97
şimdi sakin kafayla durumu daha iyi yorumlayabilirim diye düşünüyorum. tabii burada yorumdan kastım rakipleri yorumlamak falan değil. yok real eski gücünde değil, yok psg formsuz vs. diye saçmalamaya gerek yok. bu iki takım da her sezona şampiyonlar ligi şampiyonluğu hedefiyle başlıyorlar son yıllarda. şu an şampiyonlar liginin 5 favorisi varsa, ikisi bu iki takimdir. bu gruptan, bu iki takımdan birinin çıkamaması demek, hocalarının nisan ayını görememesi demek olur büyük ihtimalle. bunları neden belirtiyorum? bir felaket senaryosuna sizi alıştırmak için falan değil. bunlar reailete. elbette futbolda her sonuç var ve elbette galatasaray bu gruptan lider çıkabilir. çok çok düşük de olsa bu bir ihtimaldir nihayetinde. ama normal şartlarda olması gereken psg ve real'in liderlik, galatasaray ve brugge'un da 3.'lük mücadelesi vermesidir. bunu söylemek beni daha az galatasaraylı yapmıyor ya da bunun aksini iddia edip de gruptan çıkacağımıza dair kesin bir inanç içinde bulunması birini daha fazla galatasaraylı yapmaz. hıncal uluç gibi futboldan anlamayan, gündem olmak için sürekli saçmalayan tipler hariç başka hiç kimse bu grup galatasaray için bir şans, real'i bir daha böyle kimse yakalayamaz falan diye saçmalamaz.
kendi liginde aldığı sonuçları örnek göstererek galatasaray'ın deplasmanda real madrid'i yenmesi gerektiğini savunmaz. yenmesini arzulayabilir, onu ben de arzuluyorum zaten.
fatih hoca da benim yazdıklarıma benzer şeyler söyledi aslında grupla ilgili ki, bu gerçekçiliği hoşuma gitti. tüm bunlardan sonra varmak istediğim sonuca gelirsek; şampiyonlar ligi bir futbol şölenidir. futboldaki en üst seviyedir ve bana göre şu an prestij olarak dünya kupasının bile önündedir. bana göre gayet kısa olan insan ömründe bir futbolsever olarak böyle bir organizasyonda yer alacak olmayı her şeyden önce bir fırsat olarak görmeli ve tadını çıkarmalıyız bunun. elbette iyi sonuçlar umup o sonuçlar gelirse kutlayacağız ama kötü sonuçlar olursa da istifalar istemek, oyuncularımıza gömmek yerine; bize böyle bir heyecan yaşattıkları için onları alkışlamalı, onlara teşekkür etmeliyiz. tabii ki sahaya kaybetmek için çıkmayacağız, tabii ki son ana kadar lide rolmak, olmazsa gruptan çıkmak, o da olmazsa üçüncü olmak için mücadele edeceğiz ama bunların hiçbiri gerçekleşmese dahi bu platformda olmayı kendimiz için bir eziyete değil bir eğlenceye dönüştürmeliyiz.
bu maçlar özellikle marcao, luyindama(keşke daha fazla isim sayabilsem) gibi bonservisi bizde olan genç oyuncularımız için harika bir tecrübe olacak. eğer karakterli oyuncularsa bu maçlarda yaşadıkları tecrübeler sonucu eksikliklerini daha net görüp onları gidermek için uğraşacak ve daha değerli oyunculara dönüşecekler zamanla. umarım hayal ettiğim gibi olur.
tekrar vurguluyorum; lütfen tadını çıkaralım. o kura heyecanı, o muhteşem marş, maçlar öncesi duyacağımız o müthiş heyecan... bunların kıymetini bilelim ve gerçekçi hedefler koyalım kendimize. umarım lider çıkarız ama şu grupta bana göre 5 ve üzeri puan toplayabilmek başarıdır. unutmayın ki zenit gibi bizi satın alabilecek bütçeye sahip bir takım, kuralar öncesinde resmi twitter hesabına ''herkesin eşleşmek istediği takım'' yazdı. bu takım, bu sene 50 milyon euroluk transfer yaptı. o yüzden kendimizi ''biz avrupa takımıyız'' vs. diye durduk yere gaza getirmeyelim. biz şampiyonlar ligi arenasında toplamda sadece 6 deplasman galibiyeti olan, son deplasman galibiyetini de 6 yıl önce almış olan bir takımız. ilk hedefimiz bu istatistiği geliştirmek olsun, ondan sonra real'i, psg'yi geçmek gibi hedefler koyarız kendimize belki.
kendi liginde aldığı sonuçları örnek göstererek galatasaray'ın deplasmanda real madrid'i yenmesi gerektiğini savunmaz. yenmesini arzulayabilir, onu ben de arzuluyorum zaten.
fatih hoca da benim yazdıklarıma benzer şeyler söyledi aslında grupla ilgili ki, bu gerçekçiliği hoşuma gitti. tüm bunlardan sonra varmak istediğim sonuca gelirsek; şampiyonlar ligi bir futbol şölenidir. futboldaki en üst seviyedir ve bana göre şu an prestij olarak dünya kupasının bile önündedir. bana göre gayet kısa olan insan ömründe bir futbolsever olarak böyle bir organizasyonda yer alacak olmayı her şeyden önce bir fırsat olarak görmeli ve tadını çıkarmalıyız bunun. elbette iyi sonuçlar umup o sonuçlar gelirse kutlayacağız ama kötü sonuçlar olursa da istifalar istemek, oyuncularımıza gömmek yerine; bize böyle bir heyecan yaşattıkları için onları alkışlamalı, onlara teşekkür etmeliyiz. tabii ki sahaya kaybetmek için çıkmayacağız, tabii ki son ana kadar lide rolmak, olmazsa gruptan çıkmak, o da olmazsa üçüncü olmak için mücadele edeceğiz ama bunların hiçbiri gerçekleşmese dahi bu platformda olmayı kendimiz için bir eziyete değil bir eğlenceye dönüştürmeliyiz.
bu maçlar özellikle marcao, luyindama(keşke daha fazla isim sayabilsem) gibi bonservisi bizde olan genç oyuncularımız için harika bir tecrübe olacak. eğer karakterli oyuncularsa bu maçlarda yaşadıkları tecrübeler sonucu eksikliklerini daha net görüp onları gidermek için uğraşacak ve daha değerli oyunculara dönüşecekler zamanla. umarım hayal ettiğim gibi olur.
tekrar vurguluyorum; lütfen tadını çıkaralım. o kura heyecanı, o muhteşem marş, maçlar öncesi duyacağımız o müthiş heyecan... bunların kıymetini bilelim ve gerçekçi hedefler koyalım kendimize. umarım lider çıkarız ama şu grupta bana göre 5 ve üzeri puan toplayabilmek başarıdır. unutmayın ki zenit gibi bizi satın alabilecek bütçeye sahip bir takım, kuralar öncesinde resmi twitter hesabına ''herkesin eşleşmek istediği takım'' yazdı. bu takım, bu sene 50 milyon euroluk transfer yaptı. o yüzden kendimizi ''biz avrupa takımıyız'' vs. diye durduk yere gaza getirmeyelim. biz şampiyonlar ligi arenasında toplamda sadece 6 deplasman galibiyeti olan, son deplasman galibiyetini de 6 yıl önce almış olan bir takımız. ilk hedefimiz bu istatistiği geliştirmek olsun, ondan sonra real'i, psg'yi geçmek gibi hedefler koyarız kendimize belki.