• 51
    bildiğim kadarı ile galatasaray'a bankalara borçlanma yasağı getiren anlaşma. yani kredi çekemeyeceğiz, cebimize ne zaman para girerse o zaman ödeme yapabileceğiz. kenarda para biriktiremezsek de transfer yapamayacağız. yani banka kredisi ile transfer yapma olayı rafa kalkıyor. bankada paramız olmayacağı için banka onayı da alamayacağız bu da yurt dışındaki kulüpler ile yapılacak transferleri imkansıza yakın hale getirecektir. yurt içerisindeki transferleri senet yolu ile yapmaya devam ederiz. eminim ki borçsuz anadolu kulüpleri üzerinden kredi ile transfer yapılacaktır. daha sonra bu para o kulüplere faizi senetle ödenecektir. örnek olarak:

    -x kulüp 3,5 milyon € çekecek bankadan atıyorum 5 milyon olarak ödemek üzere. transferi yapıp bize gönderecek oyuncuyu. biz de senet ile bu x kulübüne 6 milyon € ödeyeceğiz.

    bu tür olaylar ile etrafından dolanacağımıza neredeyse emin olduğum anlaşma. aynı zamanda gelirimizin yarısına bankalar birliğinin el koyacağını diğer yarısı içinde onlardan harcama izni alacağımızı söylemiş miydim? yani gelirimizin tamamının kontrolünü galatasaray'ı asla affetmeyeceğini söyleyen tff başkanında arasında olduğu bir grup insanın eline verildi.

    genel kurula getirilmedi bu anlaşma. bu bile başlı başına mali olarak ibra edilmeme sebebi.

    edit: 2+7 yıllık imzalanan anlaşmada 2022 yaz transfer dönemine kadar ödeme ve kesinti olmayacaktı zaten. geçtiğimiz yaz ve şu an içerisinde bulunduğumuz yaz transfer dönemi özgürce transfer yapabileceğiz son transfer dönemleri. sonrasında 7 yıl bu anlaşmanın boyunduruğundayız.
  • 54
    bu olayın bizi nasıl transfer yapmaktan alıkoyduğunu kendi anladığım ve okuduğum şeyler ile anlatmak isterim;
    sene başında nasıl yaptık? hatırlarsanız transfer yapmak için baya bekledik. neden? sponsorluk. ne zaman sponsorluklar geldi transfer başladı ve çoğu da 3-5 yıl arası yayılmıştı.
    bankalar birliği diyor ki transfer yapacaksan, zorunlu opsiyon bile olsa, o bedel kasanda olmalı. benim anladığım o dönem sponsorluk gelirleri geldiği için yapabildik.

    şu an sorunumuz kasada gelir yok. erick pulgar için opsiyon zorunlu değil hâliyle geliyor. ama gedson için artık kaç paraysa zorunlu isteniyor ve bankalar birliği de (sallıyorum 10m euro olsun) bu para kasanda yoksa alamazsın diyor.
    şimdi benim bildiğim başkan ya da yönetim kulübe para sokamiyor (bankalar birliği sebebi ile). haliyle bizim gedson'a bugün "he" diyebilmemiz için ya benfica'nın opsiyonu normal yapması lazım ya da 10m euro gelir lazım.

    kendi anladığım bu. o sebepten "neden bu adama para verilmiyor" sorusu bana anlamsız geliyor. şu an herkesin tepkisini alan adam gider basardı parayı alırdı, sonra kral başkan olurdu. ama buna belli ki izin verilmiyor. adam da yapamıyor.

    kısacası bankalar birliğinde ya da benfica'da ya da galatasaray'a sponsor olup 10m euro civarı verecek tanıdığınız yoksa bu işin çözümü taraftar baskısında değil.
  • 55
    ana para ödememizden önce ağustos 2022 de faiz ödememizin olduğu, mondoros-sevr karışımı kapütülasyon vari anlaşmadır. o çok bel bağlanan uefa gelirlerimiz, hasılatlar, yayın gelirleri vb, hesabımıza düştüğü an otomatik olarak ana bankanın havuz hesabına düşüyor (blokeli olarak tabiiki) her hafta bu blokeden belli bir miktar çözülüyor rutin harcamalarınız için. rakamın yükselmesi için mevcut veya sonrasında olacak olan galatasaray başkanı, söz konusu bankanın genel müdürü ile her pazartesi(tahminen bu saatlerde) temasa geçiyor(amiyane tabir ve örnekle " ya müdür biraz daha arttırsana bizim rakamı bu hafta topçu alacağız vb diye)

    bunu daha önce de yazdım akıllarda kalsın diye. eğer mondoros'u ve sevr'i imzalayanlara sevgi ile bakıyorsanız bunu imzalayanlara da sevgi ile bakınız. fenerbahçe, beşiktaş imzaladı biz de imzalamalıydık diyenlere "almanya kaybetti biz de o yüzden mağlup sayıldık masalı ile " iyi uykular dilerim.
  • 56
    kulüplerin ne yazık ki kurtuluş reçetesidir. yıllardır harcanan maaşlar, tutmayan transferler 3-5 haftada gönderilen hocaların tazminatları bir yerde patlayacaktı. bunun suçlusu bir yerde taraftar, bir yerde yönetimlerdir. hatta bu zamana kadar müdahale etmeyen devlettir. her gelen yönetim kendini meşhur etmek ve taraftara yaranmak için dünya kadar borcun altına girdi. işler sıkışınca bastı istifayı ve kaçtı.

    eğer kulübü düzgün yönetebilirsen 8-10 sene dişini sıkarsın bütün borcun biter.

    bizim açımızdan bakacak olursak zaten sezon başında* 20 milyon euro’ya yakın bonservis harcaması yaptık. üstüne hala feghouli, babel, muslera, falcao, diagne gibi oyunculara deli kontratlar ödüyoruz. devre arasında hala gedson konuşuyoruz. oyuncu satmadan bu paraları harcamak afedersiniz çılgınlıktır.
  • 58
    transfere doymayan galatasaray taraftarının önündeki en büyük ve güzel engeldir.
    bunlar daha bir şey değil, önümüzdeki yıllarda transfer yapmak daha da zorlaşacak.
    mecburen alt yapı oyuncularına veya geleceği olan uygun afrikalı futbolculara yöneleceğiz.
    onu da alalım, bunu da alalım diyen tayfa epey hayal kırıklığına uğrayacak.
    herkes kendini buna göre hazırlarsa iyi olur.
    evet bu yapılanmanın şartları çok ağırdır ama galatasaray’ın da kurtuluşudur.
    yönetimlerin yapamadığını 2-3 banka yapmıştır ve çok da iyi olmuştur.
  • 59
    sanırım 2021-2022 kış transfer dönemi başlangıcında bu yapılanma belli olmuş. hatta burak elmas bu antlaşmadan haberi olmadan başkan olmuş, seçildikten sonra öğrenmiş.*

    çünkü olası kur artışını falan göz önünde bulundurmadan yazın taksitlendire taksitlendire harcanan 25-30 milyon euro arası bir para yokmuş gibi davranmamız gerekiyor. bu para da kulübün kasasından çıkmıyor. gigi becali daha dün açıklama yaptı morutan için 700 bin euro yeni aldık önümüzdeki ayda 1 milyon euro daha alacağız diye ama olsun.

    opsiyon 7 milyon euro'lara kadar inmişken, başlangıçta kiralık vermeyi benfica tarafı kabul etmişken gedson fernandes gibi bir değeri alamamamız sebebi hep bankalar birliği.

    çünkü gedson yazın para saçılan berkan-cicaldau-morutan alayından daha potansiyelsiz ve daha kötü bir futbolcu. taraftar da gedson istiyor diye kulübün mali yapısında habersiz ve gaflet içerisinde.

    ne kolay iş valla. vasat planlama, art niyetli kadro mühendisliği, genel kurul ve taraftara söylenen onca yalan vaat, detayları kamuoyuna dahi açıklanmayan kimin ne yediği belli olmayan sözleşmeler, galatasaray sevdasından sponsor olup kulübe para sokan iş adamları hariç sıfır kasa kolaylığı, fatih terim'i paravan olarak kullanarak kazanılan seçim. sonra da ben başkanım da başkanım.

    kılıf da dört dörtlük hazır bekliyor ; türkiye bankalar birliği borç yapılanması
  • 62
    yine bu başlıktayım çünkü canımın yandığı bir mevzu... biz niye borcumuzu ödemiyoruz ? niye kimse bunu sorgulamıyor ben asıl buna hayret ediyorum. tekrar ediyorum ben olsam 1 kuruş kredi vermezdim bu kulüplere
    işin en sinirimi bozan kısmı bu işin içerisinde kamu bankaları var hani senin benim vergilerimle desteklenen bankalar konuyu ajite etmemek için ziraat bankası ile ilgili görüşlerimi yazmayacağım.

    şartları ağır mı ? evet zibilyon kere yazdık ağır.
    kemerini sıkarsan ödeyebilir misin ? rahat rahat ödersin.
    planlı programlı hareket edip popülist davranmazsan başarılı olur musun ? evet olursun.

    kulübün 5 milyar borcu var nasıl ödeyeceğiz ? bankalar bize kolaylık sağlasın, niye sağlasın abicim ? bana niye sağlamıyorlar mesela ?
    ben şirketimin kredilerini ödeyebilmek için tefeci faizi ile kredi alıp boğazımdan kısarak, yıllardır geceleri 5 saat uykuyla yaşayarak ve evet ! seve seve ödüyorum.
    o kulüplerde paşa paşa ödeyecek. iş bilmezlerin elinde bu hale geldi bu borç.
    5'li müteahh-it'e kolaylık sağlanıyor bize sağlanmıyor gibi bir savunma olacaksa hiç tartışmam.

    asıl suçlu tüm genel kurul. ne bankalar ne de bu anlaşma.
    milyonlarca borcu kim yaptı ? o genel kuruldan çıkan yönetimler değil mi ? sonra güle oynaya alkışlayarak ibra edilmediler mi ? bu adamlara mı güvenceğiz bu borcu ödemeleri için ?
    kulübün geleceği nedense sadece kişisel problemleri olan adamlar "tartışmalı" iş yapınca akıllarına geliyor.
    şurada birinin gıcığına giden bir yazı yazsak yedi ceddimize kadar araştırlarlar tıpkı iki hafta önce burak elmas yönetiminin tüm üyelerinin yedi ceddi araştırıldığı gibi ama geçmiş yönetimlerin yaptığı hatalar sadece kişisel ilişkilerine göre değerlendirildi bu kulüpte.
    rahmetli özhan canaydın dönemi mesela bir kişi çıkıp diyor mu zibilyon tane transfer yapıldı geri dönüşü nedir diye ?
    sanırsın tek hatalı transferlerimiz diagne, hayroviç ya da kevin grosskreutz vs.

    bana kalsa katkılarından dolayı her birine "kendinizden utanmalısınız" şeklinde bir metin gönderilip ihraç talebiyle disipline gönderilmeli. bu üyelerin bir daha galatasaray'ın önünden geçmesine bile izin verilmemli. laf'a gelince taraftara demediğini bırakmayan kendini seçilmiş kişi zanneden bu üyeler bu borcu ödemek için çıkartıp masaya vurmuyorsa "benim adamlarımın olduğu yönetimler" şöyleydi "diğerleri böyleydi" hikayesini bıraksın.

    özetle galatasaray genel kurulunun yapısı problemlidir. kullübün bu hale gelmesinde en büyük pay kendilerindedir ve şimdi bunun üstünü örtmek için bir günah keçisi arayışındalar. o da bu anlaşma ve bu anlaşmayı imzalayanlar.

    ne güzel memleket herkesin yaptığı yanına kar kalıyor.
    bu yapılandırma olmasa kimse o borcu ödemek için kemer falan sıkmazdı twitter'da iki hastag açılsın anında mali displin falan bir kenera bırakılır milyon euro'lar saçılmaya devam ederdi.
    paramız yok mu ? transfer yapmayacağız.
    gelirlerin belli önce her vatandaş ya da her kurum gibi borcuna ayıracaksın sonra gidersin arkadaşlarına bol sıfırlı maaşlar dağıtırsın.

    galatasaray'ı satma projesiymiş geçelim lütfen. 5 milyar borcu yaptıranlar sattı bu kulübü.
    ee hadi görelim o zaman bir tane delikanlı çıksın ben ve arkadaşlarım şu planla bu borcu ödeyeceğiz desin.
    nasıl ödeyeceksin ? yine 40 milyon kasa kolaylığıyla geliyoruz her şeye hazırız diyerek gelip "ama biz bu kadar olduğunu bilmiyorduk" hikayesine sarılan bir yönetime inanacaksanız sizin bileceğiniz iş.

    son söz biz borcumuzu ödediğimiz sürece kimse kulübe bir halt yapamaz.

    not : mesajım kimseye yanıt değildir yanlış anlaşılmalar olmadan belirteyim.
  • 63
    gedson transferinde buyuk ulu manitu burak baskan ve ekibini aklamak icin kullanilan bahanelerden bir tanesi.

    benim merak ettigim konu ise su, batti batiyor diye dalga gectigimiz jokey kulubu bizim bir senede bitiremedigimiz (bahane de sicak para, transferin bedelinin kasada bankada vs bulundurma zorunlulugu imis) transferi ister ikili iliski ister arkadan dolasma diyin dort saatte nasil bitiriyor?

    arkadas bu kulup bu kadar mi gucsuz bu kadar mi aciz ki bir destek bulunamadi, bir yol yordam cizilemedi de gedson alinamadi? tff ile dusmaniz, hakemlerle dusmaniz, diger tum takimlarla dusmaniz, havayla suyla dusmaniz hepsi ile de hakli sebeplerimiz var hic mi kazandiginiz savas yok be belmas baskan?

    keske uye olabilseydim de size elestirilerimi yuzunuze yuzunuze soyleyebilseydim cunku gorunen su ki siz hala kendinizi baskan saniyor iyi yolda oldugunuzu dusunuyorsunuz.
  • 64
    galatasaray bunun ilk ödemesini nasıl yapacak bilmiyorum.
    çünkü kasa kolaylığı yapamıyoruz, gelir desek futbolcu satamiyoruz. onun dışında farklı bir gelir kaynağımız da yok.
    gider desek yaptığımız transferler sebebiyle bir sürü ödeme var, daha bu sene yolladığımız falcao, bize dava açan belhanda vs.

    harbiden çıkış yolu nedir bilmiyorum. aslında biliyorum da o acı reçeteyi kabul edecek insan sınırlı (para eden herkesin satılması, yüksek maaş herkesin yollanması, ancak ve ancak gelen paranın 1/3'unun harcanması, basit ucuz futbola dönüş, yedeğe para harcamama ve altyapı kullanma, maaş seviyesinin vergi öncesi 10-15 milyona düşmesi vs).

    bilmiyorum, bu kulüp satilmazsa bana göre tek çıkış yolu bu. diğer türlü yönetime gelen herkese kolaylıklar çünkü bu kulüp yönetilemez durumda.
  • 66
    galatasaray'ın mevcut yapılandırma anlaşması 19 mart 2021 tarihinde yapılmış, 28 mayıs 2021 tarihinde tamamlanmış, 2.229.808.343 tl değerinde, tlref+%1 (veya %1.5) faiz oranındadır. bu bilgi 9 ağustos 2021 tarihinde yayınlanan 31 mayıs 2021 tarihindeki bilançoda yer almaktadır. faiz oranına bağlı olarak tlref üstüne 1 veya 1.5 eklendiği yazıyor bilançoda ama ayrıntısı yer almıyor.

    fenerbahçe'nin de bilançosuna baktım, onların borcu 2.9 milyar, faizleri tlref+1.5, bizdekine benzer 1 veya 1.5 yok sanırım, ya da varsa da bilançoya yazmamışlar.

    tlref türk lirası'nın finansal kuruluşlar arası piyasadaki gecelik faiz oranı, tcmb'nin politika faizini yakın takip ediyor. şu anda %14,5 seviyesinde. faiz ödemelerimiz yıllık olduğuna göre muhtemelen yıllık ortalaması kullanılacaktır. bu yıl için bu ortalama %16-17 seviyesinde olabilir. üstüne bizim +1 veya 1.5 puanımızı koyunca yıllık faizimiz bu sene için %18 civarında olacaktır diye tahmin ediyorum. bu da 31 ağustos 2022 tarihinde 400 milyon tl tutarında bir faiz ödememiz olacağı anlamına geliyor.

    bankalar birliğiyle yaptığımız anlaşma 9 yıllık, ve ilk ana para ödemesi 2023 ağustos'ta. bizim 2022 ağustos'ta 400 milyon tl faiz ödeyebiliyor olmamız gerekiyor. eğer ödenecek faiz 31 ağustos 2022'ye kadar tahakkuk edecek olanın tamamıysa yıllık değil 15 aylık olacağı için bu faiz yükü 500 milyon lira civarına da çıkacaktır. sorun şu ki, elimizdeki son bilanço olan 30 kasım tarihli bilançoya göre bu takımın altı aylık faaliyet kârı 100 milyon lira civarında, ebitdası da 59 milyon tl. üstelik yıllık hesapta bunu basitçe ikiyle çarpamayız, çünkü sezonun ikinci yarısında daha az gelir yarattık, el gelirlerinin önemli bir kısmı ilk 6 ayda oluşmuştu. avrupa gelirlerimiz yayına ek olarak ayakbastı parası, puan gelirleri ve grubu lider bitirip son 16'ya kaldığımız için hak kazandığımız bonustan oluşuyor, 12 milyon euro civarında, yayınla 16-17 milyon euro olabilir, ve bunun sadece son 2.3 milyon euroluk kısmı ve belki yayın gelirinin bir parçası 30 kasımdan sonra oluştu. önümüzdeki aylarda ise bu hiç olmayacak. daha da fenası, eğer avrupa gelirlerini çıkarırsak faaliyet zararı olduğu da görülüyor, gelecek sezon avrupa'da yer almayacağımız için düşeceğimiz durumu şimdiden öngörebiliyoruz.

    bütün bunlara ek olarak, yayın ihalesiyle birlikte düşen gelirleri de hesaba kattığımızda 2023 ve sonrası için durum daha da karanlık hâle geliyor. galatasaray'ın bu süreçten kendisini çıkarabilecek yetenekli, zeki, iş bitirebilen kadroları tevfik fikret salonundan çıkaramaması halinde iktidar ve yandaşları kayyum sıfatı altında o kadroları kendi bünyelerinden galatasaray'a idareci atamak için hazırda bekliyorlar, ve bu gidişatın sonu, bu sezonki sportif başarısızlıkla birlikte düştüğümüz karanlık çukurun dibinin olmadığını gösteriyor.

    galatasaray'ın mevcut durumda bu cendereden çıkabilmesinin tek yolu riva'dan her yıl bu anlaşmanın taksidini ödeyecek kadar paranın gelebilmesi. şimdilik ufukta o kadar yüksek bir gelir görünmüyor.

    şunu da eklemeliyim, iki yıl anapara ödemesiz 9 yıl vadeyle tlref+1.5 puan faizli kredi, 2021 baharında varılabilecek en iyi yapılandırma anlaşmasıydı. cengiz'e veya herhangi bir yönetime bu anlaşmayı bu şekilde imzaladığı için suç bulmuyorum. galatasaray'ın bundan başka çaresi yoktu, ama bu anlaşma da sportif başarısızlık ve düşen yayın gelirleriyle birlikte, özbek zamanında yeterince verimli değerlendirilemeyen riva'nın da fark yaratamaması ihtimali eklenince galatasaray'ın batışına çare olamamış olacak.

    galatasaray'ın bu cendereden çıkabilmesinin yolu düşen takım maliyetiyle birlikte bu sene ve her sene avrupa ligi'nde yer alıp en azında 10 milyon euroluk bir avrupa geliri yaratabilmekti. ama ne yazık ki kurulan kadro avrupa'da başarıyı yakalasa da gelecek yıllarda avrupa kupalarına gidecek bir pozisyonda yer almayı başaramadı.

    son olarak şunu eklemeliyim. mantıklı bir finansal planda borcun anaparasını ödemez, çevirirsiniz. bizim de yapmamız gereken budur. borcun tl olarak anaparası sabit kalacak şekilde her sene o borç çevrilmelidir. kısacası 2030'a kadar sadece faiz ödeyip borcun anaparasını her sene yeniden çevirdiğimiz durumda 2030'da 2.3 milyar tl borcumuz olacak demektir. bu da o günkü kur ve o güne kadar yaşanan enflasyon düşünülecek olursa gayet kabul edilebilir bir seviye olarak kalacaktır. kulüplerin kâr ederek borç yükünü azaltması gerçekçi bir plan değildir, borcu 2030'a kadar çevirebilmeleri dahi büyük bir başarı olacaktır. eğer bankaların ve onlara bu krediyi verdiren iradenin amacı kulüpleri ele geçirmek değil de sürdürmekse zaten yaşanacak olan budur. aksi takdirde fenerbahçe gibi zengin üyelerine dayanabilen kulüpler yollarını bulur, galatasaray ise kaybeder.

    edit: ben faiz ödemesini toplam borç ve faiz oranı üzerinden hesapladım, ama şuradaki bilgi eğer doğruysa faiz ödemesi toplam faizden az olabilir. https://www.sporx.com/...XGLQ51172SXQ?sira=14 galatasaray'ın sabit gelirlerini oluşturan yayın, sponsorluk ve gişe gelirleri toplamı 2020-2021 sezonunda 500 milyon tl civarındaydı, fakat bu gelir içinde stadyum geliri çok azdı. bu sezon yayın ve sponsorluğun benzer seyredip gişenin artışıyla bu oran 600-700 milyon tl'ye çıkıyor olabilir. bu durumda 2022-2023 sezonunda ödenmesi gereken faiz 150-200 milyon civarında olacaktır.

    diğer yandan, aynı haber serisinde yer alan şu madde de kritik. https://www.sporx.com/...XGLQ51172SXQ?sira=15
    yazın oyuncu satışından gelecek gelirin yarısı otomatik olarak faiz ödemesi için bloke edilmiş olacak demektir bu. kısacası 2022 yazında oyuncu satıp aynı miktar yatırımla yeni oyuncu almamız gibi bir durum söz konusu olamayacak.
  • 67
    taraftarlarımızın net şekilde anlayamadığı anlaşma.

    çünkü ffp'de yeni alınan yıllık gelirin %70'ini harcayabilirsin kararına ek, yılık ödenecek 300 milyon liralık faizleri olan bir anlaşmaya rağmen hala küçülmenin kötü bir şey olduğunu konuşabiliyoruz. euro kurunun 15-16 lira olduğu bir ülkede sporun evrensel para birimine karşı kazandığın anda 15'e bölünerek küçülen bir geliri yönetmek kolay değil. dövizin 2-3 lira olduğu, ffp esnekliğinin olduğu ve istediğin gibi makbuz karşılığı kasaya para koyup çıkardığımız günler geride kaldı artık. bugün kasaya 50 lira bile koysa bir isim bunu almak için 7 yıl beklemek zorunda.

    futbol yönetimi ülkede kurumsal olarak yapılanmak zorunda. denk bütçeyle ilerlemek tek çıkar yol. adı küçülmeyse, küçülme. ama yıllık 2 milyon euro maaşlar geride kaldı artık. oyuncu satmadan harcanabilecek bonservisler, imza ücretleri bol keseden satılabilecek bonuslar geride kaldı artık. kalmak zorunda. her alanda kurumsallığa geç kavuşan ve hala da pek çok sektörde kurumsallığa kavuşamamış bir ülkede kara balta futbol düzeninin gidebileceği yer maksimum bu kadardı zaten. deniz bitti.

    seneye * şampiyon 4 ön eleme oynuyor ucl için, konferans ligi grupları için bile 3 ön elemeden geçmek zorunda ligde 2-3. sırada yer alan takımlar. ne için büyüyeceksin? ya da kim için?

    futbolunu nadasa bırakıp kurumsal olarak yapılanmadıktan sonra bu şekliyle sürdürülebilir değil.

    tek parti chp dönemi atıfı gibi her fırsatta lise kavramına sürekli küçük olsun bizim olsun yaftasını vurup cumhuriyetin en doğru işleyen demokrasi mekanizmasını görmeyenler çözümü kulübün kapısından hiç geçemeyecekleri rus oligark monarşi düzeninde mi arıyor?

    yapmayın allah aşkına. galatasaray taraftarın olacaksa şuan ki düzen size bir gün zorda olsa üye olabilme hayalini kurdurduğu içindir. bu daha da kolaylaştırılabilir bir gün. ama biz ona sahip çıkmazsak istediği gibi keyif düzecek oligark mı dersin, arap şeyhi mi dersin yoksa konsorsiyum mu dersin yürütecek birileri çıkar elbet. o zaman da sadece baktığınla kalırsın.

    edit: imla.
  • 68
    https://twitter.com/.../1519022084789313539

    --- alıntı ---

    galatasaray ve tüm kulüplerin ödemeleri 1 yıl ertelenecek gibi gözüküyor. bankalar birliği ödemeleri faiz olmadan, bir yıl kaydırılacak.

    --- alıntı ---

    kaynak çok güvenilir değil ama haberin içeriği bende doğru olduğu yönünde ciddi bir kanı uyandırdı. zaten tüm taraftarlar içten içe düşünüyordu böyle bir şeyin olacağını.
  • 69
    gariban vatandaşı dibine kadar sömüren bankaların böylesi bir enflasyon ortamında ödemeleri faizsiz bir sene ertelediği haberleri çıkan yapılanma.

    doğru olduğunu sanmıyorum ve doğru olmasını istemiyorum. geçen açıklanan tablolara göre inanılmaz kar yapmış durumda bankalar. halktan kazandıklarını berbat yönetilen ve rant yuvasına dönmüş türk kulüplerine peşkeş çekmelerini istemem.
  • 70
    bu bankalar birliği borç yapılanması ile kulüplerin bütün dış borçları tek bir yere ödeme olsun diye sıfırlanmadı mı?
    diyelim normal şartlarda kalemspor'un 2 milyon lira borcu vardı.
    bu anlaşma ile borç kapatıldı ancak takarbank dedi ki sen bana bunu 4 milyon olarak geri ödeyeceksin.
    yani 28 mayıs 2022 tarihi ile kalemspor'un borcu 4 milyon lira oldu ve bunu uzun vadede yapacak.
    bu takıma yeni başkan geldi 4 milyon lira borç var ve yıllık olarak ödenecek. toplam 8 yılda, yıl yıl 500 bin lira olarak ödenecek.
    şimdi bu kalemspor'un kendi içinde dönmesi lazım yani yıllık kazancı 500 bin lirayı geçmesi şart.
    eğer geçmiyorsa zaten hem borcu ödeyemeyecek hem de kendini çeviremeyecek.
    peki bu borcu normal şartlarda ödeyen takımlar hala nasıl borcuna borç katıyor?
    yani senin borcun normal şartlarda sıfırlandı tek yere sabitlendi.
    sonra sen o borcu kapatmadan başka borçlara da giriştin.
    peki buna bu yasalar neden izin veriyor?
    yani 1 sene içinde borcun sadece 4 milyon lirayken neden 6 milyon liraya çıkıyor?
    demek ki burada bir kaçak var.
    işte bu kaçaktan o dönemin yöneticileri sorumlu olmak zorundadır.
    sonra da çıkıp genel kurullarda işte benden önce de vardı diyorlar.
    o zaman sen borcu eritemiyorsan faaliyet dönemini zararsız kapat.
    bir de bu borcu bile bile gelmek var bu görevlere.
    yani sürekli bir aldatmaca sürekli bir laf cambazlığı.

    ahmet nur çebi

    "hepimiz buralara getirdik bu durumu. ileride daha düzenli olmalıyız. içinde bulunduğumuz durum hiç hoş değildi. bankalar gereken desteği vermeselerdi türk sporunu daha ileri taşıyamayacaktık. bundan sonra mali disiplin içerisinde olmak zorundayız. belki bugünü kurtarmış olabilir ama ilerisi için bu kulüplerin yaşayabilmesi için yöneticilerin mali disipline sahip çıkmaları, populist davranışlardan uzak durmaları gerekmektedir"

    şimdi okuyoruz işte ahmet nur çebi başkanlığında beşiktaş'ın borcu 2 kat artmış.
    yani bu borç bankalar birliğinin sıfırlamasından sonraysa bir düzelme yok. aynı tas aynı hamam devam ediyor.
    peki sorumlu olacak mı bu borçlanmadan?
  • 73
    diğer kulüplere göre faiz oranı uygun falan deniliyordu ama illaki konuşulmuştur bu durum.

    lazarin kahvesi dostumuz konuya daha hakim ve şöyle bir bilgi ile geldi, bilgisi dahilinde paylaşıyorum,

    --- alıntı ---
    gerçekten de piyasa faiz oranlarına göre çok düşük bir faiz oranından yapıldı bankalar birliği antlaşması. devlet politika faizini hala düşük tuttuğu için de borçlanmak istediğimizde, bankalardan alabileceğimizden çok daha düşük bir faiz ödüyoruz. bu bile yıllık 400 milyon tl tutuyor ki buradan durumun vehametini anlayabiliriz.

    burada kritik nokta, bu anlaşma sabit faizli bir anlaşma değil. libor+1 gibi bir faiz oranı var ki devletin faiz politikası değişmedikçe hala düşük ve çok risk taşımıyor. ama devletin faiz politikası klasik iktisat ilkelerine uymadığı için hep böyle süremeyeceği konusunda herkes endişeli. döviz kurunun uçup gittiği, enflasyonun %80 ler seviyesinde gezdiği bir ekonomide düşük politika faizi bu iktidar değiştiği gün yükselecektir. faiz arttırımı demek bugün 400 milyon tl ödediğimiz yıllık faizin belki de 1 milyar tl seviyelerine yükselmesine yol açabilir çünkü dediğim gibi anlaşmadaki faiz aslında sabit değil. devlet politika faizini reel ekonomik göstergelere rağmen yükseltmediği için hala çok düşük sadece.

    bu arada anlaşmada faiz enflasyona göre değişmiyor -öyle olsa yanmıştık :) libor + 1 yani kısaca bankaların borçlanma faizine göre ayarlanıyor. tr de buna politika faizi diyoruz işte.

    --- alıntı ---

    yani bugünden ileride ne olacağını kestiremiyoruz. faiz bu şekilde kalırsa işimize geldiği halinde bile yüksek bir ödemesi var. bir de faiz yükselirse iyiden iyiye zor durumda kalırız.
  • 74
    aslına bakılırsa, bu anlaşmadan çıkmamak lazım.
    zira çıkıldığı anda, kulübün borçları bir anda devasa boyutlara ulaşabiliyor.

    devre arası transfer döneminde, nelsson'u 25 milyon euro'ya satabilirsek, bu paranın direkt olarak borçlara gitmesi kulübün hayrına olur. yalnızca bu satıştan gelecek para bile, tüm borçlarımızın 1/6 kadarını kapatıyor.

    yine harici oyuncu satışları ve diğer gelirlerin de öncelikle borçların ödenmesi için tahsil edilmesi kulüplerin hayrına bir durumdur.

    bu borçlar bir şekilde, en kısa zamanda ödenmeli, aksi taktirde kulüpler batar.

    bu anlaşma olmazsa, kulüp yöneticileri pervasızca para harcar, arkalarında enkaz bırakıp giderler.
    ayrıca, yine bu anlaşma varken, bazı kulüplerin yöneticileri ceplerine para indirme konusunda oldukça zorlanıyorlar.

    anlaşmadan çıkılmasına karşıyım.

    bakın, bankalar birliği anlaşması varken de, yıldız oyunculardan kurulu bir takım kurabildik.
    demek ki, yapılabiliyormuş.

    bankalar birliği anlaşmasından kesinlikle çıkılmamalı.
  • 75
    bizim açımızdan anlayamadığım bir olay var;
    yanlış görmediysem biz sabit faiz dememişiz ve şu anki ekonomi bilimi karşıtı yönetimin kararları ile bu konuda kazançlıyız.

    peki seçim sonrası malum kişiler ya da yerine gelenler faizi artırmak zorunda kalırsa nasıl olacak? şu an övülen ve süper olduğu söylenen karar bu sefer eleştirilmeyecek mi?

    yoksa ben mi yanlış anlıyorum, okuyorum.

    edit: doğruymuş. çoğumuzun ortak düşüncesi de bu sebepten hızlıca çıkmaya çalışmamız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın