• 1102
    rönesans ve reform sonrası osmanlı'ya benzettiğim ulusal futbolumuz.

    dolar ve euro kurundan müzdarip, kafasını öne eğmiş, global futbol ve tekniğine ayak uyduramamış, futbolcularının ne oldum delisi olduğu bir ortamda çağlar ve merih gibi oyuncuların yetişmesi bile bizim için çok büyük bir artıdır. gelecek yıllar, bu günleri dahi arayacağız.

    kuluplerimizin avrupa arenasında boy göstermesi, orta ölçekli takımlara bile kafa tutması zor gözüküyor. bambaşka ellerde, ayağa kaldırmak için çaba harcamak gerekiyor. mevcut siyasi kanattan bağımsız , işi bilen adamlar ile yönetilirse bir şansımız daha olabilir. zaman geçiyor ve yerimizde bile sayamıyoruz. hep geriye...
  • 1104
    ne kadar kötü olduğunu kendi takımımız üzerinden değerlendireceğim. ne demişler iğneyi kendine çuvaldızı başkasına.

    galatasaray ilk avrupa kupası maçını 1956-57 senesinde dinamo bükreş ile oynuyor.

    son avrupa kupası maçını ise dün akşam hajduk split ile oynadı.

    2 maç arasında tam 64 yıl var. bu 64 yılda aldığımız galibiyet sayısı sadece 101.

    ve biz avrupa'da en başarılı türk takımıyız. düşünün ki senede 2 galibiyet ortalamasına bile gelmiyor bu oran.

    bir türlü kendini geliştiremeyen yönetici, oyuncu, taraftar ve hoca profilleri nedeniyle vasatlığa mahkum olmuş durumda türk futbolu maalesef. umarım ilerleyen yıllarda bunun değiştiğine şahit oluruz.
  • 1105
    tüm türk takımları olarak el birliğiyle bitirilen mecra.

    türk izleyicisi maalesef gelecek senelerde şampiyonlar ligi diye bir organizasyon goremeyecek.
    onun yerine konferans ligi'nde çeyrek final hayalleri falan kuracak.
    sion, ludogorets, maccabi tel aviv gibi takımları yendiğimizde çılgınlar gibi sevineceğiz.
    üzülüyor muyum tabi ki hayır. beter olalim. en dibi görelim ki o zaman geçmiş zamanın değerini bilelim.cunku ben yoruldum artık her yıl o sene bu sene birşeyler yapabilir miyiz avrupa'da demekten.
    ben bu akşam bir fatiha okudum futbolumuza bence siz de bir beklenti içine girmeden yerel ligimizdeki kavgalı dovuslu güreşvari futbolun keyfini çıkarmaya çalışın.
  • 1108
    müsadenizle uzun yazacağım altta hepinize bir sorum var görebilirsiniz.

    öncelikle ulke ve kulupler ekonomisi zor durumda. bu zorluk bugun cikmadi yıllardır var. bu durumda 2 sene şampiyon olan beşiktaş hemen pepe negredo bastı sonucunda sportif ve ekonomik hüsran. ardından galatasaray 2 sene sampiyon oldu ardindan falcao nzonzi vs ve sonucunda sportif hüsran ekonomi de hic parlak değil.

    yukarida anlattıklarım yorum değil yaşanmış gerçekler. şimdi kadromuzda 2.5 euro maasli babel, 3 kusur feghouli belhanda 5 kusur falcao. isim güzel bi yatirim yapmışsın ne beklersin avrupada başarı. yani ligde şampiyon olmak için bu paralara ve isimlere gerek mi var? perezle flerquinle de şampiyon olduk gayet. kemal aslan server çetinle fener oldu tek yildizlari van hooijdojktu. milyonlarca stoper degistirip kalede tolga ile beşiktaş da oldu. ya bursaspor bile oldu.

    gecen sezona bakalim hocası rıza forması sivasspor olan bir takım toplam 90 milyon tl ile şampiyonluğa oynadi 25 hafta. trabzonspor 20 milyon euro. 40 50 milyon euro harcayıp ligde şampiyon olmak mıdır mesele? sen büyük takim degil misin sivas 90 milyon tl ile oluyorsa sen 60 milyon tl kadroyla bile olursun aslında forman bi kere parçalı senin hocan fatih terim.

    tamam bir önceki paragrafta abarttim. elbette sivastan daha maliyetli kadro kuracağız. ama aradaki fark 30 milyon euro olmasin bi zahmet. zaten borc odeme derdinde değil miyiz? siz nasil koskoca galatasaray'a 20 25 milyon euro maliyetle takim kurup şampiyonluğa oynatamiyorsunuz. hedefiniz avrupa ve o yüzden olmayan parayı harcıyorsaniz bu hal nedir?

    radikal kararlar alacak cesaretiniz yok mu? çıkın tüm oyunculara söyleyin* max 1 milyon euro vereceğiz diyin. kabul etmeyenden bonservis de beklemeyin suruncemede uzatmayin konuyu verin ellerine.bonservisi "baba biz sana 2 3 m euro verecek paramiz yok verelim bonservis son kontratıni yap baska yerde hazır top oynayabiliyorken". kim reddedecek?
    sonra takimda taylan ömer ne buluyorsan artık kerem akturkoglu fenerin aldığı ismail gibi ya da bizim aldığımız kerem gibi güvendiğin gençleri az maliyetlilerle kur kadronu. başımizda fatih terim var ama malesef o da 1996 terim kadar cesaretli değil. zaten avrupa hak getire sen ligde şampiyon olacak kadroyu ya sivassporun gecen sene yaptığı kadarini bile yapamayacak mısın? her sene 40 milyon 50 milyon euro maasi ligde şampiyon olalim diye verilir mi?.feghouli babel falcao konyaspora gol atsa nolur atmasa nolur. hasan kabzeyle necatiyle de 3er 4er atip şampiyon olduk gayet. kac kisivardi yıldız o takımda*. takima kaptanlik edecek bir tane baba oyuncu bul hadi ona biraz yüksek ver muslera yanında saha içinde ikinci bir baba tecrübeli olsun. ama total maaşa bir bakın yani.

    nitekim yapilanlar ile beklentiler, beklentiler ile de sonuçlar uyuşmuyor. bu sene ligde şampiyon olsak; siz sayin renktaslarim buna basari diyebilecek miyiz?
  • 1112
    türk futbolunun içinde bulunduğu ülke olan türkiye'deki diğer alanlara bakalım.

    kişi başına düşen gayri safi milli hasıla:
    8,957 dolar olup, dünyada 70. sıradadır.
    https://en.m.wikipedia.org/...(nominal)_per_capita

    hukukun üstünlüğünde 128 ülke içerisinde 107. sıradadır.
    https://worldjusticeproject.org/...index/country/Turkey

    dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasındaki en iyi kurumu 451. sırada olan koç üniversitesi'dir.
    https://www.topuniversities.com/...ersity-rankings/2020

    basın özgürlüğü konusunda tüm ülkeler içinde 154. sıradadır.
    https://rsf.org/en/ranking/2020

    80 ülkenin değerlendirildiği "yaşam kalitesi" sıralamasında 48. sıradadır.
    https://en.m.wikipedia.org/...ere-to-be-born_Index

    sağlık hizmetleri konusunda 93 ülkenin değerlendirildiği listede 28. sıradadır. (en iyi olduğu alan)
    https://www.numbeo.com/...kings_by_country.jsp

    kişisel özgürlükler kategorisinde 122. sıradadır.
    https://www.fraserinstitute.org/...n-freedom-index-2019

    gelelim şimdi türk futboluna...

    fifa ülkeler sıralamasında türkiye, eylül 2020 itibariyle 32. sıradadır.
    https://www.fifa.com/...g/ranking-table/men/

    55 ülkenin yer aldığı uefa ülke sıralamasında 2019-2020 sezonu sonu itibariyle 11. sıradadır.
    https://www.uefa.com/...gs/country/#/yr/2020

    şimdi türkiye'de hayatın esas alanları olan ekonomi, eğitim, sağlık, adalet, yaşam kalitesi, kişisel özgürlükler gibi konulardaki bulunduğu konuma bakalım ve sonra da türk futbolunun bütün bu parametrelere göre içinde bulunduğu durumu düşünelim...

    istatistiklere bakarsak bizim "bitik" diye eleştirdiğimiz türk futbolu, ülkedeki eğitim, adalet, hayat kalitesi, kişisel özgürlükler gibi alanlardan çok daha iyi durumda görünüyor.

    belkide daha önemli meselelerimiz var...
  • 1119
    2020-2021 sezonu aralık ayına geldiğimizde ölmüş olacak türk futbolunun musalla taşını hep birlikte dikeceğiz gibi görünüyor.

    dünkü maç* sonrası galatasaray'ın elenmesiyle 1981-1982 yılından beri ilk defa lokomotif takımlarından hiçbiri turnuva bölümüne geçemedi. 70 li yıllarda emekleyen, 90 larda kafa kaldıran, 21. yüzyılın başlarında en parlak dönemlerini yaşayan 2010'ların başında şike süreci ile gerisin geriye düşmeye başlayan türk futbolu, beyin ölümünü 2020 yılının bitişiyle ilan etmiştir. son 13 senedir şampiyonlar ligine 2 takım sokamayan, tarihinin sanırım hiçbir döneminde 1 önceki sezon avrupa kupası hakkı elde etmiş takımlarının hepsini, aynı anda katılım hakkı elde edemeyen bir futbol iklimi burası.

    2010'ların başında fm oynarken yıllar geçtikçe türk takımları daha başarılı oluyordu. 4 büyük takım zaten iyi başarılar elde ederken, kayseri, sivas, ankaragücü gibi takımlar avrupa'da çeyrek finalleri görüyordu. bu demektir ki türkiye aslında 2010 sonrasında (yabancı kuralının da esnetilmesiyle) aslında potansiyeli çok yüksek olan bir lig konumunda!(sezonun birinde 3 takım aynı anda şampiyonlar ligi'ne falan kalmıştı amk). potansiyeli böyle yüksek iken en başta üst düzey yöneticileri, futbol adamları, vizyoner (!) sahipleriyle bu potansiyeli yüksek olan 60 yıllık sistemleşmiş organizasyonun içine nasıl sıçabildik çıkıp birileri anlatsın!

    uğur meleke, uğur karakullukçu ve birkaç tane medyada görünmemesine rağmen benim sosyal medyada takip ettiğim spor yazarı haric bu konuyu önemseyen futbol uleması yok. hepsi ulusal kanalda şov ve üst siyasi büyüklere yaltaklanma peşinde. yöneticilere, teknik adamlara falan girmiyorum bile. sınır zaten en çok saha içine değil buralara lazım.

    özellikle ilk 4 ülke takımının 4 temsilcisinin gruplara direkt katılımları sağlandıktan sonra türk takımlarının avrupa'da şansı kolaylaşmıştı. bu sebepten ötürü umutluydum, hakikaten umutluydum. artık şampiyonlar ligi'nde daha fazla takım ile yarışabileceğimizi, uefa'da en azından çeyrek final görebilen takımlar çıkarabileceğimizi ve sıralamada en azından portekiz'e rusya'ya yaklaşabileceğimiz hakkında ciddi umut taşıyordum (ki bu bahsettiğim takımlar son dönemlerde gerileme yaşamasına rağmen beceremedik bunu). peki gerçekte nasıl seyretti ? 34 (artık 40) maçlık lig maratonunu sadece ligdeki havuz payını alabilmek için yarışan takımlar, avrupa'da sürekli rotasyon yapan, "niye burada yarışıyoruz anamızın ligi bize yeter" kafasındaki hocalar, sürekli gelişim ve değişimden bahsedip bunun bir parçası olmak adına hiçbir şey yapmayan duayen teknik adamlar...

    sezon içinde 40 a yakın maç yapıp, bu maçları oynama sebebiniz olan avrupa kupalarına katılım adına hiçbir şey yapmayacaksanız ne halta oynuyorsunuz ki bu ligi! ayıp yani utanın! biz de bu topu sevip, bu ligi izleyip bu takımlara ucundan kıyısından destek vererek bu rezaleti görmek zorunda değiliz, verdiğimiz paranın karşılığını biraz olsun görmek istiyoruz. sözlüğün geneli pek umrumda değil ben bu ülkenin temsilcilerinin avrupa'da ülkemizi iyi temsil etmesini istiyorum. en azından bir rusya, belçika, fransa ölçeğinde başarılar görmek istiyorum. bunları bize gösteremeyecekseniz ne diye bu ligi izletiyorsunuz?

    2005'ten beri takip ediyorum bu ligi, yaşım o kadarına elveriyor. ama bu ligten de, bu ligte oynanan oyun ve dışarıya yansıması hakkında en çok rahatsız olduğum dönemi yaşıyorum. sene başında babama defalarca dedim bu sene bein üyesi olmayalım başka bir platformdan bir şekilde takip ederiz bu ligi diye (tek izlediği şey süper lig çünkü). ikna edemedim maalesef. resmen tüy diktiler dün itibariyle ve artık bu ülkedeki futbol hakkında ne bir şey yazmak, ne takip etmek ne de konuşmak istiyorum. bundan bir şey kazandığımızdan değil, zevk için takip ediyoruz zevk de vermiyor.

    velhasıl o ki artık kaç hak elde edeceksek o kadar takımımız (şu an için 5) aynı anda avrupa kupalarına grup aşamalarından katılım hakkı elde etmediği müddetçe sözlükte hiçbir şey yazmayacağım, sağlıcakla kalın.
  • 1121
    ekonomi konusunu ayarlamadan cozulemez sorunlara sahiptir. yayin geliri bir sonraki ihalede düşeceğini varsayıyorum. 3 büyüklerin bir araya gelip kimsenin* ffp'sine bakmaksızın maksimum bir sınır belirleyip bir kac yıl o sınırda kadrolar kurarak öncelikle bataklıktan çıkmalilar diye düşünüyorum.* avrupa başarısı diye bir şey hedef olmamali bu bir kac sene. öncelikle kesinlikle bu borc batağında bi çıkalım üçümüz beraber.

    hani pes fifa oynarken real madrid barcelona liverpool bayern münih ayarinda takimlar seçeriz ya sonra deriz hadi ufak takımlarla mac yapalım bologna southampton crystal palace tadinda takimlar secip birbirimizi yenmeye calisiriz. onun gibi bir sey yapabiliriz bir kaç sene.

    yok oyle artik falcaoyla gustavo quaresmayla oynamak.
  • 1122
    avrupa'da başarı için yeni bir devrime ihtiyacı vardır. öncelikli olarak hakemlerden başlanmalı. topun oyunda kaldığı süre türkiye'de neredeyse 1 yarıya eşit. gerçekten söylüyorum biz bu ülkede futbolu yarım devre oynuyoruz. öncelikle hakemlere ota boka faul çalmamaları, yerde yalandan yatan oyuncuya müsamaha göstermemeleri ve en azından topun oyunda kaldığı süreyi avrupa standartlarına çekmemiz gerekiyor. takımlarımız avrupa'ya gidince bu tempo farkından felekleri şaşıyor.

    2. olarak yabancı sınırı konulmaksızın genç oyunculara ve altyapı oyuncularına teşvik verilmeli. bunu detaylı olarak konuşmak, optimal bir düzeye getirmek benim işim değil fakat hem artan kur, hem kulüplerin borç durumu sebebiyle genç yeteneklere ya da özkaynağa yönelmek teşvik edilmeli ki türkiye olarak dışarı oyuncu pazarlayabilelim, daha düşük maliyette genç oyuncular oynatmak zorunda kalalım.

    3. olarak kulüplere mantık çerçevesinde keskin sınırlar koyulmalı. yalandan limit belirleyip ceza vermemezlik yapılmamalı, kulüpler sınırı aşmamalı, uygulanabilir caydırıcı cezaları olmalı.

    ben gerçekten yediremiyorum artık avrupa'da kıbrıs takımları bulgar takımları tur atlarken bizim sürekli kaybetmemizi. bu sıkıntının çözümü yabancı sınırlaması zannediyorlar fakat alakası yok. her şeyden önemlisi artık futboldan anlayan, türk futbolunun gerçekten gelişmesini isteyen, bunun için bir çabası, çözümü olan insanlar göreve gelmeli. futbol siyasetin bir oyuncağı olmamalı. avrupa'nın en kalabalık ülkelerinden biri olarak futbolda bu kadar küçük düşmemeliyiz.
  • 1123
    internette takılırken türkiye ile fransa takımlarının u-16 karşılaşmasına denk geldim maç 5 sene önce oynanmış yenip kupa kaldirmisiz.
    yalnız işin ilginç yanı atakan isimli bir arkadaşın yaptığı (video altındaki 2. yorum).
    adam maçta top koşturan futbolcuların şu an nerede olduğunu yazmış.
    gerçekten ağzım açık okudum sizin de bakmanızı tavsiye ederim.

    https://youtu.be/H_I5ANqgoR8
  • 1124
    dünkü 20 ekim 2020 leipzig başakşehir maçı'ndan sonra son noktayı koydu bence. en azından bir dönemine, 'hörgüçten yeme' dönemine. umarım bu bir geçiş dönemidir. zira en önemli futbolcuları ülke dışında oynar vaziyette ki olması gereken bu değildi. olması gereken, kendi liginde de barındırdığın ulusal futbolcular olacak ve dışarısı, yani büyük ligler için de bir fabrika olacaksın. şimdi, baktığın zaman ne avusturya oldun, ne de rusya. dışarıya oyuncu vermeye başladın ama büyük takımlarının takati kalmamış ki ikame oyuncu koysun. burak yılmaz transferi gibi. ikinci ligden haberin olmadan oyuncun falan gidiyor, senin haberin anca adam orada patlayınca falan oluyor. zeki çelik gibi. saçma sapan bir olayla karşı karşıyayız bence. bir sistem var ve onu yine doğru algılayamıyoruz. uefada alt sıralara doğru gidiyoruz, milli takım kalifiye oluyor, kulüp takımları rezil, ikinci ligin takipte ama birincisi değil...

    ben işin içinden çıkamıyorum. çıkan varsa aydınlatsın lütfen.
App Store'dan indirin Google Play'den alın