• 631
    defalarca pozisyon yakalayip degerlendiremedigimiz mactir, sonunda korkulan olup fener iki gol atip maci elimizden kapip almistir.
    bununla beraber sosyal paylasim sitelerinde fenerliler cocuklar gibi sen davranip (bkz: sirtlanlara gün dogdu), galatasaraylilarin daha da kahrolmalarina sebep olmustur.

    tv'de aykut kocamani gorunce neredeyse koltuk degneklerimle televizyonu kiracagim mac gunudur.
  • 635
    pozisyon vermeden duran top ve yan toptan 2 tane saçma sapan gol ve yine mağlubiyet. şans yok abi şans yok. böyle gelmiş böyle gidecek. ilk yarıda bulduğumuz pozisyonları onlar bulmuş olsalar ilk yarı 3-0 olurdu kalıbımı basarım ama olmuyor işte ol-mu-yor. hagi'nin de oyuna müdahale eksikliği de eklenince yenildik yine. maç daha 1-0 ve önünde koca bir 90 dakika var ama sen takıma bir talimat geçmiyorsun saldırın diye.

    milan baros un yaptığı harekete faul çalan o hakeme de ayrıca sövüyorum ki aynı hareketi fenerbahçeli futbolcular tam tamına 2 kere gözlerinin önünde yapmış ama kendileri bu hareketlere devam kararı vermiştir.

    arda turan ı da özlemişim. keşke ikinci yarı bogdan stancu nun yerine o girseydi oyuna. böylece ileride daha çok top tutardık. dikkatle izledim ayağına gelen topların büyük çoğunluğunu akıllıca kullandı.

    ne desek boş ne yapsak boş. şu köpekleri konuşturdunuz ya. ben size daha ne diyeyim.
  • 636
    --- alıntı ---

    2. yarısında stancu'nun yerine pino'nun girmesi mantıklı gelmektedir.

    ilerleyen dakikalarda da bam üçlüsünden birini görmezsek sahada, kazanacağız.

    hayde galatasaray.

    --- alıntı ---

    demiştim ilk yarı sonunda.

    pat, ayhan oyunda. ayrıca, henüz hazır olmayan arda ve kewell ikilisinin neden oynadığını da anlayamadım. pino formdaydı, hak ediyordu oynamayı. büyük beklentim vardı lan.

    koreografi, rekor, gol derken ne güzel başlamıştı maç. taşıdığınız armanın aşkına, oldu mu şimdi bu böyle?
  • 638
    güney tribünde ilk defa bu maç tam bir konsantrasyon vardı. mükemmel bir birliktelik ile taraftar fenerbahçe üzerinde baskı kurdu. her pozisyonda büyük ıslık ve uğultu kulakları sağır etti. öyle ki benim kulaklar 2 gün çınladı. ama maç ne yazık ki hagi ve hakem triosunun katkıları ile göz göre göre gitti. çok iyi oynadığımız bir maçı daha böylece kaybetmiş olduk. tabi şans faktörünün bir gram yanımızda olma ihtimali de yok. olsa zaten buralarda olmazdık...
  • 639
    fenerbahçe'nin 2. yarı baskı altına almasının nedeni galatasaray'ın geriye yaslanmasıydı. bunun dışında gole kadar pozisyonu bile yoktu fenerbahçe'nin. oysa galatasaray ilk yarıda culio ve kazım'la iki net fırsattan yararlanamamıştı. 2. yarıda fenerbahçe bir türlü delemedi galatasaray defansını, ilk yarıda delemediği gibi. her neyse, neticede ortada fenerbahçe'nin hak ederek kazandığı bir mücadele yok. maçın hakkı olsa olsa en fazla beraberlik olurdu. maçı birlikte izlediğim fenerbahçeli arkadaşlardan birinin de dediğine göre : "ben 1-1'e de razıydım, 2. gol sürpriz oldu."

    maçın koptuğu noktaysa, kewell-stancu değişikliği. kewell'la forveti ikileyen hagi yekta'yı sağa kaydırarak orta sahanın ortasından bir adam eksiltti ve gol atmak isteyen fenerbahçe'ye davetiye çıkardı. zira stancu yerine pino girmiş olsa, kanadı pino'yla kontrol eder, yekta'yı da orta sahada tutarak gene kalabalık olurduk orada. hagi son iki maçtır kendi eliyle rakibe verdi maçı. onun dışında oyunculara bu maç için lafım yok. zapata'nın yediği gollerde yapabileceği bir şey de yok. sağlık olsun. üzüldük, inşallah yönetim komple değişir, gitmesi gerekenler gider.
  • 641
    bana mı öyle geldi bilmiyorum ama maç boyunca pas hatası yapan , ayakta bile durmakta güçlük çeken ve inanılmaz boşluklar veren bir fenerbahçe takımı vardı sahada. buna karşılık olarak etkili başlayan , pozisyonlar bulan ve neticesinde 1-0 öne geçen bir galatasaray.

    sonra ne olduysa goller kaçtı , bir ara ortalık gerildi falan derken fenerbahçe 2 gol attı ve kazandı. aramızda maç 1-0 devam ederken "sakın ayhan girmesin" , "pino oyuna alınmalı" ve "2 gelmezse bu maç gider" dememiş birisi var mıdır ?

    bunların dışında inanılmaz bir koreografi ve kırılan bir desibel rekoru vardı. kısacası her şey son derece mükemmel başlamış ve devam ediyordu ; ne zaman kazım ve yekta çıktı , iş değişti.
  • 643
    firat aydinus'a ragmen kazanabilecekken hakan balta'da sahne alinca maglubiyet geldi yada soyle de denebilir hakan balta'ya ragmen de kazanabilecektik belki ama firat aydinus'un fenerbahce'yi surekli bizim sahaya iten kararlarina karsi direnemedik. yani firat aydinus ve hakan balta ikilisi galatasaray'a karsi combo yaptilar adeta.
    ancak hakem ve hakan balta disinda neler oldu? galatasaray'in bu macta mucadele etmedigini asla soyleyemeyiz ki rakibi fenerbahce'den cok daha iyi oynayip, cok daha fazla pozisyona girmistir. galatasaray taraftari belki de turk futbol tarihinde gorulmemis sekilde takiminin tarihin en kotu gunlerinden biri degil, en kotu gunlerinde gorulmemis bir destek vermistir ve zaten bunu da dunya'da desibel rekorunu kirarak taclandirmistir.
    sonuc olarak yonetimin sezon basinda galatasaray kalitesine yakismayan kadro yapisi ve butun sezon boyu yaptigi beceriksiz sportif ve yonetim hatalari sebebiyle bu gunleri coktan hazirlamisti aslinda. bir yasli aslan kukremesindeki kudretin salacagi korkuyu aradik biz de butun bir sezon. uzun uzadiya bir aslan gucu ve heybeti olmayacagi acikti sezon basindan beri ancak iste bir anlik kuvvetli kukremeye de hasret kaldik acikcasi. butun bu yonetim zaafiyeti sirasinda sucu ne frank rijkaard'da aramak ne de gheorghe hagi'de aramak akil kari degil. soz gelimi besiktas futbol takimi butun yildizlarina ve teknik direktorunun isteklerini bire bir yerine getirmesine ragmen basarisiz oldugu icin tabi ki schuster suclandi ve zaten kendisi de istifasini verdi ancak galatasaray'da malesef balik bastan kokmustu. uefa kupasi on elemesinde ikinci sinif koy takimlariyla yapilan maclarda gosterilen performans malesef yonetim tarafindan pek ciddiye alinmadi ve artik her seyin tukendigini ilan eden bir derbi de geride kaldi.
    umarim butun bir sezona noktayi koyan bu mac gelecek adina galatasaray camiasinin aklini basina almasina ve galatasaray kalitesinin tekrardan olusturulmasinin gerekliliginin ciddiyetine sebep olmustur.
  • 644
    hala hagi diyorlar, hakem diyorlar, şu futbolcu diyorlar....
    demeyin kardeşim artık, bu işin futbolcu ile bir alakası kalmadı. bu maç psikolojik bir maç ve şansın her zaman yanında olduğunu, topun bir şekilde gol olacağını bilen bir fenerbahçe var. son 20 dakika sanki biz gerideymişiz, fener öndeymiş gibi oynanıyordu dikkatinizi çekmedi mi?
    ne yaparsan yap olmuyor işte, lanet bu başka bir şey değil. kötü oynamadık hatta iyi oynadık, fener ilk 75 dakika çok afalladı ancak biz de şuursuz saldırdık. büyük maçlar, büyük futbolcularla kazanır. bizim orta sahamızda tamam arkadaşlar sakin , atın bana rahatlatayım diyen kimse yoktu. baroş(adamsın) biraz o göreve soyundu o da olmadı.... amaan neyi yazıyorsam

    olmuyor, olamıyor, oldurtmuyorlar yapacak bir şey yok.... bu bütün camianın laneti
  • 646
    galatasaray'ın hayrına, iyiliği ve geleceği için yenilmesini isteyenlerin kına alıp kına yakmalarını önerdiğim maç.

    sizin beyninizin olup olmadığından şüphe duyuyorum ama diyecek bir şey de bulamıyorum. tabi takımı sen düşünüyorsun, bir musibet bin nasihattan iyidir diyenler vardı maçtan önce. sizin taraftarlığınızdan da şüphe duyuyorum. hadi yenildik, ne olacak ? düzelecek miyiz şimdi ? yönetim fenerbahçe'ye yenildik diye istifasını verip yeni yönetim başa geçip takımı şaha mı kaldıracak ?

    geçelim bunları ve maçın yorumuna gelelim:

    öncelikle maç boyunca net pozisyon yok denecek kadar azdı. maça etkili başlayan, ayakları yere daha sağlam basan oyunculara sahip olan takım bizdik. 14. dakikada kazım golü attıktan 2-3 dakika sonra bir pozisyona daha girmişti, aynısının tıpkısıydı pozisyon ama ayağına oturmayınca top kazım'ın ayağından da kötü bir şut çıktı. o pozisyon gol olmalıydı sözlük. 2 farklı üstünlük sağlasak çok farklı olabilirdi işler.

    artık oyuncu değişikliğiymiş, pek önemli değil onlar. sonuçta sahadan çıkan oyuncunun yerine giren her kimse elinden gelenin fazlasını yapıp bu maçı kazandırmalıydı. 2 ofsayt sebebi ile verilmeyen golümüz ofsayttı. ilk servet'in attığı gol çok ince bir ofsayttı. ah be servet ne olurdu 20 cm daha geride olsaydın. cana'nın şutu gerçekten harikaydı keşke gol olsaydı o da, ama olmuyor. yediğimiz goller ise tam bir anlık konsantrasyon kaybı.

    hayır arkadaşım anlayamıyorum ya. zaten maçın gidişatından belliydi fenerbahçe gol atacaksa bunun duran toptan geleceği. vurdurmayacaksın o kafayı, hem ilk golde hem de ikinci golde savunmanın zaafı oluştu. zapata'nın yapabileceği hiçbir şey yoktu, özellikle alex'in kafa vuruşu tam köşeye gitti.

    sonuç itibari ile türk telekom arena'daki ilk yenilgimizi fenerbahçe'den almak çok üzücü. desibelmiş, rekormuş afedersiniz ama s.kimde değil.
  • 647
    hakan balta'nın duran topta tuttuğu adam * çok kolay bir şekilde kafayla beraberlik golünü attıktan sonra takımca demorilize olup bütün konsantrasyonumuz bozuldu. yediğimiz ikinci gol ise tamamen konsantrasyon eksikliğindendi başka birşeyden değil. içeride dev gibi adamların arasında alex jeneriklik bir kafa golü attı.

    bu sezon en büyük özelliğimiz olan beraberlik golünü yedikten sonra takımca çökmemiz bu maçtada sürmüştür. sonucunda sahadan yine mağlup ayrıldık.
  • 650
    maçın başlamasına yarım saat kala fenerbahçenin 11'ini gördüğümde maçın geçeceği şekli anlamıştım zaten. galatasaray 3 forvetle sahadayken fenerbahçe'nin çapsız teknik direktörü aykut korkmuştu ve dia'yı oynatmıyordu. maçın gidişatındaki hareketleri bile galibiyet için gelmediğini gösteriyordu. 1-0 yeniksin ve stoch'u almak için oyundan niang'ı çıkarıyorsun. amaç maçı orta sahada kitlemekti zaten öyle de oldu. 1-2 gol pozisyonu dışında (kazım ve özer) mahalle maçı gibi bir maç izledik.

    fenerbahçe öyle bir kadro ile çıkmıştıki emre'nin olmayışı bize ortasaha üstünlüğü sağlamalıydı. tek forvet niang ve 15 metrekarede top oynayan alex'le fener gol arıyordu. niang'ın ikili mücadelelerde kendini sürekli yere bırakmasını yiyen fırat aydınus sayesinde ilk yarıda birkaç duran top dışında hiçbir şey yapamadılar. gerektiği gibi sert oynadık, yeri geldi sindirdik ama bizim hücumda ne yaptığımızı bilmez oyunumuz nedeniyle ilk yarıda 2yi bulamadık.

    dünkü futbola baktığımızda normal şartlarda fenerbahçenin 180 dakika gol atamaması lazım ama 2 gol yiyoruz ve bu beni çıldırtıyor artık. oyunun gidişatı belli.. fenerbahçenin gol atabilme şansı yalnıca duran top. aykut'un oyun planıyla siksen gol atamazlar. sen gidiyorsun tehlikeli bölgelerde sürekli faul yapıyorsun. ben bunu bir türlü anlamıyorum. bazı totemlerim vardır. mesela gereksiz yere faul yaparsan, topu kornere falan atarsan golü yersin. neill'in elle oynadığı pozisyon o kadar gereksizki. alex ortayı kesmeden önce yerimden kalktım. duramadım. ve tabii ki hakan balta'nın klasik adam kaçırışından golü yedik. zaten orada futbolcular için maç da bitti... fenerbahçe de bu maç kim gol atar diye sorsanız yüzde 99 alex der. fenerbahçe 1-1 yakalamış, morallenmiş, sen hala geride karşılıyorsun rakibi. sahada araya koşu yapacak adamları da yok. niang çıkmış, dia oynamıyor. kimden çekiniyorsun? galatasaray o kadar geri yaslandı ki maçı kaybedeceğimizi hissetmeye başladım. bir yan top ve 3 tane ayı gibi galatasarylı arasında (servet, gökhan ve cana) kafayı çıkıp alex vuruyor. bir allahın kulu da alex'e yakın oynamıyor ceza sahasında. başka kim gol atacak arkadaş? orada alex'e vurdurursan golü atar bu kadar basit.

    çok uzun oldu kusura bakmayın ama aylar belki yıllar sonra bir maç hakkında yazıyorum. çok üzgünüm sözlük. bu maç işallah yeni bir yapılanmanın başlangıcı olur. baros, stancu ve cuio hariç bütün yabancıları göndereceksin. net. gerek yok. balta, aydın, gökhan, barış, mustafa belki de arda gidecekler. galatasaray forması bu kadar ucuz değil. 27 yaşındayım hep o formayı giymenin hayaliyle büyüdüm. kısmet olmadı (bu arada iyi top oynarım, y
    tevazu etmem:)) bu şekilde bir oyun oynamalarına, vurdumduymaz hareketlere kimsenin hakkı yok.

    bir lafım da baros'a. fırat aydınus çok iyi bir maç yönetmedi belki de ama baros'un isyanı bence ona değildi. bir şekilde öfkesini, hırsını haftalardır hakemlerden çıkarıyor. dün ben müthiş istekli, güçlü bir baros izledim. aynı ilk geldiği sene gibi. hoş o zamanlar arkasında lincoln oynuyordu, arda 66 numaraydı. tek başına yobo ve lugano ile başa çıktı. ikili mücadelelerden hep galip çıktı. sırtı dönük top aldı, oyunu genişletti. koşular yaptı, diripling yaptı. ancak bir yere kadar arkadaş. o da bir insan. 3 senedir baros'u 2 stoperin kucağına bırakıyourz. hadi sen gol at diyoruz. atıyor da namussuz. ama yeter baros'a da yazık.
    son olarak da maçla alakalı, ah be hagi, ah be tugay. birine ikinci babam derim o kadar severim biri çocukluk kahramanım. ama efsanelerim siz kulübe de ne yaparsınız? 1-0 önde olan galatasaray bu kadar geri yaslanır mı? hem de kendi sahasında. teknik direktörlük de burada fark ettiriyor işte.
App Store'dan indirin Google Play'den alın