• 120
    biz başka maça gittik sanırım.

    maç sonu sadece 15 saniye küfür edildi denilen maçta, maçtan 1 saat öncesinden ışıl'a başlayan ana avrat küfürler, maç başlamadan hemen önce arşivlerinde ne kadar küfürlü tezahürat varsa söylemeleri, maç sırasında ara ara küfürler vs. bunlar hangi maçta oldu acaba? bugün son 15 saniye dışında küfür olmadı demek, ya oyuna çok konsantre olunmuş anlamına geliyor, ya da gözden kaçan bir çok şeyin olduğunu gösteriyor. zannediyorum ki gözden bir çok şey kaçmış, yoksa bugün koro halinde söylenen ağza alınmayacak küfürleri bir galatasaraylının es geçmesi imkansız. ayrıca bugün bu duruma karşın sadece bir anonsun olması da rezilliğin ta kendisidir, bizim maçta bunun yarısının bile belki söylendiği bir maçta 2 kere anons olduğunu hatırlarız.

    bir de yabancı oyuncuların derbi havası var elbette.

    o angel ve matovic ilk önce işlerini ahlaklarıyla yapsınlar, saha içinde nasıl davranacaklarını bilsinler, sonra kendi taraftarlarını havaya sokmakla uğraşabilirler. serinin ikinci maçında ve bu maçta olanlara bir bir şahit olduk. matovic yerinde durmayan, ortamı gerginleştirmek için uğraşan bir insan keza angel da öyle. biz bunun adına havaya sokmak diyorsak, evet iyi havaya sokuyorlar. ancak rakibine saygı duymayan, galibiyet yolunda her yola başvuran oyunculara bakıp da bizim oyuncularda problem bulmak, komik bir görüş.

    yalçın dümer konusuna kesinlikle katılıyorum bu arada.

    kötü oyun, galibiyeti getiremeyecek mücadele, ilk devre kötü hakemler, yerli rotasyonunun sıfıra yakın etkisi, savunmadan uzak bir oyun. tamika'dan sonra bizi galibiyete götüren bütün faktörlerden uzaktık bugün, sonucunda da şampiyonluk yolunda ağır bir darbe aldık. umutlar tamamen bitti mi, kesinlikle hayır. bu takım inancı bizlere çoktan aşıladı ancak ikinci maçtaki halin kazanılması gerekiyor, bir an evvel.

    bugün caferağa'nın sağ tarafında yaklaşık 30-40 galatasaraylı vardı, gelenlerin ayaklarına sağlık. bu takımın hiç bir yerde yalnız kalmaması çok güzel.
  • 122
    oradaydik;
    lacivertin ortasina girdik, gurur dolu, varligimizi kaybeden taraf uzerinden ifade etmeye yeltenmeden ama, inadina vakur, basina gelecek olani kabullenme noktasinda belki de biraz isyankar.

    ayri ayri olma planimiz vardi, bagimsiz, dikkatleri uzerimize cekmeden, sakin, enerjimizi bir yanimizdakiyle beraber buyutmeyerek, sessiz.

    halbuki islemedi plan, hem icice hem ayriydik, bir sirayi kapatmisti galatasarayli olanlar, kafa kaldirildiginda ise baska tanidik yuzler cikti karsimiza, ve hazirdik, son dakikaya onde girilse, bir sey deneyecektik, caferaganin kisisel tarihcesine yazilacak.
    olmadi..

    teknik konularda yetersizlik yuzunden yazmama prensibimi ceyhun hoca oyle zorladi ki dun aksam, 4. periyodun basindaki tugba tercihiyle, ve evet rotasyon mecburiyeti, eksik oyuncularin varligi.. lakin cozum uretebilecegimiz iddiasi bir butun yapmisti bizi dun orada, topyekun savasmaya geldik diye.

    ve seimone'a sordugumda, sampiyonluk kutlamamiza katilacaksin degil mi, kupayi kaldirirsak, kaldirdigimizda degil, kaldirdigimiz zaman cevabi; hadi ama o zaman..

    eksik bir baskanlik koltugu, art niyetli bir organizasyon, makyavelist bir rakip, cibiliyetsiz hakemler;
    hep bahaneler, kabul edilebilir hem de, fakat biz de artik kazanan taraf da olmak istiyoruz.
    yoruldum..
  • 5
    bu sezonun galatasaray spor kulübü için en önemli maçlarından biri diyeyim, gerisini siz tamamlayın.. 3 tarafı duvarla çevrili salon demeye bin şahit istenen bir yere tahminim kapasitesinin en az 2 katı seyirci alınacağı, son 2 maçtır abdi ipekçi'de gördüğümüz güvenlik önlemlerinin yarısının bile olmayacağı, başta kaptana olmak üzere takımımıza maç boyu ağza alınmayacak küfürler edileceği, yıllardır yapıldığı gibi yine her türlü pisliğin yapılacağı bir maç olacak..

    biraz teknik değerlendirme yapacak olursak, geçen maç anete'nin olmaması alan savunmasına karşı hücum etmelerini baya zorlaştırmıştı.. açıkçası ratgeber'in sutton-brown tercihinin nevriye'nin henüz hala tam olarak hazır olmamasından ve ilk maçı kazanmalarından dolayı 2. maçta onu biraz daha dengeli kullanma isteğinden olduğunu düşünüyorum.. büyük ihtimalle yarın yine yabancı kontenjanına takılan isim sutton-brown olacak.. bizse ilk maçta alan savunmasını bir türlü oturtamamış ve özellikle dışarı çıkan matovic'in yüzdeli oyunuyla direncimiz kırılmıştı.. ikinci maçsa özellikle kısalara da yaptığımız baskıyla, bunu çok daha iyi yaptık ve maçı kazandık.. 3. maçta da oyunun gidişatına göre savunma tercihlerimiz değişecektir.. ama asıl önemlisi takım içi yardımlaşma ve geçen maçı izledikten sonra, eğer ki ilk 2 maçta çok fazla yıpranan oyuncularımız yeteri kadar dinlenebildiyse bu konuda da bir endişem yok..

    rakipte angel çok önemli ama saha içinde çok disiplinsiz bir oyuncu.. oyundan çok çabuk kopabiliyor ve bir hücumda istediği pası alamadığı takdirde çok çabuk sinirlenip, bir sonraki hücumda saçmalayabiliyor.. geçen maç rakibin en çok sayı atan oyuncusu olmasına rağmen takım oyunundan çok kopuk bir görüntü içindeydi ki ratgeber'le yaşadığı tartışmanın temeli de buna dayanıyor.. onu birazcık oyundan kopartabilirsek avantajın bize geçeceğini düşünüyorum.. bizim içinse normal oyunumuz dışında en önemli şey sakin kalabilmemiz.. burada da en önemli görev ceyhun hoca'ya düşüyor..

    kolay değil yıllardan beri, 2008'de neredeyse tüm seneyi 6 kişilik rotasyonla geçirdiğimiz sezonu saymazsak, 11 senedir ilk kez bu kadar çok yaklaştık şampiyonluğa.. neyse ki takımımız her şeyin farkında.. son 2 maçta molalarda her 2 benche de bakınca bizim kızların nasıl inandığı, bu şampiyonluğu onlardan çok daha fazla istediğimiz net bir şekilde görülüyor.. türkler kulaklarını tıkayacak, yabancılar özellikle tamika takıma saha içinde liderlik yapacak, ceyhun hoca kenarda her türlü baskıya rağmen sakin kalacak ve bu maçı alnımızın akıyla alıp geleceğiz..
  • 123
    öncelikle şunu söylemeliyim ki iyi gün kötü gün taraftarı olmaz. taraftar olur. iyi günde kötü günde olur. birilerinin iyi günlerde coşup kötü günlerde klavye eskittiği yerler taraftar mecrasının uzak olduğu yerlerdir. düğünde eğlenmesini bildiğimiz gibi cenazede sessiz olmayıda biliriz.

    maça gelirsek,benim beklediğim senaryodan farklı bir maç olmadı. herkesin aksine ben gs'ın cuma günkü maçta kötü oynayacağını maçın başabaş gececeğini ama pazar günü kazanacağımızı söylüyordum. bunun bir çok etkeni var psikolojik fizyolojik bir çok etmeni içinde barındırıyor teorim. yoksa nevriye uzun bahar kısa ile olmuyor bu işler.

    tepkilerin hepsini anlayabiliyorum takım olarak bugün istemedik. yapılan 3 maç arasında en kötü oynadığımız maçtı. gs kadın basket takımı oyuncularının bir şekilde kavramak zorunda olduğu ama hala kavrayamadığı durum, fb kadar atamazsın, onları savunursan 70'in altında tutarsan kazanabilirsin maçı. bugün maçın başında şutlarımız girince takım birden defansı bıraktı. konsantrasyonlarında hep oynama vardı. sylvia dışarı veya yanlara kaçtığı zamanlar, içeri penetre edecek oyuncu konusunda sıkıntı yaşadık. bu yüzden işıl denedi bir kaç defa içeri penetre etmeyi. işıl haricinde bugün savunmaya konsantre olan oyuncumuz yoktu. tamika oyunun içindeydi ama hücum tercihleri kötüydü. bir kere şu takımın öğrenmesi gereken bir durum var. ribaunt canavarı bir oyuncun var. bu yüzden 3 lük veya dış atış atacaksan onun pota altına doğru hareketlendiğinden emin olmalısın.

    rotasyon konusunda serinin başından itibaren yanlışlıklar yaptık. bundan sonra da yanlışa devam etmek zorundayız. ama sylvia'sız nasıl oynarız bunun da planı yapılmalı. dün maç içinde 45 saniye yoktu hücum edemedik. tamika'nın potaya değmeyen üçlüğü ile bitti atağımız.

    kızlara hep söylediğimi buradan gene söylüyorum. biz pazar günü maça alacağız. kilit noktalar var. 1-oyundan zevk al 2- sakin kal -3-defans yap. ama en önemlisi mutluluk. oyundan zevk alamazsanız hiç birini yapamazsınız. mental rahatlığı sağlarsanız, oyundan zevk alırsanız kendinizi daha güçlü hissedersiniz daha çok iş yaparsınız. takımımızın bunun farkına varması lazım. salı günü ipekçi'deyim bunu biliyorum...
App Store'dan indirin Google Play'den alın