1
****
bu yazinin yazilma tarihi aylar oncesi. aylardir ilgi alanimizin icinde, ne siyasetle ilgisi var ne de birilerine laf soylemeye calismakla. dogrudan spordaki sorunun temelini anlatmaya calisan bir yazi. bunu ilgi alanimizin disinda oldugunu bireysel olarak dusunuyorsaniz sozlugun kendisini de etkisizlestirmeye yonelik bir tutumdasiniz demektir. bunun ilgi alnimizin disinda mi icinde mi oldugunu yazarlarin karar vermesini talep ediyorum.
adem de biliyordu elmanin yasak oldugunu, ne havva'ya sekil olsun diye yapti ne de yilanin gazina geldi. o sadece inanmak istedigini dusunup sucu atacak baskasi olmasindan dolayi minnettardi. ve iste o kusursuz anda "somut seytan" dogdu.
o gun bu gundur insanlar yaptiklari suc ve hatalari hasiralti etmek icin bir bahane bulurlar. bazilari daha da ileri gider yaptiklari eylemi ustalikla gecistirip gercegin ustune bahaneyi serip, bahaneye de bir kisilik koyarlar: gizli gucler, kotu kader, orf-anane, 'onun-bunun yapmasi', allah/tanri/buddha/tengri/jesus..boyle istedi, paralel devlet... en sonunda is bunu ortaya cikarana suc atmakla guzel bir sarmala donusur. durumu cozme yetisine sahip seyirciler bu sahnenin yapmacikligindan midesi bulansa da -ki sayilari pek azdir- geri kalani gormek istedigini gorur, almak istedigi dersi alir, kolay bir izleyici refleksiyle dusunmeden kendisine sunulani midesine indirir.
bu tarihin tekrari oyunda en trajik sey ise seyircilerin kendisini juri ve hakim sanmasidir. eger oturdugunuz yerde bu oyunu seyrediyorsaniz bilmelisiniz ki karsinizda hem hakim, hem juri hem de cellatin kendisi vardir. siz sadece degistirilmis tarihe sahit olmaniz icin oradasinizdir. koreltilmis vicdaninizla bahaneleri kutsallastirmaniz ve bu infazi onaylamaniz icin.
yuhlasaniz da, alkislasaniz da yaptiginiz etki ayni. sonucta o salona geldiniz ve onlarin ihtiyaci olan yerdesiniz; sahnenin karsisinda. yapabileceginiz tek sey sahnenin arkasini gorebilecek kadar uzaklasmak, yuhalasaniz da, alkislasaniz da... bahanenin arkasindaki gercegi ancak bahaneden uzaklastikca gorursunuz. belki bu size bir sans verir.
- son 10 yilda turkiye'nin izledigi yolla sekillenen, spor, siyaset, ekonomi ve sosyal iletisimin de bulundugu her alani degistiren yeni anlayis/ algi duzeni.
bu yeni anlayisin en onemli aktorleri (ilgi alanimiza giren) aziz yildirim, recep tayyip erdogan gibi adamlarken en onemli mahsulleri ozelde fenerbahce, genelde turkiye'nin degisen vicdan yapisidir. bu yeni duzenin en onemli numarasi sizi taraf secmek zorunda birakmasidir. rakibi bile olsaniz aslinda ekmegine yag surersiniz. yapilmasi gereken tam anlamiyla 'taraf secme karsiti' olmaktir. cunku nefretle buyurler, rakibi belirli oldugu muddetce cephesini nereye koyacagini da bilir. siz birbirinizden nefret eder ayrisirsiniz, onlar ise cikar kumelerinin icine daha cok sey sigdirmakla mesgul olurlar.
sahnede size verileni bosverin. sahne arkasini gormeye bakin, makyajsiz hallerini. her sey bir iluzyon ve gercegi gormek icin kendimizi kandirmaktan vazgecmeye baslayabiliriz. once kendimizden kusku duymaya baslyarak, koselerimizi yontup daha yuvarlatarak. sonra ayni fikride olmasak da, ayni durtuyle, gercegi gorebilme istegiyle sahnenin arkasina gecebiliriz belki.
bu yazinin yazilma tarihi aylar oncesi. aylardir ilgi alanimizin icinde, ne siyasetle ilgisi var ne de birilerine laf soylemeye calismakla. dogrudan spordaki sorunun temelini anlatmaya calisan bir yazi. bunu ilgi alanimizin disinda oldugunu bireysel olarak dusunuyorsaniz sozlugun kendisini de etkisizlestirmeye yonelik bir tutumdasiniz demektir. bunun ilgi alnimizin disinda mi icinde mi oldugunu yazarlarin karar vermesini talep ediyorum.
adem de biliyordu elmanin yasak oldugunu, ne havva'ya sekil olsun diye yapti ne de yilanin gazina geldi. o sadece inanmak istedigini dusunup sucu atacak baskasi olmasindan dolayi minnettardi. ve iste o kusursuz anda "somut seytan" dogdu.
o gun bu gundur insanlar yaptiklari suc ve hatalari hasiralti etmek icin bir bahane bulurlar. bazilari daha da ileri gider yaptiklari eylemi ustalikla gecistirip gercegin ustune bahaneyi serip, bahaneye de bir kisilik koyarlar: gizli gucler, kotu kader, orf-anane, 'onun-bunun yapmasi', allah/tanri/buddha/tengri/jesus..boyle istedi, paralel devlet... en sonunda is bunu ortaya cikarana suc atmakla guzel bir sarmala donusur. durumu cozme yetisine sahip seyirciler bu sahnenin yapmacikligindan midesi bulansa da -ki sayilari pek azdir- geri kalani gormek istedigini gorur, almak istedigi dersi alir, kolay bir izleyici refleksiyle dusunmeden kendisine sunulani midesine indirir.
bu tarihin tekrari oyunda en trajik sey ise seyircilerin kendisini juri ve hakim sanmasidir. eger oturdugunuz yerde bu oyunu seyrediyorsaniz bilmelisiniz ki karsinizda hem hakim, hem juri hem de cellatin kendisi vardir. siz sadece degistirilmis tarihe sahit olmaniz icin oradasinizdir. koreltilmis vicdaninizla bahaneleri kutsallastirmaniz ve bu infazi onaylamaniz icin.
yuhlasaniz da, alkislasaniz da yaptiginiz etki ayni. sonucta o salona geldiniz ve onlarin ihtiyaci olan yerdesiniz; sahnenin karsisinda. yapabileceginiz tek sey sahnenin arkasini gorebilecek kadar uzaklasmak, yuhalasaniz da, alkislasaniz da... bahanenin arkasindaki gercegi ancak bahaneden uzaklastikca gorursunuz. belki bu size bir sans verir.
- son 10 yilda turkiye'nin izledigi yolla sekillenen, spor, siyaset, ekonomi ve sosyal iletisimin de bulundugu her alani degistiren yeni anlayis/ algi duzeni.
bu yeni anlayisin en onemli aktorleri (ilgi alanimiza giren) aziz yildirim, recep tayyip erdogan gibi adamlarken en onemli mahsulleri ozelde fenerbahce, genelde turkiye'nin degisen vicdan yapisidir. bu yeni duzenin en onemli numarasi sizi taraf secmek zorunda birakmasidir. rakibi bile olsaniz aslinda ekmegine yag surersiniz. yapilmasi gereken tam anlamiyla 'taraf secme karsiti' olmaktir. cunku nefretle buyurler, rakibi belirli oldugu muddetce cephesini nereye koyacagini da bilir. siz birbirinizden nefret eder ayrisirsiniz, onlar ise cikar kumelerinin icine daha cok sey sigdirmakla mesgul olurlar.
sahnede size verileni bosverin. sahne arkasini gormeye bakin, makyajsiz hallerini. her sey bir iluzyon ve gercegi gormek icin kendimizi kandirmaktan vazgecmeye baslayabiliriz. once kendimizden kusku duymaya baslyarak, koselerimizi yontup daha yuvarlatarak. sonra ayni fikride olmasak da, ayni durtuyle, gercegi gorebilme istegiyle sahnenin arkasina gecebiliriz belki.