• 1252
    --- alıntı ---

    ak parti adıyaman milletvekili mehmet metiner, şike sürecinde cumhurbaşkanı receptayyip erdoğan’ın fenerbahçe’yi koruduğunu itiraf etti.

    ''cumhurbaşkanımız olmasaydı fenerbahçe...''
    26 mart 2015 perşembe 12:40

    metiner yaptığı açıklamada, “fenerbahçe taraftarlarının bize borcu var. sayın cumhurbaşkanı’mız olmasaydı fenerbahçe şikeden dolayı şimdi kümeye düşmüştü” ifadelerini kullandı.

    benzer açıklamayı rıdvan dilmen de yapmıştı

    benzer bir açıklamayı aylar önce fenerbahçeli eski futbolcu, ntvspor yorumcusu rıdvan dilmen de yapmıştı.

    dilmen, “fenerbahçe taraftarı başbakan’a haksızlık yaptı. başbakan herkesten çok fenerbahçelilik yapmıştır. ben fenerbahçeliyim. insanlar bana gönül koyabilir ama başbakanımızın şahsına karşı yapılan tezahüratları kınıyorum. 3 temmuz sürecinde sayın başbakanımız recep tayyip erdoğan, herkesten fazla fenerbahçelilik göstermiştir. bildiğim için söylüyorum. bu ayrıntıların hepsini aziz yıldırım da biliyor ve konuyla ilgili açıklama yapmasını bekliyorum. bir fenerbahçeli olarak gerçekten çok üzüldüm” açıklaması yapmıştı.

    --- alıntı ---

    şunu şöyle bırakayım da, fetöyü metöyü iyi ayırt edin.

    kaynak: http://m.kuzeyekspres.com.tr/...enerbahce-46684h.htm
  • 1254
    tamam şike operasyonunu fetö başlattı ama atalarımız boşa söylememiş ''ateş olmayan yerden duman çıkmaz'' diye. şike yapıldığına dair o kadar belge, video ve sanıkların çelişkili ifadeleri varken... 2016 yılında ''şike'yi fetö yapmış'' demek ya cahillik ya da unutkanlıktır.

    unutkanlar izlesin:
    https://www.youtube.com/watch?v=ySTUFZCcrsw
    https://www.youtube.com/watch?v=WF3mxnGClqg
    https://www.facebook.com/...os/1242870932403946/
  • 1255
    bu yönetim gidene kadar yazmamaya karar vermiştim. ama görüyorum ki bazı güzel galatasaraylı kardeşlerim ülkemizin düştüğü durumdan baya etkilenmiş fenerli kanun, nizam düşmanlarının aslında masum olabileceğini şike yapmadıklarını düşünür olmuş.

    ergenekon, balyoz, ayışığı, internet andıcı vs. gibi davalarla şike soruşturmasını bir tutmak başlı başına yanlış. niye mi? bu davaların yapılma şekli, yürütülme şekli o kadar abes o kadar kanunsuz idi ki toprağın altına birkaç tane çalışmayan law silahı birkaç tane tüfek koyup aha işte bunlar darbe yapacaktı demekten başka bir şey değildi. yıllar önce gömülmüş dedikleri silahlar daha 3-4 hafta önce basılmış gazetelere sarılıp görülmüştü. milletin evlerine operasyon yapıp eliyle koymuş gibi cd'ler, belgeler buluyorlardı. en çok şok olduğum şey ise atatürk'ün nutuk kitabının bile delil olarak eklenmiş olmasıydı.

