• 104
    ecevit kılıç, 2003'te yazdığı kirli kramponlar'la türkiye'deki mafya-futbol ilişkisini ortaya koydu. temmuz ayında başlayan şike soruşturmasını da içine katarak güncellediği kitabının 3. baskısını geçtiğimiz günlerde yayımladı. şike soruşturmalarında karşımıza sürekli sedat peker ve ekibinin çıktığını söyleyen gazeteci, tff'nin son kararıyla ilgili, sözü, sedat peker'le her zaman yakın ilişki içinde olduğunu söylediği aziz yıldırım'ın açıklamalarına getiriyor: "aziz yıldırım'ın açıklamalarından korktular."

    işte zaman gazetesi'nden fatih vural'ın ecevit kılıç ile yaptığı röportaj:

    şike soruşturmasının sedat peker'e yakın isimlerden başlayıp aziz yıldırım'a uzanması, bu ilişkileri kaleme alan sizi şaşırtmasa gerek...

    geçmişte açılan dosyalara baktığımızda, şimdiki daha hafif kalıyor. geçmişte çok daha ağır iddialar ama yine aynı isimler var. türk futbolunda şike kültürünü sürdüren bir çete ve etrafında bir sürü isim var. 1997-98'den başlayarak bugüne geldiğimizde karşımıza sedat peker çıkıyor! onunla birlikte dgm'de yargılanan kulüp başkanları, menajerler, teknik direktörlerle onun gücünden yararlanan futbolcular var.

    peker'in gücünün nasıl bir anlamı var?

    mecnun odyakmaz ismi çok önemli. bülent uygun sonradan yapıya dahil oldu. olgun peker, eskiden beri içinde. trabzonspor eski 2. başkanı atilla yıldırım vardı, daha sonra çekildi. dönem dönem kardeş vedat peker, rizespor'da başkanlık yaptı. tepede sedat peker, etrafında bunlar var. olgun peker'in yürüttüğü bir menajerlik şirketi var. dört büyüklerdeki yerli futbolcu transferlerinde söz hakkı tamamen bu şirkette. bununla kalmıyor. sedat peker, her futbolcunun düğününe hediye gönderir. kumarda, borsa'da para kaybeden ona gider. bütün bunlar geri alınır. bu, kulüp yöneticileri için de cazip. almak istediğin bir futbolcu varsa, bunu bu çete üzerinden yapabiliyorsan, daha ucuza mâl edebiliyorsun!

    sedat peker'in bu iyiliklerinin karşılığı nedir?

    tamamen para!

    sedat peker'in en etkin olduğu yer fenerbahçe'dir

    sedat peker'in futbola girişi nasıl oluyor?

    susurluk döneminin içinden çıkan bir figür. devletin ya da ona bağlı olanların verdiği birtakım görevleri var. yargılanıyor ama etkinliğini futbolcular üzerinden legalize etme çabasına giriyor. kendini meşru kılmak istiyor. 2002 dünya kupası'nda röportaj yapıyorduk. milli takım'da bir futbolcu çok kötü oynuyordu ve "şimdi arayayım da, bunu oyundan çıkarttırayım." dedi. öyle bir gücü var! bu gücü, kulüp yönetimleri ve federasyon'la olan ilişkilerinden aldı! sivasspor'u, bir dönem rizespor'u, giresunspor'u kontrol altında tutuyorsunuz. bülent uygun, eskişehirspor'de devam etseydi orası da kontrol altında olacaktı! ona yakın isimler ya teknik direktör ya da kulüp başkanı oluyor. en etkin olduğu yer ise fenerbahçe ve aziz yıldırım! aziz yıldırım'la çok garip bir kader birliği var!

    açar mısınız bu kader birliğini?

    90'lı yılların sonunda mafya, futbolda çok daha etkindi. federasyon başkanlarını, mafya belirliyordu. 1997'deki federasyon seçimlerinde haluk ulusoy seçildi ama alaattin çakıcı için eyüpsultan'da 50 koyun kesmek zorunda kaldı!

    o seçimde devletle çete mi savaştı?

    o dönemde etkili olan alaattin çakıcı ve sedat peker, o seçimde mustafa kefeli'yi destekliyordu. kefeli, çakıcı'ya çok yakındı ve türkbank davasının sanıklarındandı. ama karşı tarafta haluk ulusoy direniyordu. onu da korkut eken destekliyordu. arka planda mehmet ağar vardı. çatışmayı korkut eken, seçimi haluk ulusoy kazandı. eken, bir ağabeydi. çakıcı, bu işin peşini bırakmadı, ulusoy'u ölümle tehdit etti. o da 50 koyun keserek, çakıcı'ya kendini affettirdi!

    seçimden sonra çakıcı, tff başkan vekili hadi türkmen'i niçin ölümle tehdit etti?

    çünkü bu ekibi istemiyordu. mustafa kefeli kazansın diye, diğer bir aday alp yalman'ın da gece yarısı oteldeki odasını basarak tehdit ettiler. yalman korktu, çekildi. hadi türkmen'in bana anlattığına göre; haluk ulusoy'dan yardım istiyor, bu tehditten sonra. ulusoy da, "kendimi kurtarmaya çalışıyorum. gücün yetiyorsa kal. yetmiyorsa çek, git." diyor!

    bugün şike soruşturması kapsamında tutuklanan peker'e yakın isimler, 1999'da da, dgm'de çete kurma suçuyla yargılanıyor...

    o dönemin birkaç yıl öncesinden başlayan bir yapı, bu. o davanın duruşmalarına bakarsanız, çok isim geçer. mesela bülent uygun, bu kadar etkin değildi; ama sedat peker, güvenlik koridorundan geçerken ona asker selamı veriyordu. sergen yalçın mesela, kumarda dolandırılmış. peker, o parayı geri almış. o da gelip gidiyordu. peker, o dönemde "milli takım'dakilerin hepsi arkadaşım." diyordu. gerçekten öyleydi. futbolcular bütün işlerini peker'e havale ediyorlardı. futbolcular, paralarının önemli bölümünü borsa'da değerlendiriyordu. o paralar da, borsa'daki şebeke tarafından değerlendiriliyordu. sedat peker de borsa'yla çok içli dışlı!

    fenerbahçe yönetim kurulu, sedat peker'e teşekküre romanya'ya gitti!

    1998'de aziz yıldırım'ın başkan seçildiği kongrede sedat peker'in nasıl bir dahli var?

    ilişki buradan başlıyor. o dönemdeki büyük kulüplerin hepsinde mafya söz sahibiydi. aziz yıldırım, vefa küçük'e karşı bir oyla kazandı. o dönem peker, yurt dışındaydı. mecnun odyakmaz, salondaydı. ki 99'daki yargılamada çetenin iki numaralı ismi olarak yargılanıyordu. temel neden, yıldırım'ın kazanmasını istemeleriydi. kazandı ama yönetimi alamadı! vefa küçük'ün listesi yönetime girdi. yıldırım bastırdı, yeni kongrede kendi yönetimini oluşturdu.

    aziz yıldırım, bunun ardından sedat peker'e teşekkür etmek için romanya'ya mı gidiyor?

    evet, bu çok önemli. peker, o dönemde kırmızı bültenle aranıyor, çete kurmak suçundan. yıldırım, yönetim kurulunun tamamını alarak, teşekküre gidiyor. sedat peker, bunu doğruluyor; "ama çay-kahve içmeye geldiler." diyor. aziz yıldırım reddediyor. bu olaydan sonra aralarındaki bağ çok güçlendi. bir yerde arıza yaşadılar. peker, odyakmaz'ı fenerbahçe'de altyapı sorumlusu yapmak istedi. ama yıldırım, bunu göze alamadı. odyakmaz, çetenin iki numaralı sanığı olarak göz önündeydi. yargılanıyordu. ilişkileri kopar gibi oldu, yeniden toparladılar.

    aziz yıldırım için saffet sancaklı neyse mecnun odyakmaz da odur!

    fenerbahçe kalecisi rüştü'nün dövülmesi de bu dönemde mi?

    o daha sonra ama aynı ekibin işi! olayın arkasında aziz yıldırım vardı. mecnun odyakmaz ve ekibi, rüştü'yü dövdü. her ne kadar peker-yıldırım ilişkisi gerilse de, mecnun odyakmaz'ın sivasspor'un başına geçmesinde, aziz yıldırım'ın da en az sedat peker kadar desteği var. odyakmaz'a kefil oldu. bir dönem saffet sancaklı, aziz yıldırım için neyse daha sonra mecnun odyakmaz odur!

    saffet sancaklı, aktüel dergisinde, yıldırım'la silah ticareti yaptıklarını söylemişti...

    oradan tutun da, sancaklı'nın istanbulspor'u almasına kadar... aziz yıldırım'ın desteğiyle o takımı aldı. sancaklı, fenerbahçe ağırlıklı menajerlik yapıyordu. aktüel'deki o röportajı ben yaptım. sonra beni aziz yıldırım aradı, "bunları gerçekten söyledi mi?" diye sordu; ben "evet" deyince "tamam" diyerek kapattı. ondan sonra da ilişkileri sanırım sona erdi.

    lucescu, sinan engin'e "tanıdığım en büyük mafyasın." dedi

    2004'teki kelebek operasyonu'yla sedat peker ile ekibi, yine yargı karşısına çıkıyor. bu sefer, şike olayına karıştıkları ortaya çıkıyor. beşiktaş-rizespor maçı... vedat peker istemediği için sergen oynamıyor... maç 0-0 berabere bitiyor. rizespor kümede kalıyor, bursaspor düşüyor...

    beşiktaşta organizasyonu yapan sinan engin. lucescu, sinan engin'e, "tanıdığım en büyük mafya sensin." diyor. orada açık şike var. beşiktaş'ın son maçlarının hepsi kötü. maça asılan futbolculara peker tayfasından tehditler geliyordu. beşiktaş, sinan engin'in elindeydi ve peker'in direktifleriyle çalıştı. serdar bilgili'nin kaçıp gitmesi de çok önemli.

    neden gitti?

    resmiyete dökülmedi, belge falan yok; ama ben bunu o dönem borsa'daki bir hareketliliğe bağlıyorum. serdar bilgili, bilmeyerek sedat peker'in paravan şirketlerine zarar verdi. ciddi bir tehdit altındaydı ve bırakıp kaçmak zorunda kaldı. peker, bilgili'nin önüne büyük bir fatura çıkardı. "ya ödersin, ya ölürsün!" tehdidinde bulundu!

    alaattin çakıcı'yı beşiktaş'a sokan süleyman seba'dır

    beşiktaş'a süleyman seba döneminde mafyanın sirayet ettiğini söylüyorsunuz...

    beşiktaş'a bu kirlilik, seba'nın seçildiği ilk kongrede geldi, 1984... mahkeme tutanakları var. alaattin çakıcı'yı beşiktaş'a musallat eden süleyman seba'dır. o kongrede güvenliği çakıcı'nın adamları sağladı. çakıcı kongre üyesi oldu. her yerde aranıyorken... seba uçağa binemezdi, maçlara çakıcı'nın adamlarının götürdüğü iddia ediliyordu.

    seba'nın seçilmesinde mit istanbul bölge başkanı nuri gündeş'in de rol oynadığı doğru mu?

    gündeş, seba'nın mit'ten mesai arkadaşı. seba, personel daire başkanıydı. seba'nın ilk dönemindeki isimler, temiz değildi! hayali ihracata bulaşmış, imajı kötü isimlerden oluşuyordu.

    bahis şikesi mevzuunda, 2001'de, susurluk sanıklarından ali fevzi bir olayı çıkageliyor. avrupa'dan, türkiye'deki maçlara bahis oynanıyor. hakem sadık ilhan önderliğinde hakemler, fuhuş çetesi de kullanılarak manipüle ediliyor. bir, bu gücü nasıl buldu?

    türkiye'de şikeyle ilgili açılmış en ciddi dosya, oydu. daha medyatikti, yargı bazında topyekûn bir soruşturmaydı. federasyon'un yapması gerekeni savcılık yaptı. ali fevzi bir, susurluk'un temel taşlarından biriydi. sami hoştan ile susurluk çetesi'nin para kaynağıydı. ömer lütfi topal'ın öldürülmeden elinden alınan mal varlıkları, bu ikisine aktarıldı. o dönemde tetikçilik yapan özel harekâtçıları kolluyordu. 2. lig'den 1. lig'e kadar çoğu maçın parayla alındığı, o dönemki kayıtlarda çok açık. bu yapı ortaya çıktıktan sonra tasfiye edildi. bir ve sedat peker aynı ekibin içindeydi. ali fevzi bir, öz sahrayıceditspor'u aldı. o ekip birlikte bu takımın maçına gidiyorlardı.

    tff'nin şike soruşturmasıyla ilgili kararsızlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?

    tff, "gizlilik kararı olduğu için ve elimizde belgeler olmadığı için karar veremedik." diyor. öğrendiğim kadarıyla belgelerin hemen hepsi var. burada kanaate dair tespit çok rahat yapılabilir. şimdi iddianame beklenecek, bu sefer de "iddianamede net bir şey yok, yargı sonucunu bekleyelim." denecek. ellerine böyle bir şans geldi ama kirliliği korumayı seçtiler. eğer karar çıksaydı, aziz yıldırım kesinlikle konuşacaktı. tff, bundan korktu. ikincisi de futbol ekonomisinin zarar görmesinden korktu! bu karardan en büyük zararı taraftar görecek. bu sene korkunç olacak! federasyon bu gerilimi, tamamen tribünlere yansıttı. fenerbahçe'ye karşı diğer takım taraftarlarının büyük öfke besleyeceğini düşünüyorum. kulüp başkanları, bu karardan memnun olabilir ama fenerbahçe taraftarına yönelik tepki artacak.

    lube ayar dezenformasyon yapıyor

    şike operasyonu gösterdi ki kirlilik sadece spor basınıyla sınırlı değil. en basiti, daha önce şikeyle ilgili haberler yapan bir muhabirin aziz yıldırım ile ilişkisi: lube ayar. habertürk gazetesinde bununla ilgili telefon kayıtları yayımlandı. kesinlikle bir haber kaynağı-gazeteci ilişkisi değil. tam bir dezenformasyon... şike olaylarının aleyhine ama merkezdeki aziz yıldırım'ı koruyucu, yıldırım'la sorun yaşayan isimleri hedef alan haberlerdi. bunu hizbullah örneğine benzetiyorum. hizbullah üzerine kitaplar, yazılar yazan bir cumhuriyet yazarı vardı. bu örgütün yaptığı dehşeti anlatırdı ama her zaman "şeriatçı terör örgütü" diye başlardı. bu örgütün derin devlet tarafından yönlendirildiğini, jitem'in yan unsuru olarak görev yaptığını asla yazmazdı. sonunda bu örgütün o dönem devlet tarafından kullanıldığı ve jitem'in komutanlarının kontrolünde olduğu net ortaya çıktı. ardından o gazetecinin de jitem komutanlarından biriyle ilişkili olduğu ortaya çıktı. *
  • 107
    pazar gecesi futbol programlarına (şovlarına) malzeme edenler sağolsunlar!

    her kanalda bi kaç yorumcu içlerinde ifadeye çağrılıp ne b.. yedikleri basına yansıyanlar, türk futbolu hakkında çözüm önerileri sunmaktalar, kendileri aynı çarkta değillermiş gibi.

    (bkz: sinan engin) ne işi var la hala bu beşiktaşlı görünüp fenerli olan adamın hala tvlerde??
  • 115
    enkazdır. bu enkazı yaratan sadece türkiye futbol federasyonu değil, tüm futbol camiası ve sözde temizlik savunucusu değişik gazetecilerdir. tff şike operasyonunun getirdiği büyük sorunların altından kalkacak güçte değil. zaten yeni seçilmiş bir yönetim. seçilir seçilmez de şike operasyonunu tattılar. bu onlar için zamansız oldu ve şimdi ne yapacaklarını bilmez bir haldeler. böyle bir yönetimden de aklı başında bir karar beklemek saçmalık olur.

    şike tutuklularının pfdk'ya sevkedilmesi, süper lig'e getirilmesi düşünülen play off kuralı, liglerin ertelenmesi, fenerbahçe'nin cl'den men edilmesi bu büyük enkazın en büyük kanıtları

    şike nedeniyle kendisine yurtdışına çıkış yasağı getirilen sadri şener'in trabzonspor'u şampiyonlar ligi'ne direkt alındı. uefa'daki rakipleri athletic bilbao uefa gruplarına bedavadan katılma hakkı elde etti. şimdi ise süper lig'i üçüncü bitiren bursaspor ''madem trabzon şampiyonlar ligi'nde, biz niye gitmiyoruz'' diyerek türk futbolunda müthiş bir kördüğüm oluşturdu.

    spor gazetecisi olmamalarına rağmen, bir kahin gibi şike operasyonuna yön veren bir takım gazeteciler türedi ve spor programlarını işgal ettiler. futbol yazarları ise figüran durumuna düştü. bu gazeteciler, sadece yargının şike operasyonuyla ilgilenmesi gerekirken yaptıkları haberlerle türk futbolu için bir kördüğüm daha oluşturdular. hayırlı olsun.

    siyaset türk futboluna karışmaya başladı ve alın size özerk federasyon mesajı verildi. enkaz devam ediyor...

    2010/2011 sezonu şampiyonu fenerbahçe'nin başkanı ve 3 yöneticisi cezaevine atıldı, buna rağmen fenerbahçe kulübü ''alnımızın akıyla şampiyon olduk'' diyerek pişkinliğe devam etti.

    aykut kocaman hocalık kariyerimi bırakıyorum diyerek istifa etti. kariyer dediği istanbulspor...

    mehmet ali aydınlar dün katıldığı bir programda ''bir iki sene sıkıntı çekeceğiz daha sonra güçlü bir türk futbolu olacak'' dedi.

    işte buna gülünür...
  • 116
    play-offlarla şikelerle falan uğraşıp kaliteyi artırmaya çalıştığımızdır. ama eninde sonunda saha içinde oynanan, saha içinde alınan skorlara bağlı bu oyunda saha içini düzeltmeye çalışan allahın kulu yok. ben bir galatasaraylı olarak bıktım artık. önceden avrupa kupaları için hedef belirlerdi türk takımları, mart-nisan aylarını görmek diye deyim vardı, şu an eylül ayı gelmeden 2 takımımız kaldı. geçen yıl da önceki yıl da sürekli durum böyle. hangi temsilcimiz olursa olsun, kağıt üstünde zayıf kura çekersek illaki zorlanıyoruz ve çoğu zaman da rakiplere turnuvanın sürprizlerini yaptırıp eleniyoruz. eğer zor rakip çekersek de imkanı yok zaten kesin eleniyoruz. ben de artık ligimin orta halde bir takımının avrupa devlerinden biri karşısında sürpriz yapmasını görmek istiyorum. büyük takımlarımın zorlanmadan kaliteyi,bu harcanan zamanın ve paranın hakkını göstererek rahat rahat tur geçmesini istiyorum. alania denen takım bile dün beşiktaşa korku yaşattı, bizim bank asyadan bir takımımız atıyorum lokomotif moskova karşısında pozisyona bile giremez. malesef ukrayna,romanya ligi takımları kadar bile başarılı olamıyoruz artık.
  • 119
    ingilizler asfaltı bulmuş biz asfalt yamasını diye bir söz vardır. dünkü kulüpler birliği başkanlık seçimi ve küme düşme cezasının kaldırılması da aynı bu söz gibi. herşeye kendi boktan usüllerimizi getireceğiz. hala bu şark kurnazlığı. ondan sonra türk futbolu neden gidemiyor dünya kupasına, avrupa kupasına. bu sikik beyinliler kulüplerin başında olduğu sürece lanet olsun futboluna da heyecanına da.
  • 120
    kimlerin elinde kalmış... nereye gidiyor merakla izliyoruz.

    ***

    yıl 1808 ilk anayasal belge sened-i ittifak imzalandı
    .
    .
    .
    .
    yıl 1923 tff kuruldu
    .
    .
    .
    .
    yıl 2009 futbol disiplin talimatı son haliyle kabul edildi
    .
    .
    yıl 2011 yıldırım demirören kulüpler birliği başkanı seçildi

    ***

    yıldırım demirören kulüpler birliği başkanı seçilir seçilmez ilk beyanı olarak "futbol disiplin talimatnamesindeki küme düşürmenin kalkması için müracatımızı yaptık" demiş.

    ***

    aradan 203 yıl geçmiş hala kişilere-kurumlara göre kural değiştiriyoruz.

    ***

    eee, monarşiden oligarşiye geçmenin sancıları bunlar.
    demokrasi mi?...
    onun için bir 200 yıla daha ihtiyacımız var.

    (bkz: yılmaz özdil tarzı yazı yazmak)
  • 125
    hala servet çetin gibi yeteneksiz kişilerden oyuncu yaratmaya çalışan futboldur. 7 ekim türkiye almanya maçında türk futbolunun bittiğine şahit olduk. alt yapıdan çıkan oyuncuları biz a takımda oynatmayalım hala. hatta biz almanya'da yetişen gurbetçi gençlere n'olur bizi seçin diye yıllar yılı yalvarmaya devam edelim. alman milli takımını seçenleri de toplumsal olarak katletmeye çalışalım. mk bizden bir bok olmaz. kibrimiz, çok bilmişliğimiz olduğu sürece de olmayacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın