• 104
    hocamızın ali sami yen e ve taraftarımıza galibiyet ile merhaba dediği maçtır. takım olarak daha çok yolumuz var, kapalı savunmaları çözmekte zorlanıyoruz, savunmamız tecrübeli ancak ağır kalıyor, orta saha da her ne kadar tek golümüzü atan oyuncu olsa da mustafa sarp oyunu çok yavaşlatıyor bana kalırsa sadece iyi bir yedek olabilir, ayhan yine vazgeçilmez olacak gibi gözüküyor çünkü sorumluluktan kaçmıyor, savunma top çıkaracağı zaman veya top sıkıştığında ayhan sürekli pas isteyip oyunu açmaya çalıştı ancak mustafada bu özelliği göremedim. hücum hattımız için yorum yapmak erken, keita ve hazır bir kewell ile beraber izlemek gerekiyor ancak tobol gibi sadece defans yapan takımlara karşı baros ile nonda yı beraber deneyebiliriz diye düşünüyorum, kaptanımız için ise diyebileceğim şudur ki, kaptan gibi oynadı, asist yaptı, gollük şutlar çekti, çalım attı, takımını sırtladı, sahanın yıldızıydı. hocamız çok doğru değişiklikler yaptı önce yaser-kewell ile aklımızdan geçeni uyguladı sonra serdar sakatlanınca ardayı hücum hattına yerleştirip, sabriyi orta sahaya kaydırdı ve linderoth ile sabriyi önlü arkalı kullanmaya başladı ve bu değişiklik ile sağ taraf daha iyi işlemeye başladı.
    gecenin güzellikleri: taraftarımızın ardaya, rijkaarda ve haldun üstünel e açtığı pankartlarla destek olması ve takımımızın uzun bir aradan sonra duran top ile 2 gol birden bulması.
    gecenin olumsuzlukları: henüz hazır olmayışımız maccabi maçı öncesi beni tedirgin etti ayrıca çok iyi oynamakta olan serdar ın şanssız bir şekilde sakatlanması da kötü oldu.
  • 105
    skor ya da tur için gereken şeyler yazarlarımız tarafından söylenmiş. ben olaya biraz daha farklı yönden bakmak istiyorum.

    bu gecenin en önemli şeylerinden biri, linderoth'un dönüşüydü benim için. iki sezonda on beş maça çıkmış, sakatlıklardan başını kurtaramamış ve bu yüzden takımdan gönderilmesi sık sık gündeme gelmiş linderoth, çıkıp özlediği işi yaptı bugün. belki tedirgindi, tutukluk vardı üzerinde; ama geri dönüş sinyallerini verdi. linderoth'un kalitesini tartışmaya gerek yok. şu an onun ihtiyaç duyduğu en önemli şey, kendisine güvenen bir hoca. rijkaard da ona olan güvenini gösterdi bu gece. iki yıldır nerdeyse hiçbir şey yapamamış linderoth'u tereddüt etmeden sahaya sürdü. yeniden bir şanssızlık yaşamazsa, linderoth'un bu güveni boşa çıkarmayacağını düşünüyorum.

    mustafa sarp'ın, taraftarı golle selamlaması da kendisi adına oldukça güzeldi. geldiğinde tereddütle yaklaşılan ve hala tam olarak güvenilmeyen mustafa sarp, bu golle dikkatleri üzerine çekti. yeni geldiği büyük bir kulüpte, taraftarla buluştuğu ilk maçında golünü atması çok keyifliydi. belki bu golle kendine güveni daha da sağlamlaştı ve kendisinden beklenenler için daha farklı bir profil çizmeye başlayacak bundan sonra. yani bu gol, mustafa sarp için bir milat olabilecek kadar değerlidir bana göre.

    serdar, bu maçta kendisine verilen fırsatı iyi değerlendirmiştir bence. rakipten dirsek yiyip oyundan çıkmasaydı, eminim daha güzel şeyler izletecekti bize. onu izlerken, arda'nın avrupa maçında kendini göstermesi geldi aklıma. belki yeni bir arda olacak serdar, o da yüzümüzü arda gibi güldürecek. bugün başına gelen talihsizliğin önünü keseceğini düşünmüyorum. rijkaard ona gerekli önemi verecektir. bu genç adam, çok yakında hepimizi en az arda kadar kendine hayran bırakacak. bu maçta çok değerli bir oyuncu kazandığımızı ilan etmek yanlış olmaz.

    sabri yine eleştiriliyor, yine hakkında çok şey söyleniyor; ama bugün kullandığı duran top oyunun kaderini değiştirdi. on bir kişiyle defans yapan bir takıma karşı çok kritik bir gol atmamızın yolunu açtı. bana kalırsa, ilk maça göre çok daha iyiydi. bugün yaptığı asist için, asla eleştirmeyeceğim sabri'yi. orta açmadaki sorunu devam etse de, sürekli bindirmeler yapması güzeldi.

    rijkaard'ın taraftarla buluşması muhteşemdi. hocamızın nasıl desteklendiğini ve taraftarımızın ona nasıl güvendiğini bu maç öncesi çok net gördüm. bu bence çok önemli. büyük başarılara alışkın olmamız sebebiyle, zaman zaman sabırsız olup acımasız eleştiriler yapabiliyoruz. bugün bunun değişeceğini hissettim. rijkaard'a çok güveniyoruz ve onun kalitesinin farkında olduğumuz için, sabır göstermeye hazır olduğumuzu cümle aleme ilan ettik. taraftarın bu büyük desteği hem hocamız hem de oyuncularımızı için ekstra motivasyondur. gelecek maçlarda daha hırslı ve daha savaşçı bir galatasaray göreceğimizin habercisidir.

    bugünkü maç skordan çok, oyuncuların yeni başlangıçlar yapması için önemliydi. bunun da gerçekleştiğini düşünüyorum. galatasaray'ımızın oyun anlayışının değişmeye başladığını ve yeni sistemin oturmaya başladığını gördüm. her şey daha iyi olacaktır. sabır göstermek yeterli.
  • 106
    maçı biraz değerlendirirsek;

    orkun uşak: yine aynı deliydi pek görev düşmedi ama düşseydi bişey yapamazdı eminim. nedense 2 sezon önce ki kasımpaşa maçından beri gıcığım bu kaleciye.
    sabri sarıoğlu: yine dağlara taşlara attığı toplara rağmen asist yaptı. yinede o mevkiiye hemen uğur uçarın geçmesi tek temennimiz.
    servet çetin: iyiki gitmemiş dedirtendir. bu maçta sahanın yıldızıydı. süper oynadı tek bir hatası yok. yeri geldi sol bek oldu, yeri geldi oyun kurdu, gitti birde gol attı daha ne olsun.
    gökhan zan: tek laf (bkz: emre güngör)
    hakan balta: yine aynı efendi yine aynı basit oyunun kralı. göze batmadan yine iyi oynadı.
    ayhan akman: geçen sezondan uzak bi görüntü verdi ama tekniği ile iyi işler yaptı.
    mustafa sarp: mehmet topalı arattı güzel oynuyor fakat belki alışamadı belkide bu kadardır bilemiyorum.
    arda turan: küçük metinimiz bugün yine iyi oynadı serdar eylikin yapamadığını ona öğretmek için uygulamalı gösterdi adeta. serdarın rol modeli olduğu artık kesin. güzel oynadı, oyunu açtı, sahanın en iyilerindendi.
    serdar eylik: geleceğin arda turanıdır umarız kendini geliştirir. bu arada geçmiş olsun.
    yaser yıldız: daha 1440 fırın ekmek yemesi gerekli.
    milan baros: ortalama bir oyun oynadı.

    ilk 11 böyleydi yani. ve gelelim rijkaard; galatasaraya gelmesine şaşırdık, şaşırmakta da haklıymışız. müthiş yönetti.**
    kısacası kolay ama ders çıkarılması gereken bir maç oldu. umarım bu orantısız oyun daha hazır olmamamızdandır.
  • 107
    oldukça hatırı sayılır sayıda kombinenin turnikeleri açmadığı bir maç olarak aklımda kaldı, aklımda kaldı çünkü hepimizin elinde aynı anda alınmış seri numaralı kombinelerden birer tane olmak üzere girmeye çalışıyorduk ki kardeşim dışarda kaldı, gerekçe ise kombine ile giriş yapılmış olması (o nasıl oluyorsa), bunu anlaması içinse yaklaşık bir saat koşturması gerekti biz içerideyken ama ne yazık ki onun gibi 30 kişi kadar daha varmış, sami yen'in turnikelerinin ayıbı ne yazık ki bu maçta da kendini gösterdi ve o kadar insan parasını peşin ödedikleri sezonun ilk maçına giremedi, hiçbir şekilde de yardımcı olmadılar. bir kişi eksik girdiğimiz maçın başlama vuruşundan hemen önce konfetiler atıldı, insanların gözünün içi gülüyordu, bir yarım dışarda kalmış olsa bile diğer bir taraftan mutlulukla doldu içim. maçı değerlendirsek-ki futbolcular, oyun oldukça iyi analiz edilmiş zaten şu ana kadar- 35-45 arası gaza geldiğimiz, ikinci yarı ise 3-4 pozisyon bulduğumuz 5 dakikalık periyottan gol bulana kadar geçen sürede bunaldığımız, golden sonra yine bir ara oflanıp puflanan, tribünlerin birbirinden kopuk olduğu bir maçtı. her şey iyi gibi görünüyor ama gol bulamıyoruz, ceza sahasında pozisyonu bile zor buluyoruz. belki bu noktada orta sahamızda iyi top yapan bir adamın eksikliği kendini gösteriyor, sanki bir parça eksik ya da bu yeni diziliş henüz bize uymamış gibi, zamanla elbette oturacak. maç çıkışı ise son anda gelen 2. golün de gazı ile mutlu mutlu ayrılırken stattan, tribünler arası atışma tezahuratları duyuldu oldukça. kendi tabirleri ile tayfa eski açık'a geçmişti ve kapalı asıl bizdik diye ithamlarda bulunuyordu, oldum olası anlamam, o tribünlerin bir tek yönleri farklıdır, sanırım rakip takımlarla değil de diğer tribündekilerle maç yapacağız artık.
  • 108
    maça dair akılda kalanlar birkaç tanesi :

    tribünler berbattı, gerçekten üzüldük ekran başında.
    maçta beni en çok mutlu eden unsur şüphesiz ki serdar'ın performansıydı, umarım önemli bir şeyi yoktur.
    sabri orta açtı, evet başardı bunu.
    yaser oynadı mı oynamadı mı anlamadık hiç bir varlık gösteremedi.
    ayhan gerçekten çok kötüydü.
  • 110
    orkun uşak: iş düşmedi ancak çok şekilci olduğumdan mıdır nedir kaleye yakışmadığını düşünmeye devam etmekteyim
    sabri sarıoğlu: sabri aynı sabri. fikrim değişmedi. asiste gelince bozuk saat örneğini verebilirim rahatlıkla. temennimiz uğur'un bir an önce hazır olması.
    servet çetin: maçın en iyisiydi belki de. golünü attı,çok çalıştı. kademede başarılıydı.
    gökhan zan: kesinlikle yerini emre'lerden birine bırakmalıdır. çok adam kaçırdı. top tekniği 0.
    hakan balta: gösterişsiz,hatasız,basit oynamaya devam etti. ne zaman 0'a inip orta yapacak çok merak ediyorum.
    serdar eyilik: çıkana kadar iyi mücadele etti. ilerisi için iyi sinyaller verdi. biraz zamana ihtiyacı var.
    yaser yıldız: kiralık gönderilmesi şart. 2 seneyi neredeyse boş geçirdi. galatasaray'a bir şeyler katabileceğini sanmıyorum
    mustafa sarp: takıma tam olarak alışabildiğini söyleyemeyiz ancak başarılıydı. zaman zaman gol de aradı. stil olarak mehmet topal'a da çok benzettim bugün.
    ayhan akman: geçen seneden farklı bir ayhan gördüm. daha teknik ama daha az koşan, daha olgun ama daha etkisiz paslar atan bir ayhan vardı.
    arda turan: yeni yerine sisteme alışması şüphesiz zaman alıcak ancak bu sezon çok işler yapacağından eminim.
    milan baros: herkesin * gol beklediği isimdi. atamadı ancak eleştirileri hak etmediğini düşünüyorum. çok çabaladı, harikulade mücadele etti. ancak olmadı. sadece bu kadar.
    harry kewell:ilk yarı bittiğinde herkesin aradığı isimdi. ikinci yarıda girdi ama solda değilde sağda oynasa daha etkili olur muydu acaba diye düşünmedim değil. *
    tobias linderoth: sakatlıktan yeni çıkan,sabrinin önünde, kariyerinde ilk kez sağ açık oynayan bir dmc nasıl oynayabilirse o da öyle oynadı. bir de dikkatimi çekti ki pek çok oyuncu boştayken bile tobi'ye atmadı topu. acaba problemleri mi var oyuncularla ?
    shabani nonda: servet golü atınca 90+2 de baros'un yerine girdi. top değmeden soyunma odasına gitti.
    frank rijkaard: sistemini iyi uyguladı. takımın tam hazır olması için biraz daha vakit olduğunu söyledi,kendisine katılıyorum.
    mert çetin: d-smart spikerinin yabancı dil bilmesi yüzünden röportajda bön bön bakmıştır. * * *
    leo franco - kader keita: tribünden izlediler. ikisi de 11deki yerlerinin kesin olduğunu gördüler.
    (bkz: orkun uşak) (bkz: yaser yıldız)
  • 114
    yeni açıktan yükselen "kapalı şaşırma" sesleri altında izledik maçı. yeni açık olarak eski açıkla koordineli bir şekilde tezahürat edilmeye çalışılsa da kapalı tribün arada kopukluklar olmasına sebep oldu. en basitinden bir meksika dalgası bile kapalıya geldiğinde kimsenin sallamaması nedeniyle bitiveriyordu ki defalarca denendi ve hep aynısı oldu. sanırım tribün hakimiyeti bu sene başımızı ağrıtacak. ilk resmi maçta böyle kopuk bir görüntü verdiğimiz için izleyen arkadaşlardan da özür dileyelim.

    maça gelecek olursak yine tahmin ettiğim gibi fazla iyi olmayan bir oyunla normal bir galibiyet aldık. tekrar söylüyorum, netanya maçında da fark beklemek hayalperestlik olur. şu an için bizim takımdan bir şey bekleyemeyiz ama onların bizden bekledikleri tek bir şey var, o da sabır. ancak bir kaç ay sonra yapılan eleştiriler veya övgüler daha anlamlı olacaktır. o yüzden fazla analiz yapmaya gerek görmüyorum. takım bir otursun, tribün düzelsin, her şey daha farklı olur elbet.
  • 116
    ilk maçtaki görüşüm değişmedi. bu maç değil, hazırlık maçı sayılacak bir maç bile değil. gazozuna desem, bizim çocukken oynadığımız gazozuna maçlara haksızlık olur. ne yazık ki, 5. olmanın cezası işte bu. ister istemez maç adı verilen bu angaryayı oynayacaksın. adamlar 0-0 a elenmek için el sıkışırlardı maçtan önce.
    surinam'lı çıkacaktı ali sami yen'e ilk defa, üstelik takımın kaptanı küçük metin'li galatasarayla. tribünler tıklım tıklımdı. eğer takımın başında surinam'lı olmasa, arda turan kaptan çıkmasa 3.000 kişiyle seyredilecek bu dandik maç, sanki yarı final hükmüne girmişti. hepimiz kombine kapma yarışına girdik, benim gibi ölüye çıkacak taraftarları bile canlandırdılar. gözüm kulübedeydi devamlı, acaba gerçekten oradalarmıydı?
    tobol takımı galatasaray'la eşleştiği için ne kadar şükretse az. bu gece oynayanlar hayatlarında ilk defa bu kadar seyici önünde oynamışlardır. elenmenin böylesi ne güzel bir anı, torunlarına anlatacaklar.
    biraz maçtan bahsetmeye çalışalım bakalım neler çıkacak. önümüzde önde oynayan çocuk, tanımıyoruz, sırtında serdar eylik yazıyor. top ayağına gelsin diye yalvarıyoruz, ona topu atmayanlara kızıyoruz. sakatlanıp çıkmasına yanıyoruz. ben topçuyum dedi ilk resmi maçında. arda'yla çok iyi paslaşmalar yaptılar. çok teknik, bu sene 15-20 maçta kesin oynar. karşı tarafta oynayan genç geçen seneden yadigar. yaser, bende kabiliyet bu kadar kardeş, boşuna ısrar etmeyin dedi. ilk maçta idare ettik, ağalar oynamamıştı kendini gösteremedi. sen arda ile ayhan'la, baros'la bu kadar kötü takıma karşı da oynayamıyorsan bırak bu işleri dostum. sen gel bizim kartal'a, bank asya ligine.
    sabri kendisinden beklenmeyen iki güzel pas attı. ikisinde de baros ofsayttaydı, bu arada sayamadım baros'un ofsaytlarını. duran topların başında yine sabri baba vardı. bu kez kestiği topu mustafa sarp kafayı yapıştırdı. çok daha iyilerini çıkaran kaleci, topla içeri girerken sevincimiz buruktu. yandığımız resmidir, bundan sonra duran topun başına geçmesin. ikinci golde kornerden ayıboğan'dan geldi.
    olsun hazırlık maçı deyip küçümsesek bile netice de avrupa kupası maçı sayılıyor. puan puandır, bu maçları oynamadan, geçmeden daha önemli maçlara çıkarmıyorlar. maçın üzücü yanı çok iyi bir genç oyuncuyu seyrederken ne olduğunu henüz bilmediğim şekilde serdar sakatlanıp çıktı. sevindirici yanı unutulmuş linderoth onun yerine girdi. eğer iyileşmişse, bir daha sakatlanmazsa yeni transfer sayabiliriz.
    arda turan'a kaptanlık, 10 numara ne güzel yakışmış. futbol stili bile değişmiş, topları sanki bir başka kontrol ediyor. büyümüş, karizma yapmış, galatasaray kaptan'ı olmuş.
