• 1287
    rıdvan açıklama yapıyor, fatih altaylı her birinin altına imza atarım ersin düzen 500bintl para alıyor diyor, ersin düzen bana saldırma 10da birini alıyosam namerdim diyor, ercan taner şerefsiz fatih altaylı önce telefonumu aç diyor, evren turhan programı terkediyor, millet murat kosova limon sat onurlu yaşa diyor, böyle bir gecenin en absürt olayı ise derin futbolda 21 eylül 2020 fenerbahçe hatayspor maçının taktiksel analizinin yapılması.
  • 1673
    2023-2024 sezonunun ilk haftalarında fenerbahçe sükseli skorlar alıp 5’te 5 yaptığında “salın fenerbahçe’yi premier ligde oynasın” diyenler vardı.
    bu sezon biz 5’te 5 başlayınca “ligde çok güçsüz takım var, 16 vey 18 takım olmalı” demeye başladılar.
    mesela 14 eylül 2024 galatasaray çaykur rizespor maçında biz rize’ye 5 tane atınca 25 ağustos 2024 çaykur rizespor fenerbahçe maçındaki kaleci rezilliğini örtmek için “demek ki sorun kaleci değilmiş” dediler.
    benim 4 yaşımdaki oğlum bile iki maçtaki kaleci farkını anlar ama işte öyle bir uşak olmuşlar ki, biraz daha cesaretlenseler “galatasaray bu sezon şampiyon olmasın” diyecekler.
    mesela bir kruniç vakası yaşandı memlekette. adam zorunlu opsiyon ile geldi, yazın bonservisi alındı ve muhtemelen üste para vererek kızılyıldız’a yollandı.
    peki medyada ne konuşuldu? sergio için ödenen tazminat. ben konuşulmasın demiyorum tabii ki ama bu kadar ikiyüzlülük, ahlaksızlık artık çok fazla.
    iki yıl üst üste şampiyon olmuş kadrodan tek sıkıntılı işimiz sergio iken, luan peres, joao pedro, samet akaydın vs vs bir sürü oyuncunun konuşulmaması medyanın ikiyüzlülüğüdür.
    ve en üzüldüğüm konu da bir sürü galatasaraylı gazetecinin bu durumu dile getirmemesi.
  • 1415
    bugün tekrardan nasıl vasıfsız bir basın olduklarını kanıtlamış olan yetersiz grup.

    galatasaray torrent adinda bir teknik direktör almış. bu adam senelerce dünyanın en büyük taktisyeniyle çalışmış çok büyük bir taktisyen.

    sn torrent 21 şubat 2022 göztepe galatasaray maçı sonrasında türk spor basınının karşısına çıkmış ve bir analiz yapıyor. diyor ki rakip 3-2-5 oynadı bizim kanatlar geri gelince geride 6 kişi kaldık bu yüzden çıkamadık geri yaslandik. sonra 4-3-3e döndük ileriyi dar tutup stoperlere bastık takımın on liberosunu top rakipteyken stoper bizdeyken orta saha oynattik vs vs diye uzun uzun anlatıyor. adam ama başarılı ama başarısız futbolla alakalı bu ülkede görülmüş belki en güzel analizlerde birini yapıyor. taktiksel bir şey anlatıyor , futbolla ilgili bir fikir ortaya koymuş onu anlatiyor. bütün bu analizin sonunda gelen ilk soru şu, bakın tekrar ediyorum türk basınının bu dünyaca tanınan taktisyenin dakikalarca süren analizinin ardından gelen ilk soru kabaca şu: arda turan fatih terimle görüşmüş yorumunuz ne? soracaklari sorunun kalitesi bu. çünkü torrentin taktik analizini anladıklarını bile sanmıyorum.
  • 1424
    23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçına kadar hatırlarsınız kadıköy derbileri öncesi galatasaray en son x gün önce yendi,galatasaray en son x dakika önce yendi,galatasaray en son yendiğinde dolar kuru şu kadardı gibi yazılar yazarlardır.şakalar komiklikler falan.

    10 nisan 2022 fenerbahçe galatasaray maçı öncesi yazın bakalım fenerbahçe en son kadıköy'de galip geldiği 2016 senesinden beri kaç gün geçmiş,kaç dakika geçmiş,dolar kuru ne kadarmış.

    sahiplerinizden izin alabilirseniz yazın bakalım.
  • 1411
    çaykur rizespor 6 ay kiralık oynatacağı bir oyuncuya 2m euro nasıl neden ödüyor diye soran bir tane adam akıllı yorumcu var mı?

    beşiktaş 6 ay faydalanamayacağı bir oyuncu için neden böyle alelacele bir transfere kalkıştı diye soran var mı?

    galatasaray 7.5m euroya oyuncunun bonservisinin tamamını alacakken neden beşiktaş 6m euroya bonservisin yarısını alıyor diye soran bir basın mensubu oldu mu?

    akıl mantık reyting yapmıyor tabii. türk futbolunda herkes kaostan besleniyor.
  • 1418
    hıncal uluç geçenlerde bunlarla ilgili "yabancı hoca ile yabancı yardımcılar da gelince dil bilmedikleri için içerden haber alamazlar. bu yüzden de türkler gelsin de ben yolumu bulayım diye yabancıları eleştirip dururlar" demişti. torrent'e yapılan kaşının üzerinde gözü var tipi eleştirileri görünce ister istemez adama hak vermeye başlıyor insan.
  • 1334
    irfan can transferinde galatasaray aleyhine nasıl topyekün şekilde algı oluşturmaya çalıştıkları bir kez daha ortaya çıktı.

    galatasaray futbolcularını değersizleştirip, fenerbahçeli futbolcuları değerli göstermeye çalıştılar. güya irfan'a karşı diagne, luyindama, emre kılınç gibi isimleri farklı kombinasyonlarla 6-7 milyon euro üstüne teklif ettiği iddia edildi. tek başına 10+ milyon euro edecek oyuncuları değersizleştirme çalışmaları galatasaray muhabirleriyle başlarken, fenerbahçeliler de atladı, en son gürcan bilgiç luyindama + diagne + 6 milyon euro diye haber üfürüyordu.

    sonra ne oldu. fenerbahçe işin içine girince fenerbahçe bu transferde takasta kullanabileceği çok kaliteli oyuncuları var algısı başladı. kim bunlar? deniz türüç, cisse, sosa. fenerbahçe'nin maaşlarından kurtulmak istediği 2'si 35 yaşında olan 3 topçu. yaşlılıktan muzdarip başakşehir bunları kabul edecek? diagne'yi kabul etmeyecek, aynı stilde, çok daha az gol atan 35'lik cisse'yi, üstelik demba ba varken kabul edecek? gece alemi yapmaktan yürüyecek hali kalmayan sosa'yı kabul edip 2 milyon maaşını verecek. en makulu deniz, bir iki iyi maçtan sonra dökülmüş, 19 maçta 2 asistle oynuyor. seneye 1,750 milyon olan maaşını verip kiralar mı başakşehir bir daha acaba?
  • 1091
    kendi illüzyonunu yaratarak kamuoyunu yönlendirme gayretindedir. 2017-2018 türkiye futbol sezonunda, galatasaray'ın beklenmeyen çıkışını absorbe ederek, güzel bir mekanizma geliştirmişler: galatasaray büyük maç kazanamıyor, küçük maçların büyük takımı...

    ezberlerinde olan oturmuş takım algısıyla beşiktaş'ı bu kategoride değerlendir(e)miyorlar. halbuki kamuoyunun hemfikir olduğu büyük takımlarla yapılan maçlara baktığımızda ezberlerini bozacak argümanı da görmüş oluyoruz.
    kimdir bu büyük takımlar?
    başakşehir, trabzonspor, fenerbahçe.

    derbi* öncesi bu üç takımla oynanan maçların sonuçlarına bakalım.
    beşiktaş-başakşehir*: 1-1.
    beşiktaş-trabzonspor*: 2-2.
    fenerbahçe-beşiktaş*: 2-1.

    ortak algının şampiyon gördüğü beşiktaş'ın büyük maç karnesi bu. evinde olan maçları kazanamamış, dışarıdakileri kaybetmiş. tıpkı bizim gibi. biz de evimizde fenerbahçe ile berabere kaldık*, dışarıdaki iki maçı kaybettik**.

    ama yaratılan durum bu değil. o nedenle bunun adı illüzyondur. elbette farklı bakış açıları geliştirilebilir. galatasaray'ın büyük maçlarda oynadığı oyunlar, diğer maçlardaki anlayıştan farklı olabilir. tudor büyük maçları yönetemiyor olabilir. bir takımdan 5 yemek bizim için olası da değildir, kabul. ancak; beşiktaş'ın puan kayıpları konsantrasyon eksikliğiyle, galatasarayınkiler de büyük maç kazanamama ile sabit değildir.

    algılarınızın ayarlarıyla oynamayınız. bu basın hep böyle fikri sabittir.
  • 189
    görevini yapan erk. *

    şimdi basın nedir? türk dil kurumunun açıklamasına göre; gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat.

    peki basının misyonu nedir? * haber olanlar ve haberdar olmak isteyenler arasında köprü kurmaktır. *

    genelden özele gidelim, türkiye'de basının misyonu nedir ? kısmen objektif haber vermek, kısmen halkı bilinçlendirmek, kısmen halkın yorum kabiliyetini geliştirmek, genellikle manipülasyon ama çoğunlukla tiraj ve kar.

    daha da özele inelim biraz, türk spor basınının görevi nedir? kısmen bilgi vermek, ama çoğunlukla bağlı bulunduğu medya grubunun tirajına katkıda bulunmak. *

    türkiye'de türk spor basınının bir olayı okur kitlesine iletirken mübalağa sanatını kullanmasının nedeni, tirajlarını arttırmak ve dolayısıyla bağlı bulunduğu medyanın kar marjlarını yükseltmektir.

    bunun için elindeki imkanları, kanunlar ve kurallar çerçevesinde *, sonuna kadar kullanır. buna internet de dahil. şimdi medyanın amiral gemisi * ve yanındaki fırkateynleri düşünürsek, bunda ne kadar başarılı olduklarını da görebiliriz. **

    * şimdi bu medya grupları, internet medyasını daha etkili kullanmak için yanlış hatırlamıyorsam iki sene önce, yeni bir atılım yaptılar. günlük gazetelerde yayınlanmayacak, sadece internet üzerinden kitlelere ulaşabilecek yazarları kadrolarına dahil ettiler *. bu yazarların da misyonu, olabilecek en kısa sürede dikkat çekmek, rakip kitleyi kızdıracak, taraftarı olduğu kitleye hoş gelecek yazılar yazmaktı. peki bunun amacı neydi ? tabii ki, internet sitelerinin izlenme oranlarını arttırmak. bu konuda mümkün mertebe homojen dağılıma gittiklerini düşünüyorum. bunlardan birkaç örnek vermek gerekirse;

    meriç tunca, * *
    seycan aksu * *
    fatih kaya * *

    bunlar ilk anda aklıma gelenler, hürriyet yazarları olarak bildiklerim. illa ki başka yayın organlarında da vardır bunlardan. sanırım milliyet ve habertürk'te de var bu blog tipi yazarlardan.

    şimdi bu yazarlar bir yazı yazdığında, taraftarı olduğu kulüp forumlarında, bak ne güzel yazmış diye çıkar, rakip taraftarların olduğu forumlarda haddini bilmeyen yazar olarak çıkar. insanları tartışmaya ve laf sokmaya gark eder. ama sonuçta tiraj yaratır her kulüp taraftarından.

    meriç tunca galatasaray'ı küçük görür fenerbahçe'yi yüceltir, fenerbahçeliler "helal olsun meriç tunca" der "duygularımıza tercüman oluyorsun" der, yazdığı yazıları forumlarında, her türlü platformda paylaşır ve mümkün olduğunca kitlelere yayar. tam tersini düşünürsek, galatasaraylılar da,* "şerefsiz tunca neler yazmış, bu adama haddini bildirelim" diye ortaya çıkar. bu örneği diğer yazarlar için de genişletebiliriz.

    bunun sonucunda ne olur? medya grupları için önemli olan ne galatasaray'dır, ne fenerbahçe, ne beşiktaş. onlar için önemli olan tiraj ve dolayısıyla kardır. ve bu şekilde amaçlarına ulaşırlar. sonuca giden her yol mubahtır.

    bu yazılar çeşitli platformlarda paylaşıldığında, ve bu yazarlar insanlarda farkındalık yarattığında, isimleri ezberlenir, yazdıkları yazılar merak edilir, galatasaraylılar "ulan bu puşt bugün ne yazmış" diye okur, fenerbahçeliler "ulan yine ne laf sokmuş acaba?" diye okur. sonuçta yazdığı yazılarla galatasaray gibi bir kuruma zarar vermese de *, kendi bağlı bulunduğu medya grubunun amacına hizmet etmiştir. internet sitesinin tık sayısına katkıda bulunmuştur.

    çok kısa bir örnek vereyim, yazarlardan bağımsız, fenerbahçe maçından sonra, hürriyet internet, galatasaraylılardan fenerbahçelileri kızdıran fıkra diye bir haber yaptı. bu fıkra, haber değeri taşımasa bile burası da dahil olmak üzere, fenerbahçelilerin forumlarında bile sükse yarattı.linkler paylaşıldı. aradan 3-4 saat geçtikten sonra fenerbahçelilerden galatasaraylılara cevap diye bir haber çıktı ve yine sükse yarattı. peki bu haber değeri taşıyor muydu? kesinlikle hayır, ama bazı yayın organları,* bunu manşetlerinden verdiler. forumlarda tartışıldı, internet siteleri ziyaret edildi.

    bu haberlerden sonra kim kaybetti? galatasaray mı? fenerbahçe mi? ya da bunun sonunda bir kaybeden var mıydı? bence yoktu. *

    peki kazanan kimdi? bu haberler sonucunda tıklanan internet siteleri. çünkü adamların amacı zaten taş atmadan, emek harcamadan bir haber yapıp, iki rakip takım taraftarından nemalanmaktı. sitelerinin ziyaretçi sayılarını yükseltmek, dolayısıyla reklam gelirlerini arttırmaktı.

    * şimdi ben desem size okumayın kardeşim, yazdıklarını buraya getirmeyin, siz de dayanamazsınız. dayansanız da bir işe yaramaz, yine rakip takım taraftarları prim tanır.*** meriç tunca'nın yazdığı her yazı fenerbahçe forumlarına yansır, her nasıl fenerbahçe'yle dalga geçen yazıların buraya getirileceği gibi. biz onlarla dalga geçeriz, onlar bizle dalga geçer. sonuçta medya kazanır.

    boşuna demiyorlar medya için 4. kuvvet diye. * kitleleri yönlendirir, infial yaratır, gerekirse hükümet devirir, gerekirse savaş çıkarır. * biz galatasaraylılar "medya fenerlilerin elinde" deriz, fenerliler de "medyada galatasaray hakimiyeti var" der. * biz de çıkar medyaya küfrederiz, fenerlisi de küfreder, beşiktaşlısı da. sonuç? *

    şimdi güzel bir adım atıldı, milli eğitim bakanlığı ile rtük ortak bir program geliştirdi. ortaokullarda medya okur yazarlığı dersi başlayacak. bunun faydası olur mu ? ya da ne zaman bunun meyvelerini toplarız? yeni nesil bu gibi durumlarda prim tanır mı? dersin müfredatı nedir? ben bu soruların hiçbirine cevap veremem. bekleyelim görelim.

    ha sorarsan ben ne yapıyorum. banane lan! ben radikal okuyup cnbc-e izleyen elit bir taraftarım. * * *

    **
  • 1396
    paraya ve güce tapan korkak insancıkların cirit attığı topluluktur.

    mesela 1 mayıs 2021 beşiktaş hatayspor maçında hatay'ın defans oyuncusu billong'un alenen yaptığı şikeyi hiç konuşmazlar. kariyerinde hiç milli olmamış bir oyuncunun, bu maçtan sonra milli olmasını veya hatay ekibinin "maçtan önce ayağına dövme yaptırmıştı o yüzden kötüydü" gibi saçma sapan sözler sarf etmelerini hiç mi hiç gündeme taşımazlar. konu eğer galatasaray olsaydı her saniye konuşulacağından adım gibi eminim.

    11 mayıs 2021 beşiktaş fatih karagümrük maçından sonra çıkan olaylar karşısından sessiz kalmışlardı. herkesin kavgaya giriştiği ortamda beşiktaş'ın sadece sakat oyuncularının ceza almasını da gündeme taşımayı doğru bulmamışlardı. konu galatasaray olsaydı, kamuoyu topyekün saldıracak ve tff'de bahane bu ya, her futbolcumuza ceza yağdıracaktı.

    6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçında fenerbahçe'nin usulsüz bir şekilde binlerce holigan almasını; o holiganlarında bu pandemi ortasında teknik ekibimize ve futbolcularımıza tükürdüklerini şerefli türk spor basını konuşmamıştır.

    fenerbahçe'nin hande sümertaş'a yaptığı tehdit ve tacizleri konuştular ama fenerbahçe'ye hak vererek konuştular!

    bu tür yığınla örnek sıralayabiliriz. tabi bu tür çirkinliklerin yanına transfer çirkinliklerini de ekliyorlar. mesela emre akbaba'ya yılda 8 milyon vereceklerimizi bilirler ama max meyer'e verilecek olan paranın izini sürmezler. rb salzburg gibi proje takımlarının her yıl milyonlarca euro'ya sattığı futbolcuların listesini çıkarıp fenerbahçe'yi mergim berisha'yı aldıkları için tebrik ederler ama berisha'nın bonservis bedelini veya yıllık ücretini söylemezler. aynı medya, cicaldau ve morutan'ın bonservisleri için her gün farklı şeyler yazmışlardı. ha bide transfermarkt sitesine göre mls'in en değerli oyuncularından biri olan diego rossi'nin fenerbahçe'ye hangi koşullar altında kiralandığını kimse bilmez. ki zaten bilseler de yazacak cesaretleri yok. tıpkı pjanic gibi bilinen bir futbolcunun beşiktaş'a ne kadara kiralandığını bilmedikleri gibi. işin bide beşiktaş boyutu da var. daha doğrusu süregelen galatasaray düşmanlığı! en basitinden ghezzal transferi konuşulduğunda medya'da hep şu haberler yer alırdı: "ghezzal'ın galatasaray'dan alacağı para yılda 4 milyon euro" tamam bize maliyeti o kadar ama beşiktaş'a maliyeti ne kadar? yok abi bunu konuşmazlar. konuştukları tek şey "yıldız oyuncuyu leicester'dan 3 milyona almak büyük başarı."

    hal böyleyken bizim en büyük düşmanımız türk spor basınıdır; türk spor basını içerisindeki galatasaray düşmanlarıdır. bu tuzaklara düşmeyelim arkadaşlar. kerem ve marcao olayını halen daha sıcak tutuyorlar ki, takımın en önemli iki oyuncusu da yıpransın. onlar yıpranmazsa bile taraftar keser biletini hesabıyla iş yapıyorlar. dün bende dahil birçok kişi marcao'yu suçlu bulurken, bugün yine birçok kişi kerem'i suçlu buluyor. yapmayın etmeyin düşmeyin bu tuzaklara. bu iğrenç oluşumlarla savaşmak yerine kendimizle savaşırsak meydanın kime kalacağını hepimiz biliyoruz.
  • 1328
    falcao için yıllık maaşı 8-9 ve hatta 10 m. euro diyen bile var. hatta bunu türk lirasına çevirip öyle haber yapıyorlar. kap açıklaması 5 olduğu halde.

    olası transferi halinde mesut özil için ise 3 m. euro yıllık maaş diyorlar. kap açıklaması vs. olmadığı için de en ufak sorgulama ihtiyacı hissetmeden çok başarılı iş olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.

    sadece bu iki transfer bile kendi tanımlarını çok net yapıyor.

    rakiplerimiz için vantilatör,
    bizim için manipülatör.

    hadi hayırlı tıraşlar...
  • 1298
    üniversitede iken değerli bir hocamız şöyle demişti; '' basın o..... gibidir, kimin parası çoksa onunla yatar. '' sanırım bu cümle genel itibariyle nasıl bir oluşum olduğunu özetliyor.

    geçenlerde erman toroğlu'nun başlığında da yazdım, onun dışında kimseyi dinlemem. size de tavsiye ederim, dinlemeyin. bakın şimdi bile burda 2-3 kişi hakkında entryler gördüm, yapmayın, adını yazdığınız gündeme getirmek istediğiniz şahıslar tamamen bomboş, sıradan kimseler.

    ben ve siz değerli arkadaşlar, emin olun futbolu ve basketbolu hatta tenisi; bu ortada yorumcuyum diye gezinen ne idüğü belirsiz şahıslardan çok daha iyi biliyoruz.

    çıkalım 2-3 arkadaş, youtube'da kanal açıp hafta hafta değerlendirelim maçları veya başka arkadaşlar yapsın. çok donanımlı arkadaşlar da var, biliyorum. belki ileri de birlikte bir şeyler yapabiliriz, ama lütfen şurda adı sanı geçen insanları ne demiş diye gündem yapmayın.

    adamlar da utanma da yok artık, muhabirmiş, ne muhabiri, muhabirlik dışında ne ararsan var, neymiş gazeteciymiş, adamlar elinden gelse utanmasa amigoluk, yalakalık yaptıkları yetmiyormuş gibi çıkıp formalarıyla yayın yapacaklar.

    değerli arkadaşlarımızdan rica ediyorum; lütfen, kimi izlediğinize, kimi dinlediğinize dikkat edin. ha cimbombom'um kazandığı kupa, şampiyonluklarla bunların icabına bakıyor, sonrasında biliyorsunuz kimi kızarmış suratla, kimi de morarmış suratla yayın yapıyor.

    bizim galatasaray taraftarı olarak yapacağımız en önemli şeylerden biri de bazı galatasaray düşmanlarının sağda solda algı kasmasına izin vermemek olmalı, nasıl izin vermeyeceğiz, bunları izlemeyerek dinlemeyerek, ne dediklerini burda paylaşmayarak yapacağız bunları.

    herkes adam olacak, yapıyorsa efendi gibi işine yapacak; yapamıyorsa yok öyle bol keseden sallamak, atıp tutmak, algı oluşturmak, herkes haddini bilecek.

    gerekirse biz, galatasaraylılar olarak bildirmesini de biliriz.
  • 1365
    11 mayıs 2021 beşiktaş fatih karagümrük maçının ardından çıkan olaylar hakkında en ufak haber yapılmayan basın. kanal fark etmeksizin hiçbir kanalda haber kırıntısı dâhi görmedim.

    hepsi çok şerefli, çok namuslu kalemini satmayan isimlerden oluştuğu için anormal bir durum yok.

    (bkz: 11 mayıs 2021 beşiktaş fatih karagümrük maçı sonu olayları)
  • 1241
    nagatomo küfredince yeri göğü inleten, emre küfredince görmezden gelen; galatasaray'a haklı ya da haksız penaltı verilince hakmeleri asan, fenerbahçe'ye 25 dakikada 3 penaltı verilince her şeyi normal karşılayandır. bu basın öyle bir basındır ki biz bir maç kaybedince dünyanın sonu gelmiş gibi davranırken rakipler kaybedince geleceğin aydınlık olduğunu iddia ederler.

    uzun lafın kısası bunların gazına gelmeyin. ne dedikleri ne yazdıkları tamamen psikolojiniz üzerinde oynamak odaklı. temel amaç da takıma sırtımızı dönmemiz ve kulübün karışıklık içine sürüklenmesini sağlayarak devamında fatih hoca ve yönetim ekseninde krizler çıkarmaktır. bu filmi kaç kere izlediğinizi hatırlayın. uyanık olun!
  • 1189
    bursaspor maçımızdan sonra inim inim inleyen, kudum kudum kuduran oluşumdur.
    (bkz: 17 mart 2019 bursaspor galatasaray maçı)
    baştan kızıyordum ama izledikçe, kıvranmalarını gördükçe hoşuma gitmeye başladı.
    takım oyunundan, trtsporuna, beyaz sporundan %100 futboluna, maratonuna kadar ermanı, ersini, çakarı, serkanı, ilkeri, turgayı, rıdvanı, güntekini, tümeri, sıvacı ertemi, sinanı .... ve daha bilimumları hepiniz kuduradurun, geberedurun,
    yokoladurun...
    kardeşim trabzonda, antalyada, malatyada ve daha birçok maçta defalarca yol verilen başakşehir'i kaç dk konuştunuz?
    bu takımın maçına 1 yıldır çıkamayan hakem vardı, hiç lafı geçti mi programlarınızda?
    her hafta kural katliamı yapılan kadıköyde; penaltı ihlalinde atış tekrarı yerine diğer takım lehine endirekt serbest vuruş verilirken, başlangıcı kabak gibi ofsayat olan pozisyonlara penaltı çalınırken, havada uçan tekmeler atılırken var a bile gidilmemesini, tüm bunları kaç dk konuştunuz sizi gidi şeref ve haysiyet yoksunları?
    tamam izlemeyelim izlememesine de, ulan takımın öyle ya da böyle 2-0 geriden gelmiş 2-3 kazanmış, şöyle ağız tadıyla çayımı kahvemi yudumlarken bir iki yorum dinleyeyim diyorsun ama 5 dk içinde bir bakmışsın seni çileden çıkarmayı başarmışlar. doluyorum, doluyorum, ah diyorum takımım takım gibi olsa bunların ağzının payını verir, ağızlarının orta yerine her hafta şamarı oturtur ama o kadar sallanıyoruzki biz de...
    artık 8 hafta kala biraz daha kıpırdamamız lazım, maçlarda galibiyet kadar rakiplere mesaj da verebilmeliyiz. heleki kadıköy deplasmanı da yaklaşıyorken. zira biraz hissettirsek kendimizi, eli ayağı boşalacak bir başakşehir var karşımızda...
  • 1511
    jorge jesus hakemi sorumlu tutamam dedi. joa pedro iptal edilen golde boynunu büküp devam etti. ferdi kadıoğlu penaltıya itiraz etmedi. fenerbahçe sk twitter hesabı ağzını bile açmadı. yani demem o ki;

    asıl aktörler başaramamışken, pes etmişken, kabullenmişken, binbir yol deneyip durduramamışken galatasaray'ı, siz boşuna yırtınmayın televizyonlarda. çünkü bu sene hakkı bolca yenen net belli ve o siz değilsiniz.

    (bkz: fenerbahçe medyası)
App Store'dan indirin Google Play'den alın