• 55
    ilgimizin * artmaması gereken spor dalı.

    neden mi? ilgimiz arttığında buradan rant devşirmeye başlayanlar peydah olacak.

    guidetti gibi duayen artık bizden biri olmuş hocayı beğenmeyenler olacak.

    kızların kılık kıyafetine, yaşantısına tavrına kulp takanlar olacak.

    müteahhitler kulüp ve federasyon başkanlıkları için birbiriyle yarışacak.

    her sporun hıncal uluç ulema tabakası oluştuğu gibi smaçlara, bloklara, manşetlere, servislere kulp takılacak.

    voleybolun neden başarılı olduğunu derinlemesine analiz etmeye gerek yok.

    bu topraklarda bir şeyleri ehil insanlara vermek ancak amiyane tabirle adam saymadığımız alanlardan başlıyor.

    voleybol'da daha yakın zamana kadar bu gelenekten nasibini alanlardan.

    iki söz bir araya getiremeyen cahillerin federasyon başkanı olduğu yerde sistem geliştirmek mentalitesiyle ehil insanlar tarafından yönetilen her bir iş ortadoğu çöplüğünde de olsa fark yaratmayı ve başarmayı garantiye alır. ancak şark kafasıyla medeniyetin göbeğinde olup paralar da saçsan nafile.

    dolayısıyla bazı alanlar toplum olarak ilgimizin artmadığı, kendine has, sofistike izleyicisinin ve taraftarının olduğu alanlar olarak kalsın bırakalım da. yoksa kendi toplum karanlığımızda onları da kirleteceğiz.
  • 68
    ülkede popülerleştikçe bu spora ilgi arttı ve oyuncularımız iyi paralar kazandı, gencecik bu sporu yapmak isteyen çocuklarımıza yatırım yapıldı ve nadir de olsa ülkemizde başarılarıyla övüneceğimiz bir milli takımız oluştu. buraya kadar harika.

    popülerlikle birlikte toksik futbol kitlesi maalesef buraya da geldi. sene içinde, sonrasında milli takım döneminde artık yapmayın diye yalvarma kıvamına geldiğimiz kulüpçülük kisvesi altında yapılan nefret kusma duygusu buraya da sirayet etti.

    oyuncumuzun milli takıma seçilmemesi/seçilmesiyle fitili yakılan bu süreç, cinsel yönelimi ya da daha maskülen gözüktüğü için saldıraya uğrayan oyuncumuzla devam etti.

    ilkin'e yapılan iğrenç saldırılar sporcumuzun performansını kötü şekilde etkilemiş, onu korumak isteyen tayfa da karşı ithamlarda bulunarak olimpiyatta sanki bir ekol ülkeymişiz gibi performans beklenen sporcularımıza haksızlık etmiştir.

    bu kısır döngüden artık bir çıkış yolu şahsen ben göremiyorum. kimsenin birbirini dinleme gibi gayesi yok, herkes hayata olan öfkesini bir yerlerden çıkarmak istiyor ve bu artık bu spora kadar sıçradı. bu yoldan devam edip tüm sporcuları kötü etkilemeye devam edin ve insanları da futbolda olduğu gibi buradan da soğutun.
  • 56
    izlediğim pek çok spor dalında erkeklerin mücadelesini kadınlara kıyasla daha keyifli bulurum ben. tenis ve basketbol özellikle bunun tavan noktasıdır benim için. yani erkek tenisini izlemenin keyfi ile kadın tenisi izlemenin keyfi arasında uçurum var benim nazarımda. ancak konu voleybol olunca işler tam tersine dönüyor. muhtemelen filenin sultanlarının da etkisiyle kadın voleybolunu izlemek erkeklerin maçlarını izlemekten çok daha keyifli, çok daha estetik ve teknik geliyor bana.
  • 59
    seyirci kitlesi git gide büyüyen spor dalı. bunda tabii ki filenin sultanları çok etkili ve bilet fiyat politikası da salonlara ilgiyi arttırmaktadır. vakıfbank ve eczacıbaşı arasında sezon açılışında oynanan kupa maçı hariç tüm biletler 10 tl'den biletinial.com üzerinden satılmaktadır kupa maçının fiyatı da 20 tl idi. passolig gelirse voleybola işin rengi biraz değişebilir.

    bir ebeveyn olarak kızımın da bu sporu yapmasını cok isterim ama zorlarsa ancak boydan dolayı libero olabilir bu sebeple kızıma sen simge gibi olacaksın diye takılıyorum 2.5 yaşında ki kızım evin icinde simge olacam diye gezip milli takımın voleybol maçlarını takip ediyordu. tabii ona imkan sunmak bizim görevimiz, tercih onun.

    voleybol ve basketbol'a olan ilgi biraz da ülke şartları ile ilgili. 80 veya 90 doğumlu bireylerin ebeveyn olması ile bizim ailelerimizin bize bakışı arasındaki fark bir çok şeyi etkiliyor. * siyasi olarak ülkenin yaşadığı darbe ve onun psikolojik etkileri o yıllarda yaşayan büyüklerimizin her şey icin sıraya girmek zorunda kalması, parasızlık icinde olması onların çocuklarına memur ol hayatını kurtar psikolojisini aşıladı. o yılları sadece duyan, yaşamayan kişiler ise çocuklarına bundan farkli bir açıyla bakıyor.

    yıllar geçtikçe milli takım ve kulüp takımlarımızın seviyesine de bağlı olarak voleybol, basketbol gibi spor dalları ile birlikte amatör spor dalların da cok daha başarılı olacağımıza çok fazla inanıyorum.

    yalnız sırf seyirci artacak diye futbol taraftar gruplarının eğer icinde yoksa o spor dalına ait bir sevgi salon sporlarında izleyici olarak yer almaması gerektiğini düşünüyorum. yıllar önce galatasaray dinamo bükreş maçını izlemek için gittim burhan felek spor salonuna yani voleybol maçında bildiğin 4 sene üst üste şampiyon olduk tezahüratı. sahada lo bianco, neriman var futbol takımı degil bu ne alakası var. bukres servis kullanıyor bizim tribün komple futbol marşı. bari cimbom başı dik yürür falan söylesek genel olsa. *
  • 63
    futboldan ve basketboldan daha kolay bir spordur. maddi anlamda getirisi de bu sebeple çok daha azdır. pazar payı düşüktür.

    bu sporda alınan başarılar üstünden diğer spor branşlarındaki sporcularımızı kötüleme olayı derhal son bulmalı. hele hele voleybol ve futbol asla aynı kalibrede değerlendirilecek branşlar değil. birini överken ötekine laf çakanlara, voleybolunu al evine götür demek istiyorum.
  • 57
    son birkaç haftadır türk voleybol ligiyle bahis sayesinde içli dışlı olduğum için hakikaten biz bir voleybol ülkesiyiz diyebiliyorum.

    bugün sultanlar liginde thy-vakıfbank maçı var mesela, salon full. maçın yayını bile yok televizyonlarda, misli.com youtube kanalı yayınlıyor ancak salon tıka basa dolu. şu an trt spor yıldızda efeler ligindeki halkbank - ziraat bankası maçı var, ankarada salon yine tıklım tıklım dolu, çok güzel bir atmosfer var gördüğüm kadarıyla.

    arkadaş nerden haberiniz oluyor bu maçlardan, vallahi takdir edilmesi lazım. ben kadıköyde oturuyorum bugünkü thy-vakıfbank maçı burhan felekteymiş mesela, haberim olsa sağda solda görsem belki giderdim. 10 dakika yol. bir de olimpiyatlardaki türk kadınların başarısından sonra voleybola daha çok ilgi göstermeliyiz diyen insanlar vardı, daha nasıl ilgi göstereceğiz anlamadım. zaten acayip bir ilgi varmış meğerse.

    futbol maçlarının kısıtlı olduğu bu milli takım maçları haftasında ilaç gibi geldi.
  • 4
    ilk olarak abd'de işadamlarına beden eğitimi veren bir öğretmen tarafından mintonette adı ile tasarlanmış oyundur. basketbolun orta yaşlılar için çok sert; tenisin ise her yerde oynanabilecek bir oyun olmaması sebebi ile bu öğretmen tarafından tenis filesinin yerden yüksekliği arttırılmış, top olarak ise o zamanlarda dışı deri, içi ise şişirilmiş lastik top olan basketbol topunun iç kısmı kullanılmıştır. daha sonra ise bu top hafif gelmiş, basket topu denenmiş; bu top da fazla ağır gelince yeni bir top tasarımına gidilmiştir. zamanla kuralları oturan ve günümüzün modern voleybolu haline gelen oyun amerika'dan kanada'ya, avrupa'ya ve asya'ya ivedelikle yayılmıştır.

    kaynak: türkiye voleybol federasyonu resmi sitesi:
    http://www.voleybol.org.tr
  • 38
    gayet keyifli ve tempolu bir spordur. takım uyumunun en önemli olduğu spordur tahminimce. 6 oyuncunun hepsinin görevi saniyesi saniyesine bellidir. mesela 2. top ne olursa olsun pasöre gider , smaçörle pasör top havadayken değişir , arkadaki oyuncular da öyle. daha smaça kalkma , plase bırakma falan bahsetmiyorum bile . taktikleri öğrenildiğinde izlemesi aşırı keyifli olan , en kötü takımdan en iyisine kadar her takımın saniyesi saniyesine makine gibi çalıştığı bir spor.

    söylenildiğinin aksine temassız gözükse de hayvani smaçörlerin vurduğu smaçları karşılayan liberoların kollarının ne hale geldiği, istanbulu fethetmek edasıyla smaça kalkan smaçörün smaçının ikili bloğa çarpıp sahaya meteor gibi düşen topun çıkardığı ses ve daha bir sürü sertliğe sahiptir. kısacası sporu bilmeden kötülememek gerekiyor. basket neyse de futbol gibi temposuz bir sporla karşılaştırılması ise çok komik duruyor dışarıdan.
  • 61
    fivb tarafından artık biraz rahat bırakılması gereken spor. aşağılık kurum para kazanacağım diye sporcuların en az 6 ayını kapatıyor. resmen hunharca kullanıyorlar sporcuları. iyice bir milli takım sporuna çevirdiler. hadi bu sorun değil hatta bir iki spora has otantik bir keyif de veriyor ama sporcular takvimleri içinde dinlenecek zaman bulamıyorlar. liglere çok az zaman kalıyor ve sıkıştırılmış takvimler uygulanıyor. en üst düzeyde antrenman yoğunlukları baya artıyor. bir de bunun üzerine bu lanet kurum resmen robot gibi bu sporcuları kullanıyor. pr anlamında da sıkıntı var tabi. tek bir maçın değerini yerle bir ediyorlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın