• 901
    icardi, zaha, ziyech, dombele, angelino, sanchez takım ortalamasının çok üstünde maaşlara transfer edildi. bu kadar parayı çok riskli bir plana harcıyorsun. bizde futbolu iş adamları yönettiği için böyle maalesef. bayern 10 kağıda icardi’yi almak varken 100 kağıda kane’i aldı. çünkü parayı riski azaltmak için harcıyor. riske girerek başarı hayal etmiyor.
  • 904
    herkes çift yönlü, 8 diyor ama hoca direk 6 istiyor. o yüzden torreira'nın yanında ne sergio, ne n'dombili ne de kerem demirbay oynuyor. ekürisi kaan ayhan oldu. benim anlamadığım hoca 4-2-3-1'de bu kadar ısrarcı ise neden sergio'nun aynı tipi olan kerem demirbay alındı. yine neden zaha, ziyech filanla oynuyoruz da rashica alınmadı. ve sol, sağ kanat aldık da neden 10 numaraya adam almadık.

    özetle, mantığımın almadığı yapılan transferlerin kalitesi değil. bence gayet iyi futbolcular aldık. ama oynadığımız formasyonda verimleri tartışılır. solda oynayan kerem'i futbolda en mühim pozisyon olan 10 numara pozisyonuna attık. hoca haklı olarak uyarmış olacak ki kerem sırtı dönük geri gelip top almıyor. önceden çok yapardı ve top kaybederdi. şimdi icardi gelip top alıyor, bir iki al ver yapıyor. kerem ilerde bekliyor. mesela bu bile bir düzensizlik yaratıyor.

    iki seçeneğimiz var. ya bu formasyondan vazgeçip 4-3-3 yapacağız. zaha'nın formu artacak bu sayede. çünkü kanatlarımız 4-2-3-1'deki kadar geri gelmek zorunda kalmayacak. bunun dışında sergio, kerem demirbay ve n'dombili 3'lü orta sahada daha çok katkı vermeye başlayacak.

    ya da;

    -torreira'nın yanına 6 numara
    -saf pür pak 10 numara (bu bölgeye hep adam devşiriyoruz. ne mertens ne kerem pozisyonu değil.)
    -defansif yönü iyi bir sol bek

    devre arası nelsson'u gönderip bu üç bölgeye adam almak gerekecek. yapabilir miyiz? pek emin değilim.
  • 905
    şu an bu transferlerle bu konumda olmak bile mucize. yapılacak şeyi herkes söyledi. icardi, yedek santrafor, sol bek, 10 numara ve box to box 8 numara.

    hadi sol bek aldık tutmadı olabilir. 8 numara son gün gelen ndombele daha neredeyse 2 tam maç oynamadı. 10 numara alınmadı. yedek santrafor bakambu icardi sakat sakat oynamak istediği için şu durumda bile oynamıyor. zaha tete ziyech bir var bir yok. hatta zaha sebebiyle sol kanatta verimli olan kerem’i alalası olmayan on numaraya çekip her maç sövdürüyoruz.

    resmen kumar oynadık ama el gayet kötü. umarım biz kazanırız bu kumarı.

    fenerbahçe bile fred yokluğunda 2 maçta dağıldı. o yüzden 8 numara şart oğlu şarttı.
  • 907
    doğru hamleler yapılmış olsa da bir noktada transfer obezitesine kayan ve 2023-2024 kış transfer döneminde ödem atma ihtiyacı oluşturmuş transfer sezonudur.

    gelenler:

    mauro icardi'den fazla bahsetmeyeceğim. gerekli bir transferdi ve gerektiği şekilde yapıldı. çok başarılı bir iş çıkarttık orada 1 senede bayrak adam olmuş oyuncumuzun tapusunu alarak.

    davinson sanchez ve tete yaş, oyuncu kalitesi* ve oyuncu potansiyeli* konusunda yaptığımız en doğru iki transferdi. özellikle alışkanlık ve kimya konusunda rashica'dan sonra sıkıntı yaratmış olsa da daha az maliyete daha büyük potansiyele sahip tete'yi transfer etmek doğru bir hamleydi. sanchez özelinde zaten söyleyebileceğim bir şey yok muazzam oynuyor.

    angelino isim özelinde doğru bir transferdi. taktiksel olarak bizim oynadığımız oyuna uyuşmamış gibi gözükse de dünya futbolundaki sol bek kıtlığında alınabilecek en iyi isimlerden biriydi ve maliyetli bir transfer olmadı.

    wilfried zaha'yı fırsat transferi olarak görmek lazım. muhtemelen fenerbahçe ile görüşmeleri iyi devam etmezken bize önerildi ve biz de bu psikolojik darbe fırsatını kaçırmadık. oyuncunun kalitesi bilindiğinden süper ligde yayıla yayıla maç kazandırır diye düşündük. şu ana kadar çok da öyle olmadı. bu transferin en büyük yanlışı o mevkide yerli kuralı düşünüldüğünde çok değerli olan ve önceki sezon asist kralı olmuş bir oyuncunun* mevkisine yapılmış olmasıydı. zaha'yı sevsem de 10 numara ve 8 numara önceliğimiz varken "istemez kalsın." diyebilirdik.

    tanguy ndombele ve hakim ziyech ya tutarsa kiralamaları. maliyetleri bile yok ancak çok gereksiz buldum. futbol kendilerini bir süre önce bırakmış olsa da oynama beklentisi olan ve isimli oyuncuları bile isteye kadroya katıp kadroyu şişirmek büyük yanlıştı. şu an takımımızın en büyük sorunu kadro netliğinden uzak olmamız. stabil bir 11imiz yok. kim hangi mevkide emin değiliz. kim as kim yedek ondan da emin değiliz.

    kerem demirbay yerli statüsü düşünüldüğünde doğru transfer. ancak ilk geldiğinde sorulan 8 mi 10 mu sorusu hala geçerli. o soru sorulduğu zaman "onlara daha geliriz beyler." demişti demirbay. hala gelemedik. torreira yanına iyi bir yabancı 8 bulursak kendisini 10 numarada değerlendirip fayda alabiliriz diye düşünmek istiyorum hala. maliyet konusu da çok problem değildi kendisi için.

