12.12.2011 tarihli akşam gazetesindeki yazısı.
---
alıntı ---
g.saray oynadı trabzon seyretti
g.saray her geçen gün daha iyi bir takım oluyor. geçtiğimiz hafta f.bahçe'yi 3-1 yenerken, sarı-kırmızılı takım dün de rakibine hiç şans vermedi. sanki trabzon maçı, f.bahçe maçının devamı gibiydi
g.saray defansı eboue, semih, ujfalusi ve hakan'dan kurulu. bu dörtlü çok iyi oynadı. şans ve imkan buldukları zaman her zaman hücuma katıldılar. en önemlisi birbirlerinin kademesine girerek tek-tük hücum eden trabzon forvetinin akınlarını başladığı yerde durdurmasını bildiler.
orta sahada oynayan kazım, dün gece iyi değildi. genç emre çolak, forma şansı buldukça daha iyi oynamaya ve g.saray takımına uyum sağlamaya başladı. son dakikalarda terim onu oyundan çıkardı ama oynadığı sürece o genç çocuktan beklenmeyecek şekilde güzel bir futbol izledik. selçuk, hep tribünlerle uğraştı. top ayağına geçer geçmez, geçtiğimiz yıl trabzon formasını giydiği için yuhalandı zavallı...
baros, sezon başındaki formundan çok uzak. elmander ise aksine her oynadığı maçta sırtındaki formanın hakkını veriyor, hem çok iyi oynuyor, hem de güzel goller atıyor. dün de öyle yaptı...
hakem hakliydi
g.saray, trabzonspor'u, avni aker'de göstere göstere yendi. ikinci yarı pas yaparak eğlendiler. ve çok haklı bir galibiyet aldılar. maçın kader noktalarından birisi 56. dakikada zokora'nın, melo'ya vurduğu yumruktu. hakem hiç tereddüt etmeden kırmızı kartı gösterdi.
maç 3-0 bitti, fakat g.saray gol atmak arzusunda olsaydı bu skor çok daha farklı olurdu.
trabzonspor'un iyi bir kalecisi var; tolga... tribünden gelen bir şişe zavallı çocuğun kafasında patladı. burak, trabzonspor'un gol beklediği bir futbolcu.
ama dün o da sahada yoktu. giray, defansın göbeğinde, glowacki ile beraber kaçan g.saraylıları kovalamak arzusuyla çok koştular.
ama bir şey yapamadılar. nedeni; sarı-kırmızılı futbolcular öyle güzel paslaştılar ki, trabzonspor'a da bu güzel futbolu seyretmek kaldı..
---
alıntı ---