sevgili sözlük,
burada alanında uzman yazarlarca yazılanların okuyucuyu bilgilendirmek adına ne derece olumlu bir etki yaptığını gözlemliyoruz. ben de haddim olmayarak mesleğim gereği yayıncı kuruluş ve lig yayınlarının ekonomik olarak doğru yönetilmesi adına nasıl bir yol izlenmesi gerektiği hakkında bir kaç kelam etmek istiyorum.
bildiğiniz üzere beinsports 2016 yılı kasım ayında girdiği yayın ihalesini 500 milyon dolar + kdv ödeyerek 5 yıllığına kazanmıştı.
https://www.ntv.com.tr/...E529NDL02zG1bxPoT19g 2018 yılının şubat ayında gerçekleşen ihaleyle premier ligin yayın hakları ise sky sport ve bt sport (evet 2 ayrı kanal) tarafından toplamda 4,4 milyar sterlin karşılığında alındı ki bu ihale tüm maçları kapsamamaktaydı.
https://www.ntv.com.tr/...QkH-onDEuRY-XNLicO_Aburaya eklenebilecek la liga, bundesliga, seri a ve lig 1 gibi liglerin ihaleleri, ayrıca nba ve euroleuge yayın ihalelerini de ekleyebiliriz. tüm bu liglerin değer açısından ligimizin üstünde konumlandığı gerçeğini de göz ardı edemeyiz. o halde ne anlatmaya çalışıyoruz?
bir ligin kalitesi ligde boy gösteren oyuncu ve takımların değer, başarı ve performans verileriyle muhakkak ki doğru orantılıdır. fakat tüm bunlar iyi bile olsa doğru pazarlama stratejisi uygulanmazsa lig hak ettiği değeri görmeyebilir. doğru pazarlama stratejisi ile tali sebeplere rağmen (hakemler, şike iddiaları vs) ligin izlenilirliği arttırılabilir. dolayısıyla modern pazarlama araç ve stratejilerinin etkin kullanılmasıyla bile kötü bir lig merak uyandırabilir bir hale gelebilir.
türkiye'de eleştirilebilecek bir çok eksik olmasıyla beraber bunlardan ilki abonelik sistemine dayalı yayın mantığı bence en temel eleştiri noktalarından biri olmalı. örneğin premier lig yayıncısı skysports ya da nba yayıncısı espn ücretli bir platform değil, fakat platformlar üzerinden takip edilebiliyor.
2. soru beinsports türkiye ligini zarar ederek yayınlarken s sport 13 milyon sterlin vererek satın aldığı, bunun yanına f1, nba ya da moto gp gibi içerikleri eklediği halde nasıl zarar etmemekte? saran grubu tüm bu şartlarda s sport 2 isimli 2. kanalı nasıl açabilmekte?
ligin izleyicisi ne kadar artarsa ligin haber değeri de o denli artar. eğer ligi genele yayabilirseniz bu size reklam olarak geri döner. her ne kadar abonelik size bir kısıt getirse de kazanılabilecek parayı arttırmak için olmazsa olmaz cihetinde. dolayısıyla aynı anda hem abonelik gerektiren hem de genele yayılıp birden fazla platformdan takip edilebilecek bir kurguya gidildiğinde bu size ekstra bir gelir kaynağı sağlayabilir. bu ekstra, reklam birim fiyat ve bütçelerinin artışını beraberinde getirir. neden mi? çünkü yayının genele yayılabilmesiyle hedef kitle genişlerken kişi bazlı erişim artacak, bu da daha geniş bir kitlede daha doğru kişiye gidebilecek bir reklam imkanı sağlayacaktır. dolayısıyla reklam-veren çeşitliliği artarken, elde olan birim fiyatların artmasına sebep olacaktır.
örneğin s sport tüm platformlarda yayın yapan fakat karasal frekanslarda yayını bulunmayan bir kanal, yani bir üyelik gerektiriyor. fakat hangi platform üyesi olursanız olun s sport'un yayınlarını takip edebiliyorsunuz. dolayısıyla tüm platformlar s sport üzerinden para kazanabilirken s sport da her platformdan ayrı para kazanabiliyor. böylelikle sağlıklı ve çok taraflı bir ekonomik döngü sağlayabiliyorlar.
o yüzden fenerbahçe galatasaray maçı ile aynı saatte oynanan liverpool chelsea maçı türkiye'de daha çok konuşulup, daha çok haber olabiliyor. buna örnek olarak hasan ali kaldırım'ın kırmızı kart gördüğü anda muhammed salah attığı muhteşem golün aynı dakikalara denk gelişini ve salah'ın golünün nasıl konuşulduğunu gösterebiliriz.
ekran tarafını böylece toparladıktan sonra tribün dolulukları konuşulmalı. burası üç başlıkta anlatılabilir;
1) ülkenin ekonomik gerçeklerinden uzak fiyat politikalarıyla satılmaya çalışılan biletler olduğu sürece tribünlerimizi dolduramayız. şehir takımı tribünleri yok olursa yerelde de genelde de futbol gelişmez.
2) sürekli küfür edilen bir tribün olduğu sürece yeni nesilleri kız erkek demeden tribünlere çekemeyiz.
3) boş tribünlere oynanan bir maçı tv'de de satılabilir bir yayın olarak sunmak imkansıza yakındır.
bundan sonra devreye ligi pazarlayacak tali akıl devreye girmeli. tabi ki sosyal medya! bugün türkiye süper liginin her hangi bir sosyal platformda (instagram, twitter, facebook, youtube) resmi bir hesabı yok. konvansiyonel medyanın dijital karşısında zayıfladığı bu dönemde yüz milyon dolarlar fiyat biçilen bir ligin dijital mecralarda temsiliyetinin olmaması ligin pazarlama alanlarını kısıtlamakta. bu da muhtemel gelir kapılarından birinin tamamen kapalı olması demek. peki bu lig para kazanmak istemiyor mu?
aslında temel sorumuz bu?
not : bir diğer büyük gelir kaynağı ise bahis, bu yılla birlikte buradaki gelişmeleri izleyeceğiz. o yüzden bu konuyu detaylandırmadım.