• 926
    alıp da %100 verim elde ettiğimiz 2 oyuncu var, biri sanchez diğeri geçen sene de takımda bulunan kaan.

    günay, halil, kerem demirbay, bakambu ve ndombele nerdeyse 0 katkı verdiler.

    zaha ve angelino heyecanlanmamıza vesile olan geçmiş performanslarının çok uzağındalar. yine de zaha somut olarak ciddi bir tehdit olduğunu gösterebiliyor.

    ziyech iyi ama devamlılığı soru işareti. tete desen et mi balık mı anlamış değiliz.

    bununla birlikte gelen yeni oyuncular 11'e girsin diye geçen senenin yıldızlarından kerem aktürkoğlu ve sezonun son bölümünde ciddi çıkış yakalayan kazımcan'ın performansı da çok düştü. torreira, icardi ve boey ise net olarak alternatifsiz. baklavasına maç yapsak yine bu 3 oyuncu oynamak zorunda gibi bir durum var ortada.

    bu çerçevede devre arasında ufak çaplı bir kadro revizyonu şart. bakambu, angelino, ndombele ve duruma göre kerem demirbay ile vedalaşılması gerek. rotasyonda dahi olsa katkı vermeleri zorlaşan nelsson ve oliveira için de bir çıkış yolu bulunmalı.

    ilk 11'e 3, kulübeye de 2 takviye ile ihtiyaçlarımızı giderebiliriz. sol bek, 6 ve 10 numara ile ilk 11'i, icardi ve boey'i yedekleyecek 2 oyuncu ile de kulübeyi güçlendirmemiz lazım.
  • 927
    transfer döneminin çok iyi geçirilmediği aşikâr ancak neden bu kadar kötümser bir tabloyla değerlendirildiğini anlamıyorum. bu dönem yapılan transferlerin 10 üzerinden naçizane bir değerlendirmesini yapalım;

    mauro icardi; 8/10

    geçen seneki fiziksel hâlini henüz göremesek de yaptığı tabelayla ve transferin zorluğuyla 8 puanı hakediyor. diri hale gelirse başka şeyler de izletecek.

    wilfried zaha; 8/10

    ligin çok üstünde bir oyuncu olduğunu yavaş yavaş görmeye başladık. ilk geldiğinde çekincelerim vardı, bundaki en önemli faktör dinamizmini kaybedecek olmasıydı. arkasında bek yokken ve takım içi istenilen paslar gelmiyorken şu ana kadar yaptıkları 8 puanı hakediyor. şimdiden 8 gol katkısında bulunmuş sezon genelinde.

    hakim ziyech; 7/10

    eski ziyech’i göremeyeğimiz belliydi. ona rağmen harikulade yetenekli bir oyuncu. oyun zekası ligin çok üzerinde. sıfıra yakın maliyetini de hesaba katarsak henüz sezon genelinde istediğimizi bulamasak da 7 puanı rahatlıkla alır.

    davinson sanchez; 9/10

    pek anlatmaya gerek yok, oyun yapımıza mükemmel uyum sağlayan elit bir stoper. 9 milyon euro’ya alınmış olması transfer başarısıdır. takoz becaoya fener aynı parayı verdi yanılmıyorsam. her şeyiyle çok iyi bir stoper ve müthiş bir profesyonel.

    tete; 6/10

    kopenhag maçı attığı gol olmasa şu an cl’ye veda etmiştik. ligde beklenilen performansı veremedi. ancak mali olarak bonservissiz alındı ve yaşı henüz 23. ileride başka şeyler izletme ihtimali fazlasıyla var.

    kaan ayhan; 9/10

    tam bir joker. müthiş profesyonel. kendisinden beklenilen minimum seviyedeyken çıktığı her maç çok güven veriyor. çok önemli bir transfer.

    angelino; 4/10

    maalesef oyun yapımıza uygun bir sol bek değil. kötü bir oyuncu asla değil ama bizde olacak gibi de gözükmüyor.

    kerem demirbay; 5/10

    kötü bir oyuncu değil ancak oyun yapımıza uyan bir oyuncu da değil. 3’lü orta saha oynayan takımlarda yüksek performans verebilir. bizim gibi torreira + x oyuncu 2’li merkezinde olmuyor. yine de yabancı sınırı varken çok da mantıksız transfer görünmüyordu.

    tanguy ndombele; 2/10

    aslında puan olarak daha düşüğünü hakediyor ancak cl’deki tek galibiyetimiz olan manu maçında oyuna girdikten sonraki pozitif oyunu galibiyette önemli rol oynamıştı. kiralık bir transfer ve kiralama bedeli ödenmedi. denedik, olmadı.

    halil dervişoğlu; 6/10

    minimum maliyetle alınan 3. forvet. transferinin neye göre eleştirildiğini anlamadım çünkü şans bile bulamadı doğru dürüst. az bulduğu şansı ön elemelerde zalgiris ve olimpija’ya attığı gollerle iyi değerlendirdi. ligde oyuna sonradan girince fena işler yapmadı. kötü bir transfer diyemem.

    cedric bakambu; 6/10

    geldiğinde yunan ligi gol kralını 2. forvet olarak getirdik. düşük bir maliyetle geldi. bir türlü alması gereken süreyi alamadı. ıcardi sakatken süre bulmalıydı. kendisinin transferi için yönetimi gereğinden fazla eleştirmek bence haksızlık olur çünkü teknik ekip kendisini kullanmak istemiyor. icardi’den fizik olarak bitik olduğu dönemler bile vazgeçemiyor.

    bilançoyu değerlendirirken ortalamayı aldığımız zaman 6,36/10 gibi bir bilanço çıkıyor ortaya. yani öyle denildiği gibi ahlar vahlar edeceğimiz bir durum yok ortada. benim nezdimde bu transfer dönemi eleştirilmesi gereken ilk konu fiziksel olarak soru işaretleri barındıran oyunculara gitmemiz. daha çift yönlü, topsuz oyunu kuvvetli ve caydırıcılığı yüksek birkaç profil eklemesi yapılabilirdi. umarım ara transfer dönemi buna göre profiller alınır. onun dışında bu yaz transfer dönemi ortada felaket tablosu gibi bir şey yok.

    edit; bir ekleme yapıp yeni transferlerin cl maçlarındaki skorlara etkisine bakalım;

    20 eylül 2023 galatasaray kopenhag maçı
    yeni transferlerden zaha’nın asist tete’nin gol attığı maç.

    3 ekim 2023 manchester united galatasaray maçı
    yeni transferlerden icardi ve zaha’nın 1’er gol, davinson sanchez’in 2 asist yaptığı maç.

    24 ekim 2023 galatasaray bayern münih maçı
    icardi’nin penaltıdan gol attığı maç.

    8 kasım 2023 bayern münih galatasaray maçı
    yeni transferlerden bakambu’nun gol attığı maç.

