3
bu basligi 25 subat 2014'te acmisim. ortada yeni turkiye soylemleri daha olusmadan once. daha sonra bunun ilgi alanimizin disinda oldugu da iddia edilmisti ancak bugunun tff'sinin ve spor adamlarinin aciklamalariyla ne kadar da icinde oldugu bir kez daha ispat edildi sanirim.
yeni turkiye duzenindeki en onemli sportif sorunu aciklayabilmek icin gecmise bakalim. eski roma'da glasyatorlerin onune handikaplar verilirken bunu yaninda avantajlar da sunulurdu. herkesin kendi yetenegi ve zaafiyetine gore bir zirhi ve buna gore dovus tarzi vardi. kazanani belirlemek gibi derdi yoktu otoritenin. izleyiciyi cekme amaci zaten her seyin olabilirligi.
gunumuz romasi amerika'ya bakalim. isin icinde para ve rant oldugu icin amerika sporu kontrol altinda tutarken bunu birinin on plana cikarmak icin degi, alt seviyedekinin uste yaklasabilmesi icin bunu yapar. kazanani dogru yatirim ve strateji belirler, otorite degil.
yeni turkiye duzeninde sporun anlami unutulmus durumda. spor = sport. good sport. spor basligi altinda fair play diye sacmalik cikartmak buyuk bir hataydi cunku sport'un anlami zaten fair play'dir. sporu baska bir anlama tasima, endustriyel sporun bir manevrasiydi. turkiye zaten kavram karmasasi yasayan bir toplum, haliyle etkisi daha da trajik oldu. yeni turkiye'nin en onemli sportif aktoru aziz yildirim bu yeni spor anlayisini tek sozle acikladi : mucadele etmek kazanmaktir.
adil bir dunyada bu soz, kazanmak mucadele etmektir olmaliydi. mucadele etmek kazanmak dediginiz anda mucadele icin her yolun mubah oldugu ortaya cikar. kendini kazanmayla dogrulama. iste yeni turkiye duzenin spor mottosu.
konu dagilmasin diye yaziyi kisa tutuyorum, yeni turkiye duzenin, yeni turkiye sporuna etkilerini ve bundan sonraki asamalari daha genis bir vakit yazarim.
saygilar
yeni turkiye duzenindeki en onemli sportif sorunu aciklayabilmek icin gecmise bakalim. eski roma'da glasyatorlerin onune handikaplar verilirken bunu yaninda avantajlar da sunulurdu. herkesin kendi yetenegi ve zaafiyetine gore bir zirhi ve buna gore dovus tarzi vardi. kazanani belirlemek gibi derdi yoktu otoritenin. izleyiciyi cekme amaci zaten her seyin olabilirligi.
gunumuz romasi amerika'ya bakalim. isin icinde para ve rant oldugu icin amerika sporu kontrol altinda tutarken bunu birinin on plana cikarmak icin degi, alt seviyedekinin uste yaklasabilmesi icin bunu yapar. kazanani dogru yatirim ve strateji belirler, otorite degil.
yeni turkiye duzeninde sporun anlami unutulmus durumda. spor = sport. good sport. spor basligi altinda fair play diye sacmalik cikartmak buyuk bir hataydi cunku sport'un anlami zaten fair play'dir. sporu baska bir anlama tasima, endustriyel sporun bir manevrasiydi. turkiye zaten kavram karmasasi yasayan bir toplum, haliyle etkisi daha da trajik oldu. yeni turkiye'nin en onemli sportif aktoru aziz yildirim bu yeni spor anlayisini tek sozle acikladi : mucadele etmek kazanmaktir.
adil bir dunyada bu soz, kazanmak mucadele etmektir olmaliydi. mucadele etmek kazanmak dediginiz anda mucadele icin her yolun mubah oldugu ortaya cikar. kendini kazanmayla dogrulama. iste yeni turkiye duzenin spor mottosu.
konu dagilmasin diye yaziyi kisa tutuyorum, yeni turkiye duzenin, yeni turkiye sporuna etkilerini ve bundan sonraki asamalari daha genis bir vakit yazarim.
saygilar