    şimdi gidenler, gidemeyenler ve gelemeyenlerden bahsedelim:

    gidenler:

    fredrik midtsjö'nün ayrılışı kazanılan bonservis de düşünülürse güzel hamle olarak değerlendirilebilir. ancak bu orta saha yetersizliğimizde ndombele ve oliveira'nın olmadığı bir senaryoda as 8 oyuncumuzun yedeği olarak kadroda tutulabilirdi. o senaryo gerçekleşmedi. sağlık olsun ve canı sağ olsun.

    leo dubois bu transfer dönemindeki en büyük akıl tutulmalarımızdan biri. fransız milli olmuş, iki beki de yedekleyebilen ve vereceği katkıdan emin olduğun uyumlu, yedekliği sorun etmeyen ve karakterli bir adamı ndombele ve ziyech'e yer açabilmek için küstürüp zorla başakşehir'e yollayıp bir de üstüne adamdan gol yemek dalga geçilesi bir olay. bu transfer döneminin en büyük eksilerinden biri. şimdi "boey devre arası gitse ya da sakatlansa ne yapacağız?" ya da "angelino ve kazımcan bu kadar formsuzken sol bekte ne halt yiyeceğiz?" sorularının cevapsız olmasının ana sebebi bu saçma hamle. devre arası geri gelse itiraz etmem; aksine mutlu olurum.

    gidemeyenler:

    dries mertens'in futbol yaşantısı son buldu. acı ama gerçek. klası ve mentörlüğünün yanı sıra sevilen bir figür olmasıyla kadroda kalmasını çok da anlamsız bulamıyorum. geçen sezonun juan mata'sından bile daha etkisiz ama şu an. iddia edildiği gibi suudi arabistan'dan yüklü bir teklif geldiyse ancak gönderemediysek çok üzücü.

    sergio oliveira klası ve aidiyetiyle benim çok sevdiğim bir oyuncu. ancak fiziksel yetersizliği orta sahada yumuşak karın yaratıyorken hücumda da çok nadir etkili olabilmesi kendisiyle yollarımızı ayırmamızı gerektiriyordu. sözleşmesi ve maliyeti ile de yedek oturtma lüksümüz olan bir oyuncu da değil üstelik.

    gelemeyenler:

    matias vecino falero net katkı alabileceğimiz bir oyuncu olurdu. sarri bırakmadı. bırakmadığı da iyi oldu çünkü o yaş ve maliyetle ikinci bir oliveira dilemmasına düşürebilirdi bizi. taraftar istemedi getirtmedik konusuna hiç girmiyorum. onlar biraz magazinsel konular.

    leandro paredes çok iyi transfer olurdu. gelmek istemedi. yapacak bir şey yok.

    youri tielemans da tercihini bizden yana kullanmayan bir oyuncuydu. aston villa kariyeri çok umduğu gibi başlamadı. teknik kalitesi ve oyun görüşüyle galatasaray'da görmeyi hala istesem de orta saha sertliğimize yüksek bir katkı yapabileceğine dair şüphelerim var.

    sonuç olarak genel tabloya bakıldığında başarısız bir transfer sezonu oldu ne yazık ki. başarılı hamlelerimiz de beklediğimiz kadar tutmayınca kadro kafalarda soru işaretleri yaratmaya başladı. neyse ki teknik yönetimimiz iyiydi ve hem lig hem şampiyonlar liginde olabildiğince kaza, bela görmeden üçüncü milli araya kendimizi attık. kadro şişkinliği ve takım kimyasına dair sıkıntılar aşikar ancak toparlanamayacak düzeyde değil. bulduğumuz ilk virajda* hatalardan dönmemiz ve stabilite sağlayıp yolumuza bakmamız lazım.
  • 908
    vasat geçmiş transfer dönemidir. bunu bugün değil transferler yapılırken söylüyordum. esasında karalar bağlayacak bir durum yok şuan. maç fazlasıyla lideriz ve şampiyonlar liginde gruptan çıkma olaslığımız oldukça yüksek. lakin mesele bu değil. mesele verimlilik. galatasaray gerçekten çok iyi oyuncular aldı. ama iyi oyuncular almak her şeyi doğru yaptığınız manasına gelmez. örneğin zaha transferi gereksiz bir transferdi. sol kanatta kerem ve barış alper vardı o bölgede işler tıkırındaydı. zaha'nın gelmesi ile denklem bozuldu. keza tete manasız bir transferdi. bugün galatasaray ligde lider ve şlde gruptan çıkma ihtimali varsa okan buruk sayesindedir ( okan buruk'u epey eleştirdim bu yaz).
  • 910
    şunu bence anlaması gerekiyor taraftarın;

    galatasaray'ın bu transfer döneminde atacağı iki mermi vardı.

    birini zaten icardi'ye atmak zorundaydık. 10 milyon euro verdik ve aldık.

    diğerini ya stopere harcayacaktık ya da orta sahaya. onu da (bence doğru tercih yaparak) stopere harcadık.

    bu sebeple zaha, ziyech, ndombele, tete gibi adamlara gittik. bonservis bedeli ödemeyeceğimiz ve maaşı yüksek topçular yani.

    11 transfer yaptık, icardi ve sanchez haricinde kalan 9 kişiye 8,5 milyon euro harcadık. kişi başı 1 milyon euro bonservis yani.

    limit sıkıntımız olmasaydı hem fred'i hem de szymanski'yi alırdık bence. torreira, fred, szymanski orta sahası, ileri üçlü de kerem, icardi, ziyech yapardık ve ligi kapatırdık zaten.

    bu sebeple yönetimi bu perspektifte eleştirmek lazım. yoksa ben de sitem ediyorum erden timur'a, geçen sezon son 6-7 hafta bu takım orta saha diye bas bas bağırıyor iken neden orta saha almadınız diye? ama işte atılacak kurşun sayısı 1 ve onu da stopere harcadık ki bence çok doğru yaptık. sanchez - apo kerim ikilisi bize cuk diye oturdu. nelsson'un kötü performansını da görünce iyi ki sanchez gelmiş diyordur herkes.
  • 911
    fırsat transferleri yaptığımız ancak fırsat transferleri konusunu biraz yanlış anladığımız bir durumumu var. bir de ya tutarsa transferleri konusunda da bir yanlışlığını var. zaha fırsat transferi olabilir ancak senin o bölgede oldukça verim aldığın bir kerem varken fırsat transferi yapmana gerek olmuyor. neticede zaha ismi varsa o oynuyor solda ancak bu da kerem'i rotasyona veya oynayamayacağı bölgeye hapsetmek demek. biz ikincisini yaptık. şimdi hem zaha oyuna çok fazla bir genişlik kazandıramıyor (çünkü ya hazır değil ya da yeterince istekli degil) hem de kerem iyi olsugu şeyleri yapamıyor. sağ kanat için ise hem firsat hem de ya tutarsa yapmak yanlış. ancak yine de anlaşılabilir bir tercih. orta saha ise tüm bunlar içinde tam bir fiyasko durumunda. zaten eksik olduğun bölgeye garanti bir veya iki adam alıp ondan sonra ya tutarsa yapmamız gerekirken geçen senenin rotasyon oyuncusunu gönderip ya tutarsa transferi yaptık. tutmadı ve şu an nitelik olarak ciddi düzeyde eksiğiz. sol bek ise yanlış bir tercihti ama tercihtir, bir şey diyemiyorum. sonuç olarak en büyük fiyaskosu oliviera ve mertens'in oyun kapasitelerinin çok düşmesine ve elimizde tek gerçek orta saha yorreira olmasına rağmen adamakıllı hiçbir orta saha almayışımız oldu. bu uğurda şampiyonlar liginden bile olma noktasına geldik. sonuç olarak, her şeyden önce orta sahanın güçlendirilmesi lazım. güçlü bir orta saha ile zaha ve ziyech'ten bile daha fazla katkı alabiliriz...
  • 912
    basında, sosyal medyada ve dahi açıklamalarda okan hoca'nın inatla neden "6 oynayabilen 8" istediğini anladığımız transfer dönemidir. evet ndombele hiçbir zaman "tam bir ndombele" olamayacak ama öyle olsa dahi bizim aradığımız oyuncu değil. bunun en güzel kanıtı da 29 kasım 2023 galatasaray manchester utd maçı oldu. ki zaten öncesinde de bu durumun sırıtmamasının en büyük sebebi kaan'ın defansif olarak eksta işleri ve torrerira'nın insan üstü ofansif+defansif baskısıydı. en başından beri hocanın oraya isteği torreira'yı serbest bırakabilecek, tabiri caizse olası hatada arkasını toplayabilecek, defansif yönü de olan bir 8 numaraydı. o dönemki görüşler ve sözlükteki entryler torreira'yı sadece defansa hapsedilecek bir oyuncu olarak gördüğü için daha ofansif oyuncuları daha tercih eder yöndeydi (durumu fark eden, farklı görüş beyan edenleri tenzih ediyorum) ancak çok net anlamış olduk ki bizim torreira'yı geride bırakıp ileri çıkacak bir oyuncuya değil, gerektiğinde müdahale ederek torreria'yı defansif olarak destekliyebilecek bir oyuncuya ihtiyacımız var ve bu oyuncu ndombele değil. aslında bu oyuncu kaan da değil ama ekstra çabalarla o formasyonda iş yapabildik.

    umarım ara transferde bu kriz çözülür, yoksa tahmin ettiğimizden çok daha pahalıya patlayabilecek gibi görünüyor.
  • 913
    ağustos sonunda çok iyi sandığımız daha önceki transfer dönemlerine benzer olarak yine çok büyük hayal kırıklığıyla sonuçlanmıştır.

    torreira'nın yanında ortasahamız yok, sol bekimiz yok, hücum hattımız oturmadı. transfer sezonu başındaki eksiklerimizi kapatamadık, eksik olmayan yerlerimizi de bozduk. öyle ki ortasahada sonradan oyuna girecek bir berkan kutlu'nun dahi eksikliğini çekiyoruz.
  • 915
    bütün transferlerimiz gerçekçi beklentileri karşıladı şu ana kadar. geçen sene ne oynadılarsa onu oynuyorlar. sadece zaha topla daha çok etkili olabilirdi ama onun da alışması ve sakatlıktan çıkması uzun sürüyor.

    dörtlü savunmada angelino, futboldan uzaklaşmış ndombele, fizik olarak düşüşteki ama kalitelerini koruyan icardi/ziyech. kalite yeterliliği tartışmalı tete. hepsi vaad ettiklerini verdiler. bakambu’yu da oynatmıyoruz zaten. onun da şampiyonlar ligi’nde golü var.

    ama transferlerimiz hayali beklentileri karşılamıyorlar. davinson hayali beklentileri de karşılıyor diyebilirsiniz ama o da en iyi oyuncumuz yerine yüksek maaşa geldi ve başka sıkıntılar doğurdu. o da gayet gerçekçi şu ana kadar. yani rüyada veya kabusta değiliz.
  • 917
    alıp da %100 verim elde ettiğimiz 2 oyuncu var, biri sanchez diğeri geçen sene de takımda bulunan kaan.

    günay, halil, kerem demirbay, bakambu ve ndombele nerdeyse 0 katkı verdiler.

    zaha ve angelino heyecanlanmamıza vesile olan geçmiş performanslarının çok uzağındalar. yine de zaha somut olarak ciddi bir tehdit olduğunu gösterebiliyor.

    ziyech iyi ama devamlılığı soru işareti. tete desen et mi balık mı anlamış değiliz.

    bununla birlikte gelen yeni oyuncular 11'e girsin diye geçen senenin yıldızlarından kerem aktürkoğlu ve sezonun son bölümünde ciddi çıkış yakalayan kazımcan'ın performansı da çok düştü. torreira, icardi ve boey ise net olarak alternatifsiz. baklavasına maç yapsak yine bu 3 oyuncu oynamak zorunda gibi bir durum var ortada.

    bu çerçevede devre arasında ufak çaplı bir kadro revizyonu şart. bakambu, angelino, ndombele ve duruma göre kerem demirbay ile vedalaşılması gerek. rotasyonda dahi olsa katkı vermeleri zorlaşan nelsson ve oliveira için de bir çıkış yolu bulunmalı.

    ilk 11'e 3, kulübeye de 2 takviye ile ihtiyaçlarımızı giderebiliriz. sol bek, 6 ve 10 numara ile ilk 11'i, icardi ve boey'i yedekleyecek 2 oyuncu ile de kulübeyi güçlendirmemiz lazım.
  • 918
    transfer döneminin çok iyi geçirilmediği aşikâr ancak neden bu kadar kötümser bir tabloyla değerlendirildiğini anlamıyorum. bu dönem yapılan transferlerin 10 üzerinden naçizane bir değerlendirmesini yapalım;

    mauro icardi; 8/10

    geçen seneki fiziksel hâlini henüz göremesek de yaptığı tabelayla ve transferin zorluğuyla 8 puanı hakediyor. diri hale gelirse başka şeyler de izletecek.

    wilfried zaha; 8/10

    ligin çok üstünde bir oyuncu olduğunu yavaş yavaş görmeye başladık. ilk geldiğinde çekincelerim vardı, bundaki en önemli faktör dinamizmini kaybedecek olmasıydı. arkasında bek yokken ve takım içi istenilen paslar gelmiyorken şu ana kadar yaptıkları 8 puanı hakediyor. şimdiden 8 gol katkısında bulunmuş sezon genelinde.

    hakim ziyech; 7/10

    eski ziyech’i göremeyeğimiz belliydi. ona rağmen harikulade yetenekli bir oyuncu. oyun zekası ligin çok üzerinde. sıfıra yakın maliyetini de hesaba katarsak henüz sezon genelinde istediğimizi bulamasak da 7 puanı rahatlıkla alır.

    davinson sanchez; 9/10

    pek anlatmaya gerek yok, oyun yapımıza mükemmel uyum sağlayan elit bir stoper. 9 milyon euro’ya alınmış olması transfer başarısıdır. takoz becaoya fener aynı parayı verdi yanılmıyorsam. her şeyiyle çok iyi bir stoper ve müthiş bir profesyonel.

    tete; 6/10

    kopenhag maçı attığı gol olmasa şu an cl’ye veda etmiştik. ligde beklenilen performansı veremedi. ancak mali olarak bonservissiz alındı ve yaşı henüz 23. ileride başka şeyler izletme ihtimali fazlasıyla var.

    kaan ayhan; 9/10

    tam bir joker. müthiş profesyonel. kendisinden beklenilen minimum seviyedeyken çıktığı her maç çok güven veriyor. çok önemli bir transfer.

    angelino; 4/10

    maalesef oyun yapımıza uygun bir sol bek değil. kötü bir oyuncu asla değil ama bizde olacak gibi de gözükmüyor.

    kerem demirbay; 5/10

    kötü bir oyuncu değil ancak oyun yapımıza uyan bir oyuncu da değil. 3’lü orta saha oynayan takımlarda yüksek performans verebilir. bizim gibi torreira + x oyuncu 2’li merkezinde olmuyor. yine de yabancı sınırı varken çok da mantıksız transfer görünmüyordu.

    tanguy ndombele; 2/10

    aslında puan olarak daha düşüğünü hakediyor ancak cl’deki tek galibiyetimiz olan manu maçında oyuna girdikten sonraki pozitif oyunu galibiyette önemli rol oynamıştı. kiralık bir transfer ve kiralama bedeli ödenmedi. denedik, olmadı.

    halil dervişoğlu; 6/10

    minimum maliyetle alınan 3. forvet. transferinin neye göre eleştirildiğini anlamadım çünkü şans bile bulamadı doğru dürüst. az bulduğu şansı ön elemelerde zalgiris ve olimpija’ya attığı gollerle iyi değerlendirdi. ligde oyuna sonradan girince fena işler yapmadı. kötü bir transfer diyemem.

    cedric bakambu; 6/10

    geldiğinde yunan ligi gol kralını 2. forvet olarak getirdik. düşük bir maliyetle geldi. bir türlü alması gereken süreyi alamadı. ıcardi sakatken süre bulmalıydı. kendisinin transferi için yönetimi gereğinden fazla eleştirmek bence haksızlık olur çünkü teknik ekip kendisini kullanmak istemiyor. icardi’den fizik olarak bitik olduğu dönemler bile vazgeçemiyor.

    bilançoyu değerlendirirken ortalamayı aldığımız zaman 6,36/10 gibi bir bilanço çıkıyor ortaya. yani öyle denildiği gibi ahlar vahlar edeceğimiz bir durum yok ortada. benim nezdimde bu transfer dönemi eleştirilmesi gereken ilk konu fiziksel olarak soru işaretleri barındıran oyunculara gitmemiz. daha çift yönlü, topsuz oyunu kuvvetli ve caydırıcılığı yüksek birkaç profil eklemesi yapılabilirdi. umarım ara transfer dönemi buna göre profiller alınır. onun dışında bu yaz transfer dönemi ortada felaket tablosu gibi bir şey yok.

    edit; bir ekleme yapıp yeni transferlerin cl maçlarındaki skorlara etkisine bakalım;

    20 eylül 2023 galatasaray kopenhag maçı
    yeni transferlerden zaha’nın asist tete’nin gol attığı maç.

    3 ekim 2023 manchester united galatasaray maçı
    yeni transferlerden icardi ve zaha’nın 1’er gol, davinson sanchez’in 2 asist yaptığı maç.

    24 ekim 2023 galatasaray bayern münih maçı
    icardi’nin penaltıdan gol attığı maç.

    8 kasım 2023 bayern münih galatasaray maçı
    yeni transferlerden bakambu’nun gol attığı maç.

    29 kasım 2023 galatasaray manchester united maçı
    yeni transferlerden hakim ziyech’in 2 gol 1 asist yaptığı maç.

    artık millet olarak olayları değerlendirirken parçaları birleştirme ve tümevarım gibi olguları hatırlamalıyız.
  • 922
    kamuoyunda plansız yönetildiği ve okan buruk’un etkisinin çok düşük olduğu kanısının yaygın olduğu transfer dönemi. aynı fikirde değilim.

    aslında 4-4-2’ye yakın bir oynuyor okan buruk galatasaray’ı. 2022-2023 sezonunun ilk maçından itibaren bu konuda netti okan hoca. icardi henüz takıma katılmamış, seferovic hayal kırıklığı yaratmış, gomis ilk 11 çıktığında verimsiz olurken dahi forvet arkasında mertens oynadı. merkezde bir hedef forvet, arkasında, yanında bir gezici forvet kullanma planınından başka bir seçenek hiç düşünülmedi.

    2011-2012 galatasaray’ına dönelim burdan. hepimizi mest eden bir 4-4-2 vardı orda da. 4-4-2’nin en büyük riski, 3’lü orta sahalara karşı merkezi kaybetmek. fatih terim galatasaray’ının kanatlarında engin baytar ve emre çolak vardı. yani merkeze yaklaşma eğilimleri daha fazla olan oyuncular. selçuk inan, melo, engin baytar, emre çolak dörtlüsünün olağanüstü çabasına elmander’de eklenince bırakın merkezde dezavantaj yaşamayı, burada rakibi boğuyordu galatasaray. ancak bir sorun vardı. baskı kuran, topu ayağında tutabilen galatasaray net pozisyon üretme ve bitirme açısından sorunlar yaşıyordu. gelen şampiyonluğun hemen ardından burak yılmaz’la ön tarafta bitiricilik, nordin amrabat ile orta sahada adam eksiltme ve oyunu genişletme ile aslında yine kalite temelli bir gelişim hedeflendi. zaten devamında sneijder ve drogba ile biraz daha kalite eklemesi yaparken ne 4-3-3 ne 4-4-2 oynayabilen bir takıma evrildik. burda bir plansızlık ya da uyumsuzluktan söz edebiliriz örneğin.

    geçen seneye geri dönelim. 2022-2023 okan buruk’unun 4-4-2’sinin 2011-2012 fatih terim 4-4-2 ikisinden temel farkı kanat oyuncuları idi. sezon başında kerem aktürkoğlu ve yunus akgün gibi net kanat oyuncuları vardı elimizde. bu ikiliden kerem biraz daha skora yakın, yunus ise daha hazırlayıcı ve bekine alan açan profildeydi. zaten sacha boey’in henüz hesapta olmadığı dönemde dubois transferi bunu doğruluyor. yani oyun kurulumunda sağ tarafı ağırlıklı istasyon olarak gören, gezici forvet mertens ve solda kerem ile skorunu yukarı çeken bir galatasaray. buraya kadar forvette ilk plan seferovic. aslında elmander’e yakın bir profil. ön alan baskısında artı yazar, skordan çok hazırlamasıyla ön plana çıkar. orta alanda da melo agresifliği beklenen bir torreira, selçuk inan inceliği beklenen bir sergio oliveira.

    ancak transfer döneminin sonuna doğru plan değişti. kerem, yunus ve seferovic kendisine çizilen rolü karşılayamayacağına dair güçlü şüpheler uyandırdı. çıkan haberlere göre mertens’te tam bu dönemde plana inanmadığını okan hocaya iletmişti. bu arada icardi fırsatı çıktı karşımıza. bu tüm planın değişmesi anlamına geliyordu. çünkü en uçta pozitif bir presçi yerine en iyi ihtimalle nötr bir presçi ile oynamak durumundaydık. yani sadece pozisyon alan ama agresiflik göstermeyen. hatta o dönem bildiğimiz icardi profilinin herhangi bir prese katılması dahi şüpheliydi. bunun üzerine iki hamle daha yaptık. milot rashica ve yusuf demir. ön hatta şiddetli presi yaptırmak için yeni bir cephe demekti milot rashica. yusuf demir’de, muhtemelen forvet arkasına henüz ikna olmayan mertens’in yerine daha dinamik, genç, motive ve öğrenmeye açık görülen bir alternatifti. hatta kadroya katılan diğer bir isim juan manuel mata idi. hemen öncesinde james rodriguez ismiyle ilgilenmiştik. burda da hem mertens’in rolü kabul etmeme ihtimaline karşın tecrübeli bir ikame ekleme hem de rashica hamlesinden istenilen sonuç alınamazsa 4-3-3 oynamaya da imkan sağlamaktı diye düşünüyorum.

    2022-2023 sezonu galatasaray’ının fragmanını izleten karşılaşma 23 ekim 2022 galatasaray alanyaspor maçı
    olmuştu. şiddetli ön alan presi, direkt oyunla hızlı sonuçlandırılan ataklar. prese ikna olmuş görünen icardi ve hem prese hem rolüne odaklanmış bir mertens. zaman zaman orta sahalaşan hatta beke kadar geri dönen rashica, piyangodan çıkan sacha boey atletizmini, hızlı hücum karşılarken, sağ beke hapsetmeden merkeze yaklaştıran bir galatasaray. bu maçı hakemin skandal performansı nedeniyle kazanamadık. ancak plan işledi. tabi o maçta alanyaspor teknik direktörü olan francesco farioli’nin obsesif pas oyununun da ekmeğimize yağ sürdüğünü söylemek gerekli. belki direkt oyunda daha etkili başka bir rakip, oturmamış pres oyunumuzu derdest edebilirdi. bu durumda hem tecrübeli oyuncular hem medya gözünde okan buruk başarısız görülüp gönderilebilirdi. alanyaspor maçı hem aldığımız riskleri gizleyerek icardi ve mertens’i planı uygulama çabasına devam etmeye ikna etti hem de yaşanan hakem skandalı takım kimliğimizin oluşmasını hızlandırdı. devam eden süreçte kazandıkça özgüven kazanan ve kenetlenen takım 2022 dünya kupası arasına kadar ligi domine etti. burda icardi ve mertens’in kucaklayıcı, alçak gönüllü ve profesyonel çabasına da tekrar parantez açalım. planın anahtarı ellerindeydi ve düşürmediler. ligde bize yetecek tempoyu verdiler. üstüne de bolca kalite sundular. şanslı olduğumuz anlar da oldu şüphesiz bu süreçte. ancak bu kadar kısa sürede bu kadar fazla değişkenin olduğu bir kurguda şansın yanınızda olmasını beklemekten başka çareniz de yok.

    devre arasına geldiğimizde iki transfer yaptık aslında. kaan ayhan ve zaniolo. kaan ayhan, yerli ve joker bir profil olarak elimizi güçlendirecekti. ana planı değiştirecek bir ekleme değildi. zaniolo ise tamamen fırsat transferiydi. ödeme şartları nedeniyle kredi çekmiş olduk. 2023-2024 transfer sezonu için de bütçe sağlamış olduk. saha içinde de hem camiayı ve taraftarı hem de rakipleri şampiyon olacağımıza inandırdık. ancak yukarda temel hatları çizilen okan buruk planını güçlendirecek bir ekleme değildi. hatta kendisini sağ kanada monte etmek bütün planı bozabilirdi. ancak okan hoca’nın pragmatist yönü burda ortaya çıktı. ana planı bozmadı. zaniolo’yu da üzmeden zaman zaman kullandı. kendisinin oynadığı maçlarda yaşadığımız kopuklukları da hatırlarsınız zaten. zaniolo’da hiç problem çıkarmadı. bence o da sezon sonu ne olacağını biliyordu. kısacası herkes profesyonel gibi davrandı ve sezonu sağ salim tamamladık. bunun dışında, kötü performans gösteren aanholt, rashica’nın da ana plana dahil olmasıyla yabancı sınırına takılıp gitti. adekugbe ise 6 şubat depremi nedeniyle olağanüstü bir gelişmeydi ve kadroya dahil edildi.

    buraya kadar toparlayacak olursak, okan buruk’un 2022-2023 galatasaray planı yüksek hatta pres oyununu isteyen, hücumda ise direkt oynamak isteyen ve merkezdense kanatlar üzerinden hücumu kuran bir 4-4-2 türevi. fatih hocanın, 2011-2012’de merkezden delmek isteyen ve sete oturmayı daha çok tercih eden 4–4-2’sinden temel farklılığı da buydu.

    2023-2024 transfer sezonuna geldiğimizde hedef belliydi aslında. oturan oyunu korumak ve üzerine kalite enjekte edebilmek.

    oturan oyunu korumak için kadronun omurgasını korumalıydık. bunun için de icardi transferi öncelikliydi. sacha boey ve lucas torreira planın omurgasıydı. ancak çetrefilli olan kısım ana planı bozmadan kaliteyi nasıl enjekte edecektik. bir önceki sene icardi ve mertens’te olduğu gibi kaliteli oyuncuları yüksek eforlu oyuna ikna etmek her zaman bir risk. hem de bizim gibi yüksek bonservis ödeyemeyecek ve beş büyük ligden olmayan bir takım için daha büyük risk.

    önümüzde ilk sınav şampiyonlar ligi ön elemesiydi. burada okan buruk ve erden timur koruduğumuz kadroya güvendi ilk 2 tur için. son turu da gelecek bir iki eklemeyle zor da olsa çözmeliydik. zorlandık ama başardık.

    kalite eklemesi deyince ilk akla gelen ön taraf tabi. icardi dışında kalan üçlümüz kerem, mertens ve rashica’ya gelelim. bu üçlünün tamamı çeşitli sebeplerle şampiyonlar ligi seviyesi için büyük soru işaretiydi. geliştirilmeliydi. geliştirmeseydik ne olurdu? uefa mücadelesi verir ya da eve dönerdik. ama şampiyonlar liginde hayallerimiz dünyadan büyüktü.

    dybala ve firmino ile ilgilendiğimiz açığa çıktı zaten. görünen o ki ilk hedef efor olarak elinden geleni yapsa da yaşı nedeniyle skora etki anlamında kısıtlı kalan mertens’in yerine tartışmasız ve 28-32 yaş arası bir ekleme yapmaktı. buradan sonuç alamadık. hemen arkasından martin baturina, sebastian szymanski gibi profiller düştü piyasaya. yani genç, pres gücü yüksek ya da bu rolü kabul edecek, oyun hızımızı arttıracak, fundamentali iyi ve çift haneli gol-asist beklentisini karşılayabilecek bir forvet arkası. muhtemelen plan zaniolo’yu hızlı şekilde elden çıkarmak ve gelen parayı forvet arkasına harcamaktı. çünkü gelmeden harcayamazdık. zaniolo için beklediğimiz teklifi alamadık. görünen o ki kaliteyi arttırma planı kanatlara kayıyordu mecburen. zaha fırsatı geldi ve kalite beklentisine hizmet eden ilk hamle de gelmiş oldu. kerem ne olacaktı? ona bakılacaktı. çünkü seçme şansımız azalmıştı o yüzden de zaha’yı kaçırmadık. bonservissiz gitmek zorundaydık. rashica’yı da istiyordu hoca. ama hem norwich yüksekten uçuyordu hem de bonservis ödemek için şampiyonlar ligi vizesini beklemek zorundaydık. bu arada rakamı aşağı çekerken transfer piyasasını gözlemlemek için de zaman kazanacaktık. rashica’nın bizi çok istemesine de güvenmek zorundaydık. bu arada tete çıktı karşımıza. burada da iki yönlü bir satranç görüyorum. hem fenerbahçe’nin planlarını bozarak kaosa itmek hem de rashica bonservisi pazarlığında elimizi güçlendirmek. tete’ye de ya bir rol bulur ya da sağa sola kiralayabilirdik. rashica’yı istiyorduk kesinlikle. çünkü bir önceki sene ortaya konan oyunun sigortasıydı o. sonuçta şampiyonlar ligine gidemeyebilir ya da grupta erken havlu atabilirdik. lig halen çok önemli ve rashica’da kadroda olduğunda bir önceki senenin ana planından kayıp yaşamamış oluyorduk. ama muhtemelen tete transferi rashica’nın duruşunu değiştirdi ve hazır piyasa yakalamışken maddi şartları da düşünüp beşiktaş’ı tercih etti. biz de hızlıca, ortada kalan ziyech’e gittik. büyük kaliteydi ama zaha’ya göre çok daha büyük riskti. şartları da lokum gibi olunca ana planda tete’ye olan beklentiyi de yükselterek kadromuza kattık ziyech’i. zaniolo konusunda da zamanın daraldığını fark ettik ve opsiyonlu kiralamayla yolladık. kendisini alırken 5 yıllık ödeme planı ve 15 milyon euro bonservisi düşünüldüğünde, bizde kaldığı ve aston villa’da oynayacağı 1,5 yıl için ödeyeceğimiz 5 milyon euro’yu aldık ve diğer yıllara sonra bakarız dedik. böylece forvet arkası transferi rafa kalkmak zorundaydı. hem bonservis beklentimizin gerçekleşmemesi nedeniyle hem de öyle ya da böyle ziyech’le birlikte yeterli kalite enjeksiyonu yapılmıştı ve kendilerine güvenmek zorundaydık. burada okan hoca , skor tabelası yapma ve icardi’yle olan uyumu nedeniyle muhtemelen kerem’i de tekrar ana omurganın parçası olarak gördü. yeni rolü gezici forvet idi. böylece yabancı sınırı yönünden de elimiz güçlenecekti. bu hücum hattı yüksek hatta prese ikna edilebilirdi. ancak rashica’nın hatta mertens’in olmadığı ana planda geriye koşmaya çalıştıkça defolarımız artacaktı. çünkü bu ön hattan kimseye 60 metre git gel yap diyemezsiniz. hadi dediniz ve yaptılar diyelim. o zaman da bütün riski almanıza neden olan kaliteyi isteyemezsiniz. yapılacak olan belliydi. takım boyunu daha da kısaltmak. yani daha da önde oynamak. bunu işler kılmak için de orta saha ve savunma hattı için yapılması gerekenler vardı.

    merkez orta sahaya gelelim. torreira buranın omurgasıydı. ancak yanında oliveira hiç güven vermiyordu. hem zaman zaman konsantrasyon kaybı yaşıyor hem de fiziksel olarak ani düşüşler gösteriyordu. şampiyonlar ligi maratonu da düşünüldüğünde bu kabul edilemezdi. üstelik artık ön hattan gelen destekte azalacağı için yükü artacaktı bu mevkiinin. hem de takımın tabiri caizse oyun aklını belirleyecek pozisyon burasıydı. leandro paredes güvenli limandı. düşük bonservis ve her şeyden yeteri kadar vaat eden bir profil. ancak paredes, muhtemelen yukarıda değindiğim dybala, firmino’lu planın parçasıydı. o da bize çok istekli olmayınca işimize geldi belki de. duruma bakacaktık biz de o da. erden timur’da a spor canlı yayınında buna benzer bir ifade kullandı zaten. bu nedenle burada bir nevi kumar oynamalıydık. paramızın önemli kısmını buraya gömecektik. torreira ile beraber güvenli limanımız olacaktı merkez orta saha. merkez orta sahası çok iyi olan takımlar kolay kolay kırılmaz çünkü. hem set oyununda hem de pres oyununda ön tarafta oluşan yeni tablonun getirdiği riskleri de anca böyle minimize edilirdik. plan güzeldi de para nerde? şampiyonlar ligine katılmalıydık. bu zaten transferin son haftası belli olacaktı. ryan gravenberch, sofyan amrabat yok efendim khephren thuram gibi mucizeye yakın transferleri zaten erkenden yapmamız mümkün değildi. temasta olacaktık. erden timur almaya hazırmışız gibi pazarlıkları ve oyuncuları ikna çabalarını sürdürecekti. transfer döneminin son günü büyük takımlara transferleri gerçekleşmezse akla gelen ilk liman olmak istiyorduk. paramız da gelmiş olacaktı böylece. nelsson için de taraftarın hayal ettiği teklifler alınamıyordu. 12-15 milyon euro vardı masada. direkt bu rakamlara bir satış tepki çekecekti rashica olayı üstüne. eğer büyüleyici orta saha gelirken nelsson satılırsa tepkilerden de kurtulmuş olacaktık. zaten yeni planda savunma geçen seneden de önde kurulmalıydı. nelsson’un da bu planda yeri yoktu. şampiyonlar ligine gittik ama kumar tutmadı. ikna edemedik yıldızları. hayal ettiğimiz şartlar oluşmadı. son dakika vecino geldi gündeme. en azından okan hoca’nın ana planı için temel gereklilikleri sağlıyordu. (bkz: #3780444) ama hem sarri hem taraftar dur dedi buna da. eğer olağanüstü taraftar tepkisi gelmeseydi vecino’ya kesin şekilde gitmek istiyorum dedirtebilirdi erden timur. sarri’de çaresiz kalırdı. üç yıllık kontat önerdik diye akılda kaldı bu arada. 2+1 önermiştik. muhtemelen seneye oliveira’dan çıkıp kendisini rotasyona çekecektik. yine yüksek profil bir orta saha için çaba sarf edecektik önümüzdeki yılda. bonservisi 2,5 milyon euro idi. e bu seviyede çerez parası bu. teknik direktörünün de sen bana lazımsın dediği tecrübeli topçuyu neden bedavaya versin adamlar. kerem demirbay’dan ise yüksek beklenti olduğunu düşünmüyorum. lig için yeterli bir yerli eklemesiydi o kadar. ndombele’nin ise işlerin kötü gitmesi halinde ön tarafın yükünü çekmek için muhtemel bir 4-3-3’e dönüş alternatifi olarak denendiğini düşünüyorum. ndombele ile denenebilecek hiçbir formasyon olmadığını sonradan öğrendik tabi.

    savunma hattında başından beri nelsson’un plan dışı olduğunu düşünüyorum. tabi satış pazarlıklarında elimizi güçlü tutmak için bunu belli edemezdik. yerine de davinson ismi çok belliydi aslında. hem harcama sınırlarımızın artması hem kendisini ikna etmemiz zaman aldı. zaten erkenden kampa gelseydi nelsson pazarlıklarında da elimiz zayıflayacaktı. orta saha transferi olmayınca nelsson’u satmadık. çünkü olağanüstü bir tepki gelecekti bu paraya satılır mı diye. transfer sezonun sonunda işler zaten kötü gitmişti. birde 11-12 milyona satılan bir nelsson demek bizim için sezona kaosla başlamak demekti adeta. onun yerine emin bayram opsiyonlu olarak gitti. aslında nelsson’u bir sezon geç satmanın maliyeti emin bayram olacak muhtemelen. sol bek noktasına da değinelim. çok sıkıntılı bir mevki burası dünya futbolunda. yetenekli sol ayaklar alt yapılarda çok değerli. zaten solak topçu sayısı az. birde yetenekli olunca ön tarafta farklı pozisyonlara yönlendiriliyor. elit takımların sol beklerine bakalım. genel kadro kalitelerine göre hep eh işte oyuncular. ya ciddi savunma zaafları ya da yetenek eksikleri var. liverpool, city, real madrid, arsenal hepsinde durum böyle. bu durumda olan bir pozisyon için guardiola tedrisatından geçmiş, leipzig disiplininde oynamış, hollanda’da şov yapmış bir adam var. opsiyonlu alabiliyorsun. oyuncu da sana gelmeye çok istekli. diğer bekte sacha boey var. planına uydurabileceğin formüller de var. (bkz: jose angel esmoris tasende angelino/#3789468) burdan bakınca mantıksız değildi.

    sonuç olarak, yukarıda yazdığım içeriğin tamamı kendini düşüncem. sürece dahil olan kimse bana anlatmadı yani.
    ben yaşanan süreci böyle okudum. burada bir plansız hareket olduğunu düşünmüyorum. plansızlık başka, sonuca tam olarak ulaşamayan plan başka. ben bir hamlenin başka bir hamleyi tetiklediği, farklı değişkinlere bağlı bir plan görüyorum burda. duruma göre sürekli esneyen ama ana fikrini koruyan bir plan. okan buruk ve erden timur’un sanılanın aksine olağanüstü bir iş birliği içinde çalıştığını da düşünüyorum. her ikisi varken galatasaray’ın emin ellerde olduğuna inancım da tam. bu sefer tutmadı ama bütün ilk planların tuttuğu günü de göreceğiz. yolları, bahtları açık olsun ikisinin de. elbet bir gün şampiyonlar ligi kupası inecek istanbul’a.
  • 925
    ana konusu mauro icardi'ydi ve geldi. o yüzden geri kalan transferlerin tamamı başarısız bile olsa yüzde 51 olumlu sonuçlandı bana göre. maçın adrenali ile bazen yanlış düşünebiliyor insan ama sakin kafayla düşüncem bu. o yüzden erden timur ve okan buruk'a transferler üzerinden çok yüklenmemek gerek. hatalar oldu mu? oldu tabi ama aşk adamının bugün formamızı giyiyor olması muazzam bir olay olduğu için yine de kötü bakmak imkansız bu döneme.

    şöyle bir değerlendirirsek diğer transferleri icardi dışında pek iç açıcı değil zaten durum.

    1) günay güvenç geldi, okan kocuk ve batuhan şen gitti. günay şu zamana kadar sadece bir maçta oyuna sonradan girdi. diyebilirsiniz ki bu transferin ne zararı var? batuhan altyapı oyuncusuydu ve günay türkiye'de yetişmiş değil. batuhan takımda tutulsa belki de berkan'ı da takımda tutup şampiyonlar ligi kadrosuna yazma ihtimalimiz vardı. genoa'da oynayıp oynamaması önemli değil. berkan bizde iyi kötü katkı yapıyordu. en kötü ihtimalle kopan maçların son 15, 20 dakikası torreira'yı dinlendirse iyidi.

    2) leo dubois'nın ayrılışı da eksi yazdı. hem boey alternatifsiz kaldı hem de sol beke lazım olduğunda koyamadık

    3) davinson sanchez geldi ve mathias ross gitti. burada sanchez ile ross'u kıyaslamak gibi bir gaflete düşmeyeceğim. asıl mevzu sanchez, nelsson kıyaslaması. sanchez hem oyun planımıza daha çok uyuyor hem de belli ki daha iyi stoper. ancak 9 milyon euro para verip oyuncu alıyorsan bu oyuncu senin en az 15 milyon euro gelir beklediğin oyuncunun yerine koymazsın. sanchez geliyorsa nelsson gitmeliydi. bizim ikisini de takımda tutup birini yedek bırakmak gibi bir lüksümüz olduğunu düşünmüyorum.

    4) kaan ayhan kalıcı olarak geldi. kılçıksız transfer oldu. hem stoper hem orta saha yedeği, üstelik de yerli. bu transferden sonra da emin bayram kiralandı.

    5) angelino geldi, sam adekugbe gitti. kağıt üzerinde beğenilen bir transfer oldu ama maalesef tutmadı.

    6) kerem demirbay geldi, berkan kutlu gitti. demirbay ve berkan'ın arasında demirbay'ın daha yetenekli olduğu kesin ama bize berkan daha çok katkı verirdi.

    7) tanguy ndombele geldi, fredrik midtsjö gitti. tartışmaya gerek bile yok.

    8) eyüp yıldız geleceğe yatırım olarak alındı.

    9) hakim ziyech geldi, nicolo zaniolo gitti. zaniolo gitmek istedi deniyor. o yüzden bir şey diyemem. ziyech de sağlıklı olduğunda etkisini gösteriyor. benim bu transferde tek olumsuz baktığımda her iki kanatta iki ters ayaklı oyuncu oynatmanın çok mantıklı olduğunu düşünmemem. ama kötü transfer diyemezsin.

    10) mateus tete geldi, milot rashica gitti. ikisine de aynı veya benzer bonservis ücretleri ödenmiş olsa neyse ama biri bonservissiz biri 6 milyon euro bonservis bedeli ile transfer yaptı. burada sıkıntılı nokta yunus ve barış varken tete'ye gerek yoktu.

    11) wilfred zaha, aktürkoğlu yerine geldi. defalarca dedim yine diyeyim. yabancı sınırı varken, en değerli iki yerli oyuncundan birinin yerine yabancı almamalısın. aktürkoğlu ile icardi uyumu, aktürkoğlu'nun yaşı ve maaşı, benzer skor katkıları düşünüldüğünde yanlış görüyorum bu transferi.

    12) halil ibrahim dervişoğlu geldi. tahminen yunus akgün ve juan mata'dan açılan boşluğa forvet oynama durumu da olduğundan rotasyon için alındı. nötrüm.

    13) cedric bakambu, bafetimbi gomis yerine geldi. bakambu yeterli şans bulsa iş yapacağını kısa sürede gösterdi.

    sonuç olarak nelsson'daki düşen maddi değeri saymadan konuşuyorum sanchez, kaan, ziyech ve bakambu dışında olumlu sonuçlanan transfer yok. eyüp ve halil de nötr işte. yılın son 15 gününe girerken görüşlerim bu yönde. ancak başta söylediğimi bir kez daha tekrarlayım. icardi'nin gelmesi başlı başına tek bir dönemi olumlu hala getirmeye yeter. sanchez, kaan, ziyech ve bakambu'yu da düşününce kötü sonuçlanmış olarak görmüyorum bu transfer dönemini.
App Store'dan indirin Google Play'den alın