    şimdi bu tür abuk subuk şeyleri bu kumpasta baya baya uzatırız. şike davasına geldiğimizde ise hiçte böyle şeylerin olmadığını görürüz. çünkü ortada tapeler var, ortada alenen verilen para çantaları var, yapılan açıklamalar var. zaten şike operasyonunu cemaatin yapmadığını bilmeyen yoktu herhalde? bakın cemaat şike operasyonları olsun ergenekon, balyoz davaları olsun ve en son 17-25 operasyonları ve 15 temmuz darbe girişimi olsun bu adamlar papaz oldukları kişilere yönelik operasyon yapmaya çalıştılar, yaptılar da aziz yıldırım ve fener yöneticilerinin zekeriya öz ve diğer cemaatçi savcı ve hakimlerle olan sıkı fıkı görüntüleri çıktı ortaya. neymiş demek ki zamanında aynı akp gibi cemaat ile işbirliği içerisindelermiş ve sonra anlaşamadılar ve cemaat cezayı kesti fenere aynı akp'nin yolsuzluklarını ortaya çıkardığı gibi fener'inde şike yaptığını ortaya çıkardı. burada akla duygun yarsuvat'ın, "cemaat aziz yıldırım'dan 50 milyon euro istedi" sözleri akla geliyor. bu olayın doğru olması muhtemel aziz ile bu parayı isteyene kadar iyi geçindiler bu olay yaşanınca ters düştüler. bu tabi işin teori kısmı.

    şu an toplumda ya kardeşim yaverine kadar fetö'cüymüş bak görüyor musun diyorlar. o zaman bu kadar yakınına giren adamların kaydettiği tapelere neden inanmıyorsun montaj diyorsun? adam yıllarca genelkurmay başkanını dinledik diyor.

    ordumuzun vatansever subaylarına kurulan kumpası tutup da şike operasyonu ile bir tutmak o adamlara saygısızlık olur yıllarca boş yere yattılar. çoğu kanser olarak çıktı o delikten kimisi gururuna yediremedi intihar etti. kimisi orada hastalandı can verdi.

    cemaatin cumhurbaşkanı, başbakan, genelkurmay başkanı'nı yıllarca dinlediğini takip ettiğini her şeyi rapor ettiklerini düşünüyorsanız bilin ki şike davası da şike de gerçek adamlar her şeyi dinlemiş her şeyi görüntülemiş ister hukuksuz olsun ister hukuklu bunlar dinlerken, izlerken suçta sen çalarken çırparken, şike yaparken suç değil mi?

    edit: bu da https://www.youtube.com/watch?v=HNwLw9cmVLg bakın bakında o dönem ki federasyon başkanının neler dediğini bir görün.
  • 1256
    gerçek amaç fenerbahçe'yi ele geçirmek ve aziz'i de bitirmekti eyvallah. yani amaç futboldaki şikeyi ve yolsuzlukları ortaya çıkarmak değildi. cemaat dediğimiz örgüt her zamanki gibi kendi çıkarları doğrultusunda harekete geçti ve kumpasları kurdu. ama ergenekon'un da balyoz'un da şike davasının da bir gerçeklik payının olduğunu düşünüyorum. bu davaların inandırıcılığını kaybetmesi yargılamadaki usülsüzlük ve birtakım masum kimselerin de yok edilmek amacıyla bu davalara dahil edilmesine bağlanabilir.. bugün bu davaların hepsinin cemaat kumpası olduğunu % 100 olarak tespit edebiliyoruz. ama dikkat edin, kumpas dediğimiz şeyde bir oyuna getirme var. bizim aziz'e meydanı boş bırakır gibi yapıp şike yaptırıyorlar. aynı şekilde 60-80 darbelerinden de anlaşılacağı üzere cemaatçilerden çok çok önce darbe yapmaya hevesli bir askerimiz de var. bunları da oyuna getirdiler. hepsi gerçek demiyorum iddiaların ama doğruluk payı var. şimdi hırsızlık yapanı assalar hırsız masum olur mu? olmaz, daha hafif bir ceza verilmeliydi derdiniz. ama aklanması da saçma olurdu. ne yazık ki böylesine kötü niyetli, böylesine hukuktan bihaber yargılamaların yapıldığı bir ülkede adalet terazisi de kırılır. ve hepsi yalanmış be denilir. peki gerçekten öyle mi, bu kendimizi kandırmak olmuyor mu, ulan hepiniz oradaydınız be derler adama.