    29 kasım 2023 galatasaray manchester united maçı
    yeni transferlerden hakim ziyech’in 2 gol 1 asist yaptığı maç.

    artık millet olarak olayları değerlendirirken parçaları birleştirme ve tümevarım gibi olguları hatırlamalıyız.
  • 928
    ahlar vahlar edeceğimiz transfer dönemidir. 1 adet orta saha alınsaydı şuan şampiyonlar ligi grubu için farklı konuşuyorduk. gruptan çıkarsak 10 milyon euro üzerinde gelir elde edeceğiz ama şuan çıkıp çıkamayacağımız belli değil.

    boey’in, torreira’nın, apokerim’in yedeği 1 adam olamaz. kadro planlaması açısından da sıkıntılı bir transfer dönemidir.

    kim sorumlu bilmiyorum ama gruptan çıkamazsak en büyük pay onundur.
  • 932
    kamuoyunda plansız yönetildiği ve okan buruk’un etkisinin çok düşük olduğu kanısının yaygın olduğu transfer dönemi. aynı fikirde değilim.

    aslında 4-4-2’ye yakın bir oynuyor okan buruk galatasaray’ı. 2022-2023 sezonunun ilk maçından itibaren bu konuda netti okan hoca. icardi henüz takıma katılmamış, seferovic hayal kırıklığı yaratmış, gomis ilk 11 çıktığında verimsiz olurken dahi forvet arkasında mertens oynadı. merkezde bir hedef forvet, arkasında, yanında bir gezici forvet kullanma planınından başka bir seçenek hiç düşünülmedi.

    2011-2012 galatasaray’ına dönelim burdan. hepimizi mest eden bir 4-4-2 vardı orda da. 4-4-2’nin en büyük riski, 3’lü orta sahalara karşı merkezi kaybetmek. fatih terim galatasaray’ının kanatlarında engin baytar ve emre çolak vardı. yani merkeze yaklaşma eğilimleri daha fazla olan oyuncular. selçuk inan, melo, engin baytar, emre çolak dörtlüsünün olağanüstü çabasına elmander’de eklenince bırakın merkezde dezavantaj yaşamayı, burada rakibi boğuyordu galatasaray. ancak bir sorun vardı. baskı kuran, topu ayağında tutabilen galatasaray net pozisyon üretme ve bitirme açısından sorunlar yaşıyordu. gelen şampiyonluğun hemen ardından burak yılmaz’la ön tarafta bitiricilik, nordin amrabat ile orta sahada adam eksiltme ve oyunu genişletme ile aslında yine kalite temelli bir gelişim hedeflendi. zaten devamında sneijder ve drogba ile biraz daha kalite eklemesi yaparken ne 4-3-3 ne 4-4-2 oynayabilen bir takıma evrildik. burda bir plansızlık ya da uyumsuzluktan söz edebiliriz örneğin.

    geçen seneye geri dönelim. 2022-2023 okan buruk’unun 4-4-2’sinin 2011-2012 fatih terim 4-4-2 ikisinden temel farkı kanat oyuncuları idi. sezon başında kerem aktürkoğlu ve yunus akgün gibi net kanat oyuncuları vardı elimizde. bu ikiliden kerem biraz daha skora yakın, yunus ise daha hazırlayıcı ve bekine alan açan profildeydi. zaten sacha boey’in henüz hesapta olmadığı dönemde dubois transferi bunu doğruluyor. yani oyun kurulumunda sağ tarafı ağırlıklı istasyon olarak gören, gezici forvet mertens ve solda kerem ile skorunu yukarı çeken bir galatasaray. buraya kadar forvette ilk plan seferovic. aslında elmander’e yakın bir profil. ön alan baskısında artı yazar, skordan çok hazırlamasıyla ön plana çıkar. orta alanda da melo agresifliği beklenen bir torreira, selçuk inan inceliği beklenen bir sergio oliveira.

    ancak transfer döneminin sonuna doğru plan değişti. kerem, yunus ve seferovic kendisine çizilen rolü karşılayamayacağına dair güçlü şüpheler uyandırdı. çıkan haberlere göre mertens’te tam bu dönemde plana inanmadığını okan hocaya iletmişti. bu arada icardi fırsatı çıktı karşımıza. bu tüm planın değişmesi anlamına geliyordu. çünkü en uçta pozitif bir presçi yerine en iyi ihtimalle nötr bir presçi ile oynamak durumundaydık. yani sadece pozisyon alan ama agresiflik göstermeyen. hatta o dönem bildiğimiz icardi profilinin herhangi bir prese katılması dahi şüpheliydi. bunun üzerine iki hamle daha yaptık. milot rashica ve yusuf demir. ön hatta şiddetli presi yaptırmak için yeni bir cephe demekti milot rashica. yusuf demir’de, muhtemelen forvet arkasına henüz ikna olmayan mertens’in yerine daha dinamik, genç, motive ve öğrenmeye açık görülen bir alternatifti. hatta kadroya katılan diğer bir isim juan manuel mata idi. hemen öncesinde james rodriguez ismiyle ilgilenmiştik. burda da hem mertens’in rolü kabul etmeme ihtimaline karşın tecrübeli bir ikame ekleme hem de rashica hamlesinden istenilen sonuç alınamazsa 4-3-3 oynamaya da imkan sağlamaktı diye düşünüyorum.

    2022-2023 sezonu galatasaray’ının fragmanını izleten karşılaşma 23 ekim 2022 galatasaray alanyaspor maçı
    olmuştu. şiddetli ön alan presi, direkt oyunla hızlı sonuçlandırılan ataklar. prese ikna olmuş görünen icardi ve hem prese hem rolüne odaklanmış bir mertens. zaman zaman orta sahalaşan hatta beke kadar geri dönen rashica, piyangodan çıkan sacha boey atletizmini, hızlı hücum karşılarken, sağ beke hapsetmeden merkeze yaklaştıran bir galatasaray. bu maçı hakemin skandal performansı nedeniyle kazanamadık. ancak plan işledi. tabi o maçta alanyaspor teknik direktörü olan francesco farioli’nin obsesif pas oyununun da ekmeğimize yağ sürdüğünü söylemek gerekli. belki direkt oyunda daha etkili başka bir rakip, oturmamış pres oyunumuzu derdest edebilirdi. bu durumda hem tecrübeli oyuncular hem medya gözünde okan buruk başarısız görülüp gönderilebilirdi. alanyaspor maçı hem aldığımız riskleri gizleyerek icardi ve mertens’i planı uygulama çabasına devam etmeye ikna etti hem de yaşanan hakem skandalı takım kimliğimizin oluşmasını hızlandırdı. devam eden süreçte kazandıkça özgüven kazanan ve kenetlenen takım 2022 dünya kupası arasına kadar ligi domine etti. burda icardi ve mertens’in kucaklayıcı, alçak gönüllü ve profesyonel çabasına da tekrar parantez açalım. planın anahtarı ellerindeydi ve düşürmediler. ligde bize yetecek tempoyu verdiler. üstüne de bolca kalite sundular. şanslı olduğumuz anlar da oldu şüphesiz bu süreçte. ancak bu kadar kısa sürede bu kadar fazla değişkenin olduğu bir kurguda şansın yanınızda olmasını beklemekten başka çareniz de yok.

    devre arasına geldiğimizde iki transfer yaptık aslında. kaan ayhan ve zaniolo. kaan ayhan, yerli ve joker bir profil olarak elimizi güçlendirecekti. ana planı değiştirecek bir ekleme değildi. zaniolo ise tamamen fırsat transferiydi. ödeme şartları nedeniyle kredi çekmiş olduk. 2023-2024 transfer sezonu için de bütçe sağlamış olduk. saha içinde de hem camiayı ve taraftarı hem de rakipleri şampiyon olacağımıza inandırdık. ancak yukarda temel hatları çizilen okan buruk planını güçlendirecek bir ekleme değildi. hatta kendisini sağ kanada monte etmek bütün planı bozabilirdi. ancak okan hoca’nın pragmatist yönü burda ortaya çıktı. ana planı bozmadı. zaniolo’yu da üzmeden zaman zaman kullandı. kendisinin oynadığı maçlarda yaşadığımız kopuklukları da hatırlarsınız zaten. zaniolo’da hiç problem çıkarmadı. bence o da sezon sonu ne olacağını biliyordu. kısacası herkes profesyonel gibi davrandı ve sezonu sağ salim tamamladık. bunun dışında, kötü performans gösteren aanholt, rashica’nın da ana plana dahil olmasıyla yabancı sınırına takılıp gitti. adekugbe ise 6 şubat depremi nedeniyle olağanüstü bir gelişmeydi ve kadroya dahil edildi.

    buraya kadar toparlayacak olursak, okan buruk’un 2022-2023 galatasaray planı yüksek hatta pres oyununu isteyen, hücumda ise direkt oynamak isteyen ve merkezdense kanatlar üzerinden hücumu kuran bir 4-4-2 türevi. fatih hocanın, 2011-2012’de merkezden delmek isteyen ve sete oturmayı daha çok tercih eden 4–4-2’sinden temel farklılığı da buydu.

    2023-2024 transfer sezonuna geldiğimizde hedef belliydi aslında. oturan oyunu korumak ve üzerine kalite enjekte edebilmek.

    oturan oyunu korumak için kadronun omurgasını korumalıydık. bunun için de icardi transferi öncelikliydi. sacha boey ve lucas torreira planın omurgasıydı. ancak çetrefilli olan kısım ana planı bozmadan kaliteyi nasıl enjekte edecektik. bir önceki sene icardi ve mertens’te olduğu gibi kaliteli oyuncuları yüksek eforlu oyuna ikna etmek her zaman bir risk. hem de bizim gibi yüksek bonservis ödeyemeyecek ve beş büyük ligden olmayan bir takım için daha büyük risk.

    önümüzde ilk sınav şampiyonlar ligi ön elemesiydi. burada okan buruk ve erden timur koruduğumuz kadroya güvendi ilk 2 tur için. son turu da gelecek bir iki eklemeyle zor da olsa çözmeliydik. zorlandık ama başardık.

    kalite eklemesi deyince ilk akla gelen ön taraf tabi. icardi dışında kalan üçlümüz kerem, mertens ve rashica’ya gelelim. bu üçlünün tamamı çeşitli sebeplerle şampiyonlar ligi seviyesi için büyük soru işaretiydi. geliştirilmeliydi. geliştirmeseydik ne olurdu? uefa mücadelesi verir ya da eve dönerdik. ama şampiyonlar liginde hayallerimiz dünyadan büyüktü.

    dybala ve firmino ile ilgilendiğimiz açığa çıktı zaten. görünen o ki ilk hedef efor olarak elinden geleni yapsa da yaşı nedeniyle skora etki anlamında kısıtlı kalan mertens’in yerine tartışmasız ve 28-32 yaş arası bir ekleme yapmaktı. buradan sonuç alamadık. hemen arkasından martin baturina, sebastian szymanski gibi profiller düştü piyasaya. yani genç, pres gücü yüksek ya da bu rolü kabul edecek, oyun hızımızı arttıracak, fundamentali iyi ve çift haneli gol-asist beklentisini karşılayabilecek bir forvet arkası. muhtemelen plan zaniolo’yu hızlı şekilde elden çıkarmak ve gelen parayı forvet arkasına harcamaktı. çünkü gelmeden harcayamazdık. zaniolo için beklediğimiz teklifi alamadık. görünen o ki kaliteyi arttırma planı kanatlara kayıyordu mecburen. zaha fırsatı geldi ve kalite beklentisine hizmet eden ilk hamle de gelmiş oldu. kerem ne olacaktı? ona bakılacaktı. çünkü seçme şansımız azalmıştı o yüzden de zaha’yı kaçırmadık. bonservissiz gitmek zorundaydık. rashica’yı da istiyordu hoca. ama hem norwich yüksekten uçuyordu hem de bonservis ödemek için şampiyonlar ligi vizesini beklemek zorundaydık. bu arada rakamı aşağı çekerken transfer piyasasını gözlemlemek için de zaman kazanacaktık. rashica’nın bizi çok istemesine de güvenmek zorundaydık. bu arada tete çıktı karşımıza. burada da iki yönlü bir satranç görüyorum. hem fenerbahçe’nin planlarını bozarak kaosa itmek hem de rashica bonservisi pazarlığında elimizi güçlendirmek. tete’ye de ya bir rol bulur ya da sağa sola kiralayabilirdik. rashica’yı istiyorduk kesinlikle. çünkü bir önceki sene ortaya konan oyunun sigortasıydı o. sonuçta şampiyonlar ligine gidemeyebilir ya da grupta erken havlu atabilirdik. lig halen çok önemli ve rashica’da kadroda olduğunda bir önceki senenin ana planından kayıp yaşamamış oluyorduk. ama muhtemelen tete transferi rashica’nın duruşunu değiştirdi ve hazır piyasa yakalamışken maddi şartları da düşünüp beşiktaş’ı tercih etti. biz de hızlıca, ortada kalan ziyech’e gittik. büyük kaliteydi ama zaha’ya göre çok daha büyük riskti. şartları da lokum gibi olunca ana planda tete’ye olan beklentiyi de yükselterek kadromuza kattık ziyech’i. zaniolo konusunda da zamanın daraldığını fark ettik ve opsiyonlu kiralamayla yolladık. kendisini alırken 5 yıllık ödeme planı ve 15 milyon euro bonservisi düşünüldüğünde, bizde kaldığı ve aston villa’da oynayacağı 1,5 yıl için ödeyeceğimiz 5 milyon euro’yu aldık ve diğer yıllara sonra bakarız dedik. böylece forvet arkası transferi rafa kalkmak zorundaydı. hem bonservis beklentimizin gerçekleşmemesi nedeniyle hem de öyle ya da böyle ziyech’le birlikte yeterli kalite enjeksiyonu yapılmıştı ve kendilerine güvenmek zorundaydık. burada okan hoca , skor tabelası yapma ve icardi’yle olan uyumu nedeniyle muhtemelen kerem’i de tekrar ana omurganın parçası olarak gördü. yeni rolü gezici forvet idi. böylece yabancı sınırı yönünden de elimiz güçlenecekti. bu hücum hattı yüksek hatta prese ikna edilebilirdi. ancak rashica’nın hatta mertens’in olmadığı ana planda geriye koşmaya çalıştıkça defolarımız artacaktı. çünkü bu ön hattan kimseye 60 metre git gel yap diyemezsiniz. hadi dediniz ve yaptılar diyelim. o zaman da bütün riski almanıza neden olan kaliteyi isteyemezsiniz. yapılacak olan belliydi. takım boyunu daha da kısaltmak. yani daha da önde oynamak. bunu işler kılmak için de orta saha ve savunma hattı için yapılması gerekenler vardı.

    merkez orta sahaya gelelim. torreira buranın omurgasıydı. ancak yanında oliveira hiç güven vermiyordu. hem zaman zaman konsantrasyon kaybı yaşıyor hem de fiziksel olarak ani düşüşler gösteriyordu. şampiyonlar ligi maratonu da düşünüldüğünde bu kabul edilemezdi. üstelik artık ön hattan gelen destekte azalacağı için yükü artacaktı bu mevkiinin. hem de takımın tabiri caizse oyun aklını belirleyecek pozisyon burasıydı. leandro paredes güvenli limandı. düşük bonservis ve her şeyden yeteri kadar vaat eden bir profil. ancak paredes, muhtemelen yukarıda değindiğim dybala, firmino’lu planın parçasıydı. o da bize çok istekli olmayınca işimize geldi belki de. duruma bakacaktık biz de o da. erden timur’da a spor canlı yayınında buna benzer bir ifade kullandı zaten. bu nedenle burada bir nevi kumar oynamalıydık. paramızın önemli kısmını buraya gömecektik. torreira ile beraber güvenli limanımız olacaktı merkez orta saha. merkez orta sahası çok iyi olan takımlar kolay kolay kırılmaz çünkü. hem set oyununda hem de pres oyununda ön tarafta oluşan yeni tablonun getirdiği riskleri de anca böyle minimize edilirdik. plan güzeldi de para nerde? şampiyonlar ligine katılmalıydık. bu zaten transferin son haftası belli olacaktı. ryan gravenberch, sofyan amrabat yok efendim khephren thuram gibi mucizeye yakın transferleri zaten erkenden yapmamız mümkün değildi. temasta olacaktık. erden timur almaya hazırmışız gibi pazarlıkları ve oyuncuları ikna çabalarını sürdürecekti. transfer döneminin son günü büyük takımlara transferleri gerçekleşmezse akla gelen ilk liman olmak istiyorduk. paramız da gelmiş olacaktı böylece. nelsson için de taraftarın hayal ettiği teklifler alınamıyordu. 12-15 milyon euro vardı masada. direkt bu rakamlara bir satış tepki çekecekti rashica olayı üstüne. eğer büyüleyici orta saha gelirken nelsson satılırsa tepkilerden de kurtulmuş olacaktık. zaten yeni planda savunma geçen seneden de önde kurulmalıydı. nelsson’un da bu planda yeri yoktu. şampiyonlar ligine gittik ama kumar tutmadı. ikna edemedik yıldızları. hayal ettiğimiz şartlar oluşmadı. son dakika vecino geldi gündeme. en azından okan hoca’nın ana planı için temel gereklilikleri sağlıyordu. (bkz: #3780444) ama hem sarri hem taraftar dur dedi buna da. eğer olağanüstü taraftar tepkisi gelmeseydi vecino’ya kesin şekilde gitmek istiyorum dedirtebilirdi erden timur. sarri’de çaresiz kalırdı. üç yıllık kontat önerdik diye akılda kaldı bu arada. 2+1 önermiştik. muhtemelen seneye oliveira’dan çıkıp kendisini rotasyona çekecektik. yine yüksek profil bir orta saha için çaba sarf edecektik önümüzdeki yılda. bonservisi 2,5 milyon euro idi. e bu seviyede çerez parası bu. teknik direktörünün de sen bana lazımsın dediği tecrübeli topçuyu neden bedavaya versin adamlar. kerem demirbay’dan ise yüksek beklenti olduğunu düşünmüyorum. lig için yeterli bir yerli eklemesiydi o kadar. ndombele’nin ise işlerin kötü gitmesi halinde ön tarafın yükünü çekmek için muhtemel bir 4-3-3’e dönüş alternatifi olarak denendiğini düşünüyorum. ndombele ile denenebilecek hiçbir formasyon olmadığını sonradan öğrendik tabi.

    savunma hattında başından beri nelsson’un plan dışı olduğunu düşünüyorum. tabi satış pazarlıklarında elimizi güçlü tutmak için bunu belli edemezdik. yerine de davinson ismi çok belliydi aslında. hem harcama sınırlarımızın artması hem kendisini ikna etmemiz zaman aldı. zaten erkenden kampa gelseydi nelsson pazarlıklarında da elimiz zayıflayacaktı. orta saha transferi olmayınca nelsson’u satmadık. çünkü olağanüstü bir tepki gelecekti bu paraya satılır mı diye. transfer sezonun sonunda işler zaten kötü gitmişti. birde 11-12 milyona satılan bir nelsson demek bizim için sezona kaosla başlamak demekti adeta. onun yerine emin bayram opsiyonlu olarak gitti. aslında nelsson’u bir sezon geç satmanın maliyeti emin bayram olacak muhtemelen. sol bek noktasına da değinelim. çok sıkıntılı bir mevki burası dünya futbolunda. yetenekli sol ayaklar alt yapılarda çok değerli. zaten solak topçu sayısı az. birde yetenekli olunca ön tarafta farklı pozisyonlara yönlendiriliyor. elit takımların sol beklerine bakalım. genel kadro kalitelerine göre hep eh işte oyuncular. ya ciddi savunma zaafları ya da yetenek eksikleri var. liverpool, city, real madrid, arsenal hepsinde durum böyle. bu durumda olan bir pozisyon için guardiola tedrisatından geçmiş, leipzig disiplininde oynamış, hollanda’da şov yapmış bir adam var. opsiyonlu alabiliyorsun. oyuncu da sana gelmeye çok istekli. diğer bekte sacha boey var. planına uydurabileceğin formüller de var. (bkz: jose angel esmoris tasende angelino/#3789468) burdan bakınca mantıksız değildi.

    sonuç olarak, yukarıda yazdığım içeriğin tamamı kendini düşüncem. sürece dahil olan kimse bana anlatmadı yani.
    ben yaşanan süreci böyle okudum. burada bir plansız hareket olduğunu düşünmüyorum. plansızlık başka, sonuca tam olarak ulaşamayan plan başka. ben bir hamlenin başka bir hamleyi tetiklediği, farklı değişkinlere bağlı bir plan görüyorum burda. duruma göre sürekli esneyen ama ana fikrini koruyan bir plan. okan buruk ve erden timur’un sanılanın aksine olağanüstü bir iş birliği içinde çalıştığını da düşünüyorum. her ikisi varken galatasaray’ın emin ellerde olduğuna inancım da tam. bu sefer tutmadı ama bütün ilk planların tuttuğu günü de göreceğiz. yolları, bahtları açık olsun ikisinin de. elbet bir gün şampiyonlar ligi kupası inecek istanbul’a.
  • 935
    ana konusu mauro icardi'ydi ve geldi. o yüzden geri kalan transferlerin tamamı başarısız bile olsa yüzde 51 olumlu sonuçlandı bana göre. maçın adrenali ile bazen yanlış düşünebiliyor insan ama sakin kafayla düşüncem bu. o yüzden erden timur ve okan buruk'a transferler üzerinden çok yüklenmemek gerek. hatalar oldu mu? oldu tabi ama aşk adamının bugün formamızı giyiyor olması muazzam bir olay olduğu için yine de kötü bakmak imkansız bu döneme.

    şöyle bir değerlendirirsek diğer transferleri icardi dışında pek iç açıcı değil zaten durum.

    1) günay güvenç geldi, okan kocuk ve batuhan şen gitti. günay şu zamana kadar sadece bir maçta oyuna sonradan girdi. diyebilirsiniz ki bu transferin ne zararı var? batuhan altyapı oyuncusuydu ve günay türkiye'de yetişmiş değil. batuhan takımda tutulsa belki de berkan'ı da takımda tutup şampiyonlar ligi kadrosuna yazma ihtimalimiz vardı. genoa'da oynayıp oynamaması önemli değil. berkan bizde iyi kötü katkı yapıyordu. en kötü ihtimalle kopan maçların son 15, 20 dakikası torreira'yı dinlendirse iyidi.

    2) leo dubois'nın ayrılışı da eksi yazdı. hem boey alternatifsiz kaldı hem de sol beke lazım olduğunda koyamadık

    3) davinson sanchez geldi ve mathias ross gitti. burada sanchez ile ross'u kıyaslamak gibi bir gaflete düşmeyeceğim. asıl mevzu sanchez, nelsson kıyaslaması. sanchez hem oyun planımıza daha çok uyuyor hem de belli ki daha iyi stoper. ancak 9 milyon euro para verip oyuncu alıyorsan bu oyuncu senin en az 15 milyon euro gelir beklediğin oyuncunun yerine koymazsın. sanchez geliyorsa nelsson gitmeliydi. bizim ikisini de takımda tutup birini yedek bırakmak gibi bir lüksümüz olduğunu düşünmüyorum.

    4) kaan ayhan kalıcı olarak geldi. kılçıksız transfer oldu. hem stoper hem orta saha yedeği, üstelik de yerli. bu transferden sonra da emin bayram kiralandı.

    5) angelino geldi, sam adekugbe gitti. kağıt üzerinde beğenilen bir transfer oldu ama maalesef tutmadı.

    6) kerem demirbay geldi, berkan kutlu gitti. demirbay ve berkan'ın arasında demirbay'ın daha yetenekli olduğu kesin ama bize berkan daha çok katkı verirdi.

    7) tanguy ndombele geldi, fredrik midtsjö gitti. tartışmaya gerek bile yok.

    8) eyüp yıldız geleceğe yatırım olarak alındı.

    9) hakim ziyech geldi, nicolo zaniolo gitti. zaniolo gitmek istedi deniyor. o yüzden bir şey diyemem. ziyech de sağlıklı olduğunda etkisini gösteriyor. benim bu transferde tek olumsuz baktığımda her iki kanatta iki ters ayaklı oyuncu oynatmanın çok mantıklı olduğunu düşünmemem. ama kötü transfer diyemezsin.

    10) mateus tete geldi, milot rashica gitti. ikisine de aynı veya benzer bonservis ücretleri ödenmiş olsa neyse ama biri bonservissiz biri 6 milyon euro bonservis bedeli ile transfer yaptı. burada sıkıntılı nokta yunus ve barış varken tete'ye gerek yoktu.

    11) wilfred zaha, aktürkoğlu yerine geldi. defalarca dedim yine diyeyim. yabancı sınırı varken, en değerli iki yerli oyuncundan birinin yerine yabancı almamalısın. aktürkoğlu ile icardi uyumu, aktürkoğlu'nun yaşı ve maaşı, benzer skor katkıları düşünüldüğünde yanlış görüyorum bu transferi.

    12) halil ibrahim dervişoğlu geldi. tahminen yunus akgün ve juan mata'dan açılan boşluğa forvet oynama durumu da olduğundan rotasyon için alındı. nötrüm.

    13) cedric bakambu, bafetimbi gomis yerine geldi. bakambu yeterli şans bulsa iş yapacağını kısa sürede gösterdi.

    sonuç olarak nelsson'daki düşen maddi değeri saymadan konuşuyorum sanchez, kaan, ziyech ve bakambu dışında olumlu sonuçlanan transfer yok. eyüp ve halil de nötr işte. yılın son 15 gününe girerken görüşlerim bu yönde. ancak başta söylediğimi bir kez daha tekrarlayım. icardi'nin gelmesi başlı başına tek bir dönemi olumlu hala getirmeye yeter. sanchez, kaan, ziyech ve bakambu'yu da düşününce kötü sonuçlanmış olarak görmüyorum bu transfer dönemini.
  • 936
    maalesef makine gibi takım olma fırsatını kaçırdığımız transfer dönemidir. sezonun ortasına geldiğimize göre artık bu transfer döneminin sağlıklı bir otopsisini yapabiliriz.

    transfer dönemi başlarken elimizde güçlü bir iskelet vardı ve eksiklerimiz o kadar belliydi ki hata yapmak çok zordu aslında bu dönemde. yeni sezonda 11'de yeri garanti olan şu isimler kadromuzdaydı:

    muslera
    boey
    abdülkerim
    torreira
    kerem

    mauro icardi her koşulda bonservisiyle takıma katılmalıydı. başarılı şekilde avrupa elemelerinde oynatacak kadar erkenden bunu başardık. böylece iskeletin altı oyuncusu tamamlanmış oldu.

    takımımız geçiş hücumunda mükemmele yakındı. set hücumunda zorlansak da ligi çözecek kadar oynuyorduk. ama esas gücümüz üstümüze gelen, alan bırakan ve pres yapan takımları cezalandırmadaki becerimizdi. zaniolo eklemesi ileriye dönük olarak bu becerimizi artırma potansiyelindeydi. bu sebeple şampiyonlar ligi'nde ciddi sürprizler yapma potansiyelimiz vardı bana kalırsa.

    22-23 sezon sonuna doğru artık oturmuş bir 11'imiz vardı

    muslera
    boey
    abdülkerim
    nelsson
    dubois (kazımcan, adekugbe)
    torreira
    oliveira (berkan)
    mertens
    rashica (zaniolo)
    kerem
    ıcardi

    hata 1: torreira'nın yanına okan hoca pres oyununa uygun bir 6-8 istiyordu. buna göre torreira'nın kesicilik yükünü azaltacak ve ona hücum pres için gereken serbestliği verecek ayağı düzgün, kesici bir orta saha almalıydık. alınacak oyuncunun profili değişiklik gösterebilirdi. paredes, de paul, renato sanches, guendouzi, ounahi, hojberg gibi isimler gündeme geldi. kabul etmek gerekirse hepsi zor transferlerdi, fakat mutlaka ismen daha az bilinen ama bu profile oturan oyuncuları izlemişizdir. bunun yerine temposuz 8 demirbay alındı ve uygun profilde transfer yapılmadı ve futbolu mental olarak ve fiziken bırakmış ndombele kiralandı.

    hata 2: sol bekteki eksikliği isim olarak wow dedirten ama dogru profilde olmayan angelino ile kapamaya çalıştık. kariyerinde 352 sol kanat beki olarak parlamış, defansif zaafları dünyaca bilinen angelino uygun sayılacak bedelle takıma katıldı. tutmasını çok istesek de olmadı. burada kesinlikle 4'lü savunma beki olarak kendini kanıtlamış bir isme gitmemiz gerekiyordu.

    hata 3: taraftar rashica'nın açıklanmasını beklerken kulübümüz önce zaha'yı, sonra ziyech'i açıkladı. bu isimlerden en fazla biri takıma katılsa ve rashica da alınsaydı bence daha doğru bir iş yapmış olurduk. rashica beşiktaş'a gittikten sonra oyuncuyu isteyen taraftar anlamsız biçimde dalga konusu oldu. bekini kovalayan kanat bla bla. oysa rashica'yı şampiyon olduğumuz sezon her maç "helal lan sana" diye izleyen taraftar da aynı taraftardı.

    hata 4: hata 3'teki zaha transferi dolayısıyla kerem merkeze kaymak zorunda kaldı ve telepatik kerem-icardi uyumu bozuldu.

    hata 5: yerine davinson sanchez gibi bariz daha iyi bir oyuncu alınan ve takımdan ayrılma isteği herkesçe bilinen, geçen iki sezonun bir diğer "helal lan sana" oyuncusu nelsson değersizleştirildi. bir önceki senedeki uefa performansı ve şampiyonluktaki cesur yürek performansları bir çırpıda silinip atıldı. sanchez alınmasaydı ve nelsson oynasaydı demiyorum. nelsson satılmalıydı. şimdi 10 milyon veren olursa öper başına koyarsın.

    hata 6: aynı haltı farklı biçimde zaniolo transferinde de yedik. fakat oyuncuyu anlaşılan tutarlara satamazsak bile seneye bizim formamızı giyerse unutulmaz bir performans vereceğini düşündüğüm için bu hata kısmen affedilebilir. aston villa parayı basıp alırsa ne ala.

    kısacası bizim ihtiyaçlarımız şunlardı:

    ıcardi'yi al (aldık)
    sol beke uygun profili getir (tutması düşük ihtimalli kumar oynadık, tutmadı)
    orta sahaya en az 2 net oyuncu getir (bir yarım bir dombili getirdik)
    mertens'i geçen seneki mata gibi kullan, ortaya kreatif bir oyuncu al (ziyech ve zaha gibi iki kumar oynadık, birini oynasak yeterdi, ikisini de oynadık, şimdilik hayal kırıklığı)
    rashica'yı al getir, zararı yok, gerekirse rotasyon oyuncusu yap (yapmadık bir de tutup adam sanki bizim yerimize bjk'yi seçmiş gibi gömdük durduk)

    yani toplamda 5-6 doğru hamleyle makine gibi takım olabilecekken gidip 10 transfer yaptık ve sezon ortasına yine geçen seneki takımla; üstelik daha eksik haliyle çıkıyoruz.

    umuyorum ki bu transfer dönemindeki hatalar ders alınacak hatalar olarak hatırlanır ve kış dönemi ile gelecek yaz döneminde bu dersler ışığında hamleler yaparız. okan hoca plansız, stratejisiz bir hoca değil. bana kalırsa biz geçen yaz biraz zafer sarhoşu olduk transferde. okan hoca'nın kafasındaki oyuncuları aldığımızı düşünmüyorum ben.
  • 937
    takımımızın 14 transfer yaptığı yaz transfer dönemi.

    bir değerlendirme yapmadan önce kısaca gelen ve giden oyuncu listesini yazalım.

    gelenler: mauro icardi, wilfried zaha, hakim ziyech, davinson sanchez, tete, angelino, kaan ayhan, kerem demirbay, tanguy ndombele, cedric bakambu, halil dervişoğlu, günay güvenç, siraçhan nasve eyüp aydın.

    gidenler (kiraya giden genç oyuncular hariç): nicolo zaniolo, berkan kutlu, friedrick midtsjo, yunus akgün, leo dubois, emin bayram, bafetimbi gomis, juan mata, okan kocuk, milot rashica (kiralama sonu), yusuf demir, sam adekugbe, emre taşdemir, mostafa mohamed ahmed, alexandru cicaldau, olimpiu morutan, emre kılınç ve taylan antalyalı.

    listelere şöyle bir bakıldığı zaman maaş anlamında epey bir yük altına girdiğimiz, isimli-kariyerli fakat düşüşte pek çok oyuncu ile risk aldığımız, gidenlerin pek çoğunun rotasyonda yerini dolduramadığımız, maddi anlamda da epey sıkıntılı bir transfer dönemi yaşamış olduğumuzu söylemek mümkün.

    takımın en iyilerinden kerem aktürkoğlu'nun yerine yıllık maliyeti €5m'dan fazla olan, koca bir devre geçmesine rağmen kesintisiz 15 dakika umut dahi vaat edememiş 31 yaşındaki wilfried zaha'yı transfer ettik. yaşlanan mertens'i kulübeye daha yaşlı ikamesi mata yerine çektik fakat zaha'da maliyetlendiğimiz için o bölgeye hiçbir transfer yapamadık. kerem'den o bölgeyi kotarmasını bekledik. ne kerem'den tam fayda alabildik, ne de mertens'ten. zaha ise arka arkaya 3 maç bırakın iyi oynamayı sahada dahi yer alamadı, son dakikalarda girdiği maçlarda dahi ayakta kalmakta güçlük çeker vaziyette.

    geçen sezon işleyen makinenin parçalarından milot rashica'yı almamaya karar verdik, rotasyonundaki yunus akgün ile de yolları ayırdık. yerlerine son birkaç senedir futbol oynamayan hakim ziyech ile tete'yi transfer ettik. ikisine de bonservis ödememiş olsak da rashica ile yunus'un bonservis+maaşları kadar maliyeti yeni aldığımız ikilinin yıllık maliyetlerine verirken bulduk kendimizi. ziyech sahada neden bir zamanlar dünyanın zirvesinde olduğundan izler taşıyan anlar izletti allah var. fakat bu anlar sahada kaldığı sürenin %20'si kadar dahi değil. bugün taraftarımız ziyech geriye koşabildi diye seviniyor. tete ise alınabilir bir risk transferi iken hiçbir umut vaat edemeden kulübeye hapsoldu. bugün sağ kanatta da sürekli soru işareti ile sahadayız.

    geçen sezon sonunda anket yapılsa ve 'gelecek sene en çok hangi mevkiye transfer görmek istersiniz?' sorusu yoldan geçen insanlara sorulsa, ezici çoğunluk sol bek ve orta saha transferini işaret ederdi.

    bir önceki sezon kadromuzda sol bek oynamış leo dubois, emre taşdemir ve sam adekugbe ile yollarımızı ayırarak angelino transferini yaptık. kiralama bedeli ve maaşı ile bize 5 aylık maliyeti +€3m seviyelerinde oldu. taktiğimize, oynamak istediğimiz oyuna olabilecek en uzak beklerden birisini alarak leipzig'e geri göndereceğimiz günü saymakla meşgulüz. devre arasına kadar geçen sezon sağ-sol açık ve forvet olarak oynattığımız barış alper yılmaz'dan sol bekte bir hikaye yaratmaya çalışıyoruz.

    orta saha transferi süreci ise baştan aşağı berbat bir süreçti. berkan kutlu, friedrick midtsjo gibi isimlerle yollarımızı ayırdık, sıkışık fikstürde rotasyonda kullanılabilecek kimse bırakmadık. onlarca ismin dedikodusu geçtikten sonra transfer döneminin bitiş anlarında kulübü tarafından gönderilecek yer bulunamayan tanguy ndombele'yi müthiş bir maaş maliyeti ile kiraladık. takıma tek katkısı antrenmanlarda fazlalık yapması ve sürekli yemek yemesi ile taraftara espri malzemesi olması. kerem demirbay transferi ile de yerli olarak güçlensek de sergio oliveira'nın verdiğinden fazlasını alamadık. elimizde iki tane yüksek maliyetli, oyun anlayışımıza uzak ve doğru kullanılamayan 8 numara olmuş oldu.

    stoper transferinde de süreç iyi yönetildi demek pek mümkün değil. nelsson ayrılamadı, ayrılamaması itibariyle bence hatalı olarak kötü demeçler verdi ve küstü. nelsson'dan kazanabileceğimiz meblağ bence -doğru zamanda ayrılmayarak- ciddi manada azaldı. emin bayram'ın kiralanmadığı senaryoda nelsson'a hiç ihtiyacımız kalmayacaktı. davinson ise bu sezon takıma katılan oyuncular arasında maliyetinin karşılığını veren tek oyuncu belki de.

    günün sonunda 2023-24 sezonunun devre arasına geldiğimiz şu günlerde tarihi bir sezon yaşayan galatasaray'ın kadrosu deliklerle, defolarla, alakasız isimlerle dolu. okan buruk inanılmaz bir saygıyı hak ediyor.

    takımın sağ beki cezalı duruma düştüğünde hiçbir alternatifi yok, tek alternatifi yanlış kadro planlaması sonucu başakşehir'e zararına kiralandı. sol bekinde sağ açıktan bozma barış alper yılmaz oynuyor. orta sahada aslan payı yedek stoper diye aldığımız kaan ayhan'a yazılıyor. kadroya ismi sol kanat olarak ilk yazılacak kerem, yeni transferler neticesinde 10 numara bölgesine alışmaya çalışırken ileri hatta her hafta başka bir dizilim denemek zorunda kalıyoruz. üstüne üstlük sakatlıklar da -sakatlık geçmişi kabarık olan veya gelmeden önce uzun süre oynamamış oyuncuların eşyanın tabiatına uygun olarak düzenli olarak sakatlanmaları sebebiyle- sürekli belimizi büküyor.

    en geç 1 sene içerisinde bu transfer döneminde aldığımız futbolcuların pek çoğunun gitmesi için uğraşacağız. eyvallah, galatasaray büyük takım. oyuncu yetiştirmekle genelde işimiz olmaması gerek. fakat gidip de her sönmüş yıldızdan icardi hikayesi yaratmaya çalışmamak gerektiği dersini de sorumlu kişiler almalı. biz takımı nasıl koruyacağız diye korkarken, en ideal senaryo aynı takımı koruyup 2-3 ekleme yapmak derken bugün geçen sezonki kadroyu koruyabilmemize rağmen 5-6 transfer ve 7-8 ayrılığa ihtiyaç duyar hale geldik. bu, çok acı bir derstir. tekrardan okan buruk hocaya ve ekibine sevgi ve saygılarımı yolluyorum. aşçımız mahir olmasa, bu malzemelerden olsa olsa aşure olurdu. bize her şeye rağmen kusursuz bir yemek sunan hocaya dev saygılar.
  • 939
    ne yazık ki çok kötü geçirdiğimiz transfer dönemi..

    zaha yerine szymanski, ziyech yerine rashica , angelino yerine borna sosa, ndombele yerine de bir tempolu 8 numara alınsaydı şu an takım mükemmel seviyede olur, şampiyonlar liginden de gruptan çıkardı.

    ama ne yazık ki okan hoca'nın oturmuş taktiği yerine cv'ye baktık...

    umarım kış transfer döneminde doğru dokunuşlar yaparız. özellikle ziyech'in sözleşmesi kesinlikle iptal edilmeli.
  • 941
    her geçen gün ne kadar verimsiz ve paramızı çöpe attığımız bir dönem olduğu daha da belli olan dönem.

    milyonlarca euro maaş ve imza parası bayıldığımız futbolcular geçen sezon çöp gözüyle baktığımız oyunculardan bile fazlasını veremiyor. ndombele yerine berkan, tete yerine yunus, ziyech yerine rashica, angelino yerine dubois falan olsa, zaha'ya bayıldığımız paranın daha azına tielemans ya da kamada gibi başka bir free agent getirmiş olsak bugün olduğumuz noktadan daha geride olmayacağımız gibi milyonlarca euro para da cebimizde kalmış olurdu. düşündükçe üzülüyorum.
  • 942
    çok kötü geçirdiğimiz transfer dönemi, bunu o dönem de yazdık ancak taraftarın geneli sarhoştu. geçtiğimiz sezondan kalan icardi ve kaan'ı dışarda bırakırsak alınan 12 futbolcudan davinson sanchez dışında faydalı transfer yok.

    en kritik bölgelere (8 numara ve sol bek) alınan futbolcular: angelino, nbombele, demirbay. demirbay yerli olduğu için kulübede kalsa sorun teşkil etmez ama diğer ikisini bugün göndersek taraftar bayram eder.

    kanatlara alınan dolgun maaşlı zaha ve ziyech'in toplam gol katkısı kerem aktürkoğlu'ndan az. bu ikisini arabistan'a itelesek kimse de ya durun napıyorsunuz demez.

    tete 21 maç toplam gol katkısı 3, yaşı genç brezilyalı diye sabredersin. ama yunus akgün'den herhangi bir artısı var mı bu adamın? yok. yunus bedavaya oynuyordu bu adam 2.8 milyon euro maaş alıyor.

    neresinden tutarsan tut çok kötü bir transfer dönemi. tabii ki bu erden timur'a yazar. yaptığı iyi işlerden dolayı aldığı gazla birlikte takımın maaş yükünü arttırdığı ancak verimi düşürdüğü bir transfer sezonu yönetti. çıkıp bunun sorumluluğunu da alacaktır elbet.
  • 943
    2022-2023 sezonunda son maçımızda çıktığımız kadro şöyleydi.
    https://gss.gs/bK1.png

    muslera - boey nelsson abdülkerim kazımcan - torreira berkan - kerem barış zaniolo - icardi

    geçen sezon son maçımızdaki kadroda bile düşününce takıma sol bek, orta saha, 10 numara ve gidenlerin yerine koyabileceğimiz oyuncular gerekiyordu.

    sol beke angelino aldık, 4. ayında geri gönderdik.
    orta sahaya demirbay, ndombele alındı ama biz geçtiğimiz sezon kadromuzda olan kaan'ı oynatıyoruz.
    10 numara mevkisi için hiç adım atılmadı. takımın geçen sezon da en net eksiği burasıydı.
    giden oyunculardan da yalnızca zaniolo yerine transfer yapılması gerekiyordu ki orada yunus akgün ve barış alper vardı hali hazırda. biz tete ve ziyech aldık.

    geçen sezonun son maçıyla bu sezon oynadığımız son maçı kıyaslayınca transferlerin büyük fiyasko olduğu gözüküyor. güçleneceğimize daha da güç kaybettik maalesef.
    umarım devre arasında bir hal çaresini bulabiliriz.
  • 945
    bonservis bedeli ödeyecek bir paramız olmadığı için bonservisi elinde, yakın zamanda hızlı bir şekilde elden çıkarabileceğimiz ve para kazanabileceğimiz bir transfer politikası yürüttüğümüz transfer sezonu. bunu anlamak bu kadar zor olmamalı ya, paramız yoktu bonservis veremiyorduk ve bu adamları aldık. hepsi alınabilir risklerdi ve tutmamış olabilir, risk zaten bu demek.
  • 946
    geçtiğimiz sezonun şampiyon takımın kimyasını yanlış yorumladığımız dönemdir. mertens, torriera, icardi ve oliveira’dan katkı alınca diğerlerinden de alırız nasıl olsa diyip tete hariç bütün parayı düşüşte olan yaşlı futbolculara yatırdık. aralarında en iyisi davinson o da sakatlıktan dolayı epey kritik maçlar kaçırdı.

    burada net bir biçimde kaçırdığımız konu şampiyonlukta yıldız oyuncular kadar asker oyuncular da etki yaptı. kerem, abdülkerim, nelsson, boey, barış alper, berkan, yunus gibi oyuncular en az yıldız oyuncular kadar katkı verdi.

    genelde hep cicaldau ve morutan üzerinden 3 yıllık planlama ile dalga geçiliyor ama yukarıda saydığım genç oyuncular bu planlamanın eseri olan oyuncular. 3 yıllık planlama kötü bir planlama değildi. her alınan oyuncu %100 tutacak değil arada çürükler elbet çıkacaktı. zaten senin kadronda babel, feghouli dururken başarı hayaldi. şanssızlıklar da gelince tepetaklak oldun. o takımdaki çürükleri ayıklayıp bir kaç tecrübeli ile doldurunca şampiyonluk geldi işte.

    işte biz bunu iyi analiz edemedik. üzerine bir kaç tane daha genç oyuncu ile birlikte transfer yapabilseydik şu an bunları konuşmuyorduk.

    yine de kötü durumda değiliz. devre arasında iyi bir sol bek ve bir orta saha ile yine toparlarız. yeterki idarede bir mantalite değişimi olsun.
  • 947
    transfer döneminin iyi geçip geçmediğine transfer dönemi biter bitmez karar verilir, verilebilir. aradan aylar geçtikten sonra fikir değişmez. aylar sonra gelinen noktanın sorumluları farklıdır. transfer döneminin son gününde orta saha transferindeki eleştiriler haricinde hemen herkes çok iyi geçtiğini düşünürken bugün kötü geçti diyerek yönetim falan eleştirilmez. böyle saçma bir mantık yok. herkes iş işten geçtikten sonra konuşuyor maşallah, kimse zamanında çıkıp konuşamıyor. 2 ay önce müthiş transfer dönemi, kalite arttı, genç yetenekler vs., 2 ay sonra avv ne var a...
  • 948
    kolpaçino sabri abilik yaptığımız transfer dönemi. bir tane kumarımız* tuttu diye gidip "biz buraya kumar aleminin en nezih insanlarını getireceğiz özgür kardeş" diyerek, ziyech, tete, zaha, ndombele gibi forumsuz ve uzun süre oynamamış futbolcular ile takımı doldurduk. üstelik sezonu en erken açan takım olmamıza rağmen. sonuç olarak bu saydığım isimler 1 oynuyor 2 oynamıyor. kendimizi maddi manevi zora soktuk.

    okan hocamıza ayrıca parantez açmak isterim. allah kendisinden razı olsun. takımda bu kadar formsuz isimler varken biz ligde averaj ile ikinciyiz ve yolumuza uefa avrupa liginde devam ediyoruz. en büyük pay kesinlikle canım hocamın. ayağına taş değmesin.
  • 949
    ligde derbilerini bitirmiş takım sadece 3 maçta 7 puan kaybetmiş takım bu transfer döneminde kurulmuştur, üstelik şampiyonlar ligini de oynarken. maksimum toplayabileceği puandan sadece 7 puan eksikte bu takım. şu lige real madrid'i koysan zaten rehavete kapılıp en az bir maçta puan kaybederdi. tüm maçlarını kazanarak şampiyon olamazsın, fm'de bile olamazsın.

    uzun yıllar sonra çekişmeli bir lig izliyoruz, sadece puan olarak değil oyun olarak da çekişmeli ve kafa kafaya. şu durumun keyfini sürmek yerine transferlere sarmak tırt bi durum maalesef. yok yaz dönemiymiş yok kış dönemiymiş, bunlar boş işler. yeri geldi zaha da ziyech de maç almasını bildi. bugün şampiyonlar ligi gruplarından manu çıkamadıysa buna en büyük katkıyı golleriyle zaha ziyech tete ve kerem aktürkoğlu verdi. istikrarsız oyun konusunda haklısınız ama şu an kimseden vazgeçilecek bir dönemde değiliz.
  • 950
    alınmış sonuçlara bağlı olarak geriye dönük eleştirilerin yapıcı olmadığını hatta popülizm içerdiğini düşünüyorum.
    yapılan hamleler hem cesurca hem takımın birkaç adım ileri atmasına öncülük edecek nitelikteydi. oyuncuların bizde beklenen performansı verememesi kötü olduklarını göstermez, ya da olası senaryoda yerine alınan gönülden geçen başka ismin başarıyı garanti ettirmesi beklenmez.

    transfer işi böyledir, ya tutarsa. her takım imkanları doğrultusunda kendini ileri taşıyacak hamleler yapar. transfer sezonu başarılıydı, ama sezon arzu ettiğimiz düzeyde ilerlemiyor. ancak başarısız da gitmiyor.

    takımın olumsuz yönlerini eleştirelim, gelişmesi için ne gerektiği konusunda fikrimizi beyan edelim. ama her bölgeye gerekli takviyenin yapıldığı bir transfer sezonunu isimlerin beklenen performansı verememesi nedeniyle başarısız adledip yeni takım kurmaya kalkmayalım.

    bugün yaz dönemine dönsek şu hamlelerin aynısının yine yapılmasını isterim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın