görevini yapan erk.
*şimdi basın nedir? türk dil kurumunun açıklamasına göre; gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat.
peki basının misyonu nedir?
* haber olanlar ve haberdar olmak isteyenler arasında köprü kurmaktır.
*genelden özele gidelim, türkiye'de basının misyonu nedir ? kısmen objektif haber vermek, kısmen halkı bilinçlendirmek, kısmen halkın yorum kabiliyetini geliştirmek, genellikle manipülasyon ama çoğunlukla tiraj ve kar.
daha da özele inelim biraz,
türk spor basınının görevi nedir? kısmen bilgi vermek, ama çoğunlukla bağlı bulunduğu medya grubunun tirajına katkıda bulunmak.
*türkiye'de türk spor basınının bir olayı okur kitlesine iletirken mübalağa sanatını kullanmasının nedeni, tirajlarını arttırmak ve dolayısıyla bağlı bulunduğu medyanın kar marjlarını yükseltmektir.
bunun için elindeki imkanları, kanunlar ve kurallar çerçevesinde
*, sonuna kadar kullanır. buna internet de dahil. şimdi medyanın amiral gemisi
* ve yanındaki fırkateynleri düşünürsek, bunda ne kadar başarılı olduklarını da görebiliriz.
*** şimdi bu medya grupları, internet medyasını daha etkili kullanmak için yanlış hatırlamıyorsam iki sene önce, yeni bir atılım yaptılar. günlük gazetelerde yayınlanmayacak, sadece internet üzerinden kitlelere ulaşabilecek yazarları kadrolarına dahil ettiler
*. bu yazarların da misyonu, olabilecek en kısa sürede dikkat çekmek, rakip kitleyi kızdıracak, taraftarı olduğu kitleye hoş gelecek yazılar yazmaktı. peki bunun amacı neydi ? tabii ki, internet sitelerinin izlenme oranlarını arttırmak. bu konuda mümkün mertebe homojen dağılıma gittiklerini düşünüyorum. bunlardan birkaç örnek vermek gerekirse;
meriç tunca,
* * seycan aksu * * fatih kaya * *bunlar ilk anda aklıma gelenler, hürriyet yazarları olarak bildiklerim. illa ki başka yayın organlarında da vardır bunlardan. sanırım milliyet ve habertürk'te de var bu blog tipi yazarlardan.
şimdi bu yazarlar bir yazı yazdığında, taraftarı olduğu kulüp forumlarında, bak ne güzel yazmış diye çıkar, rakip taraftarların olduğu forumlarda haddini bilmeyen yazar olarak çıkar. insanları tartışmaya ve laf sokmaya gark eder. ama sonuçta tiraj yaratır her kulüp taraftarından.
meriç tunca
galatasaray'ı küçük görür
fenerbahçe'yi yüceltir, fenerbahçeliler "helal olsun meriç tunca" der "duygularımıza tercüman oluyorsun" der, yazdığı yazıları forumlarında, her türlü platformda paylaşır ve mümkün olduğunca kitlelere yayar. tam tersini düşünürsek, galatasaraylılar da,
* "şerefsiz tunca neler yazmış, bu adama haddini bildirelim" diye ortaya çıkar. bu örneği diğer yazarlar için de genişletebiliriz.
bunun sonucunda ne olur? medya grupları için önemli olan ne galatasaray'dır, ne fenerbahçe, ne beşiktaş. onlar için önemli olan tiraj ve dolayısıyla kardır. ve bu şekilde amaçlarına ulaşırlar. sonuca giden her yol mubahtır.
bu yazılar çeşitli platformlarda paylaşıldığında, ve bu yazarlar insanlarda farkındalık yarattığında, isimleri ezberlenir, yazdıkları yazılar merak edilir, galatasaraylılar "ulan bu puşt bugün ne yazmış" diye okur, fenerbahçeliler "ulan yine ne laf sokmuş acaba?" diye okur. sonuçta yazdığı yazılarla galatasaray gibi bir kuruma zarar vermese de
*, kendi bağlı bulunduğu medya grubunun amacına hizmet etmiştir. internet sitesinin tık sayısına katkıda bulunmuştur.
çok kısa bir örnek vereyim, yazarlardan bağımsız, fenerbahçe maçından sonra, hürriyet internet, galatasaraylılardan fenerbahçelileri kızdıran fıkra diye bir haber yaptı. bu fıkra, haber değeri taşımasa bile burası da dahil olmak üzere, fenerbahçelilerin forumlarında bile sükse yarattı.linkler paylaşıldı. aradan 3-4 saat geçtikten sonra fenerbahçelilerden galatasaraylılara cevap diye bir haber çıktı ve yine sükse yarattı. peki bu haber değeri taşıyor muydu? kesinlikle hayır, ama bazı yayın organları,
* bunu manşetlerinden verdiler. forumlarda tartışıldı, internet siteleri ziyaret edildi.
bu haberlerden sonra kim kaybetti? galatasaray mı? fenerbahçe mi? ya da bunun sonunda bir kaybeden var mıydı? bence yoktu.
*peki kazanan kimdi? bu haberler sonucunda tıklanan internet siteleri. çünkü adamların amacı zaten taş atmadan, emek harcamadan bir haber yapıp, iki rakip takım taraftarından nemalanmaktı. sitelerinin ziyaretçi sayılarını yükseltmek, dolayısıyla reklam gelirlerini arttırmaktı.
* şimdi ben desem size okumayın kardeşim, yazdıklarını buraya getirmeyin, siz de dayanamazsınız. dayansanız da bir işe yaramaz, yine rakip takım taraftarları prim tanır.
*** meriç tunca'nın yazdığı her yazı fenerbahçe forumlarına yansır, her nasıl fenerbahçe'yle dalga geçen yazıların buraya getirileceği gibi. biz onlarla dalga geçeriz, onlar bizle dalga geçer. sonuçta medya kazanır.
boşuna demiyorlar medya için 4. kuvvet diye.
* kitleleri yönlendirir, infial yaratır, gerekirse hükümet devirir, gerekirse savaş çıkarır.
* biz galatasaraylılar "medya fenerlilerin elinde" deriz, fenerliler de "medyada galatasaray hakimiyeti var" der.
* biz de çıkar medyaya küfrederiz, fenerlisi de küfreder, beşiktaşlısı da. sonuç?
*şimdi güzel bir adım atıldı, milli eğitim bakanlığı ile rtük ortak bir program geliştirdi. ortaokullarda medya okur yazarlığı dersi başlayacak. bunun faydası olur mu ? ya da ne zaman bunun meyvelerini toplarız? yeni nesil bu gibi durumlarda prim tanır mı? dersin müfredatı nedir? ben bu soruların hiçbirine cevap veremem. bekleyelim görelim.
ha sorarsan ben ne yapıyorum. banane lan! ben radikal okuyup cnbc-e izleyen elit bir taraftarım.
* * ***