• 8
    uzun bir araştırma sonucu oluşturduğum makale tadında bu yazıyı sizlerle paylaşmak isterim.
    bilgiler tamamen tarafımdan ulaşılmış gerçeklere dayanıyor.
    vakti olan bünyeler için çok faydalı olacağına inanmaktayım.

    1992-93 sezonunda oynanan ligin son karşılaşmalarından ankaragücü - galatasaray maçının 0-8 bitmesinden sonra beşiktaşlıların şike olduğunu söyleyerek envai çeşit yayın ile olayı tamamen iftira boyutuna vardırıp daha sonraları yeni beşiktaşlılara sorgusuz sualsiz ezberlettiği bir hikaye. kendilerini şerefli 2. olarak ilan eden beşiktaşlılar, galatasaray'ı şaibeli şampiyon ilan ettiler. aslında tam aksine şikeyi yapan beşiktaş idi. şuan yaşı 20 civarı olan tüm beşiktaş taraftarı, dönemde neler olmuş, ne ne değildir sorgulamaksızın bu efsaneyi savunma psikolojisine girmiştir. türk insanının çok vahim bir hastalığıdır, efsanelere sorgusuz sualsiz tapmak, onları bire bin katarak yüceltmek.

    gel gelelim gerçekler bambaşkadır. umarım bu araştırmam ile körü körüne taraftarlık zihniyetini biraz aydınlatmış olacağım.

    startı verelim o halde.
    dönemin istatistiklerine dönelim:
    galatasaray'ın attığı 66, yediği 21, averajı 45...
    beşiktaş'ın attığı 65, yediği 22, averajı ise 43...

    1992-93 sezonunun son haftasına girildiğinde galatasaray'ın averajı beşiktaş'a 2 türlü üstün geliyor. 1. si galatasaray'ın toplam averajı beşiktaş'tan 2 fazla. ayrıca galatasaray'ın attığı gol sayısı da beşiktaşdan fazla. yani toplam averajda eşitlik sağlansa dahi galatasaray daha çok gol attığından yine şampiyon olacağından bu maçı galatasaray 1-0 kazansa, beşiktaş aynı hafta oynadığı maçı 3-0 kazanmak zorunda kalacak ki şampiyon olabilsin. en aşağı 3 fark yapmak zorunda olan beşiktaştır yani. koyunlar ise efsane dahilinde şöyle olduğunu sanıyor; ''galatasaray'ın şampiyon olması için 8 farka ihtiyacı vardı, 8 attı.'' yok böyle bir şey.

    bir diğer gerçek;
    ankaragücü'ne 92-93 sezonunda 2 maçta tam ''10'' gol atmıştır beşiktaş ve ligin bitimine 8 hafta kala ankaragücü'nü 6-0 gibi normal!!! bir skorla yenmiştir.
    galatasaray ise 2 maçta tam ''11'' gol atmıştır ankaragücü'ne ve son hafta 8-0 galip gelince anormal bir skorla şaibe yapmıştır!!!
    ayrıca bu konuyla alakalı bir de dip not: lig tarihinde en uç skorları alan takım hep beşiktaş olmuştur.
    10-0lar 9-1ler vs.

    bir başka gerçek;
    ankaragücü 92-93 sezonunun son 9 haftasında aldığı skorları göz atalım ilk olarak.

    22. hafta (13-14 mart 1993)
    ankaragücü sk - beşiktaş jk istanbul : 0-6
    23. hafta (20-21 mart 1993)
    gençlerbirliği sk ankara - ankaragücü sk : 2-0
    24. hafta (3-4 nisan 1993)
    ankaragücü sk - karşıyaka sk izmir : 0-5
    25. hafta (11 nisan 1993)
    kayseri sk - ankaragücü sk : 1-0
    26. hafta (2-3 mayıs 1993)
    ankaragücü sk - bakırköy sk istanbul : 1-0
    27. hafta (9 mayıs 1993)
    gaziantep sk - ankaragücü sk : 1-2
    28. hafta (16 mayıs 1993)
    ankaragücü sk - sarıyer sk istanbul : 2-1
    29. hafta (22-23 mayıs 1993)
    konya sk - ankaragücü sk : 2-1
    30. hafta ( 30 mayıs 1993)
    ankaragücü sk - galatasaray sk istanbul : 0-8

    görüldüğü gibi ankaragücü zaten fark yiyebilen bir takım görüntüsünde. ligin bitimine 2 hafta kala ligde kalmayı garantileyince zaten bütün takım rehavete kapılıyor. ardından galatasaray maçı yaklaşmaya başladığında şike söylemleri malum medyada gırla gidiyor. o dönem ankaragücü kadrosunda yer alan beşiktaşlı futbolcular sırf bu yaftayı yememek için maça çıkmıyorlar, türlü mazeretler bulup kaçıyorlar ve bu adamlar takımın en iyileri. hatta takımın önemli isimleri maçı 1-0 dahi kaybetseler şike iftiralarına uğrayacaklarını düşündüklerinden maça çıkmıyorlar. ayrıca işin daha da vahim tarafı ligde kalmayı garantileyen ankaragücü, antremanlara da çıkmıyor doğru düzgün ve yedek kadrosuyla galatasaray gibi çok formda,şampiyonluğun 1 numaralı adayı ve inanılmaz konsantre bir ekibin karşısına çıkıyor.

    işte asıl şikecilerin ipliğini pazara çıkaran hadise;
    aynı hafta, aynı saatte başlayan karşılaşmada beşiktaş-gençlerbirliği'ni 3-1 mağlup ediyor.
    maçtan sonra o zamanlar gençlerbirliği sonradan fenerbahçe formasını giyen kemalettin, milliyet gazetesine verdiği demeçte
    'beşiktaş maçı satın almıştı, biz vermedik. bunu gören antrenörüm de beni 2. yari da oyundan aldı'
    şeklinde açıklamada bulunmuştur. kemalettin'in açıklamalarıyla maç örtüşüyor. maçın ilk yarısı 1-1 iken , maç 3-1 sona ermiştir.
    ya beşiktaş şike yapmasına rağmen şampiyonluğu kazanamamasının verdiği acıyla aynayı ters yüz etmeye çalışıp, böyle bir senaryo yarattıysa ? ceza almamak için ise tüm çabaları? kişi kendinden bilir işi derler. neyse fazla yorum yapmadan gerçeklere devam ediyorum.

    ankaragücü kalecisi zalad en çok speküle edilen ve şikeyle suçlanan kişidir. hatta yaratılan efsanede şöyle yer almaktadır; ''zalad kendisi kabul etti kardeşim, şike var işte'' , ''zalad 8 tane yalandan gol yedi''. böyle bir şey de yoktur. zalad 5 gol yedikten sonra kendi isteğiyle çıkmış ve futbol hayatına nokta koymuştur. yıllarca suskun kalan zalad'ın şikeyi falan kabul ettiği yoktur. tam 10 yıl sonra sporvizyon'a verdiği röportajı da burada yayınlayıp gerçeklerin ne olduğunu bir de zalad'ın ağzından dinleyelim.

    işte o röportaj
    1992-93 sezonunun son haftaları... şampiyonluk yolunda beşiktaş ile g. saray amansız bir mücadele veriyor. takvimler 24 mayıs 1993’ü gösterdiğinde iki takım arasında oynanacak derbinin düğümü çözmesi bekleniyor. ancak ali sami yendeki maç 1-1 berabere bitince, son haftaya g. saray 63 puan ve 25 averajla lider, beşiktaş ise aynı puan ve 23 averajla ikinci sırada giriyor. doğal olarak son hafta oynanacak maçlarda atılacak gol sayısı hayati önem taşıyor. iki ankara takımı da ligde kalmayı garantilediği için şaibe söylentileri hafta boyunca gazetelerin manşetlerinden inmiyor. heyecanla beklenen gün geliyor ve g. saray ankarada a. gücüne konuk oluyor, beşiktaş da inönü stadında g. birliğini ağırlıyor. bunların üzerine bir de g. birliği kemalettin ve kazımı kadro dışı bırakınca şike söylentileri ayyuka çıkıyor. kaleci goranın bir hafta önceki kocaelispor maçında kırmızı kart görmesi de cabası oluyor. fakat a. gücü cephesinde de kimsenin fark etmediği benzer gelişmeler oluyor. son haftalarda üst üste kazanılan bakırköy (1-0), g. antep (2-1) ve sarıyer (2-1) maçlarıyla kümede kalması kesinleşen ankaragücünde as futbolcuların çoğu g. saray maçının oynanacağı haftayı idman yapmadan geçiriyor. daha doğrusu türkiyedeki şike söylentilerini bilen futbolcular maça çıkmaya cesaret bile edemiyorlar. maça çıkmayanlar arasında eski beşiktaşlı fikret ve sakat olan sinan engin de var. ancak bir başka eski beşiktaşlı zalad ise kalede. maç başlıyor ve daha 35. dakikada g. saray 5-0 öne geçiyor. devre arasında zalad futbolu bırakıyor ve kaleye arif geçiyor. üç gol de o yiyor ve maç 8-0 bitiyor. beşiktaşın istanbuldaki 3-1’lik galibiyeti de bir işe yaramıyor ve g. saray şampiyon oluyor.

    10 yıl önce yaşanan bu olayların üzerindeki sis bulutları bir türlü dağılmadı. herkes a. gücü kalecisi zaladın 8 golün hepsini yediğini belleğine kazıdı ve yugoslav kaleciyi şikecilikle suçladı. ne zaman şike olayları konuşulsa rade zalad ismi gündemin ilk sırasına taşındı. o ise 10 yıldır hiç konuşmadı ve belgradtaki sakin yaşantısına devam etti. son iki yıldır sırbistan karadağ ümit milli takımının kaleci antrenörlüğünü yapan zaladı uzun uğraşlar neticesinde belgradta bulduk. konuşmaya razı edene kadar epey ter döktük; ama ağzını açtığında da anlattıkları karşısında küçük dilimizi yutmamak için kendimizi zor tuttuk. 1986’da eskişehirsporla türkiye serüvenine başlayan, iki sezon beşiktaşta harika performans göstermesine rağmen a. gücüne gönderilen ve o unutulmaz g. saray maçından sonra ülkeyi terk eden kaleci zalad, şike olaylarından sinan engine, beşiktaştan aldığı teşvik primi teklifinden, 100. yıl formasında isminin neden yer almadığına kadar her şeyi sporvizyona anlattı.

    sizi türkiyeye prekazi mi getirmişti?

    1986 senesinde ben priştina takımında kiralık olarak oynuyordum. prekazi de g. alatasaraya transfer olmuştu. bir gün ailesini ziyaret için yugoslavyaya gelmişti. zaten biz prekazi ile 8 yıl partizanda oynadığımız için çok iyi arkadaştık. bana türkiyeye gelmek isteyip istemediğimi sordu. sonra da eskişehirspordan teklif geldi.

    beşiktaşa geçişiniz milutinoviç sayesinde mi oldu?

    eskişehirsporda çok iyi bir sezon geçirdikten sonra beşiktaşa transfer oldum. ancak ben geldiğimde milutinoviç gitmiş, yerine gordon milne gelmişti. beşiktaşta iki sezon üst üste 2. olduk. türkiye kupası finalinde f. bahçe’yi ferdinandın attığı golle yenip kupayı kazandık. 1989-90 sezonunda ise ankaragücü ile anlaştım ve 1993’e kadar ankarada oynadım.

    1992-93 sezonunun son haftasında g. saray ile ankarada oynadığınız ve 8-0 yenildiğiniz maçı hatırlıyor musunuz?

    hatırlamaz olurmuyum. 20 yıllık profesyonel futbol yaşantımı o maçta noktaladım.

    neden?

    g. saray maçında ilk yarı oynadım ve 5-0 öndelerdi. hocamız tınaz tırpandı. ilk devre bitti, soyunma odasına girdik. ben eldivenlerimi çıkartıp tınaz hocaya verdim ve, hoca buraya kadarmış. herkese teşekkür ediyorum. güzel günlerim geçti; ama yarın gazetelerde bu maçla ilgili iğrenç yorumlar yapılacak. ben futbolu bırakıyorum. dedim. 2. yarıda kaleye arif geçti. 3 tane de o yedi. ama herkes o 8 golü benim yediğimi zannediyor.

    peki, o maçtan önce hiç şike teklifi geldi mi?

    kesinlikle almadım. ama g. saray maçında ben takımdaki hiçbir arkadaşımı suçlamıyorum. keşke ben o gün 4 penaltı kurtarsam, harika oynasam ve maçı kazansaydık. ben hâlâ o maçı düşünüyorum. şimdi beşiktaşın menajeri olan sinan engin de a. gücünde oynuyordu. bana g. saray maçından önce geldi ve, eğer sen bu maçta iyi oynarsan seni beşiktaşa kaleci antrenörü olarak alacaklar. dedi. ben de ona, bana ne kaleci antrenörlüğünden. dedim.

    neden a. gücü o kadar kötü oynadı?

    biz g. saray maçından önceki dört haftada üç galibiyet almış ve ligde kalmayı garantilemiştik. özellikle sarıyeri yendikten sonra bütün takımda bir rehavet oldu. as oyuncuların çoğu ufak tefek bahanelerle idmanlara çıkmıyordu. kendilerini hiç zorlamadılar. zorladıklarında da adale çekmesini bahane edip idmanı bıraktılar. ayak tenisi oynayıp maçı bekliyorlardı. zaten g. saray maçından önce de tüm basın bu maçta şike olacağını yazarak gündem oluşturmuştu. biz o maçı 2-0 kaybetsek de şike konuşulacaktı.

    yani, o maçtan önce takım arkadaşlarınız iyi hazırlanmadılar.

    evet. ben 10 yıldır kendi kendime, çok aptalmışım. diyorum. çünkü ben de sakatım deyip kulübede oturabilirdim. ama ben futbolu çok seviyordum. diğerleri gibi idman yapmamazlık etmedim. sahaya çıkanlar sahtekâr oldu, çıkmayanlar aslan oldu.

    kadroda sen, sinan engin ve fikret vardı. üçünüz de beşiktaşta oynamıştınız.

    evet. sinan zaten birkaç hafta önceden beri sakattı. fikret de o hafta sakatım. dedi. biz zaten beşiktaş şampiyon olsun istiyorduk.

    beşiktaşı tutuyordunuz yani.

    tabii ki. ben hâlâ beşiktaşı tutuyorum. onlar geçen sene şampiyon oldular, ben çok sevindim.

    peki, sizin için 10 yıldır şike suçlaması yapılıyor. neden bugüne kadar hiç konuşmadınız?

    kimse bana sormadı ki. hep kendi bildiklerini yazdılar. ben beşiktaşlıyım. beşiktaşta tam 120 maç oynadım. ben hiçbir zaman bu konulara girmek istemedim. çünkü 1986’da g. saray-eskişehir maçında prekazi bana gol atmıştı, o zaman gazetelerde, prekazinin çocukluk arkadaşı olduğu için gol yiyor. diye yazılar yazılmıştı. ya kardeşim prekazi, kariyerinde yüzün üzerinde frikik golü attı. monacoya da orta sahadan attı. o zaman monaconun kalecisi de mi şike yaptı?

    g. saray maçında yediğiniz gollerde hatanız yok muydu?

    daha 35. dakikada 5-0 olmuştu. belki 5. golde daha iyi hamle yapabilirdim. orta saha çizgisini biz belki de hiç geçemedik. g. saraylı futbolcular orta çizgiyi geçtiklerinde benimle karşı karşıya kalıyorlardı. ama ben hayatım boyunca o maçta oynayan futbolcu arkadaşlarımı suçlamayacağım. ben hata yapabilirim ama 20 yıllık futbol hayatım boyunca kötü niyetle sahaya çıkmadım. maç 5-0 olduğu anda çok fena oldum. çünkü yarın türkiyede neler olacağını biliyordum. onun için devre arası futbolu bırakma kararı aldım.

    ben de buraya gelirken sizin için biraz önyargılıydım işin açıkçası.

    türkiyede 7 yıl oynadım. en iyi yabancı kaleci seçildim, en az gol yiyen kaleci olarak sezon bitirdim. eskişehir, beşiktaş ve a. gücünde üç tane başbakanlık kupası kazandım. geriye dönüp baktığımda yaptıklarımla gurur duyuyorum. çünkü yüzde bir milyar biliyorum ki ben hiçbir zaman yanlış bir şey yapmadım.

    sana karşı türk medyası neden cephe alsın ki?

    o dönemlerde yugoslavyada savaş çıkmıştı ve türkiyedeki gazeteler benim aleyhimde çok politik haberler yapıyordu. benim çocuğum ankarada doğdu. türkiyeyi kendi ülkemden ayırmıyorum. ama benim aleyhimde, sırp askerlerine yardım yapıyor. silah alıyor. diye de yazdılar. benim müslümanlara karşı en küçük bir saygısızlığım ve kötülüğüm mü oldu ki? olmadı.

    100. yıl anısına yaptırılan ve beşiktaşta forma giymiş bütün futbolcuların isimlerinin yazılı olduğu formada sizin adınız yoktu.

    hayatım boyunca en büyük acıyı o gün çektim. bunu kim yaptıysa günahını da o çeksin. ben beşiktaş formasıyla tam 120 tane maç oynadım. bunlar tarihte yazılı. ben o dönemde ligde en çok maç oynayan yabancı oldum. iki yıl boyunca bir dakika bile eksiğim yok. bütün maçları oynadım. bunu yapan yöneticiyi de biliyorum. ben beşiktaşta oynarken g. saray maçlarında prekazi ile selamlaşamıyordum. çünkü o zamanlar yönetici olan insan beni şike yapmakla suçluyordu. sinan engin de a. gücündeydi ve bütün olup bitenleri biliyordu.

    türkiyede ne zaman şike olayları konuşulsa hep sizin adınız gündeme geliyor. peki, sinan engin tüm olup bitenleri neden hiç açıklamadı?

    açıklamıyor, çünkü şu anda beşiktaştan ekmek yiyor. nasıl olsa zalad 2 bin kilometre uzakta, duymaz, görmez zannediyor, ondan konuşmuyor. sinanla her zaman iyi diyaloglarım oldu. geçen sene o formalar yapılırken sinan konuşabilirdi; ama yönetimle karşı karşıya gelmek istemedi. üç-beş maç forma giyenlere saygı gösteriyorlarsa, benim 120 maçıma daha çok saygı duymaları gerekirdi.

    hiç şikeyle karşı karşıya geldiğiniz olmadı mı?

    1990-91 sezonuydu. f. bahçe ile beşiktaş çekişiyor. a. gücü de f. bahçe ile istanbulda oynayacak. o hafta da annem ve kayınvalidem belgradtan geliyordu. onları karşılamaya gittim. sonra da beşiktaşlı olan çok iyi bir dostumla yemek yedik. yemek esnasında ismini veremeyeceğim dostum bana o dönemler beşiktaşın popüler yöneticilerinden birinin çekini uzattı. çekin üzeri boştu. dostum, eğer f. bahçe maçında iyi oynayıp gol yemezsen, çeki kendin dolduracakmışsın. dedi. yemek masasında daha çorbalarımızı içiyorduk ve ben hanımla anneme, kalkın, toparlanın, hemen ankaraya gidiyoruz. dedim ve çeki yırtıp attım. ben paramı kulübümden alıyorum. söyle o yöneticiye o parayı kimsesiz çocuklara versin. deyip ankaraya döndüm.

    daha çok kaynak olmasına karşın hem makaleyi okuyanlara daha zülh vermemek hem de zalad'ın röportajı hemen her şeyi özetlediğini düşünerek sözlerime nokta koymak istedim. zira üstüne pek bir şey eklemeye gerek yok.

    zalad'a atılan iftiranın, galatasaray'a atılan iftiranın ve beşiktaş taraftarına yüklenen bu efsane nefretinin bir sonucu mudur bilinmez, geçen sezon beşiktaş, liverpool'a 8-0 kaybetti ve daha fazlasından da allah kurtardı. ne diyelim ilahi adalet.

    çok öteden gelen edit: imla
  • 58
    bazı spor programlarında hala şu maçtan önce beşiktaş'ın averajda 2 gol öndeyken geçildiğini dile getiren tipler var türk spor basınında, bu işten ekmek yiyorlar bir de bu tipler.
    aynı sezonda bundan 2 ay kadar önce beşiktaş aynı ankaragücü'ne 6 atınca müthiş oyun,
    yine o dönemlerde adanademirspor'a 10 atınca süper oyun,
    içinde bulunduğumuz 2020-2021 sezonunda hatayspor' 7 atınca harika beşiktaş.
    iş galatasaray'ın farklı galibiyetine gelince "oooovv, şike", ne güzel dünya değil mi.
    ki o sezonki (92-93) galatasaray 10 kişiyle fener'i kadıöy'de 4 lemiş, 9 kişiyle beşiktaş'tan kupayı almış, aynı beşiktaş'ı tsyd, lig, kupa, c.başkanlığı kupası..... bilimum dalda tokat manyapı yapmış, başlığında bulunduğumuz maçtan birkaç ay sonra şampiyonlar ligi ön elemesinde manu'ya (ki o manu'yu da hatırlayanlar nasıl belalı bir takım olduğunu iyi bilir) old tradford'u dar etmiş bir takımdı.
    ama beyler 6-7-8'i sahiplenmiş, kendilerinden başka atan olunca hoooop şike.
    he canım he, kesin şike, hatta şike şike.....
  • 59
    beşiktaşlıların sığındığı liman. zannedersin ki ilgili sezon da son haftaya şimdiki gibi onlar önde girmiş de biz bu maçın skoru ile şampiyon olmuşuz. yok öyle dünya. o sezonki beşiktaş bu sezonki galatasaray gibiydi. yani averaj ile önde olan galatasaray idi.
    kaldı ki ayni gun oynanan ve şampiyonun belirleneceği iki maçtan biri olan besiktas gençlerbirliği maçında hala aciklanamayan konular vardir. gençlerbirliği bu maç öncesi önemli iki adamını kadro dışı bırakmıştır ve nedeni de belli degildir.
    ulan hadi hepsini geçtim 2007 den sonra bari bu iddiayı devam ettirmeyin. marsilya size dedi mi şike yapıyorsunuz diye? benayoun, gerrard, babel şike yaptığınızdan mı attı golleri?
  • 60
    bu maçla ilgili o gün henüz doğmamış kaç tane beşiktaşlıyı ya da her yaştan yancı fenerliyi tff’nin internet sitesi üzerinden 1992-93 sezonu son hafta puan tablosunda aritmetik yaptırarak hayata küstürdüm hatırlamıyorum. ha, aralarından “bu site yanlış” ya da “sen girip değiştirdin?” diyenler çıkmadı değil. ya rabbi nasıl kafalar bunlar.

    o yıllarda bilgi ortadan hemen kayboluyordu, teyit etmek zordu. “galatasaray’ın 8-0 yenmesi gerekiyordu, yendi” diye bir yalan uydurup, kendileri de inandılar. teknolojinin bu denli gelişip ayağa düşeceğini hesaplayamadılar tabi. şimdi girip bakıyorsun, 1-0 da yetiyormuş, görüyorsun. zaten azaldı bu maçın üzerine dönen muhabbet. özellikle 90’ların sonunda öyle böyle kafa ütülemiyorlardı.

    beşiktaş’ın kimyasını bozan, üst üste dördüncü şampiyonluk hayallerini yıkan maç.
  • 66
    bu maçtan bahseden rakip taraftara şunu soruyorum, "o gün galatasaray'a şampiyon olmak için kaç fark lazımdı?". %90'ı, 5 lazımdı, 6 lazımdı diye sallıyor, tamam çocuğum öğren gel öyle konuşalım diyorum gönderiyorum.

    maç başında beşiktaş'tan 2 averaj önde olduğumuz, beşiktaş son maçını 2 farklı kazandığı için 1 farklı galibiyette bile şampiyon olacağımız maçtır.

    aynı zamanda 8 attığımız ankaragücü, o sene küme düşmekten 1 puan farkla kurtulan karşıyaka'ya kendi sahasında 5-0 kaybetmiştir.

    aynı zamanda 8 attığımız ankaragücü, 29. hafta maçında, önceki 28 haftada sadece 1 galibiyet almış ve küme düşmesi kesinleşmiş konyaspor'a da yenilmiştir.

    aynı zamanda 8 attığımız ankaragücü, o sezon kendi sahasında beşiktaş'a da 6-0 yenilmiştir.

    karşıyaka'nın 5 attığı, beşiktaş'ın 6 attığı, küme düşmüş, kimseyi yenemeyen konya'nın yenebildiği takıma 8 atmışız, yıllardır bunu konuşuyorlar. konuşun durun ne diyeyim.
  • 54
    yıllardır beşiktaşlılar tarafından "galatasaray'ın 8 gole ihtiyacı vardı o yüzden 8 gol atıp şampiyon oldular" diye yalan söylenerek şike iması yapılan maç. o zamanlar internet falan yoktu da, anlatıp anlatıp ikna edemezdik bu tinercileri. şimdi ise maçkolik'i açıp sokuyorsun ağızlarına, sus pus oluyorlar.

    ayrıca aynı beşiktaşlılara, 85-86 sezonunda hem puan hem averaj olarak kafa kafaya giden iki takımı ve bu iki takımdan biri olan beşiktaş'ın sondan bir önceki hafta sakaryaspor'u 6-0 yenip averajını düzelttiğini ve sonunda +7 averaj farkla ikinci galatasaray'ın önünde şampiyon olduklarını hatırlatınca da büyük bir sessizliğe kavuşuluyor.

    özet: at yalanı öpeyim inananı.

    edit: imla
  • 13
    öğrencievinde rakı muhabbetinde bu konu geçmişti bir kere. koyu beşiktaşlı arkadaşım ısrarla galatasaray'ın 7-0 kazansa dahi şampiyon olamayacağını, şampiyonluk için illa ki 8 farklı bir galibiyetin gerektiğini söylüyordu. önce adam akıllı anlattım, sonra rakının etkisiyle hafiften hırlaştık ve bir büyük rakıya iddiaya girip işi tatlıya bağladık. hiç uzatmadan bir gün sonra mackolik.com'un arşivinden 1-0'lık galibiyetin bizi şampiyon yapacağını kanıtladım. inanın çocuk ne diyeceğini bilemedi. sanki anne babasının üvey olduğunu öğreniyordu. demem o ki bu arkadaslar kendi yalanlarına kendilerini öyle bir inandırmışlar ki mantık, sorgulama dürtüsü tamamen devre dışı kalmış.

    merak eden varsa soyleyeyim, şerefsiz rakımı hala almadı.
  • 67
    istediğiniz kadar ağlak ve pislik beşiktaş taraftarına hatay maçını hatırlatın onlar açısından hiçbir şeyi değiştirmeyecek maç.

    adamlar taç atışı ile koca şampiyonluklarının çalındığını iddia edecek kadar hak yiyecek zihniyete sahip zavallı bir topluluk. onların derdi bizim 8 atmamız değil ki... içlerindeki galatasaray nefreti öyle bir boyutta ki maçlarımızı kendileri yönetse yine de hakem derler.. eee dünyanın en iğrenç topluluğu olmak bunu gerektirir..
  • 68
    bu maçın mevzusunu açan beşiktaşlı dostlarınıza o sezon kendilerini ligde, kupada, tsyd'de, c.başkanlığı kupası'nda, kısaca her kulvarda nasıl tokat manyağı yaptığımızın hatırlatılması da farzdır.
    aşağı yukarı 86-87 şampiyonluğumuzu hatırladığımı hesaba katarsak yaklaşık 35 yıldır takip ettiğim galatasaray futbol takımlarında beni oyun ve mücadele olarak tatmin eden takımlar sıralamasında ilk 3'e yazacağım dönemdir.
    sağolsun babam sıkça maçlara da götürürdü o dönem (hey gidi sami yen atmosferi), rakipleri nasıl eze eze yendiğimizi iyi hatırlıyorum, yeri geldiğinde 10 kişi ile (fener'e kadıköy'de 4 atmışlığımız var), kimi zaman 9 kişi ile (ligde trabzon'a 65 dk 9 kişi oynayıp, golü bulup, sok dk golüyle galibiyeti kaçırdığımız, kupa finalinde ise şerefli-hakkılı efendilerden kupayı söke söke aldığımız maçlar var) rakiplerine sahayı dar eden bir takımdı o.
    bu nedenle benim üzüntüm böyle iyi bir takımla ankaragücü'ne 11 atıp efendilerin 10-0'lık ads rekorunu tarihe gömememek oldu.
    kısaca, bu maçta ankaragücü 8 yiyip 18 yemediğine şükretsin, zira öyle "takım"dı o günkü galatasaray futbol takımı...

    (bkz: 4 ekim 1992 galatasaray trabzonspor maçı)
    (bkz: 11 nisan 1993 fenerbahçe galatasaray maçı)
    (bkz: 5 aralık 1992 beşiktaş galatasaray maçı)
    (bkz: 7 nisan 1993 beşiktaş galatasaray maçı)
    (bkz: 12 ağustos 1992 galatasaray beşiktaş maçı)
  • 41
    simdi oncelikli olarak soyle bir havami atayim: (bkz: oradaydim) ama tabi bir yandan da yasimiz ortaya cikiyor.

    o macin sonrasinda yasanan 'sikedir, degildir" tartismasi inanin olaydan bir 10 sene sonra baslayandan daha azdi. yok efendim 8 gol lazimmis da, bu kadar bariz sike yapilmazmis da, falan felan. tabi bunun nedenlerinden biri bu tartismayi simdilerde yapanlarin o gunu hatirlayacak yasta olmamasindan kaynaklaniyor. kulaktan dolma, dogru yanlis bilgilerle atip tuma olayi. o yuzden o gunden aklimda kalanlari paylasmak istedim.

    ilk olarak soyleyelim ki, evet son hafataya girilirken 2 averaj ustunlukle cikiyorduk sahaya, bu da demektir ki biz maci 1-0 alsak, basiktas'in 3-0 yapmasi gerekiyordu. bu konu net, bize 8-0 falan lazim degildi. ancak su da dogrudur ki, besiktasin kac farkli yenecegini tahmin edemedigimizden, bize de mumkun oldugunca farkli yenmek dusuyordu. simdi besiktas 3-1 yenmis, biz 1-0 da yensek olurdu demek de pek dogru degil aslinda. zira sampiyonlugu daha ilk 45 dakikada 5-0'a getirip garantilemis, inonude ki maci formaliteye sokmustuk. yani acaba bizim mac 0-0, ya da 1-0 gibi makul sonuclarla devam etseydi, besiktas 3-1'den farkli bitirebilir miydi maci? evet, bence bu hakli bir aciklama. yani 1-0'in bize yetiyor olmasi takimimizi savunurken kullanacagimiz bir arguman olmamali bu durumda.

    gelelim maca. tribunler gecekondu kale arkasi haric tamamen sari kirmizi renklere maca 5-6 saat kala burunmus, kapilar daha oglen olmadan kapanmisti. yanlis hatirlamiyorsam mac ogleden sonra 3-4 gibi baslayacakti. ankaragucu o zamanlar kendi sahasindaki maclarda bile anca kale arkasini doldururdu ki, o gun o tribunun bile bir bolumu bos, bir bolumu de galatasaraylilarla doluydu. ankaragucu ile ilgili diger bir not, takimin o donemde yillarca 9-10. sirada yer almasi, ligin son 5-10 haftasina girerken rahatlamasi ve hedefsiz kalmasiyla ilgili olabilir. zaten ankarada o takimin ligin ikinci yarisinda gereken maclari iceride disarida sattigi ile ilgili espriler, efsaneler havalarda ucusurdu. o sene de kendi sahasinda kume dusme mucadelesi veren karsiyakadan 5 yemesi enteresandi ki ayni ankaragucu ayni sahada konyaya 8 tane atmisti. cok bilinen besiktas, fener maclarina deginmiyorum bile- zaten pek buyuk maclardan puan koparabilen bir takim degildi o zamanlar.

    macin baslamasiyla, galatasarayin rakip kaleye cullanmasi ve ilk 10 dakika icinde gollerin gelmesi bir oldu. ayni dakikalarda istanbuldan da gol haberi geldi ama beklenenin aksine genclerbirligi atmisti golu. bunun sevinci uzun sure surdu ankarada da. o genclerbirligi aslinda hafta icinde 4 as oyuncusunu birden bire kadro disi birakmis, adnan polat ve galatasaraylilarin buyuk tepkisine yol acmisti. acikcasi mac oncesi supheli bir durum olacaksa bunun istanbuldaki macta yasanacagina dair bir inanis hakimdi.
    neyse ankaraya donelim. maraton tribunundeydim ve o gun sag kanatta, ilk yari bize yakin olacak sekilde ugur tutuneker'i hatirliyorum. hatta ara ara tribune donup besiktas macini sordugunu da. o macin ilk yarisinin sonlarina dogru 1-1 olurken, biz devre arasina sampiyon olarak giriyorduk. o an maci izlerken, sike ile ilgili bir durum sezemesem de, daha ilk yaridan 5-0 olmasi dogal olarak ben de bile biraz suphe uyandirmisti. ama ote yandan uzun yillardir ankaragucunu de takip eden bir ankarali olarak, o takimin nasil dagilabildigini, yil sonuna dogru nasil rehavete girip enteresan maglubiyetler aldigini da biliyordum. icimden sirf besiktaslilarin agzina dusmemek icin daha fazla gol atilmamasini, belki besiktasin da yaptigi gibi 6-0 yapip birakilmasini istedigimi de hatirliyorum. ama mac ikinci yari oyle bir kedi-fare oyununa dondu ki, artik o ortamda gol atmamak sike yapildiginin kaniti olurdu. ankaragucu tamamen dagilmis, mac bitse de gitsek havasina girmisti. hayatimda ilk defa ankaragucu taraftarinin bir istanbul takiminin gollerini alkisladigina o macin ikinci yarisinda sahit oldum. zaten son 15-20 dakika o taraftardan da kimse kalmadi stadda.

    bu arada besiktas da iki gol bulmus, maci kazanmisti. onlar da sergen basta olmak uzere, omuzlarda sampiyonluk kutluyorlardi mac sonu. ama gercek sampiyonun kutlamalari inanilmazdi. akillara kazinan tugay-falco dansi mi dersin, sadece beyaz donuyla kalmis arifin oradan oraya kosusu mu dersin hersey vardi. hakan, tugay, arif, bulent gibi isimlerin liderlik ettigi muhtesem jenerasyonun ilk sampiyonlugudur bu. ankara sokaklari gec saatlere kadar sari-kirmizi kiyafetli insanlarla doluydu.

    macin ertesi gunu ve o hafta gazeteler tabi ki genis yer verdiler maca. besiktas tarafindan suclamalar falan tabi ki vardi ama inanin bir kac hafta surdu bu en fazla. o sezon yanlis hatirlamiyorsam tsyd, kupa falan derken basiktasla 4-5 defa oynayip hic yenilmemistik. cogu besiktasli bile sampiyonlugu galatasarayin hakettigi konusunda birlesiyordu. zaten cumhurbaskanligi kupasi macinda da maglup edince sesleri kesildi, bu macla ilgili muhabbetin tekrar baslamasi icin o gunleri hatirlamayacak jenerasyonun buyumesi beklendi. simdi artik o gunlere ulasmis gibi duruyoruz, o yuzden bunlari anlatayim istedim.
  • 27
    ah ulan arif, götz, gütchov, hakan. ayaklarınıza kramp gireydi de 7 gol fazla atmasaydınız. oğlum hiç bu günleri düşünmediniz mi? ilerde belediyespor'u yenmek için bile şike yapacak durumdaki en büyük rakibin enselenecek, götü kurtarmak için bu maçın diyetini isteyecek. akıl edemediniz mi? radyo'damı yoktu o zamanlar, kenardan yeter diyen de mi olmadı?

    maçın canlı şahidiyim, maçtan önce ki gece tugay'la konuştum, istanbul'daki maçtan hezimet beklediğimizden açıkça korkuyorduk. abi korkmayın, ölümüne oynayacağız demişti. çok net hatırlıyorum, 60-65 ten sonra gol olmadı. isteseydik 10 tane de atardık. tek farklı galibiyet yetiyordu, biri çıksın sustursun şu ağzından salya akanları.
  • 52
    birkaç hafta önce kümede kalma savaşı verirlerken üstelik aynı takıma aynı stadta 6 (yazıyla altı) atarlarken tertemizler, pir-ü paklar; ama adamlar kümede kalmış ve son hafta aynı stadta 2 tane fazla yiyince ooooovvv! hadi ordan efendiliklerini gondiklediklerim!

    ikili averaja kalsak zaten şampiyonduk. ligde de kupada da tokatladık ya saltanatlarını bitirdik ya o sezon ondan kuduruyorlar. tabi piero miero yok mal mal goller at, saçma sapan penaltılarla namağlup şampiyon ol, sonra gelsin birisi senin o edirnenin ötesinde işlemeyen andaval futbolunu yerin dibine soksun.. ben olsam ben de ağlarım!
  • 29
    hıncal uluç yazdı zaten bu konuyu enine boyuna. neydi yazdığı; atılan beş golün zaten hiçbir kaleci tarafından kurtarılamayacağıydı. kalan 3 golde de kaleci hatası olsa ne yazar. ayrıca o dönemlerde abuk subuk goller yiyen o kadar çok kaleci vardı ki; anlatmak yetmez, izlemek gerekir. galatasaray tertemizdir, attıkları boklar bize gelmez kimse merak etmesin.
  • 55
    (bkz: tarihte bugün)

    beşiktaşlıların hala ama hala "size 8 gol lazımdı 8 attınız" diye kendini avuttuğu ve bize çamur attığı maç.

    tff arşivine bakıp 1-0'ın bile yettiğini idrak edemeyecek kadar beyinleri uyuşmuş.

    aynı yıl ankaragücü'nü 6-0 ve 4-0 yendiklerini söylemezler veya bilmezler.

    kaldı ki biz o gün 10 gol lazım olsa 10 gol atacak oyunu da oynadık. kafa olarak havlu atmış ve birçok oyuncusu sakat(!)* vb sebeplerle oynamayan bir takıma o günün şartlarında 8 atmak zor iş değil yani.

    (bkz: kudurun)
  • 45
    buraya da yazalım, ilgili başlık burası...

    1992 - 1993 sezonunda şampiyon olduğumuz, 8-0 biten ankaragücü maçının dillere dolandığı sezondur.çook uzun zaman önce yazdığım 8-0 biten maça dair yazım alttadır, bu maçı konu edenlere gösterilmesi halinde cevap veremeyecekleri kesindir.zira bu zamana kadar cevap alınamamıştır.beşiktaş'ın " şerefli ikincilik " masallarına tuz biber ekmetedir ;

    galatasaray 8 - ankaragücü 0

    her şeyden önce bir olayla başlayalım.bilmiyorum hatırlar mısınız, kanal 6'da faik çetiner'in sunduğu, ihsan kalkavan'ın yorumcu olduğu bir spor programı vardı.yine bir program esnasında yaklaşık 1 saat ankaragücü muhabbetinden başlayarak, 8-0 skorundan devam ederek her fırsatta " şikeci zalad, hain zalad, maçı satan baş kişi zalad " diye saydırdı durdu.gece ilerleyen saatlerde programa gelen bir telefon herkesi heyecana boğdu, arayan kişi zagrep'ten programı izleyen zalad'tı.

    başladı ihsan kalkavan'a saydırmaya ;

    " benim 8 golüde hatalı yediğimi söylüyorsun ama maçın 46. dakikasında oyundan çıktığımdan haberin yok, şike yapıldı diyorsun ama o dönemde beşiktaş'tan gelip bizde oynayan oyuncular olduğundan bahsetmiyorsun ? galatasaray nasıl ankaragücü'ne 8 tane atar, kesin şike var bu kadar gol yenir mi ? diyorsun ama beşiktaş'ın bizi 6-0 yendiği maçta golleri nasıl attığınızdan bahsetmiyorsun. bizim galatasaray maçından bir önceki hafta ligden düşmesi kesinleşmiş ve lig sonuncusu konya'ya yenildiğimizden haberin yok " diye devam etti.

    uzatmayalım, sizin şu an ki asılsız iddalarınızın baş savunucusu ihsan kalkavan o programdan sonra iki üç hafta zorlanmadığı sürece ağzını açamadı.zalad konuşurken mordan pembeye, pembeden kırmızıya çalan yöneticinin görüntüsü hala gözlerimin önünde.

    bakın şimdi şunu sorayım, bizim 8-0 biten maçın gollerini arasanız hemen bulursunuz da, beşiktaş'ın 6-0 yendiği maçın görüntülerini bulamazsınız, düşünün bakalım neden ?

    http://imageshack.us/a/img835/1018/nqd9.png

    bakın yukarıdaki maça, nasıl olmuşsa beşiktaş şikesiz !!! 6 tane atmış kadrosunda beşiktaş'lı oyuncularda olan ankaragücü'ne.ankaragücü'nün ilk onbirindeki en ilginç isimde sinan engin !

    http://imageshack.us/a/img9/3598/np04.png

    allah allah ne kadar ilginç. 85 gol yiyen ve sadece 29 gol atabilen, ligden düşmesi kesinleşmiş konya, ligin bitimine 1 maç kala ankaragücü'nü nasıl da yenmiş ? lig sonuncusu olan konya'nın yendiği, beşiktaş'ın 6 tane attığı ankaragücü'ne nasıl olurda galatasaray 8 tane atar şaşılacak şey !!!

    http://imageshack.us/a/img842/9817/huc9.png

    bakar mısınız tabloya, ligin bitimine 5 hafta kala, ankaragücü kendi evinde düşmemek için çırpınan karşıyaka'dan tamı tamına 5 tane yemiş.ligde tutunmaya çabalayan karşıyaka'nın 5 tane attığı takıma, beşiktaş'ın şikesiz !! 6 tane gözü kapalı attığı takıma galatasaray ne cürretle 8 tane atar !!!

    http://imageshack.us/a/img855/1522/fb41.png

    yukarıdaki maça bakın, beşiktaş'lı yöneticilerin galatasaray 5 tane attı diye laf etti dediğiniz takım konya'ya beşiktaş, tereyağından kıl çeker gibi şikesiz !!! tam 7 tane atmış.

    hay gözünü sevdiğimin şerefli ikincisi !!!
App Store'dan indirin Google Play'den alın