• 1427
    insanların duygularıyla oynayan, insanları birbirine kırdıran, insanları rakip takımlardan nefret ettiren, insanlara küfürler ettiren, insanların sevdikleriyle aralarını bozan, her paydaşının mutsuz olduğu, her paydaşının mağdur olduğu, her paydaşının isyan ettiği mecra. ben babamdan göre göre galatasaraylı oldum, taraf oldum. karşı komşum dayısından gördü fenerli olmayı, üst komşum sebepsizce tutuldu beşiktaş'a şeklinde örnekleri sayabilirim ve herkes en nihayetinde taraf. herkes kendi bakış açısında haklı, kime sorsan nefret püskürüyor her yere.

    türk futbolunun altına fitili de sosyal medya soktu maalesef. troll hesaplar, anlık görüntülerle algı yaratma çabaları, açık açık beta olan pozisyona siyah denmesi ve bunun 3242342 sayıda beğeni-retweet alması derken bu olayın maalesef kontrol edilebilir bir tarafı kalmadı. televizyon desen yorumcu yok, herkes temsil ettiği takımı ve tuttuğu takımın taraftarlarının gönlünü hoş etme derdinde, orada da sürekli holiganlık ve nefret pompalanıyor, gene küfürler ediliyor, insanlar ruhen zarar görüyor ve keyif verici bir hali kalmıyor futbolun.

    galatasaray taraftarı olmaktan, galatasaray'ı tutmaktan gurur duyuyorum ve iyi ki bu ailenin içerisindeyim. rakiplerimizi tutan can arkadaşlarım var, onlarda benim gibi rakiplerimizi desteklemekten gurur duyuyor. ancak konu futbol detayına girmek olunca holigan damarı kabarıyor herkesin çünkü biz bu coğrafyada büyüyoruz, bunlar empoze ediliyor bize. fetö'sünden şikesine, lobisinden siyasetine can sıkılan, yarışta geriye düşen bel altı vurmaya çalışıyor birbirine. 2022-23 sezonu ve önceki sezonlar özelinde ne yaşadığımızı çok iyi biliyorum, yaşadım yaşıyoruz da. bir düdük yada kararla nasıl hakkımızın yendiğini biliyorum. ama başka takım taraftarına da sorunca aynı durumdan onlarda muzdarip, onlarda bu sefer saymaya başlıyorlar.

    nefreti ve holiganlığı bitirmeden, cezalandırmadan bu iş hep daha kötüye gidecek. umarım futbolun özünden keyif alabiliriz. buna kendimi de dahil ediyorum aslında. skordan ziyade, önce oyuna sonrasında da tuttuğumuz tarafa aşık olabiliriz.
  • 1428
    çok garip bir noktaya evirildi. lig sonuncusundan liderine herkes hakemlere saldırıyor. tamam hakemlerin seviyesi çok düşük, buna kimsenin itirazı yok. ama artık olay çığırından çıkmaya başladı.

    dün fenerbahçe 1 penaltı için olayı okan hocanın oğluna küfür etmeye, uçakta hakem darp etmeye kadar götürdü. beşiktaş taraftarı hakeza aynı. biz de kendimizi hariç tutamayız, orta sahada 2-3 faule atlanan 2 sarı karta hakemlerin ne eyyamcılığı kalıyor ne operasyon çocukluğu. her hafta hakem konuşmaktan futbol izleyemez, futbol konuşamaz olduk.

    dünyanın hiç bir liginde 20 tane felix brych, 20 tane nicola rizzoli, howard webb vs. yok. kaldı ki bu hakemler de sürüyle hata yapıyor. sıralamada 2. olan cüneyt çakır (ki ben de yurt içinde ayrı yurt dışında ayrı yönettiğini düşünüyorum) dahi yaranamıyorsa ebediyete dek kimse memnun olmayacak bu işten. bu sadece süper lig seviyesinde de değil, 3. ligde bile tribündeki 50-100 kişi sahaya atlamaya ve hakemi dövmeye çabalıyor.

    bu bir özeleştiridir. biraz sakin olmak, futbola odaklanmak gerek. hakem hatası dünyanın her ülkesinde, her liginde bu işin bir parçası. ha, yönettikleri hemen her maç skora etki eden hatalar yapıp kantarın topuzunu kaçıran ali palabıyık, mete kalkavan gibilerin düdüğünü asmasında hemfikirim. ama misal halil umut meler derbide rakibe 4-5 tane ucuz faul çaldı diye operasyon hakemi oluyorsa işimiz var.

    başta kendimi, takımdaşlarımı ve tüm türk futbol camiasını sakin kalmaya davet ediyorum.
  • 1431
    asıl ait olduğumuz yer olan avrupada yer alabilmek için katlanmak zorunda kaldığımız işkence.
    acaba diyor insan almanya ligine geçiş yapabilsek. hem getirisi süper lige göre daha fazla olur. hem bu bok çukurundan sıyrılmış oluruz. ve kuruluş amacımızdaki gibi avrupada başarı kovalarız.
    bayern'in dominasyonuna rağmen her yıl 4 takım şampiyonlar ligine katılabileceği için odağımız şampiyonlar ligi olur ve şampiyonlar ligi gelirleri ile bir süre sonra bayern ve dortmunt rekabetine sarsılmaz bir kulüp olarak ekleniriz.
    : gönül epl ister ama orası için haddinden fazla para harcamak gerekir.
    seria olur oda olumlu. ya da ligue 1...
  • 1432
    her anlamda ama her anlamda pislik içindedir. idari, mali, sportif, etik her başlıkta eşi benzeri olmayan bir çöküş ve kaos var. vücut geliştirme ile ilgilendiğimden konusu geçtiğinde etrafımdakilere "beslenme ile ilgili gerçekleri ve doğruları öğrendiğinde market raflarındaki gıdaların %90'ını bedava verseler evine sokmazsın." derim. aynısı futbol için de geçerli.

    hukukun, kuralların, yasaların ve etik değerlerin olduğu bir düzende mevcut aktörlerin %90'ı silinip gider. bu istisnasız ülkede her alanda geçerli aslında 20 yıllık korkunç bir yıkım var.

    mayıs 2023 gerçekten çok kritik bir ay ya. herkes için, her şey için...
  • 1434
    valla lafı hiç öyle eğip bükmeyeceğim. galatasaray dışında büyük takımlar* arasında kim hakem hakkında konuşuyorsa ya da başka başka şeyler anlatıyorsa boş konuşuyordur ve ayrıcalık istiyordur. bu futbolda galatasaray dışındaki her kulüp sıkıntılıdır. biz ne başarıyorsak birilerine rağmen, diğerleri birileri ile başarıyordur. şu futbol ortamından galatasaray'ı çıkarın geriye hiçbir şey kalmaz.
  • 1436
    ölümüne galatasaraylıyım, zaten olmasam burada da olmazdım sanırım. türk futbolundaki problemlerin renklerden bağımsız olduğunu düşünüyorum. biz de dahil olmak üzere her takım lehine ayrıcalık istiyor yıllardır. rakibe yapılan haksızlıklara kimse ses çıkarmıyor hatta içten içe seviniyor. sonra aynı şey kendi başına gelince kıyamet koparıyor. bu sefer de karşı taraf bıyık altından gülüyor. böyle bir kısır döngüde bu iş ve bu döngüden çıkması da zor görünüyor. birkaç kişi veya kulübün beraber hareket etmesiyle de çözülecek iş değil. tüm kulüplerin ortak hareket etmesi gerekiyor ki mevcut şartlarda imkansız gibi bir şey bu. futbol camiasında zerre güven ortamı yok. herkes birilerinin rakiplerini şampiyon yapacağını düşünüyor. hakeminden federasyonuna müthiş bir stres altında oyunu yönetmeye çalışanlar. kimse kimseye güvenmiyor ve inanmıyor. valla bu şartlarda en kısa vadede çözüm yabancı hakemden geçiyor. kesin çözüm ise ligi profesyonel bir ekibin yönetmesi. hatta yabancı olsun bu kişiler de bari en azından art niyetli olmadıklarını biliriz. lig her sene ihaleye çıkar, ihaleyi kazanan şirkete naklen yayın gelirinden belli bir pay verilir. bu kişiler de tam zamanlı mesai yaparlar. hakemler de profesyonel olur bu yapıda. yani adamın işi bu olur ve hatasız yönetmeye çalışır. aklıma başka da bir çözüm önerisi gelmiyor.
  • 1437
    galatasaray, 2000'lerde fenerbahçe ile çok ciddi bir rekabet halindeydi. hatta biz şahsen 2006 ve 2008 şampiyonlukları ile bu rekabete tutunabildik resmen bir dönem. o dönem fenerbahçe'nin kadroları bariz üstündü galatasaray'ın kadrolarından. beşiktaş ise tam manasıyla üçüncü büyüktü, o kadar. fenerbahçe'nin 2007 yılındaki şampiyonlar ligi başarısı özellikle acayip bir başarıydı. zico'yla devam edilseydi çok farklı bir tarihi olabilirdi fenerbahçe'nin belki de. kimse bilemeyecek.

    2011 yılında şike yapıldı. fenerbahçe ceza almadı. çok iyi giden fenerbahçe'nin dengesi bozuldu. galatasaray o sene sekizinci oldu. ardından fatih terim geldi. fenerbahçe ile galatasaray hala türkiye'nin iki büyüğüydü. 2012 ve 2013 senelerinde galatasaray unutulmaz bir performans ortaya koydu. fenerbahçe'nin 2007 senesindeki performansından da daha etkiliydi. hele 2012'de kadıköy'de 0-0 berabere kalınan maçta kazanılan şampiyonluk tam bir kırılma noktası oldu türk futbolu adına. 2 yıllık büyük hegemonyadan sonra fenerbahçe tekrar şampiyon oldu, sonra yine galatasaray oldu.

    galatasaray ve fenerbahçe'nin bu şampiyonluk çekişmesine 2016, 2017 şampiyonluklarıyla beşiktaş katılmak istedi. onlar da güzel başarılara imza attılar ama kimsenin hala daha pek ciddiye aldığını söyleyemeyeceğim beşiktaş'ı o zamanlarda da. öyle bir loser etiketi vardı ki beşiktaş'ın üzerinde, iki şampiyonluk bile bu etiketten sıyrılmalarını sağlayamadı.

    sonra galatasaray'ın 2018, 2019 seri şampiyonlukları geldi. avrupa'da inanılmaz başarısız, ligde de gerçekten zor şekilde şampiyon olduğumuz bu sezonlarda seyir zevki adına hiçbir şey görmedik. oyuncularla bağlılık kuramadık. takımdaşlık duygusu hissedemedik. bu şampiyonluklar 2012, 2013 yıllarındaki kadar etkili olmadı bu sebeple bana kalırsa. ama galatasaray markasının korunması adına çok önemliydi.

    tüm bu senelerde; beşiktaş, galatasaray şampiyonlukları sırasında fenerbahçe ne kayda değer bir takım kurabildi ne de bir ilerleme gösterebildi. beşiktaş, loser bir kulüpten arada bir yarışan bir kulübe dönmüşken, fenerbahçe yarışmacı karakterinden iyice kopmuş görünüyordu.

    sonra başakşehir, beşiktaş, trabzonspor şampiyonlukları... evet galatasaray da şampiyon olamamıştı bu sezonlarda ama fenerbahçe'nin çok daha ihtiyacı vardı bir şampiyonluğa artık. bunu başaramadı fenerbahçe. ellerinde kalan, 2000'lerdeki büyük fenerbahçe - galatasaray rekabeti de 2010'ların ortalarından sonra kaybolmaya başlamıştı zaten. 0 - 0'lık, sürekli berabere kalınan sıkıcı derbileri, şampiyonluk gibi bir yere çıkmayan vasat altı maçları izleyip durmuştuk. ama fenerbahçe 2010'ların sonuna kadar yine de fenerbahçe'ydi, en azından galatasaray'ın karşısında.

    derken 2020'lerle beraber bu da sona erdi. 2020 ve sonrasında fenerbahçe'nin fenerbahçe olmayı başarabildiği o kısıtlı anlar, yani galatasaray maçları da ellerinden alınmıştı artık. galatasaray bana kalırsa eski galatasaray'dı hala. çünkü iyi bir oyunumuz yoktu. ama fenerbahçe tamamen kopmuş gitmiş gibi oynuyordu maçlarda. sürekli söylendiği gibi, bu meybuz oyuncularla da zaten fazlası yapılamazdı ama bir kültür yıkılmıştı artık. tamamen.

    2023 yılında şu an, biz çok farklı bir galatasaray görüyoruz. başarılı, seyir zevki yüksek bir oyun, kaliteli, kendisine aşık eden futbolcular, takımdaşlık ruhu ve bunlarla gelen bir başarı. bunun yanında hala aynı kötü fenerbahçe'yi görüyoruz. çok büyük ihtimalle yine şampiyonluk göremeyecek, kaybetmeyi daha da kanıksayacak bir takım görüyoruz yani.

    2015'lere kadar beşiktaş'a mal edilen "loser takım" algısı her geçen gün daha derine batmasıyla fenerbahçe'ye devrediliyor gözümüzün önünde. şu an yaşıyoruz yani bunu. son 6 7 senelik süreçte. pek kolay değil ama bu gidişat 10-15 sene sürerse, galatasaray bu sene yaptığı şeyi geliştirebilirse, bu fırsatı kaçırmazsa bu sürenin sonunda artık türk futbolu galatasaray - fenerbahçe rekabetinden ziyade, fenerbahçe - beşiktaş'ın ikincilik rekabeti ve galatasaray'ın tartışmasız üstünlüğüyle şekillenmiş olacak. o noktadan sonra da fenerbahçe'nin kazanacağı şampiyonluklar bile bu gerçekliği değiştiremeyecek. çünkü bu 6 7 senelik süreçte aramızdaki makas gerçekten açılmaya başladı.
  • 1441
    siyasal islamcılar açısından son günlerde popüler olan bir deyimle özetleyecek olursak; “yaprağı yerken kıtır kıtır, sapına gelince mee”.

    yıllarca hükümet a’dan z’ye her şeye karıştı mı? evet. boy boy kendi fotoğraflarını statlara astılar mı? evet. futbolcuları ve kulüpleri “yetmez ama evet”ten tutun da “ekonomi çoh iyi yau” dedirtmeye kadar kullandılar mı? evet. kapı gibi yayın anlaşmasını “katarlı din kardeşleri”nin menfaatine delik deşik edip, kulüpleri bu uğurda zarara uğrattılar mı? evet. demirören, özdemir gibi futbol yönetiminden bihaber yandaşlarını futbolu kontrol altında tutmak için tff başkanı yaptılar mı? evet. siyasi saiklerle atatürk’ün adını statlardan kaldırıp, çotanak motanak saçma sapan isimler koydurdular mı? evet. izmir marşını, pankartları statlara sokmayan ama rabia’yı tekbiri görmezden gelenler bunlar değil mi?

    daha özele inersek; stadımızı sanki bize ihsan etmiş gibi triplere girdiklerinde protesto edildiler diye yıllarca toplu ulaşım sorunlarını çözmeyen, bağlantı yollarını yapmayan bunlar değil mi?

    daha yazmaya üşendiğim ve unuttuğum nice örnek var. bunlar futbola siyaset bulaştırılırken “yaprağın kıtır kıtır” yendiği kısım.

    şimdi fenerbahçe ve beşiktaş tribünleri 20-30 saniye hükümet istifa tezahüratı yaptı diye bu “aşırı demokratik”, sporda siyaset istemeyen siyasal islamcılar hoplamaya başlamış. işte tam burası “sapına gelince meee” dedikleri kısım.

    sporda siyaset olmazmış… hadi oradan derler adama. bu kadar ilkeli, bu kadar omurgalıydınız da spor bizzat siyasete evrilirken yıllarca neden sesiniz çıkmadı? şimdi neden bir anda ilkelerin bekçisi oluverdiniz?

    futboldan sizin siyasetiniz ve siyasetçileriniz temizlenene kadar karşıt görüşteki siyaset de bulaşacak. buna ister seve seve ister “mee” diye diye katlanacaksınız.
  • 1442
    belli başlı camialar dışında ne kadar kokuşmuş, ne kadar iğrenç bir hal aldığı 26 şubat 2023 türk kulüplerinin hükümet temalı açıklamaları ile bir kez daha ortaya çıkan şey. yeri geliyor fenerbahçe beşiktaş'a kızıyoruz ama herkesin al gülüm ver gülüm takıldığı yerde anca bu bizim gibi köklü camialar hala onurunu koruyabilmiş durumdalar.
  • 1449
    maalesef, ülkede ki bir çokları gibi dibi görmüştür.

    varoluş mücadelesi vermesi gerekirken, hakemler eliyle, mhk eliyle, medya algı ordusuyla şampiyon tayin etmeye çalışıyorlar.

    mhk'nın başına bir fanatik atıyorlar ve o fanatik, yayıncı kuruluşa ve medyaya galatasaray aleyhinde algı yapıyor, kurgu oluşturuyor.

    türk futbolu bu halde işte.

    rezil ettiniz ne varsa..

    (bkz: lale orta)
App Store'dan indirin Google Play'den alın