• 77
    bu gruptaki geleceğimiz için karamsar yaklaşmıyorum. sahaya çıkmadan kendimizi mağlup ilan etmeyelim. iyi bir golcü transferi yapabilirsek çok şeyi değiştirebiliriz.

    şampiyonlar ligi arenası çok farklıdır. her takım diğerini yenebilir. a ve b takımları 100 maç yapsa 1 tanesini b kazanır cümlesindeki o 1 maç hep şampiyonlar liginde olmuştur. hedefimiz, real madird ve psg'ye karşı o 1 maçı oynamak ve brugge'e o 1 maçı oynatmamak olsun.
  • 78
    elbette her maçtan önce ümitli olacağız. rakip kim olursa olsun galatasaray yapar diye geçecek içimizden. taraftarız biz, seviyoruz. insan sevdiğinden ümidi kesmez.

    diğer yandan şu an bulunduğumuz yerden bakınca bu grupta 4 puan toplayıp uefa'ya gideceksin deseler herhalde bunu reddedecek kişi sayısı elin parmaklarını geçmez. eski galatasaray değiliz. eski gücünde olmayan biziz,bunu kabul edelim. elimizdeki takım bir- bir buçuk seneye yakındır birlikte oynayan, ne vereceği ne oynacağı iyi kötü belli olan bir takım. bu takım iyi futbol oynamıyor. iyi futboldan kastım göze hoş gelen futbol değil. doğru futbol oynamıyor. oyuncuların teker teker kalitesinden bağımsız olarak yanlış oynuyor ve bu durum son 4-5 yıldır böyle. mantıken real madrid'i ya da psg'yi altı maç sonunda altımıza almamız mümkün değil. daha benfica karşısında kedinin fareyle oynadığı gibi oyuncak edilmiş bir takımız. şimdi bu turnuvanın favorisi olan iki takımla karşilaşacağız. bak bu kadro meselesi de değil. elmanderli, necatili takım kadro olarak, isim isim bakınca şu anki takımımıza kıyasla zayıftı. ama o takım bu grubu çekmiş olsaydı ezilmeyeceğimize emin olur, üstüne 7-8 puanla ve şansın da yardımıyla turlama hayalleri kurardık belki de. çünkü o takımın ne oynayacağı ne vereceği belliydi. sistemi olan bir takımdı. kısacası bu gruptan çıkamayacağız ama bunu bile bile her maçtan önce heyecan ve umutla dolu olacağız.

    üçüncülük yarışına dönersek. açıkçası fikstüre bağlı görüyorum. club brugge yükselme eğiliminde olan bir takım. genç bir takım ve en kötusü, mücadeleci bir takım. deplasmandaki maçta oynayacağımız kötü futbola ve muhtemelen alacağımız maglubiyete karşi duyacağımız hayal kırıklığını şimdiden hisseder gibiyim. neyse ki bir değil iki süpürücü takım var grupta da 3.lük için mantıklı bir ümit besleyebiliyoruz.

    gerçekçi ol ciğerimi ye tadında bir entry oldu ama bu takımı artık tanıyoruz ve bize ne vereceğini kestiriyoruz. galatasaray adından beklentimiz ve ümidimiz sabit yine de.

