• 1701
    yeniden gündeme gelmesi iki şarta bağlı olan konu:

    1) galatasaray'ın başarılı olması
    2) galatasaray kadrosunda güvenilir türk oyuncu sıkıntısı olması

    bir süredir bu konu konuşulmuyor çünkü çok başarılı değiliz, bunun yanında ilk onbirimizde sabit 2 türk oyuncumuz (serdar - ozan) var (yani, vardı), ve altyapımızda gelecek vaadeden gençlerimiz mevcut.

    serdar ile yolları ayırıyoruz, bir değişiklik olmazsa. ozan ile ilgili de ciddi dedikodular var. bu şartlarda, yerlerini nasıl dolduracağımıza ve ikinci yarıdaki performansımıza bağlı olarak rıdvan dilmen'in tüm sinsiliği ile konuyu yeniden gündeme getirmesi, tüm spor kanallarının geviş getire getire bu konuyu konuşması, devlet bahçeli'nin maç kadrolarına bakarak yapacağı dopdolu yorumlar, lucescu'nun engin deneyimlerine dayanan beyanatları ile ortalığı karıştırması beklentilerim dahilindedir.
  • 1702
    son günlerde; fenerbahçe'nin sadık, yasin öztekin, emre kılınç beşiktaş'ın burak yılmaz, onur kıvrak ve mustafa akbaş gibi normal şartlarda direk ilk onbir oynayamayacak ( sadece burak'ı ayrı tutabilirim) futbolcularla ciddi şekilde ilgilendiğini hatta teklif yaptığını okuyunca, hızla gelen bir yabancı futbolcu sınırlaması olacağını düşünüyorum. inşallah absürd bi zamanda uygulamaya koyularak yine galatasaray'ı zor durumda bırakmaya kalkışmazlar.
  • 1703
    başakşehir'in avrupa kupasına gitme ihtimali olan dönemde gelme ihtimalinin çok düşük olduğunu düşünüyorum çünkü yerli futbolcu havuzu en dar olan kulüplerden biri, bunun yanında bizim altyapımızdan çıkma futbolcumuza en az 7,5 milyon euro nakit verileceği haberlere düşmüşken başta başakşehir olmak üzere diğer kulüpler de bu sınırın tekrar gündeme gelmemesi için yoğun baskı yaparlar. fenerbahçe ve beşiktaş ikilisinin türk futbolculara yönelmesinde iki ana sebep var; birincisi yabancı futbolcu parasını alamadığı anda sözleşmelerin kalplere atılmadığını kanıtlayıp gidiyor, ikincisi ise parasını tıkır tıkır alan ama kadroya giremeyen yabancı futbolcuya mobbing işlemiyor. o yüzden şuanda boşta olan veya takımdan ayrılma ihtimali olan futbolculara saldırmış durumdalar.
  • 1704
    koç ve orman yabancı sınırı için çalışma yapıyorlarsa büyük hata yaparlar. ekonomik durum ve iyi bir takım için bu sınırı aşağıya çekmemek zorundalar. yapmaları gereken uygun ve genç yabancı oyuncuları bulabilmek, tıpkı anadolu takımlarının yaptığı gibi. bu oyuncuları bulup, vitrine çıkarmak ve satmak. ucuz fiyatla oyuncularla anlaşma, onları daha sonra avrupa ve arap yarım adası ülkelerine satmak. diğer türlü yabancı oyuncu sınırını daraltmak kendi ayaklarına sıkmak anlamına gelir. rekabet ortamını artırarak yerli oyuncuların kalitesini yükselmesine sebep olan avrupa da pazar alanına açmış olan yabancı sayısının serbest kalmasını desteklemek zorundalar. oyuncu havuzunu daraltmamalı, tam tersine genişletmeliler. eğer bu yönde bir eğilim gösterirlerse bu insanların iş adamlığından bile şüphe ederim.
  • 1705
    bizim için acil bir sorun olduğunu düşünmüyorum.

    kısa vadede en fazla 8'e düşecektir ki şu anda ilk on birde oynayabilecek kalitede 3 yerlimiz var * * *. orta vadede sadece bir tane iyi yerli transferi ve muslera'nın türkiye vatandaşlığı almasıyla bertaraf edilebilir ki 2000 jenerasyonundan hiçbir oyuncunun rotasyona giremediğini varsayıyorum. uzun vadede lig kalitesinin taban yapmasıyla tekrar yükselecektir zaten.

    başakşehir dahil tepe takımlar içinde en hazır durumda olan biziz yani bu duruma. mustafa akbaşlara, ozan tufanlara falan panikle saldırmayız umarım.
  • 1707
    fenerin bu kötü gidişatı dolayısıyla önümüzdeki sezondan itibaren uygulansa bile şaşırmam. üstelik biz şampiyon olursak garanti bile diyebilirim. ancak bu sınırlamanın gelmesi başakşehiri de fena vurur, dolayısıyla onların mı yoksa fenerin mi lobisi kuvvetli göreceğiz. biz iki tarafın da dışındayız maalesef, ellerinde olsa herkese serbest galatasaray'a sınırlı der bu haysiyetsizler. ayrıca tekrar tekrar vurgulamakta fayda var, şu anda da hiçbir kulübün tüm kadrosunu yerlilerden kurmasına mani bi durum yok!
  • 1708
    son zamanlardan diğer büyük kulüplerin yönelimlerinden vesaire, tekrar gündeme gelebileceği konuşulan kısır bir kısıt.

    öncelikle, sonuna kadar yabancı oyuncu sayısındaki kısıta karşı olan biri olarak, mevcut kriter ve kuralların işlevsel olmadığını ve yenilenmesi gerektiğini düşündüğümü söyleyeyim. meseleye kendi kulübüm açısından baktığımı ve pasaport konusunda ise mutlak bir serbestlikten yana olduğumu da.

    gerçi duruma nereden baktığınızla da alakalı bir durum sanırım bu. taraftar olarak sahada güzel futbol görmek istiyoruz. "iyi futbol iyi futbolcularla oynanır," kisvesi altından takındığımız tavır pek de yanlış sayılmaz. çünkü kısıtta, zorlama var. zorla güzellik olmayacağı, baskının sonunun selamet olmadığını sanırım herkes biliyor. şu anda sanırım bu sayıyı önümüze koyan projenin kriterlerinin neler olduğunu, hangilerinin uygulanıp hangilerinin uygulanmadığını projenin mimarlarından fatih terim de bilmiyordur. bu bizim ülkece en büyük hatamız sanırım. ortaya bir fikir koyarız ama ortaya koyduğumuz fikrin uygulamasında yeterince arkasında durmayız.

    mevcut kuralın hangi yönde revize edilmesi gerektiğini konuşuruz ama ben, bu yazıda daha çok mevcut kuraldan, daha sınırlı bir yabancı oyuncu sayısına geçiş düşüncesinin ardındaki meseleyi konuşmak istiyorum.

    federasyon ve kulüplerin bu konudaki tutumları, teveccühleri ve düşünceleri hakkındaki duruma geliriz. öncelikle, hükümet kanadında, bu konunun gün be gün daha fazla konuşulduğunu bildiğimi söyleyeyim. çok doğaldır bu haliyle. özellikle içinde bulunduğumuz ekonomik süreci göz önüne aldığımızda. tabii bu düşüncenin gelişmesi ve güçlenmesinde birçok neden ve nedenlerin doğurduğu sonuçlardan doğan daha fazla neden var.

    meselenin özünde ekonomi olduğu herkesçe malumdur herhalde. ekonomiden bahsederken de, aslında, ülkede üretilen parasal kaynağın yurtdışına çıkışını azaltmak. yabancı oyuncu yurtdışından geldiğine göre, ülkeden, kulüpler eliyle yurtdışına illaki bir kaynak çıkışı olacak. (yurtiçindeki yabancı oyuncu transferlerine sonra değineceğiz. ama yurtiçine gelmeleri de yine bir kaynak çıkışıyla olduğunu ekleyelim.) bu kaynak çıkışı, iki yollu bir çıkış.

    1. bonservis yoluyla, yurtdışındaki kulüplere ve menecerlere akan kaynak.
    2. yabancı oyunculara maaş yoluyla verilen kaynak.

    yani mesele, yurtdışına parasal kaynak çıkışını azaltıp, ülkeye yurtdışına oyuncu transferi ile döviz sokmakta yatıyor. bu durum, son zamanlarda, yine ekonomik durumun da etkisiyle, akademilerden çıkan genç oyuncuların başarılı olması ve ülkeye ve kulüplerine kazandırarak yurtdışına transfer olabilme ihtimalleriyle daha da güçlendi. “ee? bu çocuklar oynayabiliyorsa, bu yabancı fazlalığına ne gerek var?” gibi düşünce var. buradaki sıkıntıya sonra değiniriz. aslında çokça değinildi, değinmeye gerek bile yok. şimdilik para konuşmaya devam edelim.

    ülkeye giren dövizin kolay kolay dışarı çıkması da istenmiyor. kulüpler arasında dönüp durması oldukça cazip. çünkü kaynak el değiştirse de ülkeden çıkmıyor. diyelim yabancı sınırı geldi. ozan kabak veya aldülkadir ömür yurtdışına transfer oldu. kulüpler, yerini yerli (daha doğrusu türk statüsündeki) oyuncu ile doldurmak zorunda. bunu ya öz kaynağından karşılayacak ya süper ligin diğer ekiplerinden karşılayacak ya da gurbetçi havuzundan karşılayacak. anlaşılacağı üzere, asıl havuz yine ülke içinde. ama gurbetçi transferi yapıldığında da ülkeden kaynak çıkışı oluyor. gerçi bu o kadar da önemli sayılmaz. çıkış var ama görece tolere edilebilir.

    bunun birkaç nedeni var:
    1. son zamanlarda gurbetçi oyuncu transferinin azalması bir neden olarak görülüyor. öz kaynağın değerinin anlaşıldığı gibi bir düşünce söz konusu.
    2. gurbetçi oyuncuların, futboldan kazandıkları parayı, türkiye’de değerlendirme ihtimali, yabancı oyunculara göre daha yüksek.

    buradan hemen bir başka konuya ama ilgili bir konuya atlayalım. denilebilir ki, mesele kaynak yaratmaksa, genç yabancı transferi yapılıp yurtdışına daha iyi ücret karşılığı satılabilir. ama yabancı oyuncunun türkiye’de kazandığı parayı, yine türkiye’de harcaması düşük çok düşük bir ihtimal.

    kariyer sonlarını düşünelim. bir türk futbolcu, birikimlerini türkiye’de değerlendirir. bir gurbetçi, daha düşük bir oranla, yine türkiye’de değerlendirebiir. ama yabancı bir futbolcu, çok çok düşük bir oranla türkiye’yi düşünür.

    buradan, akademi’den çıkan genç oyuncuların değerlenmesi ve yurtdışına çıkma meselesine gelelim. yurtdışında kazandıkları parayı, türkiye’ye getirme ihtimalleri hayli yüksektir.

    kısacası, duruma hükümet tarafından ve para bakımından bakıldığında, yabancı oyuncu sınırı getirilmesi işlerine geliyor gibi duruyor.

    türkiye’ye futboldan giren asıl dövizin şampiyonlar ligi’nden olduğunu not edelim. ama süper lig’in şampiyonunun ve ikincisinin oraya gittiğini ve bu kaynağın her halükarda ülkeye girdiğini düşünenler yok değil. süper lig’in bu hakkının elinden kayabileceği ihtimali ve bu arenadaki başarı ise pek mühimmiş gibi de durmuyor çoğu kişiye göre.

    yani kısa vadede, hükümet kanadında, yabancı oyuncu sınırı, en itibarlı seçenek.

    elbette, bu düşüncenin içinde pek çok alengirli ve sakıncalı konu var. sorulması gereken de birçok soru. sözgelimi:
    1. öz kaynağa dönüşün nedeni nedir?
    2. öz kaynağın değerlenmesinin nedeni nedir? yabancı sınırı akademi oyuncuların değerlenmesini mi sağlanmıştır, yoksa daha çok gencin gelmesinin önünde bir engel midir? sadece yerli futbolcular ile rekabetçilik sağlanabilir mi?
    3. gurbetçi oyuncu transferindeki azalma neyin bir sonucudur?
    4. kısa vadeli mi düşünmek gerekir, yoksa uzun vadeli mi? türkiye’deki futbol ekonomisi nasıl daha çok büyür ve bu ekonomiden üretilecek kaynağın esas parçasını türkiye nasıl alır? yabancı oyuncu sınırı getirildiğinde, türkiye’de futbol markası değerlenebilir mi?

    falan filan... ve daha birçok sorulası ve cevaplaması gereken soru...

    federasyonu geçiyorum. pek bir rolünün olacağını da düşünmüyorum. o yüzden kulüpler kanadına atlıyorum.

    öncelikle yabancı oyuncu sayısının fazla olması, her kulübün işine geliyor. özellikle anadolu kulüpleri dediğimiz takımların hayli hayli işine geliyor. bugün, çok iyi, en azından öncesine göre görece iyi birçok takım var. düşük maliyetle, rekabetçi takımlar kurabiliyorlar. bu rekabetçi takımlar içinde, futbolcuların daha çok parladığı herhalde herkesin malumu.

    yabancı oyuncu sayısı işine gelmeyen aslında büyük kulüpler dediğimiz galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş. burada galatasaray’ı bir kenara koyuyorum izninizle. bunca, ekonomik çarpışıklığa rağmen galatasaray hâlâ ve hâlâ avrupa’da başarı istiyor. çıkışın orada olduğunu biliyor. avrupa’da başarı için de, iyi oyunculara ihtiyacı olduğunu biliyor. iyi oyuncunun da pasaportu ve yaşı olmadığını herhalde herkes biliyor.

    diğer yandan beşiktaş ile fenerbahçe’nin durumu farklı. çok net bir şekilde sınır getirilmesi taraftarı oldukları görülüyor. neden?

    çok açık... sınır gelirse, onların yararına olur. bir kere rekabetçilikleri artacak anadolu kulüplerine karşı. yabancı oyuncu sayısı fazlayken, herkes iyi takım kurabilme şansına sahip. ama havuzu daraltırsanız, büyük kulüplerin iyi takım kurma ihtimali hayli artmaya başlıyor. üstelik, bunu görece daha az bir kaynakla yapabileceklerine inanıyorlar. ya da, öz kaynaklarından gelen futbolcuların, düzey olarak daha altta mücadele etmelerini, böylece başarılı olma ihtimalini artırıyorlar.

    yani kulüpler bazında kural revizyonunun daralma yönünde olması halinde üç taraflı bir etkilenme söz konusu olacak gibi.
    1. kısa vadede etkilenmeyecekler. trabzonspor ve bursaspor gibi.
    2. kısa vadede avantaj sağlayacaklar. beşiktaş ve fenerbahçe gibi.
    3. kısa vadede dezavantajlı olacaklar. galatasaray, kasımpaşa, yeni malatyaspor, göztepe vesaire gibi.

    galatasaray’ı dezavantajlı bölüme ekledim. ama aslında etkilenmeyebilir de. en azından orta vadede etkilenmez ve hatta avantaj bile sağlayabilir. bugüne ve avrupa’ya göre değil, süper ligdeki rakiplerine göre.

    ha bir tanede ne olacağını kestiremediğim takım var. adı ise malumdur ki başakşehir bu kulübün. gelinen bu noktada, en iyi yerli transferini yapamayacaklarını kim söyleyebilir? üstelik, bu transferleri yaparak, gelecek olan yabancı sınırında, şampiyonluk şansları da, en azından sezon başlarında hayli artar.

    uzun vadede, türk futbolunun her bir tarafına dezavantaj olduğunu herhalde herkes tarafından biliyordur. değil mi? öyledir. pekala uzun vadede avrupa'da başarı isteniyorsa...

    revizyon yapılması taraftarı olduğumu söylemiştim. gelelim oraya.

    ilk iş, proje açıkladığı ilk günkü kriterleriyle uygulanmaya başlanmalı. şu yerli teşviği ve havuz muhabbetinden bahsediyorum. ki uygulamaya alınan o proje de eksik bir projeydi bana göre.

    bence, yabancı oyuncu ile ülke içinden transfer ettiğiniz türk oyuncu arasında hiçbir fark yok. 14 türk ve 14 yabancı ile oluşturduğunuz geniş kadro fazla geniş. bu 28 oyuncunun sınırlandırılması lazım. eğer türk futbolcunun yetişmesini istiyorsanız. bu haliyle, çoğu takımda kadrolara girebilmiş genç oyuncuların oynaması için fırsat gelmiyor. isteseniz de gelmiyor.

    daha fazla uzatmak istemiyorum. sonuç olarak, naçizane görüşüm, kadroyu pasaporta bakılmaksızın daraltmak ve teşvik sistemine geçmek.

    falan filan...
  • 1709
    fenerbahçe’nin sadık çifpınar ve muhtemelen serdar aziz-tolgay transferlerini göz önüne alınca önümüzdeki yıldan itibaren 6-7 oyuncu(ilk 11’de) ile sınırlandırılacağı açık ve net belli olan türk futbolunun eski kanseri.

    hele ki bu devre arasında 1-2 yabancı oyuncu alıp bir de üstüne şampiyon olursak makas iyice açılacağı için sınırı getirip galatasaray’ın önünü kesmeye kalkacaklardır. daha önceki 5+0+3 gibi aptal formüller de galatasaray’ın seneler sürecek dominasyonu öngörülerek yapılmıştı. federasyon artık bu lige temiz bir reset atmak istiyor, çünkü anadolu kulüpleri güçlendi, türk futbolcular eskisi gibi sevr antlaşmasından beter kontratlar* alamıyorlar, fenerbahçe ise batıyor senelerdir şampiyon olamıyor ve taraftarı bıkmış vaziyette.

    o yüzden fenerbahçelerini kurtarmak, galatasaray’ı mali açıdan sıkıntıya sokmak(mevcut yabancıların çoğunu göndermek ve yerlerini hızlıca yerlilerle doldurmak kolay değil) için sınır getirecekleri aşikar. yoksa şu şekilde devam etse daha 5-10 sene fenerbahçeleri doğrulamaz.

    işte bu nedenle ozan kabak‘ı galatasaray’da 2-3 sene daha oynamaya ikna edip(gönlünü hoş tutmak için de bu seferlik 20 milyon euro serbest kalma maddesi koyalım) onu kazandığımız gibi yunus akgün‘ü ve atalay babacan’ı da ufak ufak takıma adapte etmeliyiz. devre arasında alacağımız stoperi de kiralık olarak alıp, sezon sonunda alanyaspor’da kiralık oynayan merih’i kadroya katmamız gerektiğini düşünüyorum. böylelikle ozan-yunus-atalay-merih gibi bir yerli rotasyonumuz olur ve çevrelerine tecrübeli yabancılar serpiştirerek dengeli bir takım haline gelebiliriz. aksi halde 2013-2014 sezonundaki gibi önümüz kesilir. o sene bu maç hangi yabancı tribüne oturacak diye düşünüyorduk sabriler umut gündoğanlardan medet ummaya başlamıştık. planımızı şimdiden yapmalıyız.

    yine de bu ülkenin en iyi teknik direktörü bizimle,
    allah kerim fatih terim.

    edit:fenerbahçe örneğinin doğru olmasının bir diğer sebebi de sezon sonu 8 adet yabancı oyuncularının sözleşmesinin bitiyor olması. kiralık ayew, slimani, benzia başta olmak üzere roman, skertel, valbuena, soldado, aatıf’ın sözleşmeleri sona eriyor.
  • 1710
    aslında sabit kalması halinde öylesine güzel bir lig olmaya doğru gideceğiz ki, her takım artık güçleniyor. şampiyonluk belki de artık 5-6 takım arasında geçecek. ligimiz kaliteli bir lig olacak. ama eminim ki bu güzel giden çark bozulacak.

    not. aslında öylesine faydalı bir oluşum ki, yabancı futbolcuları ucuza alıp, yurtdışına pahalıya satmaya başladık. ve ülkeye döviz girdisi yaparak ülke ekonomisine büyük katkı yapılıyor. bunu değiştirmek isteyenler bunu da düşünmeli. değiştirme düşünüldüğü an cumhurbaşkanımıza bu konuda twit atmak gerek.
  • 1714
    en çok anadolu kulüplerinin karşı çıkacağı uygulamadır. canlarına minnet değildir şahsımca. hükümete karşı gelmemek adına sözde kabul eder görünseler de bu serbestlik sayesinde artık herkes herkese futbol anlamında kafa tutabiliyor oldu ve güçler dengelendi. anadolu kulüpleri ilk 5'i zorlar oldular. üstüne avrupaya gitmek istediklerine dair teknik direktörlerden basına yansıyan sözler duyuyoruz. ayrıca hiçbir takım sırf türk diye oyunculara fazla para vermek istemez. olası bir sınırı isteyecek takımlar sıralıdır: fenerbahçe, beşiktaş, trabzonspor.
    fbjk kardeşler galatasaray makası açmasın diye ve zaten içerisinde bulundukları rezil durum yüzünden, trabzonspor ise kaliteli altyapısını zaten serbestliğe rağmen kullandığı için isteyecektir.

    türk futbolunun başına gelmiş en büyük felakettir bu sınır. umarım böyle bir rezillikle bir daha karşılaşmayız.
  • 1716
    yabancı sınırı geri gelmez. 14 yabancı çok bunu biraz düşürelim diyebilirler ama bu sayi 10 olur en kötü. daha yeni bjk bir stoper aldı ve 3.5 yıllık anlaşmadan bahsediyorlar. türk futbolunu kurtaracak olan olay hem yabanci oyuncu hem de türk oyuncuların kazandıkları paranın düşmesi olayıdır. türkler az kazandığı için avrupa da iş arayacaklar, yabanci sayısı fazla olunca da bir iki sağlam transfer dışında ucuz maliyetli yabancıları parlatma işine yonelecegiz. yabancı sınırı olsaydı ya da ciddi bir düşüş beklenseydi ne biz serdarı yollayabilirdik ne de fener sadik'i o kadar ucuza alabilirdi. malatya çok daha önceden sözleşmesini fazla para vererek uzatırdı. sonuçta futbol dünyasında ne konuşulduğunu herkes bilir.
  • 1717
    an itibariyle 3 hakkımızın kaldığı kontenjan. ikisi de forvet olsa. orta saha kanat vs için yapılacak hamleler mecburen yerli olacak. onlar için de para harcamaya gerek göreceğimiz bir yetenek halihazırda yok. o zaman yapılması gereken şey net. yabancı futbolcu satmak. mariano'nun flamengo transferiyle alakalı yeni gelişmeler var diye biliyorum. maicon'da yaprak kımıldamıyor. belhanda'nın transfer gündemi medcezir gibi. fernando psg olayı olmayacak duaya amin demekten öteye gitmez.

    sözün özü, boşa koysak dolmuyor, doluya koysak almıyor. allah yardımcımız olsun.

    düzeltme: flying dutchman uyardı. 3 yabancı hakkımız kalmış. sağolsun.
  • 1719
    ozan ilk 11 e monte edilene kadar dillendirilen, ozan 11 oynamaya başlayınca bir anda kesilen, ozan'ın transferi sonrası ilk maçta medyanın kaşarları tarafından tekrar gündem haline getirilen sorun(!).
    nasıl gülmeden yorum yapabiliyorsunuz ya?
    evin yaramaz çocuğu yaramazlık yapar da anne terliği yiyince iki üç dakika susar, bakar annesi sakinleşti tekrar başlar yaramazlığa, aha aynı durum. sopayı* yiyince ağzını açamayan bu kaşarlar baktılar anne sakinleşiyor* başladılar hemen yaramazlığa.
    hahaha ciddiye dahi almakta güçlük çekiyorum.
  • 1721
    alt yapımızın iyi olduğunu düşündükleri için şu an ne yapacaklarını bilemiyorlar. muhtemelen düşürülmesi gündeme gelecektir. fakat hepimiz görüyoruz ki türk oyuncusunun oynaması için böyle bir şart yok. iyi olan her şarta oynuyor. üstelik bu sınır olmadığı için yurt dışına belki de tarihimizde ilk kez bu kadar çok futbolcu gönderir olduk. ülkede nedense hep bir şeyleri değiştirme düşüncesindeyiz. sistemler tam oturuyor, yok olmadı değiştirelim diyoruz. istikrarın olmadığı hiçbir düzende başarı beklenmez.
  • 1722
    kadromuzdaki güncel sayısı 12'dir. 2 yabancı oyuncu daha aldığımız takdirde ilk 11'de 11 yabancı ile oynayacağız. gelecek 2. forvet de yedeklerde olacak. dolayısıyla linnes ve donk da kadro dışı kalmış olacak. hoca serdarı affederse maicon'u taca çıkarabiliriz belki. ya da gelecek forvetlerden birisi türk olursa. donk dışında düzgün yedek orta sahamız yok. keza linnes ilk 11'i hak ederken nasıl kadro dışı bırakacağız? bırakırsak sağ beki kim yedekleyecek? 2 senedir top oynamayan sol bek emre mi? valla hocanın da yönetimin de işi çok zor. inşallah en doğru kararı verirler.
  • 1724
    eren derdiyok ve serdar aziz'i kadro dışı bırakanların planını yaptığını düşündüğüm durum. kararın doğruluğunu ya da yanlışını tartışmıyorum. o kararı alan hocadır.

    zaten plan semih kaya oldu, belli ki bir plan yapmışız. planların tutup tutmayacağını ise zaman gösterecek.

    bunun dışında kısa süre içinde ilk onbire türk oyuncu koyulması zorunluluğu bekliyorum. malum ilk onbirimizi zorlayacak kalitede bir türk oyuncumuz yok.

    emre akbaba iyileşince o olabilir. onun dışında ciddi şekilde eksiğiz.

    ozan kabak ve serdar aziz gidince bu konuda sıkıntı yaşayabiliriz, kural bu şekilde değişirse.

    eğer toplam sayı düşecek olur da ilk onbirde sıkıntı olmazsa pek sıkıntı yaşamayız.

    bu sebeple 8+3 gibi saçma sapan bir kural gelmesini bekliyorum.

    beşiktaş'ta ilk onbire dorukhan, gökhan, caner, oğuzhan, tolgay, burak gibi fener'de hasan ali, harun, berke, sadık, mehmet topal, ekici, barış gibi adaylar var ilk onbire yazılabilecek.

    ben buradan bir pislik bekliyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın