• 426
    bu maçta ben beklediğim takımı sahada göremedim. selçuk inan, felipe melo, hakan balta gibi her zaman belirli bir standartın üstünde oynayan soğukkanlı ve çalışkan adamlar gitmiş, yerine üç tane acemi, ne yaptığını bilmeyen, pres yapmayan, adam kovalamayan, topu oyuna sokamayan adam gelmiş. üç top direği sıyırmış olabilir, iki net penaltımız verilmemiş olabilir ama gözden kaçırmayalım; bir penaltı, sayısız gol kaçırdılar.
  • 427
    her ne kadar iyi oynasak da çokça pozisyon verdiğimiz , oyunu topa sokmakta sıkıntılar yaşadığımız maç olmuştur. şimdi diyebilirsiniz abi takım mençıstır olsun o kadar diye. evet mençıstır ve gayet normal bunlar hiçbir itirazım yok. ama burası devler ligi. gruptan çıktığımızda karşımıza gelecek takımları düşünelim. bunlara çalışıp önlem almalıyız. sonuçta hatalarımız olsa da aslanlar gibi top oynadık.
  • 428
    zamani olan su basligi okusun http://www.redcafe.net/...-359214/index34.html

    manchester united taraftarlari bile umut ve aydin in pozisyonlarinda nasil penalti verilmedigini anlamis degiller. hepsi bu sonuctan cok memnun ve galatasaray in en azindan beraberligi hakettigine hemfikir.

    cok cok iyi oynamadik ama takim olarak iyi mucadele ettik. takimin bel kemigi olan orta saha ikilisi selcuk ve melo daha cok agirliklarini koyup daha fazla sorumluluk aldiklari, amrabat iyi oyununu doksan dakikaya yaydigi ve de burak yilmaz a istedigi toplari atabildigimiz takdirde bizim takim avrupa da cok is yapar. ayrica bu manchester takimi bu grupta daha puan ve puanlar kaybeder. akilli olursak su gruptan lider cikariz.
  • 430
    hakem ve direkler bir yana önemli çıkarımlar yapılması gereken bir müsabaka oldu teknik heyetimizin bu konulara eğileceğini düşünüyorum.
    1 yıl içinde katedilen mesafe ve kurulan kadro idari ve teknik kadronun hanesine artı puan olarak yazılmalıydı dünde sahada oynama rahatlığı olan kendi oyununu oynamaya çalışan bir takım gördük.
    bu oyun seviyesi referans olur ve daha da gelişerek bir üst seviyeye gelirse gruptan çıkmamız sürpriz olmayacaktır. takım halinde topun arkasına geçmemiz olumluydu ancak burada rakibe temas edip döndürmemek ilk amaç olmalıydı. burada maalesef yetersiz kaldık rakip kolayca orta sahayı geçip kısa verkaçlarla arakaya adam kaçırdı ilk golde ve verilen pozisyonların ana kaynağı da bu dirençsizlik oldu.amarabat sol çizgide geriye gelmeyince zaten fizik olarak yeteri kadar güçlü ve çabuk olmayan hakan zor anlar yaşandı. hakan genelde bu zaaflarını bilerek dengeli oynardı ancak kale ile arasındaki mesafe uzayınca çabuk rakibe karşı zor anlar yaşadı. melo maç boyu basit top kayıpları yaptı özellikle çıkarken kaybedilen bu topların tamamına yakını tehlikeli pozisyonlara dönüşürken defansif anlamda da gereksiz yere hamleler yaparak yerini kaybetti. halbuki ondan beklenen pozisyonunu kaybetmeden alanını doldurması olmalıydı.
    topa sahip olma alışkanlığını yine göstermiş olmamız hem olumlu hem de umut verici zira takımın bir yılda gösterdiği gelişme de buradan kolayca anlaşılabilir. geçen yıl çoğu zaman gözüken pas ritminin yetersizliği dün de en büyük sıkıntı oldu çabuk pas ve boşa çıkma alışkanlığı konusunda katedilmesi gereken epey yol var.
    bu sorun için çözüm olabilecek yaratıcı oyuncu olarak amrabat daha etkili olmalıydı maçın başında direkten çıkan top gol olsaydı belki o moralle daha iyi oynayabilirdi. kalan maçlarda bu eksikliklere karşı takımın göstereceği reaksiyon olumlu olursa önümüz açık umarım sezon içinde gelişim göstermeye devam ederiz.
  • 432
    galiptir bu yolda mağlup sözünün çok güzel özetlediği maç.

    uzun zamandır uzak kaldığımız arenada çıktığımız ilk deplasman maçında -ki old trafford gibi efsanevi bir yer- sergilenen futbol beni fazlası ile mutlu etti. belki somut olarak bir şey kazanamadık ama oynanan oyun ve bu arenaya ilk kez çıkan oyuncularımızın edindiği tecrübe pek çok şeye bedel. son 2 yıldır artık rakip kim olursa olsun oyunun büyük bölümüne biz hükmediyoruz. açıkçası 90 dk sinip 90.dkda atacağımız bir golle kazansak yine mutlu olurdum ama ilerisi için umutla bakmazdım. bu takım ise futbol oynuyor. şanssızlık ya da becereksizlik yüzünden girdiğimiz pozisyonları atamadık ama gün gelecek o pozisyonlarda girecek. yeterki fatih terimin zihinlere yerleştirdiği "sahada topa sahip olup, futbol oynama arzusu" kaybolmasın. üstüne üstlük bu takım bazı oyuncular bazında hala tam hazır değil. o oyuncuların bireysel performansının artması ile takım performansıda doğru orantılı olarak artacaktır. hocamıza ve oyuncularımıza teşekkür ediyorum kendi adıma, yaşattıkları heyecandan dolayı.
  • 435
    şöyle bir düşünüyorum da;
    -direğe çarpan 3 şutumuz* direğe çarpmasaydı %100 goldü. kaleci o anda topu seyretmekle uğraşıyordu ve topa uzaktı.
    -hakem vermesi gereken penaltıları verseydi birkaç gol şansımız daha vardı.
    -bir de bunların üzerinde muslera görevini çok güzel yapıp, penaltı kurtardı*.
    neticede galatasaray gerçekten çok umut vericiydi.
  • 438
    ben hiçbiriniz kadar galatasaraylı değilim sanırım.
    itiraf ediyorum; hayatımın merkezine galatasaray'ı oturtmuş birisi değilim artık. çocukluk heyecanımla maç takip edemiyorum. bazı maçların skorunu ertesi gün öğreniyorum hatta. son yıllardaki olaylar ve özellikle "şike soruşturması" beni futboldan soğuttu. izlediğim çoğu oyunu keyif almadan izledim. geçen sezonki başarılı futbolumuz bile beni heyecanlandıramadı çoğu zaman. futbol benim için "22 kişi 1 top" muhabbetine doğru sürükleniyordu. hayatım altüst olmuştu. bir de tutup futbol heyecanı yaşamaktan kaçıyordum sanırım. dün maçtan önce moral olarak bitmiştim. hayat devam ediyordu ne olursa olsun ama yok yani bunu gelip bana anlatamazdın. en son o 2009 yılındaki hamburg maçında heyecanlanmıştım. ve o maçı da izleme-takip etme imkanım olmamıştı. dün yine içimde zerre heyecan yoktu. tam bir emoydum. her şey çok annamsız, herkeş üstüme geliyür, sistemin çarkları beni yutuyür ve insannar masqe takıyür üdü. sokakta serseri mayından hallice dolaşıyordum. kulağımda müzik, kafamda klip çekiyordum. insanların oradan oraya koştururken benle çarpışması falan gerçekten umrumda değildi. sonra sözlük, eski bir arkadaşımı gördüm. işten çıkmış, maç izleyecek yer arıyormuş. "gel maçı beraber izleyelim." dedi. pek istemedim ama arkadaşımla da uzun zamandır vakit geçirmişliğim olmadığı için kabul ettim. belki biraz da kafam dağılırdı. maç izleyecek mekan aramaya başladık beraber. izmit'i bilmeyenler için söylüyorum; izmit merkezde maç izleyecek mekan sayısı ihtiyacı karşılayacak düzeyde değildir. aklımıza gelen tüm imkanları denedik. barlar, kafeler, kahvehaneler falan hepsi tıklım tıklım doluydu. artık son bir umut, bir ara sokağa girdik. kapısında galatasaray bayrağı olan bir kahvehane bulduk. bahçesinde bir beyaz perde vardı. ve biz o beyaz perdeyi perdenin hemen yanından takip ediyorduk. anca orada yer bulabilmiştik ve ayaktaydık. daha sonra kahvehanenin iç tarafında düzenlemeler yapıldı. bir tüplü televizyon ve oturmak için sandalyeler ayarlandı. iç tarafa geçtik. üstünde "10 lincoln" pazar ürünü galatasaray forması olan bir çocuk vardı. yine pazar ürünü olan naylon galatasaray eşofmanı giymiş gözlüklü bir amca vardı.hatta bu bir eşofmandan çok "aşortman"dı. daha önce duymadığım tonlamalarla küfür eden abiler vardı. sigarasını sigarayla yakan akranlarım vardı. kendimi nani'ye, valencia'ya küfür ederken bulmuştum. tüplü televizyon ekranından maç izleyip bağırıp çağırıyordum. spiker ve yorumcu konuştukça tüplü televizyonun ekranı titriyordu. kimin nereye pas atması gerektiğini haykırıyordum onlarca insanla beraber. tanımadığım abilerle beraber "şu böyle yapmalı, bu daha çok bunu denemeli." diyerek teknik direktörlük yapıyorduk.

    sözlük beni dinle sözlük. bak gözümün içine. bak, çok samimi söylüyorum sana. dün akşam 21.45'e kadar içinden ruhu çekilmiş bir adamdım sözlük. bak şimdi gözümün içine. sana yemin ediyorum sözlük; ben dün 19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçı ile öyle bir kendime geldim ki, allah seni inandırsın sözlük; o aşortmanlı amca, o lincoln formalı çocuk beni öyle bir akıllandırdı ki... ben o heyecanı yıllar evvel yaşamıştım. yine yaşayabilirdim. onu çok net hissettim sözlük. heyecan dediğimiz şey öyle bir şeymiş ki sözlük, dün o heyecanı yaşayınca aklım öyle bir geldi ki başıma. ben yemin ediyorum dün evrildim sözlük. bambaşka birisi oldum allah belamı versin. futbol gerçekten asla sadece futbol değilmiş sözlük ben dün onu yaşadım. bağırdım, çağırdım, küfür ettim. tanımadığım onlarca insanla beraber aynı olaya benzer reaksiyonlar gösterdim. bu maçın benim için teknik taktik bir analizi yok. dün ne olursa olsun bana bu heyecanı yaşatan o aslanlara teşekkür borcum var.

    19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçı benim için milattır sözlük. beni tutup silkelemiştir. dün o mücadeleyi veren tüm aslanlara, yolda bize "o taraftaki kafeler dolu, şuradaki kahveyi deneyin" diyen renktaşıma, beni maça gitmeye ikna eden arkadaşıma, galatasaray sk futbol ekibinin tamamına ama özellikle semih kaya'ya teşekkür ediyorum. hayat çok güzel sözlük. öyle böyle değil. yine hayatımın merkezine galatasaray'ı oturtabilmiş değilim ama, bana o heyecanı yaşatan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. benim için bu maçın anlamı budur. ha homuğa kodumun direkleri biraz bize gülseydi daha iyi olurdu ama o da olmadı işte. bir de aşortmanlı abinin deyimiyle "dimağını s.ktiğmin hakemi" bir penaltı da bize çalaydı eyiydi.

    (bkz: hayat fena halde futbola benzer)
  • 439
    aslanlar gibi oynayip kaybettigimiz mactir. takimimiz fatih terim'in soz verdigi gibi yenilmesine ragmen helal olsunu hakedip alkislanmistir.

    inanin boyle yenilmek beni hic uzmedi. aslanlar gibi oynayip yenilmek beni uzmez. cunku aslanlar gibi oynadiginizda her zaman yenilmezsiniz, gun gelir bahis sirketleri size 1/250 oran verir ama siz gider kupayi alip gelirsiniz.

    tekrardan, helal olsun.
  • 441
    19 eylül 2012 manchester united galatasaray macinda iyi oynadığımızı kimse söylemesin bana zira teknik açıdan berbat bir maç çıkardık. sadece iyi mücadele ettik , iyi savaştık. bulduğumuz pozisyonların hiçbirinde kurgu adına organizasyon adına hiçbirşey yok. sadece pata küte gelip gol aradığımız ataklardı. amrabat'ın direkten dönen topu olsun, hamit'in, selçuk'un direğe vuran toplarındaki ataklarında kurgu adına hiçbirşey yoktu, birisi amrabat'ın kişisel yeteneği, hamit'in pozisyon durran top, selçuk'un da sıradan bir kanattan atak idi. ama manchester tarafına baktığınızda mükemmel paslaşmalar, araya çok iyi paslar birde kişisel yetenekler birleşince ilk goldeki gibi güzel, organize bir gol attılar. bide paslaşma konusunda bazı noktalarda sıkıntı çektik. oyuncularımız 5 metre ilerideki arkadaşına şut çeker gibi pas atiyor. bunlar işte kurgu bir problem olduğunun en büyük kanıtı. kadrolarla ilgili de ilk cris almadığı için çok tereddüt etmiştim ama onu unnutturdular sonradan zaten ama böyle bir maçta kesinlikle umut-elmander ikilisinin ilk onbir başlaması gerekirdi. burak gerçekten çok yetersizdi. hamit'e iyi oynadı diyenler var gördüğüm kadarıyla ama diğer maçlarla karşılaştırma yapıyorlar sanırım zira hamit de kötülerin içindeydi. semih çok iyiydi 5 sene içinde dünya çapında bir defans olacak herkesle iddaya girebilirim.
    hakem berbattı özellikle umut'un penaltı pozisyonunu yan hakem veremedi çünkü görmemesi mümkün değil belki o penaltıyı alsaydık çok çok farklı olurdu. manchester'ın verilmeyen penaltısı da vardı hakem gerçekten tam bir rezaletti. sonuç olarak fatih terim herzaman cesur oynatıyordu takımı ve dünkü maçtaki maçta da en büyük silahımız savaşmak, mücadele etmekti. ben bu takıma sonuna kadar güveniyorum çok daha iyi çok şeyler olcak bakın görün.
  • 443
    üst üste yaşadığımız o kadar şanssızlığa rağmen, forvet hattında ki en önemli oyuncumuzu macın başında sakatlanmasına rağmen, 3 topumuz direkten dönmesine rağmen, 2 penaltımız verilmemesine rağmen. hala başa baş oynadıysak manchester united le gerçekten gurur duymamız gereken bir takım yaratılmış demektir. son olarak ;

    mağluptur bu yolda galip.
  • 444
    çok kötü başladığımız ilk 15 dakika sonrası gayet başa baş, gayet cesurca oynadığımız ama 1-0 kaybettiğimiz maç oldu malesef. özellikle şu futbolla en azından beraberlikle bitirsek, o alacağımız havayla işler bambaşka yerlere gelirdi, umarım bu futbol sadece ilk maça has kalmaz, ya da sonuç alamamız şevkimizi kırmaz, zira benzer ciddiyetle oynadığımız maçlar sonrası bu gruptan güle oynaya çıkarız. hatta arena'da bu manchester'i 2 farklı yenip grup liderliği hesaplarına dahi gireriz. ama hakikaten insanın içini çok rahatsız ediyor, hem oynanan oyun, hem verilmeyen penaltılar sonrası grubun en zor maçından puansız ayrılmak. ama elbette old trafford'da kaybetmek plan dışı bir şey değil, sürpriz değil, şimdi düşüncemiz içerdeki braga ve cluj maçlarında kesinlikle takılmamak olmalı.

    maça geçecek olursak, bana kalırsa ilk dakikalarda lider oyuncu eksikliğini çektik. terim de maç sonunda söyledi, maça herkes farklı oyuncularmış gibi başladı diye. o aceleci tavırlar, uzaklaştırlamayan toplar, şuursuz presler sonrası defans arkasına feci toplar yedik. özellikle gol öncesi 2-3 dakikada pozisyonlar yiyip topu oyun dışına atamamış olmamız çok acemiceydi. ingiliz takımları top oyundayken tempo kazananınca her zaman pozisyona girer. muslera'nın kurtardığı karşı karşıyadan sonra top taca çıksa, ya da ilerde bir faul falan aldırsak, oyun sakinleşir, o golü yemezdik, ama panik havasını iyi değerlendirdiler. kagawa ve valencia hakikaten çok üst düzey oyuncular. nani etkili olamadı, van persie de her zamanki gibi oyun için katkısı zayıf görüntü çizdi, adamın en iyi yaptığı şey bitiricilik, allahtan da semih mükemmel savundu ve maç boyu pek pozisyon şansı da verdirmedi. bireysel olarak herkesin gördüğü gibi balta ve melo aksadı. hamit, dany, semih,amrabat ve eboue kesinlikle en iyi oyunlarını oynadı. bunların yanına burak-elmander-selçuk'tan birinin daha en iyi oyununu oynaması, bize maçı da getirirdi. türkiye liginde senin 2-3 oyuncunun dahi en iyi oyununu oynaması maçı getiriyor ama old trafford'da bu sayıyı artırmak gerekiyordu tabi.

    hakem rezaletti, balta rezaletti, defansımız çok acemi gözüktü vs. şu bir gerçek ki, özlemişiz şampiyonlar ligini, özlemişiz sokakta tek renk sarı-kırmızı görmeyi, ülkeyi gururla temsil etmeyi. gerisi fasa fiso..
  • 446
    sürekli kendi kendime şu maçı keşke braga veya cluj maçından sonra oynasakdık diyip kafayı yiyecek duruma geliyorum. bu kadar iyi oyuna puan alamamak gerçekten çok üzüntü verici. adnan polat döneminde 2 sene sonra şampiyonlar liginde, manchester united deplasmanında müthiş bir oyun oynayıp haksız bir maglubiyet alacağız deseler inanmazdık. bu takım hemen toparlanamaz derdik ama söylenecek tek şey; teşekürler fatih terim!

    not: son yıllarda en üzüldüğüm maçlarda zirveye oynar.

    (bkz: 19 mart 2009 galatasaray hamburger sv maçı)
  • 447
    silvester stallone'un ünlü rocky filmi serisini izlemişsinizdir. filmde ringde olanlar genelde şudur; rakip boksör rocky balboa'ya üstün görünür maç boyu. art arda yumruklarını yapıştırır rocky'ye ama bizim italyan aygır'da nasıl bir dayanıklılık varsa asla yıkılmaz. dün de * maçı izlerken bu sahneler gelip geçti akımdan.

    manchester united dün bizi çok hırpaladı. sürekli vurdu vurdu... ama golle beraber bir kaç pozisyon dışında net pozisyonlara giremedi. bunda defansımızın kritik müdahalelerinin çok büyük payı bulunuyor. dün gece semih'in, dany'nin eboue'nin o kadar kritik hamleleri oldu ki manchester son vuruşu yapacağı pozisyonları bir türlü yakalayamadı. ancak dün çok telaşlıydı takımımız, defansta çok pas hatası yaptık. böyle büyük maçlarda geride bunaltıcı bir baskı yiyorsan çekinmeden şişireceksin topu ileriye ki maçı dikkatli izlediyseniz manchester'li oyuncular bizim presimizden bunaldığı anlarda topu taça yollamaktan çekinmediler. böylece oyunu soğutmuş oldular. ama bizim defansımız ilk anlarda bunu yapmadığı için gol yedik.

    burda semih,dany ve muslera'ya ayrı bir parantez açmak lazım. semih gerçekten çok büyük oynadı dün. bildiğin oynadı yani. van persie gibi bir oyuncuyu kusursuz tuttu dün. ayrıca manchester'ın ataklarında yaptığı kritik müdahaleler gol yememizi önledi. dany de gerçekten tam bir savaşçı gibi oynadı. united forvetlerinin yakasından düşmedi bir türlü. dün united forvet hattı yorulmuşsa bunda dany'nin yırtıcılığının payı çok büyüktür.

    muslera ise dünya'nın en iyi 10 kalecisi arasında boş yere gösterilmediğini cümle aleme kanıtladı. seneye bence takımda tutamayacağız kendisini. şimdiden onur kıvrak için transfer girişimlerine başlasak iyi olacak gibi.

    felipe melo sezon başından beri eleştiriliyor geçen sezonki oyununu sergileyemedi diye. ben bu eleştirileri lig maçlarında haksız buluyordum çünki melo defansımızın emniyet pimiydi. kontra ataklarda rakibi ilk karşılayıp yoran, atağı kesen, top kapan ismiydi takımımızın. orta sahada yaptığı baskı çok önemliydi. ama dün akşam bunu da yapamadı ve ben de onu dün yetersiz görenlerdenim.

    ve burak yılmaz... burak dün gerçekten çok mücadele etti. vidic gibi bir stoper'in karşısında ezilmeden ayakta kaldı. ama gol pozisyonlarının içine giremedi. dün kaçırdığı gol, henüz gerçek bir golcü olmadığının kanıtıydı.

    velhasılkelam dün yenildik. ama gerçekten başı dik ayrıldık; takımımız old trafford'dan, biz ise ekran başından. kişisel olarak ben bu takımdan gerçekten umutluyum. gruptan çıkacağımıza eminim. ve bir sürpriz olmazsa neden çeyrek final görmeyelim?
  • 448
    (bkz: #1064131)
    sirasiyla melo, dany, hakan ve ebouenin uyumasiyla gol yedigimiz karsilasma.
    melo orda ilk okul cocugunun ortada sican oynadigi gibi tur atmistir.
    dany hamle yapiyor ama geri gelmiyor yerinde acik veriyor.
    bunu gören hakan balta kademeye girmiyor, hamle yapayim derdinde degil.
    adamin iceri girip topu aldigini gören eboue (sen asiri tecrübeliydin kanka yapma be) aciyi kapatmak veya adama girmek yerine önce yerinde bekliyor ofsayt diye sonra atiliyor.
    musleranin yapacagi bir sey yok ama taktigi celme de (istemeyerek de olsa) cok kötü sonuclar dogurabilirdi.

    ama cok güzel oynadigimiz da bir gercek.
    umariz bizim gördüklerimizi onlar da görüyordur ve nazarlik olarak kalir bu sacma sapan hatalar zinciri.
  • 449
    yıllar yıllar sonra bu kadar heyecanla beklediğim ilk maçtı bu maç. benim için şampiyonlar liginin yeri ve önemi çok ayrı. kadıköy'deki şampiyonluk maçını bile bu maçtaki kadar heyecanla beklemedim. galatasaray uzun zaman sonra ait olduğu yere döndü, kolay değil.

    maçla ilgili söylenecek çok şey var. ilk yirmi dakikada sahada nerdeyse hiç olmayan bir galatasaray izledik. yirmi dakikadan sonra takım silkinmeye başladı, otuzuncu dakikadan itibaren ısıran ve rakibi rahatsız eden bir galatasaray vardı sahada. umut'un sakatlığı sebebiyle erkenden oyundan çıkması mutlaka olumsuz etki bıraktı. otobana dönen hakan balta'nın kanadı yürekleri ağıza getirdi sık sık. eboue'nin kritik müdehaleleri, muslera'nın gününde olması, semih kaya'nın ilk şampiyonlar ligi tecrübesinden alnının akıyla çıkması gurur veren şeyler.

    bunun yanında pas organizasyonlarında istediğimizi yapamadığımız düşüncesindeyim. manu'nun pas trafiğinde başarılı olması ve çalımlarla oyuncularımızı tereddütte bırakmaları çekingen kalmamıza sebep oldu. bunun yanında melo'nun beklenen performansın altında kalması, selçuk'un alışkın olduğumuz rahat oyununa izin verilmemesi ve burak yılmaz'ın bazı dakikalarda kendini hissettirip bazen kaybolması takımımız adına çok parlak olmayan şeylerdi.

    hakem hakkında bir şeyler yazmaya tenezzül dahi etmiyorum.

    açıkçası işin teknik, taktik, performans boyutuyla çok ilgilenmiyorum bu maç için. dün akşam sahada iyi mücadele eden, hırsını yansıtan bir galatasaray vardı. benim beklentim de bu yöndeydi. işin skoru bundan daha önemli değil. galatasaray dün akşam rakibini sıkıntıya soktu. yeri geldi 10 kişi defans yaptırdı. rakibinin süreye oynamasına neden oldu. ve bunu ingiltere'nin belki de en iyi takımına, kendi sahasında yaptırdı.

    skor çok farklı olabilirdi elbet. biz öne geçebilirdik. ya da daha fazla gol yiyebilirdik. ama farklı bir mağlubiyet, dün akşam duyduğum gururu zerre azaltmayacaktı. çünkü fatih terim'in oluşturmak istediği, yenilirken bile taraftarına gurur yaşatan takımı dün sahada gördüm. arenada'ki maç için oldukça umutluyum. fatih'in aslanları, bıraktığı yerden avrupa'yı sallamaya devam edecek.
  • 450
    öncelikle şunu söylemeliyim ki hakemin hem manchester'ın hemde bizim penaltılarımızı vermediği maç. ha ilk dakikadaki net penaltı pozisyonunu verseydi, o ataklar olmazdı orası ayrı.

    semih kaya çok güven veriyor. bu sarı adam yüzünden hayatımdaki tüm önyargıları kırdım amk. teker teker göt etti benim çevreyi. sen bizi hep göt et semih diyeceğim ama bu saatten sonra güvenim tam. bi kere ettin o bize yetti semihim.

    hamit, geri döndü diyebiliriz. ligde oynadığı maçlara göre çok daha istekli, çok daha verimli oynadı. böyle devam eder inşallah. gözlerinden öperim abim.

    melo, karıylan gızılan takılacağna, az antremana çıksaydın böyle olmazdı kel adam. bir an önce toparla kendini. hadi aslanım.

    selçuk, melonun hatalarını düzeltmekle uğraştığın için pasörlüğünü gösteremedin. olsun, her zaman olduğu gibi güven veriyorsun.

    muslera, yorum yapmaya gerek duymuyorum. sen dev bir kedisin nando!

    burak, karşı karşıya pozisyonlarda köşeye vurmasını iyi bilen bir oyuncuydu, ama neden bu maçta golü bulamadı, bilemiyorum. pozisyonda netti. hayırlısı, hataların hırsın olsun aslan.

    amrabat, içindeki galatasaray aşkını sahaya yansıttığın için helal olsun sana. o top götü kalkık ingilizlerin götüne girseydi de, burada çoştursaydık sana.

    not: bu entry ilk 11 göze alınarak yapılmamıştır. aklıma takılanları yazdım. hakan balta için yorum yapmayacağım.

    not2: biz böyle oynarsak bu gruptan manchester'ı burada yenip birinci çıkarız. hayırlısı.

    allah yardımcımız olsun!
App Store'dan indirin Google Play'den alın