    fark yemekten falan çekinmiyorum. muhtemelen en az bir kere 5 veya üzeri yiyeceğiz ve bu çok normal. 3 veya 4. torbadan kimi koysan en az bir maçta 5 yer şu grupta. 6 maç sonunda averajımızın -10'dan daha iyi olmasını da beklemiyorum. napalım, mevcut koşullar böyle, hep söylendiği gibi makas çok açıldı. bu devirde mümkün olduğunca puan toplayıp torba atlamaya bakmak lazım. temiz temiz uefa'ya gidip iki üç tur geçelim ben tatmin olurum. mart-nisan gibi hala avrupa'da olmanın tadını almak şahsen bana yeter.
  • 79
    bana cok farkli duygular yasatan rakiplere sahip bir grup. psg e real madrid gelir gelmez aklima 90li yillarin sonuna hafta ici maclarinin gediklisi haline geldigimiz ve avrupanin devleriyle basa bas oynadigimiz gunler geldi. futbolda bugun makas cok acik diyoruz fakat o gunlerde de turkiye futbolu ve avrupa arasinda makas yine cok acikti. stade de france'da leonardo vardi, rai vardi. della alpi'de zidane vardi, del piero vardi, davids vardi. madrid'de raul vardi, mcmanaman vardi. san siro'da nesta vardi, maldini vardi, shevchenko vardi. gunumuzde neymar'a cavani'ye tapiyoruz fakat 90li yillardaki oyuncular benim gozumde bugunun superstarlarina atletizmleriyle zorlansalar da yetenek olarak cok rahat ustunluk kurar. biz o zamanlar umit davala, ergun ve tolunay ile kafa tutabiliyorduk. ali sami yen cehenneme donusuyordu fakat deplasmanda da kok sokturuyorduk. bugun kura cekimi sonrasi bein sports'ta bulent timurlenk ve tugay kerimoglu israrla galatasaray'in sadece kendi kimligine donup bakmasinin bile takimi silkip tekrardan meydan okumasini saglayacagini soylediler. dusununce ergun ve umit mi cok ust duzey futbolculardi yoksa bugunku kadromuz mu o seviyelerde degil? yoksa butun sir istikrar ve takim kimyasi yakalamak mi? cruyff'u saygiyla aniyorum.
    (bkz: ajax)
  • 82
    eski galatasaray olsa daha ozguvenli cumleler kurabilirdim.
    malesef eski galatasaray yok.
    bunun bir sebebi de ffp kisitlamalari tabiki.
    malesef an itibariyle ilk ortasaha yedegi selcuk olan, dogal bir stoper yedegi bile olmayan bir takimiz.
    forvetimizde ise kim olacagi henuz tam belli bile degil ve isin en kotusu daha bu takim tam birbirine alismadan bu maclar basliyor olacak.
    bu grupta psg-real madrid'e ozellikle deplasmanlarda rezil olmadan mucadelemizi edelim, akabinde brugge'u gecip 3. olalim benim icin yeterli.
  • 84
    takıma kızıyorum ediyorum filan da, şu geçmiş videolara bakınca gözlerim doluyor. bu renkler, bize neler neler yaşattı, tarifi zor, anlatması imkansız. kolay kolay ağlamam da, gözüm de dolmaz. ama işte, sabah sabah geçmişte yaşananları anınca, oturduğum yerde duygulandım vallahi. haginasıl bir videodur bu ?

    ( bkz: https://vimeo.com/290162678 )

    evet grubumuz zor, rakiplerimiz çok güçlü. her türlü ihtimal akıldan geçiyor ama işte bu rakipleri yenince, onlara kafa tutunca efsane oluyorsun. allah yar ve yardımcımız olsun.
  • 87
    futbol öncelikle eğlence sektöründe yer alan bir oyundur. asıl amacı kitlelere, yeşil sahalarda sanatsal gösteriler sunmaktır. aslında galibiyet, mağlubiyet ya da beraberlik amaç değildir. bunlar gösterinin daha ciddi, daha iyi ve daha sanatsal olmasını sağlamaya yöneliktir.

    gerçekten bir futbol maçının ya da herhangi bir sportif karşılaşmanın taraftara başka hangi getirisi vardır ki? ortaya başka hiçbir ürün çıkmaz. taraftarların cebine kuruş girmediği gibi bir de ceplerinden para çıkar.

    demek istediğim şu; önce takımımızın gösterisini izlemeliyiz. skor ya da sonuç bizi gereğinden fazla etkilememeli. ancak asla ama asla ümitsiz ve de umutsuz olmamalıyız.

    şampiyonlar liginde olmak gurur verici. real madrid ve psg gibi takımlarla oynayacağız ve resitaller izleyeceğiz.

    gruptan çıkabilir miyiz? çeyrek ya da yarı finallere gidebilir miyiz? eğer bu kupayı hedefliyorsak bunları hiç dert etmemeliyiz. futbol sahada oynanıyor ve özellikle kendi sahamızdaki maçları kazanabiliriz. bunu çok ciddi söylüyorum.

    unutmayalım vasat takımlar kupaya çok daha üst seviyede motive oluyorlar. yani real madrid’in yerine örneğin ajax gelse daha kolay maçlar oynamayacaktık. belki de en yüksek mücadeleyi bruge ile oynayacağız.

    başarılar diliyor, hedef üç diyorum.
  • 88
    gönül c grubunu istemiştir ama a grubu çıkmıştır talihimize. grupta bir baba takım bir başa baş oynayacağımız takım bir de evinde herkese sıkıntı çıkarabilecek bir takım isterdim ama olmadı. 2013-2014 sezonundaki b grubunu anımsatmaktadır. gerçekçi hedef üçüncülük. bunun için club brugge küçümsemeden onlardan dört puan almalıyız. evimizde kimseye yenilmemeliyiz. psg ve real madrid deplasmanlarında ise allah kerim fatih terim deyip keyif almalıyız.
  • 91
    brugge'den falan korkup "yandık bittik" diyeceksek, hiç avrupa'ya gitmeyelim. grubumuz bu seviye için gayet uygun bir gruptur. şampiyonlar ligi'nde herkes birbirine çelme takabilir. biz de brugge'dan 6 puan alıp, diğer iki rakibimizden koparabildiğimizi koparmanın hesabını yapmalıyız. olur, olmaz, belki sıfır çekeriz, belki elimizi kolumuzu sallaya sallaya çıkarız ama fenerbahçe'yle, beşiktaş'la yarışırken "biz avrupa takımıyız, başarılarımız var" deyip, kendini "avrupa fatihi" görüp; rakip olarak brugge çıkınca "yandık, bittik" demek galatasaray'ın yapısına, kuruluş amacına, geçmişine ters.

    ben bu gruptan çıkarız diyorum. üçüncü mü oluruz, ilk ikiye mi gireriz bilemem. ama sonuncu olmayız.
  • 93
    yararlı bilgi: grubumuzda bulunan takımların 2019 - 2020 futbol sezonu için şu zamana kadar ödedikleri bonservis miktarları.

    real madrid 305 milyon avro
    paris saint germain 80 milyon avro
    club brugge 23 milyon avro
    galatasaray 7 milyon avro

    yani kendimizi dev aynasında görmenin manası yok. bu grup için en iyi sonuç üçüncülüktür. göründüğü gibi o da hiç kolay değil.

    edit: yine de kuradan memnun olduğumu dile getirmeliyim. lokomotif, schalke gibi takımları izlemek yerine reali, psg' yi izlemek daha fazla keyif verecektir.

    edit 2: tt uyarısıyla yıl düzeltildi.
  • 95
    totem reyiz*'i çok sevmesek de, kendisinin çok beğendiğim bir muhabbeti var, aranızda bazılarının da bildiği, bu haddini bilmeyle ilgili, bu ayrıca günün anlam ve önemine(30 ağustos zafer bayramı) de uyan sözler içeriyor. ayrıca da real madrid'le eşleştiğimiz dönemden bu.
    https://www.youtube.com/watch?v=hjXyVSd5fBc
    reisin de dediği gibi, haddini bilenin kazandığını tarih yazmadı.
  • 96
    grubun zorluğuna bakarsak mantıklı hedefimiz bir şekilde uefa'ya kalmak olmalı. artık uefa'da puan kazanıp şu 4. torbadan kurtulmalıyız. yapabileceğimiz maksimum şey içeride 6-7 puan, dışarıda brugge ile beraberlik. büyük ihtimal olacak olan içeride tek galibiyet dışarıda 1 puan brugge hatta o bile zor. tabii diagne takımda kalıp bu 6 maçta da oynarsa toplam 1 puan yazıp geçin.
  • 97
    grup tabii ki zor. ancak böylesi daha iyi. evet kardeşim daha iyi. geçen sezon gelen kek grupta az daha dördüncü olacaktık. kendimizi avrupa fatihi olarak lanse ediyorsak o kimliği geri kazanabilmemiz için büyük maçları kazanmamız şart. fikstür bence çok iyi. ilk olarak club brugge deplasmanında kesinlikle galibiyeti almalıyız. böylelikle evimizde oynanacak iki büyük maç öncesi büyük bir momentum yakalayabiliriz. evimizdeki psg ve real madrid maçlarından puan ya da puanlar çıkartabilirsek zaten efsane olur. belki de o puanlar bizi gruptan bile çıkartabilir. kıssadan hisse bence avrupa ligi’nden devam edeceğiz ama psg ya da real madrid’den birisini evimizde yenebiliriz umarım. inşallah şampiyonlar ligi’ne ve bizim tarihimize yakışan bir futbol ortaya koyarız.
  • 98
    şimdi sakin kafayla durumu daha iyi yorumlayabilirim diye düşünüyorum. tabii burada yorumdan kastım rakipleri yorumlamak falan değil. yok real eski gücünde değil, yok psg formsuz vs. diye saçmalamaya gerek yok. bu iki takım da her sezona şampiyonlar ligi şampiyonluğu hedefiyle başlıyorlar son yıllarda. şu an şampiyonlar liginin 5 favorisi varsa, ikisi bu iki takimdir. bu gruptan, bu iki takımdan birinin çıkamaması demek, hocalarının nisan ayını görememesi demek olur büyük ihtimalle. bunları neden belirtiyorum? bir felaket senaryosuna sizi alıştırmak için falan değil. bunlar reailete. elbette futbolda her sonuç var ve elbette galatasaray bu gruptan lider çıkabilir. çok çok düşük de olsa bu bir ihtimaldir nihayetinde. ama normal şartlarda olması gereken psg ve real'in liderlik, galatasaray ve brugge'un da 3.'lük mücadelesi vermesidir. bunu söylemek beni daha az galatasaraylı yapmıyor ya da bunun aksini iddia edip de gruptan çıkacağımıza dair kesin bir inanç içinde bulunması birini daha fazla galatasaraylı yapmaz. hıncal uluç gibi futboldan anlamayan, gündem olmak için sürekli saçmalayan tipler hariç başka hiç kimse bu grup galatasaray için bir şans, real'i bir daha böyle kimse yakalayamaz falan diye saçmalamaz.
    kendi liginde aldığı sonuçları örnek göstererek galatasaray'ın deplasmanda real madrid'i yenmesi gerektiğini savunmaz. yenmesini arzulayabilir, onu ben de arzuluyorum zaten.

    fatih hoca da benim yazdıklarıma benzer şeyler söyledi aslında grupla ilgili ki, bu gerçekçiliği hoşuma gitti. tüm bunlardan sonra varmak istediğim sonuca gelirsek; şampiyonlar ligi bir futbol şölenidir. futboldaki en üst seviyedir ve bana göre şu an prestij olarak dünya kupasının bile önündedir. bana göre gayet kısa olan insan ömründe bir futbolsever olarak böyle bir organizasyonda yer alacak olmayı her şeyden önce bir fırsat olarak görmeli ve tadını çıkarmalıyız bunun. elbette iyi sonuçlar umup o sonuçlar gelirse kutlayacağız ama kötü sonuçlar olursa da istifalar istemek, oyuncularımıza gömmek yerine; bize böyle bir heyecan yaşattıkları için onları alkışlamalı, onlara teşekkür etmeliyiz. tabii ki sahaya kaybetmek için çıkmayacağız, tabii ki son ana kadar lide rolmak, olmazsa gruptan çıkmak, o da olmazsa üçüncü olmak için mücadele edeceğiz ama bunların hiçbiri gerçekleşmese dahi bu platformda olmayı kendimiz için bir eziyete değil bir eğlenceye dönüştürmeliyiz.

    bu maçlar özellikle marcao, luyindama(keşke daha fazla isim sayabilsem) gibi bonservisi bizde olan genç oyuncularımız için harika bir tecrübe olacak. eğer karakterli oyuncularsa bu maçlarda yaşadıkları tecrübeler sonucu eksikliklerini daha net görüp onları gidermek için uğraşacak ve daha değerli oyunculara dönüşecekler zamanla. umarım hayal ettiğim gibi olur.

    tekrar vurguluyorum; lütfen tadını çıkaralım. o kura heyecanı, o muhteşem marş, maçlar öncesi duyacağımız o müthiş heyecan... bunların kıymetini bilelim ve gerçekçi hedefler koyalım kendimize. umarım lider çıkarız ama şu grupta bana göre 5 ve üzeri puan toplayabilmek başarıdır. unutmayın ki zenit gibi bizi satın alabilecek bütçeye sahip bir takım, kuralar öncesinde resmi twitter hesabına ''herkesin eşleşmek istediği takım'' yazdı. bu takım, bu sene 50 milyon euroluk transfer yaptı. o yüzden kendimizi ''biz avrupa takımıyız'' vs. diye durduk yere gaza getirmeyelim. biz şampiyonlar ligi arenasında toplamda sadece 6 deplasman galibiyeti olan, son deplasman galibiyetini de 6 yıl önce almış olan bir takımız. ilk hedefimiz bu istatistiği geliştirmek olsun, ondan sonra real'i, psg'yi geçmek gibi hedefler koyarız kendimize belki.
App Store'dan indirin Google Play'den alın