    not: hanefi avcı, ahmet zeki üçok gibi masum adamlara lafım yok. ama sırf cemaat bunları yargıladı ve cemaat de hükümetle ters düştü diye yırtan onlarca darbeci, hırsız, şikeci var bu ülkede. bunları görmezlikten gelemem. bu da türkiye'nin talihsizliği maalesef.
  • 1257
    3 temmuz şike sürecinde tapelerin sahte olmadığı beraat veren mahkemece de tescillenmiştir. yasal olmayan dinleneler nedeniyle ceza mahkemesi beraat vermiştir ama tff kurulları pfdk, tahkim, uefa disiplin kurulu, uefa tahkim ve cas hatta isviçre federal mahkemesi şike yapıldığına kanaat getirerek gerekli cezaları vermiştir.

    bu kararlar fener yöneticilerinin savunmaları alınmak suretiyle verilmiştir.

    trabzonspor kulübünün iki-üç gün önce yaptığı resmi açıklamada ifade edildiği gibi alçakça yapılmış sarbe girişiminin arkasına sığınarak adi suçları kapatmaya çalışmak beyhudedir.

    kaldı ki paralel yapının hakim ve savcıları ile maçlar yapan, onlara üyelik veren, yemekler yiyen bir kulüp başkanının şimdi onlara sallaması samimi değildir.

    ülkemizdeki bu alçak darbe girişiminin yer ile yeksan edilmesi dilerimki daha temiz, daha hakkaniyetli ve daha adil bir lig.oynanmasına vesile olsun. şike ve diğer ayak oyunlarına asla pirim verilmesin.
  • 1258
    olayı hukuki olarak fetö'ye bağlamak spor etiği, uluslararası spor mahkemelerini ve en önemlisi vicdanlarda oluşturduğu duyguların da asılsız olduğunu iddia etmeyi gerektirmez alınan cezalar belli ilgili isimler ve kulüpler de ceza almıştır. şikeci oldukları tescillenmistir. değil üç beş müptezel bukalemunun sözleri, yerel mahkemenin verdiği kararlar dahi olayı sadece teknik açıdan inceler(ceza-suç bakımından) delillerin elde ediliş biçiminin hukuka aykırı olması bahsi geçen durumun gerçekleşmediği anlamına gelmez.
  • 1261
    iş adamı aziz yıldırım ile cemaat arasındaki rekabet(!)in şirazesinin kayması sonucu ortaya çıkan soruşturma. tıpkı 17-25 aralık'ta açık edilen yolsuzluklar gibi, daha önceki ergenekon-balyoz soruşturmaları gibi, hatta ve hatta belki de deniz baykal'ın meşhur kasetinin ortaya çıkması gibi. türkiye özünde bir sistemsizlikten ibaret olan sisteminde yoluna devam ediyor olsaydı, şike davası dahil bu saydığım olaylar sittin sene ortaya çıkmayacaktı.

    deniz baykal bu ülkede "kaçamak" yapan ilk siyasi değil, ergenekon-balyoz olayında mağdur olanlar önü bir bahane ile kesilen ilk insanlar değil, 17-25 aralıkta ortaya çıkarılan pislikler yapılan ilk indiragandi değil, 2010-2011 sezonunda yaşananlar da bu ülkede ilk defa yapılan birşey değil. meşhur "herkes hız yaptı ama radara biz yakalandık" lafı bu süreçte edilmiş doğru düzgün nadir laflardan biridir. her gün geçtiğiniz yolda duran ama kestiği cezaların işleme alınmadığını bildiğiniz bir sabit radar var. siz de kurallara aykırı olduğunu bile bile radarın önünden hız sınırına uymadan geçip gidiyorsunuz. derken günün birinde işten/okuldan/gezmeden eve döndüğünüzde posta kutunuzda hız cezasına dair bir tebligat buluyorsunuz. biraz daha araştırınca sizinle aynı yolu aynı şekilde kullanan hiç kimseye bir tebligat yapılmadığını farkediyorsunuz. şike soruşturmasının da, diğer olayların da savunulabilecek(o da kime göre neye göre) tek yanı budur. ha bu olay sizin hız sınırını aşmadığınız anlamına gelir mi, gelmez mi artık o kadarını bilal bile anlar muhtemelen...

    peki cemaatin fenerbahçe ile ne işi olabilir? ya da fenerbahçe cemaat için bir hedef/tehdit mi? tabi ki değil. hatta fenerbahçe tıpkı diğer spor kulüpleri gibi cemaatin sikinde bile değil. aziz yıldırım aslında bir inşaat mühendisi. maktaş isimli, türkiye'deki nato üstlerinin altyapı ihaleleri dahil pek çok önemli ihaleyi alan bir mühendislik şirketinin sahibi. ancak bütün bu "title"ına rağmen tüm türkiye'de fenerbahçe kulüp başkanı olarak tanınan bir insan. kuvvetle muhtemel fenerbahçe ile bağı olmasa idi bundan çok uzun yıllar evvel bu yapılanmanın çok daha gürültüsüz patırtısız şekilde safdışı bırakacağı ve bazı gazetelerdeki 3-4 satır yazı dışında türkiye'de kimsenin haberdar olamayacağı bir adam. gel gelelim bugün ülkede meclis başkanından, hatta bazı bakanlardan daha çok bilinen/tanınan bir insan.

    hal böyle iken fenerbahçe aslında aziz yıldırım'ın üzerine kuşandığı bir zırh durumunda idi. bu olay ile esas hedeflenen aziz yıldırım'ın üzerindeki fenerbahçe zırhını sıyırmak, bu sayede önce aziz yıldırım'ı göz önünden çekmek sonra da safdışı etmekti. fenerbahçe taraftarı olayda en masum taraf olmasına rağmen en çok bedeli ödeyen oldu, aziz yıldırım'ın elinde koz haline geldiler. ülkedeki futbol ortamının doğası gereği iyice sulandırılan şike muhabbetleri sonucu çok da sağlıklı olmayan bir sürecin ortasına düştüler. bugün hem farkedilmesi hem dillendirilmesi daha kolay olan bu güç savaşını farkedebilenler ciddiye alınmadı. türk futbol ailesinin bir savunma tarzı olarak ortalığı darmadağın eden "her kafadan bir ses" tavrı ve yaptırımları sonucu adam akıllı bir beyin süzgecinden geçirip büyük fotoğrafı görebilmek çok zorlaştı. tabi değişen konjüktürün getirisi olarak aziz yıldırım sürecin kazananı oldu. cemaat'in bir şekilde karşısına geçmiş, mağdur edilmiş herkesin kutsandığı günümüzde aziz yıldırım da bir şekilde iade-i itibar görecektir illa ki. tek mesele soruşturma sonrası süreci de arapsaçına çeviren türk milletinin futbol ile olan akıldışı ilişkisi ve federasyon kanadının süreci iyice arapsaçına çeviren binbir telden çalan icraat/yaptırımları olacaktır...

    peki bütün bunlar 2010-2011 sezonunda şike yapıldığı gerçeğini değiştirir mi? tabi ki hayır...
    peki fenerbahçe cumhuriyet'in son kalesi mi?
    (bkz: hahahahahahahahahahahahahaha)
  • 1262
    evet belki boykottayız evet belki bu tv kanalı ve bağlı olduğu grup fenerbahçe tv'den daha çok fenerbahçe tv ama ntvspor'da dün yayımlanan trabzonspor başkanı muharrem usta'nın aziz yıldırım denilen kontrolünü yitirmiş zata karşı kullandığı cevap hakkını ve şike soruşturması ile alakalı açıklamalarını mutlaka izleyin. adam sakin bir ses tonu ile ve hiç argo kullanmadan şikeci ibneler siktirin gidin diye bas bas bağırdı tv yayınında.

    söylediklerinde bu şike soruşturmasını, tff'nin, uefa'nın, cas'ın ve isviçre federal mahkemesinin verdiği kararları takip eden sen ben bizim gibi kişiler için yeni hiçbir şey yok. ancak adam çıktı farklı farklı zamanlarda söylenen şeyleri toparlayıp tek bir seferde ve tek bir kişi olarak söyledi.

    durum herkesin malumu ama tarihe not olsun diye yazalım.

    2 farklı dava mevcut biri ceza hukukunu ilgilendiren terör örgütü kurma vs. davası. diğeri ise spor hukukunu ilgilendiren şike davası.

    fenerbahçe başkanı aziz yıldırım ve yöneticilerinin yaptığı, şike yapıldığının ayan beyan ortada olduğu ve terör örgütü kurmak ile suçlandıkları tüm konuşmalar bu davaların delillerini oluşturuyor. bunun yanında takip edilen kişiler, çekilen fotoğraflar vs. de var ama herşeyi bu konuşma tapeleri ortaya koyduğu için diğer şeyleri hiç yazmıyorum bile.

    şimdi ceza hukukundaki davada durum ne ? şu anda mahkemece beraat verildi ve iş yargıtayda. neden beraat verildi ? çünkü bu yapılan takipler ve dinlemeler usulsüz olarak yapılmış. peki usulsüz ise ne olur ? usulsüz olarak yapılan dinlemeler ceza hukukunda kanıt olarak kabul edilemeyeceği için beraat olur. ve çok büyük ihtimal ile de terör örgütü kurma suçundan beraat edecekler.

    peki spor hukukundaki davada durum ne ? tff fenerbahçe şike yaptığı için avrupa katılım hakkını elinden aldı. uefa o ellerinden alınan hak haricinde 1 sene daha ceza verdi ve yamulmuyorsam 5 sene içinde bir daha şike, teşvik gibi işlere kalkışırlarsa devreye girecek birde +1 yıl daha ceza verdi. cas fenerbahçe'nin itirazını reddetti uefa'nın verdiği cezayı onadı. ve şunu ekledi ''kendi ülkelerindeki ceza davasından beraat etseler dahi bu benim verdiğim kararda hiçbir değişikliğe neden olmaz.'' isviçre federal mahkemesi de fenerin başvurusunu reddetti. peki bunlar neden oldu madem deliller usulsüzdü ? çünkü spor hukukunda uefa ve cas dedi ki benim için delilin nerden ve nasıl geldiğinin önemi yok önemi olan şey gerçek olup olmadığı ve bunlar gerçek sen şike yapmışsın !

    yalnız burda bir tek eksik durum var ki o da tff şike yapmanın cezası olan küme düşürülme işlemini uygulamamıştır. mehmet ali aydınlar tff kongresine bir kereliğe mahsus küme düşürülme yerine kupaların geri alınması ve eksi puan cezası verilsin önerisini sundu ancak kabul edilmedi ve bunun üzerine istifa etti. ancak küme düşürülmeden kurtulmanın başka bir yolu bulundu o da nedir ? kişiler ve kurumlar birbirinden ayrılsın ve öyle yargılansın. yani aziz yıldırım şike yaptı ama fenerbahçe yapmadı gibi görünsün ve böylece fenerbahçe küme düşmesin.

    ancak şu unutulmasın ki o* ne yaptıysa fenerbahçe için yaptı. ve türkiye'de şike 10 harflidir fenerbahçe.
  • 1263
    https://twitter.com/Duyumcu_ 11. ve 12. madeyi dikkatle okuyun lütfen. ne derece doğru bilmiyorum tabi.

    (bkz: aziz yıldırım) * : sayın cumhurbaşkanına da söyleyeceğim, ülkeye 5 yıl yabancı oyuncu girişi yasaklansın, altyapıya yönelelim.

    (bkz: rıdvan dilmen): ligler ertelenebilir. (konuşmayı aradım ama bulamadım, aziz yıldırım konuşmasında rıdvan da dün konuştu haklı çocuk vs gibi birşeyler dedi)

    (bkz: quakerboy): (bkz: fenerbahçe/#2072661)

    şimdi burada ünal aysal'ı arayacağız işte. bu dursun başkan dünden razı olur avrupa'ya gitmemeye.

    (bkz: ünal aysal)

    hayroviç vs diyenin kalbini kırarım.
  • 1270
    belediye seçimlerine meze olmuş süreçtir. istanbul'u isteyen her iki taraf da o senenin şampiyonu olarak trabzonspor'u işaret ediyor.

    züğürt aga'daki oy kavgası vardı ya hani.
    aga seçimde 1 oy alıyor. 2 yaverinin ikisi de o oya sahip çıkıyor. aga da diyor ulan o oyu siz attiysaniz benim oy nereye gitti diye.

    o hesap. ulan o zaman ne diye tüm tbmm'yi ayağa kaldırıp 550 milletvekilinin tamamının oylarıyla kurtardınız fenerbahçe'yi? kim kurtardı bunları amk?
  • 1272
    insanlar, hatalarıyla, günahlarıyla ya da karşılaştıkları zor durumlarla yüzleşmek ve bedelini ödemek yerine, üstlerini örter, unutmaya ya da unutturmaya çalışırlarsa en büyük kötülüğü kendilerine yapmış olurlar. çünkü evrende hiçbir şey kaybolmaz sadece şekil değiştirir. değişen haliyle de muhatabına daha fazla zarar verir.

    bu durum gruplar, camialar hatta devletler için de böyledir. işledikleri günahı, yaptıkları hileleri unutturarak, üstlerini kapattırarak kurtulacaklarını zannederler ama nafile.

    fenerbahçe, özellikle 2010/2011 sezonunda yaptığı hatalar ve yanlışların üzerini kapatmak için olmaz-olmaz işler yapıyor. bunun kendilerine hiçbir faydası olmadı/olmayacak. gerçekleri istediğiniz kadar gömün bir gün daha güçlü olarak ortaya çıkar ve daha büyük zarar verir. inanmayan geçmişe baksın.

    fenerbahçe için en iyisi 2010/2011 sezonu ile yüzleşmektir. insanların aklıyla alay etmeden, hatasıyla günahıyla bilançoyu ortaya koyup bedeli neyse ödemektir. ödemeyi ne kadar geciktirirlerse, ne kadar uzatırlarsa tahribatı o kadar büyüyecektir. tarihte bunun aksi hiç görülmemiştir.

    almanya hitler ile (inkar etmeden) yüzleşti, bedel ödedi hala ödemeye devam ediyor, emeviler yaptıkları zulümlerin hesabını ispanya’da ödedi, şu anda suriye’de hala ödüyor, saddam hüseyin, kaddafi ödedi ödemeye devam ediyor. daha birçok insan, grup ya da devlet ödedi hala ödemeye devam ediyor. kısacası kim insanlara zulmederse, hile yaparsa, yalan ve iftiraya baş vurursa, birgün gelir hesabını öder. kurtuluşu yoktur ve olamaz. çünkü evren (kainat) böyle kurulmuştur, evrenin dengesini bozan bedelini öder.

    o nedenle kuruluşunda emeğimiz olan, içinde iyi insanların da olduğuna inandığım fenerbahçe’ye acizane tavsiyem yapılanlarla en kısa süre içinde yüzleşmektir. tehditle, karartmakla, halının altına süpürmekle kurtulamazsınız. baba tavsiyesi.
  • 1273
    bu sürece ilişkin siyasi partilerin tutumu trabzon taraftarından ziyade galatasaray taraftarıneın oyunu alma politikasıyla alakalıdır kanaatimce. zira trabzon taraftarı dahi haklarını galatasaray taraftarının eşitlik ve adalet talebi kadar savunmadılar. zira galatasaray taraftarı biliyordu ki şike ve teşvik rakipleri tarafından işlenegelen bir ahlaksızlık türüydü. bu sebepten adalet arayışında hiç bir çıkarı olmamasına, hatta ünal aysalın değimiyle annemizin liginde fenerbahçe rekabetine ihtiyacımız olmasına rağmen adaletin yerini bulması için trabzon taraftarından daha fazla mesai ve kamuoyu yapmıştır. şike sürecinde trabzonspor ile çalışan avukat atilla dilaver'in twitlerinde bir gezintiye çıkarsanız duruşma salonlarında trabzonluların kendisini yalnız bıraktığında dahi galatasaray taraftarının yanında olduğunu defalarca beyan etmiştir. ancak bu durumda siyasi partilerin sayıca çoğunlukta olan fener taraftarı yerine trabzon taraftarına oynamayı seçmişlerdir. bilinmektedir ki galatasaray taraftarı her daim haksızlığın karşısında hak bildiği yolda yalnız da olsa, haksızlığa uğrayan kendisine terbiyesizlikte yapsa yürüyecektir. ve galatasaray taraftarının hiçbir politikacıya da eyvallahı yoktur. bu nedenle söylem değil eylem galatasaray taraftarının aradığı davranış biçimidir. bu nedenle siyasi partiler istanbul'u istiyorlarsa eyleme geçecekler. zira galatasaray taraftarı trabzonspora ve taraftarına rağmen şike sürecinin adilane bir şekilde sonuçlanmasını beklemektedir. aa
  • 1274
    istanbul büyükşehir belediyesi seçimleri nedeniyle tekrar ısıtılmış bitmesiyle tekrar tarihin tozlu sayfalarında yerini alacak.

    malûm parti, malûm kentin istanbul' da yaşayanlarından istediği oyu alamadığının farkında ve bunu kendilerine çevirebilmek için tekrar gündeme getirmiş. basit politikalar, futbolun bir grubu konsolide etme konusunda yeterliliğinin farkında herkes.
  • 1275
    yargıtay 5’inci ceza dairesi, temyiz incelemesini tamamlayarak istanbul 13’üncü ağır ceza mahkemesi’nin ‘futbolda şike’ davasına dair kararlarını ‘usul eksikliği’ nedeniyle geçen hafta bozmuş olduğu soruşturma.

    kısa bir özet ile birlikte buraya durum değerlendirmesi bırakmak istiyorum.

    fenerbahçe kulübü eski başkanı aziz yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 36 sanık yeniden yargılanacak.
    dosya usulden bozulmuş olmakla, usul eksikliği giderilince yeniden esasa dair inceleme yapılacak…

    3 temmuz'a dönersek,

    özel yetkili istanbul cumhuriyet savcısı zekeriya öz’ün talimatıyla aziz yıldırım ve spor dünyasından çok sayıda kişi hakkında 3 temmuz 2011’de bir soruşturma başlatıldı.

    iddia: fenerbahçe’nin 2010-11 sezonunda şike yaptığı ve bu yönde bazı yöneticilerin ve spor adamlarının suç örgütü kurdukları idi…

    – soruşturma davaya dönüşmüş, dava sürecinde aziz yıldırım ve diğer sanıklar gözaltına alınmış ve 2 temmuz 2012 tarihinde sonuçlanan dava sonucunda 36 sanık hakkında “organize suç örgütü kurdukları” gerekçesi ile hapis cezaları verilmiş ve bu cezalar yargıtay tarafından onanmıştı. (bu onama ile hakkında altı yıl, üç ay hapis cezası kararı verilen yıldırım ve diğer sanıkların cezaları kesinleşmişti.)

    – 17/25 aralık sonrasında yargıdaki savrulmayı fırsat bilen aziz yıldırım, erdoğan’ın “dublaj, şantaj, kumpas” söylemine sarıldı, kendisine ve kulübüne kumpas kurulduğunu iddia ederek, 21 nisan 2014 tarihinde yeniden yargılanma talebinde bulundu.

    savcı abdullah mirza coşkun da ‘infazın durdurulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını‘ istedi, istanbul 13′üncü ağır ceza mahkemesi de bu talebi 23 haziran 2015’te kabul etti.

    – istanbul 13′üncü ağır ceza mahkemesi, yeniden yargılama sonunda, fenerbahçe kulübü başkanı aziz yıldırım ve 36 sanığın, ‘şike yapmak‘ ve ‘örgüt kurmak‘ suçlamasından kesinleşmiş cezalarını bozdu ve beraatlerine karar verdi.

    – yargıtay 9. ceza dairesi, şike davasını onayan eski yargıtay üyesi mesut kundakçı’yı ağır bir şekilde cezalandırdı, ‘fetö’ üyeliğinden 12 yıl hapis cezasına çarptırdı.

    – şimdilerde ise yargıtay 5’inci ceza dairesi, temyiz incelemesini tamamlayarak istanbul 13’üncü ağır ceza mahkemesi’nin ‘futbolda şike’ davasına dair bu kararlarını ‘usul eksikliği’ nedeniyle bozmuş oldu. yeniden yargılama yapılacak…

    “şike davasi”nda neler olmuştu?

    şike davasını hatırlayanınız var mı? neler olmuştu sahi?

    dosyayı az buçuk bilenler, oradaki tapeleri, fotoğrafları ve ifadeleri inceleyenler hadiseyi net anlar. kısa bir özet geçelim;

    – o dönem gençlerbirliği maçı için para dağıtılıyor.

    – bunu haber alan polis paranın ankara’ya götürüldüğü sırada sürecin tamamını kayda alıyor.

    – kayıtlarda geçtiği şekliyle: polis bagajı açtırıyor ve “ne için bu para?” diye soruyor, “gayrimenkul alacaktık” şeklinde cevaplıyorlar.

    – aziz yıldırım’ın verdiği iddia edilen paraya aracılık eden mecnun isimli kişi ve arkadaşı daha sonra ankara’da parayı dağıtıyorlar. hatta 150 bin dolar kadar artıyor ve bunu aziz yıldırım’a söylemiyorlar ve kendi ceplerine attıkları ifade ediliyor.

    – maç sonucu istediği gibi olmayınca (şike tutmayınca) aziz yıldırım, mecnun’u arıyor ve küfürler ettikten sonra parayı geri istiyor. sonrasında soruşturma patlıyor ve gerisi çorap söküğü gibi geliyor.

    şike davasi nereye sürükleniyor?

    zamanaşımına mı götürülmeye çalışılıyor?

    zira bu davada zamanaşımının dolmasına yaklaşık olarak 2,5 yıl kaldı. dosya usulen bozulmuş bile olsa 2,5 yılda verilecek kararların kesinleşmesi mümkün olmayacaktır ve dolayısıyla dosya zamanaşımına uğrayıp tedavülden kalkmış olacaktır!

    zamanaşımı nedeniyle düşme kararı başta siyasiler olmak üzere bir kısım kişilerin işine gelecek ve onları rahatlatacaktır. iradenin bu yönde olduğu anlaşılıyor.

    zira yargıtay başsavcılığı tebliğnameyi 27.03.2017 tarihinde daireye sunmuş olmasına rağmen 3 yıl boyunca dosya dairede bekletilmiş ve sonunda usulen bozulmuş oldu…

    tck 66/5 maddesi gereğince “yargılamanın yenilenmesine” karar verildiği için zamanaşımı süresi bu kararın verildiği 23.06.2014 tarihinden itibaren “yeni baştan” işlemeye başlamıştır. zamanaşımını kesen bir neden (tck 67/2 gereğince) bulunmadığı için 8 yıllık zamanaşımı süresi 23.06.2022’de dolacaktır.

    peki bu arada dosyanın tekrar ters dönme ihtimali var mı?

    yargının ve adaletin konjonktüre göre değiştiği türkiye’de her an her şey olabilir. şu an suçlu denilenler bir adım sonra suçsuz ve hatta kahraman olarak bile ilan edilebilir. şu an masum, beraat etti, kumpasa uğradı ve hatta kahraman denilenler bir sonraki dönemde azılı suçlu ilan edilebilir.

    aziz yıldırım’ın davasında “bu adam olduğu sürece biz şampiyon olamayız” demiş muktedirlerin bir sonraki tavırlarını da iyi takip etmeli. onu devirmiş, sonra sulh olmuş kimselerin bir sonraki adımda ne yapacağını kestirmek güç olmasa gerek. geçmişte çıkardıkları sporla ilgili kanunları alelacele değiştirenlerin yaptıkları, yapacaklarının teminatı!

    kısacası muktedirin amacı davayı zamanaşımına uğratıp tarafların ceza almadan bu durumdan kurtulmasını sağlamak.

    daha evvel süreç ile ilgili yazdığım bazı entryleri buraya bırakmak istiyorum.

    (bkz: fenerbahçe/@birdfucker)
    (bkz: 15 mart 2019 cas duruşması/@birdfucker)
    (bkz: aziz yıldırım/@birdfucker)
    (bkz: 22 ocak 2019 cas bülteni/@birdfucker)
    (bkz: 7 haziran 2019 trabzonspor açıklaması/@birdfucker)

    unutmadım, unutturmayacağım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın