• 55
    ilgimizin * artmaması gereken spor dalı.

    neden mi? ilgimiz arttığında buradan rant devşirmeye başlayanlar peydah olacak.

    guidetti gibi duayen artık bizden biri olmuş hocayı beğenmeyenler olacak.

    kızların kılık kıyafetine, yaşantısına tavrına kulp takanlar olacak.

    müteahhitler kulüp ve federasyon başkanlıkları için birbiriyle yarışacak.

    her sporun hıncal uluç ulema tabakası oluştuğu gibi smaçlara, bloklara, manşetlere, servislere kulp takılacak.

    voleybolun neden başarılı olduğunu derinlemesine analiz etmeye gerek yok.

    bu topraklarda bir şeyleri ehil insanlara vermek ancak amiyane tabirle adam saymadığımız alanlardan başlıyor.

    voleybol'da daha yakın zamana kadar bu gelenekten nasibini alanlardan.

    iki söz bir araya getiremeyen cahillerin federasyon başkanı olduğu yerde sistem geliştirmek mentalitesiyle ehil insanlar tarafından yönetilen her bir iş ortadoğu çöplüğünde de olsa fark yaratmayı ve başarmayı garantiye alır. ancak şark kafasıyla medeniyetin göbeğinde olup paralar da saçsan nafile.

    dolayısıyla bazı alanlar toplum olarak ilgimizin artmadığı, kendine has, sofistike izleyicisinin ve taraftarının olduğu alanlar olarak kalsın bırakalım da. yoksa kendi toplum karanlığımızda onları da kirleteceğiz.
  • 56
    izlediğim pek çok spor dalında erkeklerin mücadelesini kadınlara kıyasla daha keyifli bulurum ben. tenis ve basketbol özellikle bunun tavan noktasıdır benim için. yani erkek tenisini izlemenin keyfi ile kadın tenisi izlemenin keyfi arasında uçurum var benim nazarımda. ancak konu voleybol olunca işler tam tersine dönüyor. muhtemelen filenin sultanlarının da etkisiyle kadın voleybolunu izlemek erkeklerin maçlarını izlemekten çok daha keyifli, çok daha estetik ve teknik geliyor bana.
  • 57
    son birkaç haftadır türk voleybol ligiyle bahis sayesinde içli dışlı olduğum için hakikaten biz bir voleybol ülkesiyiz diyebiliyorum.

    bugün sultanlar liginde thy-vakıfbank maçı var mesela, salon full. maçın yayını bile yok televizyonlarda, misli.com youtube kanalı yayınlıyor ancak salon tıka basa dolu. şu an trt spor yıldızda efeler ligindeki halkbank - ziraat bankası maçı var, ankarada salon yine tıklım tıklım dolu, çok güzel bir atmosfer var gördüğüm kadarıyla.

    arkadaş nerden haberiniz oluyor bu maçlardan, vallahi takdir edilmesi lazım. ben kadıköyde oturuyorum bugünkü thy-vakıfbank maçı burhan felekteymiş mesela, haberim olsa sağda solda görsem belki giderdim. 10 dakika yol. bir de olimpiyatlardaki türk kadınların başarısından sonra voleybola daha çok ilgi göstermeliyiz diyen insanlar vardı, daha nasıl ilgi göstereceğiz anlamadım. zaten acayip bir ilgi varmış meğerse.

    futbol maçlarının kısıtlı olduğu bu milli takım maçları haftasında ilaç gibi geldi.
  • 58
    özellikle genç kuşaklardan fazlaca ilgi gören spor dalı. elimde istatistik bulunmamakla birlikte salonların en az yarısı 12-25 yaş arası seyircilerden oluşuyor olabilir. bunlar sadece benim gözlemim tabii ki. nesnel veya resmi bir bilgi olduğu söylenemez. yine de çok fazla genç izleyicinin olduğu apaçık ortada.

    türkiye'de okullarımızın çok büyük bir kısmı yetersiz. hem eğitim hem de sportif, kültürel, bilimsel ve teknolojik imkansızlıklar söz konusu. burada çevresel koşullar etkili bir eğitim anlayışı için eksik olduğundan dolayı öğrenciler imkanların en rahat olduğu dallara yönlendiriliyor ya da yönlendirilmek zorunda kalınıyor. öğrencilere voleybol oynayabilmeleri için gerekli olan ortamı sağlamak için ihtiyaç duyulan malzemeler çok basit. 1 adet file ve 1 adet top. koca kale direklerine ve basketbol potalarına ihtiyaç yok. sahanın futbol ve basketbol sahası kadar büyük olmasına da gerek yok. böylelikle saçma sapan, küçücük okul bahçelerimizde bile rahatlıkla oynanabilir. bir de düşük kalite futbol ve basketbol toplarının çok çabuk deforme olması ve maliyetler voleybolu öne çıkarıyor.

    lise ya da öncesini aklınıza getirirseniz özellikle futbol topunun ve sahanın eğitimciler tarafından ne kadar önemli görüldüğünü hatırlayabilirsiniz. hiçbiri çıkıp "voleybol oynayamazsınız, izin vermiyoruz" demez kolay kolay. futbolda ise türlü türlü bahanelerle karşı karşıya kalabilirsiniz. beden eğitimi derslerinde özellikle kız öğrencilerin büyük bir kısmının yapabileceği en büyük aktivitedir voleybol oynamak. futbol sahası erkeklere tahsis edilir, basketbol sahasını da genelde erkekler kapar. kızlara kalan şey voleybol sahası ve varsa badminton için raketlerdir. bunun 18 yaş altı ve üstü gençlerin bu spor dalını takip etmesinde büyük bir payı olduğu inkar edilemez bir gerçek. yoksa bu konuda çalışmalar yapıldığını veya sistematik bir atılım olduğunu düşünmüyorum.

    kızlar bu spor dalını icra etme özgürlüğüne sahip oldukları için voleybol konusunda kendilerini keşfetme imkanına sahipler. yetenekli olup olmadıklarını ya da zevk alıp almadıklarını fark edebiliyorlar. futbol veya basketbol gibi diğer birçok branş için aynı şeyi söyleyemem mesela. türkiye'de neden dünya çapında ya da avrupa çapında yüzücü yetişemez? çünkü bırakın liseleri, çoğu üniversitede kapalı yüzme havuzları bile yoktur. olimpiyat yüzücüleri yetiştirmeniz için insan eliyle tasarlanmış havuzlara kesinlikle ihtiyacınız var. 3 tarafımızın denizlerle çevrili olması bu spor için zaruri gereksinimleri çaba harcamadan karşılayabileceğimiz anlamına gelmiyor. bunu da her turnuvada görüyoruz zaten. kaynak ve bütçe ayırmak şart. bu spor dallarında başarı ve ilgi bekliyorsanız yatırım yapmak zorundasınız.

    kısacası başarı ve o spora olan ilgi biraz da imkan işi. yüzücümüz gibi tenisçimiz de yok çünkü kortlarımız yok. imkan neredeyse yönelim de o yöne doğru akar. o yüzden voleybol izleyicileri özellikle son dönemde oldukça arttı ve çoğunluğunu gençler ve özellikle genç kızlar/kadınlar oluşturuyor. voleybola olan ilginin/başarının tek sebebinin okullardaki basit voleybol sahalarından ibaret olduğunu savunmuyorum ama çok önemli bir yerinin olduğunu da kolaylıkla ifade edebilirim. bu maliyeti az olan spora yatırım yapmayı düşünürsek(daha doğrusu az miktardaki yatırımı arttırabilirsek) türkiye voleybol konusunda dünyanın en büyük birkaç ekolünden bir tanesi olabilir çünkü şu an için ortada açılacak ya da kapanacak bir makas yok denilebilir. özellikle de diğer spor branşlarıyla kıyaslanırsa.

    bütün bunların yanında başta italya olmak üzere rusya gibi ülkeler yatırımlarını arttırır, üzerine amerika kadınlar voleybol ligi için ciddi şeyler düşünürse geçmiş olsun. ligimizde izlediğiniz yıldız sporcular da yavaş yavaş dağılmaya başlar ve makas açılır.
    kendi oyuncularımızı çıkarmak ve kaliteli yabancı oyuncularla desteklemek şart. tecrübe edinmek için ünlü isimlere de ihtiyaç var. kaliteli yabancı oyuncular hem lig hem de avrupa müsabakaları için önemli. denge doğru kurulmazsa sistem patlar. bana biraz "yıldız saplantımız" varmış da tek amacımız en güçlü lig olmakmış ve bunun için para harcıyormuşuz gibi geliyor. bu da ilerleyen yıllarda dengeleri değiştirebilir.
  • 59
    seyirci kitlesi git gide büyüyen spor dalı. bunda tabii ki filenin sultanları çok etkili ve bilet fiyat politikası da salonlara ilgiyi arttırmaktadır. vakıfbank ve eczacıbaşı arasında sezon açılışında oynanan kupa maçı hariç tüm biletler 10 tl'den biletinial.com üzerinden satılmaktadır kupa maçının fiyatı da 20 tl idi. passolig gelirse voleybola işin rengi biraz değişebilir.

    bir ebeveyn olarak kızımın da bu sporu yapmasını cok isterim ama zorlarsa ancak boydan dolayı libero olabilir bu sebeple kızıma sen simge gibi olacaksın diye takılıyorum 2.5 yaşında ki kızım evin icinde simge olacam diye gezip milli takımın voleybol maçlarını takip ediyordu. tabii ona imkan sunmak bizim görevimiz, tercih onun.

    voleybol ve basketbol'a olan ilgi biraz da ülke şartları ile ilgili. 80 veya 90 doğumlu bireylerin ebeveyn olması ile bizim ailelerimizin bize bakışı arasındaki fark bir çok şeyi etkiliyor. * siyasi olarak ülkenin yaşadığı darbe ve onun psikolojik etkileri o yıllarda yaşayan büyüklerimizin her şey icin sıraya girmek zorunda kalması, parasızlık icinde olması onların çocuklarına memur ol hayatını kurtar psikolojisini aşıladı. o yılları sadece duyan, yaşamayan kişiler ise çocuklarına bundan farkli bir açıyla bakıyor.

    yıllar geçtikçe milli takım ve kulüp takımlarımızın seviyesine de bağlı olarak voleybol, basketbol gibi spor dalları ile birlikte amatör spor dalların da cok daha başarılı olacağımıza çok fazla inanıyorum.

    yalnız sırf seyirci artacak diye futbol taraftar gruplarının eğer icinde yoksa o spor dalına ait bir sevgi salon sporlarında izleyici olarak yer almaması gerektiğini düşünüyorum. yıllar önce galatasaray dinamo bükreş maçını izlemek için gittim burhan felek spor salonuna yani voleybol maçında bildiğin 4 sene üst üste şampiyon olduk tezahüratı. sahada lo bianco, neriman var futbol takımı degil bu ne alakası var. bukres servis kullanıyor bizim tribün komple futbol marşı. bari cimbom başı dik yürür falan söylesek genel olsa. *
  • 60
    fivb tarafından hem kadınlar hem de erkekler dünya şampiyonalarının 4'erli 8 grup olacak şekilde 32 takım ile oynanacağı açıklanan spordur. böylelikle gruplarını ilk iki sırada bitiren ekipler son 16'ya yükselmiş olacak. fazla takım olmasının dezavantajı seyir zevkinin düşebileceği iken, avantajı şampiyon olan takımın çok fazla maç oynamadan şampiyon olacak olmasıdır. örneğin 2022 dünya kadınlar voleybol şampiyonası şampiyonu sırbistan 12 maçın sonunda şampiyon olmuştu. artık bu sayı 7 olacak. çok yoğun geçen voleybol sezonu için bu açıdan düşünüldüğünde yerinde bir karar.
  • 61
    fivb tarafından artık biraz rahat bırakılması gereken spor. aşağılık kurum para kazanacağım diye sporcuların en az 6 ayını kapatıyor. resmen hunharca kullanıyorlar sporcuları. iyice bir milli takım sporuna çevirdiler. hadi bu sorun değil hatta bir iki spora has otantik bir keyif de veriyor ama sporcular takvimleri içinde dinlenecek zaman bulamıyorlar. liglere çok az zaman kalıyor ve sıkıştırılmış takvimler uygulanıyor. en üst düzeyde antrenman yoğunlukları baya artıyor. bir de bunun üzerine bu lanet kurum resmen robot gibi bu sporcuları kullanıyor. pr anlamında da sıkıntı var tabi. tek bir maçın değerini yerle bir ediyorlar.
  • 63
    futboldan ve basketboldan daha kolay bir spordur. maddi anlamda getirisi de bu sebeple çok daha azdır. pazar payı düşüktür.

    bu sporda alınan başarılar üstünden diğer spor branşlarındaki sporcularımızı kötüleme olayı derhal son bulmalı. hele hele voleybol ve futbol asla aynı kalibrede değerlendirilecek branşlar değil. birini överken ötekine laf çakanlara, voleybolunu al evine götür demek istiyorum.
  • 66
    --- alıntı ---

    herhangi bir spora artan ilgi beraberinde sadece olumlu gelişmeleri getirmiyor. elbette artan ilgi o spora yapılan yatırımları, basın ilgisini, oyuncuların hak ettikleri övgüyü alma yoğunluğunu, tesislerin kalitesini, yayın çeşitliliğini, rekabeti ve nihayetinde de sporun kalitesini artırıyor, buna şüphe yok. fakat artan ilgi beraberinde o sporun daha fazla konuşulmasının, etrafında dönen haber sayısının, günümüzde artık ilgi gören hiçbir sporun uzak kalamayacağı sosyal medya ve o meşhur “sade vatandaş” ilgisinin artışını da beraberinde getiriyor.

    2000’li yılların başında, ulusal takımın başarısı ve etrafında dönen ilginin etkisiyle, basketbol büyük bir sıçrama yapmıştı. o yıllarda sosyal medya ve diğer iletişim araçlarının bu kadar gelişmemesi, basketbolun büyük bir ivme kazanmasının biraz daha dengeli biçimde gerçekleşmesini sağladı. voleybol ise 2020 ve özellikle de 2021 yazında düzenlenen turnuvaların ardından, bahsettiğim ivmeyi, kadın voleybolu özelinde, çok daha kısa sürede çok büyük kalabalıkları içine dahil ederek kazandı, ivme son 1 yıl içinde erkek voleybolunu da içine almaya başladı.

    bu pasta henüz çok büyük değil, ancak herkes bir pay kapmaya çalışıyor ve bunun sonucunda da ortaya asılsız haberler, transfer asparagasları, spekülatif ifadeler de atılabiliyor. dediğim gibi bu bir seçim. ya, bundan 10-15 yıl öncesindeki gibi bu sporun kısıtlı bir kitle tarafından takip edildiği, büyük maçlar dışında salonların çok fazla dolmadığı, çok değerli oyuncuların hak ettikleri değeri görmediği ortamda, çok fazla çatlak sesle uğraşmayacağız, ya da bugünkü gibi bu pastanın giderek büyümesi sırasında bazı taraflarının lezzetini kaybetmesine razı olacağız.

    voleybola ilgi duyan ve içine yeni üyelerini alarak giderek büyüyen kitle, ülkede, çok daha uzun bir kültür geçmişi olmasına rağmen oldukça problemli bir halde olan futbol kültürünün (tayfasının) voleybola kaymasından rahatsız. bununla beraber bizzat bundan şikayet edenlerin oynadığı rol dahil voleybol ortamı giderek futbola benzemeye başladı. sürekli yetenekleri tartışılan oyuncular, transfer söylentileri, “tıkla” haberciliği, yöneticilerin rakip kulüplerin ismini vererek onlara çatmaları, kızgın menajer çıkışlarıyla giderek daha fazla karşılaşmaya başlamışken, futbolda zaman zaman gündeme gelen, büyük bir takımın bir sonraki maçta karşılaşılacağı takımın yıldız oyuncusuna teklif götürmesi hadisesini de yaşadık (daha önce de yaşıyor muyduk bilinmez).

    --- alıntı ---

    fırat topal

    yazının tamamı: https://www.birgun.net/...anin-son-hali-485085
App Store'dan indirin Google Play'den alın