• 1062
    cozum belli, fatih terim turk futboluna yillarca hizmet vermis ve vermekte olan tum hocalari da yanina alip direk cumhurbaskanligina cikmalidir.

    eger siyaset futboldan cekilmeyecekse*, gidip en bastaki kisiye durumu anlatmak en dogrusu.
    ttf'nin direk oradan emir aldigi ve hic bir sey sorgulamadigi cok acik.

    uefa'dan medet ummak hic bir cozum getirmez, daha kotu ceza yeriz en fazla.
    bu isi kendi aramizda cozmemiz sart.
  • 1647
    17 ağustos 2024 göztepe fenerbahçe maçı da gösterdi ki etimle kemiğimle profesyonel futboldan tiksinmeme neden olan ülke futboludur.

    plajda suya biri geçsin kumsaldan şut atalım, halı sahaya gidelim, football manager 2024 oynayalım, belediye halı sahalarında kaleye şut atalım, evde yeğenle v.s. vazo kırmalı paslaşalım ancak şu rezilliği izlemeyelim.

    yani allah'ın işine bakın istikrarlı şekilde her sezon bir takımın rakiplerinin golü saçma sapan şekilde iptal ediliyor. yine allah'ın işine bakın bu takım haksız penaltılar kazanıyor.

    kısa bir istatistik molası verelim. 2023/2024 sezonu en çok penaltı atan takım fenerbahçe: https://www.transfermarkt.com.tr/...plus/?saison_id=2023 en yakın rakibiyle arasındaki penaltı farkı 3.

    2022/2023 sezonu en çok penaltı atan takım fenerbahçe: https://www.transfermarkt.com.tr/...plus/?saison_id=2022 en yakın rakibiyle arasındaki penaltı farkı 5.

    2021/2022 sezonu en çok penaltı atan iki takımdan birisi fenerbahçe. diğeri de galatasaray: https://www.transfermarkt.com.tr/...plus/?saison_id=2021

    2020/2021 sezonu en çok penaltı atan takım galatasaray.

    2019/2020 sezonu en çok penaltı atan takım galatasaray.

    2018/2019 sezonu en çok penaltı atan takım kasımpaşa.

    yani allah razı olsun, 2021'den beri bir şekilde olan oluyor, istikrar bozulmuyor ve en çok penaltı atan takım bir şekilde değişmiyor. tesadüf olsa gerek. benim spora dair şöyle bir gözlemim var: çok teknik branşlar dışında salak değilseniz gördüğünüz doğrudur. kafası çalışan birisine oturun karara gidecek bir ufc maçı izletin, kimin hakem kararıyla kazanacağını anlar. bu adama bir futbol maçı izletin, ne olabileceğini kestirir. inanın bunlar zor şeyler değil. sahada orta açmak zor olabilir ancak açılacak ortanın faydalı mı manasız mı olduğunu anlamak zor bir şey değil.

    2023/2024 sezonunda benim midem bulandı. her hafta en çok penaltı atan takımın hakkının yendiği iddia ediliyor, taraftarlık ve kampçılık gereği fenerbahçeliler buna inanıyor, adamın teki çıkıp ligden falan çekileceğiz diyor, saçma sapan gündemi işgal ediyor, manasız paralar harcıyor, manasız işler yapıyor. tff başkanı fetöcüymüş. ya al eline belgelerini git savcılığa. çeneni kapat, savcılığa git. aynısını eşime dostuma da yapıyorum. galatasaray fetöcü mü? tamam hadi toplayın elinizdeki belgeleri savcılığa gidiyoruz. he ama elinizde bilgi, belge yoksa açık açık söylüyorum sizi şuraya yatırır severim diye. kimse bu salaklıkla mücadele etmek zorunda değil. ulan oturacağız bir maç izleyeceğiz, maç bitecek, fener kaybedince eşe dosta ne yapayım gaga mı atayım fotoğrafı atacağız, biz kaybedince onlar kedili fotoğraf atacak. her puan kaybında başlıyoruz 1453'te fenerbahçe'ye yapılan sikke ayar bozukluğu haksızlığından.

    2023/2024, 2024/2025, daha önce aziz yıldırım... adamlar sürekli sahada. paranız pulunuz var alın bir amatör takım, koyun adını kanaryabahçe, çıkın sahaya gezin, tozun. topa vurun. oynayın, oynattırın. kendinize geyikten bir lig kurun acun ile, orada oynayın isterseniz. ama şu sahadan bir çıkın. ben ali koç'un itilip, üzerine saçma sapan şeyler atılmasına gülüyorum ama üzülüyorum da. senin o sahada ne işin var? sen kimsin, ne arıyorsun orada?

    en çok penaltıyı alalım, saçma sapan paralar harcayalım, sahaya girelim, rakip golleri iptal edelim... yetmiyor mu? bir tane adam yüzünden bugün yaşayacağımız saçmalığı bekliyoruz. kendini emniyet müdürlüğüne mi bağlar, yeni tff başkanını boko haramcı olmakla mı suçlar, ülke çapında hamsileri çöpe mi döktürür, çiğdem kelimesini kadıköy tarafında mı yasaklatır, ne yapar bilemiyorum. ama ne yapması gerektiğini biliyorum. çekip gitmesi, uzaklaştırılması, el çektirilmesi, "cancellanması", kovulması lazım.

    siyasetin çirkin ortamında yanak okşatmaya falan okey değilim ancak kaypak bir şekilde fayda sağlama adına yapılmasını anlarım. tiksinir ama anlarım. size anlayamayacağım bir fevrilik göstereyim: https://iahbr.tmgrup.com.tr/...ti-1532346920979.jpg

    yanağını okşatanı korkuturum, gönderirim, uyarırım da duvara aduket atan adama laf anlatamam.
  • 1252
    herhangi bir kulübümüzün herhangi bir uluslararası maçta başarılı olma şansı yoktur. hiç kimse hiç boş yere 21 temmuz 2021 psv eindhoven galatasaray maçı için galatasaray’a yüklenmesin. hele hele bu maç x’e yazar gibi içi boş, sırf artistlik kokan, cihangir solcusu eleştirisinden hallice laflar da etmeyelim. euro 2020‘de milli takımımızı da gördük. biz buyuz, bu kadarız işte! çağı yakalayamadık, yakalayamayız, çünkü ülke olarak futbolcularımız da antrenörlerimiz de yöneticilerimiz de entellektüelite ve iş ahlakı olarak yetersiz.
  • 1475
    rezil bir ortamdır. takımım puan kaybediyor, hocaya veya oyuncuya gelene kadar 50 tane hakem hatası, yöneticilerin kötü niyetli eylemi eleştiriliyor haklı olarak. rakip puan kaybediyor, adamlar kötü oynasa bile dalga geçemiyorsun, çünkü herkes hakemler tarafından doğrandığına inanıyor doğranmasa da, doğransa da.

    düşünün manu-mcity kapışıyor. city evinde leeds'e karşı 3-1 geri düşüp maçı 3-3 e getiriyor. manu avantaj yakalıyor, rakibi de norwich. norwich'e karşı öne geçen manu, gidip 3-3 ile puan kaybediyor ve avantajı tepiyor. güzel espriler dönerdi, taraflar birbiriyle dalga geçerdi, üzülen de içten üzülür, eleştirisini içi dolu yapardı.

    bu senaryonun aynısı ülkemizde oldu. ne tartışılıyor? ferdi el, hakem doğraması, 2 sayfa açıklama. hakemler de insandır, hata yapabilirler lafı sonrası bu ülkede hakem konuşulması skandaldır, bu bir. hakemler ferdi'nin çarpmalı eliyle feneri doğruyorsa saçma sapan kararlarla galatasaray'ı da doğruyor bu iki. bunlar gerçekler. bir takımın onlarca penaltı atması gibi tartışmaya çok açık durumlar var, oralara hiç girmiyorum ama ben sıkıldım.

    galatasaray buradan şampiyonluğu verirse kaç tane galatasaraylı seneye daha iyi olabilmek için teknik ekibini, yönetimini, futbolcularını, saha içini eleştirebilecek? bir başlayacağız alanya maçından, devam edeceğiz ali şansalan'a kadar. bize bunu yapma hakkınız yok.

    bakın her maç bütçesi olan bir sinema filmi gibidir. takımın gideri, rakibin gideri derken sanırım ligimizdeki her maç bütçesi 5-10 milyon euro arası bir film kadar paraya oynanıyor. oyuncuların bonservisi, tesis giderleri v.s. tüm giderleri katın hesaba. ben 10 milyon dolar bütçeli, efekti az, senaryoya dayanan bok gibi bir film izlesem akşam soluğu imdb'de alır review yazarım. ama türkiye'de film izlerken bile türkiye'deki sinema perdelerinin kirli oluşuyla başlıyoruz eleştiriye. maçta aynı şey. hakem, yöneticiler derken sahaya inemiyoruz.

    ben türk futbolunun türk futbolu olmasını istiyorum. maç önü heyecanı, maç heyecanı, maç sonu kritiği, dostlarımla laf sokma seansları, sonra bitti. hafta içi edit izler, ulan şu maça gitsek mi diye eşe dosta mesaj atarız. yok ama, hak etmiyoruz herhalde biz bunu ki konu futbol konuşurken futbola gelmiyor.
  • 1306
    artık esamesi okunmayan futbol ekolü. eskiden işi bilen ve kariyeri olan teknik direktörleri görev başına getirirken artık sadece büyük hocaların ancak önerdiği hocaları büyük takımların başına getirebiliyoruz. ülkenin güzel bir tezahürünü futbolda da maalesef görüyoruz. önce guardiola’nın bize torrent’i önermesinden sonra şimdide joachim löw’ün fenerbahçe’ye drone ismail’i önermesi işi özetliyor aslında.
    (bkz: benzer işler)
  • 749
    çıkarcı siyasilerin ve bu siyasilerin beslediği torpillilerin, yalakaların söz sahibi olduğu foseptik.

    abdülhamid ziyaeddin ya da bilinen ismiyle ziya paşa zamanında "ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" gibisinden bir mısra dillendirmiş... devir değişti artık. ziya paşa'nın meşhur mısrası 'ayinesi torpilidir, yalaklığıdır kişinin lafa bakılmaz'a evrildi. maalesef.
  • 41
    şu andan itibaren utanıyorum kendisinden artık.

    bizde bir şey vardır: futbolu basit oynamaya ve basit oynatmaya çalışan adamlar sevilmez. gelemeyiz öyle basit işlere. başarılar bile hep öyle elde edilmiştir mesela türk futbolunda. 1-2 tane yemeden, işi zora sokmadan akıllanmayız biz. geriden gelip maç kazanacağız ki övünelim o başarıyla.

    oyuncu konusunda da huy olmuş bu. futbolu aklıyla oynayan, işini en güzel yapmanın basit oyun oynamak olduğunu düşünen adamlar hep dışlanmıştır. darren fletcher manchester united altyapsından yetişmemiş ve manchester united'da oynamamış olsun, aberdeen'den getir, koy konyaspor'un orta sahasına; derler ki: "bu nasıl adam yahu? alıyor, veriyor. 50 tane bulurum bank asya'da bundan."

    bir de düz bir suratınız olmayacak. sakin bir yapınız olmayacak türk futbolunda tutunacaksanız. agresif olacaksınız her dakika ki; içinizde "ruh" olduğunu sansınlar. mustafa sarp gibi forma yırtacaksınız mesela. ayhan gibi sürekli hakemle konuşacaksınız ya da. servet gibi savunmanızda top saklamaya çalışıp kahramanlıklar deneyeceksiniz. hata yapabilirsiniz, bu sorun değil türk futbolunda tutunabilmeniz için. ha bir de, yüz koruma maskesi iş yapar, takın onu.

    misimovic olmayacaksınız ama. olacaksanız da yolunuz buralara düşmeyecek. ne o öyle ağızda sakız filan. hele o koşuş ne öyle? yakışıyor mu hiç galatasaray gibi bir takıma? görevini yapmıyorsun hem sen. aynı anda hem savunmadan top çıkarıp, hem final pası yapabilmen lazım senin. he almanya ligi'nde asist krallığı mı? banane hocu, çok disiplinsizsin sen.

    ...

    utanıyorum. düşündükçe utanıyorum. şu anki psikolojini düşünüyorum, kendimi yerine koyuyorum ve "nereye geldim ben?" diyorum. biz senin yerin değiliz misimovic. dedim ya, biz sevmeyiz düz suratları. o da bizim kusurumuz işte. hiçbir işe yaramayacak olsa da, bu gece türk futbolu ve anlayışı adına senden defalarca özür diliyorum. sadece senden de değil, umursamaz lincoln'lerden, keita'lardan, rijkaard'lardan ve daha nice futbol adamından. biz hiçbirine layık değiliz bu açık. bu saatten sonra her şey müstahak türk futboluna. hatta alex ferguson'un şampiyon olan takımıyla dalga geçmesi bile.
  • 1373
    günmüz türkiye'sinde yaşanan tüm çelişkileri tek bir örneklem üzerinden gözlemleyebilmenize olanak sağlayan, gerileyen yanımız.

    ülkede kötü giden her şeyi iyi gidiyormuş gibi gösterme sorunsalının, hele ki türk futboluna sireyet emememesi olanaksız zaten. alt yapı eğitimi eksikliğinden dolayı atılan bir pası 3 defa dokunarak anca önüne alabilen, pas kalitesi zayıf, orta yapmayı bilmeyen, şutu zayıf, pozisyon bilgisi eksik, mental olarak bir garip oyunculardan oluşan türkiye a milli futbol takımı için son zamanların moda deyimi "altın jenerasyon" da tıpkı öyle. peki şimdikiler altın jenerasyon ise bizim izlediğimiz sergen yalçınlı, hakan şükürlü, okan buruklu, rüştü rençberli, hakan ünsallı mili takımlardaki oyuncu gurubu neydi? mevki mevki o günkü oyuncularla karşılaştırabileceğimiz bir futbolcu var mı şimdiki milli takım içerisinden? türk futbolu o ivmeyi devam ettiremedi?

    genel olarak türk futbolu ve futbolcuları fazla abartıldığı için aldığımız sonuçları sürpriz sanıp sorunu bir futbolcuya ya da teknik direktöre bağlamaya çalıştıkça gerçek sorunu tespit edip ona göre eylemler gerçekletirmiyoruz. tepeden tırnağa, her yerde her şeye vasat bile olmayan kişiler hakim olduğundan türk futbolu da bu çelişkiyi iliklerine kadar yaşıyor maalesef. özellikle uluslararası turnuvalar gerçeği yüzümüze vura vura bunu gösteriyor aslında ama o gerçeği görmesi gereken kişilerdeki adamcılık ve liyakatsizlik nedeniyle "o gitsin bu gelsin", "o oynasın bu oynamasın" gündeminin döngüsünde savrulup duruyoruz. aynı cümleleri farklı kişiler için kurup duruyoruz, sonra da aynı şeyin lacivertini beğenmiyoruz, kim beğenir ki!
  • 1130
    tıpkı türk dizileri gibidir. maçları seyrederken birkaç dakika bir işin olsa ve onu yaptıktan sonra tekrar dönsen hiçbir şey kaçırmamış oluyorsun. aynı sıkıcı futbol devam eder. pozisyon ve gol azdır, sahada sistem olarak hiçbir şey yoktur, ama bol kavga, bol magazin eksik olmaz. fakat mesela başka liglerdeki oynanan futbola bakıyorsun, atıyorum ingiltere liginde orta sıra bir maç izlerken dahi, bir iki dakika ara versen, kaçırdığın onlarca şey oluyor. sürekli heyecan, sürekli pozisyon, goller, futbol anlamında pozitif birçok şeyi içinde barındırıyor. türk futbolunun en büyük sorunu içinde futbol diye bir şeyin olmayışıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın