• 409
    maçta en az 5 tane penaltı var. hakemler çok kötü bir performans sergiledi.
    manu ilk 15 dakika, galatasaray'ın şaşkınlığını kullanarak baskılı ve üstün oynadı. saçma bir gol sonucu öne geçti.
    golden sonra hem manu hem de galatasaray çok pozisyon buldu. bizimkiler biraz daha netti diyebilirim. gol gelmedi, daha doğrusu becerikli değildik.
    ben dany, muslera ve hamit'i çok beğendim. felipe melo hazır değil. selçuk inan beklediğim performansı sergileyemedi. forvetlerimiz basıyor, koşuyor güzel de bize lazım olan gol. transfer döneminde söylemiştim, yine söylüyorum. bu takımın uluslararası düzeyde bir forvet oyuncusuna ihtiyacı var. hakan balta'yı konuşmaya gerek yok, dilimizde tüy bitti. bu adama güvenip şampiyonlar ligi yoluna çıkılmaz. valencia karşısında bir tane başarılı müdahelesi yok.

    genel olarak takımı beğendim.
    bu oyun anlayışı ile gruptan çıkarız.
  • 411
    muslera panterdi,eboue hakan ikilisine çok yardım gelmeyince zorlandılar valencia-nani ikilisi karşısında, semih-dany ikilisini beğendim,melo maalesef formunda değil selçuk da istediği pasları atamadı, amrabat keşke sonradan girseydi belki daha etkili olurdur, aydın ve umut'un süresi azdı, burak ve elmander istediği topları alamadı, hamit ise maçın bizim adımıza yıldızıydı. inşallah gruptan çıkarız, baya ümitlendim açıkcası.
  • 418
    yenilip de sevinilecek nadir maçlardan.
    şimdi tekrar izleyince daha da mutlu oldum.
    muslera, amrabat(oynamadı sanırım şl'de daha önce), semih kaya, selçuk inan, dany, hakan balta, emre çolak gibi şlde ilk maçına çıkan futbolcularımız şahane mücadele ettiler. tecrübelerini en zor maçla kazandılar.
    ligde bu takım sakatlık veya büyük bi form düşüklüğü olmazsa şampiyon olur, gruptan da çıkarız.
    mücadeleniz ve korkusuz oyununuz için teşekkürler aslanlar!
  • 420
    savaştık, çok iyi mücadele ettik fakat bu gece karşımızda bizden daha pahalı ve tecrübeli bir takım vardı. ne kadar koşsan da, oyun disiplinine sıkı sıkı sarılsan da karşında dünya yıldızı oyuncular oynuyorsa sana çalım atacaklardır, verkaçlara girecekler, sürekli topla aranda durup seni fitil edecekler ve maç boyu çaktırmadan seni takır takır tekmeleyeceklerdir. kabul edelim bizden bir gömlek yukarda bir takıma karşı oynadık. hesaplar yaparken kafadan 0 puan yazdığımız bir maçı oynadık, sıramızı savdık. 1 puan bile mucizeydi. denedik ama alamadık. kazandığımız şeyler ise yenilgiye rağmen cesaret ve kendine güven oldu.

    bu maç gösterdi ki bu sezon avrupa'nın en iyi takımlarına karşı çatır çatır mücadele edeceğiz ve şampiyonlar liginde tur atlayacağız.
  • 421
    bu heyecanı çok özlemişim, hoş pek yaramadı bana, uzun zamandır etmediğim bütün küfürleri sıraladım maçta.

    maçın genel özetini yaparsak maçın hakkı beraberlikti. manchester kalite olarak bizden daha iyi olduğunu ve bizim zaaflarımıza çalıştıklarını gösterdi maçta. biz onlardan çok daha iyi mücadele ettiğimiz için, old trafforda yakalanabilecek bütün pozisyonları yakaladık. dile kolay 2 tane direkten dönen top var sadece. onun dışında emrenin şutu, selçukun kafası, hamitin şutu. zannetmiyorum ki barca veya real gibi iki üç takım hariç hiç kimse bu kadar pozisyon bulsun.

    hakemin yaptığı şerefsizlikleri başlığında yazdım ama hem ilk dakikada hem son dakikada iki penaltımızı vermeyerek maçın çok önüne geçti. onların da iki tane verilmeyen penaltısı var ama 2=2 olmuyor işte hacı. maçın başında ben 1-0 öne geçtikten sonra maç öyle gitmez onların da iki tane penaltı pozisyonu olmaz.

    kişisel performanslara gelirsek hakan balta hayatımda gördüğüm en rezil performanslardan birini ortaya koydu. ilk yarım saat amrabatın da geriye pek gelmemesiyle nani ve valencia hayatlarının en kolay oyunlarından birini oynadılar. sonra hamit geldi sol kanada onlar durdu. ikinci yarı hamit tekrar sağa geçince bizim sol kanat yine onların otobanı oldu. halı sahalarda olur ya göbekli abiler, yanından vın diye geçersin, işte galatasarayda bu işi yapan adam hakan balta.

    dany'e çok kızarım, galatasaray seviyesinde olmayacağını düşünürüm. sebebi de aşırı güven yüzünden tehlikeli yerde çalıma kaçıp topu kaybetmesi. maçın başında yine aynı aşırı kendine güvenle topla çalıma kaçtı ve iki defa topu kaybetti. ikincisinde resmen golü yiyorduk. maçın kalanında ise iyi bir oyun çıkardı. semih ise maçın açık ara yıldızıydı. ujfalusi kendisiyle gurur duyabilir. belki o yok ama çekirgesi artık olmuş. van persie'nin adını duymadık maçta be.

    maçın baltadan sonra en kötü ismi meloydu. baltanın performansı şaşırtmadı ama melo gerçekten çok şaşırttı. aklı burada değilmiş gibiydi. umarım kendine çeki düzen verir, çünkü onsuz eksiğiz. hamit ve selçuk kalitelerini ortaya koyamadı ama mücadele olarak ikisi de üst seviyedeydi. özellikle hamitin geldiği gün ile şimdiki oyunu arasında siyah ve gri kadar fark var. amrabat maçta adımıza kalite katan tek isimdi. ayağına her gelen topta vites arttırdık. direkten dönen şutu harikaydı.

    umut burak ikilisi başladı maça. umut gayet iyiydi. ilk dakikadaki penaltı pozisyonunda umutun ayağına darbe geldiği için sakatlandığından dolayı çıkarılmıştır diye düşünüyorum. yoksa 15. dakikada çıkarılacak bir şey yapmadı umut gayet iyi başlamıştı. burak ilk yarı kötüyken ikinci yarı daha aktif ve etkiliydi. elmander ise beklenen katkıyı yapamadı.

    ben olsam terimin yerinde baltayı çıkarıp dany'i sola kaydırır ortayı crisle takviye ederdim. umut sakatlandığnda ise emre çolakı oyuna alır hem baltaya yardımcı olmasını sağlar hem de amrabatı biraz daha serbest oynatırdım. onun driblingleri bizi gol pozisyonuna sokan ilk plan olurdu. aydın melo değişikliği ise kesinlikle doğru bir hamleydi.

    maçın birinci dakikasında net penaltın verilmesin, hakem bu maç manchesterın boşuna uğraşmayın mesajını versin. ilk 15 dakika golü ye, çok kötü başla ve bu maçı öyle bir çevir ki iki topun direkten dönsün, iki penaltın verilmesin ve bir sürü pozisyona gir.

    hepinizle gurur duyuyorum terimin aslanları. biliyorum ki siz bu gruptan çıkacaksınız ve 2-3 sene içinde en az yarı final oyanacaksınız cl'de.

    bu arada manchester ibnesi, bunun rövanşı var, kolla kendini.
  • 422
    galatasaraylı futbolcular esas duruştayken, şampiyonlar ligi marşı duymayalı uzun zaman olmuş. vay be, ne günler gelip geçmiş. ne yazık? şampiyonlar ligini biz kurmuştuk oysa, hem de manu'yu eleyerek , 8 yıldızlı logonun bir parçası da sonsuza dek biz olmuştuk. yıllarca ara verdikten sonra bir manu maçıyla geri döndük. gururla kurulduk televizyonların başına, ha kimimiz yine eski kavak yellerini yeniden estirmek üzere yaşlı trafford'taydı elbet. bilmem kaç 10.000 ingiliz hem de galip durumdayken onların sesini dinledi. onlar cehennemin öncü birliğiydi, kızılca kıyametin habercileriydi.

    kenardakilerden hangisi sör, hangisi imparatordu acaba? grande kıyafetiyle sör'e uzak ara tur bindirdi. sör endişeyle sakız çiğnerken, imparator kör talihine sitem ediyordu maç boyunca. son düdük çaldığında öfkeli fakat mağrur ifadeyle göz göze geldi. bu maç arena cehennemine odun taşımaktan başka bir işe yaramamıştı.

    sahaya çıkan 11 30-40 galatasaraylı oyuncudan çıkacak en büyük en adaletli 11 di. ülkenin iki büyük golcüsünün yanında, son gün şapkadan çıkan kris yerine dani, semih'in yanı başındaydı. maç başlamadan, benim gözümde terim maçı kazanmıştı. tek korkum muslera idi. sezona kapattığının en az 10 kat altında başlamış ve devam etmekteydi. anlaşılmaz bir şekilde topları sektiriyor, oyuna gelişi güzel dokuyor, yan toplara çıkamıyordu. nitekim maçın başı beni yanıltmadı. yediği gol için değil, yaptığı penaltı için ne kadar yüklensek yeridir. delikanlı adammış ki, yere yatıp, kırmızıyı almadı da golü attı. gidişi iyi değil, muslera'ya top gelirken benim de yüreğim ağzıma geliyor, hiç rahat değilim.

    yıllardır, biz sahnede olamadığımız zamanlarda işte bunun için saldırdım futbocularımıza. keweel'den, neil'e elano'dan, cana'ya. ben bu düşler arenasında değilsem, nerem büyük takım benim? ben dünya'nın her takımıyla kafa kafaya bir maçı oynayamayacaksam, beni kendi ligimiz tatmin eder mi? ben avrupa şampiyonluğu görmüş bir takımın taraftarıysam, beni kendi ligimizin şampiyonluğu kesmez. o yüzden oynayan çoğu futbolcuyu beğenmedim. günler, aylar, yıllar geçti, hatta milenyum bile değişti biz ortadan kaybolalı.

    ve bu geceyle birlikte avrupa'nın hayula belası tekrar hortladı. dünya'nın en büyük 5 takımından biriyle göğüs göğüse çarpıştı. yenebilirdi bu oyunla, farklı da yenilebilirdi. mesele şuydu, ülkeye başı yukarıda gelmeliydi. arena'da bunlar parçalarız demeliydi herkes. golü yeyince, maçın hezimete gideceği beklentisinde olanların ağzı kulaklardaydı. ülkenin yüz akı bir şekilde kepaze olmalıydı. ilk direnişe geçen semih kaya oldu. belki de topa en çok değen futbolcumuzdu. kahramanca savaştı. milyonlarca galatasaraylı her müdahelesinde gurur ve onur duydu. içimizde bile mutlaka patlayacak diyenler vardı. ve artık galatasaraylılığımın olanca coşkusuyla ilan edebilirim ki, tarihimizin en büyük savunmacısı olarak yazdı ismini sarı kırmızılı bir kalemle.

    ufo 3 gün sonra sakatlansa kris diye bir futbolcunun varlığından çoğumuzun haberi bile olmayacaktı. en azından benim. endişemizde olmayacaktı ufo gitti diye. dani vardı. çevik, cesaretli, gözünü budaktan sakınyan, topla yarı sahayı geçmek isteyen. ama işte yeni biri gelmişti, şampiyonlar liginde çok tecrübeli olduğu söyleniyordu. belki de çok büyük futbolcuydu. fakat grande'de belki aynı şeyleri düşünmüştü. ya kris'i almakta geç kalsaydık. o zaman grandeliği gösterme zamaınydı, hem de hiç kimsenin beklemdiği ilk büyük maçta. dani maçın başında bir kaç pozisyon bocaladı, gol de yenildi nasıl olsa. rahatlayan, oyuna alışan dani, takıldı semih'in peşi sıra. bu büyük takımın, gol yememesi için savaşacak iki kişi dani ve semih'ti bundan sonra.

    eskiler bilir, bana soruldu ben bildim. bu takımın gelmiş geçmiş en kısmetsiz futbolcusu erdal keser'di bu sezona kadar. hakan şükür kaval kemiğiyle vurur çatala gider, erdal keser vurur çataldan geri gelirdi. kısmetsizlik yarışında hamit'in ayağına kimse su dökemezmiş meğer. her maç mutlaka unutulmaz bir şut atıyor, ama top bir türlü çerçeveden içeri girmiyordu. götüyle balık tutan futbolcuların yanında hamit çölde kutup ayısıyla karşılaşıyordu.

    galatasaray yediği golü çıkarmak, dahasını mançester'in kolladığı yerlere bırakmak için olanca gücüyle ve futbol aklıyla mücadele etti. maçın başlarında hakan balta yoğun piyade atışı altındaydı. golü koklamayan, tabelayı değiştirmek üzere yoğunlaşan amrabat'ın sol tarafımıza inmekte olan felçe derman olamadığı dakikalardaydı. kulübeden, sör imparator'dan medet bekliyorduk. ameliyatı çabuk yaptı, hamit'i sola, hakan balta'nın imdadına gönderdi. hücumsa sağ taraftan yapılabilirdi. kara boğa ile amrabat o dakikalarda göl için olanca kuvvetleriyle yüklendiler. futbol tanrıları maça müdahale etmeseler, galatasaray, mançester'e yıllar önce gördükleri kabusu yeniden seyrettirecekti.

    futbolda bir kaf vardır. hatice'ye bakma neticeye bak denir. ben işin hatice'sine bakıyorum. böyle oynasınlar netice peşi sıra gelecek zaten. sıçan gibi oynayıp, galip gelmektense aslan gibi oynayıp yenilmeyi her zaman tercih ederim. benim takımım bu gece gördüğüm takımdır. yenildiği zaman yenene kan kusturmalıdır. bu işin arena'sı var, asla şüphem yoktur ki büyük galatasaray, verdiği imaj, çizdiği rotayla, büyük taraftarıyla unutulmuş karakterini bir kez daha o mağrur takımlara kabul ettirecektir. takımı maceraya gönderirken haykırdığımız sloganı bir kez daha seslendiriyoruz. büyüksün galatasaray, yenilsen de yensen de.
  • 423
    hakemin manchester ibnesini kolladigi mac. burada verilmeyen tartismali bir penalti söz konusu olsa kimse bunu bahaneden saymaz. ama kardesim 2 tane net penaltiyi sen nasil vermezsin. görmedi degil, vermedi. ilk dakikasi son dakikasi yok bu isin. peki ya direklere ne demeli? hala kafami duvarlara vuruyorum böyle bir mac olamaz.

    takim icin konusmak gerekirse hepsine helal olsun. tam bekledigimiz, istedigimiz, özledigimiz galatasaray sahadaydi avrupa arenasinda. siz böyle oynayin tribünler 1 saniye bile susmaz, bizlerin basi öne egilmez.
  • 424
    macin skorunu kesinlikle kabul etmeyip uefa'ya itirazda bulunmamiz gereken mac, eminim onlar da bize hak vereceklerdir.

    bir dunya devine karsi deplasmanda %52 topa sahip olma, 13 sut, 5 net pozisyon, 7 kornerle oynayip daha fazla pas yapacaksin, 2 penaltin verilmeyecek, direkleri doveceksin ve sonuc olarak 1-0 kaybedeceksin. saka gibi cidden. cok yazik, cok!

    ayrica 90 dakika boyunca manchesterlilarin sesini bastirip orayi ali sami yen'e ceviren, top rakipteyken statta duyulanin sadece islik sesi olmasini saglayan, takima deplasmanda oldugunu hissettirmeyen 4 bin turke de ne kadar ovgu yagdirsak az.

    sonuc olarak yenilsek de bugun bir kez daha galatasarayli olmanin gururunu yasadim. evet bu oyunla oradan puan cikaramadigimiz icin cok uzgunuz ama yine de bir dunya devine karsi basimizi egdirmedigin icin tesekkurler galatasaray.
  • 425
    kafa kafaya aslanlar gibi mücadele edip futbol şansı farkı ile kaybettiğimiz maçtır. bence muhteşem oynadık. 3 top direkten döndü. muslera penaltı çıkardı. semih muhteşem oynadı. old trafford'da manchester united'a karşı oynuyorsun. dakikalarca top yapabiliyorsun. yenildiğinde bile alkışlanacak bir takım izledik. aynı motivasyonu yakalarmıyız bilmiyorum ama bu hırs ve oyun ile oynarsak 15 puan alınır yani.
App Store'dan indirin Google Play'den alın