• 250
    ön liberoda melo'suz oynayıp 2-0 kazanarak kritik bir virajı rahat geçtiğimiz maçtır.

    ikinci yarısında fazla yorulmadık diyebilirim. konya maçına fazla yıpranmadan çıkacağız. ancak iki maçta 9 gol attığımız konya'dan özellikle bu nedenle korkuyorum. hırs yapacaklar ve direnecekler. dikkatli olmalı ve konsantrasyonu kaybetmemeliyiz. taraftar stad'ı doldurmalı.
  • 116
    akhisar deplasmaninda melo ve hamit de yokken yapilacak en mantikli sey oyunu enlemesine genis alanda oynayip rakibi de boyle bir oyuna cekmek olur. bunu yapmak icin de kesinlikle tek santrofor olmali, orta saha da 3'lu kurulmus olmasi gerekiyor orta saha hakimiyetini kaybetmemek icin.

    sniejder'i forvet arkasi degil orta saha da kullanip sag ve solda yasin bruma kullanmak mecburiyetindeyiz. orta 3'lunun ikisi belli sneijder ve selcuk. sneijder'in sol half oynayacagini dusunursek sag half icin iki secenek kaliyor, emre colak ya da yekta. eger bruma'yi orta saha yardima getirip yekta'yla yer degistirebilecekse yekta'nin oynamasi sadece bu maclik daha mantikli olur. cunku yekta sag kanata bruma'ya ekstra ofansif katki getirir, sabri'nin onunu de iki oyuncuyla doldurmus oluruz.

    eger bruma'yi yine tek birakarak oynayacak ve daha ucun mesafeli paslari tercih etmek zorunda kalacaksak bu sefer emre colak oynamali. cunku emre yekta'dan cok daha hizli reaksiyon gosterebiliyor topla ve bruma yasin gibi acik alanda efektif oyuncularin daha erken pasla bulusmasini sagliyor.

    maca telles sol bel degil hakan sol bel baslayip stoperleri koray semih yapsak daha garantici oluruz gibi geliyor. yine de cok muhim degil on tarafi dogru kurduktan sonra. insallah net bir oyun ve net bir skorla kazaniriz.
  • 118
    bu maçla ilgili 3 önemli unsur dikkat çekiyor.

    birincisi; melo ve hamit'in yokluğunda orta sahamızın yumuşak kalması: görünen o ki emre çolak oynayacak o bölgede. trabzonspor maçının 2. yarısında emre'nin oyuna girmesiyle rakip sahada oyunu ve baskıyı kurduk ama dönen toplar hep tehlikeli oldu. orta sahamız çok rahat geçildi. akhisar'ın da ilerde hızlı oyuncuları var.

    ikincisi; ilk golü hangi takımın atacağı? eğer biz atarsak rahat kazanırız fakat onlar atarsa da biraz zor çeviririz gibi geliyor bu orta sahayla.

    üçüncüsü de hamza hoca ve futbolcuların böyle önemli bir virajda göstereceği reaksiyon: öne geçeriz, geriye düşeriz, son dakikalara eşitlikle gireriz vs. oyuncu değişiklikleri çok önemli. doğru on bir ve doğru oyuncu değişiklikleriyle güzel bir galibiyet tünelin ucundaki ışığı görmemizi sağlar.

    allah yardımcımız olsun.
  • 258
    bu maç ve oynadığımız önceki maçlara baktığımızda takımda istek yok dersek futbolculara ayıp etmiş oluruz. karabük, trabzonspor ve gaziantep maçının ikinci yarıları rakibi sahasına gömdüğümüzü unutmayalım. beşiktaşlı abim bile 3-2 kazandığımız karabük maçını izlemiş ve bana galatasaray'ı öve öve bitirememişti. ''nasıl oynuyorsunuz öyle ya tak, tak, tak.'' diyor bana. biz kendi oyunumuzu beğenmiyoruz ama tarafsız gözle bakılınca rakip taraftarlar beğeniyor nasıl oluyorsa. kalite eksikliğimiz var, sakatlarımız cezalı oyuncularımız var, futbolcularımızın yaş problemi var ama isteksiz, ruhsuz denilmesi tam anlamıyla haksızlık. ruhsuzluk arıyorsanız gidin fenerbahçe'nin eskişehir deplasmanında oynadıkları oyuna bakın.
  • 34
    deplasman maçı olduğu için zor gibi gözüken ama nedense içimin rahat olduğu müsabaka. tamam top yuvarlak futbol da 90 dk ama akhisar'ın kılcal damarlarını bile bilen hamza hoca hem de elinde galatasaray gibi lokomotif bir takım varken bu akhisar'a puan kaptırırsa kendisini her zaman desteklememe rağmen sert eleştiririm.

    akhisar-hamza hoca-galatasaray

    kağıt üstünde ibre %100 bizden yana. ayrıca akhisar fiilen lafta deplasman. konya ya da eskişehir gibi de değil. başlatmayın yahu şampiyonluk geliyor!
  • 13
    dün akşamki kadro ve oyunla sahada olacaksak hiç çıkmayalım dediğim maç, zaten dünkü gibi oynadığımız sürece bırakın 6 da 6 yı, 6 da 3 ü bile zor görürüz. hocanın acilen umut ve olcan takıntısını bırakması lazım. tamam biliyorum galatasarayda başarı asla cezasız kalmaz ama hamza hoca bu kadar da belli etmemeli bu felsefeyi uyguladığını. olcan ve umut için yasin ve burumayı (buruma tartışılır ama her türlü umuttan iyidir) kesmek nedir allah aşkına, rakibi yormayı amaçladık diyor, olcan ve umut nasıl rakibi yorar, ne yaparak? kanatlardan yardırıyorlar desek yok, rakibi çalım manyağı yapıyorlar desek o da yok, hoca neyin kafasını yaşıyor anlamak mümkün değil, olur da akhisar maçında da bu kafayla devam ederse o sahadan bizi çıkartmazlar hele de melo ve çecusuz.
  • 261
    maçın en iyileri: kedi, sabri, selçuk, burak, emre, semih

    vasatları: birinci golde direk katkısı olmasına rağmen şıvayzır'ım. şut ve bir takım pas tercihleri bakımından pek gününde değildi sanki ama çok kötü de değildi. bir de telles, defansta çoğu topu kesti ve müdahale etti ama ileride etkin değildi.

    en kötüleri: tabi ki olcan ve umut. adamlar sonradan girmiş olmalarına rağmen yine farklarını belli ettiler. yekta o kadar sırıtmadı mesela, sağ bek kademesinde bi atağı kestiğini hatırlıyorum ama öbürleri cidden yoktu.

    koyup yolumuza devam ettiğimiz maçtır. darısı kalan 5 maça inşallah.
  • 91
    orta sahada emre çolak - selçuk inan ikilisiyle çıkarsak gol yememizin allah'ın emri olduğu maç. şimdi tabi ki melo ve hamit'in yokluğunda oluşacak orta saha yumuşaklığında emre çolak ile yekta arasında tercih yapmak gerekecek. fakat ben de, yekta'nın emre'ye göre sağlayacağı savunma sertliğine karşılık, emre çolak'ın hücuma yapacağı katkıyı tercih ederim. o yüzden emre çolak tercihini çok eleştirebileceğimi düşünmüyorum.

    hamza hoca ilk geldiğinde, defans ve orta sahadan ileri atılan toplarda, ilerideki oyuncularımızın rakibin arasına gizlenme huysuzluğu bir nebze olsun azalmıştı. son maçlarda maalesef mancini ve prandelli döneminde olduğu gibi ilerideki oyuncularımız rakibin arasına saklanmakta. bu maçta da çok farklı olacağını sanmıyorum. bu noktada duran toplar büyük önem taşıyor. özellikle chedjou'nun ve melo'nun yokluğunda hem defansta hem hücumda kafa toplarında sıkıntı çekeceğimiz aşikar denebilir. keza, rakibin arasına gizlenen oyuncularımıza top gelmediğinde atak olgunlaştıramadığımız gibi, kaptırdığımız toplar da kalemizde sıkıntı yaratıyor. bunu çok kereler gördük. örneğin hakan balta ile chedjou orta sahaya kadar gelerek rakibin arasına gizlenmiş olan selçuk'a pası hatalı attığında, rakipler kaptıkları topla kontra şansı yakalıyor. biz de çabuk dönemeyen bir takım olduğumuz için bu ataklarda hatrı sayılır sayıda golü kalemizde görüyoruz. akhisar'ı uzun zamandır takip etmiyorum, ancak son izlediğimde kanatlardan hızla gelebilecek oyuncuları var. vaz te'nin yetişemeyeceğini duymuştum, doğruysa bu bizim iççin bir avantaj. ancak tabi ki rakibin arasına saklanmamak, daha olgun ataklar yapabilmemiz için gerekli.

    sneijder ile yasin'in her zamanki gibi uyumlarıyla bir şeyler yapabileceğini umut ediyorum. burak ise tek forvet oynadığında topu ayağında tutamıyor. bu durumda burak'a mümkün mertebe tek vuruşla gol imkanı sağlayan pozisyon şansı tanımamız, keza sneijder'in yasin'i kaçırarak soldan tehlikeli ataklar yapmamız gerekiyor.

    bu maçla ilgili de bir parantez de bruma için açmak gerek. ligin ilk devresindeki akhisar maçında oldukça etkili oynadığını hatırlıyorum. ancak kendisi fiziksiz olduğundan, sağ kanatta beklentilerimizi karşılayamıyor. aynı fizikle sol kanatta oynarsa daha etkili olabileceğini düşünüyorum, çünkü bruma tekniğini kullanıp terse çalımlar atabilecek bir oyuncu. böylelikle sağ kanatta düz top sürerek fiziğiyle ekarte edemediği oyuncuyu, sol kanatta fiziğine sağ kanattaki kadar gerek kalmadan, tekniğiyle oyundan düşürebilir. bu yüzden, ara sıra yasin'le oyun içinde kanat değişikliğinin kendisine de yarayacağını düşünüyorum. bir de bruma'nın pas özrü var, ki bence en az fiziğine yapacağı yükleme kadar önemli bu durumu düzeltmesi. çünkü sağ kanatta topu alıyor, verkaç yapacak, ama iş daha "ver" kısmında sona eriyor. yine, tam sevdiği tarz boş alanları bulduğu durumlarda yanlış pas tercihleri kontranın hızını düşürüyor, atağı öldürüyor.

    sabri'nin ise allah'ı varsa rakip hücumlarda pişkin pişkin gülmek yerine mevkisindeki oyuncuyu kovalaması, marke etmesi gerekiyor. bu boşluğu kapatmak için oraya genelde chedjou geliyor, bu halde ceza sahasına yapılan orta ve verilen paslarda bir stoper eksik yakalanıyoruz.

    bana kalırsa öyle güle oynaya kazanılacak bir deplasman değil, oldukça sıkıntılı geçecek bir maç bekliyor bizleri. olur da maç başında rakibin gördüğü bir sarı/kırmızı kart olursa, o ya da bu şekilde bir gol atar, bir penaltı kazanırsak, rakibin direnci de düşecektir. ancak bizim en büyük kabuslarımızdan biri olan rehaveti, 4 farktan aşağısı kurtarmıyor. 3 farklı önde olduğumuz karabükspor maçında dahi son dakikalarda yenecek bir golle sahadan bir puanla ayrılabilirdik. dolayısıyla oyuncularımızdan rica ediyorum, işi ne olur sıkı tutsunlar. bu maçı da kazandığımız takdirde şampiyonluk yolunda -bence önemli ve zorlu bir deplasmanı- daha atlattığımız gerçeği akıllarının bir köşesinde dursun. nitekim bjk ile içerde oynayacağız.

    maça 20 saat 26 dk kaldı. geçmez de şimdi süre. allah'ın izniyle sağ salim çıkacağız inşallah bu maçtan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın