maicon dışında yapılan transferlerin gereksiz olduğu sezondur. ayrıca bu "gereksiz" transferlerle bildiğin paramız çarçur edilmiştir. gomis ve belhanda tek tek bakıldığnda değerli oyuncular. ama takımımızın mali ve kadro yapısına bakıldığında bu kadar büyük meblağlar harcanmamalıydı.
belhanda transferini zaten hiç anlamadık, anlayamıyoruz. ama gomis yerine de daha makul paralara biri bulunabilirdi. dünya forvet kaynıyor amk. arjantin, brezilya, afrika, fransa ve ingiltere gibi ülkelerin 2. ligleri, iskandinav ve balkan ülkelerinde ihtiyacımızı karşılayacak bir dolu forvet vardı. çok uygun paralar harcanarak bu eksiklik giderilebilirdi.
şimdi maddi yetersizlikten orta sahaya ihtiyacımız olan bir profili getirmemiz çok zor, bek transferi olmazsa olmaz olmaktan çıktı gibime geliyor. sol bekte işin sonunda yine carole'a kalabiliriz. orta sahaya da alelade birini alıp bizi yine selçuk'a mahkum ederler.
şöyle bir 11'le yola çıkacağız galiba;
http://galatasaray11.com/i/26984.jpg transfer dediklerim de 3. sınıf bir sol bek, ve selçuk'tan bile bir tık aşağıda bir orta saha oyuncusu. inamoto gibi falan.
sonrasında ki senaryoyu da yazayım;
1- serdar 3. veya 4. hafta gibi talihsiz bir sakatlık geçirip sahalardan belirsiz bir süre uzak kalır ve onun yerine semih oynamaya başlar.
2- savunma zaafiyetinden dolayı yapılan inamoto tarzı orta saha transferi kızağa çekilir ve tolga oynamaya başlar. selçuk'un defoları azalır gibi olur bu sayede. çünkü tolga selçuk'u sevdiği için onun yerine de bir miktar koşar.
3- tudor'la sneijder arasında bir tatsızlık yaşanır ve 10 numaramız 11 dışı kalmaya başlar. yerine de rodrigues girer kadroya. tabi rodrigues kanada geçer, belhanda alır 10 numarayı.
4- sonra birden bire basında muslera'yla ilgili haberler yayılır. nado'nun artık istanbul'dan sıkıldığından(!)*, yeni bir sayfa açmak istediğinden bahsedilir. sözleşmesi de uzatılamaz tabi. muslera gitmek istiyordur çünkü. yoksa uzatılmaz mı böyle bir adamın sözleşmesi. tabi ki uzatılır ama adam kalmak istemiyor ki yönetim ne yapsın. el mecbur bedavaya gitmesin bari denilerek 2-3 milyon € bir bedelle satılmaya çalışılır.
5- takımın iç boşaldıktan sonra haliyle üst üste kötü sonuçlar gelmeye başlar. ve yönetim olaya el koyup tudor'u gönderir. ardından kasımpaşa ile harika bir sezon geçirerek takımını 12. sıraya yerleştiren kemal özdeş'le görüşmeler başlar.
6- basın etik mi şimdi bu diyerek bizimle taşak geçer.
7- tabi kupada alınan gerzekçe bir mağlubiyetle turnuvaya veda ederiz. devre arasında ise transfer bombalarını patlatmak üzere anadolu'ya açılırız.
8- alanyaspor'dan isaac sackey ve omanlıspor'dan numan çürüksu için şartlar zorlanır, her türlü fedakarlık yapılır ve bu yıldızlar takıma kazandırılır. toplam 10 milyon €'ya falan mal olmuştur ama olsun. galatasaray menfaatleri dedin mi akan sular durur. zaten muslera ve sneijder'n satışından 4-5 milyon € gibi bir para kazanmıştık. yani çok da sarsmaz bütçemizi bu transferler.
9- avrupa'da hasbelkader kaldığımız 2. turda bir balkan takımına şanssız bir şekilde eleniriz.
10- serdar'ın durumu ise düzelir bu arada. ve ilk lig maçında sahalara döner. ama o da ne. bir hava topunda gözü seyirir biricik ramos'umuzun ve yine sahalardan belirsiz bir süre uzak kalır. ama olsundur, kaya gibi semih'imiz vardır.
11- ligde ilk 6'nın dışında kalan takımımızda yeni çeriler kurban ister. uğraşılacak yıldız oyuncu kalmamıştır takımda, hoca ise daha yeni değişmiştir. selçuk bir kaptan olarak takımı toplar ve onlara şöyle seslenir; "içinizde beni sevmeyen kendini bilmezler var ki onlar kendilerini biliyorlar, koşmuyorlar efenim. bu hainler ya adam gibi koşacak ya da onların da kalemini kırmam uzun sürmez."
12- tabi bu ateşleyici konuşma takımın çehresini değiştirir. etki o günkü antrenmanla sınırlıdır ama olsun.
13- son 7-8 haftaya girildiğinde ise kemal özdeş'in suyu kaynamaya başlar ve karşılıklı anlaşarak hocayla yolları ayrılır.. hemen kayseri atatürk lisesi beden eğitimi eski hocası serkan karakuş aranır.
14- hoca "antrenman saatleri derslerimle çakışıyor, üzgünüm" diyerek bu teklifi geri çevirir. iş başa düşer ve ayhan akman kalan haftalarda takımın başına geçer.
15- yönetimin ise başını kaşıyacak vakti yoktur bu arada. riva'yı 1 milyara okutan dahi başkan florya'yı da satmak için gece gündüz demeden çalışır, e haliyle takımla ilgilenemez. hem basketbolda da takım küme düşmek üzeredir, ali sami yen oteli inşaatı bitmemiştir falan. adamcağız hangi biriyle uğraşsın.
16- seçim zamanı da yaklaşır. dursun başkan 8. sıraya demir atan futbol takımını ayağa kaldırmak için florya'nın satışından gelecek olan 100 milyon tl'ye de güvenerek genel kurula söz üstüne söz verir. takıma bir malzemeci ve bir masör gerekiyordur. yoksa takım taş gibidir.
17- genel kurul bu manifestodan çok etkilenir ve mayıs 2018'de, dursun, biraz daha dursun diyerek göreve(!) devam ettirilir.