    balta futboluna ilave yapmış gibi, takım hemen hemen şekillendi. keita, kewell, linderoth, topal katılınca ve ilerleyen günlerde çok keyifli maçlar seyredeceğimiz kesin. kaleciyi unuttum sanmayın, orkun çerçeveye top gelse kesin yiyecekmiş izlenimiyle oynadı. bana sorarsanız ilk yarı bir tane yesin bile istedim, galatasaray'ın oyununu seyretmek için.
    kasmadan, sıkılmadan, sarı kartsız, faulsüz bir maçı bitirdiler. bitirdik, sezonumuzun ilk maçı geldi geçti. sıradaki israil takımını bekliyoruz, bu takımdan kötü olma ihtimali yoktur her halde. tobol; 3 gün sonra hepimizin ismini unutacağımız mütevazi bir takım. bunlarda para çok, bir kaç sene sonra kendilerini hatırlatırlarsa şaşırmayalım. ulan doktorlar, serdar eylik'i çabuk iyileştirin, arada kaynamasın çocuk.
  • 117
    maçla ilgili aklımda kalan bikaç bişey var sözlük onları paylaşayım naçizane..
    serdar eylikla başlamak istiyorum bu sevgili kardeşimiz maçın başından itibaren eski açık tarafına doğru büyük kaptanıyla beraber bastırdıkça oha oha dedirtmiştir bünyeye...bireysel yetenekleri dışında arda turanla olan uyumu gözümü bir hayli doldurmuştur belki sözlükte kötü birşey yazan vardır diye okumadım bile o derece.klasik genç korkaklığını ben göremedim kendisinde topu alıyor sürüyor çalıma giriyor şut deniyor abartısız bir özgüven gördüm kendisinde...abartılı olan ve adam olamayan bir arkadaş için (bkz: batuhan karadeniz)
    arda turanla devam etmek istiyorum ama bu tarz bir maç ve rakip kaptan için bir gösterge değildir bana göre zira arda özellikle ilk yarıda oyunu resmen dağıttı her top alışında 3 kişi dan dun pres yapmasına ramen topu uygun pozisyondaki arkadaşına aktardı ancak ikinci yarı ya kendisi yoruldu ya da ben eski açıktan karşı kaleyi göremedim günahını almak istemiyorum ama takım sanki düzensiz gibiydi gollerin geldiği ikinci yarıda. ilk yarıda daha organize gibiydik sanki sanırım galiba...
    doğrudan sabri sarıoğluyla ilgili konuşmayacağım da arka taraflarımda oturan bir beyinsiz sabriye her top geldiğinde şuursuzca küfrediyordun o duran topun başına geçtiğinde kendini kaybettin gün yüzü görmemiş küfürler çıktı ama o golü attırdığında suratını keşke tüm sözlük görseydi be koçum...kaçırdınız beyler büyük cümbüş vardı o suratta...
    tribünün geneline gelince; eski açığın geçen sezonki ileri gelenleriyle bu senekiler baya bi gerginlik yaşatacak gibi o tribüne üniversitelerin toplandığı ortam bozulmuş gözüktü ilk maç itibariyle tribün daha kendi içinde senkronu tutturup bağıramıyorken tüm stada haykırmaya çalışınca komik bir uğultu çıkardık maçın genelinde..
  • 118
    kapalı tribünün eski açığı sallamadığı bir maç olmuştur. kaç defa tezahürat havada kaldı. inanılmaz...
    ilk yarı gol pozisyonlarına girmiş olsak da, pek heyecanlı geçmedi. şimdi, ikinci yarı daha baskılı oynadık işin açıkçası. sabri duran topun başına geçtiğinde trbünler uğuldadı resmen. epr ua'ya dedim ki: bak şimdi herkes göt olacak kesin gol falan olur bu pozisyon. işte böyle bir anımızdır. yeri gelmişken, epr ua'nın maçtan önce kadrolar sayılırken sadece sabri'nin ismini çığırdığını da yazmadan geçmeyeyim.
    kombinelerimizle siftah yapmanın heyecanı içindeydik ama, teki arıza çıkarttı, canımız sıkıldı. üç kişiyi bile tek kombineyle içeri alan, ama 10 kişinin de lafına inanmayarak arkadaşımızı içeri almayan gişelerdeki tüm elemanları kınıyorum.
    böyleyken böyle işte. güzel sonuç... önümüzdeki maçlara bakacağız kısmetse...
  • 119
    taraftarın özlemine son verdiği maç olmuştur. istanbul'da olamadığımdan gidemediğim, lakin izlenilen ve buradaki yazılardan anladığım kadarıyla ultraslan'ın eski açık'a geçmesi -henüz ilk maç ama- pek hayırlı olmamıştır. arda yine beklenildiği gibi, iyi oyununu ortaya koydu. serdar'ın sakatlandığı pozisyonu belirleyemeyen hakeme değinmiyorum bile. büyük şanssızlık yaşadı çocuk. adrese ortalarıyla sevindiriyordu oysa ki. açıkçası mustafa sarp'ın güç geçtikçe daha iyi olacağını ummaktayım. gökhan zan için ise henüz yorum yapmayı erken buluyorum, beklemedeyim.
  • 120
    son anda babamın iki tane eski açık kombinesi bulması üzerine uzun zaman sonra eski açıkta izlediğim maçtır. hava güzel stad dolu yani herşey futbol için müsaitti. takımdan beklendim hazırlık maçlarının aksine dah derli toplu ne yapmak istediğini bilen bir şekilde oynamasıydı. ilk yarı itibariyle topun hakimi ve daha atak olan bizdik. tobol ise alan savunmasına dayalı bir sistemi vardı. her ne kadar pozisyona girmiş olsak bile kaleye düzgün bir şut atamadık. artık biri bu takıma şut atmayı öğretmesi gerekiyor. ilk yarı itibariyle tobol neredeyse kalemize hiç gelmedi. golün bir anca olmasını ve rahatlamayı bekledim ama ilk yarı olmadı. devre arasında babamla maçın analizini yaptık, eski açıkta arkadaşlarımı aradım ama merdivenler bile dolu olduğundan sadece ikisini görebildim. ilk yarı boyunca uzun zaman sonra maçı oturarak izledim neredeyse çök çökçü taraftar kategorisine girecekken oğlum kendine gel dedim. 2.yarı başladı tobol kalemize daha çok gelmeye başladı. allahtan adamların kabiliyetleri kısıtlı olduğundan çok zorlayamadılar. geçte olsa golü bulduk ama yine de tedirginlik bir türlü geçmedi. maçın 81. dakikasında statdan çıkmak zorunda kaldık zira araba dışarıda bizi beklemekteydi. son golüde o yüzden izleyemedim.

    maçtan önce kapalı, numaralı ve eski açıkta pankartlar açıldı ama yaşlandıkça gözler görmemeye başladığından tam olarak anlayamadım. eski açıkta solpaı pankartlar vardı. maçtan hemen önce atılan konfetilerin bir tanesi kafama tın diye vurması ve yanımdaki küçük bir çocuğun konfetilerle oynaması bana ilk maçımı hatırlattı bende o çocuk gibi maçtan çok başka şeylerle uğraşıyordum. rahmetli dedimin devamlı gittiği yeni açığı izledik baba-oğul. deden oğluna ve ondan da bana geçen bir mutluluk, onur ve gurur kaynağı galatasarayımız vardı. babamın kulağına iyi ki bizi galatasaraylı yaptın diyerek gururlandım.

    bu arada sezonun ilk maçına gitmenin sevincinin yanında eski açıkta sürekli çalan davul gerçekten adamı rahatsız edebiliyormuş onu anladım. kapalı bildiğiniz kapalı yine kimseyi takmadı ne yeni açığı ne de eski açığı. yeni açık ısrarla meksiak yapmak istesede kapalı ya gelince kimse tınlamadı.....
App Store'dan indirin Google Play'den alın