simdi oncelikli olarak soyle bir havami atayim: (bkz:
oradaydim) ama tabi bir yandan da yasimiz ortaya cikiyor.
o macin sonrasinda yasanan 'sikedir, degildir" tartismasi inanin olaydan bir 10 sene sonra baslayandan daha azdi. yok efendim 8 gol lazimmis da, bu kadar bariz sike yapilmazmis da, falan felan. tabi bunun nedenlerinden biri bu tartismayi simdilerde yapanlarin o gunu hatirlayacak yasta olmamasindan kaynaklaniyor. kulaktan dolma, dogru yanlis bilgilerle atip tuma olayi. o yuzden o gunden aklimda kalanlari paylasmak istedim.
ilk olarak soyleyelim ki, evet son hafataya girilirken 2 averaj ustunlukle cikiyorduk sahaya, bu da demektir ki biz maci 1-0 alsak, basiktas'in 3-0 yapmasi gerekiyordu. bu konu net, bize 8-0 falan lazim degildi. ancak su da dogrudur ki, besiktasin kac farkli yenecegini tahmin edemedigimizden, bize de mumkun oldugunca farkli yenmek dusuyordu. simdi besiktas 3-1 yenmis, biz 1-0 da yensek olurdu demek de pek dogru degil aslinda. zira sampiyonlugu daha ilk 45 dakikada 5-0'a getirip garantilemis, inonude ki maci formaliteye sokmustuk. yani acaba bizim mac 0-0, ya da 1-0 gibi makul sonuclarla devam etseydi, besiktas 3-1'den farkli bitirebilir miydi maci? evet, bence bu hakli bir aciklama. yani 1-0'in bize yetiyor olmasi takimimizi savunurken kullanacagimiz bir arguman olmamali bu durumda.
gelelim maca. tribunler gecekondu kale arkasi haric tamamen sari kirmizi renklere maca 5-6 saat kala burunmus, kapilar daha oglen olmadan kapanmisti. yanlis hatirlamiyorsam mac ogleden sonra 3-4 gibi baslayacakti. ankaragucu o zamanlar kendi sahasindaki maclarda bile anca kale arkasini doldururdu ki, o gun o tribunun bile bir bolumu bos, bir bolumu de galatasaraylilarla doluydu. ankaragucu ile ilgili diger bir not, takimin o donemde yillarca 9-10. sirada yer almasi, ligin son 5-10 haftasina girerken rahatlamasi ve hedefsiz kalmasiyla ilgili olabilir. zaten ankarada o takimin ligin ikinci yarisinda gereken maclari iceride disarida sattigi ile ilgili espriler, efsaneler havalarda ucusurdu. o sene de kendi sahasinda kume dusme mucadelesi veren karsiyakadan 5 yemesi enteresandi ki ayni ankaragucu ayni sahada konyaya 8 tane atmisti. cok bilinen besiktas, fener maclarina deginmiyorum bile- zaten pek buyuk maclardan puan koparabilen bir takim degildi o zamanlar.
macin baslamasiyla, galatasarayin rakip kaleye cullanmasi ve ilk 10 dakika icinde gollerin gelmesi bir oldu. ayni dakikalarda istanbuldan da gol haberi geldi ama beklenenin aksine genclerbirligi atmisti golu. bunun sevinci uzun sure surdu ankarada da. o genclerbirligi aslinda hafta icinde 4 as oyuncusunu birden bire kadro disi birakmis, adnan polat ve galatasaraylilarin buyuk tepkisine yol acmisti. acikcasi mac oncesi supheli bir durum olacaksa bunun istanbuldaki macta yasanacagina dair bir inanis hakimdi.
neyse ankaraya donelim. maraton tribunundeydim ve o gun sag kanatta, ilk yari bize yakin olacak sekilde
ugur tutuneker'i hatirliyorum. hatta ara ara tribune donup besiktas macini sordugunu da. o macin ilk yarisinin sonlarina dogru 1-1 olurken, biz devre arasina sampiyon olarak giriyorduk. o an maci izlerken, sike ile ilgili bir durum sezemesem de, daha ilk yaridan 5-0 olmasi dogal olarak ben de bile biraz suphe uyandirmisti. ama ote yandan uzun yillardir ankaragucunu de takip eden bir ankarali olarak, o takimin nasil dagilabildigini, yil sonuna dogru nasil rehavete girip enteresan maglubiyetler aldigini da biliyordum. icimden sirf besiktaslilarin agzina dusmemek icin daha fazla gol atilmamasini, belki besiktasin da yaptigi gibi 6-0 yapip birakilmasini istedigimi de hatirliyorum. ama mac ikinci yari oyle bir kedi-fare oyununa dondu ki, artik o ortamda gol atmamak sike yapildiginin kaniti olurdu. ankaragucu tamamen dagilmis, mac bitse de gitsek havasina girmisti. hayatimda ilk defa ankaragucu taraftarinin bir istanbul takiminin gollerini alkisladigina o macin ikinci yarisinda sahit oldum. zaten son 15-20 dakika o taraftardan da kimse kalmadi stadda.
bu arada besiktas da iki gol bulmus, maci kazanmisti. onlar da sergen basta olmak uzere, omuzlarda sampiyonluk kutluyorlardi mac sonu. ama gercek sampiyonun kutlamalari inanilmazdi. akillara kazinan tugay-falco dansi mi dersin, sadece beyaz donuyla kalmis arifin oradan oraya kosusu mu dersin hersey vardi. hakan, tugay, arif, bulent gibi isimlerin liderlik ettigi muhtesem jenerasyonun ilk sampiyonlugudur bu. ankara sokaklari gec saatlere kadar sari-kirmizi kiyafetli insanlarla doluydu.
macin ertesi gunu ve o hafta gazeteler tabi ki genis yer verdiler maca. besiktas tarafindan suclamalar falan tabi ki vardi ama inanin bir kac hafta surdu bu en fazla. o sezon yanlis hatirlamiyorsam tsyd, kupa falan derken basiktasla 4-5 defa oynayip hic yenilmemistik. cogu besiktasli bile sampiyonlugu galatasarayin hakettigi konusunda birlesiyordu. zaten cumhurbaskanligi kupasi macinda da maglup edince sesleri kesildi, bu macla ilgili muhabbetin tekrar baslamasi icin o gunleri hatirlamayacak jenerasyonun buyumesi beklendi. simdi artik o gunlere ulasmis gibi duruyoruz, o yuzden bunlari anlatayim istedim.