peşinen belirteyim, duygusal ve olabildiğince doğal bir yazı kaleme alacağım. bu yazı üzerinden "işte hktwoo'nun gerçek yüzü!!!" veya "vay ırkçı pezevenk!!!" türü yorumlar yapılırsa külahları değişiriz, sizi biraz empati yapmaya davet ediyorum :(
bir süredir ingiltere'deyim.
19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçını bir pubda izledim, orta yaş üstü insanlar vardı ve çok sakin, huzurlu bir ortamdı. ben de ortam olmadıktan sonra çok bağırıp çağıran bir tip değilim, ondan sosyolojik anlamda pek bir malzeme çıkmadı.
bu maçı ise çok daha büyük bir yerde çok daha kalabalık bir grupla izledim, haliyle de bir sürü enstantane yaşandı. mekan o kadar büyüktü ki yani sayı vermek güç ama tıklım tıklım doluydu. bir tarafta bizim maç, diğer tarafta da
20 kasım 2012 juventus chelsea maçı veriliyordu dev ekranda. insanlar da bu iki tarafta kümelenmişti. ben de erken geldiğim için bizim tarafın ekrana baya yakın bir tarafında oturuyordum.
şimdi gelelim fasulyenin faydalarına :(
ya arkadaş, kendi içimizde sık sık çatışıyoruz "çakma katalan" veya "madridista" diye ama bu harbiden çok iğrenç bir şeymiş lan. çoğu zaman ekonomik bir yatırım hamlesi olarak uzakdoğuya açılmak falan öneriliyor ama inşallah bunun uzağından bile geçmeyiz çünkü dün deneyimlediğim üzere bu pazar genişletme stratejileri toplumda berbat bir kesimin oluşmasına yol açıyor.
ben erken geldim tabi en öne oturdum, kitlendim ekrana koreografiyi falan izliyorum tabi
star tv o esnada tipik leş reklamlar vermiş tepkilerden öğrendim, haberler geldi kulağıma :( maçtan önce arkama bir baktım, vay! çinliler, hintliler, pakiler, ingilizler doldurmuş mekanı, harika...
ulan anasını satayım, bu sonradan görme taraftarlık ne pis bir şeymiş lan! ingilizler ne kadar efendi, ne kadar aşmış, ya futbol kültürünü iyice yalayıp yutmuş olduklarından, ya da çocukluklarından beri avrupa futbolu ile iç içe oldukları için bizim büyüklüğümüzü bildiklerinden, güzel güzel maçı izliyorlar, manchester adına bir pozisyon kaçarsa da en fazla "oooğuuw" diyorlar hani şu tipik premier lig gol kaçırma sesi vardır ya sessiz tribünlerden birden yankılanır, onun küçük boyutlusu.
bu anasını sattığımın sonradan görmeleri ise ciyak ciyak bağırıyorlar amk sanki bok var, nasıl uyuz oldum lan. hele çinli kız var bir tane, götünü yırtıyor, sanki japonlar pekin kapılarına dayanmış amk :( içimden diyorum "keşke yanımda on kilo koç billuru getirseydim de şunun ağzına tıksaydım" :( diğer lavuklar da ota boka kalkıp kalkıp oturuyorlar böyle iki dakika kafa ütülemeden durmuyorlar.
hintiler ve pakiler zaten ayrı bir uyuzlar, neymiş efendim engin 50, emre çolak 52, amrabat 53 sayıyorlar akıllarınca espri yapıyorlar, yapacağınız komikliği sikeyim ya :( böyle mal mal yorumlar yapıyorlar her biri adeta bir mourinho, adeta bir guardiola, sanki fm oynuyorlar amk, duyuyorum yani 4-4-2, 4-3-3, welbeck sol forvet-forvet, hernandez aslında yardımcı forvet vs, tam bir tipik pes geyiği, gerçek futbol ile ilgisi yok, masa başı muhabbeti. iş maça gelince de anca oyuncuların numaraları üzerinden komiklikler, şakalar, çünkü adam bilmiyor yani.
bu arada ingilizlerden ses yok diyorum bak belli ki adamlar farkında yani durumun; galatasaray deplasmanı... ondan ciddiye almışlar işi öyle çok etliye sütlüye bulaşmıyorlar sonrasında rezil duruma düşmemek için.
hıyar asyalılar da gelmişler manchester united dandik bir takıma karşı oynayacak, ne güzel bir sürü gol izleriz diye, hepsinin de üzerinde
van persie,
rooney forması falan var böyle yazık, kendilerince heves yapmışlar, bayrama gelir gibi gelmişler renk renk. lan bir tane forma giymiş ingiliz yoktu yemin ederim, hepsi adam gibi giyinmiş gelmiş oturmuş bira içiyorlar, maç öncesinde veya devre arasında makul sesle sohbet edip 45'er dakika boyunca düzgün düzgün maçlarını izliyorlar, ancak çok önemli bir pozisyon olursa ağızları açılıyor yani o derece...
yahu ben nasıl stres yaptım 90 dakika boyunca hem maç yüzünden, hem de bu asyalıların salak salak tavırları yüzünden. tek türk benim koca mekanda, tamam 72 milletten gelmişler ama taraf olarak herkes "ingiliz" maşallah... kaldı ki bu memlekete geldiğimden beri de hemen hemen hiç türkle de karşılaşmadım hani sağlam bir gurbet psikolojisi içindeyim.
90 dakika nasıl dua ediyorum lan,
hasan şaş'a bağladım yemin ederim üç tane dua biliyorum dönüp dönüp onları okuyorum. bir yandan da yalvarıyorum; "allah'ım ne olur şunlara rezil etme bizi, ne olur galatasaray'ım boynu bükük komasın bu gece beni, ne olur madara olmayalım, sadece bu maçı alalım başka hiçbir şey istemiyorum..."
zaten ya dua etmek için ellerimi açıyorum, ya da sinirden yumruğumu sıkıyorum kendimi tutmak için, ortası yok. tırnaklarımın izi çıkmış yani avucumun içinde o derece agresifim.
burak yılmaz bir soktu kafayı, oh amk nasıl zevke geldim lan. gıkımı çıkarmadım yani çıkarmam da zaten tek başıma ne yapayım koca mekanda, ah ulan üç beş renktaş olaydık da taşak taşak sevinmek vardı :( baktım çinli kız ağlıyor, şimdi bir örnek vereceğim de neyse ayıp olacak :(
90 dakika bittiği gibi sevincimden koşa koşa eve gittim direkt duşa girdim zevkten böyle sıcak suyun altında bir mayıştım, yaydım, tadına vardım. sonra da sözlüğün başına geçtim.
her şey için teşekkürler galatasaray! şu galibiyetin anlamı büyük, ama o uyuz tiplerden ötürü benim için çok daha büyük. cidden hayatımda ilk kez bunu yaşadım yani ve çok gurur duyuyorum takımımla, iyi ki galatasaraylıyım lan.
sizi gidi çakma yorkshireliler, koyduk mu :( s. gidin şimdi rooney formanıza sarılıp ağlayın.
holiganlığın kitabını yazmış ama artık o işleri bırakmış, hak yolunu seçmiş olgun ingiliz taraftarına da selam olsun, adam gibi adam hepsi, oturduk maçımızı izledik omuz omuza, tatsızlık yaşanmadı :(
başa dönersek, inşallah biz de "çakma katalan" veya "madridista" olarak misal ispanyollara falan uzaktan böyle gözükmüyoruzdur lan, cidden iğrenç bir şeymiş,
ben bugün bunu gördüm!peşinen not: en başta maruzatımı belirttim, affımı diledim, yazımı da yazım. anlayışınız için teşekkür ederim.