*

  • 51
    “14 senelik bu çile
    bitsin artık bu sene
    sen şampiyon olacaksın
    seni sevmeyen ölsün”
    diye ağıtlar yaktığımız dönemi benimle birlikte yaşamışlar bilir. o dönemde fener tribünlerinde bizim 14 sene ve beşiktaşın 15 sene şampiyon olamamamıza istinaden 14’ü sarı zemin üstüne kırmızı, 15’i siyah zemin üstüne beyaz olarak “bekleyemeyiz biz 14-15 sene” diye pankart açarlardı.
  • 53
    80-83 yıllarında kabataş erkek lisesi'nde okuyan bir galatasaraylı olarak yaşadığım üzücü durum. beşiktaşlıların kalesi
    olan bir lisede , hele de onların 16 yıl sonra yaşadıkları 1982 yılı şampiyonluklarını görünce daha da zoruma gitmişti.

    kazan birahanesinde bedava " siyah zeytin-beyaz peynir " dağıtmışlardı , biz de nemalanmıştık :)

    tek tesellim tarik hocic in ilk maçında, 1982 kupa finalinde fenere iki tane koymasını seyretmekti inönü stadında.

    https://www.youtube.com/...Qf-f_E-n0Y&t=26s
  • 54
    6-20 yaş aralığında içinde bulunduğum taraftar grubu..
    yeni jenerasyonlara çok mutsuz ve tahammül edilemez geliyor muhtemelen ama hiç ama hiç öyle değildi.
    tam olarak şunu gördük ve yaşadık: şampiyonluktan ve kupalardan arındırılsa bile galatasaray armasının ve topluluğunun bir ağırlığı, kalitesi ve mutluluk verici özelliği vardır. o şampiyonluksuz geçen uzun dönemde kalıcı başarı üzerine kafa patlatıldı, rasyonel ve sürdürülebilir yatırımlar yapıldı. ultraslan bile bir uzun bir proje ve kafa patlatma ürünüdür şimdi olmadık kişilerin elinde kalmış olsa bile.
    sabahın köründen kuyruğa girmek, salaş fakat samimi esnaf yerlerinden toplanıp bir şeyler yiyip içmek, şimdi akıldışı gelen mesafeleri grup olarak beraber yürümek, gündeme uygun konularda popüler şarkılardan besteler yapıp tribüne benimsetmek vs gibi şeyler yapılırdı. maçlarda o zaman spor yazarı olan metin oktay, doğan ( koloğlu) ağbi, yalçın granit gibi efsenelere rastlardın, beyoğlun’da galatasaray lisesi karşısında saygı duruşundaki baştan aşağı sarı-kırmızı giyinmiş efsane amigo, çiçek şevkiyi görürdün. ayı gökmen, garrincha öner, raşit, fatih, hosiç, piç arif, kaptan cüneyt gibi renkli futbolcular başarı olmasa da seyir olarak zevk verirdi.
    hepimizde futbolu bilirdik ve severdik, ne de olsa arsa da yetişmiştik, en olmadık ortamda bile 4 taş bir top bulsak bir minyatür kaleye geçilirdi hemen. sanırım galatasaray tutkusu ve futbol sevgisi içimizdeki o erkek çocuğu hep yaşatırdı. bir de sınıf, etnik, sosyal, ekonomik farklar önemsenmezdi, yok niteliğindeydi.

    fenerle rekabette şartlar çoğunlukla aleyhimizeydi. bir dönem stadımız yoktu, antreman tesisleri kötüydü. özelikle 12 eylül sonrası darbeci paşaların hepsi fenerliydi. ispanyada militarist franco’nun kayırılan real madridinin tıpa tıp iz düşümüydü fenetbahçe. ordunun savaş uçakları ile bonservisler yetiştirilir, fener başkan ve yöneticilerine devlet ihaleleri verilir, hakemlerin çoğu ordu çıkışlı olduğu için maçlardan sonra fenerli paşalarına gidip tekmil verirlerdi. emniyet, polis, vs hep onların yanındaydı.spor basınında geçmişi tekin olmayan erdoğan şenay çevresinde, milliyet gazetesi spor servisi merkezli fenerbahçe lobisi vardı. her hafta toplanırlardı erdoğan şenay tesislerinde gündemi belirlemek için. onun için doğru yanlış bilmem ama bu zorbalığından ve kayırılmasından ötürü hepimizin içinde bu hakedilmiş ve altı dolu kurumsal fener nefreti vardı. bu yazdıklarımın bu yaşta doğru mesaj vermediğinin farkındayım , tersini yazmak isterdim ama kurumsal olarak fenerden iğrenirim ve nefret ederim.
    ama fenerlilerle bugünkü gibi ayrışıp düşman olmamıştık, aynı tribünde maç seyredip karşılıklı atıştıktan/ küfürleştikten sonra hafta sonu beraber maçta yapar, eğlenirdik. sanırım insan ve kurumu ayrıştırabiliyorduk.
    neyse uzun oldu, hoşunuza giderse ara ara yazarım yine.
  • 55
    şansları futbolun o dönem şimdiki kadar profesyonel olmaması olan taraftarlardır. futbol ekonomisi o zamanlar 14 yıllık başarısızlığı kaldırabilirmiş. tabi yine o dönem metin oktay faktörünü de unutmamak lazım. bırakmış da olsa onun varlığı birçok çocuğu galatasaraylı yapmaya yetmiştir. ayrıca bu 14 seneyi fener ve beşiktaş paylaşacakken devreye trabzonspor girmiş ve tam 6 şampiyonluk kazanarak fbjk tayfasının taraftar sayısının artmasının önüne geçmiştir.

    onun için şimdi olsa kıyamet kopar eleştirisi doğru olsa da zaten futbolun gerçeği de hele ki türkiye'de bu. artık 14 yıl şampiyon olamayan 3 büyüklerden herhangi birinin bursaspor'a dönmemesi imkansız. o da zaten yok olmanın bir tik altı. şampiyonluğun kaçtığı her sezon gelirler daha da azalacak bu da beraberinde her sezon sıralamada daha aşağıda bulunmayı getirecektir. bugün 3 yıl şampiyon olamayan bir takım 4. sene şampiyonluğa oynayacak kadro bile kuramaz noktasına gelir.
  • 56
    74 dogumlu ve 7 yasinda galatasaray'i tutmaya baslayan biri olarak ucundan kendime yakistiriyorum bu sifati. mahalledeki tek galatasarayli da bendim. biraz inatciligin da etkisi var herhalde; tom & jerry 'de de israrla kediyi tutardim mesela (hala da icten ice tuttugum soylenebilir)

    guzel donemlerdi, ortaokulla birlikte maclara gitmeye basladim, rotariu ve tanju'yu bir arada canli izledim, kalli donemini canli izledim. okan'in ayaginin kirildigi trabzon macinda ve sonrasindaki roma macinda tribundeydim. hatta sevilla ile yapilan inonu'deki dostluk macinda maradona'yi bile canli izledim.

    simdi bakiyorum da cok guzel seyler yasatmis bu kulup. dilegim bizden sonrakilerin daha da guzellerini yasamalari...
  • 57
    şampiyonluksuz geçen yılların 14. sünü hatırladığım ve o büyük güne şahit olduğum için içinde bulunduğum taraftar sınıfıdır.
    hemen her jenerasyonun övüneceği bir şeyler çıkarıyor takımımız. 14 yıllık hasreti yaşayanlar, uefa sürecini yaşayanlar, imparatorun melonun drogbanın şınonun devrine yetişenler.. bu yüzdendir ki biz en büyüğüz. tek büyüğüz.
  • 60
    ömrü yettiyse takip eden 14 senede görülebilecek görülemeyecek herşeyi görmüş olan galatasaray taraftarı.

    --- alıntı ---

    8 lig şampiyonluğu
    4 türkiye kupası
    2 başbakanlık kupası
    5 cumhurbaşkanlığı kupası
    1 uefa kupası
    1 avrupa süper kupası
    1 şampiyon kulüpler kupası yarı finali
    1993'te şampiyonlar liginde adı konmamış bir çeyrek final(toplam 8 takımlı 2 grup)
    1 şampiyonlar liginde 2 gruptan çıkmalı çeyrek final

    --- alıntı ---

    (bkz: sabrın sonu selamet)
  • 62
    içinde fatih terim'in de bulunduğu taraftarlardır. kendisiyle kazandığımız başarıları gördükçe diyebiliriz ki galatasaray'dan umudunu kesmeyen nesil sayesinde bugünlere gelebildik.

    bizim jenerasyonlarda bu naif ümitvarlık zaten yok (21.yüzyılda da azalarak bitecek); hatta başarıdan başarıya koşulan dönemin içine doğdu çoğumuz ve (çoğu zaman haklı olarak) başarısızlıklara tahammül edemez bir profil çiziyoruz.

    ancak süper lig 2019-2020 sezonu’nda şampiyon olamayacağımızı düşünerek belirtmek isterim ki dünyanın sonu gelmiş olmayacak; yeter ki yönetim ve teknik direktör mantıklı kararlar çerçevesinde çalışmaya devam etsin, gene başarılara kavuşacağız. kısacası “sevinmek için sevmedik” sığlığında bir futbol romantizmine övgü dizmeye meyilli taraftarlıktan fazlasıdır bu.
  • 65
    2.5 yaşındaydım. babam kafa biraz kıyak bir şekilde eve gelmiş beni kaptığı gibi sokağa fırlamış. tabi o zamanlar mağazacılık falan yok. şampiyonluk şerefine işportadan gıcır gıcır yeni bayrak da almış. omuzlarında ben, elinde bayrakla sokaklarda turlamış durmuş. arkasından annem de fırlamış. kafa iyi bu adamın çocuğu düşürür, kaybeder diye. tabi bulamamış eve dönmüş.* her şampiyonluk anıları açıldığında annemin istisnasız aynı heyecan ve korkuyla anlattığı yaşadığım ilk şampiyonluk. o dönemi yaşayan taraftar grubu her ne kadar cefa çekmiş olsa da sonraki yıllarda kazanılan başarılarla avrupa fatihi ünvanına yakından tanıklık etmişlerdir.
  • 73
    büyük saygı duyarım ama bu kadar güçlü olduğumuz zamanlarda yaşamamış olan taraftarlardır.

    galatasaray bugün taraftarıyla, camiasıyla, medya gücüyle, ülkedeki yapısıyla 14 seneyi bırak 3-4 sene şampiyon olamayınca çok büyük homurdanmaların olduğu ve olması gereken bir kulüp.

    son 30-40 yılda iyiden iyiye winner bir camia olduk. kucağında 4 şampiyonluk 2 avrupa kupası ile doğan her 2 yılda bir şampiyon olan adamları vasata alıştıramazsın.
  • 74
    aralarında olmak istemeyeceğim taraftar grubudur. zaten bu "galatasaray'ın 14 sene şampiyon olamaması" durumu her sene şampiyonluğa oynamak zorunda olan galatasaray'ın bünyesine o kadar terstir ki, onu şaşılası, anormal, yüz yılda bir yaşanır kılan; buralarda o yıllara atfen başlıklar açılmasına vesile olan şey de bizatihi o tersliğin kendisidir. galatasaray'ın 14 sene şampiyonluk görememesi insanın köpeği ısırması gibidir. dolayısıyla o yılları yaşayanların sabrını takdirden önce kısmetsizliklerine üzülmek gerekir.

    ayrıca (bkz: ölümü gösterip sıtmaya razı etmek)
  • 75
    zamanında takımın başarısızlığına maruz kalmış taraftardır.

    şu an ise, fatih terim’in başarısızlığını gizlemek, başka takımların özel bir isim takma ihtiyacı duymadan yaptıkları “genç oyuncu transfer etme” işi dışında hiçbir altyapısı olmayan ya da bizlere sunulmayan, anlatılmayan, sözde 3 yıllık planlamaya kılıf uydurmak için de ara ara ortaya atılandır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın