• 52
    dün haberi ilk aldığımda akşam vakitlerinde peşine durumun kritik olduğu söylenmişti.

    aklıma 17 mart 2013 kayserispor galatasaray maçı geldi, omuz omuzaydık tam anlamıyla o gün tribünde. hatta bir yanımda sen bir yanımda danış abi * vardı. tribünün o tarafının setinde biz duruyorduk. sneijder gol atınca bana dönüp "ben de atardım bunu" demiştin de ben de "daha klasını bile atarsın abi" diyince baya gülmüştük. öyle bir gol, son dakikada skoru çevirecek bir gol bekledim dün gece senden be abi. geldi de ama gecenin bir yarısında son golü kalemizde görmüşüz.

    sabahtan beridir ne düşünce toparlayabildim, ne kafamı toparlayabildim... çok üzdün be abi çok.

    hani galatasaray'la yaşamak vardır ya, ulaş abi öyle yaşadı işte galatasaray'la. ben yönlendirdiğim bir kişiye elinden gelen bir şeyde olumsuz cevap verdiğini duymadım hiç, hiç rast gelmedim.

    bir maça gitme planım varsa önce seni arardım "abi geliyorsun sen de değil mi görüşürüz kesin" diye. uzaktan da olsa, maçtan maça da olsa bir şekilde görüşürdük ve sen benim şu ultraslan camiası içinde en sevdiğim isimdin rahmetli alpaslan abimden sonra. ben ultraslan bağını koparalı çok oldu, kaldı içinde sevdiğimiz 2-3 kişi en fazla sizlerden sonra.

    bir atkı yaptırmayla tanıştığımız günden, 10 yıldan fazla geçen abi kardeşliğimiz var. benden yana ne hakkım varsa sonuna kadar helal olsun.

    mekanın cennet olsun abi. allah rahmet eylesin, geride kalan hepimize sabırlar versin.
  • 56
    galatasaray sana ne kazandırdı?
    çok sorulur bu, aradaki sevdayı anlayamanlar tarafından, onlar galatasaray haricindeki yaşamımızda en yakınlarımız olsa dahi, hiç bilmeyeceklerdir.

    elbetteki sahada gördüğümüz 90 dakikadan ibaret değil bizde galatasaray, maç önü ve sonrasından da bahsetmiyorum, arada izlediğimiz geçmiş özetler, takip ettiğimiz antremanlar, beklediğimiz transferler de doldurmaz o kümeyi beraberinde.

    bir de onun getirdiği insanlar var, parçayı tamamlayan. başka hiçbir özelliğimiz örtüşmese bile sırf galatasaraylılık ile beraber sevdiğimiz o insanlar. zamanla birbirimize benzemeye başladığımız, onunla sevinip üzüldüğümüz, büyüdüğümüz, yaşlandığımız, ömürlüklerimiz.

    12 sene önce, tribünün bana kazandırdığı en büyük değerlerden kerem porazan abi anlatmişti ulaş´ı, hemşerisiydi, yılların dostuydu, bir de galatasaray yoldaşıydı. tiyatrocuydu kendisi, üretirdi yani hayata dair, üstüne beyaz yakalıydı, emektardı, başarılı cinsinden bir de. galatasaray´a maddi değil, manevi ihtiyaç duyanlar grubundandı vesselam, biraz alan, hep verendi.

    o sebep, onur duydum tabii tanışmaktan, bizden bir önceki jenerasyonun dikte ettiği alpaslan ekolünden yürüyedurmaktaydı sonuçta, önce galatasaray sonra yaşam mottosuyla. çok ilerlemedi ama iletişimimiz, ben yurtdışına taşınmıştım, o galatasaray´ın ardına.

    takipleşirdik fakat, geçmiş olsun mesajımı cevapsız bırakmasına yoğunluk demiştim, çok seveni olan adamın hasta haliyle yetişmesi zor. döndüğünde ve yine bir yurtdışı deplasmanında karşılaştığımızda hatırlatırım diye not düşmüştüm zihnime, hatırlatamadım.

    bugün çok mutsuz uyandım, belki de yeni ayırdına vardım. ´galatasaraylılar ölür, galatasaraylılık ölmez´ mottosu var ya hani, ben karar verdim, galatasaray kimi getirip tam ortasına yerleştirdiyse hayatımın, yaradan onların yokluğunu göstermesin bana, taa 3500 km bile uzakta. zira galatasaray onu beraber sevdiğim adamlarla güzel bana.

    ruhun şad olsun ulaş bayam,
    galatasaray sanırım sana minnettar, darısı başımıza..
  • 59
    vefatının üzerinden bir sene geçmiş olan güzel adam. aliağa'daki kabrinin başında az ama öz bir katılımla yürekten bir anmayla yad edildi bugün.

    30 ekim 2020 izmir depremi sonrası haftalarca sokakta ihtiyaçlılara yardım edebilmek için nöbet tutmuştu ultraslan izmir üyeleriyle birlikte. yardım için dağıtılan kolileri dükkanına götürüp rafa dizen kansızlara inat bu ülke insanına has yardımlaşmanın ağır bastığı enkaz sahalarında ellerinden gelen her şeyi yaptılar. rahmetli mustafa cengiz'in de dediği o uzun ve soğuk günlerden birinde kaptı covid-19'u. ilk başlarda pek kimsenin haberi yoktu. "en çok da galatasaraydan ayrı kalınca üzülüyor insan" yazıp paylaştığı ambulans içi story bile endişeye mahal yok endişeye hissiyatıyla karşılandı.

    ama işte olmadı... aslan gibi pırıl pırıl adam dünyadan geçip gitti.

    uzaktan "serseri takımı bunlar" diyenlere yürüyen bir tekzip gibiydi. hiç tanışmadan sadece baş selamıyla bir hukuğumuz ve onlarca anımız var iki yıllık bir periyodda... üç günlük bir turnuvanın ilk günü 2 saat yüz yüze bakıp bönürdükten sonra ertesi gün kapıda "bugün de dünkü gibi sus pus oturun çocuklar tamam mı" deyişi mi, biletix gecelerinde karaborsacı itlerle verdiğimiz mücadeleler mi, yıllar sonra sosyal medyada takipleştiğimizde tanımasa da sevgi ve saygıyla yaklaşması mı...

    rahmetli alpaslan abi*nin doğum günü 21 aralık'tı. vefatından hemen sonraki ilk 21 aralık'ta beşiktaş derbisi vardı iç sahada. izmir'den kalkıp gitmiştik otobüslerce. falanlı filanlı bir sürü aslanla beraber mezarına gitmiştik rahmetlinin. o günlerde henüz inşaat olan şimdiki adıyla nef arena'ya bakan parseldeki henüz üzerinde kabir olmayan cenazenin başında saf durmuştuk...

    kader, sadece 10 yıl geçti aradan ve bir 22 aralık akşamı kendisini anmak için bu entryi giriyorum...

    ruhu şad olsun...
  • 61
    eğer hayatta olsaydı bugün, (3 ekim 2023 manchester united galatasaray maçı) sabahı, kırmızı kaplatıp üzerine sarı renkten galatasaray arması bastırdığı pasaportunu ve kahve fincanını çekip havaalanında story atacak olan güzel adam.

    bir şampiyonlar ligi maçı sabahı, insan bu detayı hatırlayıp hüzünlenir mi ya?

    ruhun şad olsun tekrardan...
App Store'dan indirin Google Play'den alın