'le gelecek bir onursuz şampiyonluğa tercih ederim kafasında. haklılar. peki bariz bir şekilde birilerinin hak yediği şu ortamda oynamayı galatasaray onuruyla ne kadar bağdaştırıyorsunuz? neden şikeye bu kadar tepkisiz kalınmasına tepki gösteremiyorsunuz?

    spk olayları varmış, engellenmişiz. kardeşim bu ünal aysal'ın uyguladığı güzel bir fikir, eyvallah, engellenmiş olalım. peki galatasaray bugüne kadar denemediği bu yol olmadan nasıl ayakta durdu? tek gelirimiz bu mu? nerede şampiyonlar ligi'nden aldığımız 45 milyon euro? hem de türkiye'de başka hiçbir kulüp bu paranın 1 kuruşundan nasiplenememişken? nerede galatasaray tarihinde görülmemiş miktarda satılmış kombinelerin gelirleri?

    borç-gelir-gider, bunların hepsini konuşuyoruz. bana dünya üzerinde bir tane takım gösterin 40 futbolcu maaşı ödeyen. teknik direktör istemiş almış paşam. galatasaray'da para bok çünkü. hayır, transfer yapmayacaktı değil derdim. mancini denilen çapsız istedi ontivero, burdisso gibi adamları aldın. peki hiç mi ekonomi bilmiyorsun be adam, o bölgede oynayan oyuncuları serbest bıraksan daha az zarar ederiz. yok ama, satıcaz ya daha eboue'yi engin'i, tutalım kadroda. takım bul bedelsiz vericem de abi, bu kadar basit. ya da git anlaş bi takımla bedelsiz senin olsun de. zor değil yani. biz onun yerine milyon euro'luk a2 takımı kurmayı tercih ettik. bu bile başlı başına rezalettir, bi adamın bi bok bilmediğini gösterir. iddia ediyorum, profesyonel liglerdeki en sikko anadolu kulübünden tut, en zengin avrupa kulübüne kadar hiçbir takım böyle bi rezalet sergilemez.

    başarılı diyor bazı arkadaşlarımız da. bu başarının onun olmadığı çok net güzel kardeşlerim. einstein olmaya gerek yok, başarı diye sayabileceğimiz sikko bir türkiye kupası dışındaki tüm başarılar fatih terim döneminde yaşanmış. ne kadar nefret edersek edelim, kendisi bugün kongrede yiğidi öldür hakkını yeme dedi, ben de öyle yapıyorum. fatih terim olmasa o başarıları yaşayamazdı ünal başgan.

    önceki entrylerimi okuyabilirsiniz. fatih terim yüzünden nefret ettiğimizi söyleyen arkadaşlar var. hayır sevgili kardeşim, fatih terim'den de ünal aysal'dan de nefret ediyorum ben. çünkü ikisi de egosu uğruna galatasaray'daki muhteşem ortamın içine edip kaçtılar. ikisi arasında denge kurunca ünal aysal nefretim daha fazla, evet, çünkü benim derdim galatasaray'ın başarısı. baktığım zaman da bu aile ortamını bozmaya yönelik ilk hamlelerin ünal aysal'dan geldiğini görüyorum.

    umarım bu takım güzel günler görür. fakat kendisi benim için bırakın efsaneyi, adnan polat'a yaklaşacak derecede kestane bir başkandır.
  • 6306
    yine badem gözlü olmuş.

    türk milletinin özelliğidir zaten amk. şu an duygun yarsuvat'tan nefret edince hemen sarılacak birini arıyoruz. kim o adam? ünal aysal.

    duygun yarsuvat kötü olduğu için ünal aysal iyi. he yavrum he. duygun yarsuvat aziz'i kolladı diye ünal aysal'ın hatalarını görmezden gelelim. evet.

    daha 1 ay önce gelenden gidenden dört yiyorduk ünal aysal yüzünden. basketbolcularımız bonservisini alıp gidiyor falan. selçuk'un burak'ın sözleşmeleri de cabası.

    ne yapmış? dik durmuş. dik duruşu buysa eğildiğinde ne yapacak acaba bilmiyorum. resmi siteden sikko sikko birkaç açıklamayla dik durmuş. ne boka yaradı o açıklamalar? nerde aziz'e açılmış davalar, nerde galatasaray tehdidi? kim korktu senden? neden gitmedin uefa'ya, cas'a?

    şu an federasyon başkanı şikeci. fenerbahçe başkanı şikeci. ve bunların hepsi ünal aysal döneminde gerçekleşti. ne yaptı ünal aysal bunu engellemek için? nasıl dik durdu amk? 20 milyon akp'ye oy veren taraftarım var diyerek mi dik durdu?
  • 6568
    önümüzde derbi var, hiç bu konulara girmek istemiyorum ama artık hala geri dönmesini isteyen taraftar profilini gördükçe cinlerim tepeme sıçrıyor.

    tane tane anlatmaya çalışacağım, biliyorum, kafan değişmeyecek, okumayacaksın bile muhtemelen ama ben yine de anlatacağım.

    argümanlarınızı belirtelim;

    argüman 1. bir sürü kupa aldı, basketbolda dünya şampiyonu olduk, başarılıydı.

    kontrası: bak güzel kardeşim, şu an yaptığın şey açıkça fatih terim kötüyse ünal aysal iyidir demek. hayır. fatih terim kötüyken ünal aysal da kötü olabilir. ünal aysal'ın -futbol için konuşuyorum- aldığı kupaların 1'i hariç hepsi fatih terim döneminde geldi, farkında mısınız bilmiyorum. basketbol için de hakikaten iyi bi teknik adam üçlemesi yaptı ve başarılı oldu, fakat şu an parasını bile ödeyemiyoruz bu adamların.

    argüman 2. kulüp zaten borçluydu, ünal aysal ekstra bi şey yapmadı.

    kontrası: kulüp borçluydu, lakin ünal aysal önümüzdeki seneleri de kapsayacak bir ticaret rezaletine imza attı. mesela benim çalıştığım şirket işe girdiğimde bana iphone 5 aldı. şu an ben istesem, lazım, test yapıcam desem iphone 6 da alırlar. peki o iphone 5 bende kalır mı? hayır. hiçbir şirket bu tarz bir rezalete imza atmaz. ama ne hikmetse biz attık. paso futbolcu alırken kimseyi elimizden çıkarmadık. sonuç? kimsenin parasını ödeyemeyip çaycı kovuyoruz işten. aferin.

    getirdiği adamlar da adam olsa ayrıca. teknik direktör diye getirdiği iki italyandan biri galatasaray'a sikimsonik anadolu kulüplerine karşı deplasmanda maç kazandıramadı, hem de otuz milyon euro'yu çöpe attıktan sonra. diğerinden bahsetmiyorum bile. ve şu an o diğerine milyonlarca euro dökücez başakşehir'e yenildik, avrupa'da sürekli dört yedik diye. bilin bakalım o herife bu sözleşmeyi kim imzalattı, başkan kimdi o zaman.

    argüman 3. dik durdu, galatasaray'ın başını yere eğmedi.

    kontrası: güzel kardeşim, dik durmak dediğin şey iki tane mikrofon görünce halkın gazını almak için konuşmak ya da resmi siteden açıklama yapmak olsaydı zaten bu ülkede muhalefet bu kadar rezalet durumda olmaz, akepe de 13 senedir bu ülkeyi bu hale getiremezdi. konuşmak dediğin şey dik durmak değildir, aksiyon lazım. uefa'ya gitti mi şike için ünal başgan? cas'a gitti mi, hakkımız yeniyor diye bastı mı yaygarayı? avrupa gazetelerine haber servis etti mi? ne dedi? bu ateş üfleyerek sönmez dedi ve sustu. sustu ve kulübü de susturdu, kimse açıklama yapmayacak dedi. ilk gün, hatırlarsınız. bunu da galatasaray genleri böyle gerektirir diye açıkladı. hayır güzel kardeşim, galatasaray genleri muhalefet gerektirir, haksızlığa tepki vermek gerektirir. nerde amk o tepki, galatasaray.org'dan aziz yıldırım'a zat demek mi tepki oluyor? bunlar sizin gazınızı almaktan başka bi şey değil, kimse kusura bakmasın.

    şimdilik bu kadar yeter. gerçekten gerilmek istemediğim için bu kadar yazıyorum.

    gitsin nerde ne yapıyorsa yapsın, bu kulübe bir daha uğramaması gereken eski başkan.
  • 6571
    ne güzel oynamışlar masum taraftarın duygularıyla, ne güzel hedef saptırmışlar aklım almıyor.

    ilk dönemine dair kimse kötü olduğu gibi bir argüman geliştirmiyor. zaten olay da burada kopuyor. benim savım şu; bu herifçioğlu ilk döneminde gerçekten gelmiş geçmiş en iyi başkanlardan bir tanesiydi. belki en iyisiydi. neden biliyor musunuz? çünkü kendisinin de söylediği gibi, spordan, sporcudan anlamıyordu, işin başına anlayanları getiriyordu. olay bu kadar basit güzel kardeşim. kulübü manchester başkanı gibi yönetiyordu yani. bak oktay mahmuti'yi kovdu bu adam, bi şey demedik. adam çıktı açık açık dedi ki başarısızdı kovdum. sonra daha başarılısını getirdi, şampiyon olduk. doğru mu? doğru.

    sonra noldu? ne kötü gitti de böyle oldu. olan şu güzel kardeşim, taraftar fatih terim'e taptığı için ünal aysal arka planda kaldı ve egosu bunu yediremedi. bu da bu kadar basit. öyle fatih terim'in gideceği belliydi, yok efendim kulüpsüz mü kaldı bırakın bunları.

    fatih terim'in başarılı olmasının sebebi florya'da yatıp kalkması, bu kulübün 40 senelik efsanesi olması, gecesini gündüzünü vermesi, haksızlık yapıldığında federasyona atar gider yapabilmesiydi. fatih terim bunları yaptığı için sen o adama eleman diyemezsin işte, anlatabildim mi? mancini'ye dersin mesela, çünkü mancini sadece işini yapar, öyle florya'da yatıp kalkmak falan yalan. o yüzden dersin. ama sen fatih terim işini yaparken galatasaraylı fatih olsun, ama ben dışardan baktığımda eleman olsun dersen siktir ordan derler.

    amacı fatih terim'i galatasaray'dan koparmak olan kişi ilk etapta ünal aysal'dır bu yüzden. bülent tulun'un getirilmesi, abdürrahim albayrak'ın, ali dürüst'ün tasfiyesi neden oldu sanıyorsunuz?

    sonrasında fatih terim de sıçtı, o ayrı. ama bu ünal aysal'ın masum olduğunu göstermiyor.

    bi de mancini olabilecek en iyi tercihmiş, ahaha. deplasmanda maç kazanamayan mancini mi? aynı adamdan mı bahsediyoruz? prandelli? ok.

    farkındaysanız şu an derdimiz finansal fair play falan değil ayrıca, daha basketbolcuların parasını ödeyemiyoruz. kulüpte sezon başında 40 kusür futbolcu vardı yanlış hatırlamıyorsam. bu mu finansal başarı? arkadaş şunu nasıl anlayamıyorsunuz ya, 2000 liralık hiçbir ticari tecrübesi olmayan sikimsonik bir şirket yapmaz amk şu mallığı. elindekini çıkarmadan paso yenisini almak nedir? ve bu adamlara verilen sözleşmeleri görüyoruz yani.

    yiğit dediğimiz daha ilk dönemi bittiğinde ölmüştü, siz hala cenazesini kaldıramadınız soğudu, koktu o cenaze çoktan.
  • 7248
    yine badem gözlü olmuş.

    adnan polat'ın, dursun özbek'in, duygun yarsuvat'ın kötü olması demek bu adamın iyi olması demek değil, önce bunu anlayalım.

    kendisi normalde iyidir, bunu da itiraf edelim.

    fakat kendisi maalesef ilk sezonundan sonra aziz yıldırımlaştığı için, başarıyı sahiplenmeye kalktığı için felakete sürüklenmiş, kendisiyle birlikte galatasaray'ı da zor durumlara götürmüştür. yaptıklarını öyle saçma sapan komplo teorileriyle açıklamak yerine önce gerçeklere bi bakalım, gerçekler bize bir şey anlatmıyorsa teoriler üretelim.

    ne mi o gerçekler?

    -uzun soluklu bir itibarsızlaştırma çabasıyla, ki bunun içersinde eleman demeler, başına bülent tulun'u getirmeler falan yer alıyor, fatih terim'i kulüpten koparmak.

    -ali dürüst, abdürrahim albayrak gibi yöneticileri tasfiye edip vasıfsız yöneticilerden oluşan bir ekip kurarak tek adam olmayı seçmek.

    -macera arayarak mancini'yi takımın başına getirmek, sonrasında da devre arası oyuncu göndermeden yaptığı transferlerle kulübü borç batağına saplamak.

    -mancini'yi gönderip daha kötüsünü, prandelli'yi takımın başına getirmek, üstelik mancini döneminde gerçekleşen transferlerin hiçbirinden para kazanamamak, takımın mali yükünün altında ezilmeye başlamak, en son basketbolcuların da parasının ödenememesiyle topukları bi tarafına vura vura kaçmak.

    evet, bu adam muslera'yı, sneijder'i getirdiği dönemde iyi başkandı, ona lafımız yok zaten. fakat adam başarıyı sahiplenmek isteyince aslında başarının kendisinin olmadığı da ortaya çıkmış oldu.

    bu arada bir devre arasında takım nasıl dibe batırılır sorusunun cevabı şu entry'de gizli;

    (bkz: #1708912)

    hamza hamzaoğlu da dursun özbek de derhal istifa etmeli, o ayrı. ama buradan çıkarılacak sonuç "ünal aysal bizim piremsesimiz"değil.

    edit: bu arada yukarda şey yazıyor ya, sadece 1.5 senede. neden 1.5 sene bebişim, hiç düşündün mü? neden sonrasında serbest düşüşe geçtik başımızda hala ünal başgan olmasına rağmen?
  • 7253
    yıl olmuş 2015 hala tüzemen'e inanan var amk.

    (bkz: #1796946)

    kız adama demiş ki huntelaar fernandao ya da kweuke'yi al adam demiş huntelaar dışındakiler vizyonumuza uymaz kız demiş tamam o zaman napalım alalım adam demiş tamam sonra adam gitmiş bi gelmiş yanında pandev var kız demiş noldu adam demiş çarşıdan aldım huntelaar eve geldim pandev kız da demiş aman ne kadar da vizyonlu bi adam.

    bi de yani gerçekten ünal aysal başkanken levent tüzemen'in kweuke ve fernandao'nun iyi futbolcu olduğunu keşfetmiş olduğunu mu düşünüyorsunuz, nasıl kafalar lan?

    abicim, bak lütfen, bi insanı başkasına olan nefretiniz yüzünden sevmeyin. bırakın artık şu düşmanımın düşmanı dostumdur hesabı polat alemdar kafalarını. gelin rahatlıkla itiraf edin, ilk dönemi tamam ama son senesinde ünal aysal kulübün anasını bellemiştir. bi şey kaybetmezsiniz lan, valla bak.

    bi de hafız, mancini'nin devre arası transferlerini bruma + amrabat + yiğit gökoğlan + aydın yılmaz olaylarıyla kıyaslayan var. aydın yılmaz hadi neyse de, diğerleri mancini gibi lüks için, keşif yapıyoruz diye değil, ihtiyaca yönelik transferler yavrum. anlatabildim? hani o dönem takım oturmuş, kadro derinliğine ihtiyaç var, şampiyonlar ligi'nden para kazanıyorsun, her şey güzel gidiyor alıyor adam. mancini 19 milyon euro'yu o transferlere bayılırken kadro 50 küsür kişiydi, bu adamların maaşları falan var. hani ünal aysal'ın sözleşme yenilediği falan maaşlar var ya. a2 takımımız yıldızlar karması oldu bi ara bizim, böyle rezaleti osmanlıspor'da göremezsiniz amk.
  • 7260
    hala ayar vermeye çalışıyorlar "yavrum" "amk".

    porto olacakmışız lan ontivero'yu alarak. adjaskfdsklsaflşsjskglfdaşaisşlaskfjsklfaşsifkslfsa.

    bak çok kilit bi kelime grubu var güzel kardeşlerim, çok kilit. "oyuncu göndermeden, oyuncu göndermeden, oyuncu göndermeden, oyuncu göndermeden"

    50 kişilik şişkinin ötesi bi kadron varken, sen bunlara para vermemek için sözleşmesini bile feshedemezken gidip 6 tane ontivero almazsın. kapiş?

    ha bak 18 kişi varsa elinde, al 6 tane ontivero, elinde patlasın. hatta belki biri tutar, 6 tanesine verdiğin parayı ondan misliyle çıkarırsın. anlatabiliyor muyum?

    50+6 porto etmiyor yani yavrum, 50+6 3. lig anadolu takımında göremeyeceğin ünal aysal başkanlığı ediyor amk.

    edit: mantıkli diyen arkadaşlara soruyorum, gerçekten abi, kadro dışı bıraktığın oyunculara maaş vermeye devam ederken selçuk-burak ikilisinin sözleşmelerini falan mantık çerçevesinde nasıl açıklıyorsunuz abicim gerçekten anlayamıyorum? nerde görülmüş olm böyle bi şey, vallahi bilemiyorum lan? çaycıyı kovduk lan en son bu sözleşmeleri telafi edebilmek için göremiyor musunuz abicim ne duruma düştüğümüzü?

    abicim taa 2002'lerde oyunculara boş sözleşmeye imza attıran, onlardan fedakarlık bekleyen rahmetli canaydın yönetimi bile daha mantıklıydı. en azından olmayan parayı dağıtmıyordu, üstelik bu fedakarlık yapan adamlar hakan şükür, arif gibi "gerçek" yıldızlardı amk. o halimize küfrediyorduk da emin olun bu hal o halden çok daha berbat.
App Store'dan indirin Google Play'den alın