biz susalım, iki güzel insan şenol güneş ve oktay mahmuti konuşsun. geçen sene türk sporu için neler söylemişler, bugün insanların öldürüldüğü, şiddetin artık doruk noktasına geldiği bu günleri nasıl önceden görmüşler ve biz ne yapmışız;
şenol güneş bir basın toplantısında konuşuyor;
''ülkemizde de aynı durumu istiyoruz. özellikle barışın olmadığı bir adalet olmaz. adalet ararken barışı da kaybedeceğimizi düşünüyorum. şu anda tehlikeli bir gidişteyiz. sahada biz yeneriz, rakip yenebilir, berabere kalırız, şampiyonluk kaybedilebilir, kazanabilir ama kitleleri tahrik eden bir anlayışla hiçbir yere varamayız. şu anda o durumdayız. 25 yıllık antrenörlük hayatımda gizli bir tehlikeyle karşı karşıyayız. yıllarca güneydoğu’da sıkıntılar çeken bir ülke durumundayken, biriken sorunlarımızı çözemeden ne hale geldiğimizi siz görüyorsunuz. futbolun birleştirici unsurunu maalesef ayrıştırıcı duruma getirdik. onun için yetkililerin sorumlu olmasını söylüyorum. medyadan yorumcu değil, sorumlu olmasını diliyorum. çok tahrik var. biz kitleleri durdurmaya çalışıyoruz. oysa onlar azdırmaya çalışıyorlar. bunun sonu yok, bu gidiş iyi gidiş değil.''
''futbol insanları birleştirmek için bir araçtı. şimdi ise ayrıştıran bir araç oldu. birbirini tanımayan insanlar sporla bir araya geliyorlardı. bugün tam tersine ayrışıyor. dediğiniz insanlar yabancı insanlar mı? aziz bey, aykut bey, x kişiler, bunlar neden biraraya gelemiyorlar. kim yaptı bunları? ben yapmışsam hesap vereceğim. suçlular hesabını verecek. çekmediği müddetçe bunlar böyle devam edecek. bahsettim kimlerin ne olduğunu, nasıl ilişkileri olduğunu. bugün herkes biliyor. hukuken aklanabilirsiniz, vicdanen aklanamazsınız. hukuka uydurursunuz. hukukçular da buna uyarlar. çünkü türkiye'de böyle. size söyledim, isimler verdim. bunlar hukuku böyle uyguladılar geçmişte. yine devreye giriyorlar veya yenileri ekleniyor. çünkü bundan bir zarar çekmiyorlar. ben çekiyorum, benim canım yandı. elimdeki belgeleri gazeteciye verdim yayınlamadı. şimdi olmayanları yazıyor. benim isim vermem doğru mu? canım yandığı için. kullandığım bir söz var. ‘hukukun gücü değil, gücün hukuku var’ dedim. hiç değişmedi ülke, değişmiyor da. bu söylemleri bir beklentim olduğu için söylemiyorum. ne çocuğuma iş arıyorum, ne ihale ne de başka bir şey bekliyorum. sadece huzur ve mutlu olmak istiyorum. benim yaşım 60. 10-15 yaşında futbolculuğun serseri, ahlaksızlık işi olmadığını ispatlamak için yıllarca oynadım, hiç değişmedim. olabildiğince sakin kalmaya çalıştım. bugün benim canım yanıyor. geçen 45 yılıma üzülüyorum. keşke o günler olsaydı. serseriler, ahlaksızlar işi olsaydı daha iyiydi. şu an çok daha tehlikeli bir durumdayız.''
(bkz:
şenol güneş)
ve gelelim olaylı bir fenerbahçe deplasmanı sonrası, koç oktay mahmuti'nin açıklamalarına;
“benim söylediklerim unutulur ama yarın yine aynı şekilde küfürler edilir, şişeler atılır, kavgalar edilir ve hayat devam edebildiği yere kadar devam eder ama biz türk sporunu bu şekilde bir yere götüremeyiz. şunu söylemek istiyorum; ben türk sporunda bir yöneticiyim ve sadece üstüme düşeni yaparım. ben bir şahısım, taksim meydanı’na çıkıp insanlara bunu anlatamam. daha önce de dediğim gibi insanlara verdiğinizi alırsınız ve kavga ile şiddet verdiğiniz sürece hep kavga, şiddet alırsınız. aslında bunları benim değil, bu işte daha yetkili daha akıllı olması gereken kişilerin anlatması lazım ama ne yazık ki o noktada değiliz. ne yazık ki, bir spor adamı olarak söylüyorum bunu şu an, galatasaray antrenörü kimliğiyle söylemiyorum, türk sporunda nefret, taraftarlığın çook çok önüne geçti. bu, herkesin suçu. benim, sizin… herkesin suçu. insanlara ne verirseniz, onu geri alırsınız. gazeteleri açın, bir bakın, her taraftan nefret, kavga kopuyor. televizyonlara bakın, her tarafta nefret, kin ve kavga… bunun devamında burada şölen bekleyemezsiniz. burada şölen beklemek çok zordur. ben bu işi biliyorum ve seviyorum. ben bir basketbol antrenörüyüm ve bu durum çok üzüntü verici bir durum.”
''biz ne yazık ki bunu veriyoruz ve çok sayıda insan bundan besleniyor. şu an geldiğimiz nokta bence çok iç açıcı bir nokta değil. dilerdim ki; ben haksız olayım ama ne yazık ki benim düşüncelerim bu yönde ve ne yazık ki türk sporu olarak iyi yolda gitmiyoruz, bu çok net ortada. hangi gazeteyi açarsanız açın rakibe bir nefret var. demin de söylediğim gibi bu durumda maçlarda bir şölen bekleyemezsiniz. bu her şeyden önce bizim suçumuz ondan sonra buradaki insanların suçu.”
“farkında mısınız, birçok insan korktuğu için artık spor müsabakalarına gelmiyor. ben artık futbol maçlarını izlemiyorum. ne önemi var, deyip konuyu burada kapatabiliriz, bence de önemi yok aslında. artık futbol maçı izlemenin bir önemi yok ve ben izlemiyorum. o kadar küçük bir dünyada yaşıyoruz ki insanlar artık galatasaray taraftarı, fenerbahçe taraftarı, beşiktaş taraftarı olmayı tercih edebilir ama o spor müsabakalarında olmayı istemiyor. bir iki tuşa basıp bir manchester united, bir manchester city taraftarı olabiliyor. bir barcelona ya da bir real madrid taraftarı olabiliyor. artık dünya o noktada ama biz bunu kaybediyoruz. sporumuzu kaybediyoruz, bu güzelliği ve şöleni kaybediyoruz. yapacak bir şey yok. bana bugün burada küfür edildi ama neden küfür edildiğini anlamış değilim. ben bunu bir insan olarak nasıl hak ederim, anlamış değilim. sadece bana değil, birçok insana küfür ediliyor ve onlara da neden küfür edildiğini ben anlamış değilim. bana küfür edersiniz bu önemli değil. oktay buradan çıkar gider ve bunu unutur. gerçekten bu oktay için önemli bir şey değil. bu hepimizi nereye götürüyor ki? hepimiz aslında kafa sallıyoruz, onaylıyoruz, hak veriyoruz ama araba hâlâ aşağı doğru gitmeye devam ediyor.''
(bkz:
oktay mahmuti)
sanırım fazla söylenecek bir